15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 AKP’NİN HEDEFİ LOĞOĞLU YANIT VERDİ: Başbakanlık müfettişlerine göre olayda kusur ve ihmal yok Kusursuz devlet! İSKENDERUN (DHA) CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs’ta 53 kişinin hayatını kaybettiği patlamalarla ilgili olarak Başbakanlık müfettişlerinin, herhangi bir devlet görevlisinin veya yetkilisinin, olaylarda kusurunun veya ihmalinin olmadığına ilişkin rapor hazırladığını açıkladı. Eryılmaz, “Bu, şu demek oluyor. Dosyayı kapatalım. Bu, Hatay Cumhuriyet Başsavcısı’nın yürüttüğü soruşturmaya bir müdahaledir” dedi. CHP’li Eryılmaz, olayla ilgili sis perdesinin aralanmadığına dikkat çekerek, “Olay öncesinde jandarma istihbaratının gönderdiği raporu dikkate aldığımızda, bu olayın önlenmemiş olması, birtakım soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Başbakan, İstihbarat ile emniyet arasında koordine eksikliğinden söz etti ve ‘Biz bu olayı soruşturacağız’ dedi. Başbakanlık müfettişlerinin hazırladığı raporun içeriğine baktığımızda, bu olayla ilgili herhangi bir devlet görevlisinin veya yetkilisinin kusurunun veya ihmalinin olmadığına dair rapor hazırlanmış. Bu rapor konuyla ilgili soruşturmayı yürüten Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş. Başbakanlık, ‘Biz yetkili olarak bu konuyu araştırdık. Dolayısıyla sen de yürütmüş olduğun soruşturmanın üzerini kapat’ diyor. Biz bu olayın takipçisiyiz” dedi. “Cilvegözü’nde REDHACK BELGELERİ R edHack, Reyhanlı saldırısının ardından jandarma istihbarat belgelerini Twitter’dan yayınlamıştı. Belgelerde, Suriye’de faaliyet gösteren El Kaide yanlısı gruplara ulaştırılmak üzere hazırlandığı öne sürülen bomba yüklü araçlara ilişkin detaylara yer verilirken bu araçların Suriye tarafından arandığı bilgisi dikkat çekiyor. Redhack’in yayınladığı belgelerde ayrıca, El Nusra’nın, üç araca Türkiye’ye yönelik bir eylemde kullanmak üzere bomba düzeneği yerleştirdiği yönündeki bilgiler yer alıyordu. Belgeleri RedHack’e sızdırdığı iddia edilen bir asker hâlâ tutuklu. Patlama öncesi emniyet istihbarat ve MİT arasındaki yazışmalar koordinasyon eskikliğini ortaya koymuştu. TWİTTER’DAN YAYINLAMIŞTI Mısır’da AKP ideolojisi AKP’yi yenildi savunmadık AYŞE SAYIN ama.. de, Reyhanlı’da hükümetin desteklemiş olduğu, radikal, köktenci grupların parmağı olduğu yönünde ciddi şüphelerimiz var” diyen Eryılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümet, maalesef iki davadaki soruşturmalarda sınıfta kalmıştır. Hatta olay yeri savcılarının da Reyhanlı ve Cilvegözü olaylarında bypas edilmiş olmaları, olayın Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı’na devredilmiş olması, aslında şaibeleri bir kat daha artırmaktadır. Sanki olayın üzerinin örtülmeye çalışıldığı ya da istedikleri şekilde manipüle edilmeye çalışıldığı gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Yanardağ gözaltına alındı İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Bodrum’da kiraladığı evde gözaltına alındı. İstanbul 13. Ağır Mahkemesi’nin hakkındaki yakalama kararı gerekçe gösterilerek Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alınan Yanardağ, Bodrum Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Yanardağ’ın İstanbul’a getirilmesi bekleniyor. Yanardağ’ın Avukatı Muğla Baro Başkanı Mustafa Gürkan, “İstanbul’da yakalanırsa mahkemeye çıkarılması, başka bir yerde yakalanırsa en yakın mahkemeye çıkarılmak üzere sevk edilmesi talep ediliyor. Yarın (bugün) savcılık 13. Ağır Ceza mahkemesi ile bir görüşerek, ne yapacağına karar verecek” dedi. Yanardağ gözaltına alındığında yanında olduğunu ifade eden Emekli Yüzbaşı Tanju Sirmen ise “Tesadüfen rastlaştık” diye konuştu. Bu arada Ergenekon’da tutuklanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, emekli Albay Levent Göktaş ve gazeteci Tuncay Özkan’ın avukatlarının tutukluluğa ilişkin itirazı reddedildi. Davutoğlu, hiçbir zaman savaş istemediklerini iddia etti Yaptırım olsun bari ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, Suriye’ye yönelik operasyon talebinden çark etmeye başladı. Henüz olası bir operasyon netleşmeden “Gönüllüler Koalisyonu’nda görev alırız” diyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün “Türkiye hiçbir zaman savaş çağrısı yapmadı” dedi. Nikaragua Dışişleri Bakanı Samuel Santos Lopez’le görüşmesi sırasında Suriye ile ilgili değerlendirmeler yapan Davutoğlu, ABD ve Rusya arasındaki görüşmeler için de “Artık yeter diyoruz. Ne yapacaksanız yapın, BM olarak bu savaşı durdurun” ifadesini kullandı. Davutoğlu, Suriye için ilk kez ‘“harekât” yerine “yaptırım” seçeneğini dile getirerek şunları söyledi: “Uluslararası toplum ne cevap verecek, müeyyidesi nedir, bunun bir müeyyidesinin olması lazım. Nasıl Miloseviç, Saddam, bu müeyyidelere taraf olmuşsa, bugün uluslararası toplumun kararlı bir şekilde uluslararası hukukun uygulanmasına özen göstermesi lazım. Sadece kimyasal silahların devrine dayalı bir çözümü kesin ve mutlak bir çözüm olarak gör Koalisyon üyeleri belli dahi olmadan ‘Gönüllüler Koalisyonu’nda görev almaya hazırız’ diyen Davutoğlu, ABDRusya arasındaki diplomasi sürecinde devre dışı kalınca, ‘Türkiye hiçbir zaman savaş çağrısı yapmadı’ dedi. destek veririz. Sadece kimyasal silahların devrini kesin çözüm olarak görmek barışı getirmez. Türkiye hiçbir zaman savaş çağrısı yapmadı. Biz ‘Savaşı durdurun’ diyoruz. Bunun bedelini Suriye halkı ve komşu ülkeler ödedi. Masum insanların kaybına yol açan suçlar yargılanmalı” dedi. ‘Silah vermedik’ Bomba yüklü araç alarmı mek, göstermek, Suriye rejimine, ‘Kimyasal silah dışında hangi aracı kullanırsanız kullanın, ne kadar insanı öldürürseniz öldürün, bu bir müeyyide görmeyeceksiniz gibi bir mesaj iletmekse’, bu barışı getirmez. Son teşebbüsle ilgili olarak (ABD ve Rusya’nın girişimi), bir gram kimyasal silah bile yeryüzünden kalkacaksa biz Davutoğlu, Türkiye’nin muhaliflere kimyasal silah yardımında bulunduğu iddialarını yalanlarken, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da bu iddiaları gündeme getirdiğini belirtti: “Biz kimyasal silahlar ve biyolojik ve nükleer silahların kaldırılması için kampanyalar yürütmekte olan bir ülkeyiz. Kimyasal silah insanlık suçudur. Kim bu silahı temin etmişse, kullanıyorsa insanlık suçu işler. Türkiye’nin tedariki konusunda bırakın yardımcı olması gibi bir hususu böyle bir tedarike müsamahaya bile rızası yoktur. Türkiye’nin tutumu net ve açıktır. Kimyasal silahın tedariki, kullanımı insanlık suçudur.” ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Mısır’daki yeni hükümetin davetlisi olarak yaptıkları Mısır ziyareti nedeniyle, partisini “darbecilere hayırlı olsuna gittiler, utanç ziyareti” diye suçlayıp, hedef tahtası haline getiren Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP’lilere, “Biz darbecilerin değil, Mısır halkının ayağına gittik. Eğer ortada bir utanç varsa bu Türk hükümetinin Bağdat’a, Mısır’a gidememesinden kaynaklı bir utanç olmalıdır” yanıtını verdi. Mısır halkının Erdoğan’dan El Ezher Şeyhi’nden özür dilemesini beklediğini belirten Loğoğlu, Mısır’da yönetim yanlılarının, AKP’nin kendilerine dönük tepkisini, “AKP’nin, Müslüman Kardeşler’in yenilgisini, kendi ideolojisinin yenilgisi olarak görmesine bağladığını” belirtti. CHP’nin diğer diplomat kökenli ismi İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ile Mısır temaslarını tamamlayan Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Mısır gezisi, izlenimleri ve TürkiyeMısır ilişkilerini Cumhuriyet’e değerlendirdi: Utanması gerekenler: Başbakan, AKP sözcüleri, ‘Darbecilerin ayağına gidiliyor, utanç verici gezi, darbe konusunda görüş alışverişi yapmak için mi gittiniz’ diyorlar; El Ezher Şeyhi’yle görüşmemize parti tabanından da eleştiri geliyor. Oysa biz darbecilerin ayağına gitmedik, Mısır halkının ayağına gittik. Eğer ortada bir utanç var ise bu Türk hükümetinin Bağdat’a, Mısır’a gidememesinden kaynaklı bir utanç olmalıdır. Türk hükümetinin komşularıyla ilişkilerini tamamen kopma noktasına getirmesi utanç vericidir. Milletten aldığımız yetkiyle: Şimdi soruyorlar, ‘Hangi yetkiyle gittiniz’ diye. Herhalde Başbakan kendilerinden izin almamız gerektiğini düşünüyor. Biz milletten aldığımız yetkiyle oraya gittik. AKP ideolojisi yenildi: Mısır’da AKP’nin tavır değiştirmesi konusundaki egemen görüş, AKP’nin Müslüman Kardeşler’in başarısı için gösterdiği çabanın Mısır’daki gelişmeler nedeniyle iflas etmesinden kaynaklı olduğu yönünde. AKP’nin, ideolojik bakışının Biz Mısır’da AKP hükümetinin görüşlerini savunmadık, şikâyet de etmedik. Mısır’da hükümete eleştiri geldi ama biz hükümeti savunmadık, Türkiye’nin kurumlarını ve o kurumları işgal eden yani iktidardaki kişilere gereken saygının gösterilmesi gereğini hatırlattık. Bunu Amerika’da da yaptık, tabii ki Mısır’da da yaptık. Bu kesinlikle AKP iktidarının politikasını savunmak gibi algılanmamalı, çarpıtılmamalı. Biz Başbakan’ın bize yönelik ağır ve gereksiz ifadelerine karşın Başbakan’ı usturuplu bir şekilde eleştiririz ama Başbakanlık kurumuna ve onu temsil eden kişiye de saygı gösterilmesini bekleriz. Mısır’da geri tepmesinden rahatsızlık duyduğu için yönetime bu kadar tepkili olduğunu düşünüyorlar. Müslüman Kardeşler’le birlikte, AKP’nin hem bölgesel anlamda hem de kendi ideolojik yaklaşımlarının yenilgiye uğradığını düşünüyorlar. ‘Erdoğan özür dilemeli’: TürkiyeMısır ilişkileri kopma noktasına gelmiş, pamuk ipliğine bağlı. Görüştüğümüz hem hükümet yetkilileri, hem de siyasi parti liderleri, bu duruma iki neden gösteriyor. Birincisi, Türkiye’nin Mısır’ın içişlerine müdahale ettiğini düşünüyorlar; ikincisi, ki bu daha derin ve duygusal bir tepki, Başbakan Erdoğan’ın El Ezher Şeyhi’ne yönelik ağır ifadeleri. Görüştüğümüz hemen hemen tüm kesimler, ki sadece Müslümanlar değil, Hıristiyanlar da dahil, Erdoğan’ın sözlerinin ‘hakaret’ içerdiğini söylüyorlar ve ‘Türk Başbakanı özür dilemeli’ diyorlar. ‘Türkiye’yle ilişkileri kesin!’: Bu iki faktör nedeniyle kamuoyunda, halkta Mısır yönetimine yönelik yoğun bir ‘Türkiye ile ilişkileri kesin, niye hâlâ bu ülkeyle alışverişe devam ediyorsunuz’ baskısı var. Görüştüğümüz Mısırlı bakanlar, siyasi parti liderleri, orada ayrıca özellikle ticari ilişkiler açısından bire bir işin içinde olan Mısırlı işadamlarının söyledikleri aynı. Daha çarpıcı olan ise bu Türk şirketlerinde 52 bin Mısır vatandaşı çalışıyor. Bu demektir ki Türk firmaları Mısır’da 200250 bin kişiye iş ve aş sağlıyor. İşadamları tedirgin, ‘Çalışanlarımızda her an bir patlama olabilir’ diyorlar. Türkiye huzursuzluğunun, ticari ilişkilere zarar vereceğinden, Mısırlı çalışanın tepkisi nedeniyle işlerinin sıkıntıya gireceğini düşünüyorlar. Kendileri ‘Biz bu baskılara direnmeye çalışıyoruz ancak çok fazla da dayanacak gücümüz kalmadı’ diyorlar. Müslüman Kardeşler diyalog istiyor: Müslüman Kardeşler’in Mursi dönemindeki bakanı ile görüştük. Aydın kişiler, makul şeyler söylüyorlar. Mısır’da 9 aylık bir süreç var; anayasa tadili, seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri süreci var. Müslüman Kardeşler’in söylediği ‘Biz diyaloğa hazırız ancak bazı güven artıcı önlemler için adım atılması lazım.’ Koşulları var; Mursi’nin ve yandaşlarının serbest bırakılması, el konulan medya organlarının Müslüman Kardeşler’e iadesi, yaralananların tedavisi, ölenlerin ailelerine tazminat verilmesi gibi. Rol mü değişti?: Cumhuriyet tarihinde, dış politika açısından böyle bir dönem hatırlamıyorum. Yani ilk kez ana muhalefet partisi (CHP) olarak biz dış politikayı yürütme konusunda önemli bir sorumluluk üstlenme durumuna geldik. Çünkü AKP’nin bölge ülkeleri ve komşularına dar, ideolojik, mezhepsel bakışı nedeniyle ilişkiler kopma noktasına geldi. ŞIRNAK (Cumhuriyet) Jandarma istihbarat birimleri, il merkezi ve ilçelerdeki güvenlik güçlerine bir yazı göndererek bomba yüklü olduğu belirtilen bir aracın plakasını bildirdi. Siirt plakalı aracın Şırnak bölgesinde bulunduğu kaydedilen uyarıda, aracın görülmesi halinde bomba yüklü olduğu için hemen müdahale edilmemesi ve ilgili birimlere haber verilmesi istendi. Araçta olan bir kişinin de canlı bomba olduğu kaydedildi. TOKİ’Yİ İHRAÇ ETMEK İSTEYEN HÜKÜMETİN PAKİSTAN’A HEDİYESİ VAR Ver nişanı, al ihaleyi FIRAT KOZOK Mursi’yle görüşmeye izin çıkmadı PKK’liler piknik tüpü kullanmış SİİRT (Cumhuriyet) Pervari’de Orak Tepe’de yapımı devam eden karakol inşaatını basarak 4 işçiyi kaçıran ve daha sonra serbest bırakan PKK’lilerin inşaata piknik tüpleri patlatarak zarar verdikleri açıklandı. Genelkurmay açıklamasında, dün saat 16.30 sıralarında, bir köy korucubaşına ait minibüsün 10 örgüt üyesince gasp edildiği belirtildi. Açıklamada karakol baskını anlatılırken teröristlerin piknik tüpü ile düzenek kurdukları ve inşaatta bu şekilde hasara yol açtıkları belirtildi. ANKARA Toplu konut, kentsel dönüşüm ve çevre konularında yeni bir atılım başlatmak isteyen Pakistan’a TOKİ modelini ihraç etmeye hazırlanan Türkiye, önümüzdeki hafta Ankara’da ağırlayacağı Pakistan Başbakanı Navaz Şerif’e Cumhuriyet Nişanı verecek. 200 milyona yaklaşan nüfusu karşısında konut sorununu çözmek için formül arayan Pakistan, TOKİ modeli için Türkiye ile temas trafiği başlatmıştı. Bu çerçevede Pakistan’a resmi ziyarette bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve beraberindeki bakanlık yetki Navaz Şerif geliyor lileri ve Türk müteahhitleri ülkesinde kabul eden Navaz Şerif, Türkiye’de 8.5 yılda 500 bin konut üreten TOKİ modeliyle yakından ilgilendiklerini söylemişti. Bakan Bayraktar, bu ziyarette “Pakistan Başbakanı Sayın Navaz Şerif’in talebi doğrultusunda biz toplu konut ve şehircilik anlamında tüm birikimlerimizi paylaşmaya hazırız. Pakistan’a bu konudaki tüm tecrübelerimizi aktarmaya hazırız” demişti. Bu temasından ardından bu kez de Şerif, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine 1618 Eylül tarihleri arasında Türkiye’ye üç günlük resmi bir ziyaret ger çekleştirecek. Konuk Başbakan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan ile toplantılar yapacak. İki ülkenin başbakanları, Ankara’da düzenlenecek olan Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin toplantısına birlikte katılacak. Navaz Şerif Türkiye’de TOKİ’nin ürettiği düşük maliyetli, alt gelir seviyesindeki yurttaşlar için yapılan konutları da yerlerinde ziyaret edecek. Şerif’in temasları sırasında ayrıca kendisine Abdullah Gül tarafından “Cumhuriyet Nişanı” sunulacak. Pakistan heyetinin ziyareti sırasında özellikle ekonomik ve çeşitli anlaşmaların imzalanması planlanıyor. Mısırlı yetkililere, Muhammed Mursi ile görüşmemizin, ilişkiler açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini söyledik. Ancak bize verilen yanıt, bu konunun ‘başsavcının takdirinde olduğu, hükümetin bu konuya karışmadığı’ şeklinde oldu. Tabii bu doğru da olabilir ama görüştürmek istememiş de olabilirler. Ama biz Mursi ile görüşebilseydik, olumlu bir adım olurdu. Biz tutuklu gazeteciler konusunu da dile getirdik. Ancak bize söylenen 5060 kişilik bir grup içinde ‘tahrik suçu’na karışıp karışmadığını araştırdıkları yönünde oldu. Bırakılma ihtimalinin olduğunu ifade ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle