15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Çözüm paketi zirvesi son anda haftaya ertelendi. AKP, kamu kurumlarında kıyafet serbestisi getiriyor Çare Yasal Güvence Camicemevi tartışması sürüyor, daha bir süre de sürecek gibi görünüyor. Dün bu köşede, cemaatCem Vakfı girişimine karşı Alevi kanadından gelen haklı itirazları sıralamış, bu arada kimilerince dillendirilen şu şikâyeti aktarmıştım: Ne kadar hoşgörü gösterirsek gösterelim, bir türlü yaranamıyoruz. Hoşgörü, nasibimizi az almış olmamıza karşın, geçmişimizdeki kuşkulu varlığıyla fazlaca şişindiğimiz bir kavram. Hani kimilerini dinlesek, Anadolu bir hoşgörü beşiği, tarihimiz ise, bin bir düşüncenin bin bir çiçeğinin filizlendiği bir gül bahçesidir. Ne yazık ki, bazı istisnaları bir yana bırakırsanız, ne uzak ne de yakın geçmişimiz bu şişinmelerimizi doğrular niteliktedir. Bu da doğaldır. Hoşgörü de, üretim ilişkilerinin bir türevidir. Tarım toplumu kültürü, kendisinden önceki dönemlere göre, daha ileri olsa bile hoşgörü açısından yine de gelişmemiştir. Daha tarım toplumu kültüründen henüz tümüyle kurtulamamış olan toplumumuzda, son zamanlarda hoşgörü, artacağına azalmaktadır. Tayyip Bey’in bu olguya olağanüstü katkısını görmemek mümkün değil. Bugünkü iktidar, egemenliğini, gerginlikle, karşısındakini ötekileştirmekle tek sözcükle hoşgörüsüzlükle pekiştirme politikasını uygulamaktadır. Şimdilik, başarılı görünen ama çok büyük tehlikelere gebe olan bir tutum bu. HHH İşin garibi, hoşgörü yoksunluğumuz gibi, hoşgörü tutkunluğumuz da sakıncalı. Çünkü onu, yanlış anlıyor, yanlış yerlerde kâğıt oyunlarının jokerleri gibi kullanıyoruz. Hoşgörü kavramı daha çok, laikliğe karşı olan çevrelerin, son yıllarda dinsel inançlar karşısındaki tavır için kullandıkları bir kavramdır. Özellikle Gülen cemaati, devlet içinde örgütlenirken, çevreye hep hoşgörü gülücükleri göndermeye, hoşgörüyü din, vicdan özgürlüğünün yasal güvencelerinin yerine geçirmeye çabalamışlardır. “Laikliğin yasal güvencelerinin yerini hoşgörünün almasının ne sakıncası var” demeyin. Çünkü kişisel ilişkilerde, insanın kendi davranış biçimi içinde önemli bir yer tutan hoşgörü, aslında yasal güvencenin yerini tutamaz. Hoşgörü bir ast üst ilişkisini içerir. Hoşgörüyü ithal ettiğimiz Frenk ülkelerinde hoşgörünün karşılığı olan tolerans, bir kimsenin sizinkine aykırı görüş ve davranışlarına, aksine davranmak hakkı ve olanağınız olmasına karşın tahammül etmeniz demektir. Görülüyor ki, burada hoşgörü gösterilen kişiye karşı aslında o türlü davranmamak imkânı da mevcuttur. HHH Demokrasilerde din ve vicdan özgürlüğüne, ifade hürriyetine saygı, herhangi bir kimsenin, hatta siyasi iktidarın, devletin ihtiyarına (yani keyfine) kalmış bir husus değildir. Tam tersine herkes, hatta devlet bile ona saygı göstermekle yükümlüdür. Kimsenin, hatta devletin bile haddine değildir, “ben buna hoşgörü göstereyim mi, göstermeyeyim mi” diye sormak. Yurttaşın temel hak ve özgürlükleri, özüne kimsenin, hatta devletin de dokunamayacağı yasal güvenceler altındadır. Din ve vicdan özgürlüğü, düşüncesini ifade serbestliği ancak o zaman vardır, yoksa herhangi birinin hoşgörüsüne bağlı olduğu durumlarda değil. Hatta devletin bu edilgen yani saygılı karışmaz tutumu da, demokrasi ile onun onsuz olmazı laikliğin oluşması için yeterli değildir. Aynı zamanda devlet, inancın ve düşünce özgürlüğünün kullanım alanını temiz tutmak, kullanımı fiilen mümkün kılmakla yükümlüdür. Kısacası devlet yalnız vatandaşın özgürlüğüne saygı göstermeyecek, ama aynı zamanda o özgürlüğün alanını saldırılardan masun tutacaktır. Sanıyorum, camicemevi tartışmasına da bu açıdan bakılınca, esas yapılması gerekenin cemevine hoşgörü göstermek değil, ama aynı zamanda, onu ibadethane olarak kabul edenlerin inanç özgürlüğünü yasal güvenceyle bağlamak, sonra da o alanları saldırıya karşı korumaktır. Günün deyişiyle “hoşgörü ‘out’, inanca yasal güvence ‘in’” durumları yani! Türban pakete sızdı TÜRK’Ten oKul boyKoTu çağRısı: İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN u Anadilinde eğitim talebinin Kürt toplumunun temel taleplerinden biri olduğunu söyleyen Ahmet Türk, öğrencileri bir haftalık boykota çağırdı. Demirtaş da çözüm süreci konusunda Öcalan’ın tavrının belirleyici olacağını söyledi. MAHMUT ORAL DİYARBAKIR BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Biz en geç pazar gününe kadar BDP heyetinin İmralı’ya gideceğini tahmin ediyoruz” dedi. DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk ise anadilinde eğitimin vazgeçilmez bir hak olduğunu belirterek, okulların bir hafta boykot edilmesi çağrısında bulundu. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk, Diyarbakır’da yapı lan “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”nın sonuç bildirgesi ve eğitim yılının başlaması nedeniyle basın açıklaması yaptı. DTK Başkanı Ahmet Türk, Kürtçe yaptığı konuşmada, Kürtler için anadilinde eğitimin vazgeçilmez bir hak olduğunu vurgulayarak, “Kürt halkının temel talebi olan anadilinde eğitim talebinin gündemleşmesi için yapılacak bir haftalık eğitim boykotu ve Kürtçe derslerinin her alanda işlenmesi eylemine tüm halkımızı davet ediyo ruz” diye konuştu. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, 20 25 gündür Abdullah Öcalan ile görüşemediklerini belirterek, “Biz bu hafta sonu, en geç pazar gününe kadar, yeni bir BDP heyetinin İmralı’ya gideceğini tahmin ediyoruz” dedi. “Tartışmalar, görüşmeler sonucunda tekrar sürecin işleyebileceği bir aşamaya gelmesini umut ediyoruz ama burada Sayın Öcalan’ın tavrı belirleyici etkili olacaktır” diyen Demirtaş, CHP’nin barış ve demokratikleşme çabalarına desteğini çok önemsediklerini söyledi. Ahmet Türk tarafından okunan “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”nın sonuç bildirgesinde ise Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi, devletin çözüm süreci için acilen adım atması, Abdullah Öcalan’ın sürece katılımı, KCK tutuklularının derhal serbest bırakılması, yüzde on seçim barajının kaldırılması, Türk devletinin Suriye’nin kuzeyinde Kürtlere karşı savaşan radikal dinci örgütlere yardım etmeyi bırakması istendi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu da uzlaşamadı ‘Türkçe mi böler, Kürtçe mi?’ tartışması AYŞE SAYIN ANKARA Hükümetin Kürt sorunu konusunda Abdullah ÖcalanPKKBDP ile yürüttüğü müzakerelerin “kilit” noktasını oluşturan ve çözüm paketine girip girmeyeceği en çok tartışma konusu olan “anadilinde eğitim”, yeni anayasa yazımını sürdüren TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu da kilitledi. Komisyon dün “EğitimÖğrenim Hakkı ve Özgürlüğü” başlıklı maddeyi görüştü. CHP’li komisyon üyesi Süheyl Batum, eğitim hakkıyla ilgili üç şekilde düzenleme yapılabileceğini vurgulayarak “Ya AKP’nin dediği gibi yapıp, yasayla düzenleyeceğiz. İkinci olarak BDP’nin dediği gibi Kürtçe eğitim dili olacak. Üçüncü olarak da bizim dediğimiz gibi eğitim Türkçe olacak ama diğer dillerin de öğretilmesine imkân tanınacak. Ama hangisini benimsiyorsak bunu net bir şekilde ortaya koyalım” dedi. Daha sonra konuşan MHP’li Faruk Bal, kendilerinin anadilinde Kürtçe eğitime karşı olduklarını belirterek “Anadilinin Kürtçe olması Türkiye’yi böler” dedi. BDP’li Bengi Yıldız ise bu ifadeye tepki göstererek “Kürtçe anadilinde eğitim ülkenin bölünmemesinin tek yolu. Aksi takdirde bölmeyelim derken siz böleceksiniz” karşılığını verdi. ‘Öcalan’a bilgi verilmedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın çözüm paketi gündemiyle çalkalandığı gün bazı medya organları paketin ayrıntılarının MİT tarafından Abdullah Öcalan’a iletildiğini ileri sürdü. Ancak hükümetin bu iddiaya yanıtı gecikmedi. Başbakanlık Basın Merkezi, “Demokratikleşme paketinin, önümüzdeki hafta bizzat başbakanımız tarafından açıklanması planlanmaktadır” açıklamasını yaptı. Kemal Gürüz, CHP’yi ziyaret etti âlinize ve CHP’ye teşekkür borçANKARA (Cumhuriyet Büroluyum. Özgürlüğümden yoksun su) CHP Genel Başkan Kemal olduğum 15 ay boyunca beni hiç Kılıçdaroğlu eski YÖK Başkanı yalnız bırakmadınız, ilgilendiProf. Dr. Kemal Gürüz ile bir araniz. Gerçekten, bunu unutmam ya geldi. CHP Basın Birimi’nden mümkün değil” dediği belirtilyapılan açıklamaya göre Kılıçdadi. Kılıçdaroğlu’nun da Gürüz’e roğlu, Gürüz ile genel merkezgeçmiş olsun dileklerini ilettiği de baş başa görüştü. Ziyarette Gürüz’ün Kılıçdaroğlu’na, “Zatı ILERIMUTLULUK10.6X15 9/6/13 5:01 PMkaydedildi. Page 1 C M Y CM MY CY CMY K Kılıçdaroğlu nikâh şahidi Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in kızı Gülnazar Genç ile Ali Aydoğan çiftinin düğünü, dün akşam Sarıyer’deki Korupark’ta yapıldı. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin kıydığı nikâhta, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman şahitlik yaptı. Çifte mutluluklar dileyen Kılıçdaroğlu, “Onlara ‘Şu kadar çocuk yapın’ demeyeceğiz. Çocuklarının Atatürkçü, laik, sosyal ve çağdaş olması en büyük arzumuzdur” dedi. (Fotoğraf: KAYHAN AYHAN) Composite [email protected] Anadilinde eğitimden vazgeçilemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KCK’nin “çekilmeyi durdurduk” çıkışının ardından hız kazanan çözüm paketi çalışmaları son aşamaya geldi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında dün AKP Genel Merkezi’nde yapılan MKYK toplantısında demokratikleşme paketinde yer alan başta Ruhban Okulu’nun yeniden açılması olmak üzere tartışmalı konular masaya yatırıldı. Erdoğan’ın dün gece kurmaylarıyla yapmayı planladığı ve pakete son şeklinin verilmesi beklenen toplantı ise sürpriz bir şekilde haftaya ertelendi. Toplantının önümüzdeki hafta yapılması bekleniyor. Geçen günlerde paketin içeriğinin önümüzdeki hafta başbakan tarafından kamuoyuna duyurulacağı bildirilmişti. Ancak dünkü sürpriz erteleme ile paketin açıklanmasının gecikeceği dile getiriliyor. Kulislere yansıyan bilgilere göre pakette yer alan bazı düzenlemeler şöyle: l Seçim Yasası’nda yapılacak değişiklikle baraj altındaki partilere de Hazine yardımı yapılmasının önü Başvuralar 21 Ekim’de açılacak. l DaraltılErdoğan başkanlığında toplanan AKP mış bölge seMKYK’de yerel seçimçim sistemine lere yönelik çalışmageçilerek bülar ele alındı. Toplantıda yükşehirleradaylıklar için başvurude bölge sayıların 21 Ekim’de başlası artırılacak. ması kararı verildi. AKP, adaylar için teşkilatlarHer bölgeye da temayül yoklamaları 5 milletvekili yapacak. Belediye başdüşecek. kan adayları genel merl Yasalarkezce belirlenecek. daki “Yerleşim birimlerine Türkçe dışında isim verilemez” hükmü kaldırılacak. Yerel lehçede isimler verilebilmesinin önü açılacak. l Hastane, postane ve sosyal güvenlik merkezleri gibi yerlerde vatandaş, anadilinde hizmet alabilecek. l Anadilinde propaganda yapmanın önündeki engeller kaldırılacak. l Şiddete bulaşmayan örgüt mensuplarının eve dönüşlerini kolaylaştıran düzenlemeler yapılacak. l Kamu kurumlarında kıyafet serbestisi getirilecek. l Cemevlerine inanç ve kültür merkezi statüsü verilerek arazi, elektrik ve suyunun devletçe karşılanması sağlanacak; dedelere maaş ödenecek. l Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması sağlanacak. l Süryanilerin mahkeme kararlarıyla bir alıp bir verilen anadilinde eğitim hakkı yasal güvenceye kavuşturulacak. l Romanlarla ilgili olumsuz algı yaratan ifadeler kitaplardan temizlenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle