16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği kurucularından Ressam Rafet Ekiz, ölümünün 10. yılında Kuzguncuk’taki Harmony Galerisi’ndeki bir sergiyle anılıyor Kendisinin ta kendisi Behiç Ak’tan çocuk romanı ORHAN ALKAYA ‘Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği’ Kültür Servisi Gazetemiz çizeri ve 2014 Astrid Lindgren Anma Ödülü (ALMA) adayımız Behiç Ak’ın “Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği” adlı yeni çocuk romanı çıktı. Romanda “nüfus kayıtlarında soyadına yanlışlıkla bir Ç harfi eklenmiş Ali’nin tek bir harfle farklı bir insana dönüşmesi” mizahi bir dille anlatılıyor. Yazar, Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin iletişim biçimlerimizi farklılaştırdığı ve tüketmenin yaşamlarımızın odağı olduğu günümüz dünyasını, Bay Ç olarak ünlenen bir çocuğun gözünden anlatıyor. Romanı yazan ve resimleyen Ak; çocuk okurunu, ailelerini ve eğitimcileri “sanal ve gerçek ortamda biçim değiştiren yaşam felsefesi üzerine düşünmeye” çağırıyor. Yazar, daha önce “Galata’nın Tembel Martısı”, “Vapurları Seven Çocuk”, “Geçmişe Tırmanan Merdiven” gibi on kitaptan oluşan dizisi “Gülümseten Öyküler” ile de her yaştan okura ulaşmıştı. Ekiz’lerden Rafet, hayatıma ilk ne zaman girmişti, emin değilim. Belki Argun’un Ortaköy’deki atelyesinde, olmadı atelyenin altındaki, kentsel dönüşümün arkaik örneklerinden Çınar Lokantası’nda... Hisar olabilir, Atina sahilinde, çekekteki bir kayığın içi mesela veya Con Ali’nin kahvesi... 12 Eylül sonrası sığınaklarımızdan Somer’le Necip’in İktisatçılar’ı belki ya da Gamsız... Yok ama, Gamsız zamanı arkadaşlığı ilerletmiştik... Nedir, bu yazı için huysuzlanırken, Rafet’in, hayatıma, hayatımıza kesinlik içerecek biçimde girdiğinden, dahası nüfuz ettiğinden, ağırlıksız ruhunu kâh bir koku, kâh bir kahkaha yahut heceye sıkışmış dipsiz bir derinlik haliyle yanı başımızdan eksik etmediğinden iyice emin oldum. Rafet, Eğitim Enstitüsü’nden, efsane hoca Selahattin Taran’ın öğrencisi. Arkasından Akademi’yi, sırf içinde ukte kalmasın diye okudu. Özdemir Altan Atelyesi’ni ateşe vermeseydi, Devrim Erbil’den mezun olmayacaktı muhtemelen. Belki bu yatay geçiş sayesinde içindeki temel çelişki, “carpe diem” (anı yaşa) gustosu ile ortaçağın zanaatkâr ruhu birlikte açığa çıktı. Temel çelişki, çünkü Rafet çırağı olmayan ustaydı. Resimpiyasa ilişkisinin henüz yeşerdiği, Yahşi Baraz’ın işletmeci dehasından serpilen, koleksiyoneryatırımcı figürünün ortaya çıktığı 1980’ler iklimi, Rafet’in ruhunda yeni yarılmalara da neden oluyordu. Rafet, bir yandan imzası DevGenç’in saygıdeğer devrimcilerinden, yontucu kardeşi Rahim’in arkasından: “Bize bu yakışır ” demiş. Vecdi Çıracıoğlu’nun bu tanıklığını okuduğumda, düşündüm, aile mi, şaman klanı mı? Şairlerle res samların iç içe yaşadığı son zamandan arkadaşım Rafet’le, sonu nasıl biter se bitsin, sohbetimiz hep teoriden rüzgâr alıp yelken şişirirdi. u Rafet, sanatçı varoluşunu pardösüsünün cebinde gizleyen bir arayıcı, yayıcı, bir Onu asıl tanıyışım yeryüzü mistiğiydi. Bu şaşırtıcı aileden, geriye en küçük kardeş kaldı bir; annesinin ise, İtalyan Sokave ağabeylerinin sahici hikâyesini bugüne taşıyan Turgut. Bugün açılacak olan ğı’ndaki atelyesine girdiğim akşam sergiyi de o hazırladı. saatine denk geldi. Rafet’in, deklame nı, yapıtını görünür kılmak isÖyle böyle “arıza” olmadıtiyor, beri yandan kapitalist pi ğı bilinir. Ama onunki, zanne kimliğinin arkasına sakladığı yasa ilişkilerine, resim satma dilenin aksine, acıtmak üzeri mabediydi orası. Rafet, sanatçı varoluşunu paryarak direnmeye çalışıyordu. ne bir arıza hali değildi. MahKısa sürdü bu aralık. cubiyetinden sıyrılmak, karşı dösüsünün cebinde gizleyen Hiç ölmeyecekmiş gibi za sındakinin sahiciliğinden emin bir arayıcı, yayıcı, bir yeryüman öldürmesi de, her an öle olmak isterdi. Kantarın topu zü mistiğiydi. Bu şaşırtıcı aileden, geriye cekmişçesine telaşlı bir heves zu kaçtığında ise, ki bu sıkça le kendi dilinin peşinden koş olurdu, şiddetsiz bir gülümse en küçük kardeş kaldı bir; anturması da, Rafet’in hem med meye bürünürdü, ta canı iyice nesinin ve ağabeylerinin sahici hikâyesini bugüne taşıyan hem cezir oluşunun tabii sonu yanana kadar. Turgut. Bugün açılacak olan, cu sayılmak gerekir. ileği güçlü, Kuzguncuk Harmony GaleriSergilerinde duvara asılan si’ndeki sergiyi de o hazırladı. tuvallerinin hep ıslak olması, ruhu narin’ “Budala”yı, “Kumarbaz”ı, zekâ patlamaları yaşarken yüRafet’in hayat ufkunu çizen zünde incecik bir çizgiye dö “Umay”dı, çocukların ve ka Triolet’nin “Beyaz At”ını okunüşen gözlerinin, biriktirdikle dınların koruyucu tanrıçası: An mamış olanlara, sizi kıskanıyori için, yapmaktan daha fazla nesi Esma. Tengri ise ağabeyi rum, derim hep. Rafet Ekiz iszaman kullanmasındandı. Ra Metin’di, demirin şiirini bulan mindeki bileği güçlü, ruhu nafet bir “huzursuz ruh”tu. Yap muazzam yontucu. İnşaat usta rin, soruları hayattan büyük, mak onun için en kolayıydı, o sı babası Raif, sevgilisi yüzün kendisinin ta kendisi bir ressamı yüzden son ana kadar yapma den gönüllü olduğu inşaatta is tanımayanları da, bu başlangıyı erteler dururdu. keleden düşüp ölen, Karadeniz ca kıskanarak davet ediyorum. Perihan Balcı yaşamını yitirdi Kültür Servisi Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği (TÜRKEV) kurucularından, ömrünü tarihi Türk konutlarının fotoğraflarını çekmeye adayan fotoğraf sanatçısı Perihan Balcı yaşamını yitirdi. Perihan Balcı’nın cenazesi yarın öğle namazında Levent Camii’nden kaldırılacak. 26 yaşında tarihi Türk evlerini fotoğraflamaya başlayan Perihan Balcı’nın fotoğraflarına Prof. Doğan Kuban da kısa kısa mimari bilgiler ekledi. Perihan Balcı, fotoğraf ve fotoğraf üzerine yazılan bilgilerden oluşan sergisini 1967’de Beyoğlu Şehir Galerisi’nde açtı. Sergi, daha sonra Mimar Sinan Üniversitesi’nde sergilendi. Dönemin turizm bakanı serginin Paris’te de sergilenmesi için destek oldu. Perihan Balcı’nın bu sergisi, uzun yıllar yurtdışında, Türk kültürüne ait mimari yapıları fotoğraflar üzerinden tanıttı. TÜRKEV ise Türk kültür mirasına hizmet ve sivil mimarisinin korunması amacı ile 1976 yılında Perihan Balcı’nın öncülüğünde kuruldu. Dernek, Anadolu’nun ve geleneksel Türk evleri başta olmak üzere tarihi yapıların, doğal alanların, kültürel değerlerimizin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için projeler üretiyor. ‘B Turgay Fişekçi’ye Melih Cevdet Anday ödülü verildi Kültür Servisi 2013 Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü’nün bu yılki sahibi Turgay Fişekçi’ye ödülü 8. Ören Melih Cevdet Anday Festivali’nde takdim edildi. “Güzelle Büyü” adlı kitabıyla ödüle değer görülen Fişekçi, “Çok sevdiğim ve hayranlık duyduğum, sağlığında kitaplarının editörlüğünü yaptığım büyük kültür insanımız Melih Cevdet Anday ile yollarımızın bir kez daha kesişmesinden büyük mutluluk duyuyorum” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle