14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Ahmet Atakan için Taksim’e yürüyen yurttaşlara gaz, tazyikli su ve plastik mermi ile müdahale edildi ‘Korku duvarı aşıldı’ ALİ AÇAR / KAYHAN AYHAN Antakya’daki polis müdahalesi sırasında yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ı (22) anmak için karanfillerle Taksim’de anma yapmak isteyen yurttaşlara polis yine biber gazı, tazyikli su ve boyalı mermi ile saldırdı. Yaklaşık 4 saat boyunca süren çatışmalarda çok sayıda yurttaş polis tarafından yaka paça gözaltına alındı. Görüntü almak için çalışan gazetecilere kalkanlarla saldırdan polis, gazeteci Ufuk Koşar’ın kolunu kırarken, gazeteci Ahmet Şık, Doğan Haber Ajansı Foto Muhabiri Uğur Can, AA Muhabiri Bülen Doruk ile çok sayıda darp edildi. Taksim Dayanışması ve çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından sosyal paylaşım siteleri üzerinden yapılan çağrıyla dün Taksim Meydanı’nda Hatay’daki gösterilerde hayatını kaybeden Ahmet Atakan için karanfilli anma ve basın açıklaması yapılacağı duyuruldu. Taksim’de toplanma kararı üzerine İstiklal Caddesi, Taksim Meydanı ve Galatasaray Lisesi önünde adeta etten duvar ören polis yurttaşların geçişini engelledi. İstiklal Caddesi girişinde ellerinde karanfillerle bekleyen yaklaşık 50 kişilik grubun sloganlar atması üzerine polis, kalkanlarla yurttaşları ara sokaklara ve Sıra selviler Caddesi üzerine itekledi. Polisin gruba müdahale etmesi üzerine bir anda ara sokaklardan Taksim’e çıkan yaklaşık bin kişilik gruba polis biber gazı ve boyalı plastik mermi yağdırdı. Ara sokaklara atılan yoğun biber gazı nedeniyle aralarında turistlerinde bulunduğu çok sayıda kişi nefes almakta zorlandı. CHP milletvekilleri Melda Onur, Müslim Sarı, BDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel ile bağımsız milletvekili Levent Tüzel, beraberindeki grupla, basın açıklaması yapmak ve karanfil bırakmak için Taksim Meydanı’na çıkmak istedi. Ancak polis grubun meydana çıkışına engel oldu. Burada açıklama yapan Önder, yaşananları protesto ettiklerini belirterek, “Zulmün de bir sınırı vardır. Bu halka uygulanmadık zulüm bırakmadılar ama bu halk korku duvarını aştı” dedi. Açıklamalar ve oturma eyleminin ardından polis burada da orantısız şekilde gaz sıkarak grubu dağıttı. Polisin attığı gaz fişeklerinden biri Ercan Altın adlı işçinin alnına isabet etti. Alnında çatlak oluşan Altın’ın Taksim İlkyardım Hastanesi’ne kaldırıldığı ve bilincinin açık olduğu öğrenildi. İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada Taksim İlkyardım Hastanesi’ne toplam 3, Alman Hastanesi’ne de 1 gaz fişeği travması geldiği belirtildi. Taksim’de görev yapan çok sayıda gazeteci de polisin şiddetine maruz kaldı. Gazetemizi Foto muhabiri Kaan Sağnak, polisin 2 metreden attığı boyalı plastik mermi ile kolundan yaralandı. Gazeteci Ufuk Koşar’ın kolunun kırıldı. Yere düşen gazeteci Ahmet Şık polislerce tekmelenirken, DHA Foto Muhabiri Uğur Can ve AA Muhabiri Bülent Doruk da polisin tarafından darp edildi. Şişli Pangaltı’nda dün akşam saatlerinde çevre park forumlarından gelen yurttaşlar, “Ahmet Atakan ölümsüzdür” pankartı açıp Taksim’e yürümek istedi. Ancak grubun önü polis ve TOMA tarafından kesildi. Daha sonra polis amirleri ile eylemciler arasında yapılan görüşmelerin ardından grup, Kurtuluş Son durak’a yürüdü. Yürüyüşe çevredeki yurttaşlar da destek verirken, göbtericiler buradan ayrılarak Taksim’e geçti. Kadıköy Altıyol’daki Boğa Heykeli önünde toplanan binlerce kişi yolu trafiğe kapatarak Karaköy İskelesine yürüdü. Karaköy’e gelen vapurlardan inen eylemciler Taksim’e doğru yürümeye başladı. Sloganlar atarak ilerleyen eylemcilerin önünü Taksim’e çıkan Refik Saydam Caddesi girişinde çevik kuvvet ekipleri kesti. Burada grubun yürümesine izin vermeyen polis ile eylemciler arasında çatışma çıktı. Gazi Mahallesi’nde yürüyüş düzenleyen yurttaşlara polismüdahale etti. Müdahale sırasında aralarında SYKP üyesi Erdal Kanbur’un da olduğu 3 kişinin yaralandığı belirtildi. Gezi Direnişi Tutuklu Aileleri Platformu üyeleri, Çağlayan adliyesinin önündeki meydanda “adalet zinciri” oluşturdu. İnsanın Ayağa Kalkışı Evrim kuramının sahibi Charles Darwin’e eski zamanların teologlarının kör dincilerinin, rahip ve papaların, zamanımızın dincilerinin ve bilime set çekmeye çabalayan “bilimcilerin” kızmaya, öfkelenmeye hakları var. Çünkü bu teologların tüm iddialarının temelindeki tuğlayı çekip alan bilim adamı Darwin’dir. Çok kızıyorlar. İşi “maymundan gelme” gerçeğine indirgemek ve alay konusu yapmak da işlerine geliyor. Böylece kitlelerin gözünde dinin bilimin yerine geçirilebilmesi, baskı ve dayatmaların sürdürülebilmesi, kadının erkeğe bağımlılığı, eğitimde ve çalışma hayatında ikinci sınıf konumda kalması sağlanabiliyor. Bu nedenle, hayatın her alanında tezlerini kökten çürüten evrim teorisine öfkeleri derin ve şiddetlidir. HHH Şu savaş çığlıklarının ayyuka çıktığı günlerde belki de okuma listelerinde başa alınması gereken bir kitap var elimde. Evrim teorisinin tutarlı bir tartışmasını ve savunmasını içeren kitabı Stephen Jay Gould yazmış. Darwin ve Sonrası adını taşıyor. Size tuhaf gelecek ama ilk baskısını TÜBİTAK yapmış. Tuhaf gelmesin, 2000’de yani 2002’den önce, TÜBİTAK’ın Darwin’le ilgisini kesmediği tarihte basılmış. Elimdeki baskı ise SAY Yayınları’na ait. Bu kitap neden önemli? HHH Önemi, Charles Darwin’in Türkçede yayımlanmış İnsanın Türeyişi ve Türlerin Kökeni adlı eserlerinin, konu ile ilgili çok değerli diğer araştırmaların yanında konuya tarihsel ve sosyolojik açıdan bakıyor olmasından geliyor. Aynı zamanda evrim kuramının insanların saldırganlığının genlerinden geldiği iddiası gibi kötüye kullanım örneklerine de dikkat çekiyor. Bir başka önemli yanı da tarih boyu sürüp gelen sömürenler ve sömürülenler gibi yaşamsal önemdeki farklılıkların anlaşılmasına yol açacak bir bakış açısıyla yazılmış olmasıdır. Kapitalizmi de kapitalizmin şimdiki evrelerini de anlamak istiyorsak, öncelikle sistemin çok işine yarayan ırklar teorisinin terk edilmesi gerekiyor ve bu kitapta bununla ilgili çok sağlam bilgiler var. Irk teorisi çünkü çok tehlikeli bir teoridir; insanlığın bugüne kadar yaşadığı büyük kıyımların görünür nedeni olmuştur. Günümüzde cinsiyetçi yaklaşımların dayandığı temel de yine bu ırk teorisidir. Stephen Jay Gould’un ilk baskısı 1979’da yapılan eseri, evrim teorisini bu sonuçları bakımından da ele alıyor. Jay Gould’a göre insanların çeşitliliğinin kaynağı “ırk” değil coğrafyadır. “Irk teorisi”ne uzun yıllarını vermiş olan bilimci Birdsel’den aktardığı şu cümle de gerçekten ufuk açıcı türdendir: “İnsanları sınıflandırmanın zevki belki de sonsuza dek yitip giderken, yeni hedefimiz evrimsel güçlerin doğasını ve yoğunluğunu anlamaya çalışmak olabilir.” HHH Irk teorisinin bırakılması bilim dünyasının görece yeni bir adımıdır. Bu teoride ısrar edenler ve kafatası ölçümlerine hâlâ büyük değer verenler, cinsiyetçiliğin, kadınların ikinci sınıf olarak görülmesinin ve insanın çeşitliliğini suçlama, kınama, günah sayma eğilimlerinin de sahipleri. Bu da “kapitalist sistemin sürekliliği” tezlerini besleyen büyük yalanlar kitabında kendine geniş yer buluyor. İnsanın hayvanlar âleminden ayrılması; homo erectus’a, oradan homo sapiens’e geçişi bugün bilim dünyasında onay gören tezlere göre beynin ve elin, yani emeğin birbirini karşılıklı etkilemesi ile gerçekleşti. İnsan dik durmayı emekle öğrendi, onunla ayağa kalktı. Şimdi insanın bir kere daha ayağa kalkması gerekiyor. Sömürüde sınır tanımadığı için dünyayı yaşanmaz hale getiren sisteme, sürünerek de olsa ömrünü uzatmaya çabalayan ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe karşı dikleşmenin zamanı geldi. Ayağa kalkan insana, gençlere baktığımda benim gördüğüm işte budur. Türkiye ayakta Ahmet Atakan’ın polis müdahalesi sırasında ölümüne tepki göstererek protesto eylemleri düzenleyen yurttaşlar, hükümeti istifaya çağırdı Yurt Haberleri Servisi Antakya’da polis müdahalesi sırasında ölen 22 yaşındaki Ahmet Atakan için yurt genelinde eylemler yapıldı. İZMİR: Akşam saatlerinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde başlayan protestolar ilerleyen saatlerde kent merkezinde Basmane, Çankaya, Alsancak, ve Kordon’a yayılarak sürdü. Gezi Parkı Platformları, CHP,  Halkın Kurtuluşu Partisi, SDP, İşçi Partisi, Türkiye Gençlik Birliği, Halkevleri ve Kaldıraç gibi çeşitli kuruluşların yanı sıra özellikle gençlerin katıldığı protestolarda ‘Ahmet Atakan ölümsüzdür’, ‘Katil devlet hesap verecek’, ‘Hükümet istifa’ benzeri sloganlar atıldı. Binlerce kişilik eylemci grubu, Basmane Meydanı’na geldiğinde polisin barikatıyla karşılaştı. Buradaki AKP jlçe binasına doğru yürüyen eylemcileri engellemek isteyen güvenlik güçleri TOMA ve Akreplerle yolu kapattı. Bu sırada önce TOMA’lardan basınçlı su kullanılarak ardından da gaz bombalarıyla polis göstericileri engellemeye çalıştı. Bu sırada birçok yurttaş basınçlı sudan ve gazdan etkilenerek güçlük yaşadı. Çevrede bulunan ambulanslar yaralanan ve gazdan etkilenen göstericileri hastaneye taşıdı. 2. Kordon’daki Borsa binasına dek göstericileri kovalayan polis burada durdu. Ardından kalabalık 1. Kordon ve Gündoğdu Alanı’na doğru dağıldı. Öte yandan Türkiye Gençlik Birliği üyesi 10 öğrenci AKP Gençlik Kolları’nın Ege Üniversitesi Kampusu’nun Antakya’daki polis müdahalesi sırasında yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ı anmak için Taksim’e yürüyen yurttaşlara polisin müdahalesi sert oldu. Kadıköy’de toplanarak vapurlarla Karaköy’e geçen binlerce kişiye polis müdahale etti. Taksim’de görev yapan çok sayıda gazeteci de polisin şiddetine maruz kaldı. Gazetecilere saldırı Kadıköy’den Taksime girişinde açtığı standı kapatmak isteyince gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar akşam saatlerinde serbest bırakıldı. ADANA: 5 Ocak Meydanı’nda akşam saatlerinde toplanan yüzlerce kişi “Faşizme ve polis terörüne teslim olmayacağız” yazılı pankartla yürüyüşe geçti. Kalabalık Atatürk Parkı’nda Gezi Direnişi’nde ölenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. HDK Sözcüsü Güven Boğa, “Son günlerde yaşanan olaylarda AKP hükümetinin herhangi bir sorun karşısında barışçıl yöntemler ve diyalogla çözüm bulmak istemediğini, tersine, çatışma ve gerilimi tırmandırarak, kaostan yana bir siyasi rant devşirmeye yöneldiğini göstermiştir” dedi. ESKİŞEHİR: Üniversite Caddesi’ndeki Espark önünde toplanan yüzlerce eylemci, Ahmet Atakan’ın isminin yazılı olduğu kokartlar taktı. Eylemciler, Bağlar Tren geçidini işgal ederek tren seferlerini durdurdu. Bir trenin önüne boyayla “devrim treni” yazılırken, 6 katlı bir binanın en üst katına projektörlerle Gezi direnişinde ölenlerin resimleri yansıtıldı. BURSA: AKP İl Başkanlığı’na yürüyen eylemcilere binlerce Bursalı evlerinin balkonlarından destek verdi. Polis, eylemcileri AKP İl Merkezi’nin önüne yaklaştırmak istemedi. Kısa süreli arbedenin ardından TGB üyeleri binayı işgal etti. Bir süre pencerelerden slogan atan eylemciler daha sonra binadan ayrıldı. ANTALYA: Güllük Caddesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na yürüyen binlerce kişi Atatürk Anıtı’nın yanında yaşamını yitirenler için mum yaktı. ÇANAKKALE: Esenler Mahallesi’ndeki Özgürlük Parkı’nda toplanan grup, buradan İskele Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. İskele Meydanı’nda slogan atmaya devam eden grup, daha sonra AKP İl Başkanlığı binası önüne geldi. Güvenlik güçleri, uyarılara rağmen dağılmayan göstericilere biber gazıyla müdahale etti. Müdahalede 7 kişi gözaltına alınırken, hafif yaralanan 3 polis memuru Çanakkale Devlet Hastanesi’nde ayakta tedavi edildi. Dünya Ahmet için ayaktaydı Dış Haberler Servisi Ahmet Atakan için yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada dün akşam protesto gösterileri düzenlendi. ABD’de New York Union Square başta olmak üzere Boston, Chicago, Washington, Los Angeles’ta Türkiye büyükelçilikleri önünde Ahmet Atakan’ın ölümüne tepki gösterildi. Beyaz Saray önünde de eylem yapılırken Kanada’nın Toronto kentindeki Türkiye Büyükelçiliği ve İspanya’da Barselona’da protesto gösterileri vardı. ARİF KIZILYALIN Hava kararmış, polisin 2 saattir attığı biberle sıktığı kimyasallı su, Taksim’in tüm ara sokaklarının üzerine kara bulut gibi çökmüştü. Mis Sokak köşesinden çıkan bir grup, “Ahmet ölmez, direniş bitmez..” diye bağırıyordu. Ardından 6 Gezi şehidinin isimleri okunup, “Burada” diye bağırıldı. O sırada Galatasaray Lisesi tarafındaki ara sokaklardan çıkan gruplar artık klasikleşen “Her yer Taksim, her yer direniş” deyişini seslendirmeye başladı. Ve yine biber gazı. Hem de yaylım ateş şeklinde. Tutuklanan bir genç kadının, “Biz slogan, siz biber gazı atıyorsunuz. Mücadelemiz yeniden başladı...” sözleri ise 10 Eylül 2013 tarihini özetliyordu. Evet, İstanbullu dün Hatay’da yaşamını yitiren 22 yaşındaki Ahmet Atakan için Taksim’deydi. Sosyal medya üzerinden Ahmet Atakan! BURADA! yapılan duyurulardan çekinilmiş olacak saat 17.00 sularında önce Gezi Parkı, sonra Taksim Meydanı kapatıldı. Aynı saatte belediye ve özel otobüslerle binlerce polis meydanla Galatasaray Lisesi önünde konuşlandırılıyor, AKM otoparkında tutulan TOMA’larla Akrep’ler de İstiklal Caddesi’ne salınıyordu. Kalabalık biraz artınca polis önce kalkanlarla yurttaşları İstiklal’e ve Sıraselviler’e yönlendirecek, Galatasaray Lisesi önündeki polis de yürüyüşe geçince binlerce kişi ‘arada’ kalacaktı. İşte o sırada sloganlar artmış, polis de sezonun ‘biber gazı’ açılışını yapmıştı. Göstericilerin silahı ise ara sokaklarda satılan havai fişeklerdi. Hatta hazırlıksız yakalanan bir çevik kuvvet grubu, ilk şaşkınlıkla ‘tası tarağı’ bırakıp kaçmayı denediyse de çoğunluğu sakallı, bıyıklı, uzun saçlı ‘sivil’ polisler, “Dağılmak yok, hadi aslanlar, din için, devlet için” diye bağırınca ortalık savaş alanına dönüverdi. Onlarca değil, yüzlerce, binlerce biber gazı kapsülü atılmış, Kasımpaşa RTE Stadı’ndaki futbolcular bile ‘baygınlık geçirme’ noktasına ulaşmıştı. Ardından coplamalar, saç çekmeler, itip kakmalar yaşandı. Polis ara sokakta kıstırdığını dövüyor, kelepçeleyip midibüslere atıyordu. Zaman zaman çevik kuvvet İstiklal’de de geçişleri durdurdu. Hatta bir ara gazeteciler de “Ne çekiyorsunuz ulan o...ç...” türünde küfürlere hedef oldular, bir medya mensubu da gözaltına alınmak istendi ancak gazeteci grubu, “Arkadaşımızı vermeyiz” deyince polis bu kez coplara davranıp haberci Ufuk Koşar’ın kolunu kırdı, arkadaşımız Ali Açar’la deneyimli gazeteci Ahmet Şık’ı da tekmeledi. Kadıköy’deki eylemlerden binlerce kişinin Taksim’e yürüdüğü haberi ise Cihangir, Tünel ve Fransız Sokağı’nı savaş alanına çevirecekti. Amirlerden gelen, “Kadıköylüler Taksim’e çıkmasın” emri üzerine atılan biber gazları ne yazık ki ara sokaklara sığınan küçük çocukları bayıltma noktasına getirecekti. Yeni moda plastik mermi de can yakmanın yanı sıra isabet ettiği kişileri sarı turuncu renge boyuyor, tutuklama ekibi için ‘hedef’ haline getiriyordu. Ateşler yakıldı, barikatlar kuruldu, polis kimi zaman bu barikatları aştı, kimi zaman takıldı. Başına kapsül isabet edenler hastanelere yetiştirildi. Evet, eylül sıcak başladı. Anlaşılan o ki iktidar ‘hoşgörülü’ davranmazsa yurttaş dünkü gibi yine sokaklarda hakkını arayacak! Gençleri istismar edenlere lanet olsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ahmet Atakan’ın öldürülmesinin ardından hükümet kanadından ilk açıklama AB Bakanı Egemen Bağış’tan geldi. Bağış Twitter hesabında, “Genç yitirilen her can içimizi yakar. Rantları için gençlerimizi istismar edip, ülkenin huzur ve istikrarını hedefleyenlere lanet olsun” ifadelerini kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle