14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EYLÜL 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Güneşi topla devlete sat Özellikle güneş ve rüzgâra dayalı lisanssız elektrik üretimi planlayanların sabırsızlıkla beklediği yönetmelik gün sayıyor Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun geçen perşembe günü kabul ettiği yeni ‘Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği’, bir megawatın altında üretim yapmayı planlayanların önünü açacak. Fabrika çatısında, bahçedeki rüzgâr türbininde ya da bir megavattan küçük hidroelektrik sistemlerde elektrik üretenlerin sayısı artacak. Ekonomi Servisi Bir megawattan küçük sistemlerle fabrika çatısında güneş enerjisi, küçük rüzgâr türbinlerinde rüzgâr enerjisi, dere kenarlarında küçük hidro sistemlerle enerji üreterek kendi ihtiyacının üzerinde elektriği devlete satmayı planlayanların önü açıldı. Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği çıkmadığı için lisanssız elektrik üretim yatırımı yapmak isteyenlerin başvuruları bir süredir kabul edilmiyor, sadece daha önce yapılmış başvurularla ilgili bazı işlemler sürdürülüyordu. Sektörle ilgili haberlere yer veren web sitesi Enerji Günlüğü’nde yer alan bir habere göre özellikle güneş ve rüzgâra dayalı lisanssız elektrik üretim yatırımı planlayanların sabırsızlıkla beklediği “Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği”, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) geçen perşembe günü yaptığı toplantıda kabul edildi. Kısa süre içinde Resmi Gazete’de yayınlanması beklenen yönetmelik, güneş enerji sistemleri dahil tüm sektörün önünü açacak. EPDK Başkanı Hasan Köktaş’a dayanarak verilen habere göre söz konusu yönetmelik, hafta başında Resmi Gazete’ye göndeTuzla’da Çeksan Gemi İnşa Çelik Sanayi tersanesinde inşa edilen N51 Oyfjord isimli canlı balık gemisi, törenle denize indirilerek Norveçli yetkililere teslim edildi. EKONOMİ [email protected] 11 Tutarsızlık Kişilerin inandırıcı olabilmesi için söylemleri ile eylemlerinin tutarlı olması, söylediklerinin tersini yapmamaları gerekir. Yerel seçimlerin yaklaşması, oy yitirme kaygısı, seçmene şirin gözükme güdüsü, söylem ve eylemler arasında tutarsızlığı artırıyor. Günümüz Suriye, Mısır olaylarına yaklaşımda, bankalara ve faiz lobisine karşı tutumda, İsrail’e karşı söylemlerde bu tutarsızlığı gözlemliyoruz. Demokrasiden, insan haklarından, bireyin yaşam, gösteri, protesto haklarından yana olmak, darbelere karşı olmak, doğru, desteklenecek bir tutum. Bu konuda tutarlı olmak, her olayda aynı tutumu sergilemek, söylemle eylem arasında uyum sağlamak, çelişkiye düşmemek gerekir. Suriye ve Mısır’da insan hakları ihlallerine, katliama, orantısız güç kullanımına karşı çıkacaksın; fakat Irak’ta yaşanan vahşeti görmezden geleceksin; kendi ülkende protesto, gösteri hakkını kullananlara karşı orantısız, gereksiz şiddet kullanacaksın, ölümlere, sakatlanmalara yol açacaksın, birlikte yürüyen 78 kişinin üzerine bile biber gazı, tazyikli, belki de kimyasal eriyikli su sıkacaksın... İşte bu çelişkili tutum inandırıcılığı ortadan kaldırmaktadır. Kendi ülkesinde demokrasinin gereklerini yerine getirmeyen bir iktidarın, bir liderin SuriyeMısır olaylarında insancıl, demokrat gözükmesinin ardında başka niyet ve amaçlar aranmaktadır. Bu niyet, Türkiye’de kendini Müslüman Kardeşler’e yakın hisseden kesimin oyunu almaya dönüktür. Diğer bir davranış “Gözlerini toprak doyursun” söylemi ile bankalara karşıdır. Halkın önemli bir bölümü bankalara borçlu, bankaların tutumundan da en azından şikâyetçidir, bizardır. Sayın Başbakan halkın bankalara karşı kızgınlığını, kendisinin de bankaların uygulamalarına karşı olduğu görüntüsünü vererek değerlendirmeye yöneliyor. Amaç, giderek artan bankazedelerin oylarını almak. Bankazedelerde, kendilerini anlayan, kendilerine hak veren bir başbakan olduğu imgesi, imajı yaratmak. Kimse de kalkıp, Bankacılık Kanunu’na göre faizin ve bankaların alacakları, ücret ve komisyonların üst sınırını belirlemek yetkisi Bakanlar Kurulu’na ait; Sayın Başbakan bir kararname ile hatta bir tebliğ yayımlatarak koşulları bankazedeler lehine düzeltebilir, demiyor. Burada da bir ikili oyun var. Bir yandan bankalara karşı gözüküp sempati toplamak, öte yandan bankaları kollamak. Siz bankaların kamuya açıklamalarına, birtakım banka genel müdürlerinin yalakalık kokan övgülerine bakmayın. Bankalar zor durumda, faizlerin yükselmesi, menkul değer borsasında yüzde 20’yi aşkın düşüş, tehlikeli varlık değer kayıplarına yol açıyor. Bankalarımız genelde dövizde açık pozisyonda çalıştıklarında kur artışı zarara yol açıyor. Buna bir de kredilerin tahsilatında yavaşlama, TL mevduatında durağanlık, tahsili gecikmiş alacaklarda artış, taahhüt sektöründe bir kriz olasılığı eklenince, bankalarda finansal açıdan zor duruma düşme beklentisi artıyor. Bu beklenti bankaların değerini düşürüyor. BİST’de büyük değer kaybı önemli ölçüde banka hisse senetlerinden kaynaklanıyor. Bu durumda bir de bankaların hizmet gelirlerini kısarsanız, bankalara gelen darbenin şiddetini artırırsınız. Finansal istikrar, bu bağlamda kambiyo piyasasında faiz oranlarında istikrar, para politikasının amaçları arasında olduğu gibi, bankaların da lehinedir. Diğer bir alalama, İsrail’e karşı tutum. Çeşitli nedenlerle ülkemizde özellikle muhafazakâr, mütedeyyin diyemiyorum tutucu çevrelerde İsrail’e karşı bir tepki var. Sayın Başbakan da iç politikada, oy hesaplarında bu tepkiden yararlanıyor. Hemen her konuda İsrail’i suçluyor. “One minute” çıkışından tutun, Mısır darbesinde İsrail savına dek. Bunların bir kısmında Sayın Başbakan haklı olabilir, ama asıl amaç İsrail’i suçlamak yoluyla oy devşirmek. Tutarsızlık, içtenlik eksikliği, alalama kuşkusuz inandırıcılığı etkiliyor. Ülkede de dış dünyada da en azından bir kesim Sayın Başbakan’ın demokrasi, insan hakları, barış söylemlerine inanamıyor. Örnekler çoğaltılabilir. Güncel olan Mısır olaylarına, bankalara, İsrail’e hatta Bodrum kıyı şeridine karşı tutumda, oy hesapları, iç kamuoyunu etkileme güdüsü ağır basıyor. Bernard Shaw’un “politikacılar, seçmenleri büyülemeyi, eğlendirmeyi, kandırmayı, korkutmayı ya da şirin görünmeyi öğrenmek zorundalar” tümcesi çerçevesinde, ülkedeki belli tutumları, davranışları açıklamaya çalışalım. Fabrika çatısında güneş santralı: Fabrika çatılarına kurulan güneş enerjisi sistemlerinin örnekleri de artıyor. Örneğin, geçen yıl Ankara’da faaliyetlerine başlayan Asunim Türkiye’nin Adana’nın Seyhan ilçesindeki Kıvanç Tekstil A.Ş.’nin fabrika çatısına kurduğu 500 kWp güce sahip çatı sistemi de kısa süre önce faaliyete geçti (Yukarıda). Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde Cem İplik A.Ş’nin fabrikası, Adana merkezli faaliyet gösteren Korona Enerji firması tarafından fabrikanın çatısına kurulan 500 kw’lık güneş enerji santralını geçen günlerde devreye aldı. rilecek. Yönetmelik, kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerini de kapsıyor ve lisans alma yükümlülüğünden muaf olan, elektrik enerjisi üreten gerçek ve tüzel kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi halinde uygulanacak usul ve esasları düzenliyor. Bilindiği gibi sistem, bir megawattan küçük enerji yatırımlarını içeren işletmelerin girişine konan çift yönlü sayaçlarla işlerlik kazanıyor. Üretici, kendi ihtiyacı olan elektiğin fazlasını devlete satabiliyor. Örneğin güneşin yoğun olduğu gündüz saatlerinde oluşan fazla, bu yolla sisteme veriliyor. Gece saatlerinde ise sistemden elektrik alınıyor. Çift yönlü sayaç da mahsuplaşmayı sağlıyor. Bu tip sistemleri anahtar teslimi olarak gerçekleştiren IBC SOLAR Türkiye’nin Genel Müdürü Hayri Bali, işletmelerin çatılarına kuracakları güneş enerjisi sistemleriyle iç tüketim ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri gibi 20 yıl boyunca düşük fiyat ga rantisi elde edeceklerini belirtti. IBC SOLAR olarak anahtar teslimi projelere yoğunlaştıklarını belirten Bali, güneş enerjisinden 1 kilovat/saat (kWh) elektrik üretiminin maliyetinin 7 Avro Cent olduğunu söyleyerek, “Önümüzdeki 20 yıl boyunca elektrik fiyatlarının her yıl ortalama yüzde 7.5 oranında artacağı öngörülürse, bir fotovoltaik sistem ile kendi elektriğinizi üretmenin ne kadar kârlı bir yatırım olduğu ortada” sözleriyle işletmeleri doğru yatırım yapmaya davet etti. Çocuğunuzu düşünün süse püse kanmayın Norveç’e gemi ihracatı başladı Ekonomi Servisi Türkiye, dünyanın önde gelen denizci ülkesi Norveç’e gemi ihraç ediyor. Tuzla’da faaliyette bulunan Çeksan Gemi İnşa Çelik Konst. San. ve Tic. AŞ tersanesinde inşa edilen 70 metre uzunluğunda, 12 metre genişliğinde 2 bin 500 gros tonluk canlı balık taşıma gemisi törenle denize indirildi. İç donanım aksamı Norveç’te monte edilecek N51 Oyfjord isimli gemi Norveçli Aas Mek tersanesi yetkililerine teslim edildi. İstanbul Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği Başkanı Başaran Bayrak, aralık ayında benzer özelliklere sahip N52 isimli ikinci bir geminin daha teslim edileceğini söyledi. Gemicilik sektöründe dünyada önde gelen bir ülke olan Norveç’e az da olsa ihracatın başlamasının sektör adına sevindirici olduğunu söyleyen Bayrak, “Norveçli sektör temsilcileriyle görüşmelerimiz sürüyor. Bunun arkası gelecek. İhracatımız eski başarılı günlerimize doğru ivme kazanıyor. Projelerimizi tamamlamak üzereyiz. Önümüzdeki dönemde Rusya’ya da bir ziyaretimiz olacak ve orada da pazar yaratacağız. Bugün denize indirdiğimiz gemi gibi niş ürünlerde iddialıyız. Bu alanda Çin ve Uzakdoğu ile rekabetteyiz” dedi. Bayrak’ın verdiği bilgilere göre sektör yılın ilk 8 ayında geçen yılki yıllık 800 milyon dolar dışsatış seviyesini yakaladı. 2014’te de bir milyar 200 milyon dolarlık ihracat öngören sektörün hedefi, her yıl yüzde 15’lik ihracat artışı. Ekonomi Servisi Türkiye Es gili yayımlanan tehlikeli kimyasal Bakanlığı’nın 2011 yılında yapnaf ve Sanatkârları Konfederasyo madde tebliğine dikkat çekti. Pa mış olduğu denetimlerde kırtasiye ürünlerindeki güvensizlik oranu (TESK) Genel Başkanı Bende landöken şunları söyledi: * Tekstil, hazır giyim, deri ve nı yüzde 53 iken bu oran 2012’de vi Palandöken, yeni eğitimöğretim dönemi öncesinde kırtasi kırtasiye ürünleri başta olmak üze yüzde 24’e, yine 2011’de diğer tüm ye alışverişi yapacak aileleri uya re bazı tüketim ürünlerinde azo bo ürünlerdeki güvensizlik oranı yüzrarak, “Çocuğunuz için aldığınız yar maddeler ve fitalatların kullanı de 38.64’ten 2012’de yüzde 8.73’e düştü. Ancak 2011 yılınürünün süsüne püsüne deçocuk ayakkabılağil, kimyasal içeriğine dikTürkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel daki rındaki yüzde 83 oranınkat edin. Çocuklarımızın sağlığını hiçe sayıp sadece Başkanı Bendevi Palandöken, okulöncesi çocukları için daki güvensizlik oranı kendi ceplerini ve kazanç alışveriş yapacak aileleri cicili bicili Çin mallarına karşı ile ilgili yeni bir çalışma yapılmadı. Bu yüzlarını düşünen fırsatçılauyardı. Palandöken, “Çocuklarımızın kullanacakları den ayakkabı alırken çok rın ekmeğine yağ sürmekırtasiye malzemelerinin fiziksel değil kimyasal içeriğine dikkat edin. yin” dedi. dikkat edin. Görünüşe aldanmayın” dedi. * Özetle, ne kadar Yazılı bir açıklama yapan düzelme olsa da piyaPalandöken, rengârenk ve süslenerek yapılan ürünlerin dış mı ile ilgili getirilen sınırlamalara sada satışı yapılan Çin malı ürüngörüntüsünün kandırıcı ve aldatı mutlaka dikkat edilmeli. Çin’den ler yine de çocuklarımızın sağlığıcı olduğunu vurgulayarak Resmi getirilerek ucuz diye piyasaya sü nı tehdit ediyor. Bu tespitler vatandaşlarımıza rehber olmalı. Herkes Gazetede Gümrük ve Ticaret Ba relin bu ürünlere dikkat edilmeli. * G ü m r ü k v e T i c a r e t alacağı ürünlere çok dikkat etmeli. kanlığı tarafından bazı ürünlerle il ‘Akaryakıtta promosyon yasağı kaldırılmalı’ New York borsasında büyük düşüş İSTANBUL (AA) New York Borsası, ayın New son işlem gününü düYork borsası, şüşle tamamlayarak, ayın son işlem 2012 Mayısı’ndan gününü düşüşle bu yana en kötü pertamamlayarak 2012 formansını yaşadı. Mayısı’ndan bu Ağustos ayında, Dow yana en kötü Jones Sanayi Endeksi performansını ortalama yüzde 4, Stanyaşadı dard & Poor’s 500 Endeksi ortalama yüzde 3 ve Nasdaq Teknoloji Endeksi ortalama yüzde 1 düşüş yaşadı. New York Borsası’nda cuma günü, önceki kapanışa göre Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0.21 azalarak 14.810.31 puana düştü. Standard & Poor’s 500 Endeksi yüzde 0.32 değer kaybederek 1.632.97 puana, Nasdaq Teknoloji Endeksi de yüzde 0.84 azalarak 3.589.87 puana geriledi. Analistler keskin düşüşe gerekçe olarak, Fed’in varlık alımlarını azaltacağı endişelerini ve son günlerde yaşanan Suriye gerginliğini işaret ediyor. Ekonomi Servisi Promosyon Ürünleri İmalatçıları ve Satıcıları Derneği (PROMOTÜRK) Başkanı Esad Ahmet Özdem, akaryakıt sektöründe 2 yıldan bu yana uygulanmakta olan promosyon yasağının kaldırılması gerektiğini belirterek, “Bankalara, sağlık sektörüne serbest olan promosyon, bizim 35 liralık kalem, anahtarlık, toz bezi gibi ürünlerde sorun oluyor. Birçok esnaf bu yüzden battı” dedi. Sağlık, finans ve eğitim başta olmak üzere tüm sektörlerin, hatta Akdeniz Oyunları’nda tişört ve şapka dağıtan devletin bile promosyon yaptığını belirten Özdem, iki yıl önce akaryakıt sektörüne getirilen promosyon yasağının üreticileri sıkıntıya soktuğunu ve bir an önce kaldırılmasını beklediklerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle