Katalog

SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2013 SALI 8 ‘UTANÇ DAVASI’NDAN İZLENİMLER HABERLER ‘Yarattıkları korkudan korkuyorlar’ Yangından mal kaçırırcasına büyük hızla okudular sonucu belli kararı. Valizlerini hazırlamış duruşmaya gelen tutuksuz sanıkların tuvalete bile gitmesini engelleyerek jandarma eşliğinde gönderdiler. ÖZLEM YÜZAK ‘Kabul etmiyoruz’ Yaptığı gizli tanıklıkla onlarca masum insanın hayatını karartan Yıldırım, karşılığını tahliye ile ödüllendirilerek aldı. Yıldırım’ın tahliye edilmesine büyük bir tepki gösterildi. ww İLk gERgİNLİk AVUkATLARLA Beş yıllık dava sürecinde yaşanan usul tartışmaları karar oturumunda da bitmedi. Mahkeme heyeti sanık avukatlarının ısrarlı taleplerine rağmen söz hakkı vermeden kararları okumaya başladı. Bunun üzerine avukatlardan bazıları tepkilerini masaların üzerine çıkarak gösterdi. Art arda gelen ağır kararların yarattığı ‘şok etkisi’ uzun süre etkisini korudu Yazmak ve düşünmek, bombadan tehlikeliymiş meğer... Cumhuriyet gazetesine bomba atan Bedirhan Şinal 18 yıl 8 ay hapis cezası alırken Mustafa Balbay’a 34 yıl ceza veriliyorsa durum apaçık ortada. Eminim Mustafa’nın kızı Yağmur öncelikle bunu düşünecektir... Tabii aldıkları cezalar 6 yıldan başlayıp ağırlaştırılmış müebbete kadar giden diğerleri de.. Biliminsanları, üniversite rektörleri, üst düzey subaylar, gazeteciler... Evet oradaydım... Tarihin bu yüz karasını izlemek, orada yaşananları belleğime kaydetmek için. Gazeteci olduğum için utanarak... E5’in Silivri sapağında toplanan insanların oluşturdukları sevgi selinin arasından geçtik. Sevdikleri hakkında verilecek kararı izleme hakları bile ellerinden alınmış o insanların... 5 yıldır süren hukuksuzluğa karşı tepkilerini göstermek için daha gün bile ağarmadan otobüslerle özel araçları ile yollara düşen yurttaşların. Daha duruşmanın yapıldığı binanın önüne vardığımızda belliydi, girişleri güçleştirmek için ellerinden geleni artlarına koymayacakları. Çünkü aldıkları emirler böyleydi. Tek tek kontrol edildi isimler, kimlik kartları. Oysa sadece gazeteciler ve avukatlar girebilmişti oraya, defalarca aranarak. Belli ki yetmemiş. Biraz daha eziyet avukatlık ve gazetecilik mesleğini biraz daha ayaklar altına almak? Bıktırmak? Peki amaç ne? Derin devlet iddiasıyla başlattıkla rı ama kendi oluşturdukları koca bir çuvala birbiri ile alakasız onlarca insanı koydukları bir dava Ergenekon. Bu tarihi karar gününde 5 yılda kendi ördükleri utaç duvarının arkasına saklanmak istedikleri için mi böylesine yasaklar, engeller? Yoksa Balbay’ın duruşma başlamadan söylediği gibi “kendi yarattıkları korkularından mı korkuyorlar”? Avukatların bütün itirazları, söz alma girişimleri hâkimin emri ile kesilen mikrofonlarda yitip gidiyor. Alelacele bir ifadeyle kelimeleri yutarcasına hızla okunan karar Gülşah Balbay’ın sessiz gözyaşlarında, Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan’ın hıçkırıklarında boğuluyor. Ve tarih bu utancı sayfalarına kaydediyor. UTKU ÇAKIRÖZER SİLİVRİ Beş yıldır Silivri mahkemelerini izleyen arkadaşımız Hatice Tuncer saat 05.30’da ‘001’ No’lu basın kartını almıştı almasına ama duruşma ancak öğlen saatlerinde başlayabildi. Nedeni, avukatlar, gazeteciler ve milletvekillerinin tek tek üstleri aranarak içeri alınmalarıydı. Her birimiz bir mahkeme salonuna değil de sanki cezaevine girer gibi arandık ve hatta filme alındık. Türkiye Barolar Birliği Hem uzun tutukluluk konusundaki kararlarında yarattıkları boşluk, hem kendi bireysel başvurusuna zamanında vermedikleri yanıt için: “Türkiye’de siyasetin arka bahçesi olmasına izin verdiler. AİHM, hükümet ve Anayasa Mahkemesi ortak biçimde hukuku katlediyor.” Ağır sağlık sorunları yaşayan Prof. Fatih Hilmioğlu’na 23 yıl. Tutuksuz yargılanmasına karşın karar duruşmasına gelen Kemal Alemdaroğlu’na 15 yıl. Prof. Mehmet Haberal 12 yıl... Balbay 34 yıl. Sonra da müebbetler. Hurşit Tolon, Tuncay Özkan, Dursun Çiçek, İlker Başbuğ ve diğerleri. Art arda gelen ağır kararların yarattığı ‘şok etkisi’ uzun süre etkisini korudu. Ta ki davanın en önemli ‘gizli tanığı’ Osman Yıldırım hakkındaki hüküm okunana kadar. Hakimlerin, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması gibi vahim iddiaları Ergenekon’a bağlayan tek ifadenin sahibi olan Yıldırım’ı kendi hakkındaki iddiaların tümünden birer birer beraat ettirişi sırasında tüm salon ayaktaydı. Alkışlayanlar, ıslıklayanlar, salonu terk edenler... Yaptığı gizli tanıklıkla onlarca masum insanın hayatını karartan Yıldırım, karşılığını tahliye ile ödüllendirilerek aldı. Yıldırım’a tahliye yolunu açan karara ilk tepkiyi Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ gösterdi. Kararların okunması tamamlanmadan ayağa kalkıp alkışlar arasında salonu terk etti. Verilen son derece ağır cezalar yüzünden, Prof. Haberal ve Mehmet Perinçek’in de aralarında olduğu az sayıda tahliye kararına sevinemedik. Ergenekon’da baştan beri adil bir yargılama yaşanmadı. Hukuk hep ikinci plandaydı. Nihayet süreç gibi karar da siyasi çıktı. Şu andaki tek teselli, artık bu davanın özel yetkili mahkemenin elinden çıkmış olmasıdır. Hiç olmazsa bundan sonraki Yargıtay aşamasında, kararın hukuk zeminine oturtulmasını bekleyeceğiz. Yıldırım’ın tahliyesine tepki Baş kanı Metin Feyzioğlu ve sanık avukatlarından Celal Ülgen başta olmak üzere avukatlar ile çok sayıda CHP milletvekili bu uygulamaya şiddetle karşı çıktı. Sanık avukatlarının 10.30’da yerini almasının ardından gergin bekleyiş başladı. Saat 11.50’de sanıklar alkışlar eşliğinde salona alındı. Balbay verilecek kararı bilircesine, “Hükmü kabul etmiyoruz. Biz kendimizi halkın adaletine teslim ediyoruz. Bu davanın hedefi siyasidir, aracı ise hukuktur. Verilen karar ne olursa olsun biHukuksuzzi halktan koparmayı başaramayacakluklara karşı tepki lar Sıcak bir sonbahara hazır olun” digösteren halkın Silivri ye konuştu. Vekil ve gazeteci dostlarına girişinde beklemesine bile dayanamayan iktibu süreçte verdikleri destek için teşekkür dar biber azlı tomalı etmeyi de ihmal etmedi. saldırısını esirgeBir de sitemi vardı Anayasa Mahkemesi’ne. medi. Yaklaşık 15 dakika sonra mahkeme heyeti salona girerek kürsüde kendilerine ayrılan koltuklara oturdu. Heyet üyelerinin göğüs seviyelerinde gözlenen şişkinlik, gazeteci ve vekiller arasında “Çelik yelek mi giydiler?” iddialarının yayılmasına neden oldu. Mahkeme heyetinin sanık avukatlarına cuma günü gönderdiği çağrı yazısında, uygulanacak güvenlik önemlerinin gerekçesi olarak ‘bir ihbar alındığını’ göstermesi de, ‘çelik yelek’ spekülasyonunun güçlenmesine neden oldu. İlk ağır ceza Hikmet Çiçek’e geldi:19 yıl. Meslektaşımız Deniz Yıldırım’a 16 yıl Hâkimler çelik yelek mi giydi? Artık özel yetkili yok ‘Hukuk cinayeti işlendi’ Ergenekon davasında mahkemenin verdiği ağır cezalar yurt genelinde eylemlerle protesto edildi. Hemen her kentte adliyeler önünde buluşan yurttaşlar, ‘Verilen karar yok hükmündedir’ dedi Yurt Haberberi Servisi Protesto eylemlerinde kararın hukuk cinayeti olduğu vurgulandı. ADANA: Adana Adliyesi önüne ellerinde Türk bayrağı ve Atatürk posterleriyle toplanan İP ve TGB üyeleri, “Kahrolsun AKP diktatörlüğü”, “Yeminler edildi yıkılacak Silivri”, Diktatör Tayyip hesap verecek”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları attı. Polisin engel olmak istemesine karşın basın açıklamasını okuyan İP İl Başkanı Hayrettin Çavuşoğlu, “AKP ve onun polisi bir hukuk cinayeti daha işledi. Silivri’de yaşananlar, Türk milletini meşru müdafaa, yani direnme hakkını doğurmuştur. Gün, Mustafa Kemal devrimlerine sımsıkı sarılmanın günüdür. Ayağa kalkma, direnme vaktidir. Geleceğimize borcumuzu ödeme, atalarımızdan bizlere emanet edilen vatanı Cumhuriyet çocuklarımıza tertemiz teslim etme zamanıdır” dedi. MERSİN: Adliye önünde Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle toplanan toplanan İP ve TGB üyeleri, yaptıkları basın açıklamasıyla kararları protesto etti. İP Mersin İl Başkanı Şükran Akal, “Orada bir mahkeme yok, adalet yok, orada mülk yok. Orada Oval Ofis’te başlayan bir tertip var, orada BOP görevlileri var, cemaatler var, tarikatlar var. Devrim kanunlarının temizlediği her şey var. Orada Türkiye’ye tuzak var, orada TSK’ye tuzak var” dedi. İSkENdERuN’da Havuzlu Çarşı’da toplanan yurttaşlar kararları protesto etti. İskenderun Kardeşlik Platformu sözcüsü Bayram Özarslan, “Biz bu kararları tanıyoruz. Halk, Gezi protestolarıyla ayağa kalktı ve artık savunmada değil, Atatürk ilkelerini yeniden oluşturmak için taarruza geçti. Hâkimler kararlarını açıklarken ‘Türk milleti adına’ karar verdiğini söyledi, halbuki, millet Silivri’ye bile gidemedi. Bugünden itibaren artık her yer Silivri ve taarruz alanıdır” dedi. TGB adına konuşan Fatoş Türüç ise “Verdiğiniz kararlarla, aydınlığı karanlığa mahkum edemezsiniz” diye konuştu. Ankara’da nöbet eylemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Silivri’de Ergenekon davasında, Ankara’dan gidecek izleyici otobüslerine izin verilmemesi ve verilen ağır ceza kararları Kızılay’da pankartlı eylemle protesto edildi. Güvenpark’ta toplanan yurttaşlar mahkeme kararlarını tanımadıklarını açıkladı. Karların açıklanmasının ardından Milli Müdafaa Caddesi üzerindeki İşçi Partisi binasına “Kahrolsun Faşist Diktatörlük” ve “BOP Eşbaşkanı Hükmü Geçersizdir” pankartları asıldı. İşçi Partisi önünde ve Güvenpark’ta toplanan yurttaşlar, “Özgürlük nöbeti” başlattı. Eyleme katılan vatandaşlar arasında sıcak hava nedeniyle fenalaşanlar hastaneye kaldırıldı. Mahkemenin verdiği cezalar parti aracından protestolar eşliğinde duyuruldu. Ankara eyleminde polis TOMA ve çevik kuvveti göstericilerin uzağında bekletiyor. kadıköy’de binler buluştu İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında kararların açıklanmasının ardından Türkiye Gençlik Birliği’nin çağrısıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda protesto gösterisi yaptı. Akşam saatlerinde bir araya gelen TGB’liler ve yurttaşlar “Silivri’nin hesabını Türk milleti soracak” pankartı açıp sık sık “Yurtseverler çıkacak iktidar olacak” sloganı attı. Protesto sırasında polis iskele tarafında yığınak yaptı. Burada konuşan TGB Genel Başkan Yardımcısı Erdem Özdemir, “Mahkeme kararları yok hükmündedir. Bu dakikadan sonra devrimin kanunu geçerlidir. Türkiye’nin her yerini Silivri yapacağız. Bu iktidar yürüyüşüdür. Vatanseverlere hayırlı olsun. Ey Tayyip Erdogan kendini hazırla, geliyoruz” dedi. Açıklamanın ardından binlerce yurttaş Bağdat Caddesi’ne yürüdü. (Fotoğraf: DHA)