23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 AĞUSTOS 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şeriatçı El Nusra’nın kan gölüne çevirdiği bölgeye yapılmak istenen yardımlara da engel olunuyor 13 Kuzey Suriye’de açlık tehlikesi MAHMUT ORAL Silivri ve ‘Asrın Rüyası!’ Gazetelere bakarken kanım dondu. “Silivri’de karar günü” haberi, ana akım medyada dün neredeyse kibrit kutusu büyüklüğüne indirgenip, sayfanın en altına saklanmıştı… Manşetler bir merkezden atılmış gibi aynıydı: “Tarihi yolculuk”, “Boğaz altından ilk tren geçti”, “Boğaz’da tarihi an: 4 dakika”… Fotoğraflar, tek elden servis edilmiş gibi gene bir örnekti; tüm gazetelerin tepesinde Başbakan Erdoğan’ın makinist kompartımanındaki pozu yerleştirilmişti: Başbakan, yeraltında, zifiri karanlık bir tünelde yol alan bir treni sürüyor. Şef makinist fotoğrafının yanı başında da şu sözler dikkat çekiyor: “Erdoğan, yapımı 1860’da gündeme gelen ‘Asrın Rüyası’ Marmaray’ın ilk sürüşünü yaptı!” Tam dedim, bu, eğer “tramvay” değilse.. “tren demokrasisinin” resmidir! Diğer deyişle Gezi’nin penguen skandalının başka versiyonuyla karşı karşıyayız… Tarihi duruşmanın karar gününde; ülkenin tüm büyük gazeteleri; manşette sadece rejim propagandası, hatta rejim propagandası da değil, “şef makinist propagandasına” yer ayırabilmiş… Rastlantıya yer bırakmayacak şekilde, her şey günü ve saatiyle belli ki çok önceden inceden inceye hesaplanmış… Gazetecilere, rektörlere, profesörlere, generallere.. akıl hafsala almayan yüzyıllık cezalar, ağırlaştırılmış müebbetler yağarken; “Asrın Rüyası” şapkadan çıkartılıyor ve kamuoyuna toz pembe “1860’tan beri düşlenen hayal gerçekleşiyor!” propagandası pompalanıyor… Silivri’de insanlar gaz bombasıyla tarlalarda kovalanır, davayı izlemek isteyenlere karşı insafsız barikatlar kurulurken; ana akım medya karanlıklarda yol alan “tren demokrasimize” alkış tutuyor! Bundan böyle ne dense boş. Hukuk devletiymiş, basın özgürlüğüymüş… Bu kavramlarla bir şeyler söylemenin, bir şeyler anlatmaya çalışmanın artık anlamı kalmadı. Sözün bittiği yerdeyiz. Gazete manşetlerine çıkarılan “fotoğraf”, bugün bize.. nerede ve nasıl bir tünelde yol aldığımızı dört dörtlük anlatıyor. Balbay’a 34 yıl 8 ay hapis! Drej Ali’ye 6 yıl! Başbuğ’a müebbet! Yeraltı dünyasından Sedat Peker’e 10 yıl! İnsanın kalbi daralıyor. Nutku tutuluyor. İçi şişiyor. Ergenekon iddianamesine, iddianamenin oluşturuluş biçimine, gizli tanıklara, savunma hakkına filan.. artık hiç girmiyorum. Adalet, hukuk, insan hakları, en önemlisi de vicdanların bir gün bu tünelden çıktığını görmek, umarım hepimize nasip olur demekten başka şey gelmiyor elimden. 1818 CAMİDE SAKALI ŞERİF VAR ‘Kıllara saygı’ tartışması u AKP’li Şahin, ‘’Peygamberimiz vefatından asırlar sonra, kendi sakalından olduğu iddia edilen o kıllara böyle bir saygı gösterileceğini bilseydi kesinlikle yasaklardı” diyerek Sakalı Şerif tartışması başlattı. FIRAT KOZOK DİYARBAKIR Suriye’de El Kaide’ye yakınlığıyla bilinen El Nusra Cephesi ile PYD arasındaki çatışmalar sürerken Suriye’nin kuzeyinde gıda stoklarının tükendiği, bölgeye 2 gündür elektrik verilemediği bildirildi. Türkiye ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ise sınır kapılarını kapalı tutmayı sürdürüyor. El Kaide destekli radikal dinci El Nusra Cephesi ile PYD arasında birkaç haftadır süren çatışmalar, köyleri ve kasabaları kan gölüne çevirdi. Özellikle Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinin hemen karşısında yer alan Rasulayn (Serakaniye) ilçesinde şiddetli çatışmaların yaşandığı belirtildi. Türkiye sınırı boyunca uzanan Kobani, Til Ebyat, Tirbesipiye ve Çelaxa gibi yerleşim yerlerinde de çatışmalar aralıklarla sürerken son iki gündür bölgeye elektrik verilemediği ve gıda stokları tükendiği için açlık başladığı belirtildi. Bölgede, içme suyu sıkıntısı da yaşandığı ifade edildi. Türkiye ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ise Suriye’nin kuzeyindeki sınır kapılarını aylardır kapalı tutuyor. BDP ve DTK’nin topladığı ilaç ve gıda malzemeleri ise günler Hatay Halkevi’nin düzenlediği yaz okuluna katılan çocuklar, üzerlerine “Çapulcuyuz biz’’ yazılı tişört giydikleri için siyasi faaliyetle suçlandı. Polis çocukların müze gezisini engelleyip ceza kesmek istedi. BDP ve DTK’nin Suriye’ye göndermek istediği yardımlar Şenyurt Sınır Kapısı’nda bekletilirken Ceylanpınar’da BDP’lilerin kurduğu çadırlar TOMA, polisin biber gazı ve tazyikli suyla yaptığı müdahale sonucu kaldırıldı. (Fotoğraf: DHA) Sözün bittiği yer dir Mardin’in Şenyurt Sınır Kapısı’nda bekletiliyor. DP çadırlarına TOMA’lı müdahale Sınır kapılarının açılması için BDP, önceki gün Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 3 gün süreyle bir çadır eylemi başlatmıştı. Şanlıurfa Valiliği’nin yasak kararının ardından Üç Fidan Parkı’nda BDP ve DTK tara B fından kurulan iki çadıra dün sabah polis tarafından müdahale edildi. DTK Eşbaşkanı, Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk ile BDP milletvekilleri Nursel Aydoğan, İbrahim Binici, Hüsamettin Zenderlioğlu ve Ayla Akat’ın da bulunduğu kalabalığa polis, TOMA, tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Olaylar sırasında 16 kişi gözaltına alındı. LAZKİYE’DE 30 ALEVİ KATLEDİLDİ Suriye’nin Lazkiye kentinde Ekrad Dağı çevresinde Alevi köylerine saldıran El Kaide uzantılarının 30’dan fazla Aleviyi katlettiği belirtiliyor. Çetelerin bir Alevi din adamını kaçırdıkları ve işkence yaptıkları görüntüyü yayımladıkları bildirildi. Diyarbakır başta olmak üzere bölgenin birçok kentinden kalabalık gruplar, Ceylanpınar’daki eyleme destek vermek üzere araçlarla yola çıktı. Ancak, araçlar polis tarafından engellendi. DTK Eş Başkanı Tuğluk, “Rojava’da insanların kafasını kesenler, çocukları katledenler Türkiye’de eğitildi, Ceylanpınar’dan gönderildi. Amacımız savaştan mağdur olan halkımızın yanında olmaktır. Yaşadıklarımız devlet terörüdür. Şu anda Ceylanpınar, devletin kuşatması ve işgali altında. Halk rahat bir şekilde dışarıya çıkamaz durumda. Buradaki güvenlik kuvvetlerinin nereye bağlı olduğunu anlayamıyoruz” diye konuştu. ANKARA AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Sakalı Şerif tartışması açtı. Şahin, Karabük’ün Safranbolu ilçesine bağlı Aşağı Güney köyünde önceki akşam katıldığı iftarda, Kadir Gecesi dolayısı ile hayatında ilk defa Sakalı Şerif’in de yer aldığı bir programa katıldığını ve çok büyük bir ilginin olduğunu söylemişti. Şahin, programa özellikle kadınların büyük ilgi gösterdiğini ifade ederken “Türkiye’nin muhtelif yerlerinde peygamberimize ait olduğu iddia edilen sakalın veya sakalından bazı parçaların, kılların muhafaza edildiği, Müslümanların da onu ziyaret ederek bir noktada bir kutsiyet atfedildiği şeklinde bir izlenim edindim. Biraz da büyüteç gibi bir camın içine koyulmuş, pek de fark edilmiyor” diye konuşmuştu. Bu konunun Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından araştırılmasını isteyen Şahin, şöyle devam etmişti: “Milletimizi bu konuda aydınlatmalıdır. Sevgili Peygamberimiz vefatından asırlar sonra, kendi sakalından olduğu iddia edilen o kıllara böyle bir saygı gösterileceğini bilseydi kesinlikle yasaklardı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez hocamıza da çağrıda bulunuyorum, bu Sakalı Şerif konusu nedir?” Diyanet’ten, Şahin’e dün yanıt gelmedi ancak, eski Başkan Prof. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz, tartışmalı konuda benzer açıklamalar yaptı. Sakalı Şerif’lerle yapılan dini programların bir ibadet olmadığını söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Bu tabii ki bir ibadet değil, bir hatıranın yâd edilmesi şeklinde değerlendirilmelidir. Peygamberimizin cüppesi de mesela kutsal emanetler arasında vardır. Bunlar ne içindir? Bir hatıranın korunması içindir. Başka da bir anlamı yoktur. Peygamberimizin cüppesi, saçı ya da sakalı diye bir kutsiyet kazanmazlar. Bir de bütün camilerdeki Sakalı Şerif’lerin peygamberimize ait olduğu söylenemez.” Öte yandan Diyanet’in verilerine göre, Türkiye’de toplam 1818 camide Sakalı Şerif bulunuyor. Kent turu yapan çocuklara yolu trafiğe kapatma cezası kesmek istediler Polisin ‘çapulcu’ korkusu MEHMET ALİ SOLAK ‘5 MilYon kişi MaĞduR’ ‘İbadet değil, gelenek’ HATAY Halkevleri Hatay Şubesi tarafından, çocuklar için düzenlenen yaz okulu çalışmaları kapsamında çocukların kent turu ve çocuk şenliği, polis tarafından engellenmeye çalışıldı. Çocukların giydikleri tişörtlerdeki “Çapulcuyuz biz” yazıları ve söyledikleri “Balıkçıları Çiz” adlı çocuk şarkısı ideolojik eylem sayıldı. Halkevleri Hatay Şubesi, çocuklar için 1 Temmuz’da çocuk kampı başlattı. “Kentimizi Tanıyoruz” konulu kent turu kapsamında arkeoloji müze sine giden çocuklara, Hatay güvenlik şube polisleri müze girişinde engel oldu. Gezinin yasal olmadığını savunan polis, gruba ceza kesmek istedi. Polisin tüm engellemelerine karşın yapılan müze gezisinin ardından Hatay Halkevi’nde “Çocuk Şenliği” düzenlendi. “Minik Çapulcu Korosu”, yaz okulu boyunca öğrendikleri dört çocuk şarkısını seslendirdi ve Penguen dansını sahneledi. Halkevi Hatay Şube Başkanı Eylem Mansuroğlu, “Polisin ortaya koyduğu gerek Çocuk şarkısı da suç çe, çocukların giydiği tişörtlerin üzerindeki ‘çapulcuyuz bizhalkevi yaz okulu’ yazısı. Bunu siyasal bir faaliyet olarak değerlendiren polis, Saray Caddesi’nde ortadan yürümeyi de yaya yolunu trafiğe kapatmak olarak değerlendirdi. Bu arada çocukların söylediği ‘Balıkçıları Çiz’ adlı çocuk şarkısı da ideolojik marş olarak algılandı. Daha ne bulacaklarını bizler de çok merak ediyoruz. Ancak tek kelimeyle antidemokratik bir yaklaşım” diye konuştu. 35 öğrenci ve 10 gönüllü öğretmen ile birlikte yapılan yaz okulunda çocuklar için yaratıcı drama, eğlenceli bilim, pandomim, resim, müzik, yaratıcı işler, satranç, yüzme, GO ve Arapça atölyeleri düzenlendi. Gönüllü öğretmen Aycan Kabakçı, “Halkevleri Yaz Okulu AKP’nin gerici, piyasacı eğitim sistemine alternatif, yarışın, ezberin olmadığı bir eğitim modelini öğrenciöğretmen ve velilerimizle birlikte oluşturuyoruz. Hatay’da bu yıl ikincisini yaptığımız yaz okulu tüm Türkiye’de verdiğimiz parasız, bilimsel, nitelikli eğitim mücadelesinin bir parçasıdır” dedi. ‘Emekliliğim Nerede?’ yürüyüşü İstanbul Haber Servisi Uzman Çavuş emeklisi Hasan Sağlam (40) emekliliklerinin 812 yıl arasında ertelenmesinden dolayı 5 milyon emekliyi temsilen Kayseri’den Ankara’ya 11 gündür yürüdüğünü belirtti. Polis ve Jandarma takibiyle yürüdüğünü belirten Sağlam, bir gün tek başına, diğer günlerde ise farklı illerden destek veren arkadaşlarıyla yürüdüğünü söyledi. 1 Eylül 1999’da çıkan 447 sayılı yasanın kendilerini geç emekli ederek mağdur ettiğini, aralarında dönemin milletvekili, şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de olduğunu belirten Hasan Sağlam şunları söyledi: “Şimdi söz konusu milletvekilleri ve siyasiler ne yazık ki yasayı savunuyor. Mağdur olan 5 milyon emekliyi temsilen 26 Temmuz’da saat 10.00’da yürümeye başladım ve dün Ankara Dikimevi Postanesi’nde yürüyüşü bitirdim. Bugün saat 13.00’te Türkiye genelinden gelecek yurttaşlarla birlikte Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yapacağım. Yürüyüşe CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Süleyman Çelebi de destek verdi.” Günde 30 km. yürüyen Sağlam, her yerde konakladığını, Nevşehir Kalava’dan Kırşehir’in Mucur ilçesine kadar tek başına yürüdüğünü, diğer günlerde Antalya’dan 6, Düzce’den 3, İstanbul’dan 1 yurttaşın yürüyüşe destek verdiğini kaydetti. chp, istanbul’da ‘ocakbaşı’ baskınını MEclis’E taşıdı. GaRsonlaR polis tERÖRÜnÜ anlattı ‘Mübarek günde içiyorlar’ İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) Taksim Bekâr Sokak’ta Ocakbaşı’nda oturan iki yaşlı adamın gözaltına alınması ile ilgili, müşterilerin sürekli sokakta gezdikleri için uyardığı polislerin “Bu mübarek gecede içiyorlar. Beter olsunlar” dediği, bunun üzerine çıkan tartışma sonucu gözaltı işleminin yapıldığı iddiasında bulunuldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, polisin müdahalesine “sıkıyönetim” benzetmesinde bulunarak AKP’ye “Artık sıkıyönetime bir son verin” çağrısı yaparken CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi. Taksim Bekâr Sokak’taki Ocakbaşı’nın önündeki masalarda oturan 2 müşteri polisler tarafından yaka paça gözaltına alınmıştı. Polisin tartakladığı garsonlardan M.B. çevik polis ekiplerinin sokaktan geçerken, “Bu mübarek gecede içiyorlar. Beter olsunlar” dediklerini iddia etti. B. olayla ilgili şunları anlattı: “Polisler sürekli sokakta bir aşağı bir yukarı dolaşıyordu. Müşterilerimiz bundan rahatsız oldular. Aralarından bir tanesi, polislere ‘Hepiniz işçi çocuğusunuz, faşistlik yapmayın’ dedi. Polisler buna çok sinirlenerek müşterilerimize bağırmaya başladı. Biri bana tokat attı. Daha sonra 23 polis daha gelip vurdu. Bir anda müşterilerimizden Hakan Bey’i de masadan yere atıp sürüklemeye başladılar. Her şey polisin agresifliği yüzünden oldu.” CHP’li Toprak da yazılı bir açıklamayla yaşananlara tepki gösterdi. “Yaşananların hesabını soracağız” diyen Toprak, “İnsanlar yemeklerini yerken, bir kafede otururken saldırıya uğrayabiliyor ve hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alınabiliyor. Bir yönetim keyfi davranıyorsa orada diktatörlük vardır” ifadelerini kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle