27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP, ‘yeni tezkere’ye gerek yok diyor ama konuşlanma durumunda şartlar değişebilir 9 Seçenekler masada EMİNE KAPLAN BM Kararı Çıkmayınca Müdahaleye Kılıf Bulundu: ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’ye operasyon konusunda yeni bir tezkereye ihtiyaç olmadığını söylemesine karşın parti içinde “Yabancı unsurların konuşlanması durumunda tezkere gerekebilir” değerlendirmesi de yapılıyor. Hükümetin TBMM’ye tezkere getirmesi durumunda AKP içinde yeni bir 1 Mart sendromu olasılığına dikkat çekilirken, parti yöneticileri “Böyle bir durum yok, tezkere gelirse TBMM’den rahatlıkla geçer” değerlendirmesiwni yaptı. AKP’nin, fire riskine karşı açık oylama yoluna gidebi ‘Gerekirse Meclis’e getirilir’ İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Ekim ayına kadar süren bir tezkere vardır. Ancak böyle bir şeye gereksinim varsa, hükümetimiz konuyu TBMM’ye getirir. Biz güvenliğimizi sağlarken kimyasal tehdidi de hesaplayarak gerçekleştiriyoruz. AFAD’ın bölgede yaptığı çalışmalar var. Yaralıların üzerinde yapılan incelemelerde değişik gazların kullanılarak insanların yaralandığını tespit ettik” diye konuştu. leceğine işaret ediliyor. Suriye’ye yönelik operasyonla ilgili tezkere tartışmaları sürüyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Zaten elimizde Suriye’den gelebilecek güvenlik risklerine karşı çok güçlü bir tezkere var. Ancak daha başka bir şey gerekirse nihai otorite TBMM’dir. TBMM’ye başvururuz” diyerek Suriye’ye asker gönderilmesine ilişkin 4 Ekim’de süresi dolacak olan tezkereye işaret etmişti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de benzer yönde açıklama yapmıştı. AKP içinde tüm bu açıklamalara karşın yeni bir tezkere gerektirebilecek olası gelişmeler de değerlendiriliyor. AKP yöneticileri, “Konuşlanma olursa Konuşlanma olursa yeni bir tezkere gerekebilir. Bu da önemli değil, TBMM hemen toplanır ve gereken tezkere çıkarılır” görüşünü dile getirdi. Yeni bir tezkerenin AKP içinde yeni bir 1 Mart sendromu yaratacağı tartışmalarıyla ilgili olarak ise parti yöneticileri, “Hiçbir şekilde öyle bir ihtimal söz konusu değil. Türkiye, bir an önce dünyanın bu olaya müdahale etmesini istiyor. Bugüne kadar diğer ülkeleri adım atmaya zorlayan zaten Türkiye. Tezkere gerekirse, TBMM toplanır ve rahatlıkla çıkarılır” diyor. Tezkerenin gelip gelmemesinin operasyonun niteliğine ve zamanına da bağlı olduğuna dikkat çeken parti yöneticileri, bunun tüm yönleriyle hükümet tarafından değerlendirildiğini, olası bir tezkerenin operasyona aktif bir şekilde katılımı sağlayacak nitelikte olacağına dikkat çekti. Tezkerenin Meclis’e gelmesi durumunda fire riskine karşı AKP’nin açık görüşme ve oylama yolunu tercih edebileceği dile getiriliyor. ‘Koruma Sorumluluğu’ ABD, İngiltere ve Fransa, Esad rejiminin yüzlerce sivili kimyasal silah saldırısı ile öldürdüğü iddiası ve buna karşılık Suriye’ye ‘cezalandırıcı’ bir müdahale kararından vaz mı geçti? Yoksa ertelendi mi? Dün İngiltere ve Fransa’dan gelen “Konuyu parlamentolarımıza götüreceğiz” açıklamaları sadece Ankara’da değil tüm dünyada bu soruları gündeme getirdi. Guta saldırısı sonrasında Türkiye’nin pozisyonunun belirlenmesinde söz sahibi bazı yetkililer, kafalardaki bu sorulara şöyle yanıt veriyor: “Ortada ‘Müdahale olacak mı?’ diye bir belirsizlik yok. Ne zaman olacak sorusu var. Yaşanmakta olan süreç ‘Gönüllüler Koalisyonu’nda başı çeken ülkelerin bu müdahale için hem iç hem de dış kamuoyunu hazırlama süreci. BM kararı olmadan yapılacak operasyonun ‘meşruiyetini’ halklarına anlatıyorlar.” Rusya’nın tavrı en somut işaret Ankara’daki karar vericileri, “Artık müdahale kaçınılmaz” noktasına getiren en önemli gelişme Suriye’nin en büyük destekçisi Rusya’nın tutumu. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un “Suriye için savaşmayız” açıklaması, kimyasal silahların Şam rejimi tarafından kullanıldığının ‘gayri resmi kabulü’ olarak değerlendiriliyor. Rusya’nın Şam’daki vatandaşlarını tahliye kararı da “bir müdahale yapılacağını kabullendiği ve engellemede bulunmayacağı” şeklinde yorumlanıyor. Konuştuğumuz yetkililerin açıklamalarından çıkardığımız sonuçları kafalardaki sorulara göre sıralayalım: Yapılacak operasyon için BM kararı çıkarılacak mı? Yanıt: BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin vetosu nedeniyle karar çıkmayacak NATO’dan Bosna ya da Kosova operasyonlarında olduğu gibi bir karar çıkacak mı? Yanıt: NATO ancak bir üyesine saldırı olduğunda devreye girebilir. Şu anda böyle bir karar yok. GÜNDEM SURİYE Fotoğraf: OZAN YAYMAN İZMİR Fotoğraf: METE KIZIK Ankara’da kırmızı alarm ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye’ye yönelik operasyonda Türkiye’nin üstleneceği rol ve operasyonun yaratacağı etkiler, Ankara’da gün boyu düzenlenen toplantı ve zirvelerde ele alındı. Yaz aylarını İstanbul’da geçiren ve kabullerini de burada gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, operasyon için geri sayımın başlaması üzerine Ankara’ya döndü. Gül, art arda gerçekleştirdiği kabullerde gelişmelerle ilgili son bilgileri aldı. Gül’ün bu kapsamda ilk konuğu MİT Müsteşarı Hakan Fidan oldu. Gül, daha sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu kabul etti. Gül bu kabulleri gerçekleştirirken Başbakan Tayyip Erdoğan GATA’daki mezuniyet törenindeydi. Gül’ün kabulleri ve mezuniyet töreninin ardından Çankaya Köşkü’nün son konuğu Erdoğan oldu. Erdoğan elindeki dosyalarla akşama doğru Köşk’e çıktı. Erdoğan, daha sonra Köşk’ün hemen karşısındaki Başbakanlık Resmi Konutu’na geçerek burada bürokratlar, askerler ve bakanların da katılımıyla Suriye zirvesi düzenledi. Toplantıya, Genelkurmay Başkanı Orgeneral , Başbakan Yardımcıları ve , Adalet Bakanı , Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İçişleri Bakanı , Milli Savunma Bakanı , Başbakanlık Müsteşarı ve MİT Müsteşarı Fidan katıldı. Toplantının isminin Başbakanlık yetkilileri tarafından “dış güvenlik” olarak servis edilmesi dikkat çekti. Toplantıda Suriye’ye yapılacak olası müdahalenin ayrıntıları konuşulurken son bilgilerin ele alındığı belirtildi. Ayrıca Birleşmiş Milletlerin tutumu ve diplomatik görüşmelerin de değerlendirilmesinin yapıldığı ifade edildi. Esad’ın koruma sorumluluğu vardı O zaman operasyonun hukuki meşruiyeti nasıl sağlanacak? Yanıt: Uluslararası hukukta devletlerin kısaca R2P denen (Responsibility to Protect (Koruma Sorumluluğu) bir sorumluluğu var. Devletlere halklarını savaş ve insanlığa karşı suçlardan koruma sorumluluğu yüklüyor. Esad rejimi halkına karşı kimyasal saldırıda bulunmuş durumda. Kimyasal silah da insanlığa karşı suçtur. Türkiye’nin de parçası olacağı Gönüllüler Koalisyonu, operasyonun uluslararası meşruiyetinin R2P doktrini olduğunu savunacak. Rusya’daki G20 zirvesi öncesinde operasyon yapılır mı? Yanıt: Kestirmek zor. Operasyonda başı çekecek ülkeler ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye, Moskova’daki zirveyi de ‘uluslararası meşruiyet’ zeminini güçlendirmek için kullanmayı tercih edebilir. Yani diğer 18 ülke Rusya ve Çin’e karşı ortak tutum takınarak dünyaya mesaj verebilir. Suriye’ye planlanan askeri müdahale yurt genelinde protesto edildi ‘Savaşa hayır’ Haber Merkezi Suriye’ye planlanan askeri müdahale, yurt genelinde gerçekleştirilen eylemlerle protesto edildi. İstanbul’da Antikapitalist Müslümanlar’dan oluşan 15 kişilik bir grup, ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye yönelik olası askeri müdahalesini protesto etmek amacıyla Galatasaray Lisesi önünde süresiz oturma eylemi başlattı. Galatasaray Lisesi önünde önceki gün saat 23.00 sıralarında bir araya gelen gruptakiler, “Emperyalizme karşı birleşelim”, “NATO emperyalizmin savaş makinesi, halkların tescilli katilidir” yazılı pankartları lisenin duvarına asarken, caddeye de Türkçe, Arapça ve İngilizce, “Suriye’de savaşa hayır”, “Emperyalizmin askeri olmayacağız” yazılı dövizler serdi. Dün de oturma eylemine devam eden Antikapitalist Müslümanlar adına konuşan Sedat Doğan, emperyalizmin tarihsel çıkarları için Ortadoğu’ya müdahale ederek ele geçirme projesi olduğunu belirterek “Bizler emperyalizmin Suriye üzerinden bütün Ortadoğu’ya hâkim olacak olan bir savaş girişimine karşı olduğumuzu göstermek için, barış nöbeti tutmaya karar verdik. Bütün antikapitalistleri bu nöbete davet ediyoruz” dedi. Abdurrahim Özer de, Türkiye’nin de içinde yer alacağı bir savaşı istemediklerini vurgulayarak,“Halkların kendi kaderini ellerinde zanneden emperyal güçler, aslında ortalığı düzeltiyoruz bahanesiyle gelip daha da fazla karıştırıyorlar. Onlar barışı kendileri tesis edeceklerdir” dedi. İşçi Partisi (İP) ise İzmir’in Rusya’ya karşı gövde gösterisi İSTANBUL Fotoğraf: SERKAN YILDIZ Türkiye’nin elinde ‘Şam rejimi yaptı’ denecek sağlam kanıt var mı? Yanıt: Var. Türkiye’nin elindeki istihbarat bilgileri, Batılı istihbarat örgütlerinin elindeki ‘telsiz konuşmaları’yla örtüşüyor. Talimatın Esad’a bağlı seçkin birlikler tarafından yerine getirildiği, onlara ait silahların kullanıldığı bu bilgilerde açıkça görülüyor. Batılıların elinde atışın nereden nereye yapıldığını gösteren radar izleri de var. ABD yönetimi hangi istihbarat bilgilerini açıklayacak? Yanıt: Çok büyük olasılıkla telsiz konuşmalarını ve radar izlerini açıklayabilirler ABD konuşmaları açıklayacak ANKARA ADD’DEN MİTİNG DÜZENLİYOR Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve TGB’nin öncülüğünde çok sayıda sivil toplum örgütü de, bugün saat 19.30’da Kızılay’da “Suriye ile Savaşa Hayır” mitingi düzenleyecek. ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de etnik, dini, mezhepsel ve hukuk alanında her türlü ayrıştırma politikasının güdüldüğünü dile getirerek, “Komşularla sıfır sorundan savaş noktasına gelinmiştir. 90 yılda ilk kez Türkiye bir komşu ile savaş konumuna gelmiştir. Türkiye halkı savaşa karşıdır. Yeni Enver Paşalar istemiyoruz” dedi. KAÇIRILAN PİLOTLAR Ailelerimizi çok özledik Dış Haberler Servisi Lübnan’da 9 Ağustos’ta, İstanbulBeyrut seferini yaparken kaçırılan THY uçağının pilotları Murat Akpınar ile yardımcısı Murat Ağca’nın görüntüleri LBC televizyonunda yayımlandı. Akpınar videoda yaptığı konuşmada, “Neden kaçırıldık diye sorduğumuzda bize, 9 Lübnanlı Azez bölgesinde kaçırıldı. Kendilerine yardım edecek ülke Türkiye dediler. Devletimizin bizi kurtarmak için çabasını biliyoruz. THY’ye, devletimize, arkadaşımıza ve kardeşim İrfan’a şükranlarımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı. Murat Ağca ise “Ailemi çok özledim. Bir an önce kavuşmayı bekliyoruz” dedi. Türk pilotlar, “İmam Rıza’nın Ziyaretçileri” adlı grup tarafından kaçırılmıştı. Suriye’ye saldırının komuta merkezi olamayacağını belirterek, Buca’daki NATO karargâhı önünde protesto eylemi gerçekleştirdi. TOMA eşliğindeki çevik kuvvet polisi kalkanı önünde açıklama yapan İP üyeleri, “İzmir NATO’ya mezar olacak”, “TürkiyeSuriye kardeştir, NATO’cular kalleştir” sloganları attı. Açıklamada, “Suriye’de eğer kimyasal silah varsa, o silahlar sizin muhalif olarak adlandırdığnız, Libya’dan Mısır’a, oradan Suriye’ye getirdiğiniz teröristlerin elindedir. Tayyip Erdoğan’lar ve onların yandaş basını, Suriye’ye karşı komplo ve savaş kışkırtıcılığında en önde gözükmeye çok meraklıdır. Türk milletini, Suriye’ye müdahaleye ikna edemeyeceksiniz” denildi. Öte yandan önceki akşam da Cumhuriyet Meydanı’nda İP, Suriye’ye olası askeri müdahaleyi Ankara’da Dışişleri Bakanlığı önünde protesto etti. İP Ankara İl Başkanı Osman Yılmaz , Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye karşı operasyon yapılması için Haçlı ordularını ikna etmeye çalıştığını belirtti. ki Atatürk Anıtı önünde toplanan Bağımsız İzmir Kadınları adlı grup üyeleri, protesto gösterisinde bulundu. BM denetçilerini Şam’a davet eden Esad neden böyle bir emir versin? Yanıt: Esad’ın bizzat bu talimatı verip vermediği kesinleşmiş bilgi değil henüz. Saldırı sonrasında bilgilendirme yapılmış olma ihtimali ise yüksek. O zaman talimatı kim, hangi amaçla verdi? Yanıt: Operasyon rejime bağlı ve tamamı Nusayri olan seçkin birliklerce yapıldı. Esad sonrasında Nusayrilerin dışlanmaması ve yeni yönetimde pay sahibi olmasını isteyen bir grup Esad’a karşı komplo düzenlemiş olabilir. Ama bu, saldırının sorumluluğunun rejimin olduğu gerçeğini değiştirmez Operasyonun ‘sınırlı’ olması ne anlam taşıyor? Yanıt: Havadan ya da denizden karaya füzelerle başlayacak. Ancak gelişmelere göre ne yöne evrilir bilmek imkânsız. Kısa ama çok etkili bir operasyon olabilir. Esad yönetiminin elinde kimyasal silahları kullanmaya yarayacak tüm kapasitenin yok edilmesi amaçlanacak Operasyon Esad’ı bitirecek mi? Yanıt: Esad’ı öldürmeye yönelik olmayabilir. Ancak Suriye ordusunun moralinin bozulması, rejimin çöküşünü ve muhaliflerin güçlenişini hızlandırabilir. Türkiye neden ‘Gönüllüler Koalisyonu’na girmek istiyor? Yanıt: Krizden en fazla etkilenen ülke Türkiye. Sınırlarımız içinde 500 bin göçmen var. Sınırlarımızın dibinde de her gün daha da güçlenen Nusra ve El Kaide gibi radikal unsurlar var. Krizin bir an önce diplomatik siyasi yola sokulabilmesi için hükümet koalisyon içinde yer alacak. Türkiye’nin operasyona katkısı ne olur? Yanıt: Türkiye doğrudan muharip olmaz. Ancak lojistik destek sağlar. Türk hava sahasının kullanımına ihtiyaç var mı? Yanıt: İlk aşamada yok. Denizden atılacak füzeler hiçbir ülkenin üzerinden geçmeden doğrudan Suriye’ye gidecektir. Operasyon sonrasında Türkiye’ye yönelik riskler neler? Yanıt: Esad can acısıyla Scud füzesi atmak isterse NATO’nun sağladığı Patriotlarla düşürülür. Ancak şu anda Suriye içinde Türkiye sınırına yönelik bu tür bir askeri hazırlık yok. Suriye’nin komşuları Türkiye, Ürdün, Irak ve Lübnan’a yönelik insan göçü artabilir. HHH Herkes ‘ertelendi’ sansa da, Ankara müdahalenin olacağına emin. Diğer ‘gönüllüler’ ABD, İngiltere ve Fransa gibi AKP hükümetinin de önceliği halkı uluslararası hukuki dayanağı olmayan operasyonun ‘meşruiyetine’ ikna edebilmek! Esad’a karşı ‘Nusayri komplosu’ mu? Türkiye ‘gönüllü’ olacak Düğünde bayrak astırmadılar İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Didim’in Akbük beldesinde düğün yapmak isteyen yurttaşlara, jandarmada, “Türk bayrağı asılamaz” belgesi imzalatıldı. Edinilen bilgiye göre, 24 Ağustos’ta oğlunu evlendiren Mehmet Ali Özdemir, Didim ilçesine bağlı Akbük beldesinde jandarmadan izin almaya gitti. İzin belgesinin altına imza atan baba Özdemir, belgede yer alan ‘İzinsiz Türk bayrağı asılamaz’ ifadesine çok üzüldüğünü belirterek, “Bu ülkede PKK bayrağı astırıyorlar ama biz oğlumuzun düğününde Türk bayrağımızı asamadık. İnsanın kanına dokunuyor. Biz bayrağı gönlümüze asmışız zaten. Türk bayrağı asmak tahrik unsuru oluyormuş. İçişleri Bakanlığı’nın böyle bir genelgesi olduğunu söylediler” dedi. Didim Kaymakamı Ersin Emiroğlu konunun kötü niyetten olmasının mümkün olmadığını ancak bir ihmal sonucu böyle vahim hata işlenmiş olabileceğini söyledi. Konuyla ilgili soruşturma başlatılacağını belirten Emiroğlu, “Memurların dikkatsizliği söz konusu, yoksa bir art niyet yok. Eskiden kalma evrakı hiç okumadan uygulamaya almışlar. Jandarma komutanımızla da görüştüm ve evrak içeriğini değiştiriyorlar. Yasak olan, bayrağın asılacağı yerlerdir. Daha önceden nerelere bayrak asılacağı yazardı, mevzuat değişince nerelere yasak olduğu açıklandı. Masa üstüne örtü olarak asmak, yere koymak gibi yasaklar var, onun haricinde bayrak asılabiliyor” dedi. Saldırı ve göç riski var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle