23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2013 CUMA 12 EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Bakanlar Kurulu tüm mesaisini, Kanal İstanbul, havalimanı gibi dev inşaat projelerine harcadı İşi gücü rant projeleri S Bilişim Danışmanlık’ın ‘Türkiye’de Siyasi İstikrar Bakanlık Performansları X’ raporuna göre 2013 yılının ilkyarısında alınan Bakanlar Kurulu kararlarının yüzde 60’ını imar ve gayrimenkule ilişkin kararlar oluşturdu. AKP hükümetinin art arda açıkladığı dev projeler, enerji yatırımları ve kentsel dönüşüm, son yıllarda Bakanlar Kurulu’nun gündeminde imar konusunu bir numaralı gündem maddesi haline getirdi. Özellikle inşaat eksenli büyüyen Türkiye ekonomisi kabinenin de gündemini şekillendiriyor. Hükümet son yıllarda üçüncü havalimanı, üçüncü köprü, Kanal İstanbul, İzmirİstanbul otoyolu, Marmaray, nükleer santral inşası, Gezi Parkı yayalaştırma projesi gibi dev projelere başladı. Bu projeleri hızla hayata geçirmek için de Bakanlar Kurulu neredeyse tüm enerjisini bu alandaki kararları çıkarmada harcadı. 2013’ün yılının ilk yarısında alınan Bakanlar Kurulu kararlarının yüzde 60’ını imar ve gayrimenkule ilişkin kararlar oluşturdu. S Bilişim Danışmanlık’ın “Türkiye’de Siyasi İstikrar Bakanlık Performansları X” 2013 yılı ara raporuna göre 2013 yılının ilk yarısında Bakanlar Kurulu 346 karar aldı. Bu kararların 206’sını, yani yüzde 59.54’ünü imar kararları oluşturdu. 2012’de de Bakanlar Kurulu’nun aldığı 618 kararın 253’ü imara ilişkin kararlardan meydana geldi. İmara ilişkin kararların özellikle 2012 sonrasında Bakanlar Kurulu’nun gündeminde ağırlıklık kazanması dikkat çekiyor. 2009’da kararların sadece yüzde 5’i imar ve gayrimenkullere ilişkinken bu oran 2010’da yüzde 17’ye, 2011’de yüzde 23’e, 2012’de ise yüzde 41’e fırladı. Üçüncü havalimanı, üçüncü köprü ve diğer altyapı yatırımlarındaki artış ve kentsel dönüşüm kararları, özellikle “ace 30 Ağustos’ta Kötümserlik Tarihi bir zafer gününde en azından kötümser olarak nitelendirilebilecek bir yazı yazmak gerçekten hüzün biraz da utanç verici. Türkiye büyük zaferin 91’nci yılında niçin o özlenen düzeylere gelemedi hatta günümüzde esef verici, kaygı doğurucu durumlara düştü? Bu sorunun yanıtlanması, irdelenmesi gerekir. Sorunun kökeni Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç yıllarına kadar uzanıyor. Kurtuluş Savaşı onurlu, ülkenin bağımsızlığı idealini benimsemiş, özverili, cesur bir grup tarafından yapılmış, halkın önemli bir bölümü savaşa katılmamış, hatta çıkarılan iç isyanlarla Kurtuluş Savaşı baltalanmaya çalışılmıştır. Savaş zaferle sonuçlanınca, bir bölüm savaşa katılmış gibi görünmüş, bir yarar ummuş, geniş bir kitle de tıynetleri gereği argo bir deyişle araziye uymuş, karşıt bir hareket için elverişli bir ortamı beklemiştir. Dolayısıyla 30 Ağustos ülkede herkesin gururla kutlayacağı bir zafer günü olmamıştır. Ülkede her zaman için Cumhuriyet karşıtı, geniş bir kitle olmuş, bu kitle Cumhuriyet karşıtı siyasal akımları her zaman desteklemiştir. Geçen dönemlerde orta sağ partilerin destekçisi olan bu kitle, artık AKP’nin arkasındadır. Günümüzde AKP iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’nin yumuşak karnını oluşturuyor. Yalnız destekçi kitlesinin Cumhuriyet karşıtı olması nedeniyle değil, iktidarda kalmayı bir yaşamölüm (hayat memat) meselesi olarak gördüğü, “ya devlet başa ya kuzgun leşe” stratejisi izlediği için. Her alanda başarısızlık baskıyı, şiddeti de artırıyor. Sayın RTE’nin AKP’nin iktidarda kalma tutkusunu, zaafını sezen bazı güçler, blöfle, pazarlıkla hatta şantajla bir şeyler koparma peşindeler. Yerel seçimlerde oy kaybının Sayın RTE için de AKP için de sonun başlangıcı olduğunu görüyorlar. Oy kaybetmemek için AKP’nin her türlü ödünü (tavizi) verebileceğini sezinliyorlar. Cemaatin tutumunu, BDP’nin, PKK’nin blöfünü bu açıdan değerlendirmek gerekir. Aslında emperyal güçlerce desteklenen bana göre sözde Kürt bağımsızlık hareketi zor durumda. Batı’dan artık daha fazla destek gelmeyeceği, Arapların da petrol yataklarının önemli bir bölümünün Kürtlerin denetimine verilmesini kabul etmeyeceği açık. ABD, İsrail dışında da, sözde özerk Kürt bölgeleri için hami aramış, bu haminin AKP iktidarı olabileceğini öngörmüştür. Barış süreci, ABD’nin iki yanlı direktifi ile başlamıştır. Aslında emperyal güçlerce destekli, petrol kaynaklarına egemen bir Kürt devleti projesi tehlikeye düşmüş iken, AKP’nin seçim, iktidarı sürdürme zaafı, BDP’ye, PKK’ye bazı şartları dayatma, şantaj ve blöf yapma olanağını vermiştir. İktidarda kalma tutkusunun zebunu olmuş bir partinin, blöfleri görüp ödün vereceği kaygısını taşıdığım için AKP, TC’nin yumuşak karnıdır diye düşünüyorum. Bazı çevreler Türkiye’de yaşananlar için “bunu hak etmiyoruz” diye isyanda bulunuyor. Aslında Türkiye’de geniş bir kitle özgürlüğü, bağımsızlığı hak ediyor mu? Öncelikle bu sorunun yanıtlanması gerekir. Özgürlüğü, bağımsızlığı hak etmenin bir çabası, bir bedeli olmalıdır. Geniş bir kitle hiçbir çaba harcamadan bu olanaktan yararlandığı, hazıra konduğu için değerini takdir edemiyor; belki de özgürlük, bağımsızlık onlar için bir anlam bir değer taşımıyor. Birçok kurumun, kuruluşun unvanın başında Türk “T” harfi bulunuyor. Bu kurum ve kuruluşlar da biz bu sıfatı hak ediyor muyuz diye kendilerini sorgulamalıdırlar. Amblemlerin, logoların, unvanlarının başında bulunan T harfinin ağırlığını, sorumluluğunu duymalıdırlar. Kurtuluş Savaşı herhalde Türkiye’nin bugünleri için yapılmadı. Asıl haksızlık, nankörlüğe kaçan saygısızlık Kurtuluş Savaşı’nı kazananlara karşı yapılıyor. Yukarıdaki açıklamalar yetersiz görülüp “Niçin kötümsersin” diye sorulabilir. Peki, iyimser olmak için geçerli neden var mı? 30 Ağustos’u hâlâ bir zafer günü olarak görenlerin bayramını kutlarım. le” kamulaştırma kararlarının son yıllarda önemli ölçüde artmasına neden oldu. 2010’da bu yönde 19 karar alınırken, 2011’de 28, 2012’de 176, 2013’ün ilk 6 ayında 145 karar alındı. Alınan imar ve gayrimenkul kararlarını, acele kamulaştırma, afet işleri, vakıf taşınmazlarının tahsisi, kamulaştırma, altyapı ve kentsel dönüşüm, riskli alan belirleme ve toplulaştırma kararları oluşturdu. 3 bin 700 eş rıza göstermedi Türkiye’de gayrimenkullere konulan aile konutu şerhiyle yeni bir dönem başladı. Eşler birbirlerinin rızası olmadan artık aile konutunu ne satabilecek ne de ipotek ettirebilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre geçen yıl 1253 konuta aile şerhi koyulurken, 2013’te 16 Ağustos itibarıyla bu sayı 3 kat artarak, 3 bin 700’e ulaştı. Koyulan şerhlerde, bağımsız bölüm olarak ifade edilen daire ve dükkânlar ilk sırada yer aldı. İşlemler, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde yoğunlaştı. İstanbul’da 953, Ankara’da 432, İzmir’de 303 ve Adana’da 109 gayrimenkule aile şehri konuldu. Doğu ve Güneydoğu’daki iller ise uygulamaya fazla ilgi göstermedi. Dumankaya İkon finale kaldı Emporis’in düzenlediği “Gökdelen Ödülü” yarışmasında “Dumankaya İkon” finale kalan 10 proje arasında yer aldı. İkon, TAGO Mimarlık tarafından tasarlandı. Dizayn olarak geleceğe yönelik, yapısal mühendislik, çevresel sürdürülebilirlik ve kiracı konaklama gibi alanlarda yeniliklere yol açan binaların finalist olabildiği yarışmada, projenin en az 100 metre uzunluğunda olması ve mimari tasarım ve işlevselliği bir arada bulundurması koşulu bulunuyor. Kasım ayı içerisinde ilk 3’e giren projenin belli olacağı yarışmanın sonuçları Emporis’in web sitesi üzerinden yayımlanacak. Keller Williams Türkiye’de Kuzey Amerika’nın büyüyen ve 89 bin danışman ile faaliyet gösteren gayrimenkul danışmanlığı şirketi olan Keller Williams, Türkiye’de de faaliyete geçiyor. Keller Williams’ı Türkiye’de gayrimenkul sektöründen gelen isimleri Devrim Aka, Emre Erol, Ahmet Rauf Saatçi ve Keller Williams Worlwide’ın Başkanı Chris Heller temsil edecek. Keller Williams, birinci yılında başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Bodrum olmak üzere 7 bölge müdürlüğü açmayı hedefliyor. Keller Williams Worldwide Başkanı ve aynı zamanda Türkiye operasyonunun da ortağı Chris Heller Türkiye’de gayrimenkul sektörünün son yıllardaki büyüme ve gelişmesinin çok etkileyici olduğunu ve bütün dünyanın dikkatini çektiğini belirtirken, gayrimenkul danışmanlığında da sektörün dinamiklerine paralel olarak gelişebilecek birçok alan olduğunu söyledi. Torunlar GYO kârını yüzde 15 artırdı Chris Heller Türkiye’nin dev uydu kenti Kayabaşı’na içinde park, eğitim kurumları, konut ve ticari birimlerin de olacağı dev bir proje yapılacak. Emlak Konut GYO, bu amaçla Kayabaşı’ndaki 75 bin 197 metrekaToronlar GYO, 2013’ün ilk yarısında faaliyet relik arsalarını 1 Ekim 2013’te ihalekârını yüzde 15 oranında artırarak 64 milyon TL ye çıkarıyor. kâr elde etti. Portföy değeri 4 milyar 379 milyon Kayabaşı Gecekondu Önleme BölgeTL, piyasa değeri ise 1 milyar 745 milyon TL si imar planına göre, ticaret alanında: olan Torunlar GYO, hisselerindeki yabancı yatıİş merkezi, ofis, büro, alışveriş merkerımcının payını da yükseltti. Torunlar GYO’nun zi, çok katlı mağaza, çarşı, konaklama 2012 sonunda yüzde 40.9 olan yabancı yatırımtesisleri, otel, motel, rezidans, sinema, cı payı, 2013 ilk yarısında yüzde 47.4’e ulaştı. tiyatro, müze, lokanta, banka, finans Torunlar GYO, ilk altı ayda bir önceki yıla kurumları, kat otoparkı, özel eğitim göre satışlarını yüzde 26.3 artırarak 96.8 milve özel sağlık üniteleri yapılabilecek. yon TL satış geliri elde etti. Torunlar GYO, saPlan notlarında T1 olarak gösterilen titış gelirlerinin yüzde 25.4’ünü konut, kalanını caret ve konut alanlarında alanın yüzise AVM gelirlerinden elde etti. Perakende piyade 50’sine kadar konut ve rezidans insasındaki durgunluğa rağmen AVM kira gelirleşa edilebilecek. rinde geçen yıla oranla yüzde 8 artış gerçekleşEmlak Konut GYO Genel Müdüti. Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz rü Murat Kurum, Kayabaşı’na, eğiTorun; “2013’ün ilk çeyreğinde 167.2 milyon tim birimleri ve kent parkının yer alTL yatırım yaptık” dedi. dığı bir yaşam alanı kazandıracaklarını savundu. Kayabaşı 3. etabı ihaleye çıkıyor THY’ye soruşturma Ekonomi Servisi Rekabet Kurulu, Türk Hava Yolları (THY) hakkında soruşturma açılmasına karar verdi. Kurumun internet sitesinde yer alan duyuruda, Pegasus Hava Taşımacılığı AŞ’nin, THY’nin İstanbul çıkışlı yurt içi ve yurt dışı hatlarda, hava yolu ile tarifeli yolcu taşımacılığında hakim durumda olduğu, bu gücünü rakip teşebbüslerin yeni pazarlara girmesine engel olmak ve mevcut pazarlardaki faaliyetlerini zorlaştırmak suretiyle kötüye kullandığı iddiasıyla yaptığı şikayet başvurusunun, Ankara 11’inci İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle başvurunun Kurul tarafından yeniden değerlendirildiği belirtildi. Benzinin litresi yeniden 5 lirayı geçti Ekonomi Servisi Döviz ve petrol fiyatlarındaki artışın etkisiyle benzine litrede 14, motorine 17 kuruş zam yapıldı. Dün gece yarısından itibaren LPG’ye de 5 kuruş zam geldi. Akaryakıt fiyatlarındaki artışta Suriye gerginliği nedeniyle ham petrol fiyatlarının yükselmesi ve döviz kurundaki yükseliş gerekçe gösterildi. Zamlarla birlikte benzinin litresi yeniden 5 liranın üzerine çıktı. Benzin, son olarak 16 Temmuz’da yapılan zamlarla litrede 5 liranın üzerine çıkmış, ancak sonraki günlerde kurlardaki düzelme ve dünya ham petrol piyasasındaki değişimlerin et Enerji Bakanı Taner Yıldız, petrol fiyatlarının 113 doları aşmasıyla Türkiye’nin enerji maliyetlerinde 300 milyon dolarlık yük oluştuğunu söyledi. Enerji maliyeti 300 milyon arttı açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Ham petrolün varil fiyatı 103 dolardı, şimdi 113 doları geçti. Döviz ile alıp TL ile satıyoruz. Mısır’a uzak deyip geçmeyin. Mısır olayları nedeniyle petrol fiyatlarındaki artıştan dolayı Türkiye’nin enerji maliyetlerinde 300 milyon dolarlık yük oluştu” dedi. Mısır geriliminin ardından Suriye’ye müdahale beklentilerinin de artması üzerine petrol fiyatları tırmanışa geçmiş, bu arada Societe Generale’in müdahale olasılığının gerçekleşmesi halinde Brent petrolün 125 dolara yükselebileceği, hatta olayların bölgeye yayılması durumunda fiyatın 150 dolara kadar tırmanabileceği yönündeki tahmini piyasalarda şok etkisi yaratmıştı. Doların 2 lirayı geçmesi ve petroldeki yükseliş sonrası benzine 14 kuruş zam geldi. Zamlar dün geceden itibaren yürürlüğe girdi. Benzinin litresi 5 lirayı aştı. kisiyle biraz gerilemişti. Bu arada Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 4 Ağustos’ta akaryakıt şirketlerine “benzin fiyatını indirin” uyarısında bulunması da fiyatlarda 34 kuruşluk indirim getirmişti. Ancak ucuz benzin umutları kısa sürdü. Doların 2 lirayı geçmesi, Suriye gerginliğiyle petrolün artmasıyla bir hafta içinde benzine toplam 25 kuruşluk zam yapıldı. Benzin ve motorine 23 Ağustos’ta da sırasıyla 11 kuruş ve 8 kuruş zam yapılmıştı. Dünkü zamlarla birlikte 95 oktan benzinin litre fiyatı 5.06 TL’ye, 97 oktan benzinin litre fiyatı 5.16 TL’ye, motorinin fiyatı da 4.60 TL’ye yükseldi. Akaryakıt ürünlerinin perakende satış fiyatları, dağıtım şirketlerinin maliyetlerine ve rekabet şartlarına, illere ve söz konusu şirketlere göre litrede birkaç kuruş farklılık gösterebiliyor. Son zamlarla yılbaşından bu yana benzine gelen zam yüzde 16.2 olurken, motorin zammı ise yüzde 19.4’e ulaştı. Ekonomi Servisi İki gün önce verdiği demeçte “Maliyet artışına rağmen eylül ayında vatandaşımız ve sanayicimizin kullanacağı doğalgaza zam yapmayı düşünmüyoruz” diyen Enerji Bakanı Taner Yıldız, petrol fiyatlarının 113 doları aşmasıyla Türkiye’nin enerji maliyetlerinde 300 milyon dolarlık yük oluştuğunu söyleyerek yine zam sinyali verdi. Yıldız, Abu Dabi TAQA’nın yatırımını 2014’e ertelediğini açıkladığı Afşin Elbistan’a yapılacak proje için Güney Kore ile temasın başladığını da bildirdi. Yıldız, Ankara’da yeni keşfedilen jeotermal kaynakların
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle