19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2013 ÇARŞAMBA 12 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Adalet Bakanlığı, 2 kez beraat ettiği davada ceza alan Selek için işlem başlattı n Baştarafı 1. Sayfada Suriye’ye (son olarak 400 ton) silah gönderilmesinde doğrudan aracı. Komşu ülke nüfusunun neredeyse yarısını Güneydoğu’da besliyoruz. Bakan Davutoğlu… Daha Esad’a savaş kampanyası ilan ettiği gün, babasının çiftliği sanki bu ülke; “olanak olsa Suriye nüfusunu burada besleyeceğimizi” ilan etti. Esad’a karşı muhalif güçlere kapıları açtık. HHH Başbakan ile ne yapsalar tutmadı. Esad gitmiyor! Üstelik iç savaşı kazanma olasılığından söz ediliyor. Tam bu sırada kimyasal silah kullanıldığı ortaya atıldı. Askeri müdahaleye onca bastırmamıza rağmen karşı çıkan Başkan Obama, Batı demokrasileri ayağa kalktı. Kimyasal silah insanlık suçu. Tamam. Kim kullandı ise cezalandırılmalı! Amma velâkin, yanıtsız sorular, sorular... BM uzmanlar heyeti kimyasal silahın kullanıldığı iddia edilen bölgede incelemeler yapıyor. Kimyasal silahın kullanıldığını ola ki olumlu rapor edecek. Dışişleri Bakanı John Kerry açıkladı. Kimyasal silahı kim kullandı ise mutlaka cezalandırılmalı! Pekâlâ! Ne var ki BM heyeti kimyasal silahı kimin kullandığı sorusuna yanıt aramıyor... Bizim hükümetin göbek atarak katılmaya hazırlandığı; ana çekirdeğini ABD, İngiltere ve Fransa’nın teşkil ettiği, isteyenin ya da stratejik olarak yararlanmak istedikleri ülkelerin katılımıyla kurulacak gönüllü koalisyonu; denizden, havadan vurarak kimi cezalandıracak? Sorun bu değil Başbakan için. Esad’a karşı uluslararası müdahale hele bir başlasın. Hah, işte o zaman üç yıldır izlediği politikanın başarılı olduğunu, nihayet Batı’nın RTE gerçeğini kabul ettiğini ilan edecek! HHH Şu sıralar ABD’nin de olası diye dikkate aldığı iddiaya göre kimyasal silahları Esad kullandı. Karşı iddiaya göre; Esad’ı üç yıldır bir türlü pes ettiremeyen Suriyeli muhalifler, Batı müdahalesini kışkırtmak, sağlamak amacıyla kimyasal silahları kullandı. Şayet Esad’ın kimyasal silah kullandığı ispat edilemez, gönüllüler koalisyonu ispat edilemeyen bir iddia üzerine Esad’ı vurmaya başlarsa.. ve sonra, silahı değil kullanmak, elinde bile olmadığı kanıtlanırsa... Gönüllüler, daha önce Irak’ta olduğu gibi, bir kez daha yalan üzerine savaş çıkarmış olmayacaklar mı?. Kafaları karıştıran sorular... HHH Böylesi olasılıkları dikkate almayan bir Başbakan’ı ve onun izinde koşturan bir Dışişleri Bakanı var Türkiye’nin. Sorunuz ikiliye; Esad, kimyasal silah kullandı mı diye; soruyu tamamlamaya fırsat bulamazsınız. İkisi birden kuşku yok, elbette diye yanıtlar. ABD ve Batılılar bilmez ama bizim ikili evelallah bilir! Peki kim kullandı bu silahı? İkili yantı: Kadın erkek, çoluk çocuk kendi yurttaşlarını katleden Esad! Elde belge var mı belge? Bizimkilere belge melge istemez. Şimdi saklıyorlar; kimi Osmanlı padişahları gibi istihareye yatmış, Esad’ın silahı kullandığı kendilerine bildirilmiştir herhalde ve de.. arkası malum! HHH Davutoğlu’nun ilan ettiği hükümet kararı Türkiye’yi resmen savaşın içine çekiyor. Adam Dışişleri Bakanı ama parlamentonun izni olmadan öyle fabrika açar gibi ya Allah bismillah diye nara atarak Türkiye’yi savaşa sokamayacağının farkında da bilincinde de değil. Ne Bakanlar Kurulu’nun ne de savaş sorumluluğuna ortak olacak ya da olmayacak muhalefet partilerinin, kamuoyunun bilgisi olmadan böyle bir karar açıklaması; bırakın demokrasinin temel ilkelerini; anayasaya da parlamenter kural ve ahlaka da aykırı. Ama ülkeyi dört çevreden ateş çemberi içine atan bu ikili; parlamentodan koalisyona katılma izni almadan katılım kararını açıklıyorlar. HHH Rize’de de şakşuklardan etkilendi... “Birileri güçlü Türkiye istemiyormuş.” Nedenini açıklıyor: “Biliyorlar ki güçlü Türkiye olursa tarih yeniden ayağa kalkacak!” diyor Bıraksa “şu birileri”; gelsin Osmanlı toprakları, üç hilalli bayrak, üç adım at, bir dur Mehter Marşı ve bir de Şeyhülislam! HHH Tarihi ayağa kaldıracağız derken.. eldeki toprakları “birilerine” kaptırmayalım da... Selek için kırmızı bülten İstanbul Haber ServisiAdalet Bakanlığı, 2 kez beraat ettiği Mısır Çarşısı davasında hukuksuz şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan sosyolog Pınar Selek hakkında kırmızı bülten çıkarılması için işlem başlattı. Pınar Selek’in babası Alp Selek kararı “Çin işkencesi” olarak niteleyerek “Bu çocukla bu kadar uğraşmasınlar” dedi. Beraat kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce bozulan Selek’in davası 24 Ocak’ta karara bağlandı. Mahkeme Selek’i ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı ve tutuklanması için yakalama kararı çıkardı. Mahkemenin yakalama kararını gönderdiği Adalet Bakanlığı, Selek’in yurtdışında olduğuna dair mahkemeye yazı iletti. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi de Selek hakkında kırmızı bülten çıkarılması için Adalet Bakanlığı’na yazı gönderdi. Adalet Bakanlığı, Selek’e kırmızı bülten çıkarılması için işlemleri başlattı. Ağırlaştırılmış müebbet kararına muhalefet şerhi koyan Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu kırmızı bülten çıkarılması talebine de muhalefet etti. Kararı değerlendiren Pınar Selek’in babası avukat Alp Selek, son duruşmada yakala Baba Selek: Çin işkencesi yapılıyor ma kararı çıkarıldığını anımsatarak “Kişi bulunamayınca yurtdışındaki herkes için başvuru yapılıyor. İnterpol ise her başvuruyu kabul etmiyor. Bedrettin Dalan için yapılan başvuru kabul edilmemişti” dedi. Kararın kesinleşmediği ne dikkat çeken Selek, dosyanın hala Yargıtay’da temyiz aşamasında olduğunu söyledi. Yargıtay’ın başvuruları üzerine bir mütalaa hazırlayacağını, daha sonra dosyanın 9. Ceza Dairesi’ne gideceğini belirten Selek, “Yaka lama bir ara karar. Yargıtay bozarsa dava sil baştan başlayacak” dedi. Dosyanın usulü hatalarla dolu olduğunu vurgulayan Selek ağırlaştırılmış müebbet karanın hukuk adına bozulması gerektiğini söyledi. Pınar’ın Fransa’da doktorasını yaptığını anlatan Selek “Çin işkencesi yapıyorlar olacak şey değil. Niçin Pınar? Ne ifadesi ne bir faaliyeti var... Devlet, hükümet, yargı için utanılacak bir konu. Mücadele edeceğiz. Bu haksızlık eninde sonunda ortaya çıkacak. Kimsenin aklı almıyor Pınar’a yapılanları...” diye konuştu. Başbuğ’dan el yazısıyla mesaj Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden kendi el yazısı ile yayımladığı mesajda Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci yıldönümünü kutladı. Başbuğ yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi: “Değerli Afyonkarahisarlı hemşerilerim; Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922 günü sabaha karşı başladı. başkomutanından taarruz emrini alan Türk ordusu, 27 Ağustos günü öğleden sonra beşte Afyonkarahisar’a girerek, aziz şehrimizi düşman işgalinden kurtardı. Kurtuluş bayramınızın 91. yılını en iyi dileklerimle kutlar, saygılarımı sunarım.” Barış sürecinin devam etmesi için 5 maddelik talepler listesi açıklandı ‘Adım at’ çağrısı Haber Merkezi 258 akademisyen, barış sürecinin devam etmesi için hükümetin hızla yapması gereken talepler listesi açıkladı. Aralarında Prof. Samim Akgönül, Prof. Yasemin İnceoğlu, Prof. Nüket Esen, Prof. Gencay Gürsoy, Prof. Ferhat Kentel, Yrd. Doç. Nazan Üstündağ, Prof. Büşra Ersanlı ve Prof. Baskın Oran gibi isimlerin bulunduğu akademisyenler, çözüm sürecinin gidişatından endişe duyduklarını açıklayan bir metin yayımladı. Hükümete yapılan çağrıda, “Bizler çözüm sürecinin gidişatından ciddi endişe duyuyor, AK Parti hükümetini ve Meclis’i bir an evvel adım atmaya, süreci şeffaflaştırmaya ve uluslararası standartlara uygun bir barış süreci işletmeye davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı. Metinde, Kürt aktörlerin tamamının sürecin tek taraflı olarak ilerlediği ve durma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu yönündeki açıklamalar hatırlatıldı: “Bu paylaşımlardan, Kürt tarafının hükümetten beklentilerinin henüz karşılanmadığı ve bunun böyle devam etmesi halinde, şimdiye kadar süreçte aktif rol almış olan Abdullah Öcalan’ın görüşmelerden çekileceği belirtilmektedir.” Çözüm sürecinin gidişatından ciddi endişe duyduklarını dile getiren akademisyenler, AKP hükümeti ve Meclis’i “bir an evvel adım atmaya, süreci şeffaflaştırmaya ve uluslararası standartlara uygun işletmeye” davet etti. Akademik araştırmalara göre dünyada gerçekleşen barış süreçlerinin yarısının ilk 5 yılda bozulduğuna dikkat çekilen metinde, “Bunun nedeni çoğunlukla devletlerin müzakere sırasında verdikleri sözleri tutmamalarıdır” denildi. Sürecin bozulmasıyla birlikte toplumsal barış ve huzurun inşasının daha da zorlaştığı kaydedilerek, “Ortadoğu’nun her yanında savaş durumu hâkimken ve 30 yılı aşkın süren çatışmalarda 50.000’e yakın vatandaşımızı kaybetmişken, Türkiye’nin bu süreçte yeni bir denemeyanılma lüksü bulunmamaktadır” ifadeleri yer aldı, deneyimlerden ders çıkarılması gerektiği belirtildi. Köşk’teki resepsiyon AKADEMİSYENLERİN TALEPLERİ Metinde, hükümetin atması gereken adımlar şöyle sıralandı: 4 Akil İnsanlar Heyeti ve Çözüm Komisyonu raporlarının kamuoyu ile paylaşılması. 4 Çözüm sürecinin şeffaflaşması ve bir barış takvimi çıkartılması. 4 Çatışmanın sebeplerini ortadan kaldıracak anadilinde eğitim, seçim barajının kaldırılması veya düşürülmesi gibi temel demokratik taleplerin karşılanması konusunda yasal adımların gecikmeden atılması. 4 Uluslararası standartlara uygun şekilde barış sürecinin çeşitli boyutları ile ilgili çalışmalar yapacak Hakikat Komisyonu, Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, Sosyal ve Ekonomik Tazmin Komisyonu, Güvenlik Reformu Komisyonu ve benzeri komisyonların kurulması. 4 Barış sürecini gözlemleyecek ve taraflarla görüşecek bağımsız, sivil kurumların oluşması. Haberal’a 30 Ağustos FIRAT KOZOK davetiyesi ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ev sahipliğinde Çankaya Köşkü’nde bu yıl ilk kez düzenlenecek 30 Ağustos resepsiyonu için tutuklu 7 milletvekili hariç tüm milletvekillerine davetiye gönderildi. Geçen yıl Gül’ün kulak rahatsızlığı nedeniyle iptal edilen resepsiyon için şehit aileleriyle birlikte 3 bin 200 kişilik davetiye dağıtıldı. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, 30 Ağustos resepsiyonuna bu yıl ilk kez ev sahipliği yapacak. Davetiyelerde, davet eden bölümünde “Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Bayan Gül” ifadesi yer aldı. Hayrünnisa Gül, daha önce Genelkurmay Başkanı tarafından verilen 30 Ağustos resepsiyonlarına, başörtüsü sebebiyle davet edilmiyordu. 30 Ağustos’ta Başbakan’ın Genelkurmay karargâhında tebrik için sırada beklemesinin eleştiri konusu yapılması üzerine, 2011’de ilk olarak törenin tebrik bölümü değiştirilmişti. Değişiklikle birlikte tebrikleri, Genelkurmay karargâhında Cumhurbaşkanı Gül, Başkomutan sıfatıyla kabul etmişti. Ulusal bayramlarla ilgili yönetmelikte yapılan değişiklikle kutlamaların ev sahibi de 2012’den itibaren Cumhurbaşkanı olmuştu. Ancak geçen yılki resepsiyon Cumhurbaşkanı Gül’ün iç kulak rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavisi sürdüğü için iptal edilmişti. Gül çiftinin, 30 Ağustos akşamı saat 20.00’de Çankaya Köşkü’nde verecekleri resepsiyona, tutuklu bulunan 7 milletvekili dışında tüm milletvekilleri eşleriyle birlikte davet edildi. Dağıtılan toplam davetiye sayısı 1600 olurken, davetiyelerin eşli yapılması nedeniyle davet edilen kişi sayısı 3 bin 200’e ulaştı. Bu çerçevede Ergenekon davasında geçen haftalarda tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal da Gül çiftinin davetlileri arasında yer aldı. Resepsiyon için ayrıca sivil toplum kuruluşu ve medya temsilcileri ve komuta kademesine de davetiye gönderildi. Köşk’te yapılacak resepsiyona bu yıl ayrıca şehit aileleri de davet edildi. Resepsiyonun davetiyesinde, “Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Bayan Gül; Zafer Bayramı münasebetiyle 30 Ağustos 2013 Cuma günü saat 20.00’de Çankaya Köşkü’nde düzenlenecek resepsiyona katılımlarını rica ederler” ifadesi yer aldı. Davetiyede, resepsiyon kıyafeti olarak “Koyu renk elbise, uzun etek ve mesdres (askerlerin gece kutlama kıyafeti)” uyarısı yapıldı. ‘Süreç tek taraflı ilerliyor!’ ‘Ciddi endişe duyuyoruz’ ‘1 Eylül’de çekilmeyi durdururuz’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticilerinden KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “1 Eylül’e kadar ikinci aşamanın gerektirdiği yönde adım atmazlarsa bizim artık yapabileceğimiz bir şey kalmaz, 1 Eylül’de bunu görmezsek geri çekilmeyi durdururuz. Ve hatta böyle devam ederlerse geriye gelen güçler nasıl geldilerse öyle de tekrar Kuzey’e (Türkiye’ye) giderler” dedi. BBC Türkçe Servisi’ne konuşan Bayık, AKP’nin çözüm sürecinde yol haritası olmadığını vurguladı. Bayık, “Kemal Kılıçdaroğlu bile dedi ki: ‘Çözüm paketi diye bir şey yok ki ben karşı olayım ya da yandaş olayım.’ Gerçeği de budur. AKP bir paket sundu mu? Biz her zaman risk üstlendik. Aldatarak zaman kazanmak istiyorlar. Gündemlerinde Kürt sorununu çözmek yok. İşleri çöküşe götürmek, ondan sonra savaşla güya PKK’nin işini bitirmek istiyor. Olmazsa seçimlere kadar böyle idare etmek, ‘İşte bak biz savaşı durdurduk, kan akmıyor’ propagandasını yapıp, seçimleri kazanmak istiyorlar” dedi. Bayık, “Demokrasi paketini tek taraflı hazırlayıp, herkesi de bunu kabul etmeye zorlamak antidemokratik bir tutumdur. Anadili doğal bir hak. Tartışılması bile abes. Sürecin ikinci aşaması kapsamında Öcalan tarafından önerilen komisyonların kurulması için hükümetin adım atması gerekir” dedi. Cemil Bayık, hükümetin adım atmasını istedi Eşleriyle birlikte davet edildi Kılıçdaroğlu doğru dedi ‘Hükümet çatışmadan yana’ Haber Merkezi Yüksekova kırsalında geçen yıl çatışmada yaşamlarını yitiren terör örgütü PKK üyesi Nuda Mardin kod adlı Şaziye Saydut ve Amed Bingöl kod adlı Murat Topaloğlu’nun cenazeleri PKK militanlarınca önceki akşam Cilo Dağı eteklerinde BDP yöneticileri, MEYADER, TUHADFED, KURDİDER Barış Anneleri ve ailelerin olduğu gruba teslim edildi. İstanbul’da Adli Tıp Kurumu’unda 26 gündür bekletilen 3 PKK’linin cenazesi ise BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in de katıldığı gösteriden sonra memleketlerine gönderildi. Tuncel, Ortadoğu’da barış istediklerini söyledi. Suriye’ye müdahalenin Türkiye’nin geleceği bakımından iyi olmayacağını ifade ederek “Hükümet barıştan yana değil çatışmadan yana bir politika izliyor” dedi. 2 Eylül’de başlayacak davaya 481 kişi müdahillik başvurusunda bulundu 28 Şubat’a rekor müdahil İLHAN TAŞCI Gazete satanlara ceza İstanbul Haber Servisi TaksimHacıosman Metrosu’nun Taksim Meydanı çıkışında Aydınlık ve Birgün gazetesi satan iki kişi “gürültü kirliliği” yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınarak para cezası kesildi. Hasan Ortatepe ve Burak Butur’un sabah saat 09.00 sıralarında yanına gelen 3 polis, haklarında “gürültü kirliliği” şikâyeti olduğunu söyledi. Ortatepe ve Butur gözaltına alınarak Taksim Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldü. Ortatepe ve Butur’a Kabahatler Kanunu çerçevesinde 88 TL para cezası kesildi. Ceza kesilmesinin ardından serbest bırakıldı. ANKARA Gelecek hafta 103 sanığın yargılanmaya başlayacağı 28 Şubat davasında, müdahillerin sayısı sanıkların dört katına ulaştı. Eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın avukatı Celal Ülgen bu durumu, “Ergenekon ve Balyoz davalarında müdahil olan bir iki kişiydi. Fakat burada şişirme müdahillik söz konusu. Özel bir önem verilmiş sanıklar üzerinde baskı amacı güdülmüş” sözleriyle yorumladı. Ülgen, Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi yazışmalarının da “suç delili” olarak dos yaya konulmasını eleştirdi. Ankara 13. Ağır Ceza’da 2 Eylül’de görülmeye başlanacak 28 Şubat davasında, 481 kişi müdahillik başvurusunda bulundu. Davadaki sanık sayısının 103 olduğu dikkate alındığında müdahillerin sanıklardan dört kat fazla olduğu dikkat çekiliyor. Avukat Ülgen, Ergenekon davasında yüzlerce sanık olduğunu ancak bir iki kişinin müdahil olduğunu belirterek bununla neyin amaçlandığını ise Ülgen, şöyle açıkladı:“Birinci baskı ‘siz darbecisiniz’, ikinci baskı ‘siz azınlıksınız’ böyle bir baskı altında savunmaya gidiliyor. Bu dava da aleniyet ilkesi de salt müşteki ve mağdurlar ve yakınlarıyla sağlanacak gibi bir izlenim doğmakta.” Özel görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin hazırladığı, kabul edilen 1308 sayfalık 28 Şubat iddianamesinde, 103 sanık hakkında REFAHYOL hükümetini devirmeye, düşürmeye iştirak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede, bir numaralı sanık dönemin emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, iki numara Orgeneral Çevik Bir, üçüncü sırada ise Orgeneral Erol Özkasnak yer aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle