19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2013 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Nadir Nadi’yi anıyoruz İstanbul Haber Servisi Gazetemizin başyazarı, Atatürk devrimlerinin ödünsüz savunucusu Nadir Nadi, ölümünün 22’nci yıldönümünde bugün Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında düzenlenen törenle anılacak. Nadir Nadi, 23 Haziran 1908’de dünyaya geldi. Gazeteciliğe Cumhuriyet’e yurtdışından gönderdiği yazı, haber ve röportajlarla 1932 yılında başlayan Nadir Nadi, 1936 yılında İstanbul’a döndükten sonra Cumhuriyet gazetesinin çeşitli birimlerinde çalıştı ve köşe yazarlığı yaptı.193841 yılları arasında Galatasaray Lisesi’nde sosyoloji öğretmenliği yapan Nadir Nadi, 1945 yılında babası Yunus Nadi’nin ölümü üzerine Cumhuriyet’in yönetimini ve başyazarlığını üstlendi. Nadir Nadi 195054 yılları arasında Demokrat Parti listesinden Muğla bağımsız milletvekili, 195457 yılları arasında da İstanbul bağımsız milletvekili olarak TBMM’de bulundu. Basın alanında birçok ödül alan Nadir Nadi, TÜYAP Kitap Fuarı tarafından da 1988 yılında Onur Yazarı seçildi. varmak yeter de artar bile. Adam bir pazar günü bile kulaklarımıza, gözlerimize rahat huzur vermiyor. Geçen pazar, Mısır da Mısır, kahrolası Batı diye diye, emrine amade TV’lerin hemen hepsinde canlı yayımlanan, her haber bülteninde de geniş özetle yinelenen, bağıran çağıran uzun bir konuşma yaptı Bursa’da. RTE’nin çoktan modası geçmiş Mısır’ın tek adamı, Arap ülkelerinin liderliğine soyunan rahmetli Nâsır’ın Arap milliyetçiliğine özenen konuşmasını, dün medyamızda yorumlayan tek bir habere, yazıya rastlanmadı. Bu konuşmayı irdeleyen tek bir muhalefet lideri ve iki gazete var önümüzde. Kılıçdaroğlu’nun söylemlerini iç sayfalarda manşete alarak büyüten Hürriyet’ti ama o da Kılıçdaroğlu’nun gerçeklere parmak basan, RTE’nin Bursa’da artık gına getiren Mısır halkına yandaşlık, yalakalık kokan konuşmasının içeriğini, eleştirel söylemlerini büyütemedi. Vatan gazetesi ise Mısır’daki darbeye ve katliama, Batı’nın lakayt kalışına ağzına ve aklına gelen en ağır ifadelerle saldıran RTE’nin.. ....Arap, İslam, Müslüman ülke dedin mi suspus oluşunu, artık kimseyi kesmeyen ikna ve eleştiri gücünü Ortadoğu’nun büyük küçük zengin Arap “kardeşlerinden” esirgeyen ve Sisi’ye her açıdan destek veren Arap ülkeleri liderini ilk sayfada fotoğraflarıyla sergiledi. HHH Türk medyasının haline şimdi bir kez daha bakın lütfen: RTE, adını vermeden ABD’yi, AB ülkelerinin hemen hepsini, darbeye de katliama da karşı çıkmıyorsunuz, siz nasıl demokratsınız, diye yerden yere vuruyor... Ama Mısır’ı şeriatla yönetmeye girişen Mursi’yi, ülkelerini şeriatla yöneten başta Suudi Arabistan Kralı, Ürdün Kralı, Kuveyt Emiri, Birleşik Arap Emiri’nin ve hatta derin muhabbetle kucakladığı Filistin Başbakanı’nın ve de İslam Birliği’nin... ...Sisi darbesini ve yönetimini, üstelik katliam haberlerinden sonra tam gaz destekleyen açıklamalarından hiç söz etmiyor. Ortadoğu’daki tek adam yönetimindeki şeriata bağlı Arap ülkelerinin şeriatçı diktaya hevesli Mursi’yi, Vatan’ın,“Müslüman Kardeşler’in yükselişinden endişe ettikleri için” Sisi’yi desteklediğini haberinde özenle belirtmesi, akla yakın bir içerik taşımıyor. HHH Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, RTE’nin Bursa konuşmasında Sisi’ye parasal ve siyasal tam destek veren Arap ülkelerinden hiç söz etmemesini gerçekçi bir dille eleştirdi Hürriyet’teki demecinde. RTE, İslam Birliği Genel Sekreteri’nin katliama suskun kalışını yererek sözüm ona Arap ülkelerini eleştirdiği izlenimi vermeye çalışıyor.. Bu türden manevralarını yutan çok, ama işte Kılıçdaroğlu RTE’nin adlarını vermediği ülkeleri bir bir sayarak Başbakan’ın gerçek yüzünü… Batı’ya bakışının ne kadar sahte olduğunu, İslamcı kafasını, tavrını bütün çıplaklığıyla ortaya koyuverdi. HHH Kılıçdaroğlu’nun Hürriyet’in manşet yaptığı Başbakan’ın “Bugün Mısır yarın belki Türkiye” söylemine karşı açıkladığı görüşe de değinmek gerekli oluyor. Bu köşede sık sık belirttiğimiz gibi Kılıçdaroğlu da RTE’nin dış ve iç itibarının yitmesine neden olan demokratik Gezi Parkı eylemlerini, Mursi’ye karşı başlayan darbe ile sonuçlanan halk hareketine benzetmesini psikolojik bir rahatsızlığa, “darbe paranoyasının” tutsağı olmasına bağladı... RTE’ye şöyle seslendi: “Korkma sayın Başbakan, paranoyaya da gerek yok. Bu ülkede darbeye karşı gerekirse tek başına direnecek CHP var.” Herhalde Kılıçdaroğlu, RTE’ye özel mi özel Genelkurmay Karargâhı’nın tezgâhlayacağı olasılığı bile söz konusu olmayan bir darbeye karşı güvence vermiyor. Akla gelebilecek olası bir senaryoya göre, RTE’ye yeter, çekil git artık içeriğindeki olası Gezi Parkı eylemleri yeniden başlar. Bütün yurdu sarar. RTE’nin yine vereceği emri yerine getiren polisin bilinen silahlarla önleme çabaları boşa çıkar. Bülent Arınç’ın gerekirse böyle bir durumda orduyu da göreve çağıracaklarını ifade eden sözleri gerçekleşir. Ama eylemler daha da yoğunlaşır. Bu kez kapsül yerine mermiyle ölümler başlarsa... o zaman... HHH ....Kılıçdaroğlu ve CHP: RTE’ye git artık diyen demokratik Gezi eylemlerini destekleyecek; herhalde demokratik Gezi eylemlerini yine darbe diye yorumlayan, yorumlayacak olan, darbe paranoyası tutsağı RTE’ye... ....korkma, CHP var karşı çıkacak diye güvence vermeyecek! Değil mi ama? İktidar Var mı Yok mu? Geçen günkü yazıma “Dipsiz Kuyu” adını niye verdim? Doldu, taştı, seller gibi. Neler mi götürmüyor? 76 milyon kişinin özlemini, umudunu... Ne olduk ne olacağız kuşkusu, hep artıyor... Bir iktidar var ki sanki yok! Millet kan ağlar durumda, gençlik kendi gücünü ortaya dökmek savaşında. Bir toplumun en değerli insanları, en başta askerleri, aydınları nöbet kapılarında bekleşiyor. İçeri alınacaklar bağırmaktan usandı. Seçimle iktidar olmuş bir parti ve onun on bir yıldır başbakan olan lideri ise gerçeklerden kopmuş... Varsa yoksa iktidarının bir süre daha düşe kalka sürüp gitmesi için yasaları, ya kendi keyfine göre yakıştırması, olmazsa yasaları bir yana itmesi... Zaman zaman patlıyor bu gizli sessizlik. Bir sessizliğin patlaması o ülkenin sonunun geldiğinin habercisidir. Türkiye Cumhuriyeti doksanıncı yılında bir genç adamdır, gücünü kendi varlığından alır. Yakın geçmişteki ölümsüz liderlerinin izleyicisi olmak gibi bir erdemin sahibidir. Kaç bin kişi zindanlarda? Sayısını bilen yok. Daha da içeri alınacakların sayısı da günden güne artarken... Sık sık orada burada pek çok yurttaşımızın sudan bahanelerle evlerinden, işlerinden, yuvalarından zorla koparılıp yargı önüne götürüldüğü bir ülkedeyiz. Bir korku dalgası geldi geliyor diye sindirilmiş yığınları uyandırmanın, ayaklandırmanın yolu nerde? İşte Mustafa Kemal, sesini duymuyor musunuz? Yer yer atılan acı çığlıkları o dinliyor. Ama halkının bütün kötülüklere karşın yenilmez olduğunu biliyor. En başta gençlik, dönen dolapların, yalanların, gizli hesapların nereye vardığını, daha da ötelere varacağını biliyor. Önce bir korku dalgası var üstümüze sürekli gelen, ama ardından yürekleri sağlam, onurları, erdemleri, güçleri sağlam yurttaşlar ordusu “ben yenilmem” diyor sokaklarda, alanlarda. Ne polis korkusu, ne zehirli gaz, ne TOMA’ların haşmeti alt edemiyor barışçı Türk halkının coşkusunu. Barış baş tacımız, ama gerekirse... Bu toplumda barışı yaşatmak için tüm yurttaşlarımız tek bir amaçta birleşirse, o zaman hainlikler, korkutmalar, sinsi hesaplar ortaya dökülür. Atatürk gençliği önünde gerçek bir bozguna uğrar ve uğrayacak... Mahkemeler karar veriyor, ona on yıl, buna kırk yıl, ötekine ebedi hapis... Kim bu kişiler ki bunca ağır mı ağır, nerdeyse idamlık suç işlemişler? Mahkeme yargıçlarına sormalı, müebbet küreğe mahkum ettiğin kişiler toplumun en saygın insanları değil mi? Nasıl yakıştırırsınız o ağır mı ağır mahkumiyetleri? Er geç bir gün saklı niyetler meydana çıkacak. İdamlık cezaları kolaylıkla dağıtanlar da gerçek adaletten gereken cezayı alacaklar. İİT Genel Sekreteri, AKP’nin baskılarına karşın istifa etmeyecek İhsanoğlu direniyor DUYGU GÜVENÇ ANKARA İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri’ne yönelik hükümetten istifa çağrıları dün de devam etti. Ancak danışmanlarıyla görüşen Ekmeleddin İhsanoğlu, istifa etmeme kararı aldı. İhsanoğlu’nun hükümetle son teması ise 17 Ağustos günü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile El Fetih Camii’ne yönelik oldu. İhsanoğlu, bu talebin ardından Davutoğlu’na geri dönmedi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP’den İİT Sekreteri İhsanoğlu’na yönelik eleştiriler devam ediyor. Gö ‘İHSANOĞLU BİR TEKLİF GÖTÜRDÜ MÜ?’ İhsanoğlu’nun yaptığı açıklamalarda devletleri temsil ettiğini ve devletler bir karar alırsa onu uygulayacaklarını söylediğini dile getiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, hükümetin sekretere yönelik eleştirilerini dün de sürdürdü: “Adında İslam olan bir teşkilatın genel sekreteri olarak devletlerin dışında genel sekreterin yapacağı bir şey vardır. Devletlere, ‘Mısır’da yangın var, bu kadar kadın, çocuk, insan, masum öldürülüyor. Buna karşı biz İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bir tavır geliştirmeliyiz’ diye bir fikir götürdü mü? İhsanoğlu’nun gücünün tek başına İİT’nin karar almasına yetmeyeceğini biz de biliyoruz. Ama İhsanoğlu böyle bir karar almış olsaydı herhalde bir yansıması, bir etkisi olurdu. Hiç olmazsa durduğumuz saf, net olurdu.” rev süresi 31 Aralık’ta sona erecek olan İhsanoğlu, koltuğunu yeni yıl ile birlikte Suudi Genel Sekreter İyad Madani’ye bırakacak. İhsanoğlu’nun görev süresi sona erene kadar koltuğunda oturması ve istifanın bir yarar getireceği düşüncesin de olmadığı belirtildi. Genel sekreterin devletin üst düzey kadrosuyla sürekli temasta olduğu, 10 gün kadar önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçen hafta perşembe günü de Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüştüğü öğrenildi. Muhabirin avukatı Türkiye’den DUYGU GÜVENÇ ANKARA Kahire’de El Fetih Camii’ne baskın sırasında gözaltına alınan TRT muhabiri Metin Turan için Türkiye seferber oldu. Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı’nın en üst düzeyde girişimde bulunduğu Turan için Kahire Maslahatgüzarı Asip Kaya seferber oldu. Kaya, önceki gün Mısır İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı ile temas ederek önce Turan’ın yerini tespit etti. Maslahatgüzar Kaya, bu temasların ardından Turan için bizzat avukat buldu. Kaya, beraberinde avukatlarla birlikte Turan’ın gözaltında tutulduğu Ulusal Güvenlik Merkezi’ne gitti, Turan’ın sorgusuna da bizzat tanıklık etti. Turan’ın, Mısır savcılarına verdiği ifadeler sırasında bizzat yanında olan Kaya, Ankara’ya da anında bilgi sundu. Kaynaklar, Turan ile ilgili girişimlerin devam ettiğini ve bazı eksik evraklar bulunduğunu belirtirken, “Kim olursa olsun; Türkiye, vatandaşlarına sahip çıkar. Girişimler de bu çerçevededir” bilgisini paylaştı. Botsalı dün de önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edildi, ardından da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na son izlenimlerini aktardı. Davutoğlu ve Botsalı, daha sonra Bakanlar Kurulu’na birlikte gitti ve Botsalı başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere Mısır’da yaşananlar ve gerginliğin devam etmesi halinde olabilecekler konusunda bilgi verdi. Arınç, Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı’nın Mısır’a geri dönmesine ilişkin, “Bu, karşılıklı bir şeydir. Şu an için böyle bir ihtimal görünmüyor. Bugünden yarına sayın büyükelçinin tekrar Mısır’a görevlendirilmesi söz konusu değildir. Gelişmelere bakarak bunu değerlendireceğiz” dedi. Bakan Davutoğlu ve İhsanoğlu arasındaki son görüşme cumartesi günü sabah gerçekleşmişti. Davutoğlu, Türk gazeteci Metin Turan’ın da içinde bulunduğu El Fetih Camii’ne bir müdahale yapılmasını önlemek üzere İhsanoğlu’nun devreye girmesini istemişti. Edinilen bilgiye göre İhsanoğlu bu görüşmenin ardından örgütün merkezinin bulunduğu Cidde’de Mısırlı yetkililerle temas için bir kriz masası oluşturdu. Ancak bu telefon görüşmesinin ardından İhsanoğlu, bakana girişimleriyle ilgili bilgi vermedi. Birkaç saat sonra ise cami basıldı. ‘Pilotlar hayatta ve huzur içinde’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, Mısır’da gözaltında tutulan TRT muhabiri Metin Turan ile temas kurulduğunu ve gece geç saatlerde bırakılmasını beklediklerini söyledi. Arınç, Lübnan’da kaçırılan pilotlarla ilgili bir gelişme olup olmadığı yönündeki sorular üzerine ise “Bugünü bilmem ama en yakın zamanda kendilerine kavuşacağız. Güvenli bir şekilde arkadaşlarımıza ulaştık, nerede oldukları da az çok biliniyor. Hayatta olduklarını, huzur ve rahat içinde olduklarını biliyoruz” diye konuştu. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun sözlerine de tepki gösteren Arınç şöyle devam etti: “Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun çok daha güçlü bir biçimde, çok daha güçlü bir sesle Mısır’da olan biteni bütün dünyaya duyurmasını beklerdik. Mısır Allah korusun bir iç savaşa doğru gidiyor sözü boş bir söz değil. Bütün taraflar özgür bir şekilde temsil edilmeli, bütün etnik ve dini taraflar özgürce yaşayabilmeli ve en kısa sürede demokratik seçimlere gidilmelidir.” Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Mısır’a yönelik kişisel açıklamalarının Dışişleri’nde de yeterli bulunmadığı belirtildi. Hükümetten İhsanoğlu’na yönelik istifa çağrılarını sorduğumuz diplomatik kaynaklar ise yorum yapmaktan kaçındı ve Türkiye’nin İİT’ye Mısır konusunu taşımak üzere başvurmadığını belirtti. Dışişleri yeterli bulmadı Siyah kurdele eylemi Pilotlar farklı kentlerde tutuluyor BEYRUT (AA) Geçen hafta Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta kaçırılan iki Türk pilotun yerlerinin tespit edildiği iddia edildi. Edinilen bilgilere göre, kaçırılan Türk pilotun Lübnan’ın doğusundaki Balbek şehrinin “EşŞeraveneh” kasabasında bir yerde tutulduğu, yardımcı pilotun ise ülkenin güneyindeki “Zavter” ilinde bulunduğu öne sürüldü. Bu arada her iki pilotun kurtarılması için çalışmaların dikkatli ve titiz bir şekilde yürütüldüğü dile getirildi. Öte yandan Lübnan Temyiz Mahkemesi Başsavcısı Kulud Kerim yaptığı açıklamada, Türk pilotların kaçırılmasıyla ilgili ellerinde 3 zanlı olduğunu ve sorgulamalarının devam ettiğini, daha önce de kaçırılma olayıyla ilgili 5 kişiyi sorguladıklarını belirtmişti. ÖZCAN YAŞAR İİT’nin şu anki dönem başkanı Mısır. Türkiye, 2016 yılından itibaren dönem başkanlığını devralacağı için İİT’nin icra komitesinde de yer alıyor. Yani Türkiye’nin 8 üye ülkenin ve genel sekreterin yer aldığı icra komitesini toplantıya çağırma hakkı bulunuyor. Ancak Türkiye, hâlâ icra komitesini toplantıya çağırmadı. Bu tutumda, komitede Mısır, Suudi Arabistan ve Filistin’in yer alması etkili oldu. İİT’ye başvurmanın bir diğer yolu da şu an 56 üyesi olan örgütte üçte iki çoğunluğu sağlayarak karar çıkarmak. Bakanlar düzeyinde böyle bir karar çıkarmak ise oldukça güç. Türkiye başvurmadı GülErdoğan buluşması İstanbul’da Mısır zirvesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında önceki gün Tarabya Köşkü’nde yapılacak olan ve gerekçe gösterilmeden son dakikada iptal edilen Mısır zirvesi bugün yapılacak. Zirveye, Gül ve Erdoğan’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da katılması bekleniyor. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tarafından duyurulan pazar günkü Mısır zirvesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile yaptığı görüşmenin ardından son anda iptal edilmişti. Başbakan Erdoğan’ın Fidan ile görüşmesi sırasında, Kısıklı’daki villasından Tarabya Köşkü’ne giden güzergâhta güvenlik önlemleri alınmıştı. Ancak saat 14.10’da ekiplere bir telsiz anonsuyla normale dönmeleri anonsu yapılmıştı. MİT Müsteşarı Fidan’ın Erdoğan’ın evinden ayrılmasının ardından Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüşmek için evinden çıkmamış ve basına görüşmenin hafta içinde gerçekleşeceği bilgisi verilmişti. Mısır gündemiyle Tarabya Köşkü’nde yapılacağı duyurulan zirvenin, bu gelişmelerin ardından ertelenip gerekçe de açıklanmadığı için “Aralarında görüş ayrılığı mı çıktı?” yorumlarına neden olmuştu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, hükümetin dış politikasını eleştirdi. Vural, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılması planlanan Mısır zirvesinin iptal edilmesini “AKP içi post kavgaları ve çatışmalar Türkiye’nin milli tavır oluşturmasını engelleyecek noktaya kadar gelmiştir” dedi. Baykal ile Ağar buluştu ANTALYA (Cumhuriyet) Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile Susurluk davasından 1 yıl hapis yatan ve geçen günlerde tahliye edilen eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, tatil yaptıkları Bodrum’da bir araya geldi. Baykal ve Ağar, Bodrum Yalıkavak Yat Limanı’nda yemek yedi. Yemeğe Baykal’ın eşi Olcay Baykal, torunu, Ağar’ın eşi Emel Ağar, Azeri işadamı Mübariz Mansimov ve CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da katıldı. Baykal, “Tatilde kaşılaştık. Mehmet Ağar yemek yemeyi önerdi. Biz de hep beraber ailece yemek yedik” diye konuştu. Türk Hava Yolları’ndaki (THY) bir grup pilot, Lübnan’da kaçırılan mesai arkadaşları için “siyah kurdele” eylemi başlattı. Pilot arkadaşları Murat Akpınar ve Murat Ağca’nın özgürlüklerine kavuşuncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini belirten Gökkuşağı Hareketi yetkilileri, pilot odasında uçuşa giden ekiplere kurdele takmaya başladı. Havaİş Sendikası’nın aralıkta yapılacak genel kurulunda yönetime talip olan Gökkuşağı Hareketi sözcüleri, dün Atatürk Havaalanı’nda basın toplantısı düzenledi. Kaptan pilot Bahadır Altan, Beyrut’ta iki Türk pilotunun kaçırılmasını siyah kurdele eylemiyle protesto ettiklerini söyledi. Bir THY pilotunun Beyrut’ta önceki gün kaçırılma olayını protesto için uçuş yapmamasına da değinen Altan, “Bu arkadaşımızın tepkisini çok anlamlı buluyoruz. Bu bireysel bir tepkidir. Arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşuncaya kadar bu siyah kurdeleleri çıkarmayacağız ve bu işi takip edeceğiz” dedi. Vural: Post kavgası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle