Katalog

20 AĞUSTOS 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP iktidarı, Mısır ile Türkiye arasında ne denli koşutluk kurmaya çalışırsa çalışsın... Adeviye katliamından kendine ne denli mağduriyet devşirmeye çabalarsa çabalasın... Gezi Direnişi’ndeki zalim davranışını, Mısır örneğini öne sürerek ne denli mazur göstermeye uğraşırsa uğraşsın... İleriye dönük zulmü ve baskıyı, “Bugün Mısır’da, yarın Türkiye’de” diyerek ne kadar haklı çıkarmaya çalışırsa çalışsın... Ne Taksim Gezi Direnişi Tahrir’e ya da Adeviye’ye benzer... Ne de Türkiye Mısır’a! Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, “Arap Baharı” denilen, dışardan dürtüklenmiş, trajik ve kanlı sonuçlar veren “Demokrasi reformu” çabalarını, neredeyse yüz yıl önce kazanılmış bir Bağımsızlık Savaşı üzerine iç dinamiği ile başlatmış, özümleme aşamalarını da atlatmaya çalışan, bu yönde çok yol almış olan bir “Müslüman toplumdur!” Bu özelliğiyle İslam âlemi içinde tek ve biriciktir... Bu niteliği, onu bütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerdeki rejim değişikliklerine yöneliktir... Zaten kan dökülmesinin temel nedeni de budur! Oysa Taksim Gezi Direnişi, bırakın sokakta gerçekleştirilecek bir rejim değişikliğini, sokakta hedeflenen bir iktidar değişikliğine de yönelik değildi... Sadece halkın, (gençlerin, kadınların, sivil toplum örgütlerinin) iktidarın bazı uygulamalarını protestosu ile başlayan, otoriterleşmeye yönelik eleştirilerle devam eden ve hiç de hak edilmemiş bir biçimde, şiddetle bastırılan demokratik, barışçı bir eylemdi! Gezi eylemlerini, Mısır’daki katliamı doğuran olaylarla bir tutarak iktidarın yaptığı baskıyı ve zulmü aklamaya çalışanlara, yandaş kalemlere, kolay gelsin... Kendi fanatiklerinden başka kimseyi inandıramazlar: Zaten çok ilkel ve kabalar... Ne siyasal, ne mantıksal, ne de hukuksal açıklama yapabiliyorlar... Zekâ, bilgi ve espri düzeyleri sıfıra yakın... Evrensel demokrasiyi savunanlara karşı, ancak linç kampanyaları düzenliyor... Küfür ve hakaret etmekten öteye geçemiyorlar! 3 MısırTürkiye Farkı: Atatürk! ülkelerinden de ayırır: İnsanlığın siyasal evriminde, demokrasi ve insan hakları çizgisinde, gelişmiş ülkelerin gerisinde olmakla birlikte, bütün İslam âleminin ve Arap dünyasının bir adım önüne koyar! HHH “Arap Baharı” genel nitelemesiyle Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan trajediler, bu Tebdili Kıyafet... Yalaka medya yazdı: “Şort giyen Başbakan, tebdili kıyafetle kıyıları denizden denetledi...” H Ben de tatilde tebdili kıyafet olarak, cebi dizin altında olan şortumu giyince, demek ki bizim kuzen tanımadı... “Sen o’sun” dedi... “Benim” dedim... Normalde insanı tanımak için yüzü dururken kıçına bakılmasa dahi “İnsan haber verir” dedi kuzen... H Başbakan’ın tebdili kıyafetle denizde dolaşması ise... Doğa onu tanımasın... Koylar, kıyılar, adalar, kumsal... Orman, dere, fıstık çamları... Umursamaz, duyarsız bir milletin gözü önünde, dünyanın en büyük doğa katliamına uğradı Türkiye... H Fethiye’den Cunda’ya kadar bizim “Kaçış” ile kıyı kıyı gittik, yağmalanmış, çalınmış, talan edilmiş bir cennetin son kalıntılarıdır oralar... Akdeniz ve Ege kıyıları tükenmiş... Berrak bir avuç deniz, kokmayan kasaba, kirletilmemiş bir karış kıyı yok... Aç gözlü sermaye, avantacı siyasetçi, hırsız bürokrat üçlüsü el ele verdiklerinde, önlerinde hiçbir şey duramıyor... Geçtik kıyılardan... Karadeniz’in dereleri... Kaz Dağları’nın meşesi kalmadı da... Toros Dağları’nda dolanan geyiklerin boynuzlarını bile bir yıl önceden İngiliz avcılara sattılar, geyik zannediyor ki boynuz kendisinin... H Atatürk Orman Çiftliği’nin ağaçlarını kesip kendine başkanlık sarayı yaptıran... Ya da daha bir ay önce kıyı koruma çizgisini 100 metreden 50 metreye indiren... Ya da ya da, korulukları Arap emirlere satan adamın, denizin ortasında bile tebdili kıyafet yapması normal aslında... Soracak hesabı vardır; yunusların... Fokların... Martıların... Kumsalına otel yapılan şaşkın kaplumbağaların... İmara açılan kuş cennetlerine gelip yuvasını arayan flamingonun, balıkçıl kuşunun, çalı kanaryasının soracakları hesap vardır... H Talan, tebdili kıyafet ile geldiğinde... Nasılsa bilinir... Halk bilmezse, hak bilir... Levent’te kalan son yeşil alanlar, bakanlık tarafından tek tek yapılaşmaya açılıyor Soluksuz kalacağız ÖZLEM GÜVEMLİ ‘Melih Gökçek yolun yol değil’ Ankara Anakent Belediyesi, 8 şeritli 40 metre genişliğinde 4 kilometre uzunluğunda yol yapmak için Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) ormanında çam ağaçlarını kesmeye hazırlanıyor. Yapımına başlanan yol aynı zamanda iki mahalle arasındaki geçişleri tek noktaya sıkıştırıyor. Yol projesine tepki gösterenler, “Gökçek, yolun yol değil” sloganlarıyla eylem yaptı. ODTÜ ormanı İstanbul’un örnek konut bölgesi olarak gösterilen Levent’te yeşil alanlar ve sosyal donatı alanları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan imar planları ile tek tek yapılaşmaya açılıyor. Çağdaş Levent Derneği Başkan Yardımcısı Zehra Eliçin, konut bölgeleri içinde kalan yeşil alanlara ticari fonksiyonlar getirilmesini eleştirerek “Afet zamanı mahallenin toplanacağı bu alanlar betonlaşacak, soluk alacak yer kalmayacak” dedi. 1950’li yıllarda planlanan Levent, yıllardır etrafında yükselen devasa gökdelenler arasında bir vaha gibi varlığını devam ettiriyor. 1980’li yıllardan itibaren semtteki yeşil alanların bir kısmı Emlak Bankası tarafından satışa çıkarılarak özel mülkiyete geçti. Ancak imar planlarında “yeşil alan” olarak işaretlendiği için herhangi bir inşaat yapılmadı. Zaman zaman bölgeyi imara açmak için yapılan girişimler de semt sakinlerinin tepkileri sonucu engellendi. Ancak son 2 yılda durum değişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı parsel bazında düzenlemeler yaparak yeşil alanla Semt sakinleri tedirgin Levent Mahallesi’ndeki 32 pafta, 1067 ada, 672 sayılı parsel; 25 Mart 2013’te askıya çıkan 1/5000 ve 1/1000’lik imar planı ile “turizm tesis alanı ve park alanı”na alındı. 1 Nisan 2013 tarihinde de hemen yeni bir plan daha askıya çıktı. Rumelihisarı Mahallesi’nde 6. Gazeteciler Sitesi’nin yeşil alan olarak kullandığı ortak alan “özel eğitim tesisi” olarak değiştirildi. 24 Haziran’da da 4. Gazeteciler Sitesi’nin sosyal donatı alanı ile yeşil alanı içine alan parsele 6 kata kadar otel yapmanın önünü açan plan askıya çıktı. Planlar askıdayken gereken itirazlar da yapıldı. Çağdaş Levent Derneği Başkan Yardımcısı Zehra Eliçin, Ankara’nın bu itirazlarına kulak verip vermeyeceği konusunda ciddi şüpheleri olduğunu belirtti. Konut bölgeleri içine ticari fonksiyon verilmesinin getireceği olumsuzluklara ve hak ihlallerine dikkat çeken Eliçin, “Bakanlığın yaptığı plan değişiklikleri halkı tedirgin ediyor” dedi. rı imara açmaya başladı. 2012 yılının sonunda Etiler Polis Meslek Yüksekokulu ile bu parselin kuzeyindeki tescil harici alan “ticaret ve hizmet alanı” ve “park alanı” olarak düzenlendi. İstanbul’un en değerli arazilerinden biri olarak gösterilen alanda emsal 2.5 olarak belirlendi, yani parsele 100 bin metrekarelik inşaat hakkı tanındı. Yükseklik sınırlaması da getirilmedi. Yeni imar planına göre buraya alışveriş merkezi, restoran, otel yapılabilecek. Kesilecek ağaçlar işaretlendi MERT TAŞÇILAR ODTÜ ormanının içerisinden geçecek yol çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Proje ODTÜ ormanından geçecek olmasına karşın henüz ağaçlar kesilmedi. Ancak kesilecek olan ağaçların işaretlendiği ortaya çıktı. Yol projesinin Anadolu Bulvarı girişinde bulunan ve ODTÜ ormanı arazisi içerisinde bulunan ağaçlar kimliği belirsiz kişilerce üzerine “K” yazılarak işaretlendi. Etrafı tel örgülerle çevrili alandaki ağaçların kimler tarafından işaretlendiği bilinmezken, yurttaşlar ağaçların kesilecek olmasına eylem yaparak tepki gösterdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü önünde toplanan yurttaşlar ellerinde, “Ağaç kesme metro yap”, “Yetmeyecek bir otoban, yok olacak bir orman” ve “Gökçek yolun yol değil” yazılı dövizler taşıdı. Eylemde okunan basın açıklamasında özetle şunlar kaydedildi: “Bizler evlerimizin önünden 40 bin araç geçeceği için bu yola karşıyız. Mahallemizi bir bıçak gibi bölerek yaşanmaz hale getireceği için bu yola karşıyız. ODTÜ ormanındaki ağaçları katledeceği için bu yola karşıyız. Bütün bu süreç yasadışı iken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’nü sit alanının dönüşmesine izin vermemesi için uyarıyoruz: Tabiatı Koruma Kurulu ODTÜ ormanını koruyamazsa biz korumasını biliriz.” Buradaki eylemin ardından grup, ODTÜ’ye giderek kesilmesi için işaretlenen ağaçların yanında toplandı. Kesilecek olan ağaçlara tepki olarak kırmızı kurdele bağlayan eylemciler, burada yaptıkları açıklamada ormanın içerisinden geçecek yolun 40 metre genişliğinde ve 4 kilometre uzunluğunda olacağına dikkat çekti. Anakent Belediyesi yetkilileri ise ağaçlara işaretleme yapılmadığını ifade etti. Yetkililer, “Bağlantı yolu için ODTÜ’den henüz gerekli izinler alınmadı. Zaten böyle bir izin alınsa bile işaretleme için ağaçlara kocaman bir ‘K’ harfi koyulmaz, küçük bir çentik yeterli olur. Bu yolun planlamasını biz yapmadık. Karayalçın döneminde yapılmıştı” dedi. TRABZON’DA SEL: 2 KADIN KAYIP TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon’un Yomra ilçesinde etkili olan sağanak yağış nedeniyle İkisu Deresi’nin taşması sonucu oluşan sele kapılan 2 kadın kayboldu. Yağış, Yomra’nın yüksek kesiminde saat 15.00 sıralarında etkili oldu. Su seviyesi yükselen İkisu Deresi’nin taşması sele neden oldu. Taşdelen köyü Gozdeğirmen mevkiinde 50 yaşındaki Memnune ve 70 yaşındaki Şakire Ateş sel sularına kapılarak kayboldu. Bölgeye AKUT, UMKE, Sivil Savunma ve Trabzon Belediyesi ekipleri sevk edilerek arama kurtarma çalışması başlatıldı. Yomra Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu, Taşdelen köyüne giden yolun yaklaşık 10 noktada kapalı olduğunu, arama çalışmasının sürdüğünü söyledi. Uyuşturucuya bir kurban daha ADANA (Cumhuriyet) Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Akdeniz Mahallesi’nde ailesiyle birlikte oturan Emre Kılıvan (22), hava sıcak olduğu için uyumak için gece yarısı evlerinin terasına çıktı. Sabah kahvaltı için Emre’ye seslenen ailesi yanıt alamayınca terasa çıktıklarında oğullarını kolunda enjektörle hareketsiz halde yatarken buldu. Ailenin durumu bildirmesi üzerine eve gelen 112 Acil Servis ekipleri, Emre’nin yüksek dozda uyuşturucudan öldüğünü belirledi. Olay yerine gelen polis ekipleri soruşturma başlatırken genç yaşta uyuşturucu kurbanı olan Emre Kılıvan’ın cenazesi otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin genel kurulu sürüyor En büyük engel eğitimsizlik İstanbul Haber Servisi Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu’nun (IFUW) 31. Genel Kurulu’nda konuşan Afganistan’ın ilk kadın bakanı Dr. Sima Samar “Taliban rejiminin sonlanmasından sonra kadın haklarını savunacaklarını söyleyen neredeyse 50 farklı ülkeden yardıma geldiler, ama herhangi bir gelişme olmadı” dedi. Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu’nun (IFUW) 31. Genel Kurulu, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin (TÜKD) ev sahipliğinde 16 Ağustos Cuma gününden bu yana devam ediyor. Genel kurulun bu yılki ana temasını “Sürdürülebilir Geleceğe Ulaşmada Kadınların Rolü: Eğitim, Kentlileşme, İnsan hakları, Şiddet” konuları oluşturdu. Kadir Has Üniversitesi’nde genel kurul kapsamında dün gerçekleştirilen konferansta Samar bir sunum yaptı. Samar, Afgan kızların sürdürülebilir eğitime ulaşmasını ve sürdürülebilir eğitim için öncelikle siyasi irade, siyasi bir niyet gerektiğini belirtti. Kadınların güçlendirilmesindeki en büyük engelin eğitimsizlik olduğunu vurgulayan Dr. Samar “Bu engel sadece kızlar için değil erkekler için de geçerli. Siyasi iradenin sağlanması gerekiyor. Bunun için bizim mücadele etmemiz gerekir. Taliban rejiminin sonlanmasından sonra kadın haklarını savunacaklarını söyleyen neredeyse 50 farklı ülkeden yardıma geldiler, ama herhangi bir gelişme olmadı” diye konuştu. Kanada Üniversiteli Kadınlar Derneği Üyesi Hally Ruth Siddons da Afganistan’ın bir kadın olarak yaşamanın en zor olduğu ülkelerden biri olduğunu belirterek “Afganistan’da okumayazma bilenlerin oranı yüzde 29 iken kadınlarda okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 12’dir” dedi. Avusturya Üniversiteli Kadınlar Federasyonu Üyesi Lynda Roberts, salonda bulunan Afgan Nasima Rahmani’nin Avusturyalı kadınların desteğiyle okuduğunu söyledi. Mülteciler son anda kurtarıldı MUĞLA (Cumhuriyet) Bodrum ile Yunanistan’ın İstanköy Adası arasında batan yelkenli teknedeki 3 kişi, sahil güvenlik ekibi tarafından son anda kurtarıldı. Yelkenli bir teknenin battığı ihbarı üzerine Turgutreis’te konuşlu iki sahil güvenlik botu bölgeye hareket etti. Sahil Güvenlik Botu’na alınan 9 kişi, Bodrum Limanı’na götürüldü. Kurtarılan şahısların 7’sinin Suriye uyruklu olduğu ve kaçak yolla Yunanistan’a geçemeye çalıştıkları tespit edilirken 2’sinin ise Türk organizatör olduğu öğrenildi. Bu kişiler, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken Suriyeli 7 mülteci Yabancılar Şubesi’ne teslim edildi. Eski eşini başından vurdu TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon’da Muhammet B. barışma teklifini geri çeviren eski eşi 27 yaşındaki Aliye Çelik’i tabancayla başından vurarak ağır yaraladı. Tonya ilçesine bağlı Büyük Mahalle’de Muhammet B. bir süre önce boşandığı Aliye Çelik’in kaldığı eve gitti. Barışmak istediğini söyleyen Muhammet B’nin teklifi üzerine Çelik’le aralarında başlayan tartışma giderek büyüdü. Muhammet B. belinden çıkardığı tabancayla eski eşine 4 el ateş etti. Başına tek mermi isabet eden Aliye Çelik ağır yaralandı. Çelik, Tonya Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalenin ardından Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavisi süren Çelik’in durumunun ciddi olduğu belirtildi. Polis, olaydan sonra kaçan Muhammet B’nin yakalanması için çalışma başlattı. ‘Biz işaretlemedik’ On Numara’da 3 kişiye 75’er bin lira ANKARA (AA) On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde 10 bilen 3 kişi, 75 bin 299 lira ikramiye kazandı. Kazandıran numaralar; 7, 20, 24, 27, 29, 30, 32, 34, 35, 39, 42, 46, 49, 50, 56, 57, 60, 61, 65, 66, 69 ve 78 oldu. Çekilişte, 9 bilenler 1711 lira, 8 bilenler 90 lira, 7 bilenler 17 lira, 6 bilenler 3 lira ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler de 2 lira ikramiye alacak.