27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2013 PAZARTESİ 8 Bayram tatili sonrasında siyaset ısınıyor. Önümüzdeki dönemin temel tartışma konularından birini de muhalefet partilerinin AKP karşısında birlikte hareket edip etmeyeceği konusu oluşturacak. Yani seçim ittifakları. Bu konuda kulislerde uzun süredir bir ihtimalden bahsediliyor. CHP ve MHP’nin ikili ya da yanlarına İşçi Partisi ve diğer küçük partileri de alarak ‘AKP karşıtı’ bir blok oluşturmaları senaryosu. Önce yerel seçimler ama asıl olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için geçerli olabilecek bir ittifak. HABERLER mesinde dile getirdiği çekincelerden üçüncüsü ise hem kamuoyunda hem de CHP kulislerinde çokça tartışılacak bir konu. CHP lideri, İP’nin önerdiği ittifak modelinin Türkiye’nin en önemli meselesi sayılan ‘Kürt sorunu’nun çözümüne katkı sağlayamayabileceği endişesini oldukça diplomatik bir biçimde dile getirmiş. Kılıçdaroğlu, “Biz siyasetçilerin Türkiye’nin doğusu ile batısını birleştiren çözümler bulmak gibi bir sorumluluğumuz var. Buna uygun çalışmalar yaratmalıyız” demiş. Bu sözleri hem CHP hem de İP yöneticilerinde, “Olası bir ittifak modelinin ‘Kürt sorunu’ konusuna çözüm önerisi sunamayacağı şeklinde bir kaygıya sahip olduğu” algısı yaratmış. Kılıçdaroğlu’nun görüşmede bu çekinceyi dile getirdiğini teyit eden İP kaynakları, “Sanırım bizim programımız hakkında yeterli bilgi sahibi değil. Biz de Kürtlerimizi kazanmak istiyoruz. Zaten ortaya koyacağımız ilkeler üç partinin de benimseyeceği ilkeler olmalı” değerlendirmesini yaptılar. n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ılıçdaroğlu’nun makam odasında iletildi Herkesin kafasındaki seçim ittifakı senaryosu geçen hafta CHP Genel Merkezi’nin Genel Başkanlık makam odasında masaya yatırıldı. Tarih 3 Ağustos. İP Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, CHP Genel Merkezi’nde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. CHP liderine Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu ve Bülent Tezcan eşlik ederken İP heyetinde Genel Sekreter Serhan Bolluk yer aldı. İki gün sonra Ergenekon davasının karar duruşması yapılacağı için kamuoyu, görüşmenin, iki partinin Silivri’de ortak hareket kararıyla ilgili olduğunu düşündü. Ancak önce CHP ardından İP yönetiminden edindiğimiz bilgilere göre bir saati aşan toplantının tamamında CHPMHPİP seçim ittifakı senaryosu konuşuldu. K Seçim İttifakı Önerisine Kılıçdaroğlu’ndan 3 Çekince Cumhuriyet kazanımları olarak belirleyen Özbey, masaya getirdiği ittifak önerisine de “Milli Hükümet ya da Atatürk Devrimleri Hükümeti Planı” adını verdi. sunmanın doğru olmayacağını da altını çizerek vurgulamış. Böylece Kılıçdaroğlu, bir ‘ittifak’ ya da ‘cephe’ arayışlarına kapıyı kapamış gözüküyor. CHP’nin çağrısı yeter Kafalarında, üç parti liderinin yan yana gelip resmi açıklama yapması gibi bir model olmadığını belirten Özbey, üstü kapalı bir biçimde ittifakın çatı kuruluşunun CHP olacağı mesajını verdi. ‘Koltuk ya da belediye sevdası içinde olmadıklarını’ birkaç kez vurgulayan İP heyeti ittifakın başlangıcı için CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun kamuoyu önünde tüm milli güçlere bir çağrı yapmasının yeterli olacağını da iletti. Özbey, Kılıçdaroğlu ile buluşması öncesinde CHP’den 5 ayrı isimle (Gürsel Tekin, Haluk Koç, Bülent Tezcan, Umut Oran, Faik Öztrak) daha bir araya gelerek nabız yoklamayı da ihmal etmedi. ephe görüntüsü AKP’ye yarar’ Ancak görüşmenin değişik bölümlerinde dile getirdiği bazı kaygılar CHP kulislerinde Kılıçdaroğlu’nun ‘3 önemli çekincesi olduğu’ şeklinde yorumlandı. Kılıçdaroğlu tarafından dile getirilen çekincelerin başında “Cephe’ tipi bir bloklaşmanın AKP’yi alternatifsiz hale getirebileceği” düşüncesi geliyor. ‘C Görüşmeye devam kararı CHP’liler görüşme hakkında “Kemal Bey nazik biçimde kapıyı kapattı” yorumunu yaparken, bir saatlik buluşma İP cephesinde hiç de öyle değerlendirilmiyor. Kılıçdaroğlu ile 2011 seçimleri öncesinde de benzer bir görüşme yaptıklarını belirten İP kaynakları, “O görüşmede yetkili kurullarıma götüreyim diyerek kapıyı baştan kapamıştı. Bu sefer tavrı da konuşması da çok farklıydı. Hatta görüşmelerin sürmesi kararı alındı ve birer yardımcı bile belirlendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan ile İP Genel Sekreteri Bolluk görüşmeleri sürdürecekler” bilgisini verdiler. Öyle görülüyor ki, yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 2014 yılı yaklaştıkça partilerin ittifak senaryolarını ve diğer partilerin bunlarla ilgili çekince ve kaygılarını çok daha sık konuşacağız. MHP iktidara can simidi CHP lideri MHP’nin tartışıldığı bölümde de ‘MHP’nin bugünkü yönetimine bir ittifak konusunda güvenmenin zorluğunu’ vurgulamış. Bu değerlendirmesinin arkasında, MHP yönetiminin AKP’nin en zor zamanlarında hep destekçi konumda olduğu şeklindeki tespitinin payı olduğu anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu, bugünkü MHP yönetimi için görüşmede “AKP’ye can simidi, stepne oluyorlar” değerlendirmesini yapmış. illi Güçler Atatürk’te buluşsun’ İP heyetine başkanlık eden Özbey, Türkiye’nin bir numaralı meselesinin ‘AKP iktidarından kurtulmak’ olduğunu vurguladıktan sonra, bunun ancak ‘milli güçler’ dediği CHP, MHP ve İP’nin birlikte hareket etmesiyle başarılabileceğini belirtti. Güç birliğinin ana ilkelerini Atatürk ilkeleri ve ‘M ılıçdaroğlu: Ortak mücadele şart, ittifak olmaz CHP lideri Kılıçdaroğlu, yanıt niteliğindeki konuşmasında, açıkça ‘hayır’ demeksizin, tüm toplumsal muhalefetin ‘AKP’den kurtulma’ hedefi doğrultusunda hareket etmesi gerekliliğini teyit etmiş. Ancak bunu kamuoyuna bir seçim ittifakı olarak K Kürtleri dışlamamalıyız Kılıçdaroğlu’nun İP heyeti ile görüş Kapatılan özel görevli mahkeme Ergenekon’un kesin kararını beklemeli mi tartışması başladı Hukukçular bölündü u Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, Yargıtay kararına kadar mahkemenin beklemesi gerekeceğini belirtirken, İstanbul Barosu Başkanı Doç. Kocasakal ile avukat Turgut Kazan mahkemenin beklemesine gerek olmadığını belirtti. İLHAN TAŞCI ANKARA Özel görevli mahkemeler “kaldırıldığı” için “Ergenekon davasında kararı veren 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay kararına kadar bekleyecek mi, yoksa dosyayı yerine Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesine göre kurulan mahkeme mi bakacak” tartışması çıktı ve hukukçuları da böldü. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Yargıtay kararına kadar mahkemenin beklemesi gerekeceğini belirterek “Çağdaş dünya hukuk tarihinde bunun emsali yok” yorumunu yaptı. İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal ile avukat Turgut Kazan ise mahkemenin hükmünü vererek işten artık el çektiğini ve beklemesine gerek olmadığını belirtti. Doç. Kocasakal: CMK’nin 304. maddesinin 4. fıkrasında göre, “İlk derece mahkemesi tarafından doğrudan temyiz yolu açık bulunan hükümlerle ilgili olarak verilen karara ilişkin dosya, hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilir” deniliyor. Eğer kaldırılmamış bir mahkeme olsaydı aynen böyle olacaktı. Hükmü veren mahkemeye dönecekti. Artık böyle bir mahkeme olmadığı için o suçlara bakmakla görevli olan ve TMK 10. maddesine göre kurulan mahkemeye gönderilir diye düşünüyorum. 3. Ağır Ceza Mahkemesi görevini tamamlamıştır. Prof. Feyzioğlu: Karar kesinleşinceye kadar bu özel görevli mahkemelerin ne yapacağı HSYK’nin elinde. Düzenleme boş beklemelerini gerektiriyor. Bu hâkimler burada görev yapmaya devam edecekse bekleyecekler. Zaten TBMM’nin bir mahkemeyi hem kaldırması hem de ‘işler bitinceye kadar bak’ demesindeki garabet burada. Çağdaş dünya hukuk tarihinde bunun emsali yok. Hem genel mahkemenin hâkimliği, hem de özel görevli mahkemenin hâkimliğinin birleşmemesi gerekir. Avukat Kazan: Başka işi yoksa kaldırılması gerekiyor. Dosyanın dönüşünü beklemek diye bir şey olmaz. ‘Yargıtay’da işimiz var’ diye beklenilmesi kötüye kullanma ihtimalini ortaya çıkarır. O mahkemelerin hâkimleri “Cezayı verelim Yargıtay’dan dönünceye kadar oturduğumuz yerden maaş alalım” diye bir yolu seçebilir. İşleri bitmişse kaldırılması gerekir. Yargıtay’dan dönünce yine özel yetkili mahkemeler devam ediyor, TMK 10. maddesine göre. Bir mahkemenin kaldırılmış olması Yargıtay’dan dönüşte inceleme olanağını ortadan kaldırmaz. Bu mahkemeler kaldırıldığı için yerine TMK 10. maddeye göre kurulan mahkeme önüne gelir. İşi bitmişse beklemesi mümkün değil. Yargıtay incelemesi 2 yıldan az sürmez. Otur bekle olabilir mi? Hukuk bu bir yolu tanımaz. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Balbay’a Özgürlük Girişimi İzmir Grubu üyeleri, 8 Ağustos’ta 53. yaşına giren yazarımızın doğum gününü, Kuşadası’nda bulunan ailesini ziyaret ederek kutladı. Girişim Grubu Sözcüsü Gürol Saygı, her türlü engellere karşın mücadeleyi sürdüreceklerini vurgularken anne Melek Balbay da, “Biz oğlumuza haram yedirmedik. Mustafa cebinde çakı bile taşımaz” dedi. Ziyarette, yazarımızın annesi Melek Balbay’ın yanı sıra, ‘Sindiremiyoruz’ baba Fevzi Balbay, ablası Fidan Çavdar’la Güzelçamlı Belediye Başkanı Özkal Yüksel de yer aldı. Girişimin sözcüsü Saygı, , “Vicdanen içimize sindiremiyoruz. Aynı suçu yüklenen kişilerin çok çeşitli cezalara çarptırılması, halkın kafasını karıştırmaya ve kandırmaya yöneliktir. Her türlü engellere karşın direneceğiz. Bu hukuksuzlukla, yurtseverlerimiz özgür kalıncaya dek mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Fevzi Balbay da, “Siz Mustafa’yı değil basını mahkum ettiniz” diye konuştu. ortak yazıyorum. 2013 mektubunda ortak cümle şuydu: “2012 toplumsal uyanış yılı oldu, 2013’ün mücadelenin yükseldiği özgürlükler yılı olmasını diliyorum.” 2012’de 1 Mayıs ve ulusal bayramlarımızın çok yüksek katılımla ve ortak duygularla kutlanması, bende 2013 beklentilerini artırmıştı. Bu beklentinin boş olmadığı 2013’ün ilk yarısında anlaşıldı. İkinci yarıya büyük bir ivme ile girildi. Bakalım sonbahar nasıl geçecek! HHH Sonbaharla ilgili bir gözlemimi, dileğimi 5 Ağustos günü duruşma salonunda paylaştım, “Sıcak bir sonbahar geliyor” dedim. Bu değerlendirmenin yankı bulduğunu gördüm. Duyduğuma göre sosyal medyada da konu olmuş. Pek çok kişi böyle düşünüyor olmalı ki tartışmaların devamında konu çatallanmış, hatta şu soru gündeme gelmiş: “Balbay bunun istihbaratını nereden almış, yoksa bir bildiği mi var?” Başta vurguladığım gibi gözlemlerim var, ama istihbaratım da var. İstihbarat kaynağımı da açıklıyorum: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç. Arınç geçen günlerde, önümüzdeki eylül ayından itibaren Gezi eylemlerine benzer gelişmeler olacağını söyleyip kendi yorumlarını yapmıştı. Arınç’ın öngörülerinin boş olacağını sanmıyorum. Gözlemlere gelince... Futbolun sahalarda ayrı tribünlerde ayrı bir seyir izlediğini geçen hafta paylaşmıştık. Tribünlerden Gezi’ye destek yükselince hükümet, taraftara, “siyasi slogan yasağı” getirecek kadar ileri demokrasiye gitmişti. Böylesi yasakların sökmeyeceği 6 Ağustos Salı günü oynanan FenerbahçeSalzburg maçında bir kez daha görüldü. Maçı kaleci Volkan’a emanet eden taraftarların özellikle son dakikalarda şu sloganlarla oyuna devam ettiği ertesi gün gazetelerde haber oldu: “Her yer Taksim, her yer direniş.” “Hükümet istifa.” Ligin başlamasıyla birlikte karşı devrime karşı “Çarşı Devrim” yapan Beşiktaş tribünleri başta olmak üzere pek çok stadın “Gezi”cileşeceğini söylemek için özel istihbarat sahibi olmaya gerek yok. Sonbaharda bir de malum, üniversiteler açılacak. Doğal olarak öğrenciler de gelecek, ders almaya ve ders vermeye devam edecek. Geçen gün sosyal avukatlarımla sohbet ederken söylediler, İstanbul’da kimi işyerlerinde öğle arası forum düzenleniyormuş. Bu satırları yazarken, acaba onlara kötülük mü etmiş olurum, hükümet ve medyasından çekinirler mi diye düşündüm, ama korku imparatorluğunun yıkıldığını dikkate alarak endişemi gereksiz buldum. Sonbaharla birlikte seçimlere de 56 ay kalacağı hesap edilirse sıcaklığın siyaset normallerinin üzerine çıkacağını öngörmek zor olmaz. HHH Önümüzdeki dönemin sıcaklığını artıracak ateşleri iktidarın yaktığını yabancı basın da gözlemliyor. 5 Ağustos’ta açıklanan Ergenekon cezalarının ardından bazı gazetelerin kullandığı başlıklardan örnekler verelim. Süddeutsche Zeitung: “Erdoğan yeni düşmanlar yaratıyor.” The Guardian: “Türkiye kızgın bölünmelerle yüzleşti.” Washington Post: “Dava gerginlik unsuru haline geldi.” Die Welt: “Göstermelik davada acımasız hesaplaşma.” Bütün bunların devamında sonbaharın sıcak geçeceğini görmemek için ya iktidar olmak gerekir ya da iktidar medyası... BULGARİSTAN’A KAÇIYORDU CHP’Lİ BAYKAL: ERGENEKONDA BAYRAM HEDİYESİ ÇİFTER MÜEBBET Levent Temiz yakalandı İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında 10 yıl hapis cezasına çarptırılan ve hakkında yakalama kararı çıkarılan eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı avukat Levent Temiz’in sahte kimlikle yurtdışına kaçarken Bulgar görevliler tarafından yakalandığı iddia edildi. Temiz’in 8 Ağustos’ta Kırklareli DereköyŞükrüpaşa mevkiinden Bulgaristan’a giriş yaparken, Bulgar güvenlik kuvvetlerince yakalandı. Temiz’in üzerinde Kocaeli nüfusuna kayıtlı ve “Ayhan Coşkun” adıyla düzenlenmiş sahte kimlik bulundu. Temiz’in siyasi iltica talebinde bulunduğu ancak Bulgar makamlarınca bu talebin reddedildiği iddia edildi. ‘Yargı husumet aracı değildir’ ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Ortadoğu’dan bir elin Türkiye’yi içine çekmeye çalıştığını belirterek “Ortadoğu’da tüm ülkeler kendi içinde çatışır duruma, Müslümanlar birbirini katleder duruma geldi. Türkiye’de Ortadoğu’lulaşma tehlikesi kabul edilemez” dedi. Baykal, Ergenekon davası kararlarıyla ilgili de, “Yargı hiç kimse ile hesaplaşamaz” yorumunu yaptı. CHP İlçe Başkanı Emrah Doğu’nun daveti üzerine Muğla’nın Fethiye ilçesine gelen Baykal, zehir gibi bir bayram geçirdiklerini kaydetti. Türkiye’nin yanlış politikalar nedeniyle ateş çemberi içinde kaldığını söyleyen Baykal, “Türkiye, sanki Ortadoğu’daki çatışmanın ve savaşın bir parçası haline dönüşme ye fiilen başladı. Reyhanlı’da 50’nin üzerinde kişiyi kaybettik. Gaziantep’te 5 kişi kaybettik. Uçağımız vuruldu, pilotlarımızı kaybettik. Akçakale ve Şanlıurfa’da 9 vatandaşımızı kaybettik. Şimdi Lübnan’da pilotlar kaçırıldı. Sanki bir el Türkiye’yi Ortadoğu yangınının içine doğru çekiyor. Türkiye’yi yönetenler bunun yeterince farkında değil” diye konuştu. Ergenekon davası kararını da değerlendiren Baykal, “Memlekete hizmet etmiş, çok değerli insanlar çok acı sürprizlerle karşılaştı. Bayram hediyesi olarak çifter çifter müebbet hapis cezası verildi. Bunu yargı yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde yargı hiç kimseyle hesaplaşamaz. Yargı kimseye husumet, düşmanlık duymaz. Yargı hesap sormaz, eğer bu konuma geldiyse arkalarında birileri vardır demektir” dedi. EMEKLİ ORGENERAL İLKER BAŞBUĞ ‘Gönüllere hükmedilmez’ İstanbul Haber Servisi Ergenesıkon davasında müebbet hapis ceza ka Baş y rma elku Gen eski n tırıla na çarp rk “Tü , ğ şbu r Ba nı emekli Orgeneral İlke iz sömilletinin gönlündeki rütbelerim n kekmü “hü , buğ Baş i. ded ” mez küle söinin eler rütb da sinleşmesi durumun saat dün in ilişk a ların şma tartı küleceği” Twit16.30 sıralarında web sitesinden ve Baş tı. yap a lam açık bir ter hesabından erütb eki lünd gön inin illet rk m buğ “Tü alerimiz sökülemez” başlıklı açıklam irk S “Tü i: verd yer e eler sında şu ifad lahlı Kuvvetleri’nde bulunduğu süve re boyunca bile hiçbir zaman rütbe ade ın, s nlar aya olm inde peş makam taka sad uya ce devlete, millete ve ord kan bu r içi anla alış la hizmet etmeye ç içnun hükmünün uygulanmasının h Baş edi. r” d oktu bir anlamı ve önemi y u: lund e bu med ndir erle buğ, şu değ e“Bu rütbe ve makamlar hiçbir mahk az.” nam i alı ger me kararı ile sökülüp Yıllar sonra deniz keyfi Ergenekon davasında 12 yıl 6 ay hapis verilerek tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, memleketi Zonguldak’ta yıllar sonra deniz ile buluştu. 4 yılı aşkın süre tutuklu kalan Haberal, Zonguldak’tan Ankara’ya dönerken Ereğli sahillerinde pantolonunun paçalarını sıyırarak dizine kadar denize girdi. Haberal çıplak ayakla bir süre kumsalda yürüyüş yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle