14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ 2013 SALI 10 Hazine Müsteşarlığı’nın, sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sistemi’ne ilişkin 2012 yılı raporuna göre, sigorta şirketleri zarar görenlere toplam 11.2 milyar lira tazminat ödedi. Sorumluluk sigortaları kapsamında geri tazminatlar da hesaba katıldığında miktar 12.7 milyar lirayı buluyor. Prim üretiminin gelirden hızlı arttığı ve yaklaşık 60 milyon poliçenin kesildiği geçen yıl sigorta şirketleri zarar gören sigortalılara 11 milyar liralık tazminat ödedi. Hazine Müşteşarlığı tarafından açıklanan Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sektörleri 2012 Faaliyet Raporu’na göre, ödenen tazminatların 9.4 milyar liralık kısmı hayat dışı sigortalarda, 1.8 milyar liralık kısmı hayatta gerçekleştirildi. Rapora göre sektörün durumu özetle şöyle: * Geçen yıl 19.8 milyar lira prim üretimi gerçekleştiren sigortacılık sektörü, bir önceki yıla göre yüzde 16 nominal büyüme gösterdi. Toplam prim üretiminin 17.1 milyar liralık bölümü hayat dışı, 2.7 milyar liralık bölümü de hayat sigortalarında görüldü. * 12.6 milyon adedi hayat ve 47.5 milyon adedi hayat dışı sigorta branşlarında olmak üzere şirketler tarafından toplam 60.1 milyon adet poliçe/sertifika tanzim edildi. * Rapora göre, 2012 sonu itibarıyla 35’i hayat dışı, 17’si hayat ve emeklilik, 6’sı hayat ve biri reasürans alanında olmak üzere toplam 59 sigorta, reasürans ve emeklilik şirketi faaliyet gösteriyor. 11.2 milyar lira tazminat ödendi * 12.6 milyon adedi hayat ve 47.5 milyon adedi hayat dışı sigorta branşlarında olmak üzere şirketler tarafından toplam 60.1 milyon adet poliçe/sertifika tanzim edildi. Tanzim edilen poliçe/sertifika sayısı bir önceki yıla göre hayat dışı branşlarda yüzde 7.46 artarken hayat dalında yüzde 22.87 oranında azaldı. * Sigortacılık gelişen piyasalarda genelde gayri safi yurtiçi hasılaya paralel gelişme sergiliyor. Ancak, sektörün gelir esnekliği birden yüksek olduğu için, kişi başına gelir arttıkça gelirden sigortaya ayrılan pay yükseliyor. * Zorunlu deprem sigortasında da 2012’de olumlu neticeler elde edildi. Yıl sonu itibarıyla sigortalı konut sayısı 4.8 milyon adet, sigortalılık oranı da yüzde 28.27 oldu. * Devlet destekli tarım sigortalarında poliçe sayısı 2012’de yüzde 27 artarak 744 bin 93 adede yükseldi, tanzim edilen poliçeler karşılığında sigortalılardan 499 milyon lira prim tahsil edildi. Yıl içinde sigortalılara 280 milyon lira tazminat ödemesi yapıldı. * Sigorta, reasürans ve bireysel emeklilik şirketlerinde toplam 17 bin 521 personel çalıştı. EKONOMİ [email protected] Sigortacılık bu handa başladı Dünyada sigortacılık sistemi bilinmezken Anadolu’da 800 yıl önce Ağzıkarahan Kervansarayı’na gelen tüccarların can ve mal güvenliklerinin Anadolu Selçuklu Devleti tarafından sigortalandığı ortaya çıktı. AA’nın haberine göre, Aksaray’a yaklaşık 16 kilometre uzaklıkta Ağzıkarahan köyündeki Ağzıkarahan Kervansarayı’nın yapımına 1231’de Alaaddin Keykubat döneminde başlandı. Habere göre, tarihi kayıtlarda ilk sigorta sisteminin, malların sigortalanmasının Anadolu’nun bu en eksi kervansaraylarında uygulandığına dair bilgiler mevcut. Malezya’nın ulusal yatırım şirketi Khazanah Nasional, Türkiye sağlık sigortası sektöründe yüzde 10 üzeri pazar payıyla ikinci sırada yer alan Acıbadem Sigorta’nın yüzde 90’ını Abraaj Group ve Aydınlar ailesinden 250 milyon dolar bedel ile almak için anlaştı. Dubaili özel sermaye fonu Abraaj Group tarafından yapılan açıklamada, Khazanah’ın yüzde 50 payı Abraaj Group’tan, yüzde 40 payı da nakit olarak Aydınlar ailesinden aldığı belirtildi. Abraaj 18 ay kadar önce, hastane zinciri Acıbadem Sağlık’taki hisselerini Khazanah’ın bir birimi olan Integrated Healthcare Holdings’e satmıştı. Abraaj Group’tan yapılan açıklamada, hisse satışı sonrası Mehmet Ali Aydınlar’ın şirkette yüzde 10 hisseye sahip olarak Acıbadem Sigorta’nın yönetim kurulu başkanlığına devam edeceği belirtildi. 2010’da yüzde 7’lik payla pazarda 6. sırada yer alan Acıbadem, 2012’de yüzde 10’un üzerinde pazar payıyla 2. sıraya yükseldi. Acıbadem Sigorta Malezyalı oldu İtiraza da hakem heyeti geliyor Garanti Faktoring’den ‘alacak sigortası’ Garanti Faktoring, Coface Sigorta ile ‘alacak sigortası’ konusunda hizmet vermek üzere işbirliği anlaşması imzaladı. Garanti Faktoring, bu uygulanma ile ticari hayatın en büyük sorunlarından olan tahsilat ve finansman konularını tek bir poliçe ile teminat altına alacak. Garanti Faktoring, bu yeni ürün ile; müşterilerinin yurtiçi satışlarından doğan alacaklarının aciz/iflas/temerrüt risklerine karşı garanti altına alınmasını sağlayacak. “Alacak Sigortası” ile şirketler, standart poliçelerdeki garanti fonksiyonuna ek olarak tahsilat ve finansman hizmetlerinden de yararlanabilecekler. Konuyla ilgili olarak Garanti Faktoring Genel Müdürü Hulki Kara “Gayri kabili rücu faktoring işlemlerinde kullanılmak üzere ağustostan itibaren ürünümüzü müşterilerimize sunmaya başlayacağız.Ülkemizde ciddi büyüme potansiyeli olan bu ürünle firmalar, ticari faaliyetlerinde sıklıkla karşılaştıkları tahsilat takibi zorlukları, vadesinde ödenmeme riski ve finansman ihtiyaçlarının çözümünü tek bir kaynaktan sağlayarak yeni müşterilere ve pazarlara odaklanabilecekler” dedi. Hulki Kara Hazine Müsteşarlığı, sigorta şirketleri ile sigortalı arasındaki uyuşmazlıkların çözümü amacıyla oluşturulan yapılara bir yenisini daha ekledi. Buna göre, sigorta hakem kararlarına karşı yapılan itiraz taleplerini, yeni oluşturulacak itiraz hakem heyeti inceleyecek. Müsteşarlığın Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, önceki gün Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla öngörülen sisteme ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmeliğin kapsamına itiraz hakem heyetleri ve itiraz yetkilisi de eklendi. Sigorta uzmanı ve ekonomist Öztekin, yaz aylarında artış gösteren kiralık araçlar konusunda uyardı: Kaskosuz aracı kiralamayın Sigorta uzmanı ve ekonomist Adnan Öztekin yaptığı yazılı açıklamada, özellikle yaz aylarında korsan otomobil kiralama konusunda birçok şirketin ortaya çıktığını ve bunların gazetelere ilan vererek vatandaşları mağdur ettiğini dile getirerek “Vatandaşlarımızdan mağdur durumuna düşmemesi için araç kiralarken bu tarz şirketlere itimat etmemesi istiyoruz. Otomobil kiralaması yapılacak firmanın TOKKDER (Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği) üyesi olmasına dikkat edilerek kiralamaya ilişkin yapılacak sözleşme mutlaka iyi okunmalı ve sözleşmeyle birlikte boş senet varsa eğer imzalanmamalıdır. Bunlarla birlikte kiralanacak araç mutlaka rent a car kaskolu araç olmalı ve zorunlu trafik sigortası ile rent a car full oto kasko poliçeleri, egzoz ve araç muayenesinin sonlanma tarihleri dikkatlice kontrol edilmeli, aracın evraklarının eksiksiz olmasının da büyük önem taşıdığı unutulmamalıdır. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak sıkıntısı bulunan araç kiralanmamalıdır” ifadelerine yer verdi. yorumlamak ve bir sonuca gitmek yanlıştır. Öte yandan Koç Topluluğu’nun üçüncü nesli çok iyi eğitim görmüş, vizyon ve dünya ile entegre olmuş aile bireylerinden oluşmaktadır. Küresel gelişmeleri son derece iyi değerlendirebilmişlerdir. Koç Topluluğu Ekonomimizin Temel Taşıdır Geçenlerde baskın vergi incelemeleri nedeniyle gündeme oturan Koç Grubu, Türkiye ticaretinin ve ekonomisinin çimentosudur. Bu nedenle Koç Holding gibi şirketlerimizi kamuoyunda itibarsızlaştırıcı bir durum yaratmamalıyız. Temelleri Vehbi Koç tarafından 31.05.1926’da Ankara’da atılan Koç Topluluğu, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise 273’üncü şirketidir. İlk anonim şirket olan Koç Ticaret AŞ 1938 yılında kurulur ve on yıl sonra 1948’de ilk ampul fabrikası üretime geçer. 1960’lı yıllar yabancılarla ortaklığın başladığı yıllardır. Türkiye’de ilk otomobil, traktör, buzdolabı, çamaşır makinesi, tüplü LPG ve birçok yeni ürün Koç tarafından üretilmeye başlanır. 1963’te Koç Holding AŞ kurulur. Vehbi Koç ilk yönetim kurulu başkanı olur. Aygaz ve holdingin bir kısım hisseleri ilk defa topluluk çalışanlarına satılır. 1970’te kurulan Kav’ın hisseleri de halka arz edilir. 1970’ler ihracatın başladığı yıllardır. 1984’te Rahmi Koç babasından başkanlığı devralınca ikinci nesil dönemi başlar. 1987’de Vehbi Koç “Dünyada Yılın İşadamı” seçilir. 1990’lı yıllarda Koç bankacılık sektöründe faaliyet göstermeye başlar. İlk adım Koçbank’tır. 25.02.1996’da Türkiye ticaretinin ulu çınarı Vehbi Koç yaşama veda eder. 2001’de Unicredito İtaliano ortaklığı ile Koç Finansal Hizmetler şirketi kurulur. 4 Nisan 2003’te Mustafa Koç bayrağı babası Rahmi Koç’tan devralır ve artık üçüncü nesil yönetimdedir. Enerji, otomotiv, finans, dayanaklı tüketim, inşaat, turizm ve birçok diğer alanda faaliyet gösteren Koç’un borsadaki değeri 4050 milyar lira mertebelerindedir. Borsa endeksindeki payı yüzde 1415 civarındadır. Birçok Koç şirketinde yabancı ortak vardır Arçelik’te Güney Koreli LG Elektronics, Ford Otosan’da Amerikalı Ford Motor Co, YKB’de İtalyan Unicredit Group, Koçtaş Yapı Marketleri’nde İngiliz B&Q, Türk Traktör’de İtalyan CNH, Tat’ta Japon Kogeme, Sumitamo, Tat Tohumculuk’ta bu Japon firmaların yanında Japon Kaneko Seeds, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası’nda İtalyan Fiat Auto SPA, Opet’te Alman Fuchs Petrolub A.G, AES Entek’te (Enerji) AES ortaktır. Bu kadar yabancı ortağın Koç’la ortak olması, Koç’un sağlam temelli bir şirket olması ve 2000’lerin başında önemli ölçüde genişleyen dünya ekonomisinin sonucudur. Koç’un gelişmesi haksız bir yorumla töhmet altında bırakılmamalıdır Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’ya göre Koç Topluluğu, Vehbi Koç’un 95 yılda sağladığı servetin katlarına son 10.5 yılda yani AKP döneminde ulaşmıştır. Bu yorum, ticaretin kurallarına, küresel ekonomi gerçeklerine ve konjonktür değişimlerine ters bir durumdur. Dünya ekonomisinin genişlemesi 1980’lerde başlamıştır. Teknolojik gelişmeler 1990’lı yıllarda ivme kazanmış ve 2000’li yıllar küresel likiditenin aşırı genişlediği ve küresel sermayenin günde trilyon dolarlar olarak gezindiği yıllardır. Bu nedenle şirketlerin, hele uluslararası şirketlerin geçmişteki serveti ile son yıllarda ulaştığı serveti basit bir rakam karşılaştırması ile Siyasi kurumlar piyasaya müdahale etmemelidir. Eğer pazar ekonomisini benimsemiş isek, küresel ekonomi bize yön veriyorsa siyasi kurumlar serbest piyasaya kontrol ve disiplini sağlamak dışında incelemesoruşturmayargı silahı ile müdahale etmemelidir. Servet transferi için bu silahlar kullanılmamalıdır. Siyasi kurumların kindar davranarak işletmeleri yıldırmaya kalkışmaları, had bildirmek dışında ekonomiye zarar vermekten, ticaret ve siyasetin birbirine karşımasına sebep olmaktan öte bir fayda sağlamaz. (0212) 705 55 55 kaskojet.net 142x250.indd 1 23.05.2013 16:02
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle