14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Bakan Güler; 5 kişi öldükten, binlerce kişi yaralandıktan sonra polisi uyardı Geç gelen itiraf SİNAN TARTANOĞLU Ayrımcılık Yapma, İnsanı Sev!.. Kimileri kahramanlık öyküleri anlatıyor, kimileri masallar... Bugüne dek neler yaşadık? Unutuyoruz! Unutmadığımız tek şey darbeler! Bir de onu unutsak neler konuşacağız çok merak ediyorum. Mısır’ı unuttuk, şimdi gözlerimiz Suriye sınırında... Sınırın öte yakasını PYD ele geçirince, şaşırıp kaldık. El Nusra Cephesi denilen El Kaide’nin kolu takılıp kaldı orada... Bir yanda PYD bayrağı, bir yanda biz, bir yanda İmralı’da yatan Apo’nun istekleri... “Gazetecilerle bir basın toplantısı yapayım.” Bizim Erdoğan, kafasını Gezi Parkı’na takmış, oradan bir terör örgütü çıkarmaya çalışırken Esad sevincinden yerinde duramıyor. Mısır’daki Sisi darbesi işine yaradı çünkü! PYDEl Nusra çatışmasının galibi PYD olunca derin bir soluk aldı Esad! HHH Suriye sınırında yaşananlar kaygı verici... Yanlış hesap Bağdat’tan dönermiş ama dönmedi... Komşularla sıfır sorun, “kardeşim Esad” derken ABD ve NATO ülkelerinin gazına geldik. Çok bilmişler televizyon ekranlarında haykırıyorlardı: “Esad üçdört ay içinde gider!” Suriye’yi iyi bilenler, sosyal, kültürel yaşamından haberi olanlar ise tam tersini söyleyince yaftalama hazırdı: “Darbeci, faşist!” Yahu dur hele bir dinle! Belki bir şeyler öğrenirsin! Sivil faşizmin babası memleketimde yiğidim. Yalakalık salt el öpmekle olmuyor, baştan aşağıya yalayacaksın. Gerçekleri görmeyip üstünü örteceksin! Televizyonlarda cehaletini harmanlayıp kemküm edeceksin, sonunda sözü Gezi Direnişi’ne getirip iç güçler, dış güçler diyerek kahramanlık öyküsü anlatacaksın... HHH Başbakan Erdoğan Mursi’yi çok seviyor... ANKARA İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, Gezi olaylarında 5 kişi öldükten, binlerce kişi yaralandıktan sonra gönderdiği ve polisin uyması gereken kuralların sıralandığı genelgesine, polis tarafından öldürülen Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük tepki gösterdi. Genelgeyi “adet yerini bulsun genelgesi” olarak değerlendiren Sarısülük, “Siz yapın, yaralayın, öldürün, zulmedin ama biraz da dikkat edin, deniyor. İçişleri Bakanı iyi polisi oynuyor. Pratikte hiçbir hükmü yok” dedi. İçişleri Bakanı Güler, Gezi Parkı olaylarında polisin kullandığı şiddet nedeniyle 5 kişinin yaşamını yitirmesinden sonra polislerin uyması gereken kurallara ilişkin genelge yayımladı. Genelgede, bazı sivil polis memurlarının sopa gibi materyaller kullanarak “Emniyet teşkilatına yakışmayan tutum ve davranış içinde bulunduklarının gözlendiği” ifade edildi. Güler, benzer olayların yaşanmaması için valilere “Toplumsal olaylarda görev alan ve cop taşıyacak sivil polislerin, polis olduğunu gösteren polis yeleğini mutlaka giymeleri ve mevzuata uygun araç gereçlerle görev yapmaları sağlanacak” uyarısında bulundu. Gaz kapsüllerinin yakından ve hedef gözeterek ateşlenmemesi istenen genelgede, “40 metreden daha kısa mesafede öncelikle gaz el bombaları ile gaz püskürtücü tüpler ve el spreyleri kullanılacak. Tüfekle atılacak gaz fişeklerinin 40 metreden yakın mesafede kullanılmamasına özen gösterilecek. Fişeklerin direkt olarak eylemciler hedef alınarak kullanılmaması sağlanacak” dendi. Genelgede, eylemlere tepki gösteren kişilerin sopa, pala gibi malzemelerle müdahalede bulunmasına izin verilmemesi, bu kişile rin derhal adli makamlara teslim edilmesi gerektiğini de vurgulandı. Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, genelgeyi “âdet yerini bulsun genelgesi” olarak değerlendirdi. Genelgenin “hedef şaşırtmaktan başka bir amaç taşımadığını” düşünen Sarısülük, “YZapın, yaralayın, öldürün, zulmedin ama biraz da dikkat edin, deniyor. 40 metreye dikkat edilmesi, sivil polislerin yelek giymesi gibi birçok kurala uyulması için özel talimatname hazırlamaya gerek yok. Polislere verilen eğitimde zaten bunların öğretilmesi gerekiyor” dedi. Genelgenin saçmasapan ve gereksiz olduğunu belirten Sarısülük, “İçişleri Bakanı iyi polisi oynuyor. Bu genelgenin pratikte hiçbir hükmü yok. Formaliteden. Daha önce de benzerlerini gördüğümüz bu talimatnameler kamuoyunu aldatmacaya yönelik, tamamen âdet yerini bulsun diye hazırlanıyor” dedi. u İçişleri Bakanı Güler’in genelgesi Gezi Direnişi sırasındaki orantısız polis şiddetinin itirafı gibi oldu. Güler, sivil polislerin sopa kullandığının, polis yeleği giymediğinin tespit edildiğini belirtirken, gaz fişeklerinin eylemcileri hedef alarak ateşlenmemesini ve yakın mesafeden kullanılmamasını istedi. Başsavcılık, Gezi Direnişi’nin adli bilançosunu açıkladı 715 gözaltı, 31 tutuklama İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gezi Parkı’nın yıkılmaması için yapılan eylemlerin ardından 715 kişinin gözaltına alındığını, 31 kişinin de tutuklandığını, çoğunluğu “devlet görevlilerine hakaret” suçundan olmak üzere, 110 soruşturmanın başlatıldığını açıkladı. Orantısız güç kullanılması nedeniyle ölüm ve yaralanmalara neden olan polis memurları ve siyasi sorumlular hakkında yapılan suç duyurularının ardından hangi işlemlerin yapıldığı ise bilinmiyor. Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, medyada, yargı organlarını yıpratıcı, adil yargılamayı etkileyecek mahiyette haber ve yorumlara yer verildiği belirtildi. Bazı medya kuruluşlarında olayların abartıldığı, gözaltıların ve tutuklamaların hukuka aykırı olduğu, bayrak satan insanların bile 20 yıl hapisle yargılanacağının belirtildiği savunuldu. “Provokatörleri kim koruyor, polis mi yargı mı?”, “Başsavcılık hâlâ görevini yapmıyor”, “Başbakan’a hakarete savcılar hâlâ sessiz”, “Savcılar, Başbakan ve ailesine kör” başlıklarıyla, kolluğun ve yargı organlarının suçları takip edemediği ve göz yumduğu intibaını doğurabilecek yayınlara da yer verildiği ifade edildi. Değişik tarihlerde 715 kişinin gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, “Soruşturma savcıları 179 kişiyi tutuklamaya sevk etti. 41 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan 10’u itiraz üzerine tahliye edildi. 57 kişi hakkında denetimli serbestlik kararı verildi. Basın yayın organlarında ve sosyal medyada, hakaret ve benzeri suç oluşturabilecek yayınlar sebebiyle İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca 110 adet soruşturma başlatıldı. Bunların büyük çoğunluğu üst düzey devlet görevlilerine hakaret suçundan dolayı yapılan soruşturmalardır” denildi. CHP’den tazminat önerisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve bir grup milletvekili, polisin uyguladığı orantısız güç nedeniyle, yaşamını yitirenlerin yakınları ile yaralanan veya engelli hale gelenlerin nakdi tazminat ve aylık bağlanması, kamuda istihdam olanağı sağlanması, yurtiçinde ücretsiz seyahat, yurtdışında tedavi olanağı veya yurtiçinde özel rehabilitasyon olanaklarından yararlanması için yasa önerisi verdi. Öneri, Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanması veya kanuna aykırı emirleri yerine getirmesi nedeniyle yaralandığı, hastalandığı, engelli hale geldiği veya öldüğü tespit edilen kişilerin yakınlarına da nakdi tazminat ve aylık bağlanması gibi haklardan yararlandırılmasını öngörüyor. MEMET ALİ ALABORA YENİ ŞAFAK’A 1 TL’LİK TAZMİNAT DAVASI AÇTI Mi Minör adalet arıyor HİLAL KÖSE Gezi Parkı’nın yıkılmaması için yapılan eylemlere destek verdiği için yönetmenliğini yaptığı “Mi Minör” oyunuyla hedef gösterilen Memet Ali Alabora, Yeni Şafak gazetesi aleyhine 1 TL’lik tazminat davası açtı. Alabora, kişilik haklarına yönelik saldırının tespitini ve kararın gazetelerde de yayımlanmasını talep etti. Alabora’nın avukatları tarafından mahkemeye sunulan dilekçede, olağandışı ülke Pinima’nın anlatıldığı “Mi Minör” oyunu nedeniyle Alabora’nın suçlu biri gibi gösterilmek istendiği belirtildi. Gazetede geçen haziran ayında yayımlanan “Bu ne tesadüf” ve “Mi Minör’den önce Londra ve Mısır turu” başlığı ile çıkan haberlerde Alabora’nın kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu vurgulandı. Haberlerde, Meltem Arıkan tarafından yazılan ve aylar öncesinde Memet Ali Alabora ve Pınar Öğün tarafından sahnelenen Mi Minör oyununun Gezi protestolarının provası olduğunun iddia edildiğine dikkat çekildi. Yeni Şafak gazetesi hakkında daha önce de suç duyurusunda bulunan Alabora can güvenliği bulunmadığı gerekçesi ile de valilikten koruma talebinde bulunmuştu. El Kaide’nin kanadı olan El Nusra’yı Hatay ve çevresindeki çadır kamplara yerleştiriyor. El Nusra savaşçıları sözüm ona Özgür Suriye Ordusu içinde gönüllü asker. Silahlar ve savaşçılar bizim sınırımızdan geçiyor... Ceylanpınar’da oturan yurttaşların şu anda can güvenliği yok. Suriye politikamız tümüyle çökmüş! Suriye muhalefeti zaten El Nusra’ya karşı! İşin nasıl karıştığını hükümet ve özellikle Dışişleri Bakanı Davutoğlu görmüyor mu? Görmez olur mu! Peki gördüğü halde hâlâ niçin koltuğuna sımsıkı yapışmış oturuyor! İngiltere ve öteki AB ülkeleri silah yardımını durdurdu Suriye muhalefetine... Bir başka önemli konu ise Barzani’nin hayalini kurduğu Büyük Kürdistan Devleti Projesi... Üç bölgede Kürtler olacak... Barzani için tam fırsat! Eh ABDİsrail yapımı Büyük Ortadoğu Projesi’nin amacı da bu değil miydi? Sıfır sorun yaşıyorduk... Şimdi sorunlar katmerlendi. İran, Suriye, Bağdat merkezli Irak ve Mısır... Bir de Kürtler! PKK’nin PYD’ye destek verdiği bir gerçek! Şimdi soru şu: “PKK, Barzani’nin Büyük Kürdistan Devleti hayaline katılır mı?” Bence katılmaz! Bunu Türkiye’de yaşayan Kürt yurttaşlarımız istemez önce... HHH Onun için sivil demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasa gerekiyor... Türkiye bunu yapabilirse bu ülkeye barış gelir... Baskılarla, yasaklarla, intikam duygularıyla bir yere varılmaz! Ayrımcılık yapmadan, Cumhuriyet değerlerini, kazanımlarını savunanlara öfkelenmeyeceksin... Demokratik hak ve özgürlükleri savunanları terörist olarak görmeyeceksin! İnsana din, dil, ırk, inanç, mezhep ayrımı yapmadan değer verip sevgiyle kucaklayacaksın... Önce insanı seveceksin!.. Polis şiddetine 20 bin Avro tazminat AİHM yine haksız buldu Haber Merkezi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 6 Mart 2006 Kadınlar Günü dolayısıyla İstanbul’da düzenlenen gösteride polis tarafından yaralanan Nergiz İzci’nin açtığı davada Türkiye’yi haksız bularak 20 bin Avro tutarında tazminat ödemesine hükmetti. AİHM oybirliğiyle aldığı kararda, gösteri sırasında orantısız güç kullanan polisin Nergiz İzci’nin yaralanmasına neden olduğunu belirterek İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kötü muamele ve toplanma özgürlüğüne ilişkin maddelerinin ihlal edildiğini vurguladı. “Orantısız polis gücü” sorununun Türkiye’de “sistematik bir nitelik kazandığına” da dikkat çeken AİHM, gelecekte ihlallerin önüne geçmek için “barışçıl gösteriler sırasında polisin orantısız gücü ile gereksiz ve aşırı göz yaşartıcı gaz kullanmasını önlemek için yeni tedbirler” alınmasını da istedi. l Korkmaz soruşturması devam ediyor l ‘Sandıktan çıkamayanlara’ ağır sözler Saldırganlar teşhis edilemedi CAN HACIOĞLU Erdoğan: Zavallı kemirgenler ANKARA (AA) Başbakan Tayyip Erdoğan, iktidarları döneminde Türkiye’nin gündeminden yolsuzlukları düşürdüklerini, mafyaları, çeteleri ortadan kaldırdıklarını belirterek “Eğer bunlar ortada olsaydı, gündemi onlar belirleyecekti. Hükümetleri onlar tayin edecekti, geçmişte olduğu gibi şimdi zaten sıkıntı buradan geliyor. Sandıktan çıkamayanlar mafyavari, çetevari, terörize etmek suretiyle çıkmak istiyorlar. Hükümetle olan meselesini Türkiye ekonomisini çökertmek suretiyle halletmek isteyenlerin, 76 milyonun içinde bulunduğu geminin tabanına delik açmaya çalışan zavallı kemirgenlerden farkı yoktur” dedi. Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu tarafından Ankara’da düzenlenen iftarda, İstanbul’da Gezi Parkı odaklı olaylar başladığında birilerinin “6 ay tüketmeyelim” çağrısı yapıp esnafı çökerterek ekonomiyi durdurmayı amaçladığını söyledi. Sandıktan umudu olmayanların ülkesini çökertmek için çağrılar yaptıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: “İstanbul, Ankara gibi şehirlerimizin seramikleri, durakları, reklam panoları, kamu araçları, gereçleri, vatandaşımızın araçları yakılıp yıkılırken acaba bunlarda gerçek manada insani, vatandaşlık duygusu var mı? Bunlarda bir milliyetperverlik, vatanseverlik duygusu olabilir mi? Elinde molotoflarla saldıranlara acaba biz insan nazarıyla bakabilir miyiz? Bunların talebi, arzusu nedir? Bunlardan siz bir şey anlayabildiniz mi? Ne istediler bunlar acaba, talepleri neydi? İkide bir ‘yaşam tarzımıza karışılmasın’ gibi laflar ediliyor, acaba bu iktidar kimin yaşam tarzına karıştı? Acaba kimin giyimine, kuşamına karıştı? İstanbul’da biz de iftar soframızı kurduk, Türkiye’nin bütün rengi oradaydı ama dert başka. Sizlerin ve milletimizin desteğiyle hem bunların hem de bunların arkasındaki çetelerin oyunlarını bozacak, Türkiye’yi her alanda özellikle de ekonomide istikrarlı bir şekilde büyütmeye devam edeceğiz.” ESKİŞEHİR Gezi Direnişi sırasında 2 Haziran’da Eskişehir’de aralarında polislerin de olduğu iddia edilen elleri sopalı bir grup tarafından dövüldükten sonra beyin kanaması geçiren ve 10 Temmuz’da ölen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz ile ilgili soruşturmada, savcılık teşhis için 6 polis memurunu çağırdı. Görgü tanıkları, Eskişehir İl Jandarma Komutanlığı’nda, polisleri teşhis etmeye çalıştı. Gezi Direnişi’nin 5 kurbanından Ali İsmail Korkmaz ile ilgili soruşturmada Cumhuriyet Savcısı Hasan Gönen’in talimatı ile dün teşhis yapıldı. Korkmaz’ı sopalarla döven grupta yer aldıkları iddia edilen ve Beşik Otel’den olay anıyla ilgili alınan görüntülerde yer alan 6 polis memuru, teşhis için İl Jandarma Komutanlığı’na getirildi. Teşhise 7 tanık katılırken, sivil giyimli polisler yine sivil kıyafet giydirilen 16 jandarmayla bir odaya alındı ve tek tek çağrılan tanıklara gösterildi. Ancak görgü tanıkları polisleri net olarak teşhis edemedi. Tanıklara olay günü bölgede görevli olan polislerin ve Korkmaz’ın dövülmesi olayına karıştığı iddia edilen bazı kişilerin fotoğrafları da gösterildi. Ancak bundan da net bir sonuç çıkmadı. Korkmaz ailesinin avukatı Önder Öztürk, başka polislerin de teşhis için getirileceğini belirtti. Korkmaz’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada, eylemcilere sopayla saldırdığı teşhis edilen Serkan Kavak’ın tutuklanmasıyla ilgili kararda ilginç ayrıntılar yer aldı. Kararda, “Zanlının yalnız olmadığına, kimliği tespit edilemeyen polislerin de suça karışmış olabileceğine” vurgu yapıldı. Ayrıca, “Disk üzerinde, elektrik kartını kasaya bağlayan vidaların yuvalarında aşınma görülmesi, elektronik kartın tamir veya başka sebeple sökülmüş olma ihtimalini göstermektedir. Görüntülerin bir kısmının silindiğinin bildirilmesi ve 40 adet kamera görüntüsüyle, üç hardisk üzerindeki incelemelerin tamamlanmamış olması dikkate alındığında delillere müdahale olasılığı açıkça görülmektedir” denildi. 1’i kadın 3 kişi ülkelerine iade edildi Metropolitlerin katil zanlıları yakalandı KONYA (Cumhuriyet) Suriye’de kaçırıldıktan sonra katledilen Ortodoks metropoliti Pavlus Yazıcı ile Süryani metropoliti Yohanna İbrahim’in 1’i kadın 3 katil zanlısının Konya’da yol denetimi yapan polisler tarafından yakalandığı ortaya çıktı. Suriye’nin Halep kenti yakınlarında geçen 22 Nisan’da kaçırılan Şam’daki Ortodoks Kilisesi Antakya Patrikhanesi’ne bağlı Halep Metropoliti Povlus Yazıcı ile Halep Süryani Ortodoks Metropoliti Gregorios Yohanna İbrahim öldürüldü. Metropolitlerin katillerinin yasadışı olarak Türkiye’ye girdiği anlaşılması üzerine çalışma başlatıldı. Metropolitleri öldürdüğü iddia edilen ve Türkiye’de yakalanan Mogammed A, Ahmad R. ile hamile Fatim M, Konya’nın Cihanbeyli ilçesinden geçen KonyaAnkara karayolunda polisin yol denetimi yaptığı sırada yakalandı. Rusya, Çeçenistan ve Suriye vatandaşı 3 kişinin Emniyet’te yapılan işlemlerinin ardından ülkelerine iade edildiği ifade edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle