14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ Dalga dalga Ergenekon’da Hatice Tuncer 2 Ergenekon’da gözaltılar ve tutuklamalar 20082009 boyunca sürdü. Balbay serbest bırakılıp tekrar alındı aykırılıklar 1 Usule Türkiye’nin Guantanamo’su Ergenekon davasında, aralarında Mustafa Balbay’ın da bulunduğu tutuklu 66 sanık, “Ergenekon davasının soruşturma ve kovuşturma aşamasında gerçekleşen usule aykırılıklar” başlıklı 255 maddelik listeyi, davanın karara bırakıldığı 21 Haziran’daki duruşmasında basının ve milletvekillerinin dikkatine sundular. Listeyi konularına göre ayırarak yayımlamayı sürdüreceğiz. ’ 13 operasyon karara doğru Ergenekon ana davasının iddianamesinin henüz tamamlanmadığı aşamada, 1 Temmuz 2008 sabahı yeni gözaltı dalgasında o dönem gazetemizin Ankara Temsilciliği’ni sürdürmekte olan Mustafa Balbay gözaltına alındı. Aynı operasyonda eski Jandarma Genel Komutanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, dönemin Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. 5 Temmuz’da yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakılan Balbay, 7 ay sonra 5 Mart 2009’da Ankara’da sabah erken saatlerde yeniden gözaltına alındı. Balbay, savcılıkta 9 saat ifade verdikten sonra 6 Mart 2009’da tutuklandı. Emekli orgeneral Eruygur, bir süre tutuklu kaldıktan sonra rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakıldı. Dava başlamadan serbest bırakılan Tolon, dava sürecinde yeniden tutuklandı. Gazeteci Tuncay Özkan, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ise Eylül 2008 tarihindeki operasyon sonucu tutuklandılar. Saçan ve Çapan, bir yılı aşkın süren tutukluluklarının ardından tahliye edildiler. Ergenekon kapsamında hazırlanan 1909 sayfalık 19’u tutuklu 56 sanıklı ikinci iddianame, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 25 Mart 2009 tarihinde kabul edildi. Dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’ün tutuksuz sanıkları arasında bulunduğu iddianamede, eski AKP Milletvekili Turan Çömez firari sanık olarak yer aldı. Davanın görülmesine, 20 Temmuz 2009 tarihinde Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi bitişiğinde inşa edilen büyük salonda başlandı. Ocak 2009 tarihindeki dalgada eski Özel Harekât Şube Başkanı İbrahim Şahin, Nisan 2009’daki dalgada ise eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, gazetemiz yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı, Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ve eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz gözaltına alındı. Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün 1 No’lu sanığı olduğu 35’i tutuklu 52 sanıklı yeni bir iddianame düzenlendi. Üçüncü iddianame, 2. iddianameyle birleştirilerek sanık sayısı 108’e çıktı. Birleşen davaların görülmesine 2. Ergenekon adıyla anılarak 7 Eylül 2009’da devam edildi. Mahkeme, Birinci ve İkinci Ergenekon davalarını dönüşümlü olarak sürdürdü. Davanın mihmandarı: Tuncay Güney Tuncay Güney Jandarma zoru l Sanıkların savunma hakkı kapsamındaki itirazları ve beyanlarına karşı 16 celse ya da esas hakkındaki savunmaya kadar duruşmalardan men cezası verilerek, savunma hakkı kullanılamaz hale getirilmiştir. Sanık müdafilerin sudan gerekçelerle mikrofonları kapatılmış, konuşma ve itirazları kesilmekle yetinilmeyerek dışarı çıkarılmış, haklarında suç ihbarlarında bulunulmuş, bazen jandarma zoru ile duruşmadan atılmışlardır. l Duruşma salonunun her noktasına mikrofonlar sarkıtılarak duruşma dışında sanıkların kendi aralarında, müdafileri ve duruşmaya gelen yakınları ile yaptıkları özel görüşmeleri dinlenmekte ve yapılan bu dinlemeler yargı sürecinde kullanılmaktadır. Ergenekon soruşturmalarının, Mart 2001 yılında “change oto” suçlamasıyla gözaltına alınan Tuncay Güney’in ifadelerinin 1. Ergenekon iddianamesine dayanak oluşturması, uzun süre tartışıldı. Kanada’da yaşayan Tuncay Güney’in televizyonlarda canlı yayınlarla suçlamalarını sürdürmesi, sanıklar arasında da büyük tepkiye neden oldu. Ergenekon sanıkları usule aykırılıklar listesinde Tuncay Güney olayını şöyle değerlendirdi: “Davanın mihmandarı Tuncay Güney hakkında yakalama kararı çıkarılmadığı gibi, hakkında 4.5 yıl geçmesine rağmen dava açılmaması, bu kişinin dokunulmazlık zırhına büründürüldüğünün bir başka kanıtı olmuştur. Sanıkların ısrarlı talepleri üzerine Tuncay Güney hakkında yapılan soruşturma sürecinin 6 yıldır devam ettirilmesine rağmen, savcıların bu kişi hakkında dava açmaması, mahkemenin bu haksızlık ve hukuksuzluğa müdahale etmemesi, telekonferans sistemi dahil tanık olarak dinlenmesi için hiçbir girişimde bulunulmaması, bu tanığın dinlenmesi sonucu gerçeklerin ortaya çıkabileceği düşüncesi ile engellenmek istenmiştir. Böylelikle iddia makamı ve mahkeme Tuncay Güney’in gerek sanık, gerekse tanık sıfatı ile huzura getirilmesinin tüm yollarını el birliği ile kapatmışlardır. Tuncay Güney’e yapılan tüm bu işlemler savcılar ve mahkeme için başlı başına sorumluluk sebebidir. Tuncay Güney’in hukuki durumu ile aynı olan sanıkların farklı işlemlere tabi tutulmaları, bu davanın temellerini atıp, yurtdışına çıkartılan bu kişiye açık bir hukuki himaye sağlandığını göstermektedir. İşkence insanlık suçu İşkence ile alındığı sabit olan Tuncay Güney’in beyanlarını delil yapmak amacı ile ifade görüntü kayıtlarının iki gün boyunca duruşmada izletilerek, meşru delil olarak kabul ettirme çabaları, mahkemenin sorumluluğunu doğuracak niteliktedir. İşkence insanlık suçudur. İfadenin ses kayıtları ile sabit olmasına rağmen ifadelerin delil olarak dikkate alınması ağır hukuk ihlalidir.” Tahliye isteyen Şengün görevden alındı Ergenekon davalarına 20 Ekim 2008 tarihinden Haziran 2011’e kadar Köksal Şengün’ün başkanlığındaki, üye hâkimler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu ve yedek hâkim Hüsnü Çalmuk’tan oluşan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından bakıldı. Köksal Şengün 25 Aralık 2009 tarihli ara kararda muhalefet şerhi koyarak Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan’ın tahliyesi yönünde oy kullandı. Şengün, emekli Albay Atilla Uğur, eski Yarbay Mustafa Dönmez, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, İbrahim Şahin ve eski Sivas Ülkü Ocakları Başkanı Oğuz Bulut dışındaki sanıkların tahliyesi yönündeki muhalefet şerhlerini ısrarla sürdürdü. Şengün, 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tahliyeleri yönünde oy kullandı. Şengün, Temmuz 2011’de görevden alınarak Bolu’ya tayin edildi. Heyet başkanlığına Hasan Hüseyin Özese getirilirken üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu’nun yanı sıra heyete Fatih Mehmet Uslu, Ercan Fırat ve Nihat Topal da atandı. Başkan Özese’nin gelmediği duruşmalarda heyete başkanlık yapan hâkim Hüsnü Çalmuk ise genellikle naip hâkim olarak görev yaptı. Milyonlarca evrak Ergenekon sanıkları, usule aykırılıklar listesinde, dosyada biriken evraka, savunma hakkının kısıtlanmasına ve Emniyet’in rolüne şu ifadelerle dikkat çektiler: l 2013 yılı itibarıyla sözde Ergenekon ve türevi davalarda tutanak, belge ve deliller 10 milyon sayfayı aşmıştır. Tüm belge ve deliller dijital ortamda yürütülmektedir. Buna karşılık bir sanığa cezaevinde haftada sadece iki saat bilgisayar hakkı verilmektedir. Bu hali ile savunma yapma imkânı madden ortadan kaldırılmıştır. Sanıklar adeta boyunları giyotine uzatılmış vaziyette bıçağın kafalarına ineceği günü beklemektedirler. l Sanıklar sonu gelmeyen tutukluluk psikozuna sokulmuştur. Silivri Cezaevi Türkiye’nin Guantanamo’su haline getirilmiştir. Başbakan dahil hemen tüm bakanların savcılık görevini üstlenip her gün sanıkları peşinen mahkum etmeleri, hâkimlerin bağımsız ve tarafsız olmalarını önemli ölçüde etkilemiştir. Askeri mahkemelerde sadece savaş hukukunun uygulandığı sanığın savunma görevinin üç müdafi ile sınırlandırılabileceğine ilişkin kuralın, normal dönemde sivil mahkeme tarafından uygulanması savunmaya indirilmiş ağır bir darbedir. l Mahkemenin üç yıl boyunca başkanlığını yapan Köksal Şengün sanıkların yüzde 95’inin iki yıl boyunca tahliyesini isterken, görevden alındıktan sonra yeni gelen üye ile birlikte tahliyelerin yine oybirliği ile reddi, davanın hukuki olmaktan ziyade siyasi yapısını yeterince açığa çıkarmıştır. Hukuk ve yasa dışı l Tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler gösterilmemiş, 6352 sayılı yasadan sonra bir sanık için gerekçeden yoksun şekilde tutukluluğun devamına ilişkin verilen karar tüm sanıklar için noktası, virgülüne ve imla yanlışlarına kadar kes, kopyala, yapıştır yöntemi ile aynen tekrarlanmıştır. Tutuklamanın alternatifi olan adli kontrol yöntemleri uygulanarak bir sanığın dahi bugüne kadar tahliye edilmemesi, mahkemece adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını alternatif olmaktan çıkarmış, bu hükümler yasada yok kabul edilmiş, 6352 sayılı yasaya rağmen mahkemenin bu konudaki hukuk ve yasa dışı direnci devam etmiştir. Emniyet’te başlayıp bitiyor l Sözde Ergenekon ve türevi davalarının başından sonuna kadar organizasyonun Emniyet’in toplantı odalarında yapıldığı konusunda hiçbir tereddüt yoktur. İddianamelerde savcılık yerine şubemizce sözcüğünün kullanılması bu görüşlerimizin yazılı kanıtıdır. İddianamelerin bile savcılıkça değil, emniyet birimlerince hazırlandığını göstermektedir. Yargı, Emniyet’te başlayıp artık Emniyet’te sonlanmaktadır. l Ceza Muhakemesi Kanunu’nun hükümlerine rağmen mahkemenin sanık ve müdafi arasında belge alışverişini yasaklaması, savunma hakkının kökten yok sayılması anlamına gelmektedir. l Yargılama aşamasında sanık ve müdafilerine usul konusu dahil hiçbir şekilde söz verilmeyerek, yazılı dilekçe verilmesi istenerek yargılamanın şifahilik özelliği ortadan kaldırılmıştır. 2012 yılının Haziran ayından itibaren duruşmalarda sanık ve müdafilerinin hiçbir talebi alınmamıştır. 2012 yılının Haziran ayından itibaren tanık ve sanıklara soru sorma hakkı sınırlandırılmıştır. Danıştay dosyası Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 8 sanıklı Danıştay’a silahlı baskın ve Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırı davası Ağustos 2009 tarihinde 1. Ergenekon davasıyla birleştirildi. Avukat Süleyman Esen ve Cumhuriyet’e bomba atmaktan sanık Tekin İrşi daha sonra tahliye edildiler. Alparslan Arslan’a Danıştay saldırısında kullandığı Glock marka silahın satışına ilişkin Üsküdar 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 4 sanıklı dosya Mart 2011 tarihinde Ergenekon ile birleştirildi. Tutuklanan 4 sanık hakkında “Terör örgütüne silah temin etmek” suçlamasıyla yeni bir iddianame hazırlanarak Ergenekon ile birleştirildi. Bu sanıkların ifadeleri üzerine Glock marka silahları sanıklara sattığı iddia edilen Mahmut Güzel hakkında da dava açılarak Ergenekon’la birleştirildi. Yarın: İnternet Andıcı ve İlker Başbuğ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle