14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Çiçek, tutuklu vekillerle ilgili sorunun çözümünün anayasadan geçtiğini söyledi ‘Bohçanın 4 ucu birleşmedi’ ‘Meclis artık Yarım Kalan Aşklar Aşk kırgınlarının söylediklerini dikkate almak gerekir. Hele hele on yılı aşmış bir aşksa, geride büyük bir hayal kırıklığı, bir o kadar da tecrübe bırakmış olması büyük ihtimaldir. Bu türden “uzun ve seviyeli bir ilişkinin” mağdurlarının sözlerini, yazdıklarını bizim gibi sıradan yazarların yazdıklarından, söylediklerinden daha fazla ciddiye almak, aşk acısının ortaya çıkardığı gerçekleri onlardan dinlemek pek iyi, pek faydalıdır. Zaten “iyi” romanlar da böyle aşk acılarından sonra yazılmıyor mu? HHH Umdular ve fakat, heyhat umdukları gibi çıkmadı. Yanılgılarının temel nedenlerini anlatırken kabahati hâlâ kendi nedensiz sevdalarında bulmuyor, âşıklarının değiştiğini iddia ediyorlarsa da aldırmayın; aşkın gözü kördür, bu türden sevdalarda suçlu aramak, kabahati nankör âşıkta, aldatan çapkında bulmak usuldendir, yürek soğutur. Yine de ben yazdıklarını çok değerli buluyorum. Örneğin kim bugün gelinen durumu Hasan Cemal gibi bütün açıklığı, çıplaklığı ile ve de keskin bir dille yazabilir? Ya da Cengiz Çandar gibi Mısır olayını gerçekten dört dörtlük tahlil edebilen var mı? Yok! Bunun nedeni bu arkadaşların eski âşıklarını gerçekten iyi tanıyor olmalarıdır. Biz uzaktan baktığımız ve en ufak bir sempati duymadığımız, yaptığı ettiği işlere hep kuşkuyla yaklaştığımız için anlattıklarımızı da kimse dinlemiyor, bize iflah olmaz muhalifler gözüyle bakıyorlardı. Öyleydik de doğrusu. Ama bu arkadaşlar, umutlarını kalplerinde saklıyor, hep diri tutuyor, âşıklarında kusur bulan bizim gibi muhaliflere de öfkeli sözler söylüyor, zaman zaman o edayı, o muhteşem belagatı övmek için kelimelerin yetersiz kaldığı zamanlarda tıkanıp kalıyorlardı. O muhteşem âşığın yaptığı ettiği her şey ne kadar da doğru, ne kadar da yerli yerindeydi ya Rabbim! Peki, ne oldu da yer ile yeksan oldu bu derin sevda? Bunun iki nedeni vardır. Birincisi şu aldatılmak denilen menhus kader, ikincisi kör âşığın gözünün açılmasıdır. Kimi arkadaşlarda birincisi, kimilerinde ise ikincisi umutsuz aşkın sona ermesini sağladı. Biz bu durumdan çok hoşnutuz. Hem arkadaşlar böyle sonu olmayan bir sevdadan kurtuldukları, hem de artık millete memlekete daha faydalı işler yapacakları için seviniyoruz. HHH Bir de karasevdaya tutulanlar var. Onların durumu ümitsizdir. Onlar aşklarının sona ermesini kimi zaman pek Freud’cu olarak âşıklarının anne sevgisine bile bağlayabiliyorlar. Örneğin şöyle yazabiliyorlar: “Recep Tayyip Erdoğan hasta olduğunu anladığı zaman, neredeyse aynı ay içinde annesini kaybetti. Erdoğan, mama’s boy, tam anlamıyla annesinin kuzusu...” ya da “Çamlıca’ya dev bir cami dikildiği gün, tabii bunlar çok psikanalitik yorumlar, sanki gökyüzüne bakıp ‘Anneee, bak oğlunun camisine’ diyecek. ‘Oğlunu görüyor musun anneciğim, bak bunu da yaptım’ deme gibi bir psikoloji içine girdiğini düşünüyorum.” Ama o eski sevdayı korumaktan da vazgeçmez karasevdaya tutulmuş olanlar: “Bir yandan da hakikaten totaliter bir liderle karşı karşıya değiliz. Bu nedenle eleştirilerin şirazesinden çıkması Kılıçdaroğlu’nun ‘Erdoğan’ın Esed’den farkı yok’ demesi benim adalet anlayışımı rencide ediyor.” Kırıktır kalpleri bu arkadaşların ama nasır bağlamıştır da aynı zamanda: “Benim kalbim çok kırık. Yıllar evvel yazmıştım ‘Erdoğan’ın demokrat olma ihtimalini sevmiştim’ diye. Şimdi bu ihtimalin ne kadar boş olduğunu bana kanıtlamış oldu. Büyük bir düş kırıklığı içindeyim. Ama ben Türkiye siyasetinde kalp kırıklığına da alıştım, nasır bağladım.” Ben yine de hangi kategoriye girerlerse girsinler bu arkadaşlara çok değer veriyor, yaptıkları derin tahlillerden çok yararlanıyor, sizlere de tavsiye ediyorum. Onlara kızmayın, milletin memleketin hayrını düşünün de “Ne oldu, şimdi mi aklınız başınıza geldi?” demeyin. Zararın neresinden dönülse kâr değil mi? gazino gibi’ TBMM Başkanı Cemil Çiçek, grup toplantılarına kalabalık ziyaretçi akını ve “miting” görüntüleri yaşanmasına da “Hele hele son toplantılarda atılan sloganlar, yuh çekmeler, halaylar başka türlü neredeyse Meclis gazinoya dönüşür hale geldi” sözleriyle tepki gösterdi. Milletvekillerinin küfür, hakaret içeren konuşmalarından da yakınan Çiçek, 27 Şubat 2013’te milletvekillerinin tutanaklara yansıyan “kaba ve yaralayıcı sözler”ini içeren 110 sayfalık kitapçığı siyasi partilerin liderlerine gönderdiğini, ancak o zamandan bu yana geçen sürede Meclis’te ortamın daha da gerildiğini ifade etti. Çiçek,“Parlamentolara, demokrasinin mabedi denir. Ben dünyanın hiçbir mabedinde küfür edildiğini görmedim” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın anayasa konusunda “üzerinde uzlaşılan 48 maddelik paketi çıkaralım” önerisine “temkinli” yaklaşarak “Yeni anayasa hazırlamak millete taahhüdümüz. Önce tamamına bakalım” dedi. Türkiye’nin bir “anayasa sorunu” olduğunu ve tutuklu milletvekilleri sorununun da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çiçek, “Partilerimiz arasında maalesef diyalog yok. Birçok çabanın, gayretin içerisinde olduk ama bohçanın dört ucu bir araya gelmedi” görüşünü dile getirdi. Çiçek, düzenlediği basın toplantısıyla Meclis’in 24. dönem 3. yasama yılı çalışmalarını değerlendirirken yeni anayasa tartışmaları ve gündeme ilişkin soruları da yanıtladı. Anayasa konusunun artık toplumsal talebin ötesinde bir zorunluluk haline geldiğini ifade eden Çiçek, yaptığı “liderler turuna” da göndermede bulunarak, “Geldiğimiz nokta itibarıyla maalesef millete tümüyle sunabileceğimiz bir metni ortaya koyamadık” görüşünü dile getirdi. Çiçek, Başbakan Erdoğan’ın “48 maddelik anayasa paketini çıkara lım” önerisine, kendisinin Uzlaşma Komisyonu Başkanı olmasına karşın, anayasa çalışmasını 4 siyasi partinin temsilcilerinin yürüttüğüne dikkat çekerek “Hedefimiz yeni bir anayasanın yapılmasıdır” dedi. Cemil Çiçek, tutuklu milletvekilleri sorununun çözümü konusunda da topu “anayasa değişikliğine” attı. Geçen yıl 3. yargı paketiyle “adli kontrol” sistemi getirildiğini ancak yargının bu yönde bir çözüm getirmediğini ifade eden Çiçek, “Yasama organları yargının yerine geçerek karar yazamaz. Biz ancak kuralı koyarız. Gerekçesini söyleriz ama bunun yerine geçip filanca davanın, falanca davanın kararını biz yazamayız. Onu yazacak olan yargıdır” dedi. Tutuklu milletvekili sorununun çözümünün de anayasadan geçtiğini ifade eden Çiçek, mevcut anayasanın dokunulmazlıkları düzenleyen 83. ve milletvekili dokunulmazlığını “bölücülük, terör” 14. maddesinin değiştirilmesi gerektiğine işaret etti. 48 maddelik pakete bu hükümlerin de dahil edilip edilmeyeceği yönündeki sorusu üzerine Çiçek, buna siyasi partilerin karar vereceğini ifade ederek, “Partilerimiz arasında çok yakın bu manada bir işbirliği, bir diyalog yok. Bayramlar bile bizim bir araya gelmemize imkân vermiyor. Birçok çabanın, gayretin içerisinde olduk ama bohçanın dört ucu bir araya gelmedi” dedi. ‘Biz kuralı, yargı kararı yazar’ AKP’nin stratejisi Hukukçulardan Anayasa Mahkemesi’ne tutukluluk süresiyle ilgili karar için çağrı ‘Yıldırım hızıyla gerekçeyi yazın’ Polis, patlayıcının ana cadde üzerinden geçiş yapacak olası bir polis aracına atılmak üzere taşınmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Muhalefeti ‘48’ ısrarıyla sıkıştıracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, MKYK’de aldığı anayasada uzlaşılan “48 maddede ısrar edilmesi” kararıyla muhalefeti sıkıştırmayı planlıyor. Muhalefetin bu öneriye sıcak yaklaşmaması üzerine AKP, konuyu sürekli gündemde tutarak “Muhalefet partileri kendi onay verdikleri maddeleri bile istemiyorlar. Samimi değiller. Anayasa yapmak için değil yaptırmamak için masaya oturdular” söylemini işleyecek. AKP, CHP’nin tutuklu vekil koşuluna da “Bu sorunu çözecek madde, 48’in içinde var” dedi. CHP ise son TMMOB örneğini vererek “AKP’nin ipiyle kuyuya inilmez” görüşünü bildirdi. AKP, anayasada uzlaşılan 48 maddenin çıkarılması önerisiyle ilgili tartışmaları daha ileri bir boyuta taşıma kararı aldı. Öneriyle ilgili olarak MHP ile AKP arasında sert tartışmalar yaşanmıştı. AKP’nin önceki gün yapılan MKYK toplantısında “48 maddenin çıkarılması için ısrar edilmesi” kararı çıktı. AKP, bu kararla öneriye sıcak yaklaşmayan muhalefeti daha da sıkıştırmayı, süreci samimiyet testine dönüştürmeyi planlıyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Anayasa konusunda sözümüz var, kısmen de olsa yerine getirmeye çalışabiliriz. Muhalefetle 48 maddede mutabık kaldı. Çalışmalar sürer, bu madde sayısı 58 olur, 68 olur. Meclis’i erken toplayabilir ve mutabık kalınan maddeleri çıkarabiliriz” dedi. Şentop, sürecin muhalefet için “samimiyet testi” olacağını belirtti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de, NTV’de yaptığı açıklamada, CHP’nin tutuklu vekil koşuluyla ilgili olarak “48 madde çıkarsa bu sorunun da çözüleceği kanaatindeyim. Çünkü tutuklu milletvekillerini ilgilendiren 14. maddenin kaldırılması uzlaşılan maddeler arasında mevcut. 83. maddenin 14. maddeye yaptığı atfı ortadan kaldırırsanız ortada sorun kalır mı? Böylece milletvekilleri dokunulmazlık ihlalinden yararlanırlar diye düşünüyorum” diye konuştu. AKP’ye bu konuda güvenmeyen CHP ise tutuklu vekil sorununun çözüleceği konusunda Erdoğan’dan kesin taahhüt vermesini istiyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, AKP’nin ipiyle kuyuya inilmeyeceğini şimdiye kadar yapılan uygulamalarla öğrendiklerini belirterek, “AKP ile iş tutmak varsayımlarla olmaz. Deneyimli durumdayız. TMMOB yasasında son dakika şeylerde olduğu gibi. Şahin ağzıyla kuş tutsa, Başbakan’ın talimatı olmadan bir şey yapamaz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hukukçular, 10 yıllık tutukluluk süresini iptal eden Anayasa Mahkemesi’ne gerekçeli kararı bir an önce hazırlaması çağrısında bulundu. Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Erol Aras, mahkemenin gerekçesini Ergenekon davasında kararın açıklanacağı 5 Ağustos’tan önce açıklaması gerektiğini belirterek, “Öyle bir gerekçe yazılmalı ki yargıçlara yol gösterici olsun” dedi. Avukat Şenal Sarıhan, Sivas katliamı davası ile Hizbullah davasında sanıkların geçmiş dönemde tahliye edildiklerine dikkat çekerken “Şu anda 5 yılı aşanlar da tahliye edilmeli. Yoksa bu çifte standart olur” ifadesini kullandı. Avukat Şenal Sarıhan: Kararda 5 yılı aşan tutukluluk süresinin hukuka aykırılığı açıkça gösterilmiştir. Bu aşamadan sonra, özellikle delillerin toplandığı, sanıklar yönünden kaçma kuşkusunun olmadığı, ayrıca, kaçmayı engelleyecek önlemlerin alınmasının da mahkemenin yetkisi içinde olduğu değerlendirildiğinde, tutukluluk süreleri beş yılı aşmış olanların, tutukluluk hallerinin sürdürülmesi kararı verecek olan yargıçlar sorumlu olacaktır. Kaldı ki 2004’te kabul edilen 5237 sayılı TCY henüz yürürlüğe girmemişken üstelik de yanlış bir yorumla, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, cezaları infaz edilmekte olan Sivas katliamı sanıklarından 14’ü hakkında, sanıkların mağduriyetini önlemek amacı ile infazın tehiri kararı vermiştir. Ama ne yazık ki aynı özen, diğer pek çok dosyada gösterilmemiştir. Yine, Hizbullah sanıkları da benzer şekilde tahliye edilmiştir. Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Erol Aras: Anayasa Mahkemesi, yıldı Elinde patladı: 5 yaralı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Merkez Bağlar ilçesinde 3 çocuğun taşıdığı el yapımı patlayıcı infilak etti. Bombayı taşıyan 18 yaşındaki B.C’nin elleri koptu, yanındaki 2 arkadaşı ile 2 kız çocuğu da yaralandı. Kürt sorununun çözümüne yönelik çalışmalar sürerken, dün Diyarbakır’da patlamalar oldu. Koşuyolu 204 sokakta dün 13.20 sıralarında 18 yaşındaki B.C’nin taşıdığı el yapımı patlayıcı elinde patladı. Patlama sırasında B.C’nin elleri koparken, yanında bulunan arkadaşları 18 yaşındaki Y.Y ve 17 yaşındaki R.F de şarapnel parçalarıyla omuz ve yüzlerinden yaralandı. Olay sırasında parkta oynamakta olan kız kardeşler 16 yaşındaki G.İ, ile 14 yaşındaki E.İ de şarapnel parçalarıyla yaralandı. Yaralılar Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. B.C.’nin kopan uzuvları da polis tarafından hastaneye götürüldü. Ameliyata alınan B.C’nin durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Diğer 4 yaralının ise durumlarının iyi olduğu ifade edildi. Hâkimsavcıların kaldığı DiyarbakırElazığ karayolundaki Adliye Lojmanları’nın bahçesine önceki gece saat 23.00 sıralarında ses bombası atıldı. Şehitlik Semti’ndeki Trafik Şube Müdürlüğü binasına da aynı saatlerde ses bombası atıldı. Öte yandan, Van’ın Başkale ilçesinde boş bir arazide, toprağa gömülü 10 adet el bombası bulundu. rım hızıyla gerekçeli kararını yazmalı. Aslında gerekçeye dahi gerek yoktur. Mahkemeler, derhal bu kararı uygulamalı. Ama Anayasa Mahkemesi’nin kararın bir yıl sonra yürürlüğe gireceğini söylemesi de tuhaf. Başkan Haşim Kılıç, madem gerekçenin hızlandırılmasını söylemiş, o zaman neden bir yıllık süre verdi? Öte yandan mahkeme öyle bir gerekçe yazmalı ki, mahkemelere yol gösterici olmalı, bir yıl beklenmesine gerek olmamalı. Gerekçe, Ergenekon davasında kararın verileceği 5 Ağustos’tan önce açıklanmalı ki bu tartışma bitsin. Büyükşehirler için seçim ittifakı yapılacağı iddiaları ‘AKP’nin cepheleştirme taktiği’ olarak değerlendirildi Prof. Işıklı bugün uğurlanıyor ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) İzmir’in Seferihisar ilçesinde denizde yüzdüğü sırada kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMOD) Genel Başkanı, akademisyenyazar Prof. Dr. Alparslan Işıklı’nın cenazesi, otopsinin ardından toprağa verilmek üzere Ankara’ya götürüldü. Işıklı bugün Kocatepe Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek. CHP ve MHP’den yalanlama AYŞE SAYIN ANKARA CHP ve MHP’nin özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirler için “yerel seçim ittifakı” yapacağı iddiası kulisleri karıştırdı. CHP ve MHP sözcüleri iddiaları yalanlarken kulislerde “AKP 2011 seçimlerinde de seçmenini kenetlemek için benzer taktiği uyguladı. Seçmenler zaten beğendikleri adaylara parti tercihi gözetmeksizin oy verebiliyor” değerlendirmesi yapıldı. Taraf gazetesinde yer alan, CHP ile MHP’nin yerel seçimlerde “ittifaka” gideceği ve AKP’nin de bundan endişelendiği yönündeki haberlere her iki partinin sözcülerinden yalanlama geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, iki parti arasında bu konuda hiçbir temas olmadığını belirterek “Bu tür haberlerin maksadı belli. Önce balon çizilir, sonra içi doldurulur, bu da o türden bir haber” dedi. Partisinde böyle bir arayışının söz konusu da olmadığını kaydeden Koç, “Ama vatandaş Haluk Koç olarak, yurttaş Haluk Koç olarak söylüyorum; bugünkü tablo karşısında bulunduğum yerde bu ceberut iktidar yapısının geriletilmesi için üzerime düşen her şeyi yapabilecek tercihi kullanırım” dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise ittifak iddialarını kesin bir dille yalanladı. Parti yetkili organlarında böyle bir görüşme yapılmadığını, CHP’yle de başka bir partiyle de bu anlamda bir görüşmenin söz konusu olmadığını ifade eden Yalçın, “Biz MHP olarak bu seçimlere 1396 noktada ayrı ve adaylarımızı müstakil göstermek suretiyle gireceğiz. MHP’nin CHP ile ittifakı söz konusu değil, hiçbir zaman da olmaz” diye konuştu. Kulislerde CHP ile MHP’nin resmi bir “seçim ittifakı”na girmesinin “doku ve ideolojik” olarak mümkün olmadığı belirtilirken ancak sadece MHP ve CHP arasında değil, çıkarılacak adayların niteliği Örtülü ittifak iddiası ne göre bir parti seçmeninin, diğer partiye oyunu yönlendirebileceğine dikkat çekiliyor. AKP’nin 2011 seçimlerinde de kendi seçmen tabanını kenetlemek için iki partinin “örtülü itifak” söylentisini bilinçli olarak yaydığına dikkat çeken CHP kaynakları, “AKP’nin her zamanki ‘cepheleştirme’ siyasetini kullanarak oy devşirmeye çalıştığını” savunuyorlar. Kulislerde “ittifak” söylentilerinin, İstanbul ve İzmir’de güçsüz olan MHP’nin oylarını CHP’ye, Ankara’da 2009 seçimlerinde MHP adayı olan Mansur Yavaş gibi güçlü bir ismin çıkması durumunda CHP oylarının MHP’ye kayabileceği yorumlarından kaynaklandığı belirtiliyor. CHP’li Aygün’e kınama cezası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi, 31 Ocak 2013 tarihinde “Sivil polisler insandan çok eşyaya benziyorlar” diyen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kınanmasına hükmetti. Duruşmaya, Aygün’e dava açan Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) Genel Başkanı Abbas Gündüz’ün avukatı Mehmet Ener katıldı. Aygün’ün kınanmasına hükmeden mahkeme ayrıca kararın Türkiye çapında yayın yapan gazetelerden birinde yayımlanmasına karar verdi. Gündüz, Aygün’e bin liralık manevi tazminat davası açmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle