16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2013 CUMA 6 OLUR olmaz kişilere “sayın” derken Duran adama dememek olur mu? O ki, tek başına sadece adıyla, çok şeyi birden söylemeyi ve siyasal mizah tarihine unutulmaz bir sözcük armağan etmeyi başarmıştır. Sesini yükseltmeden, bağırıp çağırmadan, küfürsüz, hakaretsiz, kimseyi rahatsız etmeksizin. Alışverişi, trafiği engelleyici bir yönü de yok. Barışçıl, insancıl, etkileyici müthiş bir buluş. alabalığın bir yanına ilişerek gelip geçene bakmakla yetinen bir kişinin önünden geçmenin bir çeşit röntgenlenmek, içini dışını açığa vurmak gibi bir etkisi de oluyor galiba. Bu niteliğiyle kardeşlik arayan, sığınmacı ve dolayısıyla toplumu kucaklayıcı. Hepsini bir araya getirirseniz, verdiği mesaj da çok renkli sayılabilir. İlk kimin akıl ettiği ve uygulamaya HABERLER olduğuna insanları inandırmak da biraz zor. Ama gerçek bu. Duran adamcılık Türk imgesine getirdiği bu özelliğiyle de “sayınlık” mertebesini tam hak etmiş oluyor. Öyle olduğu için önünde saygıyla eğilinmelidir. ütün bunlar düşünülünce Gezi Parkı olayına bazılarımızın yaptığı gibi olumsuz, kızgın, cezalandırıcı ve öç alıcı bir gözle bakmanın yanlışlığı ve haksızlığı kendiliğinden ortaya çıkıyor. Aynı olaya bu kötümserliği ve karalayıcılığı bir yana bırakarak baktığınızda, yalnız doğaseverlik ve çevrecilik olarak değil, gençlik sevimliliği, yaratıcılık, zekâ parlaklığı, yaşama sevinci, hoşgörü zenginliği açısından da Gezi Parkı, Cumhuriyet tarihinin unutulmaz sayfalarından biri olarak kalacaktır. K Sayın Duran Adam B koyduğu tam belli değil. Beşiktaş’ın “Çarşı”sından çıktığını varsaymak pek yanlış olmaz. elki olayın en ilginç yanı, çok kişice hiç Türklerden geliyormuş gibi algılanmamış olması. Cengâverliğiyle, sertliği ve uzaklardan gelişiyle bilinen ya da öyle bellenen bir kavmin buluşu B Baskılar Artarken… Ali İsmail Korkmaz’ın yürekleri burkan trajik ölümü, Gezi olaylarını tırmandıran iktidar tepkisinin bir sonucudur: Ne yazık ki beşinci ölüm bu… Biri komiser, beş genç… Beş yaşam, beş umut; yüreklerine ateş düşen beş aile… İktidarın, artık bilinçli bir siyasal tercih olduğu iyice açığa çıkan, “şiddetli tepkisinin” yarattığı acılar! HHH AKP iktidarı artık her türlü demokrasi ve özgürlük aldatmacasını bir yana bıraktı: Medya özgürlüğü resmen bitirildi… Ne sivil toplum vurgusu kaldı… Ne hür teşebbüs düzeni… Demokratik bir toplumun temel taşlarını oluşturan bütün kurumlar yok ediliyor! HHH Tabip Odaları ve Türk Tabipleri Birliği… Barolar ve Türkiye Barolar Birliği… Mimar ve Mühendis Odaları ve Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği… Bunlar AKP iktidarının ele geçirmek isteyip de sızamadığı sivil toplum kuruluşları… Hepsi meslek ahlaklarını titizlikle uygulayan ve hiçbir siyasal iktidara boyun eğmemiş olan örgütler: AKP’nin bu örgütleri “içerden” ele geçirme girişimleri sonuç vermeyince, seçim ve benzeri demokratik mekanizmalar rafa kaldırıldı… Yöneticilerin tutuklanmasına, yasalar çıkarılarak ellerindeki hak ve olanakların alınmasına sıra geldi. Böylece AKP’nin Gezi Direnişi sonrası STK stratejisi iyice açığa çıktı: “Ele geçiremiyorsan, yok et!” HHH El konulan veya tehditle susturulan gazete ve televizyonlar yetmedi… Kontrol edilemediği için baskı altına alınan sosyal medya yetmedi… Yasal borsa işlemleri de gözaltına alındı… Yasal yollardan döviz alanlar araştırılıyor… Reklam şirketleri ve reklam verenler zaten suçlanmıştı… Borsada işlem yapmak… Döviz alıp satmak… Reklam ve ilan planlaması yapmak… Bir imzasız elektronik posta ile insanların içeri alınıp yıllarca hapiste tutulduğu bir yargı düzeninde, riskli işler olarak ilan edildi… Ve bu düzenin adı “STK’lerin işlevsel olduğu”, “Hür teşebbüse”, “Serbest piyasa ekonomisine” dayalı “Demokrasi” öyle mi! HHH Bu gidişi gören AKP’li yok mu? Polis fezlekesinde Taksim Dayanışması suç örgütü gibi gösterildi 12 Eylül fişleri çıktı İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Gezi Direnişi’ne ilişkin hazırladığı fezlekede, Taksim Dayanışması Platformu “organize örgüt” gibi gösterildi. Taksim Dayanışması’nın Twitter üzerinden tüm Türkiye’deki eylemleri yönlendirdiği savunulan fezlekede, “Hükümete karşı isyana, suç işlemeye alenen teşvik ve tahrik etmiş, bu yönde provokatif eylem ve etkinlikler düzenlenmiştir” denildi. İstanbul Güvenlik Şube’nin savcılığa gönderdiği fezlekede Taksim Dayanışması, “suç örgütü” olarak değerlendirilerek “Gezi Parkı projesi aleyhine eylemler yapmaya, hükümete karşı isyana, suç işlemeye alenen teşvik ve tahrik etmiş, bu yönde provokatif eylem ve etkinlikler düzenlenmiştir” ifadeleriyle suçlandı. Polis fezlekesinde Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Taksim Platformu adına açıklama yapan, kişi ve grupları yönlendirenler olarak suçlandı. Fezlekede, gözaltındaki meslek odası yöneticilerinin 1980 öncesi ve sonrası fişlemelerine yer verildi. Savcılığın tutuklanmalarını istediği 12 Taksim Dayanışması üyesi mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Mücella Yapıcı gözaltında tacize uğradığını söyledi ‘62 yaşındayım çıplak arandım’ İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı’na girmek istedikleri gerekçesiyle geçen cumartesi gözaltına alınan Taksim Dayanışması üzesi 50 kişi serbest bırakıldı. Gözaltındakilerden 38’i savcılık tarafından, tutuklanması istenen 12 kişi ise sevk edildikleri mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Gözaltına alınan 49 kişi dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gönderildi. Kalp hastalığı nedeniyle savcılığın talimatıyla önceki gün serbest bırakılan Mücella Yapıcı da ifade vermek üzere Çağlayan Adliyesi’nde bekledi. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşu yöneticisi ve üyesi 50 kişinin ifadeleri, soruşturmayı yürüten savcılık tarafından alındı. Savcılık, şüphelilerden 38’ini “kuvvetli şüpheye ilişkin bağlantı kurulamadığı” gerekçesiyle serbest bıraktı, 12 kişiyi ise tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk etti. Savcılık, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Komitesi Sekreteri Mücella Yapıcı, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube 2.Başkanı Sabri Orcan, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin, TMMOB İstanbul Koordinasyon Kurulu temsilcisi ve Makine Mühendisleri Odası Başkanvekili Süleyman Solmaz, TKP İstanbul İl Sekreteri Kamil Tekerek, HDK Merkez Yürütme Kurulu üyesi Ender İmrek, HDK üyeleri Mustafa Aytaç, Aral Demircan, Erdem Ateş, Haluk Ağabeyoğlu’nun tutuklanmasını istedi. Mücella Yapıcı, Ali Çerkezoğlu, Beyza Metin, Haluk Ağabeyoğlu ve Ender İmrek “suç örgütüne üye olmak” iddiasıyla mahkemeye sevk edilirken diğer 7 kişi de “polise mukavemet” ve “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet etmek” ile suçlandı. Yapıcı, savcılık sorgusunda “Bu hareketi organize etmekle suçlanıyorum. Bu bir onurdur ve bu uğurda müebbet bile yatarım ama halka haksızlık olur” dedi. Yapıcı nöbetçi mahkemede Emniyet’te gördükleri kötü muameleyi şöyle anlattı: “Kızımla Taksim’e Yargı baskı aracı Polis fezlekesinde Taksim Dayanışması’nın olayların başladığı 27 Mayıs’tan 22 Haziran’a kadarki Twitter çağrılarının kopyaları alt alta sıralanarak “Başta Twitter olmak üzere Facebook ve çeşitli sosyal ve yazılı basın aracılığıyla İstanbul halkını Taksim Meydanı’na çağırıp kamu düzeni ve güvenliğine ciddi şekilde zarar verdi. Binlerce insanın Taksim Meydanı başta olmak üzere çeşitli meydanlara çıkmasına çalışıp marjinal grupların provokasyonuna zemin hazırladı” gibi iddialarda bulunuldu. Fezlekede, Taksim Platformu adına açıklama yapan, kişi ve grupları yönlendirenler olarak “TMMOB Başkanı Eyüp Muhcu, Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün, Taksim Dayanışması’ndan Derya Karadağ, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin, KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu ve Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Mücella Yapıcı” gibi sendika ve meslek odası yöneticilerini adları sıralandı. Evleri aranan şüphelilerden elde edilen deliller arasında baret, eldiven, gaz maskesi, güneş gözlüğü, deniz gözlüğü, makas, Taksim Dayanışması yazılı önlük ve motosiklet kaskı yer aldı. Fezlekede polisin olaylara “orantılı bir şekilde” müdahale ettiği savunuldu. Twitter suç unsuru Aralarında meslek odaları temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütü yöneticilerinin bulunduğu şüpheliler ve avukatları özetle şu ifadeleri verdi: Ali Çerkezoğlu: Hekim olmanın bize yüklediği sorumluluklar vardır, bunları yerine getirdim. Suç örgütü kurmam mümkün değil, ben İstanbul Ta ‘Mesleğimin gereği’ Vali: Türbanlı kadına saldırı görüntüleri yok İstanbul Haber Servisi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Gezi Parkı Direnişi sırasında Kabataş’ta türbanlı kadına saldırıldı iddiası ile ilgili ellerinde MOBESE görüntüsü olmadığını söyledi. Geçen hafta Gezi eylemlerine katılan 15 ekşisözlük yazarıyla buluşan İstanbul Mutlu Kabataş’ta bir başörtülüye eylemcilerin saldırdığı iddiasıyla ilgili görüntülerin olup olmadığı sorusuna “Elimizde öyle bir MOBESE görüntüsü yok” cevabını verdi. Valilikte herhangi bir görüntü ve kayıt olmadığını dile getiren Mutlu, “MOBESE kameralarından bazılarının kırık olması, nedeniyle şu ana kadar mevcut MOBESE kameraları üzerinden ortaya çıkmış bir şey yok. Ama yarın öbür gün birisinin çektiği bir görüntü çıkabilir. Bir bayan, hele ki bu toplumda ismi olan birisinin çok yakınıysa, böyle bir şeyi söylüyorsa bu hakikaten dikkate almaya değer bir şeydir. Bir bayan gelse bana dese ki, Vali Bey ben senin memurun, personelin olarak böyle bir şeyle karşı karşıyayım, o bayana öncelikle inanırım” dedi. Evinde deniz gözlüğü var Cemevinde Yeryüzü Sofrası Antikapitalist Müslümanlar, dün Sarıgazi Cemevi’ni ziyaret etti. Antikapitalist Müslümanlar’ın internet adresinden yapılan “İftar için değil, ceme katılmaya gidiyoruz” açıklamasına rağmen, gelen yurttaşlar Antikapitalist Müslümanlar için iftar sofrası hazırladı. Yurttaşlar, yerlere serdikleri gazetelere otururak “Yüryüzü Sofrası”nı oluşturdu. İftara ilahiyatçıyazar İhsan Eliaçık ve Sarıgazi Cemevi’nin dedesi Kasım Dede de katıldı. Yurttaşlar, iftarın ardından perşembe cemine katıldı. Savunmaya ‘Dokunma’ yürüyüşü l Avukat Bayram Vural, Gezi Parkı Direnişi sırasında İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde avukatlara yönelik saldırıyı protesto için 1 Temmuz’da Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşe geçti. 10 gündür yürüyüşünü sürdüren Ankara Vural, Yalova’ya ulaştı. Vural, “İstanbul’da gözaltına alınan 73 arkadaşımız ve daha öncesinde büroların kapıları kırılarak alınan arkadaşlarımıza destek olmak için yola çıktım. Yürüyüş boyunca halktan büyük destek ve sevgi gördüm” diye konuştu. Vural, 15 Temmuz’da Çağlayan Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaparak saldırıları kınayacak. (Fotoğraf: FARUK KIRTAY) Fezlekede, gözaltındaki direnişçilerin 1980 öncesi ve sonrası katıldığı iddia edilen eylemler, yargılandıkları davalara ilişkin bilgiler sıralandı. Ali Çerkezoğlu’nun 1 Mayıs 1989’da izinsiz gösteriden tutuklandığı kaydedilirken Halil Güven’in 11 Aralık 1979 günü THKP/ CAcilciler terör örgütü adına eylem ve faaliyet yürüten şahıslara yönelik başlatılan operasyonel çalışmalarda yakalandığı anlatıldı. Süleyman Solmaz’ın 1984 yılında 1. Ordu Sıkıyönetim Komutanlığı Adli Müşavirliği tarafından tutuklandığı belirtildi. ‘1980 öncesi de yargılandı’ çıktık. Gözaltına alındım. Bizi çembere alarak sıkıştırdılar, kızımı saçlarından çekerek almak istediler. Kapalı odalarda tutuldum. Soyulup öksürtüldüm. 62 yaşındayım çıplak arandım. Taciz gördüm, tacize uğrayanları gördüm. Tuvalete götürülmedik.” bip Odası Genel Sekreteriyim. Yaptığım her şey mesleğim ve meslek örgütümün görevi gereğidir. Avukat Gülizar Tuncer: Polis göz göre göre öldürdü, tutuklanmadı. Ama anayasal hakkını kullanmak isteyenler suçlu. Akif Burak Atlar: Vali, Gezi Parkı’nı açtı, ben de parka gitmek isterken polisler tarafından gözaltına alındım. Beyza Metin: Taksim Dayanışması emek ve meslek örgütlerinden oluşan bir kurum. Eğer “suç” örgütüysek Başbakan Erdoğan bizimle neden görüştü? Gözaltında kötü muamele gördük. Otobüse bindiğimizde ‘sizi döveriz gerekirse başka şeyler yaparız’ gibi tehditlerle karşılaştık. Fotoğraf: UĞUR DEMİR İstanbul Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Yunus Dolar imzasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen 35 sayfalık fezlekede, Taksim Dayanışma Platformu’nu oluşturan sivil toplum kuruluşları “provokatif eylemler” düzenlemekle suçlandı. Fezlekede Taksim Dayanışması için “Yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden halkı Taksim ve Gezi Parkı’na çağırmaya devam eden ve böylelikle olayların büyümesinde aktif rol oynayan, bugüne kadar kamu düzenini ve güvenliğini ciddi anlamda bozan, hükümetin anayasal düzen içinde çalışmasını engellemeye yönelik” gibi suçlayıcı ifadeler kullanıldı. içinde çalışmasını engelleme’ ‘Hükümetin anayasal düzen Gözaltına alınanların sevk edildiği Çağlayan Adliyesi önünde destek eylemi yapıldı. “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganlarının atıldığı eylemde bir açıklama yapan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Osman Öztürk, AKP’nin yargıyı siyasal baskı aracı olarak kullandığına dikkat çekerek tutukluların bir an önce serbest bırakılması istedi. Kazmalı saldırgan kayıplara karıştı SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Gezi Direnişi’ne destek verdikleri için Makine Mühendisleri Odası (MMO) Adana Şubesi’ni elinde kazmayla basan ve “İslam âleminin lideri Erdoğan’dır” diyerek tehditler savuran Adana Büyükşehir Belediyesi çalışanı Ertuğrul Şan’ın hiç gözaltına alınmadığı, olayın ardından rapor alıp kayıplara karıştığı ortaya çıktı. Şan, sosyal medyadaki hesaplarında ise aşırı sağcı bir profil çiziyor. Şan’ın “Polise güveni sonsuz, yargıdan korkusu yok” yorumu dikkat çekiyor. Ozan Arif, Mustafa Yıldızdoğan gibi sağcı sanatçıları beğendiğini dile getiren Şan’ın Ortadoğu’daki olaylarla ilgili bazı alıntı ve yazılar paylaştığı görülüyor. MMO Adana Şube Başkanı Hüseyin Atıcı “Halka palalarla saldıranların serbest dolaşabildiği bir ülkede, bu tür olayların yaşanması ne yazık ki kaçınılmaz” dedi. Şafak baskını: 10 gözaltı MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de, Gezi Parkı Direnişine destek için düzenlenen eylemlere katılanların evlerine dün sabah saat 05.00’te baskın düzenlendi. 17 adrese eşzamanlı düzenlenen operasyonda Ahmet Argiş, Barış Perçem, Ayhan Yerdem, Alara Akgöz, Deniz Sonuvar, Hatice Aydoğan, Muhittin Turan Turgut gözaltına alındı. Operasyon sırasında adreslerinde olmayan Ali Sesal, Harun Nebi Yıldız ve Ahmet Ölmez arkadaşları hakkında bilgi almak için geldikleri emniyette gözaltına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle