25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2013 CUMA 4 HABERLER Anayasa paketinin tutuklu vekiller ile temel hak ve özgürlükleri kapsaması gerektiği vurgulandı Gezi ve Partiler Dün, Prof. Dr. Emre Kongar’ın Gezi olayları değerlendirmelerine yer vermiştim. Bu değerli bilim adamımızdan iki hafta kadar önce, Gezi hareketi ile birlikte doğmuş Vagus TV internet televizyonunun sahip ve yöneticisi, değerli genç gazeteci dostum Serdar Akinan’ın görüşlerini yansıtmıştım. Akinan ile Emre Hoca’nın Gezi konusunun özünde görüşleri uyuşuyor, en büyük ayrılık noktaları ise Gezi’den siyasi bir hareket çıkıp çıkmayacağı. Genç gazeteci dostum Serdar Akinan günbegün yakından izlediği Gezi hareketinin içindeki genç ve iyi eğitimli kadronun park forumlarıyla süren eylemlerinin eninde sonunda siyasi bir hareketi doğuracağını düşünüyor, sonunda şu kanaate varıyor: Gezi’nin siyasi bir hareket doğurmaması imkânsızdır. Emre Hoca ise Gezi eylemleri sürerken yayımladığı eseri “Gezi Direnişi”nde. “Gezi’den bir siyasal hareket çıkabilir mi, çıkmalı mıdır” sorusuna şu yanıtı veriyor: Gezi’den siyasi bir hareket veya siyasal parti çıkacağını pek beklemiyorum Emre Kongar ayrıca belirtiyor: Zaten bunun gerekli olduğunu da sanmıyorum. Bu görüşüne neden olarak da “hareketin çekirdeği ve dış katmanlarının birbirinden çok farklı heterojen gruplardan oluşmasını” gösteriyor. HHH Emre Hoca devam ediyor: “Ayrıca çekirdekteki gençler kendi bireysel ilgileri ve özgürlükleri dışında ‘âleme nizam vermek’ gibi bir çaba içinde görülmüyorlar. Çekirdekteki ve çevrelerindeki farklı grupları Gezi’de birleştiren öğe demokrasi ve özgürlük talepleridir. Bu taleplerse demokrasilerde zaten her siyasi partinin ilkeleri arasında olmalıdır. Bu açıdan her siyasal parti, her grup kendi geçmişine, meşrebine, kültürüne, amaçlarına göre bu deneyimden dersler çıkaracak, gelecek çizgisini belirleyecektir.” Hangi siyasi partiler Gezi’den gereken dersi almaya, sonuç çıkarmaya yatkın sorusuna gelince, lafı uzatmadan, söyleyelim. AKP’yi geçin! O ders almak yerine suçlamayı sürdürecek ve bedelini de ödeyecek. MHP’nin, “Gezi”ye nasıl ters baktığı baştan beri biliniyor. Zaten bizzat Gezi’de yapılan bir araştırmanın gösterdiğine göre Gezi’ye katılnların yalnızca yüzde 2’si MHP’ye oy vermiş ve aynı ankette görüldüğüne göre, bugün bir seçim yapılsa MHP’ye oy vereceklerin oranı yine yüzde 2. Sırrı Süreyya Önder’in Gezi’nin efsanevi simgelerinden biri haline gelmesine karşın BDP’nin bu özgürlük hareketi karşısındaki mesafeli tavrı, onun amacının özgürlüklerden çok etnik statü olduğu kuşkusunu haklı olarak yaratmış bulunmaktadır. BDP, etnik statü talepleri Tayyip Bey tarafından kesin, net şekilde geri çevrilmediği sürece Gezi’ye eğilmez. HHH Kalıyor geriye CHP. CHP kimilerinin yönelttiği haksız eleştirilerin aksine baştan beri Gezi’de vardı, Gezi olayının içinde oldu. Zaten araştırmalar da Gezi‘de olanların yüzde 41’inin 2011 seçimlerinde CHP’ye oy verenler olduğunu gösteriyor. Yine aynı araştırmalar, bugün bir seçim olsa, Gezi’dekilerin yüzde 31’i oylarını CHP’ye vereceklerini bildiriyorlar. Ayrıca, bu yüzde 31’in yanı sıra yüzde 29 kararsız ve yüzde 12 oranında kimseye oy vermeyecekler olduğunu da dikkate alırsak Gezi’nin CHP için gelecek vaat eden verimli bir alan olduğunu söyleyebiliriz. CHP’nin programı, Gezi gençlerinin taleplerini karşılayacak yapıdadır. Ancak CHP’nin bir türlü kendisini yenileyemeyen, zenginleştiremeyen, gençleştiremeyen, katılımcılığı, üreticiliği yüreklendiremeyen örgütlenme modeli Gezi ruhunun onun saflarında bütünleşmesini engelleyen en büyük etkendir. Sanıyorum, CHP’liler Gezi’ye bakarken bu gerçekleri görmek durumundadırlar. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kendisine çare fısıldayanlardan çok Gezi’ye kulak vermesinde sayısız yarar vardır. CHP’den ‘48 madde koşulu’ AYŞE SAYIN ANKARA Siyasi parti liderlerinin çalışmalarına “devam” vizesi verdiği TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında yaptığı toplantıda, haftada 5 gün çalışılması kararı alırken Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Uzlaşılan 48 maddelik paketi çıkaralım” önerisi de tartışıldı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, Çiçek’in liderler turundan sonra dün ilk kez toplandı. Toplantıda CHP’li üyeler, yeni anayasa çalışmalarında 3. aşamaya geçilerek şimdiye kadar uzlaşılan taslağın internet sitesinden kamuoyunun, sivil toplumun tartışmasına açılmasını istedi. Bu öneriye Çiçek’in yanı sıra AKP ve BDP’den destek gelirken, MHP karşı çıkınca karar alınmadı. Başbakan Erdoğan’ın “üzerinde uzlaşılan maddelerin Meclis’ten geçirilmesi” önerisini CHP’liler gündeme getirdi. CHP’li üyeler, tutuklu milletvekillerini de kapsayacak şekilde “dokunulmazlık” düzenlemesi ile temel hak ve özgürlükler ile düşünce özgürlüğüne ilişkin maddeler ve yargı ile ilgili düzenlemelerin de içinde yer alacak bir paketin, 4 partinin iradesiyle Meclis gündemine getirilmesinin düşünülebileceğini ifade etti. CHP’li Atilla Kart ve Süheyl Batum, “48 maddeyi referanduma götürelim, B planını uygulayalım, başkanlık sistemi duracak” gibi bir yaklaşımla hazırlanacak bir paketin Meclis’e sunulamayacağına işaret etti. AKP’li üye Mehmet Ali Şahin de 48 madde üzerinde uzlaşıldığını ancak bunların arasında birbirinden kopuk maddeler bulunduğunu, birbiriyle bağlantılı maddeler dikkate alınarak, bir paketin olabileceğini ifade etti. Şahin, Çiçek’in liderlerle yaptığı görüşmeden ne tür önerilerle geldiği konusunda tatmin edici bilgi gelmediğini belirterek “Liderlerin bu konudaki tavrı ve takdiri nedir? Bunu bilmiyoruz” serzenişinde bulundu. AKP’li Ahmet İyimaya da Çiçek’in liderlere komisyonu şikâyet etmesine, “Mesai müddetiyle (süresiyle) performans arasına ilişki kurulamaz” sözleriyle sitem etti. CHP’li Batum, Erdoğan’ın komisyonla ilgili “az çalıştılar, çok çalıştılar” değerlendirmesinde bulunmasının kabul edilemez AKP’lilerden Çiçek’e sitem olduğunu söyledi. Bunun üzerine Şahin, “Ama Meclis Başkanı bunun yolunu açtıysa onu da eleştirmeniz lazım” diyerek yine Çiçek’e yüklenince Batum, “Ben Meclis Başkanı’nı da eleştiririm. Biz aramızda bu minval üzerinde konuşabiliriz ama yürütmenin başı, Meclis üzerinde böyle bir üslupla baskı kuramaz. Bize söylenen Meclis Başkanı’nı da bağlar” karşılığını verdi. CHP’li Rıza Türmen “Açıklamalarınız komisyonun itibarına darbe vurmuştur. Topal atı kamçıladı” diye sitem edince Çiçek, “O zaman atı değiştirelim” diye espri yaptı. Toplantının sonunda, komisyonun yaz ayları boyunca haftada 5 gün çalışması ve danışmanların müzakere edilecek konu başlıklarını belirlemesi kararlaştırıldı. AKP’nin Dışişleri’ne dışarıdan büyükelçi ve üst düzey görevlere atama yapmasının önünü açan düzenleme Meclis’ten geçti. Muhalefet, düzenlemenin AKP’de üç dönem kuralına takılan isimler için yapıldığını savundu Büyükelçi operasyonu BDP VE DTK YÖNETİCİLERİ Barzani’yle Erbil’de zirve DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Türkiye, İran, Suriye ve Irak’taki bazı Kürt temsilcileri hafta sonu Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin başkenti Erbil’de Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile bir araya gelecek. BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Aysel Tuğluk ile ve DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un da katılacağı toplantıda Ulusal Kürt Konferansı için tarih de belirlenecek. Konferansta; Kürtler arasında birlik oluşturulması, sosyal, kültürel, siyasal sorunlarına çözüm bulunması, ortak tavır alınması ve ortak çatı altında toplanmak hedefleniyor. Kürt konferansı aynı zamanda terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecinde işaret ettiği Ankara, Diyarbakır ve Brüksel’deki konferansların da finali niteliğinde olacak. Gül ve Erdoğan görüştü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı kabul etti. Gül’ün, Başbakan Erdoğan’ı Tarabya Köşkü’ndeki kabulü, yaklaşık 1 saat 15 dakika sürdü. Görüşmenin içeriğine ilişkin bilgi verilmedi. Görüşme sırasında Köşk çevresinde geniş güvenlik önlemi alındığı görüldü. Erdoğan köşkten ayrılmasının ardından Gül, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la biraraya geldi. (Fotoğraf: AA) Çözüm sürecinde ‘siyasi karar’ aşamasında olan AKP’de gözler Kandil’e çevrildi ‘BDP de değişecek’ ERDEM GÜL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, TBMM Genel Kurulu’ndaki torba yasa ile TMMOB’nin ardından Dışişleri’ne de bir operasyon yaptı. AKP’nin dışarıdan büyükelçi ve Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey görevlerine atama yapmasının önündeki yasal engeli kaldıran düzenleme muhalefetin direnişine karşın kabul edildi. Muhalefet düzenlemeyi, “Belediye başkanı ve bakan yardımcısı yapamayacağınız 3 dönemlik vekilleri önce büyükelçi sonra üst düzey bakanlık görevlerine mi atayacaksınız” diye eleştirdi. Torba yasanın TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri devam ediyor. Düzenlemede yer alan ve dışarıdan büyükelçi atanması ve bu büyükelçilerin de daha sonra Dışişleri’nde üst düzey görevlere getirilebilmelerinin yolunu açan madde önceki gece Genel Kurul’da usul tartışmasına neden oldu. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, söz konusu düzenlemenin devlet memurlarıyla ilgili olarak anayasada belirlenen kritere aykırı olduğu gerekçesiyle işleme konulamayacağını ifade etti. Devlet memurlarının ancak “sınavla” mesleğe girebileceklerine dikkat çeken Hamzaçebi, düzenlemenin Devlet Memurları Yasası’nın “büyükelçilik” gibi “istisnai memurluklar” başlıklı maddesine de aykırı olduğunu söyledi. Hamzaçebi, yandaş kardolaşmasına yol açacağına işaret ettiği düzenlemenin, “Başbakan ve arkadaşlarının AKP grubuna mensup milletvekilleri için yurtdışında kadro ihdasını” öngördüğünü söyledi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, muhalefeti dikkate almayınca, CHP ve MHP milletvekilleri sıraların önüne gelerek itirazlarını sürdürdü. Yakut, konuşma sırası gelen CHP’li Osman Korutürk’e söz verdi. Korutürk’ün kürsüye gelmemesi üzerine AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş konuşmaya başladı. Bunu CHP ve MHP’liler sıra kapaklarına vurarak protesto etti. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “İrademi yok saymanız, meşruiyet dışına çıktığınızı gösteriyor. Size kim dayatıyor bilmiyorum ama biz dayatmaları kabul etmeyiz. Kendinizi ne zannediyorsunuz?” diyerek tepki gösterince Yakut bu sözlere gülümsedi. Bunun üzerine Vural, “Gülmeyin, sırıtma makamı değil orası” sözleriyle tepki gösterdi. AKP’liler Vural’ın özür dilemesini isterken Yakut, “Gülüyorum ne yapacaksın?” karşılığını verdi. Uzun süren tartışmaların ardından Genel Kurul, önerge oylanmadan kapandı. Meclis’te protesto Şafak Pavey: Adaylık iddiası gerçek değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, gazeteci Uğur Dündar’ın gündeme getirdiği ve CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacağı iddiasını yalanladı. Pavey, Twitter hesabı üzerinden, dün sabah yaptığı açıklamada, “İBB adayı olduğum haberine gösterilen ilgi ve sevgiye çok teşekkür ediyorum. Komplocuların hastalıklı iştahlarını kestiğim için üzgünüm ancak İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday olduğum haberleri yanlış ve bilgim dışındadır. Kesinlikle aday olmadığımı açıklamak isterim” görüşüne yer verdi. Pavey, ikinci bir mesaj daha atarak, “Komploculardan kimi mi kastediyorum? Elbette yılların gazetecisi Sayın Dündar’ı değil… Ayrıca kendisinin adayı olmaktan onur duydum. Komploculardan, nefes almadan saçmalık döşenen iktidar kalemlerini kastediyorum. İktidarın kalemi olur mu? Başınızı kaldırın göreceksiniz” ifadelerine yer verdi. ANKARA Çözüm süreciyle ilgili başta Abdullah Öcalan olmak üzere PKK ve BDP’den gelen “adım at” çağrılarının artması üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığındaki toplantılarla Meclis’e gelecek paketle ilgili “siyasi karar” aşamasına gelen AKP, bir yandan da PKK’deki yönetim değişikliği üzerinde yoğunlaştı. AKP’de değişimin Öcalan’ın talimatıyla çekilme sürecine uygun olduğu değerlendirmesi yapılıyor. AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ise değişimin BDP ve başka Kürt yapılanmalarına da yansıyacağı yorumlarına dikkat çekti ve “Çözüm süreciyle birlikte sadece genç Kürtlerin değil nitelikli Kürtlerin dağa çıktıklarını” açıkladı. PKK’nin üst yönetiminde yaşanan değişimi çözüm sürecine uygun bulan AKP’de, BDP’nin seslendirdiği çözüm paketi konusundaki çalışmalar hız kazandı. Erdoğan başkanlığında bakanlar ve kurmayların katıldığı üst üste toplantılarda çözüm paketi şekillendirilmeye çalışılıyor. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da dün bazı bakanlar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın katılımıyla toplantı yaptı. Edinilen bilgilere göre, KCK’lilere yönelik TCK ve TMK’de, Kürtlere siyasi hakların açılması yolunda Siyasi Partiler ve Seçim yasalarında değişiklikler içeren genel bir demokratikleşme paketi öngörülüyor. AKP’lilere göre Erdoğan’ın paketin doğrudan “PKK bir adım atıyor, hükümet karşılığını veriyor” şeklinde algılanmasını istemediği için paketin tatilden önce yasalaşması gündemde bulunmuyor. AKP Diyarbakır Milletveki KARAYILAN: ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA ÖNEMLİ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin başına geçen Cemil Bayık ve Besê Hozat ile örgütün askeri kanadı HPG’nin başına getirilen Murat Karayılan, örgütte yapılan yönetim değişikliğinin ardından ANF’ye ortak açıklama yaptı. Açıklamada, değişimin normal olduğu, Abdullah Öcalan’ın yeni bir model geliştirdiği belirtildi. Karayılan, “Şimdi devletin acil atması gereken adımlar var. Önümüzdeki hafta çok önemlidir. Türk devletinin şu anki gibi tavrı devam ederse süreç tıkanır” dedi. Örgüt, doğrudan Abdullah Öcalan’a bağlı olan 6 kişilik Genel Başkanlık Konseyi’nide oluşturdu. Konsey, eş başkanlar Bayık ve Hozat’la birlikte örgütün askeri kanadı olan HPG’nin başına geçen Karayılan, Mustafa Karasu, 6 Mayıs 1996’da Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen bombalı saldırı sırasında Öcalan’ın yanında “Sozdar Avesta” kod adlı Nuriye Kespir ve Elif Pazarcık’tan oluştu. Eşbaşkanlık sistemine geçilirken örgütün tepe yönetimi 3 erkek ve 3 kadından oluştu. PKK’nin diğer iki kurucusu olan Ali Haydar Kaytan ve Duran Kalkan’ın yönetimde yer almaması ise dikkat çekti. li Galip Ensarioğlu, Kandil’deki değişimi Cumhuriyet’e değerlendirdi: Karayılan’ın gitmesi tenzili rütbe değil: Karayılan’ın HPG’nin başına getirilmesi önemli. Çünkü HPG’nin başına gelmek demek silahlı güçleri kontrol etmek demektir. Dolayısıyla tenzili rütbe değildir. Öcalan’ın talimatı: Çözüm sürecinin ve çekilmenin sorunsuz gitmesi için en önemli unsur HPG denilen silahlı yapıdır. Süreci sabote edebilecek en etkin güç bu silahlı güçlerdir. Aynı zamanda çekilecek olan güçler de bunlardır. Karayılan’ın bu güçlerin başına getirilmesi hem sürece yönelik sabotajları önlemeye hem de çekilmenin hızlanmasına yönelik bir gelişmedir. Karayılan’la burası kontrol altına alınıyor. PKK’deki bu değişim doğrudan Öcalan’ın damgasını taşıyor. BDP’de de değişim: PKK’deki değişimin BDP’ye ve PKK ile ilintili tüm yapılanmalara da yansıyacağı yoğun olarak söyleniyor. Tüm yorumlar ve değerlendirmelerde BDP’de de olası bir değişim beklentisi dile getiriliyor. BDP’nin de dönüşeceği, birtakım yapısal değişimlerin orada da olacağı çok söyleniyor. Nitelikli Kürtler dağa çıkıyor: Çözüm sürecinden bu yana dağa çıkışlarda artış olması dikkat çekici. Eskiden asıl olarak gençler dağa çıkardı. Çözüm sürecinden bu yana çıkanların çoğunluğu üniversite mezunu. Yetişkinler dağa çıkıyor yani nitelikli Kürtler. Örgütün dağa çıkanları kabul etmemesi gerekirdi. Ancak biliyoruz ki örgüt dağa çıkanları kabul ediyor. Torba yasanın dünkü görüşmeleri bu maddenin görüşülmesiyle başladı. Muhalefet maddeye itirazını sürdürürken CHP’li Faruk Loğoğlu, düzenlemeyle Dışişleri’nin “arka bahçe” haline getirilmek istendiğini söyledi. MHP’li Sinan Oğan ise “3 dönem kuralına takılan arkadaşlarınızdan vali, belediye başkanı ya da bakan yardımcısı yapamadıklarınızı büyükelçi yapmaya mı çalışıyorsunuz” dedi. Daha sonra düzenleme AKP’lilerin oylarıyla kabul edildi. ‘3 dönemliklere yeni koltuk’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle