15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2013 CUMA 12 İhracat yavaşladı, ithalat arttı; sermaye çıkışı tarihi zirveyi görünce takke düştü kel göründü EKONOMİ [email protected] Doğrudan yabancı yatırımda 2013 için hedeflenen 1520 milyar dolarlık seviyeyi yakalamak zor Enflasyon Tehlikesi Ekonomik açıdan gelişmiş Batılı ülkeler, 2007 krizinden bu yana düşük büyüme hızı, düşük enflasyon, likidite bolluğu olarak özetleyebileceğimiz ekonomik bir süreç içinden geçerken artık ufukta bir de enflasyon tehlikesi belirmiştir. ABD Merkez Bankası Fed’in tahvil alımını kademeli olarak azaltacağı açıklanmasını enflasyon tehlikesine karşı bir önlem olarak yorumlamak yerinde olur. Fed’in para politikası stratejisi örtülü nominal çapa (implicit nominal ancher) olarak nitelendirilmektedir. Örtülü nominal çapa stratejisi, enflasyon hedeflemesinin daha esnek, fakat daha az şeffaf bir çeşitlemesi olarak nitelendirilebilir. Fed, bu strateji çerçevesinde, öngörüleri doğrultusunda, olay daha gerçekleşmeden, zamanında etkili önlem alabilmekte, olayın gerçekleşmesini veya büyümesini önlemeyi, etkilerini azaltmayı amaçlamaktadır. Para politikasının günümüzdeki temel amacı, fiyat istikrarını sağlamak olduğuna göre Fed’in aldığı kararları da bu amaç doğrultusunda değerlendirmek gerekir. Fed, bir enflasyon tehlikesi öngörmüş olmalı ki bu tür önlemlere başvurma gereksinimi duymuş olsun. ABD ekonomisi halen dünyanın en büyük ekonomisi olması, ABD Doları’nın (USD) en yaygın rezerv para olarak tutulması, uluslararası ödeme aracı olarak kullanılması nedeniyle Fed kararları diğer ekonomileri de etkilemekte, spekülatif ataklara, havadan inme kazançlara da yol açmaktadır. Ülkemiz için yakın gelecekte düşük enflasyon, düşük büyüme hızı öngörüsünde bulunulurken şimdi buna bir de enflasyon tehlikesi eklenmiş, TCMB’nin yüzde 5.3’lük enflasyon hedefi, daha genelde enflasyon hedeflemesi stratejisi havada kalmıştır. Ülkede yılın haziran ayında dahi fiyatların yükselmesi, enflasyonun hızlanacağının, hızlanmakta olduğunun bir ön göstergesidir. Hızlı fiyat artışları, özellikle eylül ayından sonra yılın son çeyreğinde yaşanacaktır. Mevsimlik hareket, baz etkisi, TL’nin değer yitirmesinin, faizlerin yükselmesinin zaman aralığı ile etkileri, yılın son çeyreğinde birleşecek hızlı fiyat artışına yol açacaktır. Algılandırma (algı) yönetimi propaganda, övünme, övgü düzme, kapitalist düzenin kurumlarının ayartısı (iğvası), TÜİK’in pembeleştirilmiş tabloları, ekonomik gerçekleri nihayet bir süre saklayabilmekte, özür dilerim, sonunda takke düşmekte, kel tüm çıplaklığı ile görünmektedir. 1980’li yıllarda Özal döneminde de iç ve dış borçlanma ile bir süre, sahte bir başarı, bolluk dönemi yaşanmış; Özalizmin bir sistem olduğu, dünyaca izlenmesi gerektiği filan malum yalakalar, yağdanlıklar tarafından savunulmuştur. İktisat bir bilimse nedensonuç ilişkisi kurulmalıdır. Ne yapıldı da gelecek için ekonomide başarı bekliyoruz? Büyük sanayi yatırımları mı? Dışarıya bağımlılıktan kurtaracak enerji projeleri mi gerçekleştirildi? İç tasarruf oranı mı yükseltildi? İhracat ithalatı karşılayacak düzeye mi geldi? İnsan yaşamının kalitesi, eğitim sistemi mi iyileştirildi? Bütçe dengesi mi sağlandı? İç ve dış borç artışı durdu mu? Kendi yarattığımız kaynaklarla uluslararası rezerv varlıklarımız mı arttı? Gerçekten ne yapıldı da ekonomide başarı kazanacağız. İleriye ümitle bakacağız? Gerçek şu: Türkiye ekonomisi, iktisatçıların stagflasyon dedikleri durgunluk içinde iki haneli enflasyona sürükleniyor. Türkiye’nin 350 milyar USD dış borç, 400 milyar TL’yi aşkın iç borç, ulusal gelirin yüzde 20’sini aşkın hane halkı borcu, dışa bağımlı sanayisi, tüketilmiş kamu kaynakları ile manevra yapması 2000’li yılların başlarına göre çok daha güç. Şeamet tellallığı yapmıyoruz, olabilecekleri öngörmeye çalışıyoruz. Tıpkı Özal döneminde, 1994 ve 2001 krizleri öncesi olduğu gibi. 13 Cari açıkta yeni şok Ekonomi Servisi Türkiye’nin mayıs ayında cari işlemler açığı, 6.6 milyar dolar olan piyasa tahmininin oldukça üzerine çıkarak, 7 milyar 524 milyon doları buldu. Merkez Bankası’nın (TCMB) dün açıkladığı ödemeler dengesi verilerine göre yıllık bazda cari işlemler açığı da 53 milyar 595 milyon dolara çıktı. Bu rakam nisan verisinin 2.2 milyar dolar üzerinde. Veriler cari açığın sürekli artan bir ivme ile büyümekte olduğunu gösteriyor. 31 milyar 920 milyon doları bulan 2013 yılı ocakmayıs dönemi cari işlemler açığında bir önceki yılın aynı dönemine göre tam Mayıs ayına ilişkin ödemeler dengesi verileri moral bozdu. Enerji dışı cari denge bile uzun zamandır ilk kez açık verdi. Aylık sermaye çıkışı rekora yaklaştı. Tek olumlu kalem turizm gelirleri, o da “Gezi” sonrası bozulmaya aday. 5 milyar 847 milyon dolarlık artış görünüyor. Cari işlemler açığının artmasında iki neden öne çıkıyor; birincisi, ilk 5 ayda 33 milyar 811 milyon dolara yükselen dış ticaret açığı hızla büyüyor. İkincisi, mayıs ayında “kâr transferleri” olarak 1 milyar 553 milyon dolarlık sermaye çıkışı görünüyor. Bu, 2.1 milyar doları bulan Aralık 1991’deki sermaye çıkışından sonraki en yüksek tarihi nokta. Bir ara ihracatı şişiren kalem olan altında da ilk 5 ayda net 5.2 milyar dolarlık ithalat fazlası var. Önceki iki ayda ortalama 10 milyar dolar olan kısa vadeli kaynak girişi 1.8 milyara düşmüş durumda, porföy yatırımları ve sermaye çıkışı gelenden yüksek. Daha da kötüsü, altı aydır pozitif seyreden enerji dışı cari dengenin ilk defa mayısta 2.3 milyar dolarlık açık vermesi. Tek olumlu kalem, 5 ayda 1.7 milyar dolarlık artışla 8.3 milyarı bulan turizm gelirleri. O da Gezi protestolarının ardından haziran ayı verilerine nasıl yansıyacak belli değil. Cari açıktaki sıkıntılı durum Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın demecine de yansıdı; Bakan bu durumu, “Açık bu sene 2012’den yüksek olacak ama bu bir trend değişimi anlamına gelmiyor. Altın ithalatındaki artış geçici. Türkiye’nin biraz sabırlı olması gerekiyor. Uzun vadede kontrollü bir şekilde açık aşağı inecek” şeklinde yorumladı. Yabancıda tık yok Uluslararası Yatırımcılar Derneği Genel Sekreteri Özlem Özyiğit’e göre son çeyrekte büyük hacimli işlemler, özelleştirmeler gerçekleşmezse Türkiye yabancı yatırım çekmede hedeflediği rakamı tutturamayacak. Ekonomi Servisi Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Genel Sekreteri Özlem Özyiğit, Türkiye’ye yönelik doğrudan yabancı yatırımlarda (FDI), global koşulların etkisiyle 2013 için hedeflenen 1520 milyar dolarlık seviyeye ulaşmanın zor göründüğünü söyledi. Reuters’a konuşan Özyiğit, “İlk beş aylık gerçekleşmeye bakılınca 1520 milyar dolarlık hedefe ulaşmak zor. Hedefimizi resmi olarak revize etmesek de son çeyrekte büyük montanlı birkaç işlem gerçekleşirse geçen yılki 12.4 milyar dolar seviyelerini yakalayabiliriz” dedi. YASED, Türkiye’nin kredi notundaki artışın getireceği iyimserliğin de etkisiyle, 2013 için 1520 milyar dolarlık FDI girişi beklediğini açıklamıştı. Ocakmayıs döneminde yurtdışında yerleşik kişilerin yurtiçinde yaptıkları net yatırımlar, bir önceki yılın ilk beş ayına göre yaklaşık yüzde 35 düşüşle 4.22 milyar dolar olarak gerçekleşti. İlk beş ayda FDI’da gözlenen gerilemenin ABD’deki büyümenin yavaşlamasının yanı sıra, AB’deki finansal ortamdan kaynaklandığını belirten Özyiğit; Gezi Parkı olaylarının ise kısa vadeli olduğunu ve yabancı yatırımcı açısından uzun vadede etkisinin olacağını düşünmediğini söyledi. Özyiğit, özellikle Milli Piyango ve elektrik üretimi başta olmak üzere, özelleştirme planlarının son çeyrekte FDI piyasasını hareketlendirebileceğini belirtti. U dönüşü Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke işsizliğin halen yüksek olduğunu, enflasyonun ise Fed’in hedefinin altında kaldığını belirterek Fed’in politikalarının devamına ihtiyaç bulunduğunu vurguladı. Massachusetts’in Cambridge kentinde konuşan Bernanke, “Verilmek istenen mesaj gevşeme... yüksek düzeyde gevşek bir politika öngörülebilir gelecekte gerekli” dedi. Faiz oranlarının uzun süre düşük kalacağını, işsizlik için belirlenen yüzde 6.5 eşiğine ulaşılsa bile faizlerin otomatik olarak yükseltilmeyeceğini dile getiren Bernanke, haftalardır diken üstünde duran piyasaları da rahatlatmış oldu. Biraz dişinizi sıkın Belediyenin inşa ettiği yat limanları özelleştiriliyor ÖZLEM GÜVEMLİ YASED’in Koza’sı 660 öğrenciye ulaştı Ekonomi Servisi Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) üniversite öğrencilerini, iş hayatıyla tanıştırmak ve kariyerlerini yönlendirmelerine yardımcı olmak amacıyla vizyon kazandırmak üzere hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi Koza kapsamında bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 33 ilden toplam 500 üniversite öğrencisine YASED üyesi uluslararası şirketlerde staj yapma hakkı sağlandı. Projeye bu yıl 160 öğrenci daha katıldı. Koza Projesi’nin 5. yılı dolayısıyla düzenlenen tören YASED Yönetim Kurulu Başkanı Serpil Timuray, Endeavor Türkiye Başkanı Murat Özyeğin, YASED üyesi şirketlerin temsilcilerinin yanı sıra, bu yılki stajyerlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Timuray, açılışta yaptığı konuşmada, küresel ekonomide yer edinmek isteyen gelişmekte olan ülkeler için nitelikli işgücünün büyük önem taşıdığını vurgulayarak “İstihdam konusu, uluslararası doğrudan sermayenin bir ülkeyi tercih etmesindeki temel kriterlerden biridir. Pek çok uluslararası şirketin Türkiye’ye yönelmesinde hatta ülkemizi bölgesel üs olarak ilan etmelerinde, sahip olduğumuz kaliteli işgücünün katkısı yadsınamaz” dedi. İstihdama odaklandı Diğer yandan Fed’in haziran ayı toplantı tutanaklarına göre banka, varlık alımını azaltmadan önce istihdamda daha ciddi iyileşme görmek istiyor. Tutanaklar, Fed yetkililerinden yarısı kadarının yürütülen tahvil alım programının bu yıl sonuna kadar durdurulmasını uygun gördüklerini, pek çoğunun ise para politikası sıkılaştırılmaya başlamadan önce istihdam piyasasının toparlandığına dair güçlü kanıtlar görmek istediklerini gösteriyor. Fed Başkanı Ben Bernanke, haziran toplantısının ardından yaptığı konuşmada merkez bankasının tahvil alım miktarını büyük olasılıkla yıl sonuna kadar azaltacağını ve tahvil alımlarıyla piyasaya sağlanan desteğin 2014 ortasına kadar sonlandırılmasının öngörüldüğünü ifade etmişti. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, Bernanke’nin bu mesajını “tarihi hata” olarak değerlendirdi. Krugman, ABD ekonomisinin hâlâ yardıma ihtiyaç duyduğunun da altını çizdi. rulu, FenerbahçeKalamış Yat Limanı’nı da kapsayan özelleştirme kapsam ve programınFenerbehçe ve Kalamış yat limanları birleş daki Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye tirilip alanı büyütülerek özelleştiriliyor. Özel ait toplam 436 bin 263 metrekarelik alan leştirme Yüksek Kurulu tarafından onayla için 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım nan Türkiye’nin en büyük kapasiteli marina İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçsının imar planlarında karada turizm, ticaret lı Uygulama İmar Planı’nı onayladı. Planlar alanları, teknik ve idari hizmet alanı için 35 askıya çıkarılarak bilgi için Kadıköy ve İsbin 978 metrekare inşaat alanı ayrıldı. Pla tanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gönderildi. na itiraz eden Kadıköy Belediyesi, itirazları 2011’de 341 bin metrekare olan özelleştirideğerlendirilmezse dava açacak. lecek alan, iskele de dahil edilerek 436 bin Kadıköy’deki iki yat limanı 19841988 metrekareye çıkarıldı. Birleştirilerek genişarasında masrafları tamamen ilçe belediye leyen marinanın kapasitesi 1200’den, 2 sinin bütçesinden karşılanarak yabin yata kadar çıkacak. pıldı. 1988’de işletme ihaleKadıköy Belediye Başkanı SeÖzelleştirme si TEKART Turizm ve lami Öztürk, bu plana göre FeYüksek Kurulu Tic. AŞ tarafından alınnerbahçe ve Kalamış yat litarafından onaylanan dı, daha sonra bu şirmanlarının birleştirilerek ket satılarak Koç HolKurbağalıdere’ye doğTürkiye’nin en büyük ding bünyesine daru uzatıldığını kaydetti. kapasiteli marinasının hil edildi. MarinaÖztürk planın Kalamış imar planlarında karada ların işletmesi buParkı’nı, Fenerbahçe yagüne kadar SETUR rımadasını ve ordueviturizm, ticaret alanları, tarafından gerçekni kapsamadığının altıteknik ve idari hizmet leştirildi. Bu süreç nı çizdi. içerisinde Kadıköy alanı için 35 bin 978 Fenerbahçe yarımametrekare Belediyesi’nin Madasının doğu tarafınliye Bakanlığı ile yedaki koya yeni bir yat inşaat alanı ni bir ihalenin yapılalimanı yapılmasına ayrıldı. bilmesi için birlikte hadair belediyeden göreket edilmesi yönünde tarüş istendiğini belepleri kabul görmedi. Belirten Öztürk “inlediye kendi yaptığı marişaatın uygun olnanın işletilmesi noktasınmadığı” yönünda dışlandı. Son olarak da de yanıt verildiÖzelleştirme Yüksek Kuğini de ifade etti. 24 saat nöbette İstanbul Haber Servisi Grevdeki Türk Hava Yolları (THY) işçileri, iş mahkemesi tarafından verilen “greve çıkan işçilerin yerine başka işçi çalıştırılamayacağı” kararının bir an önce uygulanması için “THY Genel Müdürlüğü önünden 24 saat ayrılmama eylemi” başlattı. Havaİş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, THY’yi mahkeme kararına uymaya çağırarak, “THY’yi bir kez daha sendikal hakları tanıyarak masaya oturmaya, toplu iş sözleşmesini imzalamaya davet ediyoruz” dedi. Şu anda 1350 THY çalışanının grevde olduğunu bildiren Ayçin, THY yönetiminin grev kırıcı tavrını sürdürdüğünü söyledi. THY’nin grevde olan THY işçilerinin yerine başka işçiler çalıştırması üzerine Havaİş’in mahkemeye başvurusuyla geçen pazartesi yapılan duruşmada İstanbul 5. İstanbul İş Mahkemesi tarafından “greve çıkan işçilerin yerine başka işçi çalıştırılamayacağı” kararı verilmişti. THY grevcileri tistik Ekonomi Servisi Türkiye İsta sağlık ılda ir y n b , so öre e g erin Kurumu veril 49.88 ı 11 rtış hizmetlerindeki toplam fiyat a an r al e ye tind epe n s syo lirayı buldu. Enfla a lam orta tışı t ar fiya de etin izm 10 sağlık h ık ağl n s ala yer yüzde 59’a ulaştı. Sepette fiyatı 1952.34 hizmetlerinin Haziran 2012’deki ıktı. liradan 3 bin 102.2 liraya ç boratuvar Haziran 2012’de 4.74 lira olan la . Ultrason ıktı ya ç lira .24 ıl 15 u y tahlil ücreti b .53 liraya 105 dan ücreti ise bir yılda 44.36 lira llık artış 1 yı eki tind cre u ü yükseldi. Diş dolg ast ı. H aların fiyatlara 46.53 lira olarak yansıd röntgen lan n o rde en sık yaptırdığı işlemle rtışla 38.43 çekiminde de ücret, 21.42 liralık a yüzde 96, reti liraya çıktı. Normal doğum üc eldi. Hastane sezaryen ücreti yüzde 32 yüks ti yüzde 110, cre R ü 6, M e 11 üzd yatak ücreti y eliyat ücreti am diş çekme ücreti yüzde 105 ve rttı. 27 a de yüz Sağlıkta fiyatlar uçtu BDDK’nin adımı yatırımcıyı kaçırabilir Ekonomi Servisi ABD’li Financial Times (FT) gazetesi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) döviz piyasasında gerçekleşen işlemlerle ilgili başlattığı incelemenin yabancı yatırımcıları Türkiye’den soğutabileceğini yazdı. Gazetenin, uzmanların yorumlarına yer verdiği haberde şunlara dikkat çekildi: * BDDK olağan olduğunu söylese de piyasalar, kimin ne kadar lira sattığına bakacak incelemenin fazla detaylı olduğuna inanıyor. * Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) protestolar sırasında kur ve faizlerde görüldüğünü söylediği aşırı dalgalanmalarda borsa manipülasyonu olup olmadığına bakacak bir inceleme başlatmıştı. SPK ve BDDK her ne kadar bağımsız olsa da 31 Mayıs’ta patlak veren protestoların ardından Başbakan Tayyip Erdoğan’ın spekülatörlerin ‘ümüğünü sıkacaklarını’ söyleyip protestolardan gizli bir ‘faiz lobisini’ sorumlu tutmasıyla inceleme başlattılar. * Erdoğan’ın bu hafta başdanışmanı olarak seçtiği Yiğit Bulut da bir faiz lobisinin Türkiye’ye karşı gizli planlar yaptığı düşüncesinin savunucusu. * Uluslararası finansın kalbinin attığı yer olmaya çalışan bir ülkenin bu tür sözler sarf etmesi, bankaları ve simsarları araştırması, amacına zarar verebilir. Şu anda kısa dönemli gelirlerle finanse edilen Türkiye’nin büyük cari hesap açığının kapatılabilmesi için faiz oranlarını yükseltmekten başka çaresi yok. Praktiker iflas etti Almanya’da yapı market firması Praktiker iflas başvurusunda bulundu. Şirketten yapılan açıklamada, son yıllarda ödeme dengelerinde meydana gelen sorunlar, aşırı borçlanma ve ödeme yetersizliği nedeniyle iflas başvurusunda bulunulduğu açıklandı. Praktiker’in 9 ülkede 18 bin çalışanı olduğu, bunların 7 bininin Almanya dışında çalıştığı ifade edildi. Praktiker’in Almanya içinde 300 şubesi olduğu, Almanya dışında da 130 şubesi daha bulunduğu belirtildi. Praktiker’in Türkiye’de de 9 mağazası bulunuyor. Piyasalar rahatladı Bernanke’nin gevşek para politikasının süreceğini söylemesinin ardından ABD borsaları yükseldi, ABD hazine tahvillerinin fiyatı gerilerken dolar sert değer yitirdi. Asya borsaları ise son üç haftanın en yüksek seviyesine çıktı. Avro/ dolar paritesi 1.32’yi aşarken, dolar/TL 1.92’nin altını gördü. Ancak Merkez Bankası’nın dün normal gün uygulamasına geçip repo ihaleleri açması sonucu yeniden yükseldi. Serbest piyasada dolar 1.9530 TL’den kapandı. Piyasada altın kıtlığı Altın 1290 doları geçerek iki buçuk haftanın zirvesine ulaştı. Diğer yandan içeride altın, Darphane grevinin de etkisiyle karaborsaya düştü. Balıkesir Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı İrfan Günsay, altının gramı 88 lira iken 152 lira olan çeyrek altının tabela fiyatının, bugün gramı 78 liraya düşmesine rağmen aynı olduğunu belirterek, “Şu anda 135 liradan satılması gerekirken 152 liraya çıkan çeyrek altın, karaborsa oldu” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle