23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Aç Kapa Tiyatrosu İç politika kolay, dış politika zor zanaat! İçeride coptur, gazdır, mitingdir, milli iradedir idare edip gidiyorsunuz. Ortada ölümler olsa da “Eline taş değdi, ne yapsın kendini savunmasın mı?” deyip durumu kurtarmak bile mümkün. Dışarısı farklı, orada aba da var, beysbol sopası da. Bu nedenle hükümetler eski alışkanlıklarla içeriden değil, dışarıdan ürkerler daha çok. Bugün medyada hayat memat meselesi gibi sunulan konular da aslında işin sopa kısmından başka bir şey değildir; “çok ileri gittin, şu durumları bir düzelt” ayarıdır. Konunun takdiminde Avrupa liderleri insan hakları ihlallerini öne sürüyor gibi görünseler de asıl olan, “Türkiye’nin kaybedilmemesi”dir. Son tartışmanın özü, kısası şöyledir: AB Türkiye’yi üçüncü halka tabir edilen bölgeye yerleştirmek istiyor. İlişkileri, aynı canlılıkla tutarak, yani Türkiye’nin, “istikrarlı bir alıcı, denetlenebilir bir satıcı, bir turizm bölgesi” konumunu koruyarak sürdürmekten yana. Bölgede ABD ile birlikte NATO kapsamında işe yarar askeri güç olarak övgülere boğmak, fakat zaten epeyce karışık olan, yanlışlığı çoktan anlaşılmış politikalar nedeniyle epeyce şişmiş olan AB’ye almamaktır. Zaten içeride de “çok halkalı düzenlemeler” gündemdedir. Peki bu tiyatro ne? HHH Tiyatro bir zamanlar AKP’nin konfetili, havai fişekli büyük bayramlarla kutladığı “müzakere tiyatrosu”dur. Türkiye’nin AB üyesi olması için müzakerelerin tamamlanması ve işin siyasi olarak konuşulacağı aşamaya gelinmesi gerekiyor. Müzakereler ise tembel bir kaplumbağanın hızıyla ilerlemekte, maddeler açılamamakta, açılan kapanamamaktadır. Bugüne kadar 35 başlığın en önemlilerinden 8’i Kıbrıs, 5’i de Fransa’nın vetosu nedeniyle askıya alınmış, 12 başlık açılmış, yalnızca “Bilim ve Araştırma” faslı geçici olarak kapatılmıştır. Şimdiki tartışma konusu “Bölgesel İlişkiler” maddesidir ve uzun görüşmelerden sonra açılır gibi yapılmasına karar verilmiş, kararın onaylanması ise yıl sonuna ertelenmiştir. Zaten açılmış olsa bile kapanamayacaktır. AB kodamanlarının Türkiye’deki durumu AKP’nin baskıcı politikalarını göstererek “sizde demokrasi sorunları var; bu nedenle açamıyoruz, kapatamıyoruz” söyleminin inandırıcı bir tarafı yoktur. Türkiye’de demokrasi olmuş olmamış umurlarında bile değildir. Gezi Parkı olaylarını ciddiye alan, baskıları protesto edenler, Avrupa’da sokaklara çıkan, hükümetler üzerinde belli bir etkisi bulunan, onları sıkıştıran sivil toplum güçleridir. HHH Büyük bir mesele gibi sunulan bu açma kapama tiyatrosunda “eyvah kıyamet mi kopuyor!” denilecek bir durum yoktur. Bir tür danışıklı dövüşten bile söz edilebilir: AB ile ilişkileri soğutmak isteyen, “IMF’yi bile dize getirmiş” pehlivan, “üç hilalli Osmanlı bayrağı” ile seçime doğru ilerlemekte, “küffara karşı aslanlar gibi direnen kahraman” imajıyla bir kere daha seçim kazanmayı hedeflemektedir. Türkiye’nin ABD ve AB ile ilişkilerindeki tatsızlıklarından muhalefete pay çıkmaz. Tam tersine durumu açıklıkla görebilme fırsatı çıkar ki, görebilirse muhalefet için bundan büyük devlet olmaz. Türk dış politikası hep Batı merkezlidir. Bu durum son on yılda da değişmiş, bundan sonra da köklü bir değişiklik olmazsa değişecek değildir. Köklü değişiklik, muhalefet güçleri uygun politikalar geliştirebilir, özgürlüklerin kapısına açacak, sokağı dikkate alan bir demokratikleşme mücadelesi yürütürlerse gerçekleşebilir. Ama her şeyden önce değişimin sırrını çözmek gerekiyor. Gezi Parkı olaylarında öldürülen Ethem Sarısülük için Alpay’ın yaktığı ağıtta gizlidir o gerçek. Şöyle diyordu Alpay: “Tamam tamam ben yenildim, siz yendiniz / ama ben kazandım, siz kaybettiniz.” Bu bir paradoks değildir, böyledir değişimin diyalektiği. DİSK, KESK, İstanbul Tabip Odası ve TMMOB İstanbul İl Koordinasyonu’nun çağrısı üzerine bir araya gelen yurttaşlar, Ethem Sarısülük’ün vurularak yere düşüş anını temsilen 5 dakika boyunca yere uzanan gruptakiler, “Katil devlet hesap verecek”, “Ethem’in katili AKP’nin polisi” sloganları attı, hükümeti istifaya çağırdı. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) Taksim’de binlerce kişi Ethem Sarısülük’ü vuran polisin serbest bırakılmasını protesto etti Hepsi Ethem oldu ALİ AÇAR Sendikalar adına basın açıklamasını KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Barış Uluocak yaptı. Ethem Sarısülük’ü vuran polis memurunun meşru müdafaa gerekçesiyle serbest bırakılmasının hukuk faciası olduğunu belirten Uluocak, “Ethem’in cenazesinde yaşanan şiddet olayları henüz hafızalardan silinmemişken, ölümüne yol açan polis memurunun serbest bırakılması bu ülkede hukuk olmadığını bir kez daha gösterdi. Şunu bilsinler ki Ethem’in, Abdullah’ın mücadelesini sürdüreceğiz, bu cinayetlerin sorumlularının peşini bırakmayacağız” diye konuştu. Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük de kardeşinin katili polis memurunun serbest bırakılmasının sürpriz olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Karar bizim açımızdan sürpriz olmadı. Yıllarca insan hakları dersi veren AKP’nin söylemlerinin ne kadar boş olduğu ortaya çıktı. Hâlâ polisi koruyan, onlara ‘destan yazdınız’ diyen bir anlayış hâkim. Bu ülkede polisin işlediği suçlar her zaman kapatıldı ve halen polisler korunup kollanmakta.” Konuşmanın ardından bir grup ellerinde “sarılmak serbest” yazılı dövizlerle polisin yanına gitti. Çevik kuvvet polislerinin karşılık vermemesi üzerine gruptakiler “yuh” sesleri ile protesto etti. Bunun üzerine Emniyet amirlerinden biri gelip göstericilerin uzattığı çiçeği alarak gruptakilerle sarıldı. Kitle içinden “Acınız acımızdır, komiser Mustafa Sarı ölümsüzdür” yazılı pankart açıldığı da görüldü. ‘Bu ülkede hukuk yok’ ‘Polis yargılanana ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ethem Sarısülük’ü tek kurşunla öldüren polis memurunun mahkeme tarafından serbest bırakılması Kızılay Meydanı’nda protesto edildi. Kızılay’da dün akşam saatlerinde buluşan çok sayıda yurttaş, Ethem Sarısülük’ün vurulduğu noktaya karanfiller bıraktı, mumlar yaktı. Cem ve İkrar Sarısülük de kardeşi Ethem’in vurulduğu yerdeki anmaya katıldı. Ethem’i anmak, onu vuran polisin serbest bırakılmasını ise protesto etmek için yapılan etkinlikte, CHP milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Levent Gök, İlhan Cihaner, Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, BDP’li vekiller Sebahat Tuncel ile Levent Tüzel de yer aldı. Meydandaki Güven Anıtı’nın önünde toplanan yaklaşık 3 bin kişi, sloganlarla Ethem’in katil zanlısı polisin serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Burada toplanan kalabalığa konuşan İkrar Sarısülük, bu ülkede yargı olmadığı için hukukun yerin altında olduğunu belirterek “Ethem’in katili yargılanana kadar sokakta olacağız. Sizden her zaman bizim yanımızda olmanızı istiyoruz” dedi. Ailenin avukatı Kazım Bayraktar, polisin serbest bırakılması kararıyla Ethem’in ikinci kez öldürüldüğünü söylerken, “Bu yargı halkın vicdanına saygısızlık yapmıştır” diye konuştu. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Dikmen’de cumartesi gecesi yapılan müdahalenin ardından önceki gece yine binlerce yurttaş yürüyüş düzenledi. Ancak grubun önü 3 TOMA ve 2 Akrep’le barikat oluşturan çevik kuvvet tarafından kesildi. Polis amiri gruba ses aracından dağılmaları yönünde uyarı yapmaya başlarken, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç geldi. Genç’ten grubun dağılması için kendilerine yardımcı olmasını isteyen polis amiri, “Yolu trafiğe kapatıyorlar. Yürüyüşten rahatsız olan vatandaşlar var” dedi. Bunun üzerine Genç, “Bırakın yurttaşlar yürüsün. Ne var bunda? Ülkede sokağa çıkma yasağı mı var?” karşılığını verdi. Polis müdahaleye hazırlanırken, İçişileri Bakanı Muammer Güler’i arayan Genç, Güler’e “Polis çekilirse, aşağıya da gitmeyiz diyorlar. Polis çekilsin. Arbede olmayacak” dedi. Bunun üzerine ilk önce çevik kuvvet polisleri ardından da TOMA ve Akrepler polisevine doğru çekilmeye başladı. Kısa süre oturma eylemi yapan grup da sonrasında Dikmen’e döndü. Bu arada cumartesi gecesi 13 yaşındaki Alperen A’nın gözaltına alınması TBMM gündemine taşındı. CHP’li Aylin Nazlıaka, Başbakan Tayyip Erdoğan’a Alperen A’nın neden gözaltına alındığı ve ne kadar gözaltında tutulduğunu sordu. dek sokaktayız’ Görevlerinin Ethem’in ailesini yalnız bırakmamak olduğunu kaydeden BDP’li Sebahat Tuncel ise “Ethem demokrasi mücadelemizde bir şehittir. Gezi Direnişi, Türkiye siyasi tarihinde yeni bir dönemin başlamasıdır. Halkımız bir gün mutlaka demokrasi ve özgürlüğe kavuşacaktır” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya da “Dün Uludere’de 34 yurttaşın katledilmesi emrini verenler ile Hatay’da Abdullah’ın, Ankara’da Ethem’i nvurulması emrini verenler aynı kişilerdir. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi bedeller ödense de kazanılacaktır” dedi. Erdoğan’ın milli iradeye saygı mitingleri düzenlediğini anımsatan Akkaya, “Milli iradeye saygı diyenler, Silivri’de tutuklu olan milli iradeyi görmüyor” ifadesini kullandı. Protesto sürerken, çevrede polisin olmadığı görüldü. Bir polis helikopteri havadan gösteriyi izledi. Protestonun ardından düzenlenen forumda ise yurttaşlar adalet sistemi üzerine konuştu. Dikmen’de ise Ethem Sarısülük’ün katil zanlısı polisin serbest bırakılmasını protesto eden gruba polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. ‘Bir gün mutlaka...’ ‘Karar sürpriz değil’ Göstericiler polise sarıldı ‘Hukuk yerin altında’ ‘Alperen’ sorusu Fotoğraf: ALİCAN ULUDAĞ Taksim Gezi Parkı’na polis müdahalesini protesto etmak amacıyla Ankara’da yapılan gösteriler sırasında Ethem Sarısülük’ü silahıyla vurarak ölümüne neden olan polis memuru Ahmet Şahbaz’ın serbest bırakılması Taksim’de binlerce kişinin katılımıyla protesto edildi. Sarısülük’ün vurularak yere düşüş anını temsilen 5 dakika boyunca yere uzanan gruptakiler, “Katil devlet hesap verecek”, “Ethem’in katili AKP’nin polisi” sloganları attı, hükümeti istifaya çağırdı. DİSK, KESK, İstanbul Tabip Odası ve TMMOB İstanbul İl Koordinasyonu tarafından Ethem Sarısülük’ü vuran polis memurunun serbest bırakılmasını protesto etmek amacıyla yaptığı Taksim’de eylem çağrısına birlerci kişi katıldı. Polisin Cumhuriyet Anıtı ve Gezi Parkı karşısındaki alanı kapatarak yoğun güvenlik önlemi aldığı Taksim’de yurttaşların metroya girişine bir süre izin verilmedi. Yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşunun ardından eylemciler, Sarısülük’ün vurulduğu sırada yere düşüş anını temsilen 5 dakikalık yerde yatma eylemi yaptı. Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük de yere yatarak protestoyas katıldı. ‘Bırakın yurttaş yürüsün’ ‘Katillerin destanı olmaz’ İzmir’de sessiz protesto İzmir’de Göztepe ve Konak’tan yürüyüşe geçen grup, sloganlar atmayarak “sessiz” bir şekilde Gündoğdu’da buluştu. Burada forum düzenleyen grup, yaptıkları sessiz eylemin ardından dağıldı. Antalya’da, dün akşam saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kalabalık bir grup, protestoda bulundu. Slogan atarak basın açıklaması okuyan grup, daha sonra dağıldı. Sarısülük’ü öldüren polis memurunun serbest bırakılması Bursa’da da protesto edildi. Sosyal medyadan yapılan çağrı üzerine dün akşam saatlerinde Atatürk Caddesi’nde toplanmaya başlayan grup, “Ethem’in katili AKP’nin polisi”, “AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı. Grup daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aralarında şair Ahmet Telli, fotoğraf sanatçısı Mehmet Özer, yazar Temel Demirer, Doç. Dr. Sibel Özbudun’un da bulunduğu Ankara Aydın Sanatçı Girişimi üyesi sanatçılar, müzisyen Kazım Koyuncu’nun ölümünün 8. yıldönümü nedeniyle Koyuncu’yu ve Ankara’daki Gezi Parkı eylemleri sırasında polis kurşunuyla başından vurularak yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ü andılar. Sarısülük’ü vuran polisin serbest bırakılmasını da eleştiren Telli, “Bir katilin Ethem’in öldüğü bu yerden elini kolunu sallayarak geçip gideceğini görmek kahrediyor bizi. Ama bilelim ki katillerin ve onlara kol kanat gerenlerin destanı olmaz. Destanı ancak halk direnişi, halk mücadelesi yaratır.” (Fotoğraf: ALİCAN ULUDAĞ) 1 milyon dolarlık tazminat Orantısız gücün bedeli ağır oldu OAKLAND (AA) ABD’nin Oakland kenti, polisin göstericilere orantısız güç kullandığı gerekçesiyle açılan davanın kapanması için yaklaşık bir milyon dolar ödemeyi kabul etti. Ulusal Avukatlar Birliği’nin, polisin Kasım 2010’daki protestolar sırasında “Oakland’ı İşgal Et” göstericilerine orantısız güç uyguladığı gerekçesiyle açtığı davada ön uzlaşma sağlandı. Oakland şehri, polisin 150 eylemciyi gözaltına alırken “insanlık dışı” yöntemler kullandığı belirtilen davanın kapanması için yaklaşık bir milyon dolar ödemeyi kabul etti. New York’taki Zocotti Park’ta başlayan “Wall Street’i İşgal Et” eylemlerine benzer şekilde düzenlenen “Oakland’ı İşgal Et” protestoları sırasında polis, göstericilere sert müdahalede bulunmuştu. New York kenti de daha önce bir şehir mahkemesi tarafından eylemcilere yapılan müdahalelerle ilgili olarak 360 bin dolar ödemeye mahkum edilmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle