16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 HAZİRAN 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ’NDE BUGÜN 17 Bir Türkiye Kültür Servisi Dünyanın belli başlı tüm salonlarında seçkin sanatçılarla konserler veren Amsterdam Sinfonietta ile klasik müziğin yükselen yıldızı Sol Gabetta, Letonyalı besteci Peteris Vasks festivalde buluşuyor. Bugün saat 20.00’de Aya İrini’de gerçekleşecek konserde Peteris Vasks’ın İstanbul Müzik Festivali ile Amsterdam Sinfonietta, Amsterdam Viyolonsel Bienali ve Toronto Senfoni Orkestrası’nın ortak siparişi üzerine bestelediği viyolonsel konçertosu “Klabutne”nin Türkiye prömiyerini, bestecinin başka eserlerini de tüm dünyada dinleyicilere tanıtan viyolonselci Sol Gabetta yapacak. Tutkulu yorumları ve karizmatik kişiliğiyle Gabetta’nın bugüne kadar konuk olduğu orkestralar arasında İngiliz Kraliyet Filarmoni, Münih Filarmoni, Viyana Senfoni ve St. Petersburg Senfoni; birlikte çaldığı şefler arasında ise Slatkin, Gergiev, Järvi, Pletnev, Eschenbach ve Dutoit yer alıyor. Konserde ayrıca Amsterdam Sinfonietta, Erich Wolfgang Korngold’un “Yaylı prömiyeri daha Çalgılar Orkestrası İçin Senfonik Serenat”ından 3. bölümü, Ernst Bloc’un “From Jewish Life” adlı eserini ve Mozart’ın “40. Senfoni”sini seslendirecek. Konsere Doğru söyleşileri kapsamında ise bugün Aya İrini Müzesi’nin iç avlusunda Feyzi Erçin’in moderatörlüğünde Sol Gabetta ile yakın işbirliği içinde olduğu besteci Peteris Vasks’ın müziği üzerine İngilizce bir söyleşi de ya pılacak. Sanatçılar sertleşmenin, hoyratlığın karşısında ‘duran’lardır 41. İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ İstanbul’da ‘Yok Zamanlar’ ZEYNEP ALTAY Sanat insanın içinde var olduğu dünyaya armağanıdır. Mağara duvarlarına çizilmiş resimlerden bu yana insan, yalnız yaşarken değil, ölümün ötesinde de başka insanlara sesini duyurabilmek için yaratmıştır sanatı. Saz ozanı çalıp söylemiş, oyuncu binbir kimliğe bürünmüş, yontucu taşa can vermiş, çömlekler dansçıların devinimiyle bezenmiştir. Sanat yaşamın ve barışın göstergesidir. Şiddet ve zulüm insanlığı ne denli alçaltırsa, sanat o denli yüceltir. Antigone’nin, devlet erkini ele geçirme/elde tutma adına birbirine düşman olmuş iki erkek kardeşini yitirdiği Tebai kentinde toprağa verilmesi devletçe yasaklanan ağabeyini “gömebilmek” için ortaya koyduğu direniş, insanca bir ortak paydayı yakalama çabasıdır. İnsanın daha iyiye, daha güzele ulaşmasını hedefliyorsa hiç kuşkusuz direniş de sanatın amacıdır. Sofokles oyununun kadın başkişisine bu nedenle “trajik kahraman” olma ayrıcalığı tanımıştır. Sanatta direniş örnekleri saymakla bitmez. Picasso’nun, İspanya İç Savaşı’nda Guernica kentinin İtalyan ve Alman uçaklarınca bombalanışının ardından yaptığı “Guernica” (1937) tablosu “insanın insana ettiği”ni, günümüze taşıyan yaman bir uyarı gücü oluşturmuştur. Roman Polanski’nin yönetti Barış için sanat ği “Piyanist” (2002) filminde, II. ği içinde “özgürce soluk alıp verDünya Savaşı ortamında Nazilerme” hakkı için direnişinde de sace sanatından kopartılan Polonyanat ön düzeydedir. Sanatçılar gençlı Yahudi piyanist Wladylerin yanındadır. Profesyoslaw Szpilman’ın, ninel/amatör küçük müzik ce acılardan sonra, toplulukları, dansçıu Sanat, günlerdir terk edilmiş bir evlar, ressamlar, kade gördüğü piyarikatüristler, BoTaksim’de ve ülkedeki pek nonun tuşlarınğaziçi Üniverçok alanda, toplumsal ve özel da müzikle ve sitesi Caz Koyaşama pratiği içinde ‘özgürce yaşamla onca rosu, Borubaskıya ve zulsan Filarmoni soluk alıp verme’ hakkı için me inat yeniden Orkestrası’nın direnişin ön saflarında yer buluştuğu sahbir grup üyealıyor. ne unutulabilir mi? si, Alman piyanist 1992’de kuşatılan Mortello; “gergin Saraybosna’da barışın gidişata son verilmesimgesi, kentin yıkıntıya dösi” için Cumhurbaşkanı’na nüşmüş alanlarında düzenli olarak bir anne ve babaanne olduğunu çellosunu konuşturan özellikle de da belirterek mektup yazan, piyaAlbinoni’nin sol minör adagio’suno ustası büyük sanatçımız Gülsin nu çalan müzisyenbesteci VedOnay; dahası, şiir seslendiren, çevran Smialovic değil midir? Ya 20. relerindekine kitap okuyan Okan yüzyılın ikinci yarısından bu yana Bayülgen gibi oyuncular, Gedünyanın her yerinde yaşanan acızi Parkı’nda “yalnızca” sanatlarıların sesi olmuş büyük Joan Baez? nı icra etme yoluyla direnişe sahip Günlerdir Taksim’de ve ülkedeki çıktıklarını göstermişlerdir. pek çok alanda, her yaştan gencin, Sanatçılarımız elbirliğiyle barış toplumsal ve özel yaşama pratiortamında var olma isteğini dillendiriyorlar. Onlar sertleşmenin, hoyratlaşmanın, bilinçsiz davranışların karşısında “duran”lardır. Olaylar boyunca yalnızca barışçıl araçlar kullanan bu sanatçıları karalama, daha da kötüsü, canlarını tehlikeye sokacak biçimde “hedef gösterme” girişimleri hiçbir biçimde yüreklendirilmemelidir. Tiyatro ve sinema sanatçısı Mehmet Ali Alabora, çevresine sevgi yayan içtenlikli kişiliğiyle, efendiliğiyle, toplumsal duyarlığıyla bizim de oğlumuz; Brecht’in Cesaret Ana’sını çok iyi yorumlayacağını düşündüğüm, müthiş oyuncu Şebnem Sönmez bizim de kızımızdır. Sanatçı kolay olunmaz. İlle de zekâ ve yetenek, ille de estetik algısı, ille de sürekli bir kendini aşma çabası gereklidir. Önce eğitmenlerin ve/ya da ustaların elinde binbir sınavdan geçtikten sonra toplumun karşısına çıkıp, izleyenlerinin gönlünde de yer edinmiş sanatçılarımızı korumak boynumuzun borcudur. Sanatçılar uygarlığımızın temel taşları, özlediğimiz esenlikli geleceğin garantisidir. Bu yıl 41.’si düzenlenen İstanbul Müzik Festivali kapsamında solist sanatçılar Sevil Ulucan (keman), Rahşan Apay (viyolonsel), Ece Demirci’den (piyano) oluşan Piano Trio Forte’nin, Süreyya Operası’nda verdiği konser dinleyiciden büyük alkış aldı. Sanatçılar kon serde, Ernst Bloch “Noktürnler”, Antonin Dvorak “Dumky, Mi minör, Op. 90” eserlerinin yanı sıra Özkan Manav’ın topluluk için özel yazdığı “ Laçin ” ad lı eserini ve Hasan Uçarsu’nun festivalin teması “Zaman ve Değişim”e gönderme yapan eseri “Yok Zamanlar”ı seslendirdiler. Bis parçası olarak da gene te ‘Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar’ (Soldan sağa) Sevil Ulucan, Özkan Manav, Rahşan Apay, Hasan Uçansu, Kamuran İnce, Ece Demirci mayı ve bir anlamda Gezi Direnişi’ni düşündüren Kamuran İnce’nin 17 bölümlük “Kayıp Bir Dünya İçin Müzik” eserinden bir parça seslendirdiler. Demirci bis parçasını anons ederken, “Şu anda yaşananlara uyduğu için, anlamlı bir son yapmak istedik. Hep beraber hissettiklerimizi ifade ettiği için bu eseri seçtik” dedi. Salonda bulunan her üç besteci de trionun yorumunu takdirle, heyecanla ve dikkatle izlediler. Kamuran İnce, “Müthiş bir grup, duyarak çalıyorlar çok hoşuma gitti” diyerek trioyu ve eserinin yorumunu değerlendirdi. Uçansu, “Zıpkın gibi bir yorumdu, çok titiz çalışılmıştı” diyerek memnuniyetini ifade ederek sanatçıları kutladı. Sezonun son 5 oyunu Kültür Servisi Genco Erkal’ın yeni oyunu “Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”, 5 gösterim sonrasından yeni sezona kadar perdelerini kapatıyor. Genco Erkal’ın, Tülay Günal’la aynı sahneyi paylaştığı ve açık hava atmosferinde sahneledi ği “Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”; 26, 27, 28, 29, 30 Haziran tarihlerinde saat 21.00’de Ali Paşa Hanı’nda sahnelenecek. Nâzım Hikmet tutkusuyla bilinen Genco Erkal’ın, Dostlar Tiyatrosu tarafından sahnelenen yeni müzikli oyunu “Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”, 5 gösterim sonrasında yeni sezona kadar perdelerini kapatıyor. Tarihi dokusuyla büyüleyen Eminönü’ndeki Ali Paşa Hanı’nda sahnelenen oyun, hanın doğal dekorunda sanatseverleri bir araya getiriyor. Genco Erkal’ın, Nâzım Hikmet’in ölümünün 50. yıldönümü için uyarlayıp yönettiği oyunda, Erkal’a sahnede Tülay Günal eşlik ediyor. Ozanın, Bursa Cezaevi’ndeki yaşamını, eşi Piraye Hanım’a olan tutkusunu anlatan oyun; Hikmet’in sürgün yılları ve vatan hasretine odaklanarak destansı yaşamından izlenimlerle izleyiciyi o yıllara götürüyor. Piyano ve viyolonsel eşliğinde sahnelenen oyunda; Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Tolga Çebi, Nadir Göktürk, Timur Selçuk gibi bestecilerin Nâzım şarkıları da seslendiriliyor. Oyunun giysi tasarımını Özlem Kaya, ışık tasarımını Yüksel Aymaz, koreografisini de Sernaz Demirel üstleniyor. Yiğit Atalay’ın piyanosuyla, Deniz Doğangül’ün de viyolonseliyle şarkılara eşlik ettiği oyunda, yakaladığı karelerle o anları ölümsüzleştiren isim ise Burcu Yetiş. Uluslararası İstanbul Opera Festivali Açılışta Rigoletto Operası Kültür Servisi Dev let Opera ve Balesi Ge nel Müdürlüğü’nün bu yıl dördüncüsünü düzenlediği “Uluslararası İstanbul Opera Festivali”, Giuseppe Verdi’nin Rigoletto Operası ile bugün başlıyor. Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek festival, her yıl dünya operalarının seçkin yapıtlarını sanatseverlerle buluşturuyor. Türkiye’nin kültür ve sanat yaşamına destek vermeyi amaçlayan etkinlik, bu yıl yine kentin tarihi dokusuna uygun mekânlarda izleyicisiyle buluşuyor. İtalyan Operası ekolünden gelen, tüm dünyada eserleri en çok sahnelenen opera bestecileri arasında yer alan Giuseppe Verdi’nin Rigoletto Operası bugün Haliç Kongre Merkezi Haliç Auditorium’da sahnelenecek. Metropolitan Opera ve Covent Garden gibi büyük operalarda sahneye çıkmış dünya çapındaki ünlü sanatçı Ekaterina Siurina da Rigoletto Operası’nda Gilda rolü ile izleyenlerin karşısına çıkacak. Yerli yabancı sanatseverlerin ve yabancı konuk sanatçıların ağırlanacağı festival, 8 Temmuz’a kadar sürecek. DENİZE SIFIR OTEL ve APART DOĞA CENNETİ TURUNÇ MARMARİS MUĞLA DİPLOMAT Özel Plaj, Yüzme Havuzu, Geniş Bahçe, Oto Park, WiFi İnternet Tüm Odalarda Geniş Balkon, Telefon, Klima, MiniBar, Çift ÇanakDijital ReceiverUydu TV GENİŞ BİLGİ, FİYAT ve REZERVASYON www.diplomathotel.com.tr 252476 7145 veya 537825 7979
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle