18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER 1 Mayıs’ta polis şiddetiyle ağır yaralanan Dilan Alp (17), öğretmen Meral Dönmez (27) ve işçi Serdal Gül’ün (29) sağlık durumları iyiye gidiyor. Bahçelievler Medical Park Hastanesi’nde tedavileri süren Alp ve Dönmez ile Şişli Memorial Hastanesi’nde tedavisi süren Gül’ün yoğun bakım servislerinde tutulduğu ve bilinçlerinin açık olduğu ancak yaralıların kafatasındaki hasarlar nedeniyle 48 saat yoğun bakımda gözetim altında tutulacakları bildirildi. CUMHURİYET 3 MAYIS 2013 CUMA DIŞ BASIN YARALILARIN DURUMU ‘AKP’yi dünya ayıpladı’ Dış Haberler Servisi İstanbul’da polisin 1 Mayıs şiddetine tepkiler sürerken Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Sharan Burrow “demokrasinin tehdit altında olduğu” değerlendirmesinde bulundu. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları için İstanbul’a gelen Burrow, Taksim Meydanı’nın kapatılmasının “demokrasinin hakiki olmadığını gösterdiğini” belirtti. İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin haberine göre Burrow “Baskının mirası işçilerin kalplerinde ve akıllarında uzun süre kalacak. Türk hükümeti dünyanın gözünde ayıplandı” diye konuştu. İstanbul’da 1 Mayıs Günü’nü zehir eden polis şiddeti yabancı medyada da yankı buldu. Financial Times,haberinde 1977 yılın da yaşananları anımsatarak “Meydanın, Türk solu için özel bir anlamı var” diye yazdı. Gazete, “1 Mayıs konusunda İslami kökenli hükümet ile geleneksel laik muhaliflerinin karşı karşıya gelmeleri, Erdoğan’ın ülkenin Kürt sorununu diyalog yoluyla çözme girişimi ile tezat oluşturuyor” yorumunu yaptı. Amerikan Wall Street Journal gazetesindeki haberde, “Türk otoriteleri, önceki yıllarda meydanda 1 Mayıs mitinglerini önlemek için sık sık güce başvurmuştu” ifadesi yer aldı. Los Angeles Times, Taksim Meydanı’na atıfta bulunarak “Sembolizm ile yüklü bir yer, çünkü 36 yıl önce 1 Mayıs Günü göstericiler orada vurulmuştu” diye yazdı. Vali Mutlu, yaralı gençlere ‘marjinal’, ‘militan’ diyerek polis şiddetini savundu Aileler isyan etti İstanbul Haber Servisi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “Yaralıların 3’ü de militandır. Dilan adlı kızımız da yaralıdır. Dilan örgüt üyesidir, marjinal grup üyesi” yönündeki açıklamaları ailelerin sert tepkisine neden oldu. Aileler “Hakkını arayan insanlara marjinal diyorlar, öyle bile olsa bu onlara öldürme hakkını mı veriyor?” dediler. İstanbul Tarlabaşı’nda başına isabet eden gaz bombası kapsülü nedeniyle ağır yaralanan ve beyin ameliyatına alınan Dilan Alp ve Meral Dönmez’in ailesi dün hastane bahçesinde bir açıklama yaptı. Dilan Alp’ın babası Ali Ekber Alp, kızının sağlık durumunun iyiye gittiğini belirterek “Hayati tehlikeyi atlattı. Bilinci yerine geldi” dedi. Alp “Faşizanca sert müdahale ile 17 yaşında bir çocuğa çok yakın mesafede ateş etmeleri cana kasttan başka bir şey değil” dedi. Bazı basın yayın organlarında kızının “marjinal” gruplar arasında gösterilmesini ve Vali Mutlu’nun “bunlar marjinal gruplar” yönündeki açıklamasını eleştiren baba Alp “Bugünden itibaren araştırsınlar kayıtlarda çıkmayınca Vali tükürdüğünü yalayacak mı? Kızımın 1 Mayıs kutlamalarına katılmasının en büyük nedenlerinden biri, benim HEY Tekstil işçisi olarak 1.5 yıldır işsiz olmam. 1.5 yıldır mücadele eden bir babanın kızı marjinal olamaz” dedi. Dönmez’in anne ve babası ise Vali Mutlu’nun açıklamalarına üzüldüklerini belirterek “Meral, Vali’nin iddia ettiği gibi ‘kendi attığı taşla’ değil, gaz bombası kapsülüyle yaralandı. Hakkını arayan insanlara marjinal diyorlar, öyle bile olsa bu onlara öldürme hakkını mı veriyor?” diye sordular. Baba Mehmet Dönmez, “Ben de bir emekliyim, işçiyim. Kızım üniversite bitirmiş, öğretmen olacak atama bekliyor. Daha önce dokuz ay cezaevinde yattı. Parasız eğitim istiyoruz diye bir gösteriye katılmıştı. Kızım şimdi 1 Mayıs’a katıldı. Kızımın başında darp var. Kulağında, ensesinde ve çenesinde darp var. Konuşabiliyor. Cevap verebiliyor. Bilinci açık. Ben neredeyim, kim geldi şeklinde sorular soruyor. Olayı hatırlamıyor” dedi. Dönmez’in yaralanmasına tanık olan Adil Kaya adlı bir yurttaş ise “Eve döndüğümüz sırada polis yolumuzu kesti, bilinçli olarak başlarımızı hedef alarak ateş ettiler, Meral yere düştü” iddiasında bulundu. Kıbrıs Şaşkınlığı YOKSA, gaflet, rezalet, zillet gibi daha ağır bir sözcük mü seçilmeliydi? Hayır, olmaz, kutsal bir davanın şanına ve hele, Denktaş gibi anıt insanların anısına da yakışmaz. Ama kabul edin ki, Kıbrıs davasının hiçbir aşamasında böyle tuhaf bir durum hiç yaşanmamıştır: Ankara’daki iktidarın zorlamasıyla ve koca Türkiye Cumhuriyeti ile onun kanadı altında yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin diplomatları aslında çoktan çözülmüş bir sorunun tartışması yeniden açılsın, kalkılan masaya yine oturulsun, havanda su dövülsün ve el âlem seyretsin diye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yalvar yakar olunmaktalar. onunun hele şurası çok komik: Yıllar yılı Ankara’nın ve Lefkoşa kuzeyinin kapılarını aşındırarak bir araya gelinsin, görüşülsün, müzakere edilsin, biz de yardım ederiz çözüm bulunsun diye Türk tarafını sıkıştıranlar şimdi bu Anadolu rüzgârını tam aksine yorumlamakta ve “Aman Rumları sık boğaz etmeyin ve köşeye sıkıştırmayın” demekteler. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin özel temsilcisi Alexander Downer son gelişinde “Yunanistan ve Güney Kıbrıs ekonomik sıkıntı içindeyken çullanmak yanlış olur, bekleyin de biraz toparlanarak kendilerine gelsinler” demiş. Gözlemciler, “Gelecek yılbaşına kadar masaya oturulmaz” diyorlar. “Aman ne güzel; karşı tarafın başı dertteyse kendinizi güçlü hisseder ve müzakerelerde üste çıkarsınız” demek mümkünken, bu ne tuhaf âlicenaplık ve cömertlik? Yoksa, Atlantik ötelerinden “bir an önce uzlaşın ve birleşin” talimatı mı var? u aşamada, laf olsun diye “iki devletli çözüm” görüntüsü altında Rum çoğunluğun iradesi altına sokulmuş sözde “federatif” bir birleşme için didinmek ve sabırsızlanmak kadar yanlış bir tutum olamaz. KKTC’yi yaşatmak, planlı ve karma ekonomili bir devlet düzeni kurmak, Türk deniz ve hava kuvvetlerinin varlığını Ada çevresindeki doğal kaynak paylaşımında en etkili koz olarak teraziye koymak varken, başkalarınca tasarlanmış sahte çözümler peşinde koşmaya çalışmak çok yanlış ve safça bir dış politika değil midir? VALİ: DİLAN ÖRGÜT ÜYESİ PANKART ASMAYA 6 YIL İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, dün gazetecilerin sorularını yanıtladı. 1 Mayıs’ta yaralanan 3 kişinin de örgüt üyesi ve militan olduğunu söyleyen Mutlu, “Dilan adlı kızımız da yaralıdır. Dilan örgüt üyesidir, marjinal grup üyesidir. Biz de kayıtları vardır. Çatışma içindedir. Tam bir radikal mensuptur. Yaptığımız hiçbir eksik ve yanlış işlem yoktur. Dünyanın ne kadar mahkemesi varsa, ülkemizde ne kadar mahkeme varsa müracaat edilebilir. Aldığımız karar kendi vicdanımda fevkalade doğrudur” dedi. 1 Mayıs’ta yaralanan öğretmen Meral Dönmez, Ankara Üniversitesi öğrencisi Gülşah Işıklı ile birlikte, Kocaeli’de bir avukatın bürosunun penceresinden “Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz” yazılı pankartı açtıkları için 5 Aralık 2011’de tutuklandılar. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaklaşık 1 yıl tutuklu yargılandılar. Dava, 26 Kasım 2012’de sonuçlandı. Dönmez ve Işıklı’yı tahliye eden mahkeme, DHKP örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işledikleri gerekçesiyle 6’şar yıl 8’er ay hapis cezasına mahkum etti. Dosya Yargıtay’da. K ‘Yoldaşlarımı görmek istiyorum’ Gözlerini açan Gül’ün ilk sözü Olayı hatırlamıyor Biz de marjinaliz CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve Gürsel Tekin, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Bahçelievler İlçe Başkan Rıza Akpolat ile beraberindeki bir grup heyet ile HDK Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Gençay Gürsoy, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, KESK Başkanı Lami Özgen, TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Osman Öztürk, Alp ve Dönmez’i tedavi gördüğü hastanede ziyaret etti. Hastane çıkışı açıklama yapan Umut Oran, AKP’nin gerçekleri kabul etmesi gerektiğini belirterek “Buradaki insanlar masum vatandaşlarımız. Marjinal grup diyerek dışlamamamız lazım. Onlar marjinal ise CHP olarak biz de oradaydık. O zaman biz de marjinaliz” dedi. Oran, kendi vücudunda da kapsül yaralarının olduğunu vurgulayarak “Dün bayram kutlamak için aileleriyle sokağa çıkan insanlar, hayatlarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldılar. Sayın Vali’yi hastaneleri ziyaret etmeye çağırıyorum, orantılı güç bu mudur?” dedi. ilyonlarca marjinal var Alp ve Dönmez’i tedavi gördüğü hastanede ziyaret eden BDP milletvekili Sebahat Tuncel de “Meral, ataması yapılmayan bir öğretmen, valinin marjinal dediği işçi sınıfı ve emekçiler. Bu ülkede milyonlarca marjinal var. İstanbul Valisi dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın valisi olduğunu kanıtladı. İstanbul’un valisi olsaydı bu zulmü yapmazdı” değerlendirmesini yaptı. M Fotoğraf: SERCAN MERİÇ Şişli Bomonti’de çıkan olaylarda yaralanan ve Şişli Memorial Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavisi süren Serdal Gül’ün annesi Vahide Gül ise oğlunun yabancı bir şirkette çalıştığını belirterek “1 Mayıs’ta başına gelen metal bir cisimle yaralandığı bilgisi bize verildi. Ameliyat oldu, dün bilinci tamamen kapalıydı, bugün daha iyi, bilinci açıldı. 48 saat kritik dediler, bir aksilik olmazsa yarın normal servise alınacak. Bazı basın organları oğlum için militan diye yazmış; tanımadan etmeden böyle şeyler neden yazıyorlar! Oğlum sabah 5, akşam 9 çalışan birisi. Söylendiği gibi biri kesinlikle değil” diye konuştu. BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise Twitter adresi üzerinden yaptığı açıklamada “Serdar Gül adlı yoldaşımız da gözlerini açtı. İlk sözü, ‘Yoldaşlarımı, arkadaşlarımı görmek istiyorum’ oldu” dedi. Ş Her yer Taksim her yer direniş İstanbul Haber Servisi Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) İstanbul Şubeler Platformu ve demokratik kitle örgütleri 1 Mayıs’ta yaşanan olayları protesto etti. Taksim Tünel’den Meydan’a yürüyen grup, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atarak İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu istifaya davet etti. Taksim Meydanı’nda açıklama yapan Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Rıdvan Turan yaşanan olaylara ilişkin, “1 Mayıs son yıllarda devlet terörünün en yoğun yaşandığı günlerden biri olmuştur. Yaralanan arkadaşlarımıza acil şifa diliyorum” dedi. Grup adına basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Hüseyin Tosun ise olaylarda 200’e yakın kişinin yaralandığını ve 72 kişinin gözaltına alındığını olduğunu vurgulayarak, “AKP’nin ileri demokrasisinin emekçiler ve ezilenler için ne anlama geldiğini herkes gördü. Özgür yurttaş olmayı değil, kul olmayı dayatan bu zorba demokrasiyi asla kabul etmiyoruz” dedi. Taksim olayları kınandı SAVAŞ KÜRKLÜ / ABİDİN YAĞMUR ADANA/ MERSİN İstanbul Valiliği’nin Taksim Meydanı’nda kutlamalara izin vermemesi sonucu çıkan olaylar ve polisin sert tutumu yurt genelinde düzenlenen eylemlerle kınandı. SDP üyeleri, İstanbul’da 1 Mayıs olaylarında ağır yaralanan Dilan Alp için önceki akşam Mersin’de İstiklal Caddesi’nin her iki şeridini de trafiğe kapattı. Polis, yolun açılmasını istemesine rağmen eylemciler yaklaşık yarım saat direndi. Bu sürenin sonunda çevik kuvvet ekipleri eylemcileri döverek gözaltına aldı. Müdahale sırasında yaralananlar oldu. 13 kişi gözaltına alındı. Mersin Adana’da İnönü Parkı’nda HDK üyeleri de Taksim’deki devlet terörünü kınadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Muammer Güler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ı istifaya çağırdı. 1 MAYIS SALDIRISI CAN ALDI METE KIZIK İstanbul Haber Servisi İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, İçişleri Bakanlığı’nın polise gaz bombası kullanımı yetkisinin iptali için dava açtıklarını belirtti. 14 Temmuz 2011’de İçişleri Bakanlığı’na başvurarak, gaz bombası kullanılmamasına karar verilmesini talep ettiklerini anımsatan Pekdaş, bakanlığın ise gaz bombalarının insan sağlığı üzerinde kalıcı bir etkisi bulunmadığı gerekçesiyle taleplerini reddettiğine dikkat çekti. Pekdaş, Nisan 2010’dan bu yana sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da gaz bombası nedeniyle ölümlü ve yaralanmalı 36 olay meydana geldi” dedi. Pekdaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 19 Aralık 2000’deki cezaevi operasyonlarında yoğun gaz bombası dahil kullanılan yöntemin sözleşmeyi ihlal ettiğine hükmettiğini anımsattı. Gaz bombasına karşı dava İZMİR İzmir’de önceki gün 1 Mayıs kutlamaları sırasında Halkın Kurtuluşu Gazetesi kortejinde yer alan ve çıkan arbede sırasında kalp krizi geçiren İbrahim Kutluay yaşamını yitirdi. Gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Zuhal Göktepe, kutlamalar sırasında örgütlü ve önceden hazırlıklı oldukları anlaşılan EMEP üyelerinin, ellerinde çelik coplarla ve kalaslarla kortejlerine saldırdığını öne sürdü. Kantar Polis Karakolu önündeki saldırıda polislerin 20 metre ötede yaşananlara duyarsız kaldığını belirten Göktepe, “Saldırganlar, gazetemiz imtiyaz sahibi Zeki Irmak’ı direkt hedef alarak hastanelik etmişlerdir” dedi TTD: Biber gazı yiyen kontrole gelsin Haber Merkezi Türk Toraks Derneği (TTD), 1 Mayıs’ta biber gazına maruz kalmış tüm bireyleri İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda kontrole çağırdığını bildirdi. TTD tarafından yapılan açıklamada, şöyle denildi: “Bu ölçüde ve pervasızca kullanılan biber gazına bağlı halk sağlığı sorunlarından, yalnızca kutlamaya katılanları değil, bölge sakinlerini de etkileyen ortaya çıkacak sorumluluk da büyüktür.” KESK ÜYELERİNE SALDIRI İSKENDERUN (Cumhuriyet) İstanbul’da 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına izin verilmemesi üzerine çıkan olayları protesto için KESK üyeleri İskenderun’da AKP İlçe Başkanlığı önünde basın açıklaması yapmak istedi. Bu sırada binanın 5. katından KESK üyelerinin üzerine fincan fırlatıldı. Olayda 2 KESK üyesi başlarından aldıkları darbelerle yaralandı. 15 dakika ambulansın gelmesini bekleyen yaralılar, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle