22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 2013 CUMA 4 HABERLER İçki ruhsatlarını yenilemeyen Emniyet ve TSK tesisleri fiili alkol yasağı uygulaması başlatmış oldu Yassıada Silivri Tarih Dersleri “Anayasa Davası Toplu Savunması”, Yassıada’da Yüksek Adalet Divanı’nın yargıladığı DP’lilerin ortak savunma metni. Son derecede ilginç. Kitabı, Yassıada’da 18 DP’linin savunmasını üstlenmiş olan, siyaset yaşamı boyunca, özgürlüklere bağlılığını ve hukuk adamı niteliğini hiç yitirmemiş Hüsamettin Cindoruk göndermiş. Sayın Cindoruk, kitapla birlikte gönderdiği nazik ve uyarıcı mektubunu şöyle bitiriyordu: “... Bu hukuksuzluk, Yassıada’da işlenen cinayet unsurlarından biri olmuştur. O mahkeme de, o bilim adamları da yitti gitti... Örnek ya da benzerleri sürüp gidiyor. Türkiye cephesinde yeni bir şey yok. Elli yıl geçse bile Saygı ve sevgilerimle.” Sayın Cindoruk’un mektubunu okurken düşündüm. Acaba sivil siyasetçilerimiz, hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin temel ilkelerine siyaset yaşamında hukukçuluğunu hiç yitirmemiş Hüsamettin Bey kadar saygılı olsalardı, bazı şeyler önlenemez miydi? Keşke tarihten biraz ders alsaydık. O tarih ki, bize kimi zaman trajikomik olayları da öğretiyor. HHH Eseri yayına hazırlayan Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali’nin önsözünde bu trajikomik öğelerden birine rastlıyoruz. Birlikte göz atalım: ( s. XIII – XIV) “DP Hükümeti Devlet Vekili ve Rize Milletvekili İzzet Akçal’ın kızı aynı zamanda avukatı olan Saime Kutman, babasının müdafaası için hukuk fakültesinden sınıf arkadaşı olan İsmet Giritli’den hukuki mütalaa istemişti. O zamanın parasına göre, çok yüklü bir miktar olan 5 bin lira karşılığında İsmet Giritli bir mütalaa yazıp vermişti. Yassıada avukatları bir araya geldiklerinde Saime Kutman’dan başka altı avukatın daha elinde aynı ince mavi pelür kâğıtlara karbon kopya olarak yazılmış İsmet Giritli’ye ait aynı müdafaa metni olduğunu görmüşlerdi. İsmet Giritli’nin aynı mütalaayı yedi kişiye 5’er bin liradan satmış olduğu anlaşılmıştı.” Yine önsözden bir bölüm: “Başhâkim savunmaları kısa kesmek istemiş, hatta ‘Bizim burada boş laf dinlemeye vaktimiz yok’ diyerek Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı susturmuş. Buna cevaben Polatkan da ‘Muhterem başkanım, idamım istenen bir cezada kendimi müdafaa etmeyeyim mi?’ demişti. Gümrük ve İnhisarlar Bakanı Hadi Hüsman’a ‘Bunların hepsini okuyacak mısınız?’ demiş bunun üzerine Hadi Hüsman, ‘O halde müdafaa yapmıyorum efendim’ cevabını vermiş, Başol da, ‘Yapmazsan Yapma! Gelmiş buraya tomarlarca müdafaa yapıyor’ demişti.” Ben Yassıada duruşmalarına gitmedim. Ama Silivri davalarını kâh giderek kâh okuyarak izliyorum. Aradan geçen elli yıl içinde Sayın Cindoruk’un deyimiyle “Türkiye cephesinde yeni bir şey olmadığını” görüyorum. HHH Yassıada, bizim için ibret dolu bir tarih dersidir. Yassıada’da zalim rolündekiler üniformalıydı, mazlum konumundakiler de sivil. Geçen zaman bize gösterdi ki, zalimlerle mazlumların giysileri yer değiştirebiliyor. Buradan çıkan ders şudur: Bir ya da iki olaya bakıp zalim ve mazlumu giysisine, görünüşüne göre ayırmamak gerek. Kimin zalim, kimin mazlum olduğu giysisinden değil, eyleminden belli olur. Yoksa zalimden hesap soruyorum derken giysiden hesap sormuş olursun. Bu da saçmadır ve acıdır. Saçmadır çünkü zalim olan elbise değil içindekidir. Zamanla elbise aynı kalmış ama içindeki değişmiştir. Böylece de sen sorumluyu değil, libasını yargılayarak, komik ve acınası bir duruma düşersin. Evet, durum acınasıdır, çünkü bir zamanlar zalimin kullandığı yöntemleri kullananlar, mazlumun hesabını soruyorum derken zalim konumuna sürüklenirler. Olayı günümüze getirirsek, Hüsamettin Cindoruk’un yaptığı gibi, Silivri’ye karşı çıkmak gerekir. Çünkü Silivri’ye karşı çıkmadan Yassıada’yı aşmak mümkün değildir. Mesela zalimle mazlumun yerlerini değiştirmek değil, zulmü ortadan kaldırmaktır. Alkolsüz güvenlik kuvvetleri MERT TAŞÇILAR ANKARA Alkollü içki ve tütün ürünleri satışı için nisan ayında yenilenmesi gereken ruhsatların, yenileme sonrasındaki rakamları belli oldu. Öğrenilen rakamlara göre Türkiye’de bulunan 175 bin 464 işletme ruhsatlarını yenilerken, 44 bin 451 işletme 2013 yılında alkol satmaktan vazgeçti. Ruhsatlarını yenilemeyen kurumlar arasında Emniyet Genel Müdürlüğü’ne (EGM) bağlı sosyal tesisler, orduevleri ve askeri birliklerdeki kantinler de yer aldı. Cumhuriyet, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) yürüttüğü alkollü iç u Türkiye’de 44 bin 451 işletme alkol satışı için ruhsatlarını yenilemedi. Ruhsatlarını yenilemeyen kurumlar arasında Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı sosyal tesisler, orduevleri ve askeri birliklerdeki kantinler de yer aldı. Böylece her iki kurumda da alkol fiili olarak yasaklandı. mutanlıklarındaki kantinler ve EGM’nin polisevleri ile kantinlerinin olduğu ortaya çıktı. Bu merkezleri nisan ayında 2013 yılı için alkollü satış ruhsatlarını yenilenmediği belirlendi. Ruhsatların yenilenmememesiyle orduevlerinde alkol satışı “fiilen” yasaklanırken TAPDK’nin listesine göre alkollü içki satışı yapmak için ruhsatını yenileyen 2 bin 26 işletmenin bulunduğu Eskişehir’deki ruhsatını yenilemeyen 430 işletme içerisinde, ki satışı ve tütün mamulleri satış ruhsatları yenileme işlemlerini tamamlandığını duyurmuştu. 5 Nisan’da biten ruhsat yenilemelerinin ardından kamu kurumlarında alkol satılan yerlerin ruhsatlarını yenilemediği ortaya çıkmıştı. Ruhsatlarını yenilemeyen yerler arasında kamu kurumlarının sosyal tesisleri yer alırken ruhsatlarını yenilemeyen diğer kurumların, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Orduevleri, tabur ko Tepebaşı Subay Orduevi Müdürlüğü de bulunuyor. Ayrıca Antalya İl Jandarma Komutanlığı Gazino Müdürlüğü, Kocaeli Darıca Kışlası Askeri Kantin Başkanlığı ile Erzurum’da bulunan Subay ve Astsubay orduevlerinde de alkollü içki satışı sonlandırıldı. 96 içki satışı yapan işletmenin bulunduğu Hakkâri’de 29 işletme ruhsatını yenilemedi. 29 işletmenin arasında, Şemdinli 3. Dağ ve Komando Tabur Komutanlı ğı Kantin Başkanlığı, Yüksekova 7. Hudut Alay Askeri Kantin Başkanlığı gibi komutanlıkların olduğu anlaşıldı. Subay ve astsubayların yanı sıra üst rütbeli komutanların da kullandığı, içki satışı yapılamayacak askeri kantinlerin ve orduevlerinin bir kısmının da Diyarbakır’da olduğu belirlendi. TAPDK’nin listesine göre Diyarbakır’daki alkolsüz kışlalar, Lice 2. Motorlu Piyade Tugayı, Jandarma Bölge Komutanlığı, 3. Motorlu Piyade Taburu, İç Tedarik Bölge Başkanlığı Kantini olurken Silvan Polisevi kantini de alkol satışının yapılmayacağı yerler arasına girdi. TWITTER’DA 2200 KİŞİ İZLİYOR İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN BALKAN FORUMU KAFA KARIŞTIRDI Bu da sahte MERT TAŞÇILAR Karayılan ANKARA PKK’nin Kandil sorumlusu Murat Karayılan adına sahte Twitter hesabı açıldı. 2 bin kişinin takip ettiği hesaptan yapılan açıklamalar ise 30 yıllık Kürt sorunu sonrasında başlatılan çözüm sürecini ti’ye alırken sahte Karayılan’ın, “Gözümüz yok tabii de, süreç başladı başlayalı gazeteci, muhabir doyurmaktan anamız ağladı. Hayır dağ koşulları malum. Yoksa afiyet olsun” şeklinde Tweet attığı görüldü. Çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte adı sıkça anılan Karayılan’ın sahte Twitter hesabı dikkat çekti. Bazı Twitter kullanıcılarının şikâyet ederek tepki gösterdiği hesabı kullananın kim olduğu bilinmezken sahte hesaptan, “Kutsalına dokunuldu diye bu hesabı spamlayan Kürtler, sonra soldemokrasiözgürlük vs. diye bikbiklemesin” denildi. Yıllardır süren Kürt sorunu için başlatılan çözüm sürecini ti’ye alan sahte Karayılan’ın attığı bazı tweet’ler ise şöyle: 4 Çekilirken herkes silahına sahip çıksın... Eksik silah çıkarsa gerillalığınız bitmez! 4 Sürecin ekolojik demokratik toplum temelinde kurtuluşa giden yolun halkımızın dinamikleriyle birlikte önemsenmesi... Toparlayamadım bir dakika. 4 Ayran uyku getirir çetin dağ koşulları için uygun değildir. Biz çaycıyız... 4 KCK’nin ne işe yaradığını ben de çözemedim. Bir ara da KongraGel kurmuştuk o da önemsenecek bir ilginçlikti. Kadrolaşıyoruz sanırım dur bakalım. 4 Atanamayan gerillalar için sürecin seyrine göre açıklamalarımız olacak. AB iyi mi kötü mü MUSTAFA KEMAL ERDEMOL KCK’da 4 tahliye daha MALATYA (Cumhuriyet) Kahramanmaraş’ta geçen yıl düzenlenen KCK operasyonunda tutuklanan BDP Maraş İl Başkanı Metin Gönülşen, Pazarcık İlçe Başkanı Ayşe Sonzamancı, Elbistan İlçe Başkanı Hüseyin Yıldız ile BDP üyesi Mahmut Aktaş hakkında açılan davanın 7. duruşması Malatya Ağır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Adıyaman Cezaevi’nde bulunan sanık Aktaş, mahkemede telefonferansla Kürtçe ifade verdi. Sanıkların savunmalarının ardından mahkeme heyeti 4 tutuklu sanığı da 4. yargı paketi kapsamında tahliye etti. EDİRNE Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından Edirne’de 6.’sı düzenlenen Uluslararası Balkan Forumu’nda birbiriyle çelişen değerlendirmeler yapıldı. Forumda konuşan Kosova Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Edita Tahiri Balkanlar’ın, Avrupa’nın “barışçı” parçası olduğunu ileri sürerken Bosna Hersek’in Brüksel Büyükelçisi Bisera Turkoviç, özellikle Batı Balkanlar’da “çok karmaşık” etnik sorunlar olduğunu vurguladı. Turkoviç, Tahiri’nin ilerletici rol oynadığını ifade ettiği AB için de “Bölgeye istikrarsızlık ithal ediyor” dedi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Tahiri, Balkanlar’da yaşananların geçmişte kalması gerektiğini belirterek “Artık yeni çağ Avroatlantik çağıdır” dedi. Kosova’daki mevcut sorunlara değinmediği konuşmasında Tahiri, Balkanlar’daki parçalanmanın baş sorumlularından biri olan AB içinde yer almak gerektiğine vurgu yaparak “Balkanlar bir barış ve güvenlik inşası gerçekleştirmiş bir bölgedir” şeklinde konuştu. Çizdiği olumlu tabloya rağmen bölge ülkeleri arasında gerçekleştirilecek işbirliği için “çok sayıda engel” olduğunu da kaydeden Tahiri, bunun yanı sıra büyük çaplı altyapı sorunlarına ve ekonomik istikrarsızlığa dikkat çekti. Bosna Hersek’in Brüksel Büyükelçisi Bisera Turkoviç ise bölgeye ilişkin daha olumsuz bir tablo çizdi. Balkanlar’da “çok karmaşık” etnik sorunlar olduğunu belirten büyükelçi “AB içinde, birliğe giriş başvurusunda bulunan Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan üye ülkeler var” diyerek Kosova’nın AB üyeliği önündeki zorluğu hatırlattı. Bosna Hersek’in AB aday ülkesi olarak bile adının geçmediğini vurgulayan Turkoviç AB dışında bırakılmaları durumunda “kime güvenecekleri” konusunda bir soruyla karşılaşacaklarını belirterek “O zaman sırtımızı Türkiye ve Rusya’ya dayayacağız. Bizi gelecekte neyin beklediğini kimse bilmiyor” dedi. namikzafer@yahoo.com yıldır PKK, Türkiye’ye karşı kullanılan bir araçtır. O insanları dağa çıkaran düşünceler, tartışılan bir durum. PKK’nin şu anda dağda durmasının hiçbir meşru zemini kalmadı. Artık tüm konular meşru zeminde tartışılabiliyor. Örgütün üçte ikisi yabancı. Onlar da ülkelerindeki problemler nedeniyle örgütten ayrılıyor” diye konuştu. Gazeteciyazar Mustafa Armağan ise “Çözümün anahtarı empatide. Toplumda kardeşlik değerine inanmakla pratikte de bunu gerçekleştirmemiz lazım. Geçmişi bir şekilde yargılıyoruz ama bir gün birileri de bizi yargılayacak. Bu barış neden daha erken tesis edilmediği için bize hesap soracak” dedi. Barış için mum yaktılar TUNCELİ/ SAKARYA (Cumhuriyet) Akil insanlar heyetleri Tunceli ve Sakarya’da temaslarını sürdürdü. Akiller Tunceli’de Alevilerce kutsal kabul edilen Gola Çetu ziyaretine giderek barış için mum yaktı. Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti, çalışmalarını Tunceli’de sürdürdü. Heyet bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek barış sürecine ilişkin öneri ve taleplerini dinledi. Toplantıyı yöneten Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, “Tunceli halkı çok duyarlı, demokrasi konusunda çok hassas bir toplum. Taleplerini son derece medeni ve mantıklı bir şekilde bizlere ilettiler. Bizler de bu talepleri gerekli yerlere kesinlikle ileteceğiz. Gittiğimiz iller içinde Tunceli en farklı olan ilimizdi. Kültür seviyesinin yüksek olması buranın güzelliğine güzellik katıyor” dedi. Heyet daha sonra Munzur ve Pülümür çaylarının birleştiği noktada Aleviler tarafından kutsal kabul edilen Gola Çetu ziyaretine giderek mum yakıp barış dileğinde bulundu. Burada yaşlı Tuncelililer tarafından karşılanan akil insanlara Hızır’ın da kullandığına inanılan poşular dağıtıldı... Heyet üyelerinden Can Paker ise “Tunceli’ye gelmekten son derece mutluyuz. Burada tek bir dilek dileyeceğiz; insanlar mutlu olsun, barış gelsin ve hep barış içinde yaşayalım” diye konuştu. 80 yaşındaki Mustafa Yıldız isimli yurttaş da “ Buraya neden geldiniz ki? Ön Akiller, Tunceli’de Alevilerce kutsal kabul edilen Gola Çetu ziyaretine gitti ‘Türkiye ve Rusya’ya güveniriz’ TBMM ANAYASA ALT KOMİSYONU Rekor: On maddede uzlaşı AYŞE SAYIN Çalışmalarını Tunceli’de sürdüren Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti, dün Munzur ve Pülümür çaylarının birleştiği noktada Aleviler tarafından kutsal kabul edilen Gola Çetu ziyaretine giderek mum yakıp barış dileğinde bulundu. BDP’YE GEÇMELERİ BEKLENİYOR Suruç CHP’de ‘süreç’ istifası DİYARBAKIR (Cumhuriyet) CHP’de süreç istifalarına bir yenisi eklendi. Şanlıurfra’nın Halfeti Belediye Başkanı CHP’li Mahmut Özdemir’in ardından CHP Suruç İlçe Başkanı Şahin Yılmaz ve 12 kişilik yönetim kurulu üyeleri CHP’nin çözüm sürecindeki tutumundan dolayı partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. İlçe teşkilatı adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Yılmaz, “Genel merkezimizin Kürt sorunu ve çözüm sürecine olan bakış açısı ve duyarsızlığı, sürece hiçbir katkı sunmaması nedeniyle toplu istifa ediyoruz” dedi. Yılmaz, yapacakları değerlendirmenin ardından başka bir siyasi partide görev almayı planladıklarını belirtti. Yılmaz’ın da Halfeti Belediye Başkanı gibi BDP’ye katılması bekleniyor. ce Ankara’da barışın. TBMM’de 4 siyasi parti var, kendi aralarında kavgalı. Önce onlar kendi arasında barışsın, sonra bize gelseydiniz. Bizim haklarımız ne olacak? Alevi hakları ne olacak? Biz vergi ödüyoruz ama bize cemevlerine yardım edilmiyor” dedi. Akil insanlar grubu Yıldız’a “Mesajını aldık. İleteceğiz” yanıtını verdi. Akil İnsanlar Marmara Heyeti üyeleri Deniz Ülke Arıboğan, Yücel Sayman, Hülya Koçyiğit ve Mustafa Armağan, Sakarya’nın Erenler ilçesindeki bir otelde sivil toplum kuruluşlarının kadın temsilcileriyle bir araya geldi. Arıboğan, “Bugün silahların sustuğu üçüncü ayı devirdik. Barış, adalet üzerinde kurulur. 30 ANKARA TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında bugün “tamam mı devam mı?” kararı için toplanacak olan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu içindeki alt komisyonda 4 parti 10 madde üzerinde uzlaşarak bir anlamda “tek oturumda en fazla maddede uzlaşma” rekoru kırdı. TBMM Anayasa Uzlaşma Alt Komisyonu dünkü toplantısında, Temel Hak ve Özgürlükler Bölümü’nde daha önce görüş ayrılığı bulunan bazı maddeleri yeniden ele aldı. Dünkü toplantıda yeniden görüşülen, “Temel Hak ve Özgürlükler” bölümündeki “Bilim ve Sanat Özgürlüğü, Mülkiyet ve Miras Hakkı, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı, Devletin Sosyal ve Ekonomik Görevlerinin Sınırı, Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Geçici Olarak Durdurulması, Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması, Kıyıların Korunması ve Kıyılardan Yararlanma, Makul ve İnsanca Yaşam Sürdürme Hakkı, Devletleştirme ve Özelleştirme, Ormanların Korunması ve Geliştirilmesi” başlıklı maddeler üzerinde 4 parti tam uzlaşmaya vardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle