18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 devletinde, yurttaşları tümleştiren bir öğe olamaz! Tüm toplumlarda farklı din, dil, ırk, inançta insanlar vardır. Demokrasi ve özgürlükler din ve ırk temelinde ivme kazanmaz. Önemli olan yurttaşlık temelidir! HHH Cumhuriyet tarihimizin kanlı, darbeli pek çok olayı vardır. Sabahattin Ali’nin öldürülmesinden önce de vardı, sonra da. Bizim kuşağımız bunların hepsini bilir! Yakın tarihimizin kanlı sayfaları bizim utancımızdır ama kimse bu utancı dillendirmez. Uğur Mumcu da bizim aydınımız, yazarımızdır Musa Anter de, Hrant Dink de... Ben hiçbir zaman Güneydoğu’da yaşanan kanlı olayları, acıları TürkKürt savaşı olarak algılamadım. PKK’nin kentlerde ve kırsalda bombalı tuzaklarla Kürt ve Türk yurttaşlarımızı öldürdüğünü bilmeyen var mı? Burada asıl önemli olan, NATO’nun, Türk gladyosu ve PKK’nin şahinleridir. Türkiye’nin çoğulcu demokrasiye geçişini, askeri darbeler, gerici ve faşist iktidarları ne çabuk unuttuk! Solun silindir gibi ezilişini, tarikatların kılına bile dokunulmadığını. Toplumumuzun köleleştirilme sürecinin öyküsünü bir başka yazımda anlatırım... Yaşadığımız coğrafyada sosyalizmin tarihin çöplüğüne atıldığını, solun bölük pörçük olduğunu çoktan unuttuk. Düşünce özgürlüğünü! Özgür olma bilincini! Bugün din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığını ileri demokrasi ve özgürlük sananların aklına şaşarım Türkiye’de... Evrensel değerlerin başında, evrensel hukuk ve özgürlük gelir! HHH Silahların susması, gençlerimizin ölmemesi, anaların ağlamaması elbet güzeldir. Bu coğrafyada barış ve kardeşlik içinde yaşamanın keyfine doyum olmaz... Hepsine evet! Tüm bunlar “din kardeşliği”yle gerçekleşmez! Emperyalizm “ahtapotun kolları” gibidir... Bakın, Ortadoğu’yu kuşattı, sıra Türkiye’ye geldi! Tehlikenin farkında mıyız? CHP lideri Kılıçdaroğlu, Genç’e ‘küfürlü saldırı’ olayını Nazi Almanyası’na benzetti ‘Hitler’e doğru’ AYŞE SAYIN Tehlikenin Farkında mıyız?.. AKP 2002 yılından 2007 seçimlerine değin hükümetti. 2007 seçimlerinden sonra iktidar oldu... Türkiye’de kimi sözde liberaller AKP’ye destek verdi. AKP’nin Türkiye’ye demokrasi, özgürlük getireceğine inanıyorlardı. Askeri vesayete karşı çıkan sözde liberalleri AKP bir güzel kullandı, görevlerini yapmaları için onları koruyup kolladı. Devlet televizyonlarında programlar, geziler, şu bu! 2010’da yapılan anayasa oylamasında “yetmez ama evet” diye televizyon ekranlarında çığlık atan bilim insanlarını, gazetecileri nedense ortalıkta göremiyoruz. Akılları başlarına geldi mi, gelmedi mi bilmiyorum... Bildiğim Başbakan Erdoğan tarafından dışlanmaları! Görevleri bitti, bir kâğıt parçası gibi çöp sepetine atıldılar... 1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşanan, insanın yüreğini yakan olaylara baktığımızda, demokrasi ve özgürlük kavramlarının bir yurtturmaca olduğunu onlar da gördü. Yıllardır bu köşede Türkiye’nin bir ulus devleti olduğunu anlatmaya çalıştım. Türkiye’de yaşananların asla Cezayir, İrlanda ve Yugoslavya’da yaşanan savaş olmadığını anlatmaya çalıştım. Türkiye’de PKK terörü vardı... Türkiye bunu ilk başlarda “bir avuç eşkıya” olarak tanımlayarak yanılgıya düştü. Hem iç hem de dış destekli bu terör örgütü giderek palazlandı. Hem Avrupa’dan, hem ABD’den, hem Rusya’dan hem de Suriye’den büyük parasal destek aldı. Gerisini uzun uzun anlatmama gerek yok! HHH Türkiye’de bir TürkKürt savaşı yoktu aslında. Abdullah Öcalan’ı ABD Kenya’da teslim etti bize... Sandık ki, terör bitti; her şey sütliman oldu... PKK yeniden palazlandı, ABD Irak’ı işgal ettikten sonra... Bugüne gelelim... Türkiye’de akan kan duracak mı? Din, laik demokratik bir hukuk ANKARA CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Tunceli Milletvekili Kamer Genç’e yönelik “küfürlü” saldırı olayı ile gündemdeki gelişmelere ilişkin Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. “Olayların bu noktaya gelmesine Başbakan zemin hazırladı” diyen Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi: “O gün, grup toplantısında yaptığı konuşma, öğleden sonra da kendi milletvekilinin bu tavrına yol açtı. Almanya’da ‘Hitler’e doğru’ diye bir kavram var. Hitler bir şey söyler milletvekilleri gereğini yapar, mesela kanun teklifi verir. Şimdi Türkiye’nin yaşadığı süreç bu. Milletveki u Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li Zeyid Aslan’ın Kamer Genç’e ağır küfürlerle saldırmasını “Hitler’e doğru” sendromu olarak nitelendirdi. Olaya, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın grup konuşmasıyla zemin hazırladığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Almanya’da ‘Hitler’e doğru’ diye bir kavram var. Hitler bir şey söyler milletvekilleri gereğini yapar, mesela kanun teklifi verir. Şimdi Türkiye’nin yaşadığı süreç bu” görüşünü dile getirdi. li bağımsız düşünemiyor. Erdoğan bir şey söylüyor, milletvekili gereğini yerine getirme konusunda kendisini sorumlu hissediyor.” nıt yazısı göndereceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, mektubunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın CHP’li TBMM Başkanıvekili Güldal Mumcu’nun odasını “basması”, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’ya “vajina bekçiliği” sözleri nedeniyle ağır saldırıları ile AKP’li TBMM İdare Amiri Salim Uslu’nun Genç’e yönelik “fiili saldırısı”nı anımsatmayı da planladığını aktardı. Çiçek’in şimdiye kadar bu isimlerle ilgili işlem yapmazken, sadece Genç için kendisine şikâyet mektubu yazmasını “çifte standart” olarak nitelendirdi. Kürt sorunu konusunda yürütülen müzakereleri de değerlendiren CHP Lideri, AKP ile PKK arasındaki pazarlığın, anlaşmaların ayrıntılarının bundan sonra Meclis’e sevk edilen yasa tasarıları, anayasa değişiklik Uslu ve Arınç örneğiyle yanıt Kılıçdaroğlu, Kamer Genç’i Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e yönelik sözleri nedeniyle kendisine şikâyet eden TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e ya lerinde net olarak görüleceğine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun bugün yapacağı toplantıda “tamam mı devam mı?” konusunda karar vereceğinin anımsatılması üzerine de AKP’nin ise öteden beri çağdaş anayasa yapma arayışı içinde değil farklı bir niyet içinde olduğunu belirterek, şu görüşleri dile getirdi: “AKP düne kadar ‘biz çağdaş bir anayasa yapacağız, CHP engeldir’ diyordu. Şimdi AKP’nin boyaları döküldü. Neden? CHP o masada oturduğu için. Demokratik, özgür, çağdaş anayasa isteyen biziz. Karşı çıkan AKP. Şimdi masadan kaçma yolları arıyor.” AKP GRUP YÖNETİMİ DEVREDE u Başbakan Erdoğan, Aslan’ın “ağır tahrik” altında kullandığı ifadeleri tasvip etmediğini, TBMM’de yaptırım ve ceza uygulanması için her türlü desteğe hazır olduklarını belirtti. ERDEM GÜL CHP’liler, TBMM Böcek Komisyonu’nun başkanı olan Zeyid Aslan’ın istifasını istedi. AKP’li komisyon başkanvekili tarafından konuşmaları engellenen CHP’liler toplantıyı terk etti. ANKARA CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’e TBMM Genel Kurulu’nda ağır küfreden AKP’li Zeyid Aslan, “Böcek Komisyonu” başkanlığı ve üyeliğinden istifasının ardından, AKP Grup Yönetimi tarafından disiplin kuruluna sevk edildi. Aslan’ın disipline sevk kararı TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in Başbakan Tayyip Erdoğan’a gönderdiği uyarı yazısı üzerine alındı. Aslan’ın önce ‘ceza istemi’ olmadan sevkine, hukuki değerlendirmeden sonra “gruptan geçici çıkarma” isteminin yer almasına karar verildi. Erdoğan ise Çiçek’e gönderdiği yanıtta, “çok ağır tahrik” altında olsa da Aslan’ın sözlerini onaylamadığını, TBMM’nin saygınlığının korunmasına dönük etkili yaptırımların uygulanması için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını bildirdi. Edinilen bilgiye göre, Aslan’ın geçen perşembe günü genel kurulda CHP’li Genç’e yönelik ağır küfürler etmesi üzerine Çiçek, AKP Grup Başkanı sıfatıyla Başbakan Erdoğan’a bir yazı göndererek rahatsızlığını ifade etti. AKP Grup Yönetim Kurulu’nun dünkü toplantısında, sarf ettiği küfürlü ifadelerin “parti tüzüğündeki bazı ilkelerin ihlali anlamına geldiği, toplumda ve parti tabanında da rahatsızlıklara neden olduğu” gerekçesiyle Aslan’ın grup disiplin kuruluna sevk edilmesi kararlaştırıldı. Yapılan hukuki değerlendirmede sevkin “gruptan geçici çıkarma” istemiyle yapılmasına karar verildi. İstemin tedbirli olmaması nedeniyle Aslan, karar verilinceye kadar partinin her türlü toplantısına katılabilecek. Toplantıda, Aslan hakkında disiplin kararı alınmasına karşın CHP’nin Kamer Genç’e sahip çıkması da eleştirildi. Aslan’ın, grup disiplin kuruluna sevk edilmesi, “Partinin genel merkez disiplin kurulu yedek üyesi hakkında yine partinin grup disiplin kurulu tarafından işlem yapılıp karar verilmesi” gibi ilginç bir gelişmeye de neden oldu. Zeyid Aslan, aynı zamanda AKP Merkez Disiplin Kurulu yedek üyesi olarak görev yapıyor. Başbakan Erdoğan, sevk kararının ardından Çiçek’in yazısına mektupla yanıt verdi. Meclis’in saygınlığına gölge düşüren kaba ve yaralayıcı sözler konusunda Çiçek’in hassasiyetine katıldığını belirten Erdoğan, “Bir üyemizin, çok ağır tahrik altında olsa da, kullandığı ifadeleri asla tasvip etmiyoruz. Gereğini yaptık. Hassas olduğumuz dil ve üslup konusunda, diğer partilerden de aynı hassasiyeti beklemek en tabii hakkımızdır” dedi. Genç’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e yakışıksız, edep ve adab dışı sözlü saldırılarının tartışıldığı bir ortamda vahim ifadelerin sarf edildiğine dikkat çeken Erdoğan, “Elbette bir CHP milletvekilinin, alışkanlık haline getirdiği tarzına aynı üslup ve dil ile cevaplamaya bahane teşkil etmez” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da “Küfürbaz milletvekilinin kendisine de, partisine de Meclis’e de hayrı yoktur” dedi. AKP’li kadın vekilden Kamer Genç’e ağır küfürler sarf eden Zeyid Aslan’a AKP’li kadın vekillerin verdikleri destek dikkat çekti. Aslan’a savunma Saldırgandan özür Arınç’ın kendisiyle ilgili sözleri hakkında yorum yapmayan Aslan, “Ana ile başlayan o sözlerden dolayı çok üzgünüm. Çünkü hiçbir anne soytarı doğurmak istemez. Rahmetli annesinden özür diliyorum ama o şahıstan (Kamer Genç) özür dilemiyorum. Milletten, Meclis’ten ve tüm kadınlardan özür diliyorum” ifadelerini kullandı. AKP’nin yedek disiplincisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Böcek Araştırma Komisyonu Başkanı da olan AKP milletvekili Zeyid Aslan’ın CHP’li Kamer Genç’e küfürlü sözleri, komisyon toplantısında sert tartışmaların yaşanmasına neden oldu. Komisyonun dünkü toplantısına Aslan katılmadı. CHP, toplantıya komisyon üyelerinin yanı sıra yaklaşık 30 milletvekiliyle birlikte katıldı. Komisyon Başkanvekili AKP’li Yusuf Başer’in başkanlık ettiği toplantıda sık sık tansiyon yükseldi. Başer’in salondaki kameraların dışarı çıkmasını istemesi üzerine CHP’li Nihat Havutça, “Ana avrat küfür edeceksiniz, ondan sonra basını dışarı çıkaracaksınız” dedi. Söz alan komisyonun CHP’li üyesi İlhan Cihaner, “Komisyonun kurulması ahlaki bir zemindir ama maalesef o zemin kaybolmuştur. Hakaretten bahsediyorsunuz, hakaretin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız tutanakları okuyun” dedi. AKP’li Yılmaz Tunç’un araya girerek “Siz Kamer Genç’e söyleyin onu, ona öğretin” demesi üzerine tartışma çıktı. Başkanvekili Başer’in, Cihaner’in konuşmasını tamamlamadan toplantıya ara vermesi, tansiyonu daha da yükseltti. CHP’li Haydar Akar, toplantıya ara verdiğini söyleyen Başer’e tepki göstererek “Müsaade edin de konuşsun. Yuh be!” diyerek elindeki kalemi Başer’e doğru fırlattı. Cihaner, “Başkan istifa edecek. Neyine güveneceğim ben bu adamın?” dedi. Komisyonun tek kadın üyesi AKP’li Belma Satır ise araya girerek “Bardağın taştığı andı” diyerek Aslan’ın ağır küfürlerini savundu. CHP’li Erdal Aksünger, “Bu kelimeler dışarıda söylense cinayet çıkar, böyle aşağılık bir söylem olabilir mi?” dedi. Başer de “Testi tek başına kırılmaz” diyerek küfürlü konuşmaya CHP’nin neden olduğunu ima etti. Daha sonra CHP’li vekiller salonu terk etti. Öte yandan önceki gün TBMM’nin resmi internet sitesinden kaldırılan tutanaklar dün itibarıyla tekrar siteye yüklendi. Küfürler, baş harfleri yazılarak ve noktalı şekilde yansıtıldı. Fotoğraf: AACEM ÖKSÜZ Aslan disipline sevk edildi 3 MAYIS DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ Hapisteki gazeteciler için uçurtma eylemi İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, dünyanın en çok gazeteci hapseden ülkesi olan Türkiye’de, Avrupa’nın en büyük adliye binası önünde bugün hapisteki 62 gazetecinin fotoğraflarını taşıyan 62 uçurtma uçurma eylemi yapacak. TGS, gazetecileri, hapisteki gazetecilerin ailelerini, çocuklarını, yakınlarını, sanatçıları, aydınları, öğrencileri ve tüm sivil toplum örgütlerini eylem destek ve dayanışmaya çağırdı. TGS, tüm gazetecilere özgürlük için 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde saat 12.00’de Çağlayan Adliyesi önünde buluşmaya çağırarak bir kişinin eksik olması halinde, bir gazetecinin uçurtmasının yerde kalacağına dikkat çekti. dırım, “Haber beklemez, her şeye karşın bu yazı yazılmalı” diyen yazarların da köşelerinde gülen surat ikonu kullanmaları çağrısında bulundu. BM Genel Kurulu da 1993 yılının Aralık ayında aldığı kararla, 3 Mayıs’ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü ilan edildi. 3 Mayıs’ın önemi ve anlamı satırbaşları ile şöyle: “3 Mayıs basın özgürlüğünü destekleyen girişimleri geliştirmek ve teşvik etmek için bir eylem günüdür. 3 Mayıs dünya çapında basın özgürlüğünün durumunu değerlendirme günüdür, 3 Mayıs, basın özgürlüğü için yaptıkları taahhütlere saygılı olmalarını hükümetlere anımsatma günüdür. 3 Mayıs basın özgürlüğünün önemine olan duyarlılığı artırma ve kamuoyunu uyarma günüdür. 3 Mayıs meslek etiği ve basın özgürlüğü konularında medya profesyonelleri arasındaki tartışmaları teşvik etmek için bir yansıtma günüdür. 3 Mayıs mesleklerini sürdürürken yaşamını yitiren gazetecileri anma günüdür. 3 Mayıs basın özgürlüğünü ortadan kaldırmaya çalışan veya engelleyen herhangi bir önlemden dolayı mağdur duruma düşen medyayı destekleme günüdür.” 3 Mayıs’ın önemi KENDİSİNE ‘GÜNAYDIN’ DİYEN CHP’Lİ VEKİLE ‘DELİNİN TEKİ’ DEDİĞİ ÖNE SÜRÜLDÜ Erdoğan’dan ‘ağır tahrik’ vurgusu Şahin de ağzını bozdu AYŞE SAYIN Fatma Şahin ANKARA CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, dün sabah uçakta karşılaştığı ve “Günaydın” diye selamladığı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in kendisine “delinin teki” diye hakaret ettiğini açıkladı. Nazılıaka, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, “Atatürk olmasa hangi tarikat mensubunun, bilmem kaçıncı hanımı durumuna düşerdiniz” sözleri nedeniyle başta Bakan Şahin olmak üzere AKP’lilerin Genç’i “hedef haline” getirmesini eleştirmişti. Nazlıaka, bu olayın ardından, ilk kez dün Ankara’dan İstanbul’a giderken yine uçakta karşılaştığı Bakan Şahin’e “günaydın” dediğini, ancak karşılığında sert tepkiyle karşılaştığını belirterek, aralarında geçen diyaloğu Twitter hesabı üzerinden paylaştı. Olay sonrası Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Nazlıaka, uçakta kendisinin eşiyle yan yana oturduğunu, Şahin’in yanında da Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın bulunduğunu anlattı. Kendisinin Şahin’i sonradan fark ettiğini ve görünce de eğilip, “Günaydın Sayın Bakan” dediğini anlatan Nazlıaka, “Kendisi ‘Ne günaydını, benim seninle artık merhabam yok’ dedi. Ben de ‘Nasıl konuşuyorsunuz?’ deyince, ‘Nesin sen, kendini ne sanıyorsun, sen kendini milletvekili mi sanıyorsun, delinin teki’ diye bağırdı. Bunun üzerine Beşir Atalay, kendisini yatıştırmaya çalıştı. Bunun tanıkları var” diye konuştu. ülümsemek direnmektir’ çağrısı CHP 5+1 Basın, Medya ve Halkla İlişkiler Gönüllü Meslek Grubu da gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın “Gülümsemek Direnmektir” adlı kitabından esinlenerek başlattığı etkinlik kapsamında 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde köşe yazarlarını “gülen surat” yapmaya davet etti. Grup Başkanı Gamze Yıl ‘G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle