18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 19 MAYIS 2013 PAZAR 20 KÜLTÜR TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, Atlı Köşk’teki ‘At’, Altıyol’daki ‘Boğa’, Divan Oteli önündeki ‘Geyik’ heykellerinin iadesini istiyor. TBMM Milli Saraylar Müzecilik ve Tanıtım Başkanı Bülent Arı, bu heykellerin mekânlarıyla özdeşleşmiş olması karşısında, ‘Çelişki var tabii’ diyor. Şaha Kalkmış Özgürlük Atı Güneşin Sofrasındayız... Hava belli belirsizdi: Ya yağmur yağarsa? Tepesi açık çünkü... Yer belli belirsizdi: Harabeydi gördüğümde... Hani tiyatroya dönüştürmek harika bir düşünce ama hangi teknik olanaklarla? “Oyun” hem belli hem belirsizdi: Belliydi, çünkü adından da anlaşılacağı gibi “Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar” Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oluşacaktı. Belirsizdi çünkü: Genco Erkal’ın yeni bir kurgusu, bugüne dek hiç söylemediği şiirler de söz konusuydu... Beklentiler belli belirsizdi: Ustalığa saygı ile “yine mi Nâzım Hikmet” dudak bükmesi arasında gidip geliyordu... Sonra... Sonra o gece geldi. İstanbul Eminönü’nde 1700’lerden kalma Ali Paşa Han’ın avlusuna girdik. İki akşam önceydi. Tepemizde yıldızlar ve bir de ay... Taş duvarlar arasında yerimizi aldık ve “büyü” başladı... Nasıl, ne zaman oldu bilemiyorum. Hepimiz birer Nâzım Hikmet’tik. Bu nasıl bir “büyü”dür ki, Piraye’ye âşık olduk. Bursa Cezaevi’nden ona mektuplar, şiirler yazdık. Hepimiz geceye demirlerden baktık... Bu nasıl bir büyüdür ki, dün bugün oldu: Ülkemin hapishane coğrafyasındaki tüm taş duvar, demir parmaklıklar gerisindeki insanlara, yazarlara, şairlere, düşünenlere dönüştük... Dünyanın daha güzel, hayatın daha yaşanılası olabileceğine dair içimizdeki umudu büyüttük. Kavgamızı, sevincimizi çoğalttık. Hasretten, sevdiklerimize hasret, evimize hasret, kentimize hasretten defalarca öldük. İman tahtamızın üzerindeki baskıya rağmen kalbimiz en uzak yıldızla çarptı. Dövüşen Boğa ‘Çelişki var tabii...’ CEREN ÇIPLAK Heykellerin iadesini isteyen Milli Saraylar’ın Müzecilik ve Tanıtım Başkanı: Baştan başlamalıyım: Genç mimar Selen Erkal’ın mekân tasarım ve uygulaması, Ali Paşa Han’ının iç avlusunu mucizevi bir biçimde tiyatroya dönüştürmüştü. Rahat, işlevsel, görüş açısı, akustiği mükemmel. En az müdahale ile en iyi sonuç alınmış. Mekânla oyun birbirleri için yaratılmışlardı. Bu bütünleşme sanki bin yıllıktı. Hem de bugüne aitti. “Dün, bugündü” demem boşuna değil. Nâzım Hikmet sanki hiç bu kadar bugüne ait olmamıştı. “Antenler yalan söylüyorsa/ yalan söylüyorsa rotatifler/ duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa” gelip seyirciler arasında yerini aldı. “Dua yalan söylüyorsa/ rüya yalan söylüyorsa....” Oyun alanında Genco Erkal ve Tülay Günal. Genco Erkal’dan bin kez dinlediğim dizelerin, hâlâ beni böylesine etkilemesine müthiş şaşarak; Tülay Günal’ın sahnede büyümesine, büyümesine, çoğalmasına, çoğalmasına neredeyse inanamayarak izledim ikiliyi. Mükemmelliğin ötesinde ilişkileri çarpıcıydı. Birbirlerine hiç dokunmadan, bir an olsun göz göze gelmeden yaratılan yoğun ilişki. Aralarında elastiki, gözle görünmeyen bir ip: Yakınlaşan, uzaklaşan, düğümlenen ama hiç ama hiç kopmayan bir ip... Oyunun her anında Nâzım Piraye’yi, Piraye Nâzım’ı, aklında, yüreğinde, ruhunda var etti ve yaşattı. Oyun alanında iki müzisyen: Piyanoda Yiğit Özatalay, viyolonselde Deniz Doğangün... Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Tolga Çebi, Nadir Göktürk, Timur Selçuk’un bellekleri terk etmeyen besteleri... Şiirle şarkıyı, hüzünle sevinci, hasretle umudu dengeleyen mükemmelliyet... Oyun bittiğinde 185 kişilik tiyatroda hepimiz güneşin sofrasında, dostlar arasındaydık. (Haziran sonuna dek oynuyor.) “Yaşamaya Dair”, teatral bir çağrıydı. Şiire bir çağrıydı. Ama en çok en çok insanlığa bir çağrıydı. Mekân ve zaman İnsanlığa çağrı Sultan Abdülaziz 1864’te Beylerbeyi Sarayı bahçeleri için Pierre Louis Rouillard’dan 12 bronz, 10 mermer heykel sipariş eder. Bu heykellerin bir kısmı daha sonraki dönemlerde Yıldız Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı bahçelerinde de yer alır. Bugün ise bu heykellerin büyük bir kısmı çeşitli nedenlerden dolayı saray bahçelerinde yer almamakta. TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı ise bir envanter çalışması yaptı ve yerini tespit ettiği heykellerin Beylerbeyi Sarayı’na iadesini talep etti. TBMM Milli Saraylar Müzecilik ve Tanıtım Başkanı Dr. Bülent Arı ile bu süreci konuştuk. Arı, talep ettikleri heykellerin yerine replikalarının konulmasını öneriyor. Bugün bu heykelleri geri isteme nedeniniz nedir? Saraylar saltanattan Cumhuriyete geçtikten sonra milletin oldu. Dola yısıyla bu heykeller millete, saray envanterine ait. Biz bu heykelleri şahsımıza istemiyoruz, millet adına istiyoruz. Bu heykelleri bir bütün halinde tek bir yerde sergilemek gerekiyor. Ait olduğu yere, Beylerbeyi Sarayı’nın bahçelerine alıp açıkhava müzesi haline getireceğiz. Genelkurmay binası önündeki iki heykeli de istediniz mi? İstemedik, çünkü o heykeller Genelkurmay binasıyla özdeşleşmiş heykeller. Burada bir çelişki var. Atlı Köşk’teki At ve Kadıköy Altıyol’daki Boğa heykelleri de mekânlarıyla özdeşleşmiş heykeller. Simgeleşmiş bir heykeli geri almak doğru mu? Çelişki var tabii. Doğru ya da yanlış. Bu heykellerin illegal yollarla alındığını iddia etmiyoruz. Sadece bunların zamanında saraya ait eserler olduğunu söylüyoruz. Şimdi tekrar saraya dönsün istiyoruz. Heykelleri hem korumak hem de yerli ve yabancı zi yaretçilere açmak amacıyla istiyoruz. Bu heykeller gelir ya da gelmez, biz SAPTANAN HEYKELLER talep ediyoruz. Her birinin hukuki süBRONZ reçleri farklı. Şaha Kalkmış Özgürlük Talep mi ediyorsunuz, yoksa Atı Sabancı Müzesi’nde rica mı? Atlı Köşk’ün önünde. Şimdilik rica diyelim. Sonraki adımDövüşen Boğa Kadıköy lar Meclis idaresinin alacağı kararlardır. Altıyol Meydanı. Özel koleksiyonda yer alan bir Elan (Hamle) Yıldız eser Bakanlık denetimindeyse, bu Parkı. durum, devlete, istediği zaman o Umutsuz Durumda Geyik eseri geri alma hakkı veriyor mu? Taksim Divan Oteli Hukuki olarak tabii ki vermez. Ama bahçesi. Milli Saraylar’dan çıkan bu heykelleri MERMER yine de millet adına istiyoruz. Bu çaBir Kaktüsün Üstünde Zıplayan Aslan İBB lışmamız belediye kontrolünde halka açık yerlerde sergilenen heykeller binası önü. Kafası Sağda Dinlenen Aslan Geneliçin iyi olacak. Açık alandaki heykekurmay binası önü. ler tahribata uğruyor. Bunu önlemek Elinde Top Tutan Aslan istiyoruz. Biz ilgili makamlardan talep ettik. Henüz bir cevap gelmedi. Genelkurmay binası önü. Yılan Üstünde Aslan Ormandan kaçmış bir hayvanı dü İstanbul Kalender şünün, onun yeri kafes değil tabiatOrduevi girişi. tır. Böyle düşünüyoruz. Heykelleri asıl mekânına kavuşturmak istiyoruz. Bu bir ‘büyü’ ANTİK A.Ş. MÜZAYEDESİ 25 MAYIS’TA Çağdaş Türk sanatından eserler aile koleksiyonundan çıkan farklı dönemKültür Servisi Çağdaş Türk resim salerine ait eserler de satışa çıkacak. Mübin natından eserlerin satışının gerçekleşeceği Orhon’un aile koleksiyonundan 19661972 Antik A.Ş. müzayedesi 25 Mayıs Cumarteyıllarına tarihlenen 10 adet eser de ilk kez si günü saat 15.30’da Antik Palace’da. Erol satışa çıkıyor. Mehmet Güleryüz’ün “Cep Akyavaş, Burhan Doğançay, Mübin OrHerkülü” ve “Teknik Direktör” konulu hon, Ferruh Başağa, Adnan Çoker, Meheserleri, Adnan Çoker’den “Mavi Denge” met Güleryüz, Komet, Nejad Melih Devkonulu tuval çalışması da müzayedede yer rim ve Ömer Uluç gibi önde gelen sanatçıalan yapıtlar arasında. ların eserlerinin yer aldığı müzayedede satıMüzayedenin sıra dışı eserlerinden bir taşa çıkacak eserler, 25 Mayıs’a kadar Antik nesi Hüsamettin Koçan’ın “Görme EngelA.Ş. sergi salonlarında görülebilir. liler İçin Resimler” serisinden. Özel bir çaDoğançay’ın “Black SST” isimli kurdeMehmet Güleryüz mur bileşiminin tuvalin arkasından önüleler serisinden 1982 tarihli yapıtının açıne yaptığı baskı sonucu ortaya çıkmış kalış fiyatı 350.000 TL. Mayıs ayı sonunda İsbartma figürlerinin dokunularak hissedildiği tablo görtanbul Modern müzesinde retrospektif sergisi açılacak me engelliler için yapılmış. Dokunarak hissedilen eser Erol Akyavaş’ın “Gizli/Saklı Şeylerin İzleri” tablosu Türkiye’de ilk kez bir müzayedede satışa sunulacak. 150.000 TL açılış fiyatıyla satışa sunulurken, sanatçının Bir çocuk daha okusun diye... 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel : 0212.274 15 02 0212.213 74 02 Fax : 0212.275 52 44 www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle