23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 2013 SALI 6 ACİLCİLER: HABERLER Eylem bizim değil AKIN BODUR Etkin Aktör’ün Ölmeye Mahkumları “Pentagon”un dünya ile dama taşı oynanan ve egemenlik alanları planları yapılan geniş odalarında oturduğunu sanan Cengiz Çandar, Reyhanlı’da öldürülenlere kısa bir lokanta hesabı kesmiş: Eeee bu normaldir, “Reyhanlı’daki patlamaları ve şimdiye dek herhangi bir benzeri olayda görülmemiş yükseklikteki can kaybını, Ortadoğu politikasında ‘etkili bir aktör’ olmanın ‘kaçınılmaz maliyetlerinden biri’ olarak görmek gerekiyor...” CÇ’ye göre “Türkiye, Suriye’den ve Ortadoğu’dan uzak durmalı” görüşü, “bozguncu soğuk savaş dönemi statükoculuğu… Türkiye’nin ulaştığı gelişme düzeyi ve uluslararası sistemin içine girdiği kalıp, Ortadoğu’da ‘etkili bir aktör’ olmaktan öteye ona bir şans tanımıyordu. Bu da kaçınılmaz idi.. bu rolü ‘hatasız’ oynamanın formülü de ortada yok.” (Dünkü yazısı, Radikal) Davutoğlu da aynı görüşte, RTE de. Zaten CÇ onları yeterince beğenmiyor bile! Ah kendisi olacaktı ki o koltukta, bakındı siz... HHH Davutoğlu/Erdoğangiller familyası çok geniş. Hepsine göre Reyhanlı’dan Esad suçlu. Nedeni açık ve seçik: Hepsi Esad’ın can düşmanı... Suriye’ye girmek için yanıp tutuşuyorlar... Dolayısıyla kim yaparsa yapsın, Esad yapmıştır. Siyasi saptamalar için delil, araştırma, başka fikir yürütme gerekmez. Bütün oklarını “düşmana” çevireceksin! Bu iktidarın hapishanelerde çürüttüğü “iç düşmanlar” için de delil falan gerekmiyordu... CÇ için de gerekmemişti! Bu nedenle Silivri, tahammül edilmez bir hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, suçsuz insanlara siyasi faturanın kesildiği, Gulag Takımadaları’na, Rusya’nın Sibiryası’na dönüştürülmüştür. Tasfiye edilmesi gereken herkes için delile ihtiyaç yoktur, faturayı keseceksin, silahı ateşleyeceksin. Bütün faşist, diktatörlük rejimlerinin mantığı böyle çalışır... Esad yapmış olamaz mı? Olabilir... Bilmiyoruz. Bunu ortaya koymaları gerekir. Ama şu olgu da var: Türkiye ile Suriye arasında ilan edilmemiş bir yeraltı savaşı sürüyor... Ankara, Esad’ın yıkılması için her şeyi yapıyor mu, paraysa para silahsa silah... her türlü destek veriyor mu... evet... böyle herkesin bildiği “gizli savaş”ta, taraflar birbirinin canını acıtmak için her türlü kirli silahı kullanabilirler. Ankara’nın desteklediği, kullandığı silahlı güçler, acaba kaç bin Suriyeliyi öldürdü? Ortadoğu “savaş teorisyeni” Yeni Osmanlı Davutoğlu, Ankara’nın Suriye politikasını desteklemeyenleri hain ilan edecek noktaya geldi. Bu söylemi çoooook eskiden tanırız biz... Kralcı, imparator, padişah, hanedan, demokrasiden zerre kadar nasibini almamış iktidar politikalarına karşı çıkan herkes “hain”dir... Ama tarih, muhaliflerini hain olarak niteleyenlerin, ülkeye en büyük zararı verdiğinin kanıtlarıyla doludur. Hiçbir yurtsever, bu söyleme pabuç bırakmaz!.. Atatürk’ün yurtta barış dünyada barış temel politikasını çöpe atanlar, Türkiye’ye en büyük kötülüğü yapıyorlar... İktidar elemanları, Esad’ın taşeronu olarak da Acilciler diye bir eski örgütü gösterdi. Bakıyorsunuz böyle bir örgüt Türkiye’de yıllardır aktif değil... Herhalde MİT’i, Emniyeti, suçu yıkabilecekleri bir örgüt yaratmakla meşguller, öyle ki bu örgüt aynı zamanda iktidarın Suriye’ye karşı savaş politikasına karşı olsun!.. Sola karşı yeni bir saldırı kampanyası mı? İkidarın hamurunda bu fazlasıyla var... Gaziantep’teki bomba olayını neden açıklığa kavuşturmadınız? Acaba soruturmanızın altında ne çıktı da üzerine kapattınız... HHH Evet, demek Suriye iç savaşından uzak durmak istemek, bozgunculuk... “Büyük devlet” olmuşuz, dolayısıyla Ortadoğu’da kaçınılmaz bu rolü üstlenmişiz de haberimiz yok.. Şimdi de bu rolün doğal faturasını hiç yüksünmeden ödemek zorundaymışız... Bak sen! Kim ödüyor bu faturayı, sen mi?! Ankara mı? Erdoğan mı, Davutoğlu mu? Hayır, millet... Yurttaşlar... Yurttaşların önemi mi var? Onlar “etkin politika ve liderlik rolü” için ölmek zorundadırlar... Hepsi cennete gidecektir. Diyanet Başkanı böyle bir fetva verebilir! Bu fetvayı CÇ verdikten sonra hele... Kitleler, savaş ağalarının, savaş iktidarlarının, hırs ve intikamlarının ölmesi gereken araçlarıdır sadece... Hiçbirine sorulmaz, ama ölürler... Ölenler, ne AKP’nin gönüllü tugaylarıdır ne CÇ’nin fikirdaşları... Ölmeleri için sıradan insan olmaları yeterlidir... Türkiye Cumhuriyeti’ne kayıtlı yurttaş olmaları da... İSKENDERUN Bombalı saldırıyla ilgili suçlanan THKPC Acilciler örgütünün Suriye’deki lideri Miraç Ural, gazetemize konuştu. Kendisi de Hataylı olan ve saldırıyı kınayan Ural, “ Rey hanlı’daki olay alçak ça ve insanlık dışı bir eylemdir. Pervasızca, in sanlığı hi çe sayan bir eylemdir. Bu, Miraç Ural hiçbir örgütün, organizasyonun ve şahsın yapabileceği bir eylem değildir. Güç dengelerini karıştırmak isteyen bir eylemdir. İsrail ve Erdoğan yönetiminin yapabileceği bir eylemdir. Bu eylemi yapanlar Suriye’deki eylemlerden de sorumludurlar.” “Acilciler Türkiye’de hâlâ faaliyet gösteriyor mu?” sorusuna ise Ural, “Acilciler Türkiye’de faal değil. Son 30 yıldır Acilciler, Türkiye’de hiçbir eylem yapmamıştır. Acilciler kendini lağvetmiştir. İşi Suriye’ye havale etmek için beni araç ediyorlar” yanıtını verdi. 33 yıldır Suriye’de olduğunu, adil bir yargılama olursa Türkiye’ye dönebileceğini söyleyen Ural, Suriye’de muhaliflere karşı savaştığı iddiaları için, “Ben Suriye’de yaşıyorum. Suriye’de yaşayan bir insan olarak vatan savunması yapıyorum. Esad ve yönetimi için değil dış güçlere karşı savaşıyorum. Yaşlı, çocuk, kadın ve eline silah almayanlara karşı savaşmıyorum, savaşmam” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, patlama olan bölgeleri gezdi. Terör ithal ettiler Reyhanlı’ya giden Kılıçdaroğlu yurttaşları dinledi, hükümeti eleştirdi MEHMET ALİ SOLAK REYHANLI Bombalı saldırılarda 50 kişinin yaşamını yitirdiği Reyhanlı’da incelemelerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Suriye’de yaşanan olayların Türkiye’ye sıçraması ciddi bir sorun. Atalarımızın bir sözü var. Rüzgâr eken fırtına biçer. Ne yazık ki biz artık terör ithal eden bir ülke haline geldik. Huzurumuz kaçtı. Vatandaşlar, ‘Suriye’de ne işimiz var’ diye soruyor. Biz barışı egemen kılmak zorundayız. Hükümetin bu konuda ciddi tedbirler almasını bekliyoruz” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beraberindeki genel başkan yardımcıları Umut Oran, Faruk Loğoğlu ve CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ile birlikte dün Ankara’dan özel uçak ile Hatay’a gitti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, milletvekilleri ve partililer tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, bombalı saldırıda 50 kişinin yaşamını yitirdiği Reyhanlı’ya geçti. Patlamanın meydana geldiği Atatürk Caddesi’nde incelemelerde bulunan Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanı Hüseyin Şanverdi’den olaya ilişkin bilgi aldı. Patla Reyhanlı’da konuşmadık taşlarla görüşmelerini sürdürdü. Yurttaşlar yaşadıkları vahşeti Kılıçdaroğlu’na anlattı. (DHA) malarda işyerleri zarar gören esnafa geçmiş olsun dileğinde bulunan Kılıçdaroğlu, “Ne kadar etkili olduğunun tanığıyız. Vatandaş tepkili, yaralar sıcak hâlâ” dedi. Kılıçdaroğlu, zarar gören işyerlerinin önünden geçerken, esnaf ve yurttaşlar “Kahrolsun AKP” sloganları attı. Kılıçdaroğlu, “Buraya siyaset yapmaya gelmedim. Reyhanlı halkına başsağlığı dilemeye geldim. Onlara, geçmiş olsun dileklerimi iletmeye geldim. Bugün siyaset günü değildir. Reyhanlı halkının acıları var. Acıları çok taze” diye konuştu. Hasarlı bir işyerine giren Kılıçdaroğlu’na buradaki esnaf avucundaki metal parçalarını verdi. Esnaf, “Bunlar şarapnel parçaları. Bunlar bizim üzerimizde patladı” dedi. Kılıçdaroğlu, yurttaşların talep ve beklentilerini dinledi ve yaraların sarılması konusunda kendilerinin de hassasiyet göstereceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, gezisini sürdürürken, ikinci patlamanın olduğu PTT binası yakınlarındaki çukurda bir ceset daha bulunduğu bilgisi verildi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, olay yerinden ayrıldı ve yurt Buradan Antakya’ya geçen Kılıçdaroğlu, Vali Celalettin Lekesiz’den olayla ilgili bilgi aldı. Kılıçadaroğlu, gazetecilerin soruları üzerine, “Reyhanlı’da konuşmadık. Çünkü siyaset yapmaya değil insanlarımızın yaralarını sarmaya geldik. Terör bir insanlık suçudur. Kimden ve nereden gelirse gelsin, önce insan olarak hepimizin, düşüncemiz ne olursa olsun, teröre karşı ortak tepki vermek zorundayız. Bize ‘Neden böyle oluyor’ diye soruyorlar. Hepimiz bunu düşünmeliyiz. Vatandaşlarımızın sağduyulu olmasını istiyoruz. Suriye’de yaşanan olayların Türkiye’ye sıçraması ciddi bir sorun. Atalarımızın bir sözü var. Rüzgâr eken fırtına biçer. Ne yazık ki biz artık terör ithal eden bir ülke haline geldik. Huzurumuz kaçtı. Vatandaşlar, ‘Suriye’de ne işimiz var’ diye soruyor. Yayın yasağından başlayarak birçok konuda vatandaşlarımızın sıkıntıları var. Biz barışı egemen kılmak zorundayız. Hükümetin bu konuda ciddi tedbirler almasını bekliyoruz” diye konuştu. SURİYELİ BAKAN, KAN ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMAK İSTENDİĞİNİ SÖYLEDİ DIŞ BASIN: AKP bir şeyler gizliyor Dış Haberler Servisi Alman gazeteci, tarihçi Dr. Nick Brauns’ün AKP hükümeti için “savaş kabinesi” benzetmesi dikkat çekti. Yayın yasağını sert bir dille eleştiren Brauns, ANKA’nın haberine göre şu ifadeleri kullandı, “AKP hükümeti açıkçası bir şeyleri gizliyor ki basını susturmaya çalışıyor. Erdoğan yönetimindeki AKP hükümeti savaş kabinesi gibi kamuoyunu baskı altında tutmaya çalışıyor. Önce yaklaşık yüz kadar muhalif gazeteci cezaevine gönderildi, şimdi de medyaya sansür getirildi. Bu açıkçası diktatörce bir yaklaşım.” Almanya Sol Parti Federal Milletvekili ve Meclis Grubu Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen, Junge Welt gazetesine verdiği demecinde daha önceden de olduğu gibi Türk hükümetinin NATO müdahalesi için bahaneler ürettiğini söyledi. Çin ve İspanya’dan saldırılara yönelik kına ma mesajı gelirken Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma’nın dışişleri komisyonu başkanı Aleksey Puşkov, saldırıya ilişkin “Ortaya çıkan tablonun Suriye’de askeri senaryoları destekleyenlerin çıkarına olduğunu” söyledi. Zubi: Erdoğan’ın suçu Dış Haberler Servisi Suriye Enformasyon Bakanı Umran el Zubi, Reyhanlı’daki saldırıyla ilgili Türkiye’yi suçlarken “tüm olanların sorumluluğu Türk hükümetinin ve kişisel olarak Erdoğan’ın” dediğini duyurdu. Habere göre El Zubi, Erdoğan’a istifa etmesi çağrısı da yaptı. El Zubi Erdoğan’a atfen “Türk ve Suriye halklarının kanı üzerinden siyasi kariyer yapma hakkı yok” dedi. Saldırıyı şiddetle kınadığını söyleyen El Zubi, Türk halkına taziyelerini sunduklarını kaydetti. Ruslar: Zamanlama önemli Öte yandan Rus basınında da yer alan haberlerde patlamaların zamanlamasına dikkat çekildi. Kommersant gazetesi Ankara’nın saldırılardan Şam yönetimini ve Suriye istihbaratını sorumlu tuttuğunu hatırlatarak bu suçlamaların Erdoğan’ın 16 Mayıs’ta yapacağı ABD ziyaretine yön verebileceğini belirtti. Türkiye’nin Suriye’ye yönelik askeri müdahaleyi desteklediğini savunan gazete, saldırının arkasında Şam’ın yer almasının müdahale için makul bir gerekçe olacağını kaydetti. Rusya’nın Sesi, kimyasal silah kullanımıyla ilgili tartışmaların devam ettiği bir dönemde Reyhanlı’daki saldırıların zamanlama açısından manidar olduğunu yazdı. Rossiyskaya Gazeta, Rusya’nın Sesi tarafından yansıtılan değerlendirmesinde saldırıları, “Soğuk hesaplaşmanın sıcak izleri” başlığıyla verdi. ERTUĞRUL KÜRKÇÜ: Halk ÖSO’yu Sansüre itiraz suçluyor REYHANLI (Cumhuriyet) BDP Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Reyhanlı’da incelemelerde bulundu. Buradaki izlenimlerini ilk olarak Twitter üzerinden paylaşan Kürkçü, halkın patlamayla ilgili olarak Suriye hükümetini değil Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) sorumlu tuttuğunu yazdı. Kürkçü, “Halk saldırının Suriye hükümetinden değil, ÖSO’dan kaynaklandığı, mültecilerin patlama öncesi uyarıldığı inancında. ÖSO’yu suçlayanlar sanılacağı gibi Aleviler değil, çoğunlukla Sünni olan bütün Reyhanlılılar. Saldırıyı her an bekliyorlarmış. Sorumluluğun hükümette olduğundan kimsenin kuşkusu yok. Halk AleviSünni çatışmasından endişeli” dedi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kürkçü, saldırıyı THKPC Acilciler grubunun gerçekleştirdiği yönündeki iddiaların fantezi olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ve Basın Konseyi Reyhanlı’daki patlamalarla ilgili konulan yayın yasağının kaldırılması için ayrı ayrı mahkemeye başvurdu. Dilekçelerde, halkın olay hakkında haber alma ve bilgi edinme hakkının engellendiği bunun da anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu vurgulandı. Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, gazeteciler için alınan gizlilik ve haber yasağının halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını engellemek anlamına geldiğini açıkladı. Sertel, “Yasaklayıcı zihniyet, çözüm değil çözümsüzlük üretir” dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Yönetim Kurulu da, yayın yasağına tepki göstererek, “sansür” kararının hiçbir demokratik ülkede yeri olmadığını vurguladı. Diyarbakır’da kavga: 2 ölü ‘Davutoğlu istifa etmelidir’ Yurttaşlar enkazda hâlâ ceset arıyor. İstanbul Haber Servisi DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, patlamanın sorumlusunun AKP’nin dış politikası olduğunu söyledi. Çerkezoğlu, bir numaralı sorumlunun Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğunu belirterek özür dileyip istifa etmesi gerektiğini söyledi. n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Yediemin Otoparkı’na, burada yapılacak araç ihalesine girmek üzere gelen ve daha önce ortak oldukları belirtilen iki taraf arasında tartışma çıktı. Silahlı kavgaya dönüşen olayda, Mehmet Emin Karayel (40) ve Münir Karayel (32) öldü, Arif Doğan (42) ve Mehmet Şerif Doğan (32) ise yaralandı. Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan Arif Doğan’ın durumunun ağır olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle