22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 14 MAYIS 2013 SALI 16 KÜLTÜR Tiyatro Kare ‘Aşka 103 Adım’ı, Ankara DT ‘Aklımdaki Kadınlar’ı sahneliyor Kıvamını bulamamış Neil Simon yapımları ‘Aşka 103 Adım’ GENCO ERKAL AİLE YADİGÂRI ALİ PAŞA HANI’NI TİYATRO SAHNESİNE DÖNÜŞTÜRDÜ u Simon oyunlarında yer alan sanatçı, rolünü öyle parlatmalıdır ki izleyen, metnin yazar kişi becerileriyle gizlenmiş sıradanlığını farketmeksizin, olaya kaptırıversin kendini. Simon oyunlarının “kıvamı”nı tutturan işte bu oyunculardır. 60’lı yıllardan bu yana, “satış” açısından en parlak ABD’li oyun yazarları arasında yer alan Neil Simon, 40 dolayındaki oyunuyla bizim tiyatrolarımızın da 50 yıldır gündeminde. İlk oyun “Borusunu Öttüren” 1963 yılında Dormen Tiyatrosu’nda sahnelenmişti. Pek çok kez sahnelenen “Bir Garip Çift”, “Çıplak Ayak”, “İkinci Bölüm” gibi Neil Simon oyunlarında, Müşfik Kenter’den Metin Serezli’ye, Cihan Ünal’dan Çetin Tekindor’a, Nisa Serezli’den Göksel Kortay’a birçok “yıldız” sanatçı yer aldı. Nedim Saban’ın 1992’de sahnelediği Tiyatro Kare yapımı “Müziksiz Evin Konukları” Macide Tanır’ın son sahne çalışması olarak belleklere kazınmıştı. “Brighton Beach Anıları”nın 1989’da Alpay İzbırak’ın parlak rejisiyle oluşturulmuş Ankara Devlet Tiyatrosu yapımında, ergenlik çağındaki Simon’u oynayan Sabri Özmener’in yorumu da unutulmazlar arasındadır. Gülmece ve duygusallıkla harmanladığı oyunlarına bir ölçek de popüler psikoloji ekleyerek, yüzeysel Broadway parıltılarına “derinlik” duygusu katmaya merak bölümleri, haftalar boyunca oynadığı bir senaryoda, durumu ve dramı değişmeyen “karakter”i nasıl “renkli” kılacağını bilemeyen dizi oyuncuları gibi, aynı ses tonunu, jest ve mimikleri yinelemekle yetiniyor. Komedisi ve dramı yerli yerine oturtulamamış bir sahne olayı... Özellikle New York uzamında yaşanan aile, evlilik, aşk izleklerini irdeleyen Simon’un tecimsel açıdan en başarılı yapıtlarından “Parkta Çıplak Ayak” başlıklı güldürü, Tiyatro Kare’nin sunduğu yapımda, Nedim Saban tarafından “Aşka 103 Adım” başlığıyla ülkemize uyarlanarak kısaltılmış. Oyun kısaltılınca, güldürü dozunu ayakta tutan kıvam bozulmuş. New York’tan Cihangir’e geçiş de oyuna espri katmamış. Bu arada, “çatıdaki komşu”(Umran Ertok) örgesi, dekor ve ışık kullanımındaki özensizlik sonucunda, güldürünün bir parçası olmaktan çıkmış. Köhne bir apartmanın en üst dairesini kiralayan yeni evli çifti oynayan, yetenekli olduklarından kuşku duymadığım Özge Özberk ve Bülent Seyran, güldürüsü yalıtılmış, düşündürücülüğü kısıtlanmış metni düz yorumlarla sunarken, bütün sevimliliklerine karşın, teatral çekicilikten yoksun dekorun sıradan görselliği içinde yitip gidiyorlar. Geriye Anne’yi oynayan Suna Keskin kalıyor. Baştan sona görüntüsüyle, mimikleri, jestleri ve hareketleriyle, sesini kullanış ve giysilerini taşıyış biçimiyle, Neil Simon tiyatrosunu parlatan bir usta var karşımızda. Oyunu soluklandıran, tüm kusurlarına karşın izleten, bunu yaparken kendini paralamayan, rahat ve seyircisine egemen, ama son derece disiplinli bir yorumcu. Örnek olsun! ‘Aşka 103 Adım’ lı, “işinin ehli” yazarın, tecimsel başarıya ulaşma yolundaki vazgeçilmezinin “oyunculuk” olduğu açıkça görülür. Simon oyunlarında yer alan sanatçı, rolünü öyle parlatmalıdır ki izleyen, metnin yazar kişi becerileriyle gizlenmiş sıradanlığını farketmeksizin, olaya kaptırıversin kendini. Simon oyunlarının “kıvamı”nı tutturan işte bu oyunculardır. Sözgelimi Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza Zo‘Aklımdaki bu, Muammer Kadınlar’ Karaca gibi “kendine özgü” olabilenler... Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Sinan Pekinton rejisiyle ülkemizde ilk kez sahnelenen “Aklımdaki Kadınlar” yapımında Neil Si ‘Aklımdaki Kadınlar’ mon tiyatrosunun kıvamı tutturulamamış. Levent Şenbay, Zeynep Ekin Öner, Ekin Tunçay Turan, Şirin Çetinel Giobbi, Pınar Gün, Dilara Keyf Günüç, Özge Mirzalı ve Zeynep Bostancı’nın rol aldığı oyun, yazarlık edimiyle gerçek yaşamı arasında denge kurmakta zorlanan ilk eşi ölmüş, ikinciyi de yitirmesine ramak kalmış yazarın, düşüncelerine konuk ettiği çeşitli kadınların arada bir oturma odasında belirip, nedense koltukların tepesine tüneyerek oynadıkları rollerden oluşuyor. Duygusal ya da düşünsel devinimin aza indirgendiği, söz odaklı oyunun erkek kahramanı ise kadınların giriş çıkışları arasındaki İstanbul’a yeni bir sahne Kültür Servisi Tiyatro sanatçısı Genco Erkal, Eminönü’nde 18. yüzyılda inşa edilen aile yadigârı Ali Paşa Hanı’nı tiyatro sahnesine dönüştürdü. Usta oyuncu, Ali Paşa Hanı’nın açılışını, Nâzım Hikmet’in ölümünün 50. yıldönümü için uyarladığı yeni müzikli oyunu “Yaşamaya Dair – Bursa Cezaevi’nden Mektuplar”la gerçekleştirecek. Erkal’ın Tülay Günal ile birlikte sahnelediği oyun, 16171819 Mayıs 2013 tarihlerinde saat 21.00’de Ali Paşa Hanı’nda izlenebilir. Nâzım Hikmet’in, Bursa Cezaevi’ndeki yaşamını, eşi Piraye Hanım’a olan tutkusunu anlatan oyun; Hikmet’in sürgün yılları ve vatan hasretine odaklanarak, destansı yaşamından izlenimlerle izleyiciyi o yıllara götürüyor. Piyano ve viyolonsel eşliğinde sahnelenen oyunda; Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Tolga Çebi, Nadir Göktürk, Timur Selçuk gibi bestecilerin Nâzım şarkıları da seslendiriliyor. Giysi tasarımını Özlem Kaya’nın, ışık tasarımını Yüksel Aymaz’ın, koreografisini Sernaz Demirel’in yaptığı oyunda; şarkılara Yiğit Atalay piyanosuyla, Deniz Doğangül de viyolonseliyle eşlik ediyor. Eminönü’ndeki sivri tuğla kemerlerin çevrelediği bir avlunun etrafında iki katlı Ali Paşa Hanı, Eminönü, Kıble Çeşme Caddesi No: 3’te. Telefon: 0 507 222 72 03 DOCUMENTARIST’TE GÖSTERİLECEK YERLİ FİLMLER BELLİ OLDU 25 belgeselle Türkiye panoraması Kültür Servisi Altıncı yaşına giren DOCUMENTARIST İstanbul Belgesel Günleri’nin programında bu yıl Türkiye Panorama bölümüne, beşi yurtdışından olmak üzere 25 film seçildi. Belgeselin çağdaş ustalarını İstanbul’a taşıyarak dünyanın dört bir yanından önemli belgeselleri seyirciyle buluşturan ve bu yıl 16 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek festival, Türkiye’nin genç kuşak belgeselciler için de platform olma işlevini sürdürüyor. Genç yönetmenlerin elinden çıkma 17 film, aynı zamanda “Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü”ne aday olacak. Festivale İsviçre’den katılan Ufuk Emiroğlu’nun ilk filmi www.facebook.com/ucansupurgekadindernegi twitter.com/ucansupurgekff festival.ucansupurge.org Gösterim Yerleri: Kızılırmak Sineması, Goethe Institut Ankara Olası karşılaşmalar Weiwei, Kwok, Hsieh ve Wong’un Taiping Tianguo Sergisi SALT’TA Kültür Servisi SALT Beyoğlu’nda açılan “Taiping Tianguo, Olası Karşılaşmalar Tarihi” adlı sergi, 1980’ler ve 1990’ların başlarında New York’ta yaşamış dört sanatçı Ai Weiwei, Frog King Kwok, Tehching Hsieh ve Martin Wong’un arasındaki gerçek, somut ve aynı zamanda belirsiz bağlantıları inceliyor. 20. yüzyıl boyunca sanatçılar, heyecan verici sanat çevrelerinde olmak ve çoğu zaman da daha serbest bir yaşam sürmek için Batı Avrupa ve ABD’ye gittiler. Son yıllarda Doğu ve Güney’de yeni sanat merkezlerinin oluşmasıyla o dönemin sanatsal çalışmalara etkilerini yeniden değerlendirmek olanaklı hale geldi. Sergi, sanat pratiklerini New York’ta biçimlendirmiş dört Çinli sanatçıya odaklanıyor. Sergi, Hong Kong’daki Para/Site Art Space’in ardından ilk kez SALT Beyoğlu’nda yer alıyor. 11 Ağustos’a kadar devam edecek sergide çalışmaları yer alan sanatçılar 1970’lerin sonları ile 1980’lerin başlarında New York’a taşınmışlar. Ai, Kwok ve Wong, 1990’ların başlarında New York’tan ayrılmış. Hsieh ise halen orada yaşıyor. “Taiping Tianguo” (Ebedi Huzurun İlahi Krallığı), 19. yüzyıl ortalarında Taiping isyancılarının Güney Çin’de kurduğu yönetimin adıydı. 1999’da yaşamını yitiren Wong bunu bir resmi için esin kaynağı olarak kullandı; ölümünün ardından düzenlenen sergisinin adı da buydu. Bu sergi aynı adı, sanatçıların yaşamları ve işleri açısından son derece önemli olan 1980’ler ve 1990’ların New York’u için bir metafor olarak ödünç alıyor. Sergi kapsamında ayrıca Ai Weiwei’nin gerek sanat pratiği gerekse de politik eylemleriyle ilişkili beş belgeselinin gösterimi yapılacak. Gösterim serisi, 18 Mayıs’ta Açık Sinema’da gerçekleştirilecek tam günlük bir programla başlıyor. Salon’da tiyatro var “Babam, Devrim ve Ben”in (Mon Pêre, la Rêvolution et moi) dünya prömiyeri ise DOCUMENTARIST’te gerçekleşecek. Türkiye Panorama bölümünde gösterilecek filmler arasında, Meral Candan’ın “Şantiye Beyoğlu”, Dilek Gökçin’in “Buka Baranê”, Hatice Kamer’in “Annemin Pusulası (Qiblenameya Dêya Min)”, Caner Canerik’in “Ot (Was)”, Ayşe Funda Aras’ın “Gurbet Pastası” filmleri de gösterilecek. DOCUMENTARIST İstanbul Belgesel Günleri’nin gösterim ve etkinlikleri, Akbank Sanat, Fransız Kültür Merkezi, SALT Beyoğlu, Sismanoglio Megaro, Dutch Chapel ve Romanya Kültür Merkezi’nde yer alacak. www.documentarist.org Kültür Servisi Salon ve İstanbul Tiyatro Festivali’nin işbirliği ile hazırlanan “Oyun Salonu” projesi 15 25 Mayıs tarihleri arasında Salon’da gerçekleşecek. Tiyatro oyunları, okuma atölyeleri, paneller ve atölye çalışmalarının bulunduğu etkinlik, bundan sonra her yılın mayıs ayında düzenlenecek. Etkinlik kapsamında Kubilay Tunçer’in yönettiği “Katil Uşak” isimli oyun , 17 Mayıs Cuma günü saat 20.30’da sahnelenecek. F ES A V i T A B L A L Ş ! I D Kafka üzerine bir söyleşi *Bu ilan Cumhuriyet Gazetesi’nin katkılarıyla yayınlanmıştır. Kültür Servisi Dünyanın sayılı Kafka uzmanlarından Reiner Stach, Sel Yayıncılık tarafından “KafkaKarar Yılları” ve “KafkaKavrama Yılları” adıyla yayımlanan iki ciltlik kitabının tanıtımı için İstanbul’a geliyor. Almanca ve Türkçe pasajlar okunarak projenin konuşulacağı etkinlik, kitabın çevirmeni Sezer Duru’nun da katılımıyla yarın Goethe Institutİstanbul’da saat 19.30’da gerçekleşecek. Gerede ilçesinde kaza geçirdi. Araç hasar görürken, Fazıl Say kazadan yaralanmadan kurtuldu. TEM Otoyolu Gerede Cankurtaran mevkiinde dün saat 13.00 sıralarında meydana gelen kazada, İstanbul’dan Ankara istikametine giden Fazıl Say’ın şoförünün kullandığı otomobil bariyerlere çarptı. Otomobil hasar görürken, Fazıl Say ve şoförü kazadan yara almadan kurtuldu. Araç çekici ile Ankara’ya götürülürken, Fazıl Say ve şoförü başka bir araçla yola devam etti. Telefonla ulaşılan Fazıl Say, “Şu anda durumum iyi. Çok önemli bir şeyim yok. Maddi hasarlı bir kaza yaptık” dedi. Fazıl Say kaza geçirdi Gençlerden kısa n Kültür Servisi Piyanist filmler ve besteci Fazıl Say, Bolu’nun n Kültür Servisi Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sinemaya ilgiyi artırarak kısa film yapımını özendirmek için düzenlediği Altın Pars Uluslararası Gençlik Kısa Film Festivali, bu yıl 1519 Mayıs tarihlerinde gerçekleşiyor. Yaşları 14 ile 35 arasında değişen genç yönetmenlerce çekilmiş kısa filmlerin gösterileceği festivalde, “En İyi Yerli” ve “En İyi Yabancı” yapımların dışında, “20 Yaş Altı Yönetmenlerce Çekilmiş En İyi Kısa Film” ve “Gençlik Temalı En İyi Kısa Film” kategorileri yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle