24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2013 PAZARTESİ 6 OTOMOBİL FRANSIZ ÜRETİCİ PEUGEOT 197 BEYGİR GÜÇ ÜRETEN ARACINI HAZİRAN AYINDA TÜRKİYE PAZARINDA SATIŞA SUNACAK 2012 yılında yapılan tanıtımından itibaren 300 bin adet üretim rakamına ulaşan ve şubat ayında 25 bin 600 adet sipariş ile rekor bir seviye elde eden Peugeot 208 aynı zamanda sportif B segmentine de hızlı bir giriş yapıyor… 208 GTi bu sportif segmente konfor, çok yönlü kullanım ve iç mekân genişliği gibi nitelikler getiriyor. 1 yılda 10 bin adet satış rakamı hedeflenen Peugeot 208 GTi, Türkiye pazarına haziran ayı başında 57.900 TL’den başlayan fiyatlar ile sunulacak. Peugeot’un yeni minisi 208 GTI 1.6 litre turbo beslemeli motora sahip. Peugeot ve Citroen modellerinde de kul 208 GTi, efsanenin dönüşü lanılan bu motor performans ve ekonomiyi bir arada sunuyor. Toplam 197 beygir güç üreten motor, altı vitesli yakın oranlı mekanik şanzımanla eşleştirilmiş. Peugeot gözden geçirilmiş egzoz sistemi sayesinde 208 GTI 0100 kilometre hızlanmasını 7 saniye civarında gerçekleştiriyor. Temel aldığı standart üç kapılı araca göre daha alçak ve daha geniş olan yeni 208 GTI iç ve dış kısmındaki bir dizi tasarım unsuru sayesinde 208 yelpazesinin sıkı hatchback’i olarak kolayca ayırt ediliyor. Standart 208’e göre yapılan değişiklikler ile GTI’nin şasisi önde 10 mm, arkada 20 mm daha geniş tekerlek izlerine sahip. Geniş çamurluklar ve yan eşikler, LED gündüz seyir farları, ön ızgara ve arka hava girişleri yarış arabası hissi verecek şekilde tasarlanmış. Süspansiyon sistemi şirketin ifadesi ile “daha keskin bir sürüş deneyimi” için ayarlanmış. 208 GTI’de geliştirilmiş ön alt çerçeve ve arka ara bağlantı noktaları ile burulma direnci artırılmış. Yenilenen ön konsol, kapı kolları, gösterge paneli ve deri kaplı direksiyon simidindeki detaylar gövde rengi ile uyum içinde. GTI’ye saygı gösterisi olarak her bir C sütununa işlenmiş ‘GTI’ logosunu içeriyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni Yok Sayan Anayasa mı? Yok daha neler! Yani Türkiye Cumhuriyeti’ni yok sayacak bir anayasa mı yapacaksınız? Pardon yani! 23 Nisan 1920’den, yani Meclis’in Ankara’da resmen açılmasından bu yana kaç yıl geçti, hesaplayın... Kurucusu (kurucu lideri) kim? Mustafa Kemal Atatürk (ve arkadaşları)... Resmi adı Türkiye Cumhuriyeti... Kısaca Türkiye... Yani Türklere ait (yer)... Hayır burada bir şekilde etnisite vurgusu yapmak değil amacım. Türklük Türklük diye tepinmek değil. Ben Türk olduğumu bile son 30 yılda anımsadım! Kürtleri inkâr hiç değil. Biz, 68 kuşağı olarak, ta o zamandan Kürtler diyen, kabul eden, mücadelede birlikte olan insanlarız. Evet, Kürtleri egemen sınıflar inkâr ettiler! Türlü çeşit rezillikler yaptılar... Eninde sonunda bu inkârın geri tepeceği açıktı. Gelinen nokta, yaşanmışlıklar açısından acılarla doludur. Bizler için de acıdır geçmiş. Bizler de egemen sınıfları alt etmek ve halkın iktidarını kurmak için, sosyalizm uğruna, daha iyi bir dünya ve ülke için mücadele eden devrimciler olarak, tıpkı Kürtler gibi ezildik, parçalandık, kimliksizleştirilmek istendik... işkence gördük, nefes alımlarımızı dinlediler... izlediler, ikide bir herkesi hapse tıktılar... HHH Egemen sınıflar, bu kez AKP olarak karşımızda, bu iktidar da geçmişin bütün devrimci düşmanlıklarını genetik olarak devraldı ve daha iyi bir dünya için mücadele edenleri parçalayarak yok etme görevini yerine getiriyor. Sosyalistler yine kısmen içerideler. İktidar üstelik ortalıkta ne sendika bıraktı ne işçi mücadelesi... Adaletsizlik dizboyu, eşitsizlik dizboyu, hukuksuzluk dizboyu, Silivri diz boyu, baskı diz boyu, alçaklık diz boyu, yoksulluk diz boyu... Kendilerine karşı eskiden savaşanları “satın alarak”, bazılarının yakasına akil adam rozeti takarak hatta, aramıza, milletin içine bile saldı iktidar! “Sevgili Oral’ları” falan... Gazetemizde dün okuduğum bir haberde de, rozet takılmamış bazıları da küskünlük içindeler! Yüzlerin kızardığı dönem tavan yapıyor... HHH Ne yazacaktım? Daldım gittim! Herhalde en kötü yazılarımdan biri bu! Ha evet, Türkiye Cumhuriyeti.. Bir reel durumdur... 93 yıllık bir yaşanmışlık... Bir tarih. Yok oluştan var oluşa. Tükenmişlikten dirilişe... Herkes için bir vatan, ama herkes için özgürce yaşanamayan bir ülke. Özellikle de devrimciler, sosyalistler için... Yoo hayır, olayı sadece fikir ve mücadele düzeyinde görmek ve salt (siyasi olarak) kendimizden bahsetmek yanlış ve eksik olur: On milyonlarca insan için de yoksulluksa eğer vatan ve özgürlüğün adı, onlar için özgürlükler yoktur veya yaşam yarımdır. Doğudan batıya, kuzeyden güneye fırsat ve eşitsizliklerin tavan yaptığı bir ülkede insan ve hayat, ne özgür olabilir ne mutlu ne de başka bir şey. Bakıyorsunuz, paranın ve paraya dayanan şöhretin, şanın iktidarı olup çıkıyor “vatan”. Daha doğrusu vatan, bu özellikleri kazanmanın adı sanki... Ama yoksullar, adaletsizlik ve eşitsizlikler içinde çırpınan milyonlar için vatanın adı ve tanımı daha başkadır. Türkiye Cumhuriyeti bir var oluşun adıdır. Hepimizin tek tek var oluşu, bu 93 yıllık var oluşa aittir. Demek istiyorum ki yani, Türkiye Cumhuriyeti olmasaydı, hiçbirimiz, Orhan, Mehmet, Recep Tayyip Bey, Davutoğlu, Abdullah Öcalan, BDP’nin sevgili kadın liderleri, Abdullah Gül... hiçbirimiz olmayacaktık... Ne Arınç, ne Ezcacıbaşı’lar ne Koç’lar ve Sabancı’lar... Bizler hepimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaratılış koşullarında kurulan milyonlarca yaşamın birbiriyle akıl almaz ilişkileri, rastlantıları içinde, ana babalarımızın bir araya gelmesiyle doğduk. Önce bunu bilelim. Türkiye Cumhuriyeti, bu nedenle, hepimizin de bireyler olarak var oluşumuzun adıdır. Anavatanın, Babavatanın anlamının kökenlerine gittiğiniz zaman, karşınıza bu bireysel gerçekler çıkar! Davutoğlu ve pek çok aklı havada “siyasi” kişi diyor ki, Türkiye Cumhuriyet bir parantezdir. Yani Osmanlı vardı, TC diye bir şey araya girdi, şimdi onu paranteze alıp devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, bu ülkenin kurucusu, 93 yıllık iyi ve kötü yaşanmışlıklar... bunlar olmadan anayasa olmaz beyler... Sıfırdan yeni bir ülke kuramazsınız. Hiçbir şeyi yok sayamazsınız. Kimse hayal görmesin! Yurt, ülke, sizlerin milyarlarınızla, trilyonlarınızla, ham ve hamamlarınızla, iktidar olmanızla, şan ve şöhretinizle tanımlanacak bir şey değildir. Bir ülke, yurt için bunların esamisi okunmaz... Ülkeyi ülke yapan, sizlerin dışında kalan ve asıl parantez için yaşayan on milyonlar, onların duygu ve düşünceleridir... Şimdi gelin, önce bunu kabul edelim... Yani şu 93 yılı! Sonra oturup konuşabiliriz... The Beetle dizel motorla satışa sunuldu The Beetle ailesi genişliyor; Bugüne kadar 1.2 TSI 105 beygir ve 1.4 TSI 160 beygir benzinli motorlarla tercih edilebilen The Beetle, şimdi ekonomik 1,6 TDI 105 beygir dizel motor seçeneğiyle de satın alınabilecek. Şık ve sportif çizgileriyle dikkat çeken The Beetle, 1.6 litre hacimli yeni TDI motoruyla 100 kilometrede ortalama 4.7 litre yakıt tüketimi ve kilometrede 124 g CO2 emisyonu değerlerine sahip. Sadece Design donanım seviyesinde satın alınabilen dizel The Beetle’da, 17 inç Rotor alüminyum alaşımlı jantlar, yüzde 65 karartılmış arka ve arka yan camlar ile yağmur/far sensörü gibi özellikleri kapsayan “Işık ve Görüş Paketi”, turbo basıncı, yağ sıcaklığı ve kronometre gibi özelliklerin yer aldığı ek gösterge paneli, radyo, CD, Mp3 çalar ile 6’lı CD değiştirici standart olarak sunuluyor. Skoda’nın 1.2 litrelik motorla satışa sunduğu araç 105 beygir güç üretiyor Yeti hem tutumlu hem eğlenceli Volkswagen grubuna katılmasıyla adeta evrim geçiren Skoda son yılların gözde sınıfına ilk adımını Yeti ile attı. Yeti, farklı tasarımı ve 1.2 TSI motor seçeneğine DSG şanzıman entegre etmenin avantajlarını kullanarak crossover piyasasında iyi bir yer aldı. Dört farla süslenen ön tasarım, yüksek kaput ve büyük hava ızgarasıyla dikkat çekiyor. Tavanın D sütununa kadar uzanan düz çizgisi arka kısımda keskin bir şekilde sonlanmış. Yanlara doğru yuvarlak hatlarla uzanan stop grubu arka kısımda düz çizgilerini koruyor. Skoda Yeti’nin iç mekanı VW grubundan izler taşıyor. Orta konsola yerleştirilen Bolero müzik sistemi dokunmatik ekranı sayesinde hem görsel hem de işlevsel olarak çok başarılı. Yeterli diz mesafesinin sunulduğu arka kısımda orta koltuk yatırılarak kol dayama sehpası haline getirilebiliyor. Ayrıca ileri geri kaydırılabilir arka koltuklar sayesinde diz mesafesini artırmak mümkün. İlk defa test etme imkânı bulduğumuz 1.2 lit relik TSI motor, Yeti’yi beklediğimizden çok daha iyi taşıyor. 1375 kg ağırlığa sahip test aracımızı 11.8 saniyede 0’dan 100 kilometre hıza ulaştırabilen TSI motor, 105 beygir güç üretiyor. Düşük devirde üretilen tork sayesinde Yeti’nin ara hızlanma zamanları da başarılı. 1.2 TSI motorun ortaya koyduğu değerler birçok kişinin performans beklentisini karşılar nitelikte. Çift kavramalı şanzıman sayesinde gücü, hızlı ve çok az kayıpla yere ileten motor, düşük yakıt tüketim değerleriyle de göz dolduruyor. Skoda Yeti yüksek oturma pozisyonu sayesinde prob lemsiz görüş açılarına sahip. İç mekâna çok az ses alan Yeti, otoyol kullanımlarında içeriye neredeyse hiç ses aktarmıyor. Kuga’nın yıllık üretim hedefi yüz bine çıktı Ford Avrupa, SUV sınıfındaki temsilcisi Kuga’ya olan yüksek talebi karşılamak üzere, İspanya’nın Valencia kentindeki fabrikasının üretim adedini yüzde 10 oranında artıracağını açıkladı. Kuga, tanıtımının ardından geçen 1.5 ayda 270 adet satışla Ford showroom’larında en çok aranan araç haline geldi. Özellikle 1.6 litre 182 beygir gücündeki otomatik şanzımanlı EcoBoost benzinli versiyonu ile sınıfının aranan aracı olan Yeni Kuga’da yaşanan yoğun talep artışı sebebiyle ülkemizdeki siparişler için 3 ay sonrasına sıra vermeye başladı. Bu yoğun talep karşısında Valenciaİspanya’daki üretimi artıran Ford, yıllık Kuga üretiminde Avrupa’da ilk kez 100 bin adede ulaşacağını açıkladı. Türkiye’de de yıl sonuna kadar 2600 adet Yeni Kuga satılması bekleniyor. HYUNDAI’NİN PREMIUM OYUNCULARI, 2013 SEUL OTOMOBİL FUARI’NDA SAHNE ALDI Gelecek nesil coupe’ler Hyundai’nin gelecek nesil spor coupe’si şanzımanla iletiyor. Hyundai, 2013 Seul parçası olarak, sanatsal bir “Hyundai i40” “HND9” ve Fransız moda devi Hermes Otomobil Fuarı’nda ayrıca “Modern Pre çalışması, “My Baby” projesi ve “Equtarafından hazırlanan lüks sedan konsepti mium” felsefe us by Hermes” konseptlerini de sergiledi. “Equus by Hermes”, 2013 Seul Otomobil sinin bir Ünlü Fransız modacı Hermes’in hazırlaFuarı’nda sergilendi.k sitili kapılar, agredığı Equus ise modernizm ve zasif tasarımı öne çıkaran farlar, LED stop rafetin birleşimini temsil edilambaları, çift çıkışlı son susturucular, yor. Özel bir iç mekâna ve 22 inç’lik jantlar, karbon parçalar ve uzun şasiye sahip “Equus hafifletilmiş gümüş kaplama gövde, by Hermes”in teknolojik HND9’un baştan sona premium bir birçok sistemi bulunuyor. spor otomobil olduğunu kanıtlıyor. Zarif dokuya sahip, farklı renklerden oluşan örgü şeklindeki sportif koltuklar da HNDToyota’nın müşteri memnuniyetinde en beğenilen marka olduğu Türkiye’nin 9’un iç mekânındaki modern öğeleri oluş81 ilinde yapılan araştırma ile bir kez daha ortaya kondu. Toyota, KalDer ve turuyor. Sürücü odaklı, yüksek teknolojiKA Araştırma Limited tarafından yapılan “Müşteri Memnuniyeti Endeksi” li ara birime sahip ve tamamen dinamik araştırmasında binek otomobil kategorisinde üstüste 5’inci kez listenin bisürüş için tasarlanmış kokpit, markarinci sırasında yer almayı başardı. Toyota Pazarlama ve Sanın gelişmiş işlevsellik ve estetik sunutış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, birinciliklerin temelinde mu hakkında da ipuçları sunuyor. Ara“güven” unsurunun yattığını söyleyerek, “ Birincilikler müşcın 3.3 litre hacmindeki turbo beslemeli teri memnuniyetinde sürdürülebilirliğe güzel bir örnektir. BiGDI motoru, 370 beygirlik maksimum rinci adım doğru ürün, servis ve hizmeti üretmeniz, ikincigücünü arka tekerleklere Hyundai’nin si de dürüst ve şeffaf bir politikayla doğru iletişim kurarak kendi geliştirdiği 8 kademeli otomatik müşterilerinizle daimi bir irtibat halinde olmanızdır” dedi. Toyota yine lider Türkiye’den Lübnan’a elektrik ihracı LEYLA TAVŞANOĞLU Karadeniz Holding, santral gemisiyle Beyrut’un enerji ihtiyacının bir bölümünü karşılıyor u Lübnan’ın 4 milyonluk elektrik ihtiyacının santral gemisi Fatmagül Sultan’la yüzde 15’inin karşılanacağı belirtiliyor. Santral gemisiyle elektrik üretimi saatte 270 megavata çıktığında ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 25’i karşılanmış olacak. BEYRUT Santral gemisi Fatmagül Sultan geçen günlerde Lübnan’ın başkenti Beyrut’a elektrik enerjisi vermeye başladı. Karadeniz Holding’in, Tuzla tersanelerinde yaptırdığı gemi ilk aşamada Beyrut’a 188 megavat/saat elektrik veriyor. Karadeniz Holding CEO’su Orhan Karadeniz Beyrut’ta geminin faaliyete geçmesi töreninde yaptığı konuşmada Lübnan hükümetiyle imzalanan anlaşma gereğince ilk etapta üç yıl süreyle kente elektrik verileceğini, ülkedeki ihtiyaç göz önünde tutulduğunda santral gemilerinin Lübnan’da daha uzun süre hizmet vermesinin mümkün olduğunu söyledi. Törende konuşan Lübnan Enerji Bakanı Gebran Bassil, gemiden enerji alma projesinin 2010’da doğduğunu, uluslararası alanda 71 şirketin bu işe talip olduğunu ama Karadeniz Holding’in teklifini her bakımdan tercih ettiklerini söyledi. Bassil, “Suriye’den gelen bir milyon mültecinin yarattığı enerji darboğazı da biraz olsun hafiflemiş olacak. Ülke mizin enerji sıkıntılarını giderebilmek için de ayrıca üç yeni termik santrala ihtiyacımız var” dedi. HES ihaleleri de açacaklarını söyleyen Bassil bunlar için ön yeterlilik başvurularının yapıldığına işaret ederken Türk şirketlerinin bu ihaleleri alabileceğinin altını çizdi. Karadeniz Holding’in Fatmagül Sultan’la Lübnan’da başlattığı elektrik üretimi projeleri ilk değil. Pakistan’da başlattıkları projede hükümetin Anayasa Mahkemesi’yle ihtilafı yüzünden şirketin üç santral gemisine el konulmuş bulunuyor. Gerekçe olarak ise Karadeniz Holding’in Pakistan devletine borçlu olması gösteriliyor. Buna karşılık Karadeniz Holding Karaçi Limanı’nda tutulan gemileri geri almak için Dünya Bankası nezdinde tahkime başvurdu. Bu arada Pakistan basınına göre Türkiye sorunun çözülmesi için baskısını diplomatik açıdan en üst düzeye çıkardı. Başbakan Erdoğan’dan sonra Cumhurbaşkanı Gül de devreye girdi. Karadeniz Holding’in Basra Körfezi’nde de Irak’a elektrik üreten üç santral gemisi bulunuyor. ‘Bölücülüğü MHP yapıyor’ n MERSİN (Cumhuriyet) BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel ve beraberindeki heyet Erzincan’da HDK’nin düzenlediği ‘Çözüm için müzakere, barış için eşitlik’ toplantısına katıldı. Hükümetin, Kürt halkının ve öteki halkların uyanmış olan özgürlük umutlarına cevap veren bir anayasayı kurmak için bir adım atması gerektiğini savunan Kürkçü, MHP’yi de bölücülük yapmakla suçladı. Kürkçü, “Barış kapısını genişletmek yerine onu daraltmaya çalışmak, MHP’nin yaptığı gibi orada burada direklere insan asmaya kalkmak, insanları öldürmenin sırasının geleceğini de söylemek, Türkiye’ye yapılmış en büyük ihanet ve en büyük bölücülüktür” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle