18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 NİSAN 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Kıdem tazminatı son kale MUSTAFA ÇAKIR DİSK’in yeni genel başkanı Kani Beko ile yeni genel sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Cumhuriyet’e konuştu ANKARA DİSK’in yeni genel başkanı Kani Beko ile 47 yıllık DİSK tarihinde ilk kadın yönetici olarak genel sekreterliğe seçilen Arzu Çerkezoğlu, Cumhuriyet’e konuştu. 1953 Makedonya doğumlu olan Beko, ortaokulu İzmir Karşıyaka Şemikler’de bitirdi. DİSK Ege Bölge Temsilciliği de yapan Beko, son olarak Genelİş Genel Sekreterliği ve DİSK Ankara Bölge Temsilciliği görevlerinde bulunuyordu. Beko ilk olarak, 3 hafta sonra 1 Mayıs Birlik, Dayanışma, Mücadele Günü’nü başta Taksim olmak üzere alanlarda işçilerle yan yana, omuz omuza kutlayacaklarını söyledi. Hükümetin gündeminde Ulusal İstihdam Stratejisi (UİS) adı altında bir program taslağı olduğuna dikkat çeken Beko, taslakta kıdem tazminatlarının fona devredilmesi, bölgesel asgari ücret, istihdam büroları ile ilgili düzenlemeler bulunduğunu bildirdi. “Bu çağdışı bir anlayış” diyen Beko, kıdem tazminatının işçilerin “son kaleleri” olduğuna dikkat çekti. Beko, UİS’nin gündeme getirilmesini “genel grev” nedeni kabul edeceklerini söyledi. İş Yasası’nın AKP tarafından çıkarıldığı günden bu yana Türkiye’nin sanki “taşeron cumhuriyetine” dönüştüğünü kaydeden Beko, milyonlarca insanın taşeronların elinde “ucuz emek” adı altında çalıştırıldığını belirtti. Son 10 yılda 11 bin işçinin “iş cinayetlerine” dönüşen iş kazalarında yaşamını yitirdiğini anlatan Be ko, “taşeron çalıştırmanın” yasaklanmasını istedi. Beko, DİSK olarak Kürt sorunuyla ilgili “kesinlikle isyanla çözülemez ama inkârla da çözülemez” sloganıyla yola çıktıklarına işaret ederek, “Bu ülkede barış tesis edilecekse, biz bu taşın altına tabii ki DİSK olarak, barıştan yana tavır alacağız. Bu ülkede fidanlar solmasın. Bu coğrafyada yaşasan bütün insanlar barış içinde yaşasın diyorum” değerlendirmesini yaptı. Beko, hükümetin DİSK’e yönelik “akil insanlar” davetiyle ilgili olarak da çarşamba günü yönetimi devralacaklarını, davet gelirse yönetim kurulunda görüşeceklerini söyledi. Beko, “Eğer barışa katkı sunabilecek bir durum söz konusu ise tabii ki buna DİSK olarak yardımcı olmaya çalışacağız. Ancak benim söylemek istediğim aslında bunlar Meclis’te görüşülmesi, konuşulması gereken konular. Meclis’te grubu olan partilerle bir araya gelerek, görüşerek, konuşarak, hiçbir şey gizli saklı kalmadan...” dedi. Beko, “savaştan değil, barıştan yana olduklarını” söyledi. DİSK TARİHİNDE BİR İLK DİSK Genel Sekreterliği’ne seçilen Arzu Çerkezoğlu, 47 yıllık DİSK tarihinde ilk kadın yönetici oldu. Genel başkanı olduğu DevSağlıkİş’in 2 delegesi olmasına karşın genel kurulda toplam 181 delegenin oyunu olan Çerkezoğlu, “DİSK’in yönetiminde şimdiye kadar bir kadın arkadaşımız bulunmamıştı. Delege arkadaşlarımız DİSK’in ilk kadın yöneticisi ve genel sekreterlik görevini bana vererek onurlandırdılar” dedi. Çerkezoğlu, hükümetin kıdem tazminatı ve “taşeron yasası” konusunda hazırlıkları olduğuna dikkat çekerken, “taşeronun” yaygınlaştırılmak istendiğine vurgu yaptı. Çerkezoğlu, Kürt sorununda önemli bir süreç yaşandığını ayrıca siyasette “3 seçimli” bir dönemin geldiğini, hükümetin içeride ve dışarıda yönetme krizleri yaşadığı bir süreç bulunduğunu söyledi. “Böylesi bir dönemde DİSK Genel Sekreterliği görevini yürütecek olmam nedeniyle tarihsel sorumluluklarla karşı karşıyayız. Bunun bilinci ile hareket edeceğiz” diyen Çerkezoğlu, kadın cinayetlerinin yüzde 1500 arttığı, kadın emeği sömürüsünün yoğunlaştığı bir iktidar dönemini yaşadıklarını söyledi. Çerkezoğlu, “Kadın emekçi arkadaşlarımızla omuz omuza yürüyeceğiz” dedi. Bozdağ’a göre 2024’te başkan CHP’li olabilir AKP, yeni anayasa çalışmalarında partilerin en kritik maddelerdeki önerilerini de vermesinin ardından Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda sona geliniyor olması nedeniyle kendi anayasasını getirmek için gün saymaya başladı. AKP yöneticileri de özellikle halk desteğini artırmak için Türkiye’nin her tarafında başkanlık sistemini anlatıyor. AKP sözcüleri bu çerçevede, “CHP iktidar olmak istiyorsa başkanlık sistemini desteklemeli” tezini işliyor. Bunu önce Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ortaya attı. Kuzu, mevcut durumda solun iktidara gelme, hele hele tek başına iktidara gelme şansının olmadığını, ama başkanlık sisteminde sağdan da oy alacak bir adayla bunun mümkün olduğunu savundu. Bu tezi önceki gün Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ, daha net bir şekilde ifade etti. Bozdağ, aynen şunları söyledi: “Diyorum ki buradan çok net söylüyorum, başkanlık sistemine geçmezse Türkiye, CHP, iktidarı daha 50, 100 sene daha görmeyebilir, ama başkanlık sistemine geçerse CHP bir ihtimal başkan seçtirebilir. Bunda daha çok şansı var. ‘Neden’ diyeceksiniz, örneğin sağdan iki kere üst üste başkan seçildi, başarısız oldu. O zaman vatandaş ‘bir de soldan seçeyim’ diyecektir. Türkiye’de solun başkan olarak yönetime gelme ihtimali, parlamenter sistemde başbakan olarak yönetime gelme ihtimalinden bana göre daha çok. Onlar boş yere arayı dereyi bekliyorlar. 27 Nisan’lara, 28 Şubat’lara bel bağlıyorlar, gerek yok. Başkanlık sistemine geçerlerse belki başarısız başkanlar çıkarsa bu ihtimal var.” Bozdağ’ın sözlerinin açılımı şöyle: 2014’te Erdoğan başkan seçilirse 5+5’le 2024’e kadar başkan olacak. Başarısız bir başkan olduğu takdirde 2024’te CHP başkan seçtirebilecektir. Karar CHP’nin. ANKARA ADLİYESİ’NDEKİ DUYURU PANOSUNA AFİŞ ASAN ÜÇ BES ÜYESİNE PARA CEZASI KESİLDİ Afiş asmak ‘kabahat’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara Adliyesi’nde kendilerine ayrılan sendika panosuna başsavcılığı protesto eden afiş asan Büro Emekçileri Sendikası’nın (BES) işyeri temsilcilerine 182’şer TL para cezası kesildi. BES’in Ankara Adliyesi temsilcileri olan Kamuran Emir, Turgay Akçay ve Gülçin Batıhan, çalışma koşullarının protesto edileceği bir eylem için adliye içindeki sendika panosuna duyuru afişi astı. Afiş, başsavcılığın talimatı üzerine özel güvenlikler tarafından kaldırıldı. Bu duruma tepki gösteren üç adliye çalışanı sendikacı, panoya “Başsavcılık tarafından sendikamıza yönelik baskıları ve panolarımıza yapılan müdahaleyi kınıyoruz” şeklinde bir afiş daha astı. Bu afişleri de toplatılan sendikacılar hakkında soruşturma başlatıldı. Başsavcılığa bağlı Ankara Kabahatler Bürosu, üç sendikacı hakkında 182’şer TL para cezası kesti. Cezanın gerekçesi ise Kabahatler Yasası’na göre “Umumi ve özel yerlere izinsiz afiş asmak” olarak açıklandı. ‘Böcek Komisyonu’nda dinleme sistemi bozuldu Yasadışı dinlemeleri engellemek amacıyla kurulan Böcek Hukuk Alt Komisyonu geçen hafta gazete temsilcilerinin görüşlerini aldı. Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök de dinlenen isimlerin arasındaydı. Özkök’e ilginin yoğun olmasına karşın küçük bir salonda yapıldı. Alt komisyon üyesi milletvekillerinin yanı sıra diğer milletvekilleri de katıldı. Alt Komisyon Başkanı Şuay Alpay’ın toplantıyı açıp sözü Özkök’e vermesinin ardından toplantının tutunaklara geçirilmesini sağlayan ses kayıt sisteminde arıza meydana geldi. Alpay, “Ses kayıt sisteminde teknik bir arıza meydana geldi. Görüşmenin tutunaklara geçmesi için bu sorun çözülene kadar 510 dakika bekleyelim” diye toplantıya ara verdi. Komisyon üyesi CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu, “Ses kayıt sistemi bozulduysa ortam dinlemesine geçelim” diye espri yaparken Özkök buna benzer bir olayın başından geçtiğini ifade etti. “Dijital medya” konulu uluslararası bir konferansında ses sisteminin bozulduğunu belirten Özkök, “Bu gibi olaylar benim başıma hep geliyor” dedi. Arızanın giderilmesi 15 dakika sürerken, geç başlayan toplantıya milletvekillerinin Özkök’e yönelttiği sorular sırasında bir kez daha zorunlu olarak ara verildi. AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’un 28 Şubat dönemine ilişkin sorusu sırasında ses kayıt sistemi ikinci kez arızalandı. Bunun üzerine milletvekilleri kendi aralarında “İktidarın sesi kısılmak isteniyor” diye espri yaptı. KÂR PAYI VAAT ETTİLER AÜ’yü hedef alan gazeteye takipsizlik veren savcılıktan ilginç gerekçe ‘Et balık oyunu’nda ilk dava MAHMUT ORAL Akit’e hoşgörü istedi ALİCAN ULUDAĞ DİYARBAKIR Çok sayıda yurttaştan Diyarbakır Et Balık Kurumu Et Kombinası Müdürlüğü’nün mührü basılmış kâğıt karşılığında topladıkları milyonlarca liraya, kâr payı verileceğini vaat eden 8 kişi hakkında, 41’er kez 2 ile 7 yıl arasında hapis istemiyle açılan davaya başlandı. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya, 41 mağdur ile avukatları müdahil olarak katıldı. Oturuma ayrıca davanın tutuklu tek sanığı kombina işçisi Mehmet Kaymaz ile tutuksuz Mehmet Faruk Kahraman, Necmeddin İlhan, Veysi İşleyen ve Zeynel Gümüş katıldı. Firarda olan valilik çalışanı İbrahim Ataş, Faysal Karakoç ve Mehmet Durmaz ise davaya gelmedi. Sanıkların, mağdurları “Kombina yakında dışarıdan angus hayvanı satın alacak” ve “Askeriye ile ihaleye girdi 45 günlük vadelerle büyük kâr payı dağıtacak” sözleriyle kandırıp, para topladığı belirtilen iddianamede, böylelikle 2009’dan 2012’ye kadar az miktarlarda da olsa kâr payı dağıtıldığı kaydedildi. Sanık Kaymaz, “Mehmet Durmaz ve Faysal bana ‘Para toplarken ismimizi kullanma, Et Balık Kurumu’nun adını kullan o zaman daha çok para alabilirsin’ diye söylediler. Ben de Et Balık Kurumu’nun ismini kullanarak akrabalarımdan para topladım. Aldığım bütün paraları Durmaz’a verdim” diye konuştu. İfadeleriyle davayı açtıran Hayati Altuntaş ise “Şikâyette bulundum, hakkımda soruşturma açıldı” dedi. ANKARA Yaptığı haberle Ankara Üniversitesi’ni “örgüt evi gibi” gösteren köktendinci Akit gazetesine şikâyet üzerine “hakaret” suçundan başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi. AİHM kararlarına göre ifade özgürlüğünün, demokratik toplumun vazgeçilmez öğesi olduğunu belirten savcılık, “bunun da toplumun ilerlemesinin ve her insanın gelişmesinin temel şartlarından biri olduğu”nu belirtti ve Akit’e “hoşgörülü olun” mesajı verdi. Akit gazetesi ve ona bağlı habervaktim.com’da Ankara Üniversitesi’ne ilişkin “AÜ örgüt evi gibi”, “Öğrenci evi mi örgüt evi mi”, “İletişim fakültesi işgal altında mı”, “İLEF baştan kokmuş” başlıklı haberler yayımlandı. “AÜ örgüt evi gibi” başlıklı haberde, “Yeni Akit’in ele geçirdiği fotoğraflar, üniversitenin birçok biriminin marjinal, sol ve bölücü grupların kontrolünde ol duğunu ortaya koyuyor” ifadesi kullanıldı. Bir haberde de “fakültede torpilin, adam kayırmanın, göz yummanın yıllardır süregeldiği ve PKK üyeliğinden ceza alan bir öğrencinin hiçbir derse girmeden 90100 puanlarla dersleri geçtiği ve devamsızlıktan kalmadığı” iddiası ortaya atıldı. Üniversitedeki bir öğretim üyesi, Akit gazetesi hakkında suç duyurusunda bulundu. Hakaret kastı yokmuş Ankara Basın Savcılığı, takipsizlik kararı verirken, ilginç değerlendirmelere yer verdi. Haberlerde hakaret kastı ile hareket edilmediği öne sürülen kararda, AİHM kararlarına göre, ifade özgürlüğünün, demokratik toplumun vazgeçilmez öğesi olduğuna dikkat çekildi. Kararda, şöyle denildi: “...İfade özgürlüğü, sadece hoşa giden ya da insanları incitmeyen veya önemsenmeyen ‘bilgi’ ve düşünceler için değil, devleti ve toplumun herhangi bir kesimini inci ten, şoke eden veya rahatsız eden bilgi ve düşünceler için geçerli olması demokratik toplumun olmazsa olmaz koşullarını oluşturmaktadır. Çoğulculuk, hoşgörü ve açık görüşlülük bunu gerektirir. Anayasanın 26 ve 28. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması’na ilişkin sözleşmenin 10. maddesinde öngörülen ve AİHM kararları ile desteklenen düşünce ve olayları açıklama ve yayma hürriyeti, fikir özgürlüğünün ana temasıdır. Belli görevleri üstlenmiş, fikirleri takip edilen ve halka mal olmuş kişilere ilişkin tahammül eşiğinin daha ileri seviyede olması ve bunun somut olayda aşılmamış oluşu, bu kişilerin eleştirilmeleri karşısında esnek bir yaklaşım tarzı gösterilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda açıklamaların eleştiri ve haber verme sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.” Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı [email protected] İSTANBUL BAROSU BAŞKANI DOÇ. DR. ÜMİT KOCASAKAL: 12 Eylül’den bu yana ilk kez yargılanıyoruz İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, 30’un üzerinde meslektaşının tutuklu olduğunu belirterek, “Hukuk devletinde yasalar çiğnenerek, avukatların kapısı kırılamaz, büroları basılamaz. Aslında bu savcılara ‘cumhuriyet savcıları’ demem lazım ama diyemiyorum” dedi. İstanbul Barosu’nun 135. kuruluş yıldönümünde mesleklerinde 25, 30 ve 35 yılını tamamlayan 796 avukata, dün Kadir Has Üniversitesi Cibali Yerleşkesi’nde düzenlenen törenle plaketleri verildi. Kocasakal, avukatlara seslenerek “İşçiler, öğrenciler, halk her yere İstanbul Barosu’nu çağırıyor. Umut olmuş durumdasınız. Hepiniz birer adalet savaşçısısınız” dedi. DHKPC adı altında yapılan son operasyonlarda avukatların tutuklanması ile ilgili Kocasakal, şöyle devam etti: “Savcılar örgüte ilişkin iki soru soruyor. Aslında bu savcılara ‘cumhuriyet savcıları’ demem lazım ama diyemiyorum. Birincisi: ‘Neden hep bu tür davaları alıyorsun?’ Buna verilecek tek cevap ‘sana ne, size ne’dir. İkinci soru ise: ‘Niye müvekkillerinize susma hakkını hatırlatıyorsunuz?’ Bir avukat bunu yapmazsa mesleğini yapmamış olur. Bu sorular Emniyetten yazılı vaziyette savcıların önüne geliyor onlar da bunları soruyor. Yargı zaten dizayn edildi, ayakta kalan tek güç avukat, savunma, baro.” Kocasakal, boyun eğmeyeceklerini belirterek “İstanbul Barosu hem askeri hem sivil darbelere tarihi boyunca hep direnmiştir. 12 Eylül’den bu yana ilk defa İstanbul Barosu yöneticileri yargılanıyor. Ben böyle yargılanmaktan onur duyuyorum” dedi. MALİYE AKP’Lİ KÜLCÜ’DEN ŞİKÂYETÇİ OLDU SEYFETTİN METE ÇORUM AKP’li Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü’nün “ihaleye fesat karıştırma ve icbar suretiyle irtikap” iddiasıyla yargılandığı davada dördüncü duruşma yapıldı. Maliye Hazinesi de Külcü’den şikâyetçi olarak davaya müdahil oldu. Çorum Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya Külcü ve diğer sanıklar katılmadı. Oto galerici Abdulkadir Şimşek, inşaat ruhsatı almak için belediyeye gittiklerinde Belediye Başkanı Külcü’nün “125 TL vermezseniz inşat ruhsatı alamazsınız” diyerek zorla kendilerinden para alındığını iddia etti. Çorumspor’a bağış adı altında kendilerinden alınan parayı verirken Oto Galericiler Derneği Kooperatifi olarak tutanak tuttuklarını belirten Şimşek, bu tutanakta diğer kooperatif yöneticilerinin de imzasının bulunduğunu söyledi. Hâkim Yılmaz Şengül, savcının talebini kabul etti. Maliye hazinesi avukatı da, Külcü ve 4 sanıktan şikâyetçi oldu. Mahkeme Maliye’nin müdahillik talebini kabul etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle