19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 24 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR Çağımızın sanatçısı Fazıl Say Hükümetler her devirde gelir geçer, sanat yapıtları ise yarınlara devrolur Emek Sineması’nın da içinde bulunduğu Serkildoryan’da yangın çıktı Yıkarken yaktılar Kültür Servisi Yıkımı İstanbullular ve sinemacılar tarafından protesto edilen Emek Sineması’nın da içinde bulunduğu Serkildoryan binasının yıkımı sırasında önceki gece geç saatlerde molozların bulunduğu yerde yangın çıktı. Yangın kontrol altına alınırken, itfaiyenin yangına Beyoğlu Sineması’nın ve Ses Tiyatrosu’nun yer aldığı Halep Pasajı’ndan müdahale ettiği bildirildi. n Kültür Servisi İngiliz rock müzik topluluğu Dire Straits’in efsane gitarist ve solisti Mark Knopfler, 27 Nisan Cumartesi günü yeni solo albümü “Privateering”in tanıtımı kapsamında İstanbul’da Ülker Sports Arena’da hayranlarıyla buluşacak. 8 kişilik orkestrası ile İstanbul’a gelecek olan Knopfler, Dire Straits zamanlarının “Sultans of Swings” ve “Walk of Life” gibi hit şarkılarıyla da tanınıyor. Cumartesi Mark Knopfler günü Fazıl Say çağımızın bir sanatçısı. Dünü tanıyan, günü yaşayan, içinde yaşadığı günden etkilenen sanatçı. Köşesine kapanıp piyanosunu çalışmak, bestelerine yoğunlaşmak bir yana içinde yaşadığı toplumu irdeleyen, baş kaldırabilen, ceza alan, hüküm giyen bir sanatçı. 19. yüzyılın sanatçısı siyasetten, gündelik sorunlardan nefret eder. Paris’te ünlü ressamların endüstrileşen kalabalık kentleri terk etmeleri, tuvallerini alıp kırlara kaçmaları bunun göstergesidir. Şairler de, besteciler de kendi düş dünyaları içinde u Fazıl Say, toplumsal dünü tanıyan, sorunlardan günü yaşayan, uzaklaşıp doğaya sığınmayı yeğ içinde yaşadığı tutarlar. Yirminci günden etkilenen yüzyıl, kitle sanatçı. Köşesine savaşlarının acıları ardından kapanıp piyanosunu gelişen çalışmak, bestelerine teknolojisi ve yoğunlaşmak bir haberleşme yana içinde yaşadığı özgürlüğüyle halkın yanı toplumu irdeleyen, başında bir başkaldırabilen, ceza sanatçı portresi alan, hüküm giyen bir yarattı. Hele 21. yüzyılda sanatçı. sanatçılar toplumların sözcüsü oldular. Geçen hafta “kamu barışını bozmaktan” hüküm giyen Fazıl Say’a da 2008’de Avrupa Birliği tarafından “Kültür Elçisi” unvanı verilmişti. Şimdi onun gibi bir sanatçı için “piyanosunu çalsın, başka şeye karışmasın” demek onu zaman tüneline atıp 19. yüzyıla yollamaktan başka bir şey değil. Kaldı ki kendi köşesinde yazıp çizen günümüz sanatçısı bile satır aralarında içinde yaşadığı dünyayı yansıtmaktadır. Woodstock efsanesi hayatını kaybetti Richie Havens ‘Freedom’ şarkısıyla hippi gençliğin idolü olmuştu Kültür Servisi 1969 yılında ilk kez düzenlenen ve birçok efsane müzisyeni ağırlayan Woodstock Festivali’nin açılışını yapan folk şarkıcısı Richie Havens, 72 yaşında kalp krizi sonucu New Jersey’deki evinde hayatını kaybetti. New York, Brooklyn’de dünyaya gelen müzisyen, kendine özgü gitar tekniği ve şarkı söyleme biçimiyle tanınıyordu. Havens’in Woodstock’taki canlı performansı, geniş kesimlerce tanınmasını sağlamıştı. Festivalin açılışını “High Flying’ Bird” adlı şarkısı ile yapan sanatçı, ardından “Handsome Johnny” ve son olarak eski bir spritüele dayanan, akorsuz çaldığı “Freedom” şarkısını seslendirmişti. Havens, şarkının bitimine yakın gitarı elinde, gözleri yarı açık, sağa sola sallanarak trans modunda sahne arkasına doğru yürüyerek performansını tamamlamıştı. Tekrar tekrar sahneye çağrılan müzisyen üç saat sahnede kalmıştı. Havens’ın “Freedom” şarkısı daha sonra 1960’ların hippi gençliği için bir tür ilahi haline gelmişti. Havens da, Woodstock için “Hayatımdaki her şey ve daha fazlası, o trene yüklendi” diyordu. Bugüne kadar 25’in üzerinde albüm yayınlayan Havens’ın “Freedom” şarkısının yeni versiyonu, son olarak Quentin Tarantino’nun “Zincirsiz” filminde kullanıldı. dediğimiz devasa sanatta müziğiyle çığlığını atacaktır. Kaç Türk operası var, hangisine Münih Operası gibi tarihi bir kuruluştan sipariş gelmiş? Fazıl’ın hükümet karşıtı söylemleri, tutuculuğa baş kaldırması, bir kesimin hedefi haline gelmekte. Bunu Boğaziçi Üniversitesi’nde bir yıl önce canlı olarak yaşadık. Konserde genç bir piyanistimiz onun Paganini Çeşitlemeler’ini çaldı ve çalmadan önce “Bu yapıtı ülkemizin barışına adıyorum” gibi bir söz söyledi. Konser bittikten sonra yanıma gelen mor türbanlı bir öğrenci “Siz organizatör müsünüz? Ben bu okulda Fazıl Say’ı ve onun eserini duymak istemiyorum” şeklinde bir tehdit savurdu. Fazıl yılda 100 konser kendi veriyorsa, dünyanın değişik köşelerindeki 100 konserde de onun yapıtları başka yorumcular tarafından çalınıyor. Hükümetler her devirde gelir geçer, sanat yapıtları ise yarınlara devrolur. Şimdi Fazıl hedef gösteriliyor Operası 2015’te Münih Opera Evi’nde sahnelenecek 2006’da yapılmış bir söyleşide, “Biz sanatçılar bir gelecek için yaşayan insanlarız. En büyük hayallerimden biri bir opera bestelemek. Ama öyle ki bir 21. yüzyıl operası olsun” diyordu. Tam da o sıralarda 2014 yılında teslim edilmek, 2015 yılında sahnelenmek üzere Münih Operası ona sipariş verdi. Uzun süredir bir Alman sanatçıyla birlikte librettoyu çalışıyorlar. Kuşkum yok ki Fazıl’ın ülkesinde yaşadığı bu süreç de operanın partisyonuna yansıyacaktır. Librettonun konusu ne olursa olsun Fazıl bu “opera” Mayısta görkemli veda İş Sanat 201213 sezonunu seçkin müzisyenlerle kapatıyor Kültür Servisi Klasik, caz ve dünya müziğinin seçkin isimlerini ağırlayan İş Sanat, bu sezonu sıra dışı bir etkinlik serisi ile tamamlıyor. Mischa Maisky ve ailesi ile Mayıs ayının ilk konserini gerçekleştirecek İş Sanat, sezona, Mariza, L.A. Dance Project, Şemsa İdil Ural, Michel Camilo ve Tomatito ile Buika konserleriyle veda ediyor. Bu yıl 65. yaşını kutlayan efsanevi çellist Mischa Maisky, kızı Lily Maisky ve oğlu Sascha Maisky, İş Sanat’ta konser vermeye hazırlanıyor. 2 Mayıs’taki konserde Maisky ailesine, Kristóf Baráti’nin konzertmeisterliğini üstlendiği genç ve dinamik topluluk Macar Oda Orkestrası eşlik edecek. Tüm dünyada Fado’nun en güçlü yorumcuların dan biri olarak kabul edilen Mariza, duygu yüklü sesiyle 7 Mayıs’ta İstanbul’da olacak. Ünlü Fransız koreograf ve dansçı Benjamin Millepied tarafından kurulan ve yönetilen L.A. Dance Project, farklı bir dans deneyimiyle 10 Mayıs akşamı sahnede olacak. Caz ve flâmenkoyu bir arada ustalıkla icra eden Michel Camilo ve Tomatito, 16 Mayıs’ta sıra dışı bir performansa hazırlanıyor. Kendi alanlarında usta olan ikili “Spain Forever” adlı bir müzikal diyalog ile yeniden bir araya geliyor. İş Sanat’ın “Parlayan Yıldızlar” serisinin son konuğu ise Şemsa İdil Ural olacak. Genç yetenek, 14 Mayıs akşamı Milli Reasürans’ta bir resital verecek. Tutkuyla yorumladığı aşk şarkılarıyla tanınan Buika, Toni Cuenca yönetimindeki İstanbul Opera Orkestrası eşliğinde bir senfonik konsere imza atacak. Buika’nın Türkiye’deki ilk konserine 2009 yılında ev sahipliği yapan İş Sanat, 13. sezonunu da, 24 Mayıs akşamı Buika ile sonlandırıyor. n Kültür Servisi Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile birlikte düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliğinde bugün, yönetmenliğini Gülşah Özdemir Koryürek’in yaptığı “Türkiye’de Şekspir Olmak” isimli belgesel gösterilecek. ‘Türkiye’de Şekspir Olmak’ n Kültür Servisi Balkanlar ve Anadolu’dan derledikleri repertuvarlarını, funk ve caz altyapılarıyla harmanlayan Kolektif İstanbul, 3. albümü “Kerevet” ile ilk defa 27 Nisan Cumartesi saat 22.30’da Salon İKSV Sahnesi’nde olacak. Kolektif İstanbul alto saksofon ve gaydada Richard Laniepce, vokaller ve trompette Aslı Doğan, klarnette Talat Karaoğlu, akordeonda Tamer Karaoğlu, gitarda Cem Tuncer, suzafonda Ertan Şahin ve davulda Ediz Hafızoğlu’ndan oluşuyor. Kolektif İstanbul’dan ‘Kerevet’ Ankara’da sahne sıkıntısı Resim Heykel Müzesi’nin konser salonu tadilata girerse müzikaller için sahne sayısı bire düşecek u Konser salonunun tadilata girmesi en çok Ankara Devlet Opera ve Balesi’ni etkileyecek. Öte yandan, Leyla Gencer Opera Sahnesi’ni kiracı olarak kullanan DOB tamamını kullanmak için başvuruda bulundu. SELDA GÜNEYSU n Kültür Servisi Avrupa caz sahnesinin etkileyici isimlerinden Erik Truffaz Quartet, Garanti Caz Yeşili kapsamında 12 Mayıs’ta, Nublu İstanbul’da sevenleriyle buluşacak. Trompette Erik Truffaz, basta Marcello Giuliani, piyano ve klavyede Benoît Corboz ve davulda Marc Erbetta’dan oluşan Erik Truffaz Quartet, caz müziğini elektronika, drum‘n’bass ve hiphop gibi yeni akımlarla harmanlıyor. Erik Truffaz Quartet Nublu İstanbul’da ANKARA Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi bünyesinde yer alan konser salonununda gelecek sezondan itibaren tadilat gerçekleştirecek. Söz konusu sahnenin tadilata girmesi en çok Ankara Devlet Opera ve Balesi’ni (DOB) etkileyecek. Çünkü Ankara DOB, başta müzikaller ve operetler olmak üzere pek çok eserinin temsilini de sezon içinde Resim Heykel Müzesi Konser Salonu’nda gerçekleştiriyor. Böylece Ankara DOB’un başta operet ve müzikaller olmak üzere eserlerini sahneleyeceği sahne sayısı Ankara içinde bire düşecek. Ankara DOB’un kentteki sahne sayısı üç. Ancak bu sahnelerin hiçbiri kendi özel mülkiyeti konumunda değil. Bü yük prodüksiyonların sahnelendiği Opera Sahnesi, Devlet Tiyatroları ile birlikte kullanılıyor. Leyla Gencer Sahnesi’nde çocuklara yönelik bale ve opera temsilleri gerçekleştiriliyor. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nin konser salonunda da daha küçük prodüksiyonlar, operetler ve müzikaller gibi eserler sahneleniyor. Resim Heykel Müzesi’nin konser salonu Ankara DOB için ayrı bir öneme de sahip. Bu sahnede Atatürk, İran Şahı Pehlevi ile birlikte ilk Türk opera eseri “Özsoy”un temsilini izlemişti. Öte yandan DOB Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen, kendilerinin kullandığı ve çocuklara yönelik eserlerin sahneye taşındığı Leyla Gencer Opera Sahnesi’nin Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nce Ankara İl Özel İdaresi’nden tamamını kullanma şeklindeki talebini de “Kira kontratımız 2019 yılında bitiyor” sözleriyle değerlendirdi. Gökmen şöyle konuştu: “Leyla Gencer Sahnesi, bizim İş Bankası ile yapmış olduğumuz protokol sonucunda çocuk ve gençlik sahnesi olarak tasarlandı. Biz de o sahneyi bu çerçevede kullanıyoruz. Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihtiyaçları da toplumumuzun geneli açısından önemlidir, ancak bizim sanatsal etkinliklerimizi sürdürebilmemiz açısından o sahneye ihtiyacımız var. Ayrıca DOB olarak önümüzdeki yıllar için hazırladığımız projelerimiz var. Ankara’da zaten bir opera sahnesi eksikliği var. Biz bu eksikliği yıllardır dile getiriyoruz. Bir kent için opera sahneleri çok önemli kültürel yapılardır.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle