Katalog

17 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli’ye sahip çıktı: 5 Muhterem, laik demokratik cumhuriyet yerine “şeriat düzeni” yanlısı... Bir de kendine “demokratım” deyince kan beynime sıçrıyor. Laik demokratik cumhuriyetin kazanımlarından yararlanıp milletvekili seçilmiş... Utanmıyor, sıkılmıyor... ??? Bakıyorum Hizbullah vahşeti çoktan unutulmuş, her tartışmada güler yüzlü bir kişi, kurulan siyasi partinin sözcüsü olarak yerini almış... Yahu dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’a 10 ay hapis cezası verilmiş, ne ses var ne soluk! Bunu tartışmaktan bile korkan haber televizyonları, aynı adları bir araya getirip “muhafazakâr Güneydoğu” üzerine ahkâm kesiyor, bir iki ulusalcı da araya sıkıştırılıp toplumun tepkilerine karşı vaziyet alınıyor. Yahu bu ülkenin aydınları var, demokratları, solcuları, sosyalistleri... Onlar neden yok! Tamam siz muhafazakârsınız, Müslümansınız, şeriatçısınız... Bakın keyfinize! Güneydoğu’da aşiret düzeni sürsün! Her şeye şeyhler karar versin! Ağalar paşalarla birlikte yaşasın! Geçin 1930’ları 40’ları... Bugüne bakın! O yıllarda nice insanlar öldürüldü, tamam biliyoruz! Peki siz Sabahattin Ali’yi niye unutuyorsunuz? Biraz da Sivas Madımak katliamını, o vahşeti anlatın topluma... 90’ların başında Turan Dursun’u kimler öldürdü? Cinayet şebekesi Hizbullah, Batman’da nerede eğitim aldı? Milletvekili Mehmet Sincar yine Batman’ın en işlek caddesinde kimler tarafından vuruldu? ??? Her şey açık seçik ortada BDP için... İmralı’da yatan Apo, “Müslüman kardeşliği” örtüsüyle topluma sunulan her şeyi kabul eder... AKP’nin istediği, BDP’yle Hizbullah’ın yasal siyasal hareketini karşı karşıya getirip oy tabanını bölmek! Başbakan Erdoğan’ın tek istediği başkanlık sistemi... Zaten Apo da istiyor! Üstelik ABD modeli... Yeme de yanında yat! İşin ucu Büyük Kürdistan’a değin gider... Ortadoğu cayır cayır yanarken ne olur? Olan Türklere ve Kürtlere olur! Şantaja izin vermem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorunu konusunda Abdullah ÖcalanPKK ekseninde hükümetin yürüttüğü görüşmeleri eleştirdiği için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “dönemindeki yolsuzlukları inceleteceğini” açıkladığı MHP lideri Devlet Bahçeli’ye sahip çıktı. İtiraf etti: Başbakan dedi ki; “TSK hükümetin verdiği kararlarla hareket eder” dedi. TSK elbetteki siyasi makama bağlı olarak çalışır ama yasalara aykırı olmamak koşuluyla. Ben bu kürsüde defalarca Uludere faciasının sorumlusu kimdir diye sordum. Şimdi Başbakan itiraf etti, “Biziz” diyor. Çünkü biz talimat vermeden TSK harekete geçmez, diyor. Uludere faciasının sorumlusu Başbakan ve onun hükümetidir. Toplum vicdanına tokat: AKP’nin gerçeği budur! Dilek’e yapılan muamele toplum vicdanına atılan bir tokattır. Sözde 18 yaşına kadar tüm çocuklar parasız tedavi edilecekti. Gidin Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında CHP’lilerin büyük coşkusu vardı. (NECATİ SAVAŞ) Şeriat Hukuku... Güzelim Türkiye’nin ne hale geldiğini görmeniz için televizyon kanallarındaki tartışma programlarını izlemeniz yeterli... Bir dönem Güneydoğu’da derin güçlerle, gladyoyla birlikte faili meçhul cinayetleri birlikte işleyen, hem Türk hem de Kürt aydınlarını öldürenlerin siyasal kadrolarıyla “Ben şeriatçıyım” diyen BDP milletvekilleri, neredeyse Sudan’daki gibi bir hukuk düzeni istiyorlar. Maskeler düşmüş ama işin içinde bir demokrasi kılıfı var! Gerçekleştirmek istedikleri “şeriat düzenini” inanç ve düşünce özgürlüğüyle sarıp sarmalıyorlar... Aleviler ve Sünnilerin ister Türk olsun ister Kürt, ortak bir paydada yaşayabileceklerini söylüyorlar. Ellerinde örnekler çok... Aynı coğrafyada Kürtlerin, Türklerin, Yezidilerin, Süryanilerin, Ermenilerin, Yahudilerin, Hıristiyanların birlikte yaşadıklarını ballandıra ballandıra anlatıyorlar. ??? Milletvekili seçilmiş kişi bunu anlatırken beni, sizi, tüm toplumu apaçık kandırıyor... İşte “İslam kardeşliği” hikâyesi burada başlıyor... O anda aklıma şu soru geliyor: “Arkadaş, Uğur Mumcu’yu, Musa Anter’i, Hrant Dink’i, Trabzon’da rahip Santoro’yu öldürenler aynı derin güçler değil miydi?” Bir başka sorum daha var: “Sen şeriat hukukuyla nasıl olacak da demokrasiyi, özgürlükleri yaşam biçimi yapacaksın? Öyle bir model hangi İslam ülkesinde var? Laiklik olmadan demokrasi ve özgürlük olur mu? Sen laikliğin dinle falan ilgisi olmadığını, eski Yunancada ‘halksal’ anlama geldiğini öğrenmedin mi?” Laikliği, beş vakit namaz kılmamak, oruç tutmamak, içki içmek, kadınların başörtüsü takmaması, açık saçık giysi giyip kapanmaması olarak algılayan bu düşünce, Kemalizm üzerinden cumhuriyetimizi kanlarıyla canlarıyla kuran Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına saldırıyor. çocuğunuzla bakın bakalım paralı mı değil mi? Ne demiştim, yalancıdan Başbakan olmaz. Sağlıkta 10 ayrı işlemden para alıyorlar. Pahalı ilaçlar karaborsaya düştü. İnsanlar tedavi olmak için karaborsadan ilaç temin ediyor. Bahçeli’ye yapılan şantaj: Sayın Bahçeli eleştiri yaptı diye AKP iktidarı şantaj yapıyor. Senin dönemini inceleteceğiz, diyor. Aklın başına yeni mi geldi senin, kafana taş mı düştü? Şantaja asla izin vermeyeceğiz. Yolsuzluktan beslenen yolsuz luğu araştıramaz. Önce sen bu millete kul hakkını nasıl yediğinin hesabını ver. Sen daha malvarlığının hesabını vermedin. Rize’den yırtık ayakkabıyla geldin: Hangi ülkenin başbakanı? Diyebilir mi acaba Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanınıyım diye. TC’yi bakanlıktan siliyor, valilikten kaldırıyor. Sen Rize’den yırtık ayakkabıyla buraya geldin, bu cumhuriyet seni başbakan yaptı, esnafın oğlu olan Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yaptı, memurun oğlu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanı yaptı. Erbakan’ı arkadan hançerlediler. Şimdi aynı şeyi cumhuri yete yapmak istiyorsun. Senin buna gücün de yetmez, boyun da! Başkanlıkta avucunu yalarsın: Senin kişisel ihtirasların bu ülkeye başkanlık sistemini getirmez. Çünkü bu Meclis’te CHP var Recep Tayyip Erdoğan, bunu sakın unutma. Senin başkanlık sistemi için yaptığın çalışmalara mı destek vereceğiz? Avucunu yalarsın Sayın Başbakan. Bu sorunu çözmek istiyorsan dürüst ve samimi olacaksın. Tek hayali başkanlık sistemi. Şakşakçılık yapan köşe yazarlarına; bilmediğiniz bir konuyu nasıl destekliyorsunuz? Vahiy mi geliyor? CHP, ‘süreç tutum belgesi’ açıklayacak AYŞE SAYIN ANKARA Kürt sorununun çözüm süreci konusunda “tutumu net değil” diye eleştirilen CHP yönetimi, “çözüm süreci tutum belgesi” hazırlama kararı aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu tarafından kaleme alınacak olan ve özellikle “dış kamuoyunu” bilgilendirme amaçlı da hazırlanacak metinde CHP’nin Kürt sorununa bakışının yanı sıra AKP hükümetinin PKK ve Abdul lah Öcalan’la yürüttüğü müzakerelerle ilgili partinin çekinceleri ve önerilerine de yer verilecek. Loğoğlu, CHP’nin Kürt sorununun çözümünü ve barışı desteklediğine, ancak hükümetin yürüttüğü müzakerelerin içeriğini kendilerinin ve kamuoyunun bilmediğine dikkat çekti. Loğoğlu, CHP’nin çözüm sürecine katkı için, “görüşmelerin hukuk içinde kalınarak yürütülmesi, gizli pazarlıkgizli ajanda içermeyen ve halkın kabul edebileceği bir mutabakatın kamuo yuna açıklanması, hükümetin bu konuda samimi davranarak bütün kesimleri bilgilendirmesi” olmak üzere 3 ana ilkesine yer verilecek. Bu ana başlıklar altında, CHP’nin sürecin neresinde durduğu, süreçle ilgili tereddütlerle ilişkin sorulara tek tek yanıt verilecek. Loğoğlu, metnin hafta sonu kamuoyuna açıklanabileceğini belirtirken iç kamuoyunun yanı sıra, dış kamuoyuna dönük de CHP’nin süreçle ilgili tutumunun anlatılacağını ifade etti.