28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA 12 HABERLER KÖY ENSTİTÜLERİ 73 YAŞINDA ? Köy Enstitüleri 73 yaşında. 1930’larda askerliğini onbaşı veya çavuş olarak yapan köy çocukları altı ay süreli tarımsal uygulamalı kurslarda yetiştirilerek köylerinde eğitmen oldular. Köye okul girişimi 1937 ve 1939 yıllarında Saffet Arıkan ve Hasan Âli Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç’un ilköğretim müdürlüğü dönemlerinde etkin olarak ülke gündeminde yerini aldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ülke gerçekleri doğrultusunda, kendi öz kaynaklarına dayalı, kırsal kalkınma ve aydınlanmayı amaçlayan Köy Enstitüleri ilkokullara öğretmen yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940’ta 73 yıl önce kuruldu. Özellikle gerici çevrelerin, toprak ağalarının tepkisini çeken enstitüler “komünist yetiştirmekle” suçlanarak 1954’te kapatıldı. Kuruluşunun 73. yılında mezunlarıyla Köy Enstitülerini konuştuk... Sol görüşlü öğrencilerle kendilerine Müslüman Gençler diyen grup arasında çatışma: 60 gözaltı noktası ALİ AÇAR Kaynama Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde başlayan olaylar İstanbul Üniversitesi’nde (İÜ) dün de devam etti. Fen ve Edebiyat fakülteleri ve Su Ürünleri Fakültesi’nde sol görüşlü ve kendilerine “Müslüman Gençler” adını veren iki grup arasında afiş asma konusunda tartışma yaşandı. Karşılıklı slogan atılmasının ardından iki öğrenci grubu arasında taşlı ve sopalı kavga çıktı. Polisin üniversite içine girerek müdahale ettiği olaylarda her iki taraftan da 60’tan fazla öğrenci gözaltına aldı. Öğrencilerden 27’si ifadelerinin ardından savcılıkça serbest bırakıldı. 33 öğrencinin ise mahkemeye sevk edileceği öğrenildi. Üniversite önünde bekleyen çok sayıda çevik kuvvet ve özel tim polisi de kavganın üzerine okula girerek öğrencilere müdahale etti. Öğrencilerin okul içine kaçması üzerine polis sınıflara girerek olaylara karıştığı ileri sürülen her iki gruptan da 60’ı aşkın kişiyi gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrenciler elleri arkadan kelepçelenerek polis otobüslerine bindirilirken, bazı öğrenciler de “Katil polis üniversiteden defol”, “İnsanlık protesto ? Üniversitede yaşanan saldırıların ve polis müdahalesinin ardından İÜ öğrencileri, okuldan toplu halde çıkarak ana kapı önünde basın açıklaması yaptı. Burada artan gerici ve faşist saldırılara dikkat çekilerek özetle şu görüşlere yer verildi: “Dicle Üniversitesi’nde yaşanan Hizbulkontra saldırılarından sonra aynı film bu kez İstanbul Üniversitesi’nde sahneye kondu. Elleri satırlısopalı ve yüzleri kapalı çeteler günlerdir İstanbul Üniversitesi’nde terör estirmeye çalışıyor. Yıllardır devlet desteğiyle gelişen gerici toplumsal hegemonya, AKP diktatörlüğü eliyle yukarıdan aşağı kurumsallaştırılmaya ve daha fazla yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. AKP diktatörlüğüne direnen üniversiteler gericiliğe teslim olmayacak.” Öğrencilerin eylemine KESK İstanbul Şubeler Platformu da destek verdi. Öğrencilerden Uyanıştan korktular MEHMET MENEKŞE SİBEL BAHÇETEPE AMASYA / İSTANBUL Köy Enstitülerinin kapatılmasıyla karşıdevrim sürecinin hızlandığını belirten Köy Enstitüsü mezunları, AKP iktidarı ile birlikte ise eğitimin özgür düşünceden, bilimsellikten, demokrasiden uzaklaştığını, halktan koptuğunu vurguladı. Samsun Akpınar Köy Enstitüsü mezunu Hüsamettin Çıtır, “Bilimden, üretimden koparılmış, cemaatlere teslim edilmiş bir eğitim ve gençlik var ortada. Türkiye Cumhuriyeti’nin tartışıldığı bir süreç yaşıyoruz. Atatürk’e ‘diktatör’ diyen, şeriat isteyenler var. Gençlik, Atatürk’ün çizdiği tam bağımsızlık yolundan çıkarılmak, emperyalistlerin kucağına atılmak isteniyor. Bir bakıyorsunuz okullarda felsefe, mantık dersleri yerine çeşitli din dersleri almış başını gidiyor. Sorgulayan, eleştiren, özgür düşünen bir gençlik yok artık. İtaat eden, boyun eğen, irdelemeyen, şabloncu bir geçlik var ortada. Biz böyle günleri hayal bile etmemiştik. Bizler bugünlerin tam tersini düşünmüş, hedeflemiştik” dedi. onuru işkenceyi yenecek” sloganları attı. Kavgada yaralanan bazı öğrenciler de üniversiteye çağrılan ambulanslarla hastaneye götürülerek tedavi altına alındı. Polisin olayları yatıştırmasının ardından üniversite çevresinde yoğun güvenlik önlemi alınırken, okula giren öğrenciler özel güvenlik görevlilerince dedektörle aranarak içeri alındı. Emniyet yetkilileri de çıkan kavgada ele geçirilen sopa ve demir çubukları gazetecilere gösterdi. Gözaltına alınan öğrenciler önce hastanede sağlık kontrolünden geçirildi, ardından ifadeleri alınmak üzere Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Açıklamanın ardından grup sloganlar atarak Eminönü’ne dek yürüdü. Türkiye daha iyi noktada olurdu Türkiye’de 17 Nisan 1940 yılında kurulan 21 Köy Enstitüsünden biri olan Sakarya’daki Arifiye Köy Enstitüsü Sağlık Bölümü mezunlarından 87 yaşındaki Harun Topkara, “Köy Enstitüleri kapanmamış olsaydı Türkiye bugünkü konumundan daha iyi bir yerde olurdu. Bütün köylü eğitilmiş, uyanmış olurdu, öğretmensiz ve sağlık memurunun olmadığı köy de kalmazdı” dedi. Köy Enstitülerinin siyasi nedenlerle kapatıldığını belirten Topkara, köyün, köylünün sırtından geçinenlerin, köylülerin uyanmasından korktuğunu, bu nedenle de işlerine gelmediğini, köylü uyanırsa topraklarında çalıştıracak kişi bulamayacakları kaygısıyla siyasi iktidara baskı yaptıklarını kaydetti. “Köy Enstitüleri siyasetin kurbanı oldu” diyen Topkara, Köy Enstitülerinin Cumhuriyetin eserleri içinde en kıymetlisi olduğunu ifade etti. Topkara, “Köy Enstitülerinde yalnız köy çocukları okuyordu. Amaç, köyşehir çocuğu ayrımı yapmak değildi, köylerdeki çocukların eğitim olanağı olmadığından köylerdeki çocukları okutmaktı. Bu birilerini rahatsız etti” dedi. Köy Enstitülerinde birtakım siyasi ve ideolojik olayların olduğunun ileri sürüldüğünü, bu nedenle 1951 yılında kapatıldığını anlatan Topkara, “Köy Enstitülerini komünizm propagandasına alet ettiler. Halbuki köy çocukları bunu bilmezdi” değerlendirmesi yaptı. Köylülerin eğitiminin engellendiğini vurgulayan Topkara, özetle şunları söyledi: “Köy Enstitüleri kapanmamış olsaydı bugün Türkiye daha ileri bir noktada olurdu. Bütün köylü okumuş olurdu. Bu kurumlar kapanmasaydı öğretmensiz köy, sağlık hizmetinin verilmediği yer kalmazdı. Bazı bürokratların da işine bu gelmezdi. Köy Enstitüsünden mezun olanlar valiye hitap edebiliyordu, eğitim o derece kaliteli ve nitelikliydi. Köy Enstitüleri’nde bir hafta iş, bir hafta eğitim vardı. Köy Enstitüsünde yetişen öğretmen, halkın ihtiyacı olan her şeyin temelini öğrenip köylerde görev yapıyordu.” (Fotoğraf: VEDAT ARIK) lüendilerine “Müs ını man Gençler” ad Ni 12 e ’d İÜ veren grup öğşlü rü gö l so da san’da l sopalarencilere beyzbo iyle saler el şiş da so rı ve zetemiga r, dırmıştı. Habe li sayırih ta n sa Ni zin 13 kelias m bu sında “Kim ıştı. m al r ye a yl ğı şlı ler” ba K ‘Biz bu filmi daha önce görmüştük’ Kepirtepe Köy Enstitüsü mezunu Nedim Menekşe de enstitülerin özgür düşünen, Atatürkçü, aydınlanmacı kuşaklar yetiştirdiği için toprak ağaları ve gericiler tarafından hedef alındığını vurgulayarak, “Enstitüler kapatılmamış olsaydı ülke bu hale gelmeyecekti. Köy Enstitülerini kapatmak için takip edilen yolun aynen bugün de Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirmek, Cumhuriyeti dönüştürmek isteyenlerce takip ediliyor. Bugün de bir bakıyorsunuz Ergenekon’du, Balyoz’du, casusluktu bir sürü dava dönüp dolaşıyor ortada. Yıpratarak, itibarsızlaştırılarak, gözden düşürülerek ülkede bir dönüşüm yaşanıyor. Bu filmi daha önce gördük biz. Atatürk’e, Cumhuriyete sahip çıkanların işi daha da zor” diye konuştu. ) ? Taciz gibi arama İstanbul’da gözaltına alınan kız öğrenciler otobüslere bindirilmek üzere dışarıda bekletilirken, üzerlerinin erkek polisler tarafından aranması dikkat çekti. Cumhuriyet Üniversitesi’nde gerginlik SİVAS (Cumhuriyet) Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde Kürt öğrencilerin oluşturduğu Demokratik Öğrenci Derneği, Dicle Üniversitesi’nde yaşanan olayları protesto etmek için basın açıklaması yapmak istedi. Dernek Sözcüsü Timuçin Göçer, Kürt sorununun çözümü amacıyla bir süreç başlatıldığını, Dicle Üniversitesi’ndeki olayların süreci sabote etmek için çıkarıldığını belirtti. Göçer, “Ülkemiz böylesi tarihi bir süreçten geçerken bu tür provokasyon girişimlerine izin vermemeli ve bu tür çevrelere karşı birlik olmalıdır” diye konuştu. Basın açıklamasının ardından ülkücü öğrenciler, “Kampusta PKK istemiyoruz” sloganları atarak Kürt öğrencilere tepki gösterdi. İki grup arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Yoğun güvenlik önlemleri alan polis ekipleri her iki grubu güçlükle sakinleştirerek olay çıkmasını önledi. (Fotoğraf: AA) Ağalık düzeni sürsün ‘A diye kapattılar’ Samsun Akpınar Köy Enstitüsünün ilk mezunlarından İsmail Oruç ise “Enstitülerde iş eğitimi, sanat eğitimi verilmesinin yanında eşitlik, özgürlük, bağımsızlık bir yaşam biçimine dönüştürülmek hedefleniyordu. Gerici çevrelerin ve toprak ağalarının hoşuna gitmedi. Bu ağalık düzeni böyle sürsün isteyenler enstitüleri kapattı. O gün enstitüleri kapatan işbirlikçi, teslimiyetçi, dinci zihniyet bugün Cumhuriyet, Atatürkçülük adına ne varsa yıkmak, yok etmek istiyor” dedi. ‘Yemekleri yenmez’ dedi, şikâyet edildi Din öğretmeninden DİSK: 1 Mayıs’ta Taksim’deyiz İstanbul Haber Servisi DİSK, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nı Taksim’de kutlayacak. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, başta Taksim olmak üzere tüm yurtta ‘kardeş’ sendikalarla alanlarda olacakları belirterek güzargâh konusunda 1 Mayıs Tertip Komitesi’nin çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ise her zamankinden daha dik ve daha kararlı bir şekilde, 1 Mayıs‘ta örgütlü olduğu her yerde, dost emek, meslek örgütleri ve demokrasi güçleri ile yan yana, omuz omuza alanlarda olacağını belirtti. TKP Merkez Komistesi de devrimci güçleri, bugünün zorlu gündemlerine karşı sözünü esirgemeyen bir 1 Mayıs için seferberliğe çağırdı. Alevilere hakaret ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin Gazipaşa Ortaokulu’nda sözleşmeli olarak görev yapan din kültürü dersi öğretmeninin Alevilere hakaret etmesi öğrencilerin ve velilerin tepkisini çekti. Veliler dilekçe toplayınca öğretmenin görevine son verildi. Din dersi sırasında kurban ibadeti anlatılırken bir öğrenci ailesinin farklı bir zamanda kurban kestiğini söyledi. Bunun üzerine öğretmen M.K, “Senin ailen Alevidir o zaman” dedi ve Alevilerin Müslüman olmadığını savundu. Öğretmen M.K. ile öğrenciler arasındaki Alevilik konuşmaları daha sonra da sürdü. Bir başka derste M.K, “Alevilerin ellerinden yemek yenmez” gibi ifadeler kullanınca öğrenciler tepki gösterdi. Öğrencilerin durumu ailelerine anlatması üzerine aileler öğretmen M.K. hakkında okula şikâyette bulundu. Velilerin ve bazı öğretmenlerin imzalı dilekçesine rağmen M.K. derslere girmeye devam edince bir grup öğrenci velisi dün okula giderek okul idarecilerine kaygılarını aktardı. Bunun üzerine veliler ve idareciler Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne giderek dilekçelerinin gereğinin yapılması talebini yineledi. Bunun üzerine ilçe milli eğitim müdürlüğü M.K’nin iş sözleşmesini feshetti ve okulla ilişiğini kesti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle