19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 NİSAN 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakanlığa göre, hakkında açılan dava nedeniyle İstanbul Barosu kararları yok hükmünde 5 19 Mart 2013’e dek Beyoğlu Teknik Endüstri Meslek Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapıyordu. Bir sabah saat 6’da evi basıldı... Evde tek başına kalıyordu... Neyse komşusuna haber verildi. 15 polis silahlarıyla evine daldı. Bir polis başına silahını dayadı. Ev darmadağın edildi. KESK’e yönelik bir operasyondu... Ayşe Öğretmen EğitimSen üyesiydi. Polis evinde grev önlüğü, KESK tarihi kitabı, Vedat Türkali’nin “Komünist” romanını, Nâzım Hikmet’in şiir kitaplarını suç öğesi olarak topladı. Suçu belliydi: “Silahlı terör örgütü üyesi!” ??? Ayşe Öğretmenin elleri tersten kelepçelenmiş olarak evinden çıkarılırken, polislerden birisi şöyle dedi: “Sen bu kitapları okuyorsan, kim bilir öğrencilerin nasıl!” Adli kontrol için getirildiği adliyede doktorundan hemşiresine, belediye çalışanından maliye memuruna değin tüm kamu çalışanları oradaydı. 3 aylık bebeğiyle Ebru Hemşire, 37 yıllık eğitim emekçisi Selvi Öğretmen... Toplam 184 kamu emekçisi ve KESK yöneticileri... EğitimSen eylemlerine katılmak “silahlı terör örgütü üyesi” olması için geçerli bir nedendi benim “ileri demokrasi”ye geçmiş ülkemde. Öğretmen Ayşe Tuncer zindanda, parasız eğitim istediği için tutuklu yargılanan üniversite öğrencisi Berna Yılmaz’la aynı koğuşta. Dosyasında gizlilik kararı var Ayşe Öğretmenin... Ne bileyim, terör örgütü belki öğrenci gönderiyordu... Telefon görüşmeleri örgütsel denilerek kayda geçmişti! Ayşe Öğretmenin mektubunun sonuna geldim... Dediği şu: “Benim tek örgütüm sendikam!” Sendikaların suç örgütü olduğu demokratik hukuk devleti olan bir ülke var mı? Yok! Adalet ve hukuk, bir toplumun ve devletin vicdanlı, insancıl kararlılığını gösterir... Bunca haksızlık karşısında toplum direnir, sinmez... İdeolojileri ne olursa olsun dayanışma gösterir halk... Çünkü demokrasi ve özgürlükler bir yaşam biçimidir! Savunmaya savaş İLHAN TAŞCI ANKARA Adalet Bakanlığı, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile 8 yönetim kurulu üyesi hakkında “yargı görevini etkilemeye teşebbüs” suçlamasıyla açılan dava gerekçesiyle yönetimin düştüğünü, yaptığı işlemlerin de hukuken geçersiz olduğunu savunarak Türkiye Barolar Birliği’nden (TBB) gereğini yapmasını istedi. TBB ise bakanlığın yaklaşımını “masumiyet ilkesini zedeleyen ve hukuksal temelden yoksun zorlama bir yorum” olduğunu değerlendirerek bakanlığın istemini oybirliğiyle reddetti. İstanbul Barosu’na Şubat 2013’ten bu yana 109 avukatlık ruhsat başvurusu ya ? Adalet Bakanlığı, Ümit Kocasakal ve İstanbul Barosu yönetimi hakkında yargı görevini etkilemeye teşebbüs suçundan haklarında dava açıldığı gerekçesiyle TBB’ye yönetimin düştüğünü bildirdi. Barolar Birliği ise bakanlığın tavrını ‘hukuksal temelden yoksun, zorlama bir yorum’ olarak değerlendirdi. pıldı. Kocasakal yönetimindeki İstanbul Barosu ardından da Türkiye Barolar Birliği başvuruları uygun gördü. Onay için ruhsatlar Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Olağan koşullarda bakanlığın onayı vermesi beklenirken Adalet Bakanlığı Türkiye Barolar Birliği’ne ilginç bir değerlendirme yazısı göndererek ruhsatları onaylamadı. Bakanlığın yazısında, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile 8 üyesi hakkında Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Yargı görevini etkileye teşebbüs” suçundan TCY’nin 277. maddesi uyarınca 2 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığı ve iddianamenin 8 Şubat’ta kabul edildiği belirtildi. Bakanlığın yazısında, Avukatlık Yasası’nda kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına “mahkum olmanın” avukatlığa engel haller arasında sayıldığı belirtildi. Oysa Kocasakal ve yönetimi hakkında henüz bakanlığın yazısında belirtildiği gibi bir mahkumiyet kararı bulunmuyor. Bakanlığın yazısında, ayrıca Avukatlık Yasası’nın 92/2 maddesinde “Yönetim Kurulu üyelerinden biri hakkında 90. maddeye göre seçilmeye engel bir suçtan dolayı kamu davası açılmış ise dava sonuna kadar bu üyenin yönetim kuruluna katılamayacağı, yerinin yedek üye ile doldurulacağı” hükmünün yer aldığı anımsatılarak İstanbul Barosu Başkanı ve adı geçen üyelerinin, iddianamenin kabul edildiği 8 Şubat’tan itibaren söz konusu dava süresince yönetim kuruluna katılamayacakları, dolayısıyla alınan yönetim kurulu kararının hukuken ge çerli olmadığı ileri sürüldü. Bakanlık bu gerekçelerle TBB’nin İstanbul Barosu’nun başvurduğu avukatlık ruhsatlarının levhaya yazılması işlemini uygun bulmasının hukuki olmadığı gerekçesiyle yeniden görülmek üzere birliğe iade etti. Ayşe Öğretmenin Zindan Mektubu... Adaletsizlik çukuruna düşersen bir gün, sabaha karşı evin basılıp kitapların toplanırsa, bileklerin ters kelepçelenirse, anlarsın yaşamı... Vicdanı ararsın! Toplumun duyarlığını! Medyayı! Sesi soluğu çıkmaz kimsenin, görür ama görmezden gelir... İnsanın varoluş nedenini işte o zaman anlarsın! Kaybolursun bir hücrenin içinde, kendi kendine sorarsın: “Suçum ne benim!” Aslında hüküm verilmiş boynuna bilinen yafta çoktan asılmıştır: “Terör örgütü üyesi!” İşte böyledir hayat... Beklenmedik bir günde, daha şafak sökmeden, tek başına kaldığın evde kapı zili çalınmıştır. Tam iki kuşak askeri darbelerle ezildi, çiğnendi... Sivil yönetim geldi ve 11 yıldır iktidarda. Yine evler basılıyor, kıyım başlıyor. Adına “ileri demokrasi” denilen zamanlamanın içinde “akil insanlar” Elazığ’da tarikat şeyhleriyle, onların öğrencileriyle buluşuyor. Ayıp olmasın diye de cemevlerine gidiliyor... Gitsinler, görüşsünler... Ama o “akil insanlar” biraz da adaletsizlik çukuru içinde çırpınan tutukluları da görsünler. Başbakan tarafından atanmış olsalar bile vicdanlarının sesini dinlesinler. ??? Zindanlardan o denli çok mektup geliyor ki... Gelen mektupların tümünü okuyorum... Acı! Hüzün! İnsan olmak, özgürlüğü savunmak, eşitlik ve dayanışma ilkesinden ödün vermemek. Gazetecinin görevi bu! Mektupların çoğunu yazıişlerine veriyorum... Cumhuriyet’te yayımlanıyor... Hiçbir gazete yapmıyor bunu. Kendi kendime sesleniyorum: “İyi ki Cumhuriyet var!” Elimde öğretmen Ayşe Tuncer’in daha önce Cumhuriyet’te yayımlanan mektubu var... Bakırköy Kapalı Cezaevi’nden bana yazmıştı. akanlığın yorumu zorlama Bunun üzerine TBB Yönetim Kurulu 10 Nisan’da Vedat Ahsen Coşkun başkanlığında toplanarak bakanlığın iadesiyle istemini görüştü ve oybirliğiyle reddetti. TBB’nin ret kararında, yasa uyarınca yönetim kurulu üyesi seçilmeye engel ya da yönetim kuruluna katılamama halinin oluşabilmesi için iki unsurun birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilirken “Bunlardan birincisi, işlendiği iddia edilen fiilin avukatlığa engel bir suç olması; ikincisi ise bu suçlardan dolayı son soruşturma açılması kararının verilmiş olmasıdır. Avukatlığa engel suçlar arasında ‘yargı görevi yapanı etkileme’ suçu bulunmamaktadır” değerlendirmesi yapıldı. Kararda, Adalet Bakanlığı’nın “açıkça hukuka aykırı bir yorumla (yasadaki) ‘2 yıldan fazla süre ile hapis cezası ibarelerini, 2 yıl ve daha fazla süre ile hapis’ gibi anladığı” belirtildi. B ER EREN İĞNECİ ‘Kaza kurşunu’ şehit etti ŞIRNAK (Cumhuriyet) Şırnak’ın Küpeli Dağı eteklerindeki Görmeç köyünde bulunan 4’üncü Motorize Piyade Taburu’nda dün akşam saatlerinde, “bir silahın kazayla ateş alması” sonucu mermi, er Eren İğneci’ye isabet etti. İğneci, olay yerinde şehit oldu. Şehit İğrenci’nin Şırnak 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’nda düzenlenecek törenin ardından toprağa verilmek üzere memleketi Çorum’a gönderileceği belirtildi. endiliğinden düşmez! K ‘TC benden önce kaldırıldı‘ Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bakanlığın yazışmalarının hiçbirinde TC ibaresinin kaldırılmadığını belirterek “25 Ekim 2012’de yapılan bir hadise bir haftadır gündeme getiriliyorsa bu Türkiye’nin gündemini farklı yere çekme amacı olanlara bir fırsattır. Bu fırsatı kimseye vermeyiz” dedi. Ege Bölgesi’nde yayın yapan basın yayın kurumlarının temsilcileriyle Mövenpick Otel’de kahvaltıda bir araya gelen Bakan Müezzinoğlu, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. TC logosu tartışmalarına değinen Müezzinoğlu, “Bakanlık yazışmalarının hiçbirinde TC kaldırılmamıştır” dedi. UYAP da ‘Cumhuriyet’ ibaresini sildi ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanlığı ile birlikte bazı kamu kurum ve kuruluşlarından “TC” ibaresinin kaldırılması ile ilgili tartışmalar sürerken bir adım da Adalet Bakanlığı’ndan geldi. Adalet Bakanlığı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi UYAP’tan “Cumhuriyet” ibaresini kaldırdı. Erdoğan, Tonyukuk Yazıtları’nı gezdi ? ULAN BATUR (AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Moğalistan’ın başkenti Ulan Batur’da Türk tarihinin en eski yazıtları arasındaki Tonyukuk Yazıtları’nı ziyaret etti. Moğolistan Cumhurbaşkanı Tsakhiagiin Elbegdorj ile kahvaltıda bir araya gelen Erdoğan, daha sonra Tonyukuk Yazıtları’nın bulunduğu alana geçti. Erdoğan, alanda bekleyenler ve gazetecilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Erdoğan, temaslarının ardından Moğalistan’dan ayrılarak Türkiye’ye döndü. Yasada baro yönetiminin kendiliğinden düşmesinin söz konusu edilmediğini değerlendiren TBB kararında şöyle denildi: “Adalet Bakanlığı’nın bir daha görüşülmek üzere geri gönderme gerekçesine dayalı yorumu ve İstanbul Barosu Başkan ve 8 yönetim kurulu üyesi hakkında dava açılmış olmasının, yönetim kurulu kararının geçerli olmadığına ilişkin değerlendirmesi, hukukun temel ilkelerinden masumiyet ilkesini de zedeleyen, aynı zamanda öznel ve hukuksal temelden yoksun zorlama bir yorumdur.” SÜRECE İKNA TURLARI SÜRÜYOR BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Dicle Üniversitesi’ndeki olayların polisüniversite yönetimiöğrenci organizasyonu olduğunu söyledi Güngör Gönültaş hayatını kaybetti ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi Güngör Gönültaş (78) vefat etti. TGC’den yapılan açıklamada, Gönültaş’ın ailesine ve basın camiasına başsağlığı dilendi. Açıklamada, Gönültaş’ın cenazesinin bugün İzmir’de Küçükyalı Hacı Ahmet Tatari Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Zeytinalanı Mezarlığı’nda toprağa verileceği bildirildi. Cemaatleri aynı AYŞE SAYIN ‘Akil’e en rahat yer Güneydoğu MAHMUT ORAL EMRE DÖKER 42 öğrenci serbest ? SAMSUN (Cumhuriyet) Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kurupelit Kampusu’nda Ülkü Ocakları üyelerinin “Türksüz anayasa, Türksüz Anadolu istemiyoruz” diye imza kampanyası başlatmasının ardından Ülkücü öğrencilerle solcu öğrenciler arasındaki tartışma kavgaya dönüşmüş, olaylara biber gazıyla müdahale eden polis 42 öğrenciyi gözaltına almıştı. İfadeleri alınan 42 öğrenci cumhuriyet savcısının talimatıyla serbest bırakıldı. ANKARA BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Dicle Üniversitesi’nde yaşanan olayları çözüm sürecine karşı olan ve aynı cemaate üye “polisüniversite yöneticisiöğrencinin” organize ettiğini belirterek “Ben şu cemaat, bu cemat demiyorum. Bu cemaat aynı zamanda polisin de üye olduğu bir cemaat, belki aynı cemaat evinde kalıyor” dedi. Demirtaş, TÜSİAD heyetini kabulünün ardından bir grup gazeteciyle sohbetinde, Dicle Üniversitesi’nde yaşanan olaylarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Kürt sorununun çözümü konusunda yürütülen müzakerelere karşı olan “iç ve dış” grupların sokağı kışkırtamayınca üniversiteleri hedef aldığını belirten Demirtaş, olayların “örgütlü” bir grup tarafından organize edildiğini ifade etti. Olaylar üzerine kendisinin de Dicle Üniversitesi’ne gittiğini belirten Demirtaş, telefonuyla çektiği görüntüleri göstererek polis olduğunu söyleyen bir kişinin elinde “sopa” taşımasının ilginç olduğuna işaret etti. Diyarbakır Valiliği ve Emniyet’inin olayları derinlikli araştırması gerektiğini belirten Demirtaş, “Gelişmeleri ve elimizdeki görüntüleri hükümet ve İçişleri Bakanlığı ile saat saat paylaştıklarını” ifade etti. ‘Kandil’de tereddüt var’ Demirtaş, Kürt sorunu konusunda yürütülen müzakerelerle ilgili soru üzerine de PKK’nin “silahsız çekilmeye” ilişkin bazı tereddütleri bulunduğunu ifade etti. Demirtaş, “Ama bunlar aşılamayacak şeyler değil, sürecin genel gidişatını etkileyecek şeyler değil” diye konuştu. Demirtaş, son Kandil ziyaretlerinde PKK’nin Alevi kanadını kontrol altında tuttuğu belirtilen Mustafa Karasu’nun fotoğraf karesinde yer almamasına ilişkin soruya da “Aşırı yoğunluktan” kaynaklandığını ifade etmekle yetindi. Öte yandan BDP’yi ziyaret eden TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, yeni anayasa ve çözüm sürecinin Türkiye’nin şansı olduğunu belirterek “Sürecin sonu kucaklaşma olsun” dedi. Kendilerini “Yurtsever Gençlik” diye tanımlayan grupların tepkisinin, Hizbullah’ın parti örgütlenmesi HüdaPar ya da muhafazakâr gençlere yönelik olmadığını savunan Demirtaş, olaylarda “cemaat veya tarikat” parmağına işaret ederek şunları söyledi: “Devlet içinden bazı güçler üniversitede birlikte hareket ediyor. Olayları büyüten de budur. Bu önlenmediği için diğer Yurtsever Gençlik tepkisini ortaya koydu. Bu gruplar içinde Kürt olmayanlar var, başka cemaat ve siyasi organizasyonlarla ilişkide olanlar var. Yani HüdaPar ile Yurtsever Gençlik arasındaki gerilimi fırsat bilen bazı gruplar hızlı bir şekilde olayı tetikledi. İçte ve dışta bu işi fırsat olarak kullanmak isteyen o kadar kişi ve grup var ki. Tahminim şu ki, o bahsettiğim tarikat veya cemaat aynı zamanda polisin de üye olduğu tarikat ve cemaat. Cemaatlerle üniversite öğrencisi polis orada beraber iş yaptı. İyi araştırılması lazım. Ben şu cemaat, bu cemaat demiyorum ama belki aynı cemaat evinde kalıyorlar. Üniversite içinde bazı yöneticiler de var aynı cemaatten. Üniversite yöneticiöğrencipolis, yolu açtı. “‘Yapın, bunlara hadlerini bildirin’ dediler. Olaylar istenmedik noktaya gelince onlar da geri adım attı.” DİYARBAKIR/ İZMİRAkil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu bölgesi grubu dün Diyarbakır’daki temaslarına siyasi partileri ziyaret ederek devam etti. Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu bölgesi grubu dünkü temaslarının ardından dün CHP, BDP ve AKP’yi ziyaret etti. Heyet temaslarına BDP İl Başkanlığı’nı ziyaret ederek başladı. Heyeti BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, yardımcısı Mehmet Emin Yılmaz, bazı parti meclise üyeleri karşıladı. Heyet Başkanı Yılmaz Ensoroğlu, BDP’lilere heyet üyelerini tanıtırken sıra Yılmaz Erdoğan’a geldiğinde sanatçı “Ben Mükremin” diyerek, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye göndermede bulundu. Basına kapalı görüşmenin ardından Erdoğan, gazetecilerin Bahçeli ile ilgili sorularına “Söyleyecek bir şey yoktur” dedi. Heyeti daha sonra AKP ve CHP İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. CHP İl Başkanı Muzaffer Sayın, parti olarak barış karşıtı olmadıklarını söyledi. İnsan hakları konusunda hassas olduklarını belirten Sayın “Medya ve bazı kuruluşlar CHP’yi barışa karşı gibi gösteriyor. Bu iş olmasın diye birileri tahrik etmeye çalışı yor. Biz barıştan yana bir partiyiz” diye konuştu. Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti Başkanvekili Sibel Eraslan ile Abdurrahman Kurt, Elazığ’da Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Hacı Bey Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Vakfı’nı ziyaret ederek vakıf yöneticisi Muhammed Orakçıoğlu ile görüştü. Oran’a protesto İzmir’de akil adamların bugün başlatacakları ikna görüşmeleri öncesi Baskın Oran, dün Konak Belediyesi Türkân Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Küçük Millet Meclisi toplantısına katıldı. Ancak protestolar nedeniyle Oran, arka sokaklardan dolanarak kültür merkezine girebildi. Daha sonra toplantının başlangıcında İstiklal Marşı okunmaması ve saygı duruşunda bulunulmaması da tepki çekti. Konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı “cesur politikacı” olarak tanımlayan Oran, şunları söyledi: “Helal olsun kendisine. Ancak süreç titiz ilerlemiyor. Müzakere yaptıklarına ‘terörist’ diyor. Tepeden inme kararlar alınmasına itirazım yok. Birisinin bunu yapması lazım. Ancak çekildikten sonra demokratikleşmenin ne olduğunun açıklanması gerekiyor. Ana çizgileri ilan edilmeli.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle