10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 2013 PAZARTESİ 4 HABERLER GAZETECİLERDEN TEPKİ: Haberi Başbakan’a sormayız karşı haksız ve sert suçlamalarda bulunduğunu söyledi. Abakay, şu değerlendirmeleri yaptı: “Gazeteler, televizyonlar Başbakanlık’a, hükümete bağlı birimler, kurumlar değildir, gazeteciler de hükümetin, Başbakanlık’ın memurları, danışmanları değildir. Gazeteciler, medya kuruluşları neyi haber yapıp yapmayacaklarını, neyi yazıp yazmayacaklarını başbakanlara, bakanlara, valiye, savcıya, imama, Diyanet’e sormaz. Sorarlarsa gazeteci olmazlar. Yanaşma gazeteci olurlar. Burada tartışılabilecek olan sadece verilen söz konusu haberin ‘doğru’ olup olmadığıdır. Bunun ötesi tartışma dışıdır. Gazeteci yazdığı haberin kimin işine yarayıp yaramadığıyla da ilgilenmez, doğru olmasına dikkat eder. Gazetecinin görevi halkı, kamuoyunu özellikle güncel konularda doğru bilgilendirmek, aydınlatmaktır. Demokrasinin olduğu ülkelerde başbakanlar düşünce, basın, ifade özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına müdahale edemez.” Erdoğan’ın “Bir kısım medya hiçbir zaman yanımızda olmadı diye hep söyledim” sözlerini anımsatan Abakay, “Medyanın iktidarın yanında olmasını istemek demokrasi dışı bir taleptir. İktidarın yanında olan medya hükümetin medyasıdır. Özgür medya değildir” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İmralı görüşmelerinin basına yansımasına sert tepki göseterip “Batsın senin gazeteciliğin” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a Çağdaş Gazeteciler Derneği tepki gösterdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, “Gazeteciler, medya kuruluşları neyi haber yapıp yapmayacaklarını, neyi yazıp yazmayacaklarını başbakanlara, bakanlara, valiye, savcıya, imama, Diyanet’e sormazlar” dedi. Abakay, yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan’ın İmralı görüşme tutanaklarının Milliyet gazetesinde yer alması üzerine yaptığı açıklamada medyaya, gazeteciliğe Stephane Hessel Öldü mü? Stephane Hessel birkaç gün önce aramızdan ayrıldı. Kim miydi bu 95 yaşında dünyaya veda eden? Yaşamını insanı savunma mücadelesine adamış bilge. Fransız Direniş Hareketi savaşçısı. Naziler tarafından işkence edilmiş. Toplama kamplarında idamdan kurtulmuş. Sosyalist. Paranın insanı ezmesine karşı çıkmış. Cezayir’in bağımsızlığını savunmuş. Filistin’in haklarından yana tavır almış. Küresel iklim felaketine dikkat çekmiş. Barış ve insanlık savaşçısı. 95 yaşında aramızdan ayrıldı. Genç. Çok genç yaşında kaybettik onu. Gerçekten kaybettik mi? ??? Geçen akşam (28 Şubat 2013 akşamı) AkSanat merkezinde Sevgili Merih Akoğul ile bir söyleşi yaptık. Çocukluktan söz ettik. Ben, Sapanca’da, Kandıra’da, Gebze’de geçen çocukluğumdan söz ettim. Konuştukça da yaşadım. Daha otomobiller istila etmeden bomboş olan sokaklarda oynadığımız oyunlar, korular, kırlar, Sapanca gölü, ırmaklar, kediler, köpekler, koyunlar gibi hayvanlarla dostluk günlerimiz, çocuk grupları olup çılgınca koşmalarımız gözümün önüne geldi. Meyveleri dallarından koparıp yediğimiz, doğanın bir parçası olarak yaşadığımız günlerimiz, yıllarımız. Pablo Neruda’yı tanımamıştık. Daha sonra o bizi anlatacaktı. “Benim hayatım bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır.” Böyle dizelerle anlatacaktı bizi. Özgür çocukluğumuz sadece bizim değil, ülkemin de anıları olacaktı. Artık öyle bir Sapanca olmayacaktı. Kandıra. Çocukluğumun Kandıra’sı değildi. Gebze, fabrikalarla dolacaktı. Sonra gittim ve gördüm. Çocuklar artık meyveleri dallarından koparmıyordu. Çocuklar meyveleri AVM’lerde görüyorlardı. Manav reyonlarında floresan ışıklarının altında. Ağaçlar yerine yapay palmiyeleri görüyordu çocuklar. Hayatları burgerlerle gofretler arasında geçiyordu. Çocukluk artık pazar ekonomisinin reyonlarına konmuştu. Stephane Hessel, benim çocukluğumu savunuyordu. ??? “Öfkelenin” diyordu bu insanlık savaşçısı. İnsanın paraya teslim edilişine “öfkelenin.” Zalimin zulmüne “öfkelenin.” Emeği sömürerek zenginleşen krallara “öfkelenin.” Adaleti kendi emellerine alet edenlere “öfkelenin.” Çocukluğu pazar malı yapanlara “öfkelenin.” Gençleri marka maymunu yapanlara “öfkelenin.” İnsanları hayatlarının kölesi yapanlara “öfkelenin.” Kadınları kadınlıklarıyla ezenlere “öfkelenin.” İnsanı piyasaya sürülmüş meta yapanlara “öfkelenin.” Dünya insanları bu çağrıyı duydular. Dünyanın her yanında öfkelenenler bir araya geldiler. Paranın egemenliğine tepki duydular. ??? Stephan Hessel burada kalmadı, yeni çağrısını yaptı: “Kayıtsız Kalmayın, Mücadeleye Katılın” Dünya ölçeğinde insanlar mücadeleye katıldı. Madrid’de, Atina’da, TelAviv’de, Santiago’da insanlar ayağa kalktı. WallStreet işgal edildi. Ama para öyle kolay yenilmez. İnsanın açgözlülüğü yabana atılamaz. En yoksulu bile, “belki bir gün” diye boynunu büker. Benim ülkem mi? ??? Benim ülkemin başka dertleri var. Benim ülkem “İmralı ne diyor?” derdine düşürülmüş. Benim ülkem “aman başıma bir şey gelmesin de” telaşıyla sindirilmiş. Benim ülkem artık yer adlarıyla yaşamaya alıştırılmış. İmralı ne diyor? Kandil’den ses çıkıyor mu? Silivri’den haber var mı? Ankara uyuyor mu? Kişiler mekânlarla yer değiştirdi. Yeni bir şifreli dile döndük. Bölünmenin adı “kimlikli yaşam.” Amerika’ya bağımlı olmanın adı “model ülke olmak.” Adaletsiz yaşamanın sıfatı “ileri demokrasi.” Ülkemde öfkelenecek insan kalmadı. Katılım da “indirim kampanyasına katılın” ile açıklandı. Öyle anlaşılıyor ki, Stephane Hessel’i 95 yaşında biz öldürdük... KAÇ KİŞİ DİNLENİYOR KİMSE BİLMİYOR Kayıtlar kimde? İLHAN TAŞCI ANKARA Adalet Bakanlığı, kaç kişinin iletişiminin izlendiği, yasa uyarınca kaç kaydın imha edildiği sorusuna “Bilgimiz yok” derken dinlemelerin merkezi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ise “Bizim görevimiz değil” diyerek kayıt tutmadığını bildirdi. Geçmiş yıllarda TİB’in 71 bin kişinin telefonunun dinlendiğini açıklamasına karşın şimdi böyle bir yanıt vermesi soru işaretlerine neden oldu. Her iki kuruma da söz konusu soruyu yönelten eski İzmir Barosu Başkanı avukat Noyan Özkan, “Bu dinlemelerin çetelesini kim tutacak, ben mi tutacağım? Kaydını tutmuyorlar” dedi. Özkan, TİB’den dinlemelerle ilgili ayrıntılı bilgi istedi. Özkan dilekçesinde, “Türkiye genelinde kaç kişinin iletişiminin izlendiği, kaç şüpheli yurttaş hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kaç yurttaş hakkında hâkim onayı alınamadığı, tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edildiği ve sonucu hakkında kaç yurttaşa yazılı olarak bilgi verildiğini” sordu. Adalet Bakanlığı, Özkan’ın başvurusuna, “Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğümüzde belirtilen konulara ilişkin bilgi bulunmamakla birlikte, UYAP kayıtlarından derlenen ve değerlendirilen Adalet İstatistiklerinin www.adlisicil.adalet.gov.tr adresli web sayfamızda yayımlanmakta olduğu...” yanıtı verildi. Avukat Özkan, “Sözü edilen sitede böyle bir bilgi yok” dedi. Özkan’ın yönelttiği sorulara TİB’in 4 Ocak tarihli yanıtında, “(İstenen yanıtlarla) başkanlığımızın yasa ve yönetmeliklerde belirlenmiş görevleriyle herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, bahsi geçen hususların soruşturma makamlarının ve adli mercilerin yetki alanına girdiği değerlendirilmiştir” denildi. Oysa CMK İzleme Yönetmeliği’ninde bu kayıtların arşivlenmesi görevinin TİB’de olduğu anlatılıyor. Ankara’da Tandoğan Meydanı’nı dolduran yurttaşlar sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Karanlığı aşacağız, devrimleri yaşatacağız” sloganları attı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) ‘Yaşatacağız’ Tandoğan Meydanı’nda buluşan binlerce yurttaş, 3 Mart’ta kabul edilen Atatürk devrimlerine sahip çıkacaklarını haykırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 3 Mart Devrim Yasaları’nın kabul edilişinin 89. yıldönümü Ankara’da düzenlenen “yurttaş buluşması” ile kutlandı. Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Başkanı Şenal Sarıhan, iktidarın 10 yıldır uygulamalarıyla hayatı bilimsel alandan tekrar hurafelere taşıdığını belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da şu anda Türkiye’de çağdaşlığa karşı gericiliğin olduğu bir “karşıdevrim” yaşandığını söyledi. 3 Devrim Kanunu olarak bilinen Hilafetin Kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin Kaldırılması, Eğitim ve Öğretim Birliği Yasaları’nın 89. yıldönümü için Tandoğan’da bir araya gelen binlerce kişi, “karanlığa karşı haklarımız için yurttaş buluşması” gerçekleştirdi. 50’ye yakın parti, sivil toplum örgütü ve sendikanın katıldığı mitingde CKD, CHP, DSP, HKP, ADD, ÇYDD, DİSK, Nakliyatİş, Eğitimİş ve Cumhuriyet Okurları başı çekti. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, milletvekili Gülsün Bilgehan, İzzet Çetin, Levent Gök, Yakup Akkaya , Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit alanda dikkat çeken isimler arasında yer aldı. Buluşmaya katılan yurttaşlar, CHP Milletvekili Tolga Çandar’ın okuduğu türkülere eşlik etti. CKD Genel Başkanı Sarıhan, “Bu buluşma Cumhu Alanı dolduran coşkulu kalabalığa Sarıhan, Tezcan ve Eminağaoğlu hitap etti. Cevabı kim verecek? Özkan, Adalet Bakanlığı’nın yanıtı üzerine Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz etti. Kurulsa yasa gerekçesiyle talebin karşılanmasının mümkün olmadığına karar verdi. Özkan, “Türkiye adeta üstü örtülü bir faşizm yönetimine döndü. Temelinde de telekulak dinlemeleri var. Dinlemeler adate bir devlet politikası haline getirildi. Adalet Bakanlığı ile TİB de ‘dinlenenlerden haberimiz yok’ diyor. Bir genelge gönderir bakanlık üç gün içerisinde kaç kişinin dinlenip kaç takipsizlik kararının vatandaşa bildirildiği öğrenilir” dedi. riyet ile hesaplaşmak isteyen, bütün devrimlerini yok etmek, kazanımlarını toplumdan sökmek isteyenlere karşı yapılıyor” dedi. Sarıhan, “Gazeteciler, aydınlar, ordumuzun değerli üyeleri şu anda sadece iktidara muhalefet ettikleri için cezaevine konuldular. İktidar bizim elimizi kolumuzu kırmaya çalışıyor. Yayın organlarımızı yok etmeye, belediyelerimizi ortadan kaldırmaya çalışıyor. Kol kola, yürek yüreğe olursak, küçük ayrıntılara takılmazsak, bütün engelleri yeneriz” diye konuştu. Alandakilere seslenen Sarıhan, “Devrimlerin sahibi misiniz? Cumhuriyeti yaşatmaya devam edecek misiniz” diye sordu. Alandakiler de “evet” karşılığını verdi. Sarıhan, mitinge katkılarından Birlik mesajı Hadzitejzovic, etkinlikte öğrencilerin sorularını yanıtlarken anılarını da anlattı. (Fotoğraf: KAYHAN AYHAN) dolayı Cumhuriyet gazetesine de teşekkür etti. Daha sonra tutuklu gazeteci Tuncay Özkan’ın mesajı okundu. CHP’li Tezcan ise “Şu anda ülkemizde bir karşıdevrim vardır. Çağdaşlığa karşı gericiliği savunan bir karşı devrim yaşıyoruz. Ama korkmuyoruz. Ankara yine devrimin mührünün vurulduğu yer olacaktır” dedi. İmralı görüşmelerini eleştiren Tezcan, “Cumhuriyet rejimiyle düşman olan gericiler ve bölücüler ittifak yapmıştır. Buna karşı biz de Cumhuriyetçiler olarak ittifak yapacağız” diye konuştu. Birleşik Kamuİş Genel Başkanı İsmail Tutoğlu, hükümetin, çalışanın emeğini sömürdüğünü ve Cumhuriyet üretimlerinin haraç mezat satıldığını vurguladı. Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Cumhuriyetin saldırı altında oldu ğunu belirterek, “İmralı görüşmeleri yeni bir Sevr, Lozan’ın ortadan kaldırılması süreci olduğu ortaya çıktı. Başbakan’a buradan sesleniyorum: Atatürk milleyetçiliğini çöpe atamazsın. Atarsan 3 Mart’ta hanedanı, saltanatı sınırdışına yollayan Cumhuriyetçiler olarak seni de yollarız” dedi. ADIYAMAN’DA KAPILARA ÜÇ HİLAL 68’LİLER VE ADD’Lİ GENÇLER BULUŞTU Bağımsızlık buluşması İstanbul Genç Boşnaklar Derneği, 1 Mart Bosna Hersek’in bağımsızlık gününü gerçekleştirdikleri etkinlikle kutladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Eminönü’ndeki yarleşkesinde yapılan etkinliğe Bosna Hersek’in ünlü gazetecilerinden Senad Hadzitejzovic konuşmacı olarak katıldı. Bosna Hersek, Karadağ ve Balkan ülkelerinden gelen öğrencilerin doldurduğu salonda konuşan Hadzitejzovic, Bosna Hersek’in savaştan önce ve sonraki durumunu katılımcılara anlattı. Bosna Hersek’in gelişmesi için neler yapılması gerektiğinin ve ülkenin sorunlarının ele alındığı toplantıda İstanbul Genç Boşnaklar Derneği Başkanı Vedad Haliloviç de bir konuşma yaptı. Etkinlik halkoyunları ve Boşnak ezgilerinin katılımcılara dinletilmesiyle sona erdi. ‘Derin güçlerin provokasyonu’ MEHMET MENEKŞE ‘Mücadelede kararlıyız’ İstanbul Haber Servisi 68’liler Birliği Vakfı ve ADD üyesi gençler bir araya gelerek “3 Devrim Yasaları” ve gençlik hareketleriyle düşünce paylaşımında bulundu. 68’liler Birliği Vakfı Sönmez Targan, “Gençler, bu gerici ve faşist iktidara karşı mücadelede ve Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkma konusunda çok kararlılar” dedi. 68’liler Birliği Vakfı ve ADD üyesi gençler dün Beyoğlu’ndaki Şehzade Restuarant’ta kahvaltılı toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan Targan, “Türkiye, artık tamamen emperyalist odakların yörüngesine girmiş, faşit, gerici bir iktidar tarafından yönetilmektedir. 60’lı yıllarda söylediğimiz ‘tekrar bir Kurtuluş Savaşı gerekiyor’ tezinin bugün için de geçerli olduğunu görüyoruz” diye konuştu. AMASYA Adıyaman’da geçen gece KESK’e bağlı sendikalar, İHD Adıyaman Şubesi, BDP Adıyaman ilçe binası ile bazı işyerlerinin kapısına kırmızı boya ile üç hilal simgeleri çizilerek “ensenizdeyiz” yazısı yazıldı. KESK binasının giriş kapısına kırmızı boyayla tüm kapıyı kaplayacak büyüklükte çizilen üç hilal simgesi ile ilgili olarak sokakta bulunan güvenlik kamerası kayıtları incelenmeye alındı. Eğitim Sen Adıyaman Şube Başkanı Hediye Kılınç, uzun süredir Adıyaman’da derin güçler tarafından çeşitli provokasyon girişimlerinin olduğuna dikkat çekerek “Bütün bunlar bir tesadüf olamaz. İlimizde uzun zamandır yapılmak istenen provokasyonun bir devamıdır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle