10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 2013 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Türk ve Fransız istihbarat servislerinin Beşşar Esad’ı öldürme girişiminde bulunduğu öne sürüldü ‘Ankara suikast planladı’ Dış Haberler Servisi Fransız ve Türk istihbarat servislerinin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Şam rejiminin önde gelen isimlerine yönelik suikast planları yaptığı iddia edildi. İran’ın Fars Haber Ajansı ile İngilizce yayın yapan televizyon kanalı Press TV’nin internet sitelerinde yer alan haberler, Lübnan merkezli haber sitesi Asianews’de yayımlanan Suriyeli Hedar Avarake’nin çektiği bir belgesele dayandırıldı. Habere göre, Türkiye ve Fransa’nın suikast düzenlemeye çalıştığı kişiler arasında Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de bulunuyor. Haberde, Türk ve Fransız istihbarat kurumlarının ortak operasyon hücresi kurduğu, Suudi Arabistan, Katar ve ABD güvenlik güçlerinin de destek verdiği ileri sürüldü. Türkiye ve Fransa’nın, Suriye’de Dışişleri Bakanlığı dahil devlet kurumlarında çalışanları yanlarına çekmeye çalıştığı, Kürtleri etki altına almak için ça İngiltere: Muhalifleri silahlandırabiliriz LONDRA (AA) İngiltere, gelecekte Suriyeli muhaliflere silah sağlama seçeneğini ihtimal dışı bırakmadığını açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, BBC’ye yaptığı açıklamada, Suriye’deki mevcut durumun tüm bölgenin barış ve güvenliği için çok tehlikeli olduğunu ifade etti. Hague’nin gelecek hafta parlamentoda Suriye’ye yeni bir yardım paketi açıklaması bekleniyor. Bu paketle Suriyeli muhaliflere yardımı artırmak amaçlanırken, silah sağlanmayacağı, “daha fazla hayat kurtarmak için yardımda bulunulacağı” belirtiliyor. Hague silah yardımı duyurusu yapılmayacağını ancak bu seçeneğin gelecek için ihtimal dışı bırakılmadığını kaydetti. lışmalar yaptığı da öne sürüldü. Lübnan Asya Haber Ajansı da bazı ülkelerin Esad ve diğer üst düzey yetkilileri öldürmek için işbirliği yaptıklarına ilişkin belge ve delillerinin bulunduğunu iddia etti. Habere göre, Suriye’den elde edilen görüntülerde bazı kişiler, Esad’a suikast planını ve bunun için görevlendirildiklerini itiraf ediyorlar. Ajansın haberinde, Suriye güvenlik birimlerinin suikast planını boşa çıkardı ğı da belirtildi. Esad, İngiliz Sunday Times gazetesine verdiği röportajda, ülkesinden ayrılmaya niyeti olmadığını söyleyerek İngiltere’yi Suriye’yi karıştırmakla suçladı. Esad, “Bir vatanseverin ülkesinden ayrılmayı düşünmesi söz konusu olamaz. Ben de sıradan bir vatansever Suriyeliyim. Suriye’deki çatışmanın benimle ve geleceğimle ilgili olduğu saçmalık” dedi. Esad İngiltere’yi suçladı Silah bırakan militanlar dahil, herkesle müzakereye açık olduklarını belirten Esad, “Silah taşımaya, insanları terörize etmeye, sivilleri öldürmeye, kamu binalarına ya da özel kuruluşlara saldırmaya ve ülkeyi yıkmaya kararlı teröristlerse muhatabımız değil” diye konuştu. Suriye Devlet Başkanı, 30 Ocak’ta Şam’da bazı hedefleri vuran İsrail’e misillemede bulunacaklarını da söyledi ancak nasıl karşılık verecekleri hakkında konuşmadı. Esad, İngiltere Başbakanı David Cameron’ı da “saf, kafası karışık, gerçekçi olmayan” biri diye tanımladı. Suriye Devlet Başkanı, “Krizin çözümünde İngiltere’nin rol almasını nasıl bekleyebiliriz? Sorunu militarize ediyorlar. Hem bize hem de kendi çıkarlarına karşı hareket ediyorlar” dedi. İngiltere’nin bölgede yıllardır yıkıcı bir rol oynadığını söyleyen Esad, Cameron yönetimi için “Kundakçının yangını söndürmesini beklemiyoruz” diye konuştu. 60 İnsan İçin Yazdıklarım 1970 yılından bugüne kadar Türk ve yabancı siyasetçiler, akademisyenler, sanatçılar, gazeteciler ve bürokratlar hakkında çok yazı yazdım. Genellikle kendi ilgi alanım içinde olmakla birlikte bunun dışına taşan pek çok yazım da çıktı. Demirel’den Erdoğan’a 10 dolayında siyasetçi bunun içinde; Marlene Dietrich’ten Fazıl Say’a, Orhan Pamuk’tan Sertab Erener’e birçok sanatçı değişik yönleriyle Türkiye ve dünya sahnesinde sıralandılar; pek çok bilim insanı, gazeteci, işadamı yazılarımın konusu oldu; Vehbi Koç’tan Halit Narin’e, Süleyman Orakçıoğlu’ndan Bayram Meral’e iş hayatının ünlüleri boy göstermişler. Hele gazeteciler boy boy dizilmişler; İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Emre Kongar ve niceleri. Bilim insanlarına gelince Sabri Ülgener, İdris Küçükömer, Server Tanilli, Gülten Kazgan, Fatih Hilmioğlu’nu da unutmamışım. 20 kişi, uluslararası kontenjandan yer alan yabancı siyasetçi ve bilim insanları... 1970’ten bugüne kadar yazdığım yüzlercesinden sadece 60 insanı seçtim. “Onlar İçin Yazdıklarım, 60 İnsan” adını taşıyan kitabı yayımladım(*). Bunlardan iki tanesi hariç hepsi de 43 yıl içinde yayımlanmış yazılar. Onların özel hayatlarını yazmadım kuşkusuz; siyasetçi, sanatçı, bilim insanı, gazeteci olarak toplumdaki yerleri, değerlendirmeleri, hatta misyonlarıyla ilgili düşüncelerimi aktardım. Kimi zaman övdüm, kimi zaman ağır eleştiriler yaptım. Ama hep nesnel olmaya çabaladım; duygusal ve sübjektif olmaktan kaçındım. Bunlar 1970’ten beri yayımlanmış yazılar olduğu için kuşkusuz “değiştirme olanağım da bulunamazdı”! 1970’te Prof. Dahrendorf ve AB (AET) için ne yazmışsam 2013’teki kitapta aynen yer aldı. Kendimi “saklama” olanağım yoktu. Aslında bu altmış yazı ile 60 insan üzerinden Türkiye’nin ve dünyanın 1970’ten beri geçirmekte olduğu süreci resmediyordum. Onların tutum ve görüşleri; benim bu konulardaki değerlendirmelerim son 43 yılın “resmi geçidi” gibiydi. Yalnız kendimi anlatmadım; 60 insanla kurduğum soyut diyaloğun özetini de yazdım; kimileriyle karşılaştım, konuştum, tartıştım. Kimilerini ise şahsen hiç tanımadım; içlerinde tarihi figürler de var. DünyaTürkiyeonlar ve bendeniz bir dörtlü oluşturduk. Çoğunluğunun haberi bile olmadı. Ama fikirleri, tutumları, davranışları, politikaları, toplumdaki algılanış biçimleri benim için yeterliydi. Bir anlamda kendimle de hesaplaşıyordum; 1970’ten beri kendi tutum ve davranışlarım neydi? 2013’te nasıl bir noktaya geldim? 43 yılın vicdan muhasebesini de yapmış oluyordum. 60 insanı yazarken bir anlamda kendimi yazıyordum. Bir şeyi yazıp kendi imzanızla bir kitap ya da makale olarak yayımladığınız zaman artık değiştirmenize olanak yoktur. Bu nedenle “Onlar İçin Yazdıklarım; 60 İnsan” kitabı 1970’ten bugüne kadar beni de bağlıyor. Bir insan, bir akademisyen ve bir yazar olarak... Bir ay kadar sonra da 60 kişinin 1970’ten beri benimle ilgili olarak yazdıkları bir kitap olarak çıkacak. Eleştiriler ve övgülerin birlikte yer aldığı bir yayın olacak. Toplam olarak 120 kişi üzerinden Türkiye’nin 45 yıllık sürecini ve yarınları daha iyi görebileceğiz. (*) Erol Manisalı, “Onlar İçin Yazdıklarım; 60 İnsan”, Tarihçi Kitabevi, 2013 ‘Kundakçı itfaiyeci olamaz’ YENİDEN YARGILAMA BAŞLIYOR Mübarek, 13 Nisan’da mahkemeye çıkıyor Dış Haberler Servisi Mısır’da yeniden yargılanmalarına karar verilen devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, eski İçişleri Bakanı Habib el Adli ve yardımcılarının 13 Nisan’da hâkim karşısına çıkacağı açıklandı. Mısır Temda bulunan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Mısır’da 22 Nisan’da yapılması planlanan genel seçimleri, şeffaflığı ve tarafsızlığı garanti edecek yasa talebiyle boykot edeceklerini açıklayan muhalefet partilerinin liderleriyle görüştü. Mısır muhalefetine boykottan vazgeçme çağrısında bulunan Kerry, Mısır hükümetinin seçimlerin şeffaf ve güvenilir bir ortamda geçmesi amacıyla uluslararası göz(AFP) lemcileri kabul ettiğini hatırlatarak muhalefete “Siyasi süreyiz Mahkemesi’nin karace katılın” diye seslenrıyla yeniden yargılanacak olanlar arasında bulu di. Kerry, ülkesinin Mısır Cumhurbaşkanı Muhamnan 6 kişi, daha önce bemed Mursi’ye destek verraat etmişti. diği yolundaki eleştirilere Mısır’da 2011 yılındayanıt olarak belirli bir gruki halk ayaklanması sıraba değil, Mısır devleti ve sında göstericilere devehalkına destek verdiklerilerle saldırı düzenlenmiş, ni söyledi. olay kamuoyunda “Deve Kerry’nin bir araya gelVakası” olarak adlandıdiği eski milletvekillerılmıştı. rinden Muhammed Ebu Mübarek ve El Adli, Hamid ise Kerry’nin kengeçen ocak ayında müdilerini ikna edemediğini ebbet hapis cezasına duyurdu. çarptırılmışlardı. Solcu ve Nasırcı partierry, muhalefeti lerden oluşan Halk Akımı ikna edemedi Platformu ise Kerry’nin ziyaretini protesto ederek Mısır’ın başkentoplantıya katılmadı. ti Kahire’de temaslar Bağımsızlık savaşı sırasında Pakistan’la işbirliği yapmak ve tecavüz suçlamalarıyla yargılanan Cemaati İslami lideri Dilaver Hüseyin Seyidi’ye idam cezası verilmesinin ardından başlayan çatışmalarda dün de 20 kişi hayatını kaybetti. Başkent Dakka yakınlarındaki çatışmalar sırasında dükkânlar yağmalandı. (Fotoğraf: AFP) İslamcı lidere idam cezasını protesto gösterilerinde 76 kişi öldü ‘Onlar’ üzerinden durum! Bangladeş çatışıyor Dış Haberler Servisi Bangladeş’te İslamcı parti lideri Dilaver Hüseyin Seyidi’ye verilen idam cezası nedeniyle başlatılan grevin ilk günü olan dün meydana gelen çatışmalarda en az 20 kişi öldü. Böylelikle ülkede bir hafta içinde ölenlerin sayısı 76’ya çıktı. Bangladeş ordusunun protesto gösterilerinin gerçekleştiği bölgelere askeri birlikler gönderdiği belirtilirken başkent Dakka’da da 10 bin polisin alarma geçirildiği, işyerlerinin kepenklerini kapattığı belirtildi. Başkentin yanı sıra liman kenti Çittagong’da da büyük otoyollarda trafik akışının kesildiği kaydedildi. Ülkenin kuzeydeki kentlerinden Bogra’da 100 binden fazla parti destekçisinin 12 polis karakoluna saldırarak 4 karakolla iki yetkiliyi ateşe verdiği belirtildi. Bogra’daki olaylarda da dokuz kişinin öldüğü bildirilirken kuzeybatı kentlerinden Pancbibi’de de 12 bin göstericinin katılımıyla gerçekleştirilen gösterilerde 6 kişinin öldürüldüğü kaydedildi. Pancbibi’de göstericilerin ev yapımı silahlarla asker ve polislere saldırdığı, batı bölgesinde de bir polisin göstericiler tarafından dövülerek öldürüldüğü bildirildi. Bangladeş’in en büyük İslamcı partilerinden Cemaati İslami Partisi’nin lideri Seyidi’nin, 1971’deki bağımsızlık savaşı sırasında cinayet, tecavüz ve işkence suçları işlediği iddiasıyla yargılanarak idama mahkum edilmesiyle karışan ülkede, İslamcı çevreler verilen idam kararının siyasi olduğunu savunuyor. Bangladeş hükümetinin reddettiği iddianın doğruluğunda ısrar eden Cemaati İslami partisi, kararın ardından iki günlük grev çağrısında bulunmuştu. Bangladeş’teki özel savaş suçları mahkemesi, bağımsızlık savaşında Pakistan güçleriyle işbirliği yapmakla suçlananları yargılıyordu. Bu ay başında da partinin bir diğer liderleri Abdülkadir Molla ile Gulam Azzam da insanlığa karşı suç işlemekten ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Cemaati İslami lideri Dilaver Hüseyin Seydi, aynı suçlamayla mahkum olan üçüncü İslamcı lider. Kendimle hesaplaşma K Somali’de tartışmalara yol açan dava düşürüldü Tecavüzü şikâyet edince tutuklanan kadın bırakıldı Dış Haberler Servisi Somali’nin başkenti Mogadişu’daki temyiz mahkemesi, güvenlik güçlerini kendisine tecavüz etmekle suçlayan kadın hakkındaki “güvenlik güçlerini kötüleme” gerekçesiyle açılan davayı düşürdü. Mahkeme dünkü oturumunda kadın hakkında ileri sürülen söz konusu suçlama için yeterince kanıt olmadığına hükmetti. Kadınla ilgili haber yaptığı için halen tutuklu bulunan gazeteci ise serbest bırakılmadı. Ocak ayında güvenlik güçlerine mensup kişiler tarafından tecavüze uğradığı suçlamasıyla polise başvuran kadın, hastane raporlarında tecavüz bulgusuna rastlanmadığı ve “güvenlik güçlerini kötülediği” gerekçesiyle, şubat ayında bir yıl hapis cezasına mahkum edilmişti. Tecavüz kurbanı kadınla röportaj yapan serbest gazeteci Abdiaziz Abdinur da altı ay hapse mahkum edilmiş, mahkeme röportajı “gazetecilik etiğine ve Somali yasalarına” uygun bulmamıştı. Temyiz mahkemesinden dönen karardan memnunluk duyduğunu belirten Somali Başbakanı Abdi Farah Şirdon, “Gazeteci için de farklı bir kararın çıkacağını umuyorum. Cezası on iki aydan altı aya düşürüldü ama ben bir gazetecinin işini yaptığı için cezaevine yollanacağına inanmıyorum. Anayasamızda da garanti altına alınan ifade özgürlüğünü savunmalıyız” dedi. İnsan hakları grupları kadına ve gazeteciye verilen cezaları kınamış, gazeteci Abdinur’un hiçbir gazetede yayımlanmayan söz konusu röportaj yüzünden mahkum edilmesini “siyasi bir karar” olarak değerlendirmişti. 6 Ocak’ta Somali’de yayın yapan Üniversal TV, polis üniformalı kişilerin tecavüz ettiği bir kadınla ilgili haber yayımlamış, haber aynı gün El Cezire sitesinde makale olarak yer almıştı. n Diyanet İşleri Başkanlığı “Fetva” Dairesi Değildir! Diyanet İşleri Başkanlığı “89 yıl” önce kaldırılan “Şeyhülislam Dairesi” (Fetva Kapısı) değildir! Hiçbir konu hakkında, dolayısıyla “Anne Sütü Bankası” için de “fetva” veremez. “Laik” TC Devleti’nin “Sağlık Bakanlığı”, “fetva”larla yönetilemez. n n KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle