10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ücretlerin kaldırılmasına tepki 13 “Alman parlamentosunun verdiği yetki bellidir. Biz o sistemleri sadece Türkiye’yi olası bir füze saldırısından korumak için, savunma amaçlı gönderdik. Bundan başka bir amaçla, Suriye içinde herhangi bir misyonda kesinlikle kullanılamaz. Öyle bir misyon ihtiyacı doğarsa, Alman meclisinden yeni yetki istenmesi gerekir.” Kamuda fazla mesai isyanı MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hükümetin 666 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) ile fazla çalışma ücretlerini kaldırmasına aralarında Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Yargıtay’ın da bulunduğu 20’ye yakın kamu kurum ve kuruluşu itiraz etti. Maliye Bakanlığı’na gönderilen yazılarda, personele fazla mesai yaptırıldığına dikkat çekilerek, fazla çalışma ücreti ödenmesi istendi. Maliye’nin kendi kurumları da fazla mesai ücreti talebinde bulundu. Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı’na gönderdiği yazıda, adliyelerde mevcut iş yükünün fazlalığı nedeniyle duruşmaların genellikle mesai saati dışına taşması, sorgu işlemlerinin mesai gözetilmeksizin yapılması, ölümlü adli vakalarda derhal olay yerine intikal edilerek soruşturma işlemlerinin acilen gerçekleştirilmesi gibi nedenlerle adliyelerde yapılan işlerin belirli bir sürede bitirilmesi gereken zorunlu ve istisnai işlerden olduğuna işaret etti. Adalet Bakanlığı, “Fazla mesai ücreti ödenmesine ilişkin uygulamanın sona erdirilmesinin yoğun iş yükü altında çalışan bakanlık personelinin moral ve motivasyonunu düşüreceği ve fazla sayıdaki diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanma taleplerini daha da artıracağını” vurguladı. Benzer şekilde İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Yargıtay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da Maliye Bakanlığı’na yazı göndererek personele fazla mesai ücreti talep etti. Fazla mesailerin kaldırılmasına Maliye Bakanlığı’na bağlı kurumlar da itiraz etti. Gelir İdaresi Başkanlığı, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda, mesai saatleri dışında görev alacak personele fazla çalışma ücreti ödenmesini istedi. Muhasebat Genel Müdürlüğü de personelinin mesai saatlerine bağlı olmaksızın görev yaptığına dikkat çekerek fazla mesai ücreti talebinde bulundu. Türkiye KamuSen’e bağlı Türk BüroSen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş yaklaşık 20 kamu kurum ve kuruluşunun Maliye Bakanlığı’na yazı yazarak fazla mesai ücreti ödemelerinin devam etmesini talep ettiğini belirterek, “Ancak Maliye yanıt vermiyor. Angaryaya devam diyor” eleştirisinde bulundu. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ardından ana muhalefeteki Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) genel başkanı Sigmar Gabriel de geçen hafta Ankara’daydı. Almanya Büyükelçisi Eberhard Pohl’ün evinde verilen bir yemekte bir araya geldiğimiz Gabriel ile TürkiyeAB ilişkilerini ve Suriye konusunu konuşma fırsatı bulduk. Merkel’in aksine Türkiye’nin AB üyeliğini açıkça destekleyen Gabriel, “Türkiye’nin entegrasyonunun Avrupa’nın geleceğine katkısına inandığımız için üyeliğinizi destekliyoruz” dedi. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Almanya’dan Patriot Şerhi açılmalı. Maalesef AB Türkiye konusunda stratejik kararlar alamıyor” diye konuştu. Türkiye koşulu Kıbrıs paketine atriotları niye istediniz ki? Almanya, Suriye krizi nedeniyle NATO kararı çerçevesinde Türkiye’ye “Patriot füzesavar füze sistemleri” gönderen üç ülkeden biri. Gelişleri için Türkiye’nin Meclis toplantısı dahi yapmadığı Patriotlar, Almanya ve Hollanda parlamentolarında uzun tartışmalar sonucu çıkan kararlarla gönderildi. Gabriel, o tartışma sürecine ilişkin gözlemini şöyle P Türkiye’nin önündeki asıl engelin AB içindeki “niyet eksikliği” olduğunu belirten Gabriel şöyle devam etti: “Gerekçe olarak Kıbrıs’ı öne sürüyorlar ama asıl mesele niyet. Almak isteseler Kıbrıs işi kolay çözülür. Mesela bugünlerde Kıbrıs ekonomisini kurtarmak için 17 milyar Avro’luk yardım paketi hazırlanıyor. Türkiye’nin üyeliği gerçekten arzu edilse, bundan iyi fırsat çıkmaz. O pakete ‘Türkiye’ye karşı vetonun kaldırılması’ koşulu rahatlıkla konabilir ve Türkiye’nin üyeliği çok hızlı ilerletilebilir.” Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Türkiye ile üç yıl aradan sonra yeni bir müzakere faslı açma kararını da yetersiz bulan Gabriel, “Seçe seçe bölgesel işbirliği başlığını seçtiler. Oysa ki Türkiye’de anayasa yapılıyor, yargı reformu yapılıyor. Adaletin işleyişinde ciddi sıkıntılar var. O zaman önce ‘adalet ve insan hakları’ alanındaki fasıllar aktardı: “Bizim için şaşırtıcı olan Türkiye’nin talebiydi. Çünkü Alman ve NATO askeri uzmanlarının ortak değerlendirmesi ‘Esad’ın Türkiye’ye balistik füze atma olasılığının olmadığı’ şeklindeydi. Neden istediğinizi hâlâ anlamış değiliz. Müttefik olduğunuz için istenen sistemleri gönderdik.” Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun uluslararası toplumdan “Suriye’de insani yardım koridorları ve uçuşa yasak bölge oluşturulması” taleplerini anımsattığımızda ise Gabriel önemli bir vurgu yaptı: utuklu vekiller için devrede Yazarımız Mustafa Balbay’ın tutukluluğunun 4. yılı yarın doluyor. Dört duvar arasında 5. yıla giriliyor. Bu sürenin yaklaşık 21 ayını da CHP İzmir milletvekili olarak geçirmek zorunda bırakıldı. Balbay ve diğer tutuklu 7 milletvekilinin durumunu da gündeme getiren Gabriel, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tutuklu vekillerinin durumunu Avrupa gündemine taşıma sözü vermiş. Kılıçdaroğlu da onu Silivri’ye duruşma izlemeye davet etmiş. Bu tür girişimler Avrupa’da etki yaratabilir. T Gazeteciliğin sınavı Türkiye’nin son 30 yılını derinden etkileyen ülkenin bir numaralı sorununa çözüm için İmralı merkezli bir görüşme süreci yürütülüyor. Ne yazık ki biz bu süreci özgürce tartışamıyoruz. Neden? Çünkü Başbakan, bilinmesini istemediği bilgileri yazan medyaya, “Batsın böyle gazetecilik” diye kızıyor da ondan. Başbakan’ın medyaya karşı tavrı sürpriz mi? Hayır değil. “Bu haberi yazmayın, bu manşeti atmayın, bu röportaja gitmeyin, bu köşe yazarına yazdırmayın” diyor zaten sık sık. Her iktidarda olduğu gibi AKP de özgür habercilik istemiyor. Ancak tam da onların beklentisinin aksine, haberi yazmayana değil yazana “gazeteci” derler. Nitekim, bir dönem çalışma onuruna sahip olduğum Milliyet ve meslektaşım namık Durukan son olayda, her muhabir ve gazetenin imreneceği türden uluslararası bir gazetecilik başarısına imza atarak, halkın haber alma hakkının savunucusu olduklarını bir kez daha kanıtladı. HHH Haberi yazmayanlar ise ya sansür yiyordur ya da otosansür yapıyordur. Mesleğimizdeki en büyük suç da budur. Başbakan eleştiri ve azarlarıyla bizleri bu suçu işlemeye itiyor aslında. İktidarını korumak isteyen bir başbakan için doğal bir istek olabilir. Doğal olmayan ise böyle demokrasi dışı bir baskıya karşı medyanın takındığı tutumdur. Başta Milliyet olmak üzere Türk basınının geneli olarak “Batsın böyle gazetecilik” sözüne karşı iyi bir sınav verebildik mi? Tek tük birkaç istisna kurum ve kalem dışında maalesef hayır! Asıl mesele de bu zaten. İş kazaları ve meslek hastalıklarının neredeyse tamamı önlenebiliyor Maliye kurumları da itiraz etti Göz göre göre ölüm İstanbul Haber Servisi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu, Kozlu’da 1992 yılında 263 işçinin yaşamını yitiridği 3 Mart’ı “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” ilan etti. Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Süleyman Solmaz, “İş cinayetlerinin önlenebilmesi için yasaların öznesi insan olan çağdaş bir yapıya kavuşturulması gerekiyor” dedi. TMMOB’un, 3 Mart 1992 yılında, Zonguldak Kozlu’daki ocaklarda ölen 263 işçinin anısına 3 Mart’ı “İş Cinayelerine Karşı Mücadele Günü” ilan etmesi nedeniyle Makine Mühendisleri Odası’nda etkinlik düzenledi. Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nedret Durukan, Türkiye’deki ölümlü iş kazalarının 25 Avrupa ülkesinin ortalamasından 4.5 kat fazla olduğunu belirterek “Bizdeki rakamlar da resmi rakamlar. Gerçek rakamların bunların çok üzerinde. Çünkü tüm ölümler kayıtlara geçmiyor” dedi. Süleyman Solmaz ise iş cinayetlerinin önlenebilmesi için yasaların öznesi “insan” olan çağdaş bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirtti. Yapılan araştırmalara göre, İş kazalarının yüzde 98’inin, meslek hastalıklarının da yüzde 100’ünün önlenebileceğini belirten Solmaz, 50’den daha az işçi çalıştırılan işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları’nın kurulmasının yasalarla güvence altına alınması gerektiğini belirtti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi adına açıklama yapan Murat Çakar ise “Eylül ayından bu yana 4 işçinin yaşamını yitirdiği, 24 işçinin yaralandığı Uyar Madencilik’i uyarıyor, alınması gereken önlemleri aldırmayan, aldıramayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz” dedi. Hem darp edildi hem ceza aldı 5 yıldır süren adalet arayışı SİBEL BAHÇETEPE İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yakınları ve aileleri işçilerin hayatına değer verilmesi, önlemlerin alınması ve sorumluların yargılanması için “Vicdan ve adalet nöbeti” tuttu. Yakınlarını iş cinayetlerinde kaybetmiş aileler dün Galatasaray Meydanı’nda 15’inci kez toplandı. Yapılan basın açıklamasında, “İş cinayetlerine dur demek, gerekli önlemlerin alınması ve çalışma hayatının daha güvenli hale gelmesi ve bütün sorumluların yargılanması için adalet istemeye devam ediyoruz” denildi. Aileler nöbette Lise öğrencilerine kimlik kontorülü yapan polislere, öğrencileri tanıdığını söylemesi üzerine başlayan tartışma sonucu açılan davada “görevli memura hakaret etmek, görevini engellemek” iddiasıyla hapis cezasına çarptırılan Ali Kumaş, yaşadığı haksızlığa karşı hukuk mücadelesi veriyor. 5 yıl içinde aynı suçu işlemesi durumunda hapise gireceğini belirten Kumaş, “Karakolda gördüğüm kötü muamele yetmiyormuş gibi bir de ceza aldım. Türkiye’de hakkımı kazanamazsam bunu AİHM’ye taşıyacağım” dedi. 23 Ocak 2008’de Maltepe’deki Orhangazi İlköğretim Okulu önünde lise öğrencisi M.K ve M.A internet kafeye giderken önlerini kesen polisler kimlik kontrolü yapmaya başladı. Kimliğini evde bıraktığını belirten M.K, onu evden getirebileceğini söyledi. Olay yerinden geçmekte olan Ali Kumaş, öğrencileri tanıdığını söyledi. İddiaya göre polis memuru M.O, Kumaş’a dönerek “..r git. Sen mahallenin çavuşu musun?” diye hakaret etti ve diğer polislerle birlikte vurmaya başladı. Gözaltına alınan ve karakola götürülen Kumaş’ın burada kötü muameleye ve hakarete maruz kaldığı iddia edildi. Savcılığa sevk edilen Kumaş, 46 gün hapis cezasına çarptırıldı. Karara tepki gösteren Kumaş, “Biber gazı sıkıldı, ellerim kelepçelenerek sandalyeden düşürüldüm. İşkenceyi raporla kanıtlamama karşı mahkeme beni cezalandırdı. Eğer bu karar bozulmaz ve cezam üst mahkeme tarafından da onaylanırsa davayı AİHM’ye taşıyacağım” dedi. 5 milyon kişi mağdur olacak CHP: Teşvik Yasası uzatılmazsa 49 il ekonomik sıkıntı yaşayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Teşvik Yasası’nın uzatılmaması halinde 5 milyon yurttaşın mağdur olacağına dikkat çekti. CHP Amasya Milletvekili Ramis Topal, 31 Aralık 2012 tarihi itibarıyla uygulamadan kalkan 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Yasası’nın yaratacağı boşluğa dikkat çeken rapor hazırladı. Raporda, yaşanacak sıkıntılar, “Ekonomik daralma, işten çıkarmalarda artış ve işsizlik, kayıt dışı istihdamda artış, işsizlik nedeniyle bölgeler arası göçün artması, yasanın sona ermesiyle geri kalmış illerdeki yatırımların büyük şehirlere kayması, yasaya güvenilerek başlatılmış yatırımların tamamlanamaması, altyapı çalışmalarının atıl duruma gelmesi” şeklinde sıralandı. 2012 Mayıs ayı içerisinde kabul edilen yeni bir teşvik yasasının getirildiğine işaret edilen raporda, yeni düzenlemenin daha çok büyük yatırımcıya hizmet ettiği, asıl hedef kitle olan küçük ve orta boy işletmeleri dışarda tuttuğu, sektör bazlı düzenlemelerle de bölgesel yatırımlar için “fren” işlevi gördüğüne dikkat çekildi. Raporda, TOBB’nin de Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Yasası’nın uzatılmasını istediği vurgulandı. Amasya’dan Ardahan’a, Trabzon’dan Siirt’e kadar 49 ilin yasanın iptali nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşayacağı dile getirilen raporda, kapsam dahilinde 1 milyona yakın işçi çalıştırıldığı dikkate alındığında, aileleri ile birlikte yaklaşık 5 milyon kişinin mağdur olacağı belirtildi. Fotoğraf: CANAN COŞKUN ‘Angaryaya devam’ İnsana öyle gelir. Saat kıpırdamaz, ama zaman geçer. 6 Mart’ta tutukluluğumun 4. yılı doluyor, 5. yıla giriyorum. Karım, “6 değil 5 Mart, seni benden 5 Mart’ta aldılar” diyor. 5 Mart sabahı evden alınışımla başlayan 31 saatlik aralıksız polissavcıyargıç maratonundan sonra 6 Mart’ta tutuklandım. O günden bu yana dosyama hiç yeni delil girmedi, aksine mevcut deliller de çürüdü, aleyhime kimse tanıklık yapmadı ama tutukluluk devam ediyor. HHH Türkiye’de uzun tutukluluk neredeyse her kesimin kabul ettiği bir sorun haline geldi. Ancak sorunun özü uzun tutukluluk değil. Uzun tutukluluk, sonuç. Sorun, bunun nedenlerinde gizli. Adalet artık terazi değil. Terazinin iki kefesine konan ağırlıklar. Terazinin bir kefesine hukukun ağırlığını koyuyorlar, öteki kefesine de onun bedeli olan şeyi. Yemeği “dışarıda” yiyenler bilir; her şeyin fiyatı yazılıdır, balık bölümünde ise şu vardır: “Su ürünleri pazarlığa tabidir.” Böyle olmasa bile onların fiyatı sürekli değişir. Bu yöntem artık hak aramada da geçerli: Hukuk pazarlığa tabidir! Bunun en sıcak örneği yargı paketleri. Her paket sonrakini doğurdu. Dördüncüye kadar geldik. Taksit taksit yargı geliyor. Ismarlama. Mevcut pakette olmayanlar listelenip, “Bunları sonrakinin içinde koyacağız” diyorlar. Onun içinden de çıkmazsa, “bir sonrakine sipariş verelim”. Böyle adalet dağıtılmaz. Böyle adalet dağılır. 4. yargı paketinin gecikmesine ilişkin haberler bu saptamamızı doğruluyordu. İşte o haber başlıklarından birkaçı: “4. pakete İmralı rötarı.” “4. pakete gireceklerle ilgili pazarlıklar sürüyor.” “Bakanlar 4. paket için boş kâğıda imza attı. Paketin içi sonra doldurulacak.” “4. paket beklentileri tam karşılamayacak, alınan ilk sonuçlara göre devamı getirilecek...” Bu tablo şöyle özetlenebilir: Adaletin kendisi tutuklu. HHH Adaletin iktidar gücünün elinde tutuklu kalması elbette uzun tutukluluktan haksız hükümlere kadar her şeyi beraberinde getirir. Silivri yargılamalarında yaşanan hukuksuzluklar az da olsa medyada yer alınca mahkeme kendince yeni yöntemler geliştirmeye başladı. Bunlardan biri de istatistik çıkarmak. Mahkeme adalet dağıtmak yerine konuşma süresi dağıtmayı yeğlemiş. Kim ne kadar konuşma yaptı, onları listelemiş. Peki, kim yaptığı konuşma nedeniyle yıllarca hapis cezasına çarptırıldı? Yok. Kim duruşmalardan men cezası aldı? Yok. Zira Silivri’de bir cezalandırma yöntemi daha kurumlaştı: Savunma suçu! Silivri mahkemesi daha önce de dinlenen tanık oranlarını çıkarmıştı. Anlaşılan yakında adaleti metreyle ölçüp kiloyla dağıtacaklar. Tutuklulukta 5. yıla girerken adaletin genel görünümünü paylaşmak istedim. Gelinen noktada tek tek kişilerin özgürlüğü çözüm değildir. Sadece sembol haline gelmiş kişilerin durumunu dile getirmek de sorunu çözmez. Herkes için adalet istemeliyiz. Hepimiz istemeliyiz. n İstanbul Haber Servisi “Barış İçin Kadın Girişimi” tarafından yapılan toplantıda, kadınların da barış sürecinde aktif bir rol üstlenmesi gerektiği belirtildi. Girişim sözcülerinden avukat Hülya Gülbahar, geçmişte dünyanın diğer ülkelerinde yaşanan barış süreçlerinde kadınların da aktif rol oynadığını belirterek “Kadının rolünün olmadığı bir barış süreci, toplumsal demokrasiyi tam olarak tesis edilemediği bir süreç olur” dedi. n İstanbul Haber Servisi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İstanbul Şubeleri, KESK’e yönelik operasyonlar kapsamında tutuklanan PSAKD Sultanbeyli Şubesi Başkanı Cafer Bin ve diğer tutukluların serbest bırakılması için eylem yaptı. Galatasaray’da toplanan grup “Cafer Bin serbest bırakılsın. İnanç özgürlüğü mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” pankartı açarak, “İnanç özgürlüğü istiyoruz” sloganı attı. Kadın olmadan barış olmaz ‘Cafer Bin serbest bırakılsın’ Yeni sendika yasası işverene yaradı, emekçide moral kalmadı Değişen bir şey olmadı MUSTAFA ÇAKIR Kraliçe hastaneye kaldırıldı ANKARA Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası yürürlüğe girdi ancak uygulamada emekçilerin yararına hiçbir değişiklik olmadı. DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, yasanın işverenlere yaradığını, işten çıkarmaların, örgütlenmeye karşı itirazların aynen devam ettiğini, sendikaların “zapturapt” altına alınmaya çalışıldığını belirterek, emekçide moralmotivasyon kalmadığını söyledi. Birleşik Metalİş Sendikası Genel Başkanı Serdaroğlu, yasanın işverenlere olan yararlarının görülmeye başlandığını, bütün örgütlenmelerde geçmişteki gibi itirazların, istifaya zorlamaların, işten çıkarmaların, noter şartının aynen devam ettiğini söyledi. Serdaroğlu, değişen hiçbir şey olmadığını belirterek, “Geçmişten bir fark yok” dedi. Zaten işyerlerindeki yüzde 51 çoğunluk şartının devam ettiğini, çalışanların istifaya zorlanmaları karşısında yaptırım bulunmadığını, 30 kişinin altındaki yerlerde örgütlenilemediğine dikkat çeken Serdaroğlu, gelişmelerin çalışanların moral ve motivasyonu nu bozduğunu vurguladı. Metal işkolundaki toplu sözleşme görüşmelerinde de “uyuşmazlık tutulma” aşamasına gelindiğini kaydeden Serdaroğlu, “İşveren şu ana kadar ücretlerle ilgili bir teklif vermedi. Teklif verme süresi 8 Mart’ta doluyor” dedi. Serdaroğlu, taşeron düzenlemesi ile ilgili hükümetten gelen “herkes kıdem tazminatı alacak” açıklamasını da eleştirerek, “Şu anda kadrolu çalışanlar bile kıdem tazminatını alamıyor. Tek amaçları taşeron uygulamasını daha da yaygınlaştırmak” diye konuştu. n LONDRA (AA) İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in sindirim ve mide hastalığı olan “gastroenteritis” nedeniyle “önlem ve tetkik amaçlı” hastaneye kaldırıldığı bildirildi. Londra’daki Kral 7. Edward Hastanesi’ne kaldırılan kraliçenin gelecek hafta yapacağı tüm seyahat ve katılacağı programlar iptal edildi. BBC, Kraliçe 2. Elizabeth’in iki gün boyunca hastanede kalacağını, genel sağlık durumunun ise iyi olduğunu bildirdi. AKP’li başkanın aracına kurşun n KOCAELİ (Cumhuriyet) AKP’li Körfez Belediye Başkanı Yunus Pehlivan’ın Atalar Mahallesi’ndeki evinin önünde park halinde bulunan aracı, önceki gece kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kurşunlandı. Yapılan incelemede, 4 el ateş edildiği, kurşunlardan ikisinin otomobilin arka sol çamurluğana isabet ettiği belirlendi. Polis, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle