25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ ‘KCK paketi’ Meclis’te Şükür’e üniversite tarafından keman armağan edildi. (AAGÖKMEN YÜCE) Hükümet, BDP heyetinin İmralı’ya gitmesine bir gün kala 4. yargı paketini tamamladı Türk, Türkiye, Türkçe Tayyip Erdoğan çoğu kez yaptığı gibi son günlerde milliyetçilik üzerine söyledikleriyle de toplumun karşısına bir laf bulamacıyla çıkmış oldu. Bu laf kalabalığı içinde ne söylemeye çalıştığını elden geldiğince iyi niyetle anlamaya çalışırsak, özetle, etnik milliyetçiliğe (ırkçlığa) karşı olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Ulus devletler döneminde özellikle doğru, doğal bir şeydir bu. Fakat Başbakan burada durmayarak; “Kimse karşıma Kürt olarak da Türk olarak da çıkmasın” diye devam ediyor. Yine iyi niyetle yorumlarsak, bununla da kimse kendini öncelikle etnik aidiyetiyle tanımlamasın demek istiyor. İlk bakışta pek hoş görünmekle birlikte, tam da burada, birkaç noktaya açıklık getirmemiz gerekiyor… ??? Bunlardan biri, Tayyip Erdoğan ve benzerlerinin, etnik aidiyet kavramına karşı çıkarken dinsel (ve mezhepsel) aidiyet olgusunu öne çıkarmalarıdır. Mezhep savaşlarının mezbahasına dönmüş Ortadoğu’da ve genel olarak İslam coğrafyasında, laik bir ulus devlet olma yönünde çok önemli yol almış ülkemizde, ırk ayrımcılığının reddedilip dinciliğin (ve mezhepçiliğin) baş tacı edilmesi, en az onun kadar geri, bilim dışı, en az onun kadar büyük yıkımlara yol açmış, açmakta ve açacak olan bir başka felaketin kapısını çalmaktır. ??? İkinci nokta, Türkiye ulus devleti içinde Kürt etnik aidiyetçiliğinin giderek daha yüksek sesle dile getirilmekte oluşudur. Türkiye’de bir Kürdistan oluşturma ve onun da ötesinde birleşik bir Kürdistan yaratma hedefinin öncelikli düşünsel temeli etnik aidiyet kavramı değilse nedir? Kürt ya da Türk ya da başka uluslardan Kürdistan ideolog, politikacı ve yandaşlarının, ulus devlet olmanın ulusal ekonomi ve dil başta olmak üzere temel koşulları üzerinde kafa yormaktan çok, bilinen dış desteklere de güvenerek işi oldubittiye getirmek eğiliminde olduklarını düşünüyorum. ??? Bu yazıda altını çizmek istediğim ve açıklık kazanmasını istediğim asıl sorun ise Türkiye Başbakanı’nın, daha öncelerde de dile getirmiş olduğu gibi “Türk” sözünü etnik bir aidiyetin adı olarak ve sadece bu anlamıyla görmekte oluşudur. “Türk” sözcüğü ulusal bir aidiyetin değil de sadece etnik bir aidiyetin adıysa ve bu iddiada bulunan kişi herhangi biri değil de ülkenin başbakanıysa, ona kendini bu etnik aidiyetten sayıp saymadığını sorma hakkımız olacaktır. Erdoğan bu soruyu dürüstçe, açıkça yanıtlamalıdır. Türk’üm diyorsa, tartışmamızı daha ileri bir alana, “Türk” kavramının Türkiye gerçekliğinde neden daha çok ulusal aidiyetin adı olduğu konusuna doğru geliştiririz… Değilim diyorsa, bunu kuşkusuz ki saygıyla karşılar, fakat o zaman da kendisine şu soruları yöneltiriz: “Öyleyse, sadece bir etnik aidiyetin adı neden bütün bir ülkenin adı olsun? Siz ülkemize Türkiye denilmesini gerçekten benimsiyor musunuz? Benimsiyorsanız, bu bir tutarsızlık değil mi? Benimsemiyorsanız, neden dile getirmiyorsunuz? Henüz zamanı gelmediğini düşündüğünüzden mi?..” Tayyip Erdoğan’ın kendini hangi etnik aidiyetten saydığı umurumda değil. Fakat ülkemizin adı konusundaki düşüncesini dürüstçe açıklamalıdır… ??? Ve son olarak, Türkçe… Türklük sadece bir etnik aidiyetin adıysa, Türkçe de bu aidiyetin sınırları gerisine çekilmek zorunda değil midir? Buna bağlı olarak da bu ülkede ne kadar etnik aidiyet varsa ya da olduğu düşünülüyorsa o kadar sayıda anadilinde eğitim hakkı olmalı, böylece de Anadolu ve Trakya coğrafyasında ayrı ulus devletler oluşturmanın yolu açılmalıdır… Bu son söylediklerim bugün belki kuruntu gibi görünebilir… Fakat teslimiyetçi akılla değil de ileriye dönük irdeleyici akılla düşünülürse, pek de öyle olmadığı görülecektir… ‘AKP sürek avına çıktı’ Antalya gezisinde yurttaşlarla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, “Vatandaş gazete okumaktan, televizyon izlemekten korkuyor. Bir sürek avına çıkmışlar, sabahın 6’sında evler basılıyor. Neden huzur içinde yaşamıyoruz bu ülkede?” diye sordu. 2B mağdurlarına seslenen Kılıçdaroğlu, “AKP milletvekillerini sıkıştırın, CHP’nin teklifine ‘evet’ desinler çünkü biz size sahip çıkmak istiyoruz” dedi. ‘Aslında Türk değilim’ BURDUR (AA) AKP İstanbul Milletvekili ve eski milli futbolcu Hakan Şükür, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde katıldığı söyleşide ‘Kendisinin de aslında Türk olmadığını’ belirterek AKP hükümetinin Kürt sorununa ilişkin attığı adımlara destek istedi. Şükür, “Bugün yapılmak istenenleri hiç kimsenin kenara atmaması lazım. Ben bir Arnavut’um. Aslında bu açıdan bakarsanız Türk değilim ama bu topraklarda ekmek yedim. Bu topraklarda yaşıyorum” diye konuştu. “Geçmiş dönemde kalıplara bölünmüşlük nasıl varsa, etnik kökenlere bölünmüşlük de maalesef oldu” ifadesini kullanan Şükür, AKP iktidarı olarak bunların giderilmesi ve daha iyi olması çalıştıklarını belirterek söyleşiye katılanlardan bu konuda destek beklediklerini söyledi. ‘Akil adamlar çözsün’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, SkyTürk 360 televizyonunda canlı yayınlanan “Siyaset Meydanı” programına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, yeniden başlayan İmralı görüşmelerini değerlendirirken başbakan olması halinde İmralı’ya bir heyet göndermesinin söz konusu olmayacağını ifade etti. Sorunun çözümü için parlamentoda bir uzlaşma komisyonu kurulmasını öneren Kılıçdaroğlu, İmralı ile görüşmelerin parlamento dışında oluşturulacak “akil adamlar” komisyonu aracılığıyla yürütülmesi önerisini tekrarladı. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de İmralı ile görüşme sürecinin kamuoyuyla ve kendileriyle de paylaşılmasını isteyerek “Görüşme içeriği kapalı sürdürülürse, herkesin tereddüdü artar. Ya başkanlık sistemi, ya terör seçeneği toplumun önüne konursa bunu herkes reddedecektir” dedi. ‘Kamuoyu ve bizimle paylaşın’ 2. heyet bugün gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin Abdullah Öcalan’la görüşmeleri yeniden başlatmasının ardından, BDP’den 2. heyet bugün adaya gidiyor. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’dan oluşan heyet, bugün 8.30’da Ataköy Marina’dan yola çıkacak. Heyetin adadan dönüşünün ardından BDP yönetiminin İstanbul’da değerlendirme toplantısı yapması bekleniyor. Görüşme sırasında 2 MİT görevlisinin de yer alacağı ancak görüşmenin bütününe katılmayacağı bildirildi. BDP’li Hasip Kaplan, heyetle ilgili bir isim krizi yaşandığının anımsatılması üzerine “Görüşmeler muhatabını bulmuştur. Ötesi önemli değil” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, BDP heyetinin İmralı’ya gitmesinden bir gün önce Bakanlar Kurulu’nda aldığı kararla KCK’lilere de tahliye öngören hükümleri içeren 4. yargı paketini Meclis’e gönderdi. Bakanlar Kurulu Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında toplantı. Toplantının en önemli gündem maddesini PKK lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler ve 4. yargı paketi oluşturdu. Toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başkabakan Yardımcısı Bülent Arınç, 4. yargı paketinin tamamlanarak Meclis’e gönderilmek üzere imzalandığını söyledi. Arınç, “Sayın bakanlarımız da imzalarını atarak, tasarıyı Meclis’e gönderdik. Sanıyorum pazartesi gününden itibaren TBMM’nin gündeminde olacak. Öncelikle komisyonda görüşülecek olan tasarının yine önümüzdeki günlerde ivedilikle Genel Kurul’da görüşülmesini hepimiz bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Arınç, yasal düzenlemeyle birlikte siyasi bildiri ve açıklamalarda şiddete, teröre, silaha yönlendirici unsurların önüne geçilmesini amaçladıklarını belirtti. Arınç paketle birlikte gelen bu değişikliği, “Eğer bir bildiride, açıklamada, konuşmada veya bir başka şekilde fikirlerini, düşüncelerini ortaya koyarken ‘övme, propaganda’ unsurunun şiddetten arındırılması gerektiğini düşünüyoruz. Açıklamalarda teröre yönelten, şiddete yönelten unsurların olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ayrıcalık bugüne kadar yoktu” sözleriyle açıkladı. 4. yargı paketinin Ergenekon ve Balyoz sanıklarına yönelik bir düzenleme öngörmediğini belirten Arınç, “‘Askerler veya milletvekilleri de bu kanun çıktığı zaman tahliye mi edilecek?’ şeklindeki soruları 4. yargı paketinin içerisinde cevabını bulmuyor” ifadelerini kullandı. eklentilerinizi karşılamıyor, mahcubum’ Arınç, “Beklentilerinizi karşılayamayacağı için 4. yargı paketinden dolayı mahcubiyet duyduğumu da ifade etmek istiyorum” diye konuştu. ‘B Yazıklar olsun ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maaşlarını alamadıkları için İzmir’den yürüyüş başlatan Türk Metal Sendikası’na üye BMC işçileri dün Ankara’ya ulaştı. İşçiler, yağmur altında Celal Bayar Bulvarı’ndan Abdi İpekçi Parkı’na yürüdü. Türkİş Genel Sekreteri, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak ile Türkİş’e bağlı bazı sendikaların genel başkanları da yürüyüşe katıldı. İşçi Partisi ile TGB’nin de destek verdiği eylemde, CHP Milletvekili İzzet Çetin de yer aldı. Sloganlar eşliğinde Abdi İpekçi Parkı’na yürüyen işçilere hitap eden Kavlak, işçilerin 1 yıldır ücretlerini alamadığını, bunu çalışanlara, 70 yıllık mazisi olan bir firmanın, Türkiye’nin en büyük patronlarından birisinin yaptığını söyledi. BMC’de insanlık dramı yaşandığına işaret eden Kavlak, 1 yıldır umutla, sabırla beklediklerini belirterek “Onların gözleri kör, kulakları sağır. Bizi 1 yıldır duymuyorlar, yazıklar olsun” dedi. Kavlak, BMC yetkililerinin sözlerini yerine getirmediklerine dikkat çekerken “Her türlü fedakârlığı yaptık. Feda bizim, kâr onların oldu. Kaybeden biz olduk. Bundan sonra asla kaybetmeyeceğiz. Artık sabır taşı çatladı. Emeğimizin karşılığını istiyoruz. Anamızın ak sütü gibi hakkımızı istiyoruz. Elbette alacağız” diye konuştu. Alacaklarının toplam 10.1 milyon lira olduğunu, işverenin kendisini arayarak 3 milyonu yatırdığını söylediğini anlatan Kavlak, geriye kalan 7 milyon lirayı almak için de mücadeleye devam edeceklerini söyledi. BMC işverenine seslenen Kavlak, “Sabrımızı zorlama. Bizi başkaları ile karıştırma. Gökkubbeyi başınıza yıkarız. Türkiye’yi başına dar ederiz” dedi. İstanbul’a ulaşan BMC işçileri, dün “BMC işçilerinin emek yürüyüşü” pankartıyla Levent metro durağından Çukurova Holding’in bulunduğu Yapı Kredi Plaza önüne yürüdü. Burada grup adına açıklamayı okuyan Türkİş Genel Teşkilatlanma Sekreteri Nazmi Irgat, “Yapılan toplu iş sözleşmelerine uyulmalıdır. Türkİş ailesi olarak BMC işçilerinin yanınızdayız” dedi. Türk Metal Sendikası Başkan Yadımcısı Süleyman Yıldırım ise “Bakanlarımız yerli üretim araçlarımız olmasını istiyor. Ama askerleri mayından koruyan Kirpi’leri üreten işçiler 10 aydır maaşlarını alamıyor” dedi. İşçiler açıklamanın ardından oturma eylemi yaptı. İstanbul’da eylem Ankara’ya ulaşan BMC işçileri: Feda bizim, kâr işverenin oldu. Artık yeter 4+4+4 MAĞDURU ÖĞRETMENLERİ SORDU Sendikacıya ‘hak arama’ cezası İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bergama Sulh Ceza Mahkemesi, Eğitim Sen temsilcisi Hasan Hüseyin Kuşçu’nun 4+4+4 eğitim sistemiyle ilgili Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürü İlyas Duman’dan bilgi almak amacıyla velilerle birlikte odasına girmesini, “işyeri dokunulmazlığını ihlal” olarak değerlendirdi. Duman’ın şikâyeti üzerine açılan davada Kuşçu hakkında 180 gün hapis cezası verildi. Hapis cezası 3 bin TL’ye çevrildi. 7 Haziran 2012’de meydana gelen olayda; Kuşçu, Osman Nuri Ersezgin İlköğretim Okulu velileriyle birlikte Duman’la görüşmek istedi. Duman tarafından kabul edilen veliler, endişelerini aktardı. Kuşçu da, norm fazlası öğretmenlerin durumunu sordu. İddiaya göre sorunsuz geçen görüşmenin ardından Duman, husumet duyduğu Kuşçu hakkında, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurdu. Duman, müfettişlerce aklanan Kuşçu hakkında bu kez de savcılığa başvurdu. Kuşçu’ya 180 gün hapis verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle