20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 17 Kavganın bilançosu AKP iktidarının cemaatle ilk gününden bu yana alttan alta süren iktidar çekişmesi su yüzüne çıktı. Gizli belgeler havada uçuştu, sırlar ortaya çıktı SİNAN TARTANOĞLU Zaman gazetesinin dershanelerin kapatılmasına ilişkin yasal çalışmayı duyuran 14 Kasım tarihli manşetinin ardından geçen 3 haftada, AKP’nin iktidar olduğu günden bu yana cemaatle süren iktidar ve güç kavgası karşılıklı sert suçlamalarla, hatta istifa çağrıları ile doruğa çıktı. Dershane tartışması üzerinden, AKP ile cemaat arasında Türkiye’nin alışık olmadığı boyutta bir kavga yaşan dı. Başbakan Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen’in ilk kez, aradaki temsilcilerini de atlayıp birbirine açıktan yanıt verdikleri kavga sürecinde sırlar ortaya döküldü, gizli belgeler havada uçuştu. Erdoğan, cemaat için “karşı taraf” der ken, cemaatten AKP’ye “firavunlar” karşılığı geldi. Erdoğan ve AKP’lilerin altında imzaları olan MGK’nin “Cemaati bitirme planı” ve AKP dönemindeki fişlemelerin belgesi kavga sayesinde ilk kez ortaya çıkarken, taraflar seçimle re yönelik birbirinin gücü konusunda da karşılıklı ölçümler yaptı. Bizzat Erdoğan ve Gülen gibi iki aktörün yanı sıra bakanlar, milletvekilleri, gazetecilerin de aktif olarak yer aldığı AKPcemaat kavgasını adım adım inceledik. CEMAAT CEPHESİ ‘Karşı taraf’a ‘firavun’ yanıtı Geri adım Pazartesi günkü Bakanlar Kurulu’nda erteleme formülü bulunmasından bir gün önce Fethullah Gülen’in herkul. org sitesinde son açıklamaları yayımlandı. Gülen bu açıklamalarında kavga ile ilgili olarak “geri adım” mesajı vererek şu ifadeleri kullandı: “Sizin gibi Kuran’a, imana, milli mefkuremize ve gayei hayalimize hizmete kendini adamış insanlar, ileriye adım attıkları gibi yerinde yanlışlarından dönmeyi de bilmeli ve geriye adım atmada da diriğ etmemelidirler. O, ileriye doğru atılan adımların on katı adım sayılır. Efendimiz o idi, Raşit halifeler onlardı; bize demezler mi, ‘Siz kimin ümmetisiniz, kimi temsil ediyorsunuz, neyin arkasındasınız Allah aşkına?’.” AKP CEPHESİ Sektörde payı küçük sesi büyük ‘Karşı taraf diyeceğim artık’: Kavgada bir haftanın sonuna gelirken, Zaman gazetesinin sert manşetlerine AKP’ye yakın gazeteler, “Kara propaganda” yönünde manşetlerle yanıt verdi. Başbakan Erdoğan ise ilk kez 20 Kasım’da konuştu. Yaşanan polemiği çirkin olarak değerlendiren Erdoğan, “Böyle bir kara kampanyanın, ‘gece baskını’ şeklinde çirkin yaklaşımın olması bizi ciddi manada üzmüştür. Sürdürdükleri propagandayı bitirmeleri lazım ve bizden geri dönüş bekliyorlarsa bunun olmayacağını bilmeleri lazım” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Bekleriz ki ‘karşı taraf’ diyeceğim artık başka türlü konuşamam, onlar da gönül diliyle konuşmalı. Onlar da bütün bu dershane denilen bu kitlenin tamamını temsil etmiyorlar. Bu sektördeki payınız yüzde 25. Öyle yani sektördeki pay çok çok büyük değil ama ses büyük” dedi. Kavga ortamındaki ilk Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Bülent Arınç, “Yüreğinizi soğutun. Bunu başkası söylese dikkate almayabilirsiniz ama ben söylüyorum” dedi Gülen’den ilk salvo: Fethullah Gülen’den ilk tepki Zaman gazetesinin dershanelerin kapanmasına ilişkin “Eğitime Darbe Planı” manşetinden bir gün sonra geldi: “Firavun aleyhinizdeyse, Karun aleyhinizdeyse isabetli bir yolda yürüyorsunuz demektir. Vallaha cennetin kapılarını bile bunlar kapatmak isteyebilirler.” Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, 18 Kasım’da dershane kapatma planını AKP’ye açılan kapatma davasına benzetti. Parti kapatma benzetmesi: Zaman Gazetesi Hükümet vücudunu siper etti: Yalçın Akdoğan, 29 Kasım’da, “Hükümetin bu saldırılara ve girişimlere göğüs gerdiğini, vücudunu siper ettiğini” ifade etti. Akdoğan, “Bu karar uygulamaya dönüşmemiştir. Bu tavsiye kararı hiçbir kuruma gönderilmemiş, hiçbir talimat verilmemiştir” dedi. Kararlar uygulanmış: Hükümetin savunmalarına, Taraf gazetesi 30 Kasım’da yeni bir belge ile yanıt verdi. Habere göre dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer imzasıyla tüm kurumlara gönderilen yazıda, MGK kararlarının uygulanması ve sonuçların rapor olarak Başbakanlık’a gönderilmesi istendi. Yalçın Akdoğan “AKP iktidara geldiği ilk günden itibaren bu irtica kampanyası AKP’ye karşı başlamıştır. Bütün MGK toplantılarında da hedefe AKP konulmuştur” açıklamasını yaptı. lanan yeni belgenin, MGK kararları doğrultusunda yine Dinçer’in talimatı ile cemaate ait dershanelerin ve okulların “irtica ile ilişkili” notuyla fişlendiğini göstermesi, 2 haftalık dershane gündemini, Taraf’ın gündemi ile birleştirdi. manın belgelerle büyümesi üzerine Erdoğan, “Zaman münakaşa zamanı değil. Eğer meselesi olan varsa rica ediyorum, meselesini 30 Mart akşamına kadar ertelesin” açıklamasını yaptı. ‘MGK’nin hedefi cemaat değil, AKP’: Erdoğan’ın “kara kampanya” çıkışına yanıt Zaman gazetesinin manşetinden geldi: “Suç mu işledik ki kapatılıyoruz?” ‘Ulufe üslubu’: 25 Kasım’da, Ekrem Dumanlı açık mektubuyla Erdoğan’a seslendi. Dumanlı, “Kaldı ki bu camia sizden bir kerecik bile grupçuluk yaparak bir şey istemedi. Hep ülkemiz ve insanımız için sizinle konuşuldu. Adeta bir ulufe üslubuyla söylenen ‘ne istediler de vermedim’ lafı bile, maalesef, kırıcıdır, üzücüdür” ifadelerini kullandı. cemaat ilk kez AKP’li bir bakanı istifaya davet etti. Yazısında Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı hedef alan Hüseyin Gülerce, “Hizmet camiasına bunu yapmayacaktınız. Yapacak tek hareket, istifa etmenizdir” dedi. ‘Suç mu işledik?’: ‘Yüreğinizi soğutun’: Dershaneler de fişlenmiş: Taraf’ta 1 Aralık’ta yayım ‘Ne istediniz de vermedik?’: Erdoğan süreçte en açık çıkışını doğrudan cemaati kastederek, “Ne istediler de vermedik?” diyerek yaptı. Bu sözler “ne istendi, ne verildi” tartışmalarına neden oldu Meseleleri seçim sonrasına erteleyin: Tartış Cemaatten ilk istifa çağrısı: 29 Kasım’da gulama belgeleri ile ilgili olarak “Ben meseleye Hudeybiye sulhu gibi bakardım. Derdim ki: ‘Bertaraf edilmemek için muvakkaten bir tavizden ibarettir bu.’ Şimdi denen, edilen şeylerle şahsen benim kolum, kanadım kırıldığı gibi, dilime de bir kilit vuruldu. Buradaki hüsnü zan sitemimi kullanmama mani oluyor” dedi. Hudeybiye sulhu ve ‘kolum, kanadım kırıldı’: Gülen, MGK kararları ve uy lık verdi. Kavgada ‘Kerbela’ benzetmesi: 2 Aralık’ta Ekrem Dumanlı, dershanelerin kapatılmasını, dönüştürülmesini ya da kamulaştırılmasını “Kerbela” olayına benzetti. Ardından dershane ile ilgili düzenleme ikinci kez Bakanlar Kurulu’na taşındı. Yapılan açıklama, dershanelerin kapanması için 1 yıllık bir süre tanındığını gösterdi. Ardından dönüşüm ve kapanma sürecinin 2020’ye kadar ertelendiği ortaya çıktı. Arınç’ın “fitneye alet olmayın” açıklaması tepkileri artırırken Zaman’dan Gülerce’nin “Bazıları işin tatlıya bağlanmasını, sulh olmasını istemiyor” demesi soru işaretleri yarattı. Abdülkadir Selvi , Gülen’e de “Hocaefendi’den saygıyla söz ederken, Başbakan’a karşı da usturuplu bir dil kullanılmasını beklemek en büyük hakkımız. Camdan konakta oturanlar başkasının camına taş atmamalı” sözleri ile seslendi. ‘Gülen usturuplu bir dil kullansın’: Yeni Şafak’tan Kriz ertelendi ama...: Gülen, Erdoğan’a “Şamarı bir başkası değil, biz yiyoruz” diye karşı ‘Şamarı yiyen benim’: maya çalışıyorlar” sözleri ile devam etti. Kavga vekil götürdü: AKP milletvekili İdris Bal, parti içindeki görünen ilk çatlak ses oldu. Bal, “İmam hatip liseleri en çok zararı görecek kesimdir. Terörle mücadele zarar görür, örgüt dershanelerden ve okuma evlerinden rahatsız” dedi ve parti disiplin kuruluna sevk edildi. Erdoğan, Bal için “Partinin çatısı altındaysan ona göre davranırsın” dedi. Bal’a ilişkin süreç istifa ile noktalandı. Cemaati bitirme, MGK’de: Taraf gazetesi, 28 Kasım’da belgeleriyle “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’de alındı” manşetini attı. İçeriği “Gülen cemaatinin yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerini karşı eylem planı hazırlanması” olan MGK kararının altında Başbakan Erdoğan ve dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün de imzası vardı. Hükümet kararların “uygulama aşamasına gelmediğini” açıkladı. Şamarı paylaşamadılar: Erdoğan, manşetlerdeki tartışmaya “Şamar at rarların 2010 yılında rafa kaldırıldığını açıkladı. Ancak Taraf, 2010 yılından sonra sadece Gülen’in değil, diğer cemaatlerin önde gelenlerinin de fişlendiğini ortaya koydu. Dinçer, cemaate “Kendilerine yönelik dosyaları kapatmak için yazdığım yazılar suçlama malzemesine dönüştürüldü. Biz darbe planlarına dağ gibi göğsümüzü gerdik. Onlar huzur içinde faaliyetine devam etti” sözleri ile seslendi. ‘Kaç valiniz, vekiliniz oldu?’: Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, dershane tartışmasının başında Erdoğan’ın “Ne istediler de vermedik” sözlerine “2004’ten önce kaç valiniz vardı, 2004’ten bu yana kaç valiniz oldu? 2004’ten önce kaç milletvekiliniz vardı, 2004’ten bu yana kaç milletvekiliniz oldu?” ifadeleri ile açıklık getirdi. Emniyet de ‘bağlanmış’: AKP milletvekili Şamil Tayyar, bir tartışma daha başlattı. Tayyar, Twitter’da, “Doğru, cemaati bitirme kararı 2004’te alındı; sonra emniyet cemaate bağlandı, dersane ve okul sayısı patladı, Ak Parti’ye kapatma davası açıldı” dedi. ‘Biz kapattık, onlar suçladı’: Dinçer, alınan ka
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle