18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 İki bakanın istifasıyla gevşeyen piyasalar ‘Başbakan da istifa etsin’ talebi gelince derinden sarsıldı Bayraktar depremi Sabah saatlerinde iki bakanın istifasını “gerginlik yumuşuyor” diye yorumlayan ve toparlanmaya başlayan piyasalar, Çevre Bakanı Bayraktar’ın istifası ile yıkıldı. Dolar aniden yükselişe geçerken borsa birdenbire çöktü. Uluslararası fonlarla borsaların Noel tatilinde olması, para ve sermaye piyasalarını tarihi bir yıkımdan kurtardı. Ekonomi Servisi Türkiye’deki para piyasaları ve borsalar dün tarihi bir güne daha sahne oldu. Sabah saatlerinde iki bakanın istifasını “gerginlik yumuşuyor” diye yorumlayan ve çıkışa geçen piyasalar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın istifası ile terse döndü. Bayraktar’ın milletvekilliği ve bakanlıktan istifa ederken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da istifa etmesi gerektiğini söylemesi, piyasalarda deprem etkisi yarattı. Olay, siyasal riskin ciddi boyutlarda artmasının işareti olarak değerlendirilince, kur ve sepet sert bir yükselişe geçerken hisse senetleri piyasasında sert satışlar başladı. Noel nedeniyle Avrupa ve ABD’deki tatile denk gelmesi, para piyasalarında daha sert düşüşlerin yaşanmasına engel oldu. Bayraktar’ın açıklaması öncesinde 2.0650 TL civarında olan dolar kuru 2.0905’e kadar yükseldi. 2.4453 seviyelerinde olan sepet bazında TL ise saat 14.35’te 2.4761 seviyesine çıktı. Daha sonra kâr satışları ile birlikte kısmen yavaşlayan ve bir miktar gerileme gösteren dolar kuru günü 2.0830’dan kapattı. İlk seansı yüzde 1.15 yükselişle 69 bin 793.69 puandan tamamlayan BIST100 endeksi, ikinci seans başında yüzde 3.77 düşüşle 66 bin 395 puana kadar geriledi. Endeks saat 14.56’da yüzde 2.51 kayıpla 67 bin 267’e kadar geriledi. Merkez Bankası’nın saat 16.30 sıralarında düzenlediği döviz satım ihalesinde 450 milyon satması, hızla yükselen doların hızını bir miktar durdurdu. İhalede en yüksek fiyat 2.0813 TL, en düşük fiyat 2.0772 TL olarak belirlenirken ortalama fiyat ise 2.0794 TL seviyesinde oluştu. İhaleye 625 milyon dolar teklif geldi. Ortalama fiyatı ise 2.0776 TL oldu. Borsa endeksi kapanışta ortalama yüzde 4.20 düşüşle son dört ayın en düşüğü olan 66 bin 96.57 puana geriledi. Sadece ikinci seanstaki düşüş yüzde 5.30’u buldu. Oysa sabah saatlerinde hava oldukça olumluydu. Bir gün önce Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın zorunlu karşılıklardaki değişikliklerle piyasaya 1 milyar dolar likidite sağlayacaklarını ve ocak sonuna kadar döviz satım ihaleleri ile en az 6 milyar dolarlık döviz satacaklarını açıklaması kurlarda gevşeme işaretleri vermeye başlamıştı. Wall Street’in Noel öncesi yarım günlük seansı yükselerek kapatması, ardından Asya borsalarından gelen yükseliş haberleri de iyimser ortamı beslemişti. Bu ortamda, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler’in peş peşe gelen istifa haberleri piyasaları rahatlatmış ve borsada yükselişin, kurlarda düşüşün ve TL’nin güçlenmesinin yolunu açmıştı. Bir gün önce endeks yüzde 1.34 yükselişle 68 bin 997.82 puandan kapanmış, istifalar da iyimserliği desteklemişti. Vicdan Tartısı: ‘Nereden Buldun?’ Yolsuzluk, rüşvet, yetimin hakkı.. üzerinden bizim, sokaktaki insanın hakhukuk, vicdan tartısı nasıl çalışacak? Diyelim ki Başbakan cephesinin, kendisinin 17 Aralık’tan bu yana yaşadıklarımıza ilişkin tüm açıklamalarına inanmak isteyen, biat etmiş seçmeni, AKP tabanının olaylara nasıl bakacağını anlamak istiyoruz.. Daha doğrusu içlerindeki yürekten inanmışların, olup bitenleri kendi vicdan tartılarından geçirmek isteyen, günahtan korkan, kirlilikten kaçanların, kör inanç değil de akıl yolu ile olup bitenlere nasıl bakabileceklerini öngörmeye çalışıyoruz.. Gelin de Ecevit hükümetinin Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in “Nereden Buldun?” Yasası’nı anımsamayın.. Kirli sermaye düzeni, kayıt dışı ekonomi eksenli ülkemizde üretimden değil de kayıt dışından ranttan vuranların bir yerlerine iğneler batmış gibi şiddetle karşı duruşlarını, adı geçen yasanın çıkmaması için nasıl büyük siyasi kavgalar verdiklerini unutmadık.. Yürürlüğe girişi ertelendi ertelendi, sonunda kadük olup gündemden düşüverdi.. Yürürlüğe girmiş olsaydı, ülke aklanıp paklanmayacaktı belki, ama edinilmiş servetler, mal varlıkları üzerinden vergilendirme, bir şeyleri zapturapt altına alacaktı.. Bugün Türkiye son altı ayının verileri ile cari açığı en ürkütücü ülke iken, görünmeyen kaynaklardan gelen paralarla açığını büyük ölçüde kapatan konumda olmayacaktı. Yani dış kaynaklı girdilerinde büyük tehdit kayıt dışı, kara para, elbette büyük kalemleri kirli, suç ekonomisine dayalı bir konuma düşmeyecekti.. İktidarları cephesinin, iktidar paylaşım savaşlarından kaynaklanan, toptancı suçlamalarla Cemaat cephesine dayanan yargı operasyonları, üstüne Hükümet cephesinden gelen tersine atakla, polisle başlayan her alana yönelik iktidarları kadrolaşma operasyonlarının bu yazı yazılırken süren haftalık süreci üzerinden o kadar çok gelişme, şok açıklamalar var ki.. Tarafı olmayan bizleri, muhalefet cephesini hiç şaşırtmasa da, İktidarları ortaklığı cephesinin suçsuz taraftarlarının kafalarını allak bullak ediyor.. Ne yanda duracaklarını bilemediklerinden çok, ne olup bittiğine ilişkin, hangi tarafta olmaları gerektiğine yönelik, bilgi kirliliği de eklenince kafaların tümden allak bullak olması ile ilgili bir durum.. Cemaat cephesini, toptancı dış odaklarla İktidarı düşürmeye yönelik kamplo çetesi olarak mı kabul edecekler? Yoksa İktidarlarının uzun süreçli çıkar paylaşım kavgalarında kendilerinin olsa olsa sadaka ölçeklerinde aldıkları paylar yanında vurgun vuranların kirli, suç, inançlarına göre de günah, haksız büyük yağma kazançlarına mı öfke duyacaklar? HHH Doğal olarak ilk çarpıcı sahneleri ile çok etkili kirlilik, yolsuzluk, vurgun yağması bağımsız yargı denetiminden geçirilebilse, sonuçları ilk izlenimdeki kadar çarpıcı boyutlarda olmayacaktır.. Suçun, yağmanın, vurgunun, rüşvetin belgelenmesi zannedildiği kadar kolay bir iş olmadığına göre, adil yargılama sonuda dahi ortaya çıkabilecek boyutları, gerçeğinin yanında buzdağının görünen yüzü kadar olabilir.. Bana sorarsanız İktidarlarının Cemaate yönelik büyük tepkisi, aralarındaki İktidar paylaşım kavgasında yargı operasyonu anlamında, üzerinde söz söylenemeyecek belgeli, uzun soluklu bir çalışmanın ürünü, suçüstü boyutları ile çok başarılı yapılmasındandır.. Erdoğan cephesinde, hükümet adına karşı operasyon atakları ile söz konusu buzdağının görünen yüzünü en aza indirgemeye yönelik çabalar bir hafta sonuda sonuç vermemiş olmalı ki, dün bakanların istifaları geldi. Laf aramızda ayakkabı kutularında, kasalarda bulunan paraların açıklanmaları, gerekçelendirilmeleri, biat etmiş seçmen için bile kolay kolay yutulacak içerikte olamadı.. İşin en doğrusu öylesine çorap söküğü gibi gidecek gelişmeler var ki.. Çok yaygın bir kayıt dışılık, hukusuzluk, üzerinden yürümüş saadet zincirinin bir yerlerde kırılması, birilerinin sadece kurbanlık olup bedel ödemelerinin kaçınılmaz geri dönüşleri olacaktır.. Diyelim ki Başbakan Erdoğan’ın dün son açıklamalarında da yer aldığı üzere İktidarları gücünü dürüstlüğünden, yolsuzluklara izin vermemek üzerinden, dik duruşu ile kazandı, iktidarda büyüdü.. Biat etmiş tabandaki seçmen buna sonuna kadar inanıyor.. Süt kadar bembeyaz, ak kadrolarda en ufak bir siyahlık çok dikkat çektiğinden, ortaya çıkan kirlilik üzerinden sonunda kadar hesaplaşılacak.. Kirlenmişler temizlenecek.. Bizi boş verin, en yandaş, biat etmiş seçmen için bile bu saatten, olup bitenlerden sonra inandırıcı olmak çok kolay değil.. Çetelerin, içdış, İktidara komplo kuran güçlü odakların işi bir operasyonla ortaya çıkmış bile olsa, üstleri örtülemeyecek kirliliklerde olsun bağımsız yargıyı sonuna kadar işletmek en akılcı yolsa, ki sonuçta komplonun odağı kirlilik olduğuna göre öyle olmalı.. yok “yolsuzluk soruşturması değil, çeteler oyunu, komplosu..” der, operasyonu yürütme yolunda, yakıp yakarak yürümeye kalkışırsanız.. İktidar ortaklığını paylaştıklarınızla, içdış stratejik ortaklarınızla suç ortaklıklarınızın altından kalkamazsınız... İki dakikada işler tersine döndü Çevre Bakanı Bayraktar’ın istifasına kadar olan dönemde yapılan yorumlar, gerginliğin yumuşayacağı ve gündemin soğuyacağı beklentisini güçlendiriyordu. Global Menkul Değerler Stratejisti Gökhan Uskuay’a göre borsanın hareketi yukarı doğru olabilecekti. İlk iki istifayı değerlendiren Uskutay, “Zaten Bakanlar Kurulu’nda olağan bir revizyon bekleniyordu, bu açıdan istifa sürpriz bir durum değil. Bakanlar Kurulu’nun değişiyor olması iç siyasi gündemin soğuyacağı anlamına gelecektir. Son birkaç günkü sert düşüşün ardından yatay bir açılış ve 70 bine doğru hareket bekliyoruz” diyordu. Gedik Yatırım Analisti Yunus Kaya da benzer yorumlar yapıyordu: “Bakanların zaten istifalarını sözlü olarak verdiklerini öğrenmiştik, olası bir bakanlar kurulu değişikliğinin ardından, Başbakan’ın açıklamalarını izleyeceğiz. Siyasi gerilimin azalması olumlu olacaktır.” Bayraktar’ın istifa ederken Başbakan’a yönelik eleştirileri ve onun da istifasını talep etmesinin ardından yapılan yorumlarda tablo değişti. Tekstil Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Timuçin Alp, son istifanın yurtiçinde az da olsa gerileyen tansiyonu tekrar artırabileceğini söyleyerek, “Bu, dün (önceki gün) TCMB’nin yüklü döviz satışları yapacağını ilan etmesinin ardından gördüğümüz iyimser seviyelerin kalıcı olamayacağı demek. Siyasi risk şu anda tekrar artmış durumda, fiyatlamalara yansıması kaçınılmaz” değerlendirmesini yaptı. Piyasa çevreleri günün iki yarısında iki ayrı psikoloji ile işlem yaptılar. Bayraktar’ın istifası öncesinde yapılan tüm yorumlar iyimserliği artırır nitelikteydi. Sabah mahmurluğu kısa sürdü İSO: Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmeli Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, masumiyet karinesi göz ardı edilmeden yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmesini beklediklerini söyledi. İSO Başkanı Bahçıvan yaptığı yazılı açıklamada şöyle konuştu: * Uluslararası arenada ülke imajımızın olumsuz etkileneceği, kredi notumuzun düşebileceği, yabancı sermayenin yatırım yapmaktan kaçabileceği gerçeğiyle karşı karşıya kalabiliriz. Böylesi bir gelişmenin herkes için telafisi zor ekonomik kayıplar doğuracağını burada özellikle ifade etmek istiyorum. * Millet olarak sakin ve sabırlı olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. * Sanayi üretiminin GSMH’deki payının yüzde 25’lerden yüzde 15’e düşmesinden kaygı duyuyoruz. Üretim olmadan gerçek ve güçlü bir ekonomi olamaz. Güven endeksi geriledi Ekonomi Servisi Reel kesim güven endeksi, aralık ayında bir önceki aya göre 2.4 puan azalarak 102.1 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), aralık ayına ilişkin İktisadi Yönelim Anketi ve Reel Kesim Güven Endeksi’ni (RKGE) açıkladı. Mevsimsellikten Arındırılmış RKGE aralık ayında bir önceki aya göre 0.6 puan azalarak 110.9 puana indi. İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda bir ay öncesine kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 9.9’a gerilerken, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 78.8’e, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 11.3’e yükseldi. Öte yandan imalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı, aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre 2.4 puan artarak yüzde 76 seviyesinde gerçekleşti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle