18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÇHD’lilerin yargılandığı davada 500’den fazla avukat meslektaşlarına destek verdi 9 malarla ilgili nihai kararını verecektir. Şu anda yargı sürecinin çalışmasını ve neticede meselenin aslı neyse ortaya çıkmasını beklemek gerekir. İnanıyorum ki mahkeme bunu en doğru şekilde neticeye ulaştıracaktır. Mahkemeler bağımsızdır. Doğru neyse hepimiz adına bu kararı vereceklerdir.” ‘Yoksulun avukatıyız’ HATİCE TUNCER Mahkeme heyeti sosyal medyayı suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ethem Sarısülük davasından çekilme konusunda ısrar eden Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’na bu konuda başvururken geçen duruşmada savcı ve hâkimin uyuduğu suçlamalarına yanıt verdi. Mahkeme, “Sosyal medyada anlık fotoğraflar yayımlanarak, heyet üyeleri esasen uyumadıkları halde uyuyormuş gibi gösterilmiştir” savunmasını yaptı. Bünyamin Aygün serbest iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye’de yaklaşık 20 gün önce kaçırılan Milliyet gazetesi fotomuhabiri Bünyamin Aygün’ün serbest bırakıldığı iddiası dün sosyal medyada yayıldı. Ancak ne Dışişleri Bakanlığı ne da çalıştığı Milliyet gazetesi bu haberleri doğrulayamadı. Milliyet’ten yapılan açıklamada, “Gazeteci arkadaşımız Bünyamin Aygün’ün serbest bırakıldığı yönündeki haberler henüz teyit edilmedi” dedi. FotoMuhabirleri Derneği de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat birimlerince Bünyamin Aygün için çabaların sürdüğü” mesajını iletti. Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatların yargılandığı davanın ilk duruşmasında avukatlar meslektaşlarına büyük destek verdi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay’ın da aralarında bulunduğu 9’u tutuklu, 1’i firari 22 avukat dün ilk kez hâkim karşısına çıkarken 500’ü aşkın avukat, meslektaşlarına destek için savunma sıralarını doldurdu. ÇHD yöneticileri ve üyeleri ile Halkın Hukuk Bürosu, 22 avukatın, DHKPC terör örgütü adına faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış hapisten 60 yıla varan değişen hapis cezası istemiyle yargılanmalarına Silivri Cezaevi yerleşkesi karşısındaki adliye binasında başlandı. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada sanık avukatlar salonun ortasına çıkan merdivenli bölümden getirilirken, “Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz” sloganları atarken meslektaşları tarafından alkışlarla karşılandı. Avukatlar yargılanan meslektaşları için “Devrimci avukatlar onurumuzdur” yazılı pankart açtı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) fek, mahkeme, kilise, imam yargıç, fabrika, medya, ordu, cümbür cemaat bütün bu malzemenin ayakta tutmaya çalıştığı yani kapitalizmdir. Zenginlik tarifimiz de yoksulluktan başka bir şey değildir.” Gül’den Taraflara 5 Mesaj Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile ilgili gözler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dün yapacağı açıklamaya çevrilmişti. Operasyon ve yolsuzluk iddiaları, bakanların çocukları ve bürokratları ile doğrudan hükümete uzanırken aynı zamanda yargı ve emniyette de alaşılmadık kriz görüntüleri verirken Gül’ün yapacağı açıklama çok önem kazanmıştı. Cumhurbaşkanı olarak devlet organlarının uyumlu çalışmasından ve işlemlerin anayasaya uygunluğundan da sorumlu olan Gül, bir haftalık sessizliğin ardından konuştu. Sürecin içindeki tarafların hiçbirini doğrudan karşısına almamaya özen gösteren Abdullah Gül, bir yandan yolsuzluk iddialarının üstünün örtülemeyeceği ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kabine değişikliği yapacağı mesajını verdi. Diğer yandan da Gülen Hareketi’ne ilişkin “paralel devlet” iddiaları konusunda da “Devlette, kanunlar dışında bir otorite ya da dayanışmaya göre iş yapılmaz” mesajı verdi. Çankaya Köşkü’nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nin ardından gazetecilerle bir araya gelen Gül, “Bu bir basın toplantısı değil. Karşılıklı soru yanıt olmaz. Siz varsa sorularınızı söyleyin” diyerek önce akıllardaki soruları topladı. “Yolsuzluk operasyonu”, “emniyette görevden almalar”, “devlette paralel yapılanma”, “bakanların görevden alınıp alınmayacağı”, “gelişmelerin uluslararası ilişkilere etkisi”, “hükümetin soruşturma metotlarına itirazları” gibi başlıklar altında gelen soruları aldıktan sonra da, “Bunların hepsine tek tek nokta nokta cevap verme yerine bunların hepsini kapsayacak biçimde ilkesel olarak cevap vermek isterim” dedi. Gül daha sonra şu açıklamaları yaptı: kanun dışı Devlette otorite olmaz ‘Bu utancı yargı yine temizlemeli’ ALİ AÇAR ÇHD avukatlarının yargılandığı davanın ilk duruşmasını Silivri’de izleyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Türkiye açısından utanılacak bu durumun yine yargı tarafından temizlenmesini bekliyoruz. Buradan çıkacak tahliye kararı, Türkiye’ye demokrasi, hukuk devleti ve hukukun üstün olduğu konusunda müjde verecektir” dedi. İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal da yolsuzluk operasyonuna değinerek, “Biz diğer davalarda masumiyet karinesinden bahsederken tamda bu olayların üzerine basıyorduk. Şimdi bir kez daha söylüyoruz; hukuk herkes için lazım. Yurttaşlarımızı, meslektaşlarımıza ve barolara sahip çıkmaya çağırıyoruz” diye konuştu. Jandarmanın yoğun güvenlik önlemi aldığı duruşma için tarlalardan geçerek duruşmanın yapıldığı Silivri Cezaevi’ne gelenler cezaevi karşısındaki boş alanda bekletildi. Burada çadır kuran grup, tutuklu bulunan avukatların fotoğraflarının bulunduğu karton maketleri yere bıraktı. “Devrimci avukatlar onurumuzdur” yazılı pankart açan grup slogan attı. DİSK’ten Güney Kore protestosu İstanbul Haber Servisi DİSK üyeleri dün Güney Kore İstanbul Büyükelçiliği önünde grevdeki Güney Kore demiryolu işçilerine destek vererek Güney Kore hükümetini protesto etti. DİSK Genel Başkanı Kani Beko yaptığı açıklamada, “Koreli işçi kardeşlerimiz 1 Mayıs için, DİSK’li ve KESK’li tutuklular için ve son olarak Gezi Parkı’nda kaybettiğimiz canlarımız için Türkiye halkına destek eylemleri düzenlediler. Bu eylem bizim onlara teşekkürümüzdür” dedi. Başkan Mustafa Bağarkası oturumu saat 10.30 sıralarında açtı. Avukat yoklaması sırasında İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Daniş Beştaş, Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şanal Sarıhan, Özgürlükçü Hukukçular Derneği Başkanı Fırat Epözdemir, YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da avukat sıralarında yerine aldı. 500’ü aşkın avukat kendilerini “Yargılanan tüm meslektaşlarımın müdafii” olarak tanıttı. İtalya Hukuk Grubu, Almanya Demokratik Avukatlar Birliği, Uluslararası Demokratik Avukatlar Birliği ile İsviçre Parlamentosu’ndan Fotoğraf: DHA katılım Uluslararası “Biz yoksulların avukatıyız” diyen Kozağaçlı, “Meslek hayatımız boyunca onları savunduk. Kendimiz için asaleten burada konuşma şansı bulamadan ölenler için vekâleten burada konuşacağız. Bizi neden kapattınız? Bizi neden bir yıldır kapalı tutuyorsunuz” diye sordu. ÇHD baskınına ilişkin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “11 çelik kapılı ofislerde toplantılar yapıyorlar. Kanlı örgütün avukatları” dediğini anımsatan Kozağaçlı “Başbakan iddianameyi hazırlamış, yargılamış, hükmü vermiş, onamış, iadeyi muhakemeyi de reddetmiş. Ben yargıç olsam böyle bir konuşma karşısında kıpırdayamam bile” dedi. Mahkeme Başkan Bağarkası’nın, “İyi ki hâkim olmamışsınız” sözleri üzerine Kozağaçlı’nın “Onun için genç yaşta avukat olmaya karar verdim” sözleri üzerine izleyiciler tarafından alkışlandı. Kozağaçlı, “Galile ve Sokratesi yargılayanların isimleri bugün hatırlanıyor mu” şeklinde bir cümle kurmayacağını belirterek “Biz tarihe geçmek istemiyoruz. Biz sıra neferiziyiz” dedi. Nazım Hikmet’in “Sıradakinin Ölümü” isimli şiirini okuyan Kozağaçlı alkışlandı. Duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Süleyman Çelebi, Musa Çam, Veli Ağbaba, Kadir Gökmen Öğüt, Candar Yüceer de duruşmayı izledi. Sanatçı Hilmi Yarayıcı da izledi. neden kapattınız?’ ‘Bizi “Başka söyleyeceğim bir nokta da şu. Siz de sordunuz. Devletin içinde yapılanmalar. Şunun altını çizmek isterim. Demokratik hukuk devletinde, devlet kurumlarında çalışan Silahlı Kuvvetler, emniyet, yargı ya da başka kurumlarda çalışanların hepsinin bireysel olarak farklı düşünceleri, ideolojileri olabilir. Farklı siyasi akımlara bağlı olabilirler. Ama bunların hepsi devlet işleri ve kamu işleri dışında meşrudur. Ama devlet işleri söz konusu olduğunda, devlet otoritesi ve anayasakanunlar ve çalıştıkları kurumların kuralları bağlar. Bunun dışında hiçbir otoride söz konusu olamaz. Ve hiçbir dayanışma söz konusu olamaz. Bu bütün demokratik hukuk devletlerinde bu böyledir. Bugün için de, dün için de bundan sonrası için de temel ilkedir.” “Diğer taraftan şikâyet ediyoruz bazı şeylere. Yargı süreci diyoruz. Dün de olurdu bu tip şeyler. Ben başından beri bu tip yanlışlara dikkat çektim. Ama bütün bunlar demokratik hukuk devleti ilkelerinin en gelişmiş ülkelerdeki gibi olması lazım. Türkiye, AB ile müzakere yapan bir ülke. Çıkarttığımız kanunları bu paralelde çıkarttık. Dolayısıyla bunların uygulanmasına her dönem dikkat edilmesi gerekir.” yetmez Yasa uygulama önemli ‘Sıra neferiyiz’ kapanmaz, Üstü kapanamaz “Türkiye son 10 sene içerisinde köklü reformlar yaptı. Siyasi alanda, hukuk alanında, şeffaflaşma ve tüm alanlarda yapılan reformların yapıldığı bir ülkede herhangi bir yolsuzluk ya da yanlışlık söz konusu olursa bunların üstü falan kapanmaz. Kapanamaz. Türkiye bundan 1520 sene evvelki Türkiye değil. 10 sene içinde bu ülkede olağanüstü reformlar yapıldı. O bakımdan bunda herkesin rahat olması gerekir.” “Hükümetle ilgili, bakanlarla ilgili sordunuz. Sayın Başbakan ile konuştuk geniş bir şekilde. Kendisinin çeşitli düşünceleri var. Ben de düşüncelerimi paylaştım. Hazırlıklarını, değerlendirmelerini yapıyor. Yurtdışına gitti. Gelince kendisiyle zaten görüşeceğiz. O zaman duyacaksınız.” düşüncemi paylaştım Başbakan’la parlamenter ve hukukçuların isimleri de tek tek sayıldı. Başkan Bağarkası, 622 sayfalık iddianameden hazırlanan 60 sayfalık özeti okunarak duruşmaya ara verdi. Ortak savunma Öğleden sonraki oturumunda tutuklu sanık Kozağaçlı, söz alarak “Konu bütünlüğü içerisinde müşterek olarak hazırladıkları savunmayı” sunacağını söyledi. Kozağaçlı, “340 gün sonra koğuşlarımızdan silahlı zoruyla çıkarılıp buraya getirildik” dedi. Neden burada olduklarını açıklamak için yoksulluk ve zenginliğin anlamı üzerine konuşacağını belirten Kozağaçlı, “Zenginliğin nedeni yoksullardır. Dünya üzerinde 1.5 milyar kişi günde 1 dolardan az kazanıyor. Biz yoksulların avukatıyız. Biz sosyalistlerin inancı, top, tü ABD’den tepki: 88 sanığın dosyası İstanbul’da İstanbul Haber Servisi Balyoz Planı davasında Yargıtay tarafından bozma kararı verilen 88 sanık hakkındaki dosya davaya basan İstanbul İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştı. Mahkeme, belirleyeceği bir duruşma tarihinde, sanıklardan Yargıtay’ın bozma kararına ilişkin görüşlerini alacak. Mahkeme, Yargıtay’ın 88 sanık hakkında verdiği bozma kararına uymaz ve bu sanıklar hakkındaki ilk kararında direnirse, dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilecek. ‘Biz gün sayma makinesi kullandık’ ANTALYA (Cumhuriyet) Gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, 4 yıl 277 günlük tutukluğunun ardından özgürlüğün tadını çıkarıyor. CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, eşi Gülşah, çocukları Yağmur ve Deniz ile birlikte Antalya’da tatil yapıyor. Türkiye’yi sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu değerlendiren Balbay, “Bu olay bilinmeyen bir şey değildi. Operasyonla birlikte bilinen sırlar ortaya çıkmış oldu” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sabah 05.00’te yapılan polis operasyonunu “çağırsanız gelirlerdi” diyerek eleştirdiğini anımsatan Balbay, “ ‘Günaydın AKP’ diyorum. Bu tanışmanın hükümet diliyle hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadesini kullandı. İktidarın Sayıştay’ı “yerinde Sayıştay” haline getirerek teftiş kurullarını ortadan kaldıracak tüm denetim mekanizmalarını yok ettiğine dikkat çeken Mustafa Balbay, şu ifadeleri kullandı: “Para sayma makinelerini görünce, biz bir tek gün sayma makinesi kullandık. ‘Biz bunlarla imam hatip yaptıracaktık. Oraya bağış toplamıştık’ denilmesini Türkiye kamuoyunun sağduyusuna sunuyorum. Bu dinin siyasal amaçlarla kullanımı, iktidar amacıyla kullanımı olduğu ortada.” Mustafa Balbay ailesiyle tatilde Radikal’de işten çıkarmalar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Radikal gazetesinin Ankara Bürosu lağvedildi, 7 çalışan email ile işten çıkarıldı. Küçülme politikasına giren ve yayınlarına internet sitesinde ağırlık veren Radikal’in Ankara Temsilciliği’nde işten atılmayan tek isim ise Haber Müdürü Ömer Şahin oldu. Yanardağ’dan direnişe destek ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Ergenekon Davası kapsamında tutuklanarak Muğla Cezaevi’ne konulan Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Yatağan’da termik santralların özelleştirilmesine karşı direnen termik ve maden işçilerine destek mektubu gönderdi. Yanardağ mektubunda, “Direnişinizle ülkenin üzerine çöken karanlığı dağıtacak bir meşale yaktınız” dedi. Tes İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ile Maden İş Sendikası Başkanı Süleyman Girgin “Açlık grevimiz 29 Aralık’ta sona erecek. O gün Milas’ta büyük mitingimizi gerçekleştireceğiz. Yanardağ gibi bize inanan herkesi Milas’a davet ediyoruz.” WASHINGTON (AA) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, yazılı bir açıklama yaparak İstanbul merkezli yolsuzluk operasyonları sonrasında bazı gazetelerde ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ve ABD ile ilgili çıkan haberlere yanıt verdi. “Türk medyasının bazı unsurlarında büyükelçimiz, diğer üst düzey ABD’li yetkililer, uluslararası medya temsilcileri ile özel ABD vatandaşları ve grupları hakkında devam eden temelsiz saldırıları derinden rahatsız edici buluyoruz” diyen Psaki, şöyle devam etti: Türk yetkililere, ABD’li yetkililer hakkındaki bu tür iddialara dair endişelerimizi ilettik. Türk yetkililer, Büyükelçi Ricciardone dahil, Amerikalı yetkililere karşı bu tür yanlış suçlamalara itibar etmedikleri noktasında bizi temin ettiler.” Elçimize saldırı rahatsız edici “İkinci olarak söyleyeceğim şey şu. Bu iddia edilen yolsuzluk konuları mahkemeye taşındı. Yargı sürecine taşındı. Türkiye’de hepimiz biliyoruz ki yargı hem bağımsız hem de tarafsız bir yargı. Demokratik hukuk sistemi içerisinde böyle. Mahkemeye ulaşan bu şeyleri mahkeme gayet titiz biçimde değerlendirecek. Herhangi bir soru işareti bırakmayacak şekilde bütün bahsi geçen tartış bağımsız Yargı ve tarafsız Gül konuşmasını, “Yapılacak şey sakin bir biçimde, şeffaf bir ülkede işler nasıl oluyorsa bu şekilde olmasını hep beraber takip etmek. Tabii ki düşünceler, görüşler yazılır, çizilir. Bunlara ne kadar ilkeli bakılırsa o kadar yararlı olur. İlke demek şu: Demokratik hukuk devletinde standartlar nasıl olursa öyle olacaktır” diyerek tamamladı. Kendisi yanıt vermeyeceğini baştan söylese de açıklamasının ardından son bir deneme olarak, “Emniyette görevde almaları ve buna karşın bakanların görevine devam etmesini nasıl görüyorsunuz” sorusu yöneltildi. Gül yukarıdaki açıklamasına gönderme yaparak, “Hepsi var onun içinde” dedi. Bir deneme daha yapıldı, “Adı iddialara karışan bakanlar yeni kabine listesinde önünüze gelirse onay verir misiniz?” sorusu yöneltildi. Gül bu soruya da, “Başbakan ile görüştükten sonra o açıklar. O zaman göreceksiniz” yanıtını verdi. belli: İlke Hukuk devleti Muammer Güler rahatsızlığı İddialarda kendisinin ve oğlunun adı geçen İçişleri Bakanı Muammer Güler de ödül törenindeydi. Güler tören sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı ve iddiaların asılsız olduğunu savundu. Güler’in resepsiyonu kendisine ve oğluna ilişkin iddialara yanıt verme platformu gibi kullanması Gül’ün kurmaylarını rahatsız etti. Danışmanlar önce gazetecileri sonra da Bakan Güler’e, Cumhurbaşkanı Gül’ün yan salonda gazetecilere açıklama yapacağını anımsatma ihtiyacı duydular. KESK, GÜVENPARK’TA PROTESTO EYLEMİ YAPTI Kamu emekçileri Maraş katliamını unutmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kahramanmaraş’ta 1926 Aralık 1978 tarihleri arasında yaşanan ve 100’ün üzerinde sol görüşlü ve Alevi yurttaşın öldürüldüğü katliamı protesto etti. KESK Ankara Şubeler Platformu üyeleri, katliamın 35. yıldönümü dolayısıyla Güvenpark’ta toplandı. Grup üyeleri, eylem sırasında “Maraş’ın katili MİT, CIT, kontrgerilla” şeklinde slogan attı. Platform sözcüsü İbrahim Kara konuşmasında, “Karanlık bir sis perdesiyle üzerini örtmeye çalıştıkları bir devlet katliamıydı Maraş. Bugün bu geleneğe sahip çıkan AKP, bir yandan camicemevi projesi ile Alevileri asimile etmeye çalışırken diğer yandan da asimilasyona karşı direnenleri tehdit ederek, evlerini işaretleyerek sindirmekten geri kalmıyor” dedi. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Maraş’ta insanlık suçu işlendiğini belirterek Başbakan Erdoğan’ın “devlet içinde olan çetelere” dikkat çektiği açıklamasını anımsattı. Türkdoğan, “Biz bu çeteleri çok iyi tanıyoruz. Katliamlardan, faili meçhullerden çok iyi tanıyoruz. Bütün bu yasadışı oluşumları, paramiliter güçleri açığa çıkarmak ve yargı önünde hesap vermesini sağlamaktır” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle