18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İçişleri Bakanı Güler’in oğlunun evinde bulunan paralarla ilgili yaptığı açıklama tartışma yarattı 7 ‘Nerden baksan tutarsız’ OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Savaşın Tarafları Herkes de biliyor ki bu savaşın üç tarafı var: Cemaat, AKP ve 11 yıldır her iki kanadın birlikte yürüttüğü baskı ve yolsuzluklardan bıkmış usanmış, zulme uğramış halk kesimleri. Şimdi kimileri çıkmış bu halk kesimlerini taraflardan birine yamamaya kalkıyor, hatta zorluyor. Yolsuzluklara dikkat çeker bunun için sokağa çıkarsanız, hükümet korosu “İşte gördünüz mü bunlar hep Cemaatçi oldular” diye haykırmaya başlıyor. Dün amansız bir güç birliği ile aydınları, gazetecileri hapseden gücün tetikçi kesiminin Cemaatten olduğuna dikkat çekerseniz, bu kez Cemaat tayfası “siz yolsuzluklara destek mi veriyorsunuz” diye sorguya çekiyor. Boşuna çabalıyorlar. Aydınlar, gerçeğin peşinde olan ve artık bilgi almalarının önü iyice tıkanmakta olan gazeteciler, “gerçeği bilelim de sokakta ve sandıkta ne yapacağımıza karar verelim” diyen halk kesimleri bu tuzağa düşmeyecektir. HHH Çünkü ortada artık üstü kolayca örtülemeyecek bir yolsuzluk iddiası var. Bu iddia halk kesimleri ve olanları yakından izleyen gazeteciler açısından iddia olmaktan daha fazla bir şeydir. 11 yılın hikâyesi, bize yolsuzlukların nasıl hasır altı edildiğini pek çok kez gösterdi. Bugünkü üstünü kapatma çabasının büyük bir telaş ve yasadışılıkla sürdürülmesi de yolsuzluğun boyutlarını, uzanabileceği mekânları net bir şekilde gösteriyor. Ama bu büyük yolsuzluğu bir düğmeye basarak ortaya çıkardığı söylenenlerin de sureti haktan görünmesi olanaksızdır. İnsanlar onların gayretiyle doldurulan hapishaneleri unutabilirler mi? Doğrusu, neredeyse aynı kadrolar tarafından gerçekleştirilen operasyonlara bakınca yolsuzluğa bulaşanlara acımadan edemiyoruz. Şakadır, lafın gelişidir, acıdığımız falan yok; yalnızca geçmişte gazetecilere, aydınlara, seçilmiş milletvekillerine yapılan zulmü hatırlatıyoruz. HHH Bu arada yolsuzlukların boyutlarını görünce, geçmişte üstü örtülenleri de hatırlayan halk kesimlerinin bu kez soru sormayı unutmayacağına, ama bunun da kendiliğinden olamayacağına inandığımızı belirtelim de hayal âleminde kaybolup gitmeyelim. Öyle anlaşılıyor ki, yolsuzluklarla mücadele ettiğini, edeceğini söyleyen en sağdan en sola kadar siyasi partiler de ciddi bir sınav karşısındalar. Bu sınavın öncelikli sorusu, “Sapla samanı birbirine karıştırmamayı başarabilecek misiniz?”, ikincisi ise “Bu kavganın yarattığı olanakları harcamadan, boşluğa savurmadan ilerleyebilecek misiniz” sorusudur. HHH Bu soruların kestirme yanıtı “yiyin birbirinizi” değildir. Bu tehditli, beddualı kavga, halka ayağa kalkma, yolsuzluk yapanlardan, baskıyla, zorbalıkla hükumet edenlerden hesap sorma olanağı sunuyor. Ama kavganın şiddeti ve tarafların şimdilik dengede duran güçleri, ağır zarar gören ve zararı baskıyla kapatmaya niyetli AKP iktidarının zulümden başka bir yol bilmediği ortadadır. Hasmını tepeleme çabasıyla yasalarla, yönetmeliklerle oynayan ve geçmişteki yasa tanımaz tutumuyla epeyce deney biriktirmiş iktidara karşı sokakta ve sandıkta bu tehlikeyi dikkate alan bir yol izlenmesi gerektiği de açıktır. Bu arada herkesin merak ettiği ve galiba hayal kırıklığı yaratabilecek önemli bir gelişme de AKP’nin kendine müttefik bulma ihtimalidir. Bu ihtimal kendini “çözüm” sürecine ve dolayısıyla AKP’ye bağlamış BDP’nin Gezi’deki gibi ikircikli bir tutum takınmasıyla kendini gösterebilir. Bunun işaretleri görülüyor. Doğrusu bu, yanlış bir pragmatizmin kısa sürecek zaferine bel bağlamaktan başka bir şey olmaz. Olanaklar da, tehlike de büyüyor. Durup düşünme zamanı değildir. Hem yürümeli, hem düşünmeli en iyisi... Aralarında bakan çocukları, bürokratlar ve ünlü işadamlarının da yer aldığı ve ele geçen paranın 17.5 milyon lira olduğu ileri sürülen büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, oğlunun evindeki paralara ve Sarraf’la tanışıklığına neden olan senet olayına ilişkin açıklamaları mali müşavirlerce ‘nerden baksan tutarsız’ şeklinde yorumlandı. Bakan Güler oğlunun evnideki paralar ilişkin dün yaptığı açıklamalarda, ‘Para, oğlumun Bahçeşehir’deki villasının satışından el edildi. Satış sırasında bir ipotek sorunu doğmuş. Dolayısıyla paranın bankaya konulması halinde kaynağının gösterilMali müşamesi mümvirler, Güler’in kün değil. yaptığı açıklaO nedenle maları mantıklı 1 milyon 200 bulmadı. bin dolarlık ipoteğin bozulmasını beklemiş ler’ sözleri yayımlandı. Bu durumu değerlendirmesini istediğimiz mali müşavirler, “Bunlarla mantıklı bir açıklama yapmak mümkün değil. Bir kere banka yatırılan paranın kaynağını sormaz” şeklinde yanıtladı. Verilen bilgiye göre, Türkiye’de bankalar yatırılan paranın nereden geldiğini araştırmıyor. Ancak maliye özellikle belli bir miktarın üzerindeki hesap hareketleri hakkında vergi usulsüzlüğüne olanak vermemek için bilgi isteyebiliyor. Yani işini yasal yapmak isteyen birinin bankaya para yatırmaktan korkmasına hiç gerek yok. Açıklamalarında, “Oğlumun 20042008 arasında iş yaptığı bir akrabamız var. Bu şahıs oğluma bir borç taktı! Battıklarını söyleyip senetler düzenlediler, o senetleri de ödemediler. Sonra bu çocuk Rıza Sarraf’la Çin’deki operasyonlarının başına geçmiş. Oğlum da ‘Madem bunun yanında duruyor, para kazanıyor, alacağımızı tahsil edebilir miyiz?’ diye düşünerek Zarrab’la tanışıyor. Budur tanışıklığımız” diye anlatan Güler’in bu ifadelerinde de yine tuhaflıklar göze çarptı. Zira uzmanlara göre, senetler normal koşullarda banka yoluyla tahsil ediliyor. Borçlu, gününden önce elden parayı getirip senedi alması da mümkün ama genel olarak senet sahibi kişi senetleri bankaya vererek vadesinde tahsil etmesini ister. Edilemediğin de bu senetler için dava olanağı doğar. Senet banka yolu ile tahsil edilmezse vadesi geçen senet değersiz alacak olur. ‘Yani bu açıklamalar nereden bakarsınız tutarsız’ diyen uzmanlara göre işi yasaya ve hukuka göre yapmak isteyenler bu tip tanışıklıklara da gereksinim duymuyorlar. ‘Evet; villa parası, bizim iddiamız bu!’ ‘Banka yoluyla tahsil edilir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Oğlu 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu kapsamında tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Oğlumun evinde bulunan para, sattığı villanın parasıdır” dedi. Güler, tarihi yolsuzluk operasyonunu ise “Adli değil, siyasi algı davası” diye niteledi. Güler, Çankaya Köşkü’nde Kültür Sanat Büyük Ödülleri töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Güler, “İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Başkanı’nın ifade vermeye gitmemesiyle” ilgili şunları söyledi: “İstihbarat Şube Müdürü, adli kolluk görevlisi değildir. İzin sonucunda ancak sorgulanabilir. Onun için biz çağrılması nedenini sorduk. Nitekim başsavcı devreye girdi. Şu anda o konu memurlara ilişkin suçlarla görevli savcıya devredildi. Ama buna da bir izin gerekiyor.” Güler’e gazeteciler, “Hep deniyor ki, İçişleri ve Adalet Bakanlığı’da Gülen cemaatine ilişkin ağır bir örgütlenme var. Siz bakanlık yaptığınız süre boyunca Gülen cemaatine ilişkin bir örgütlenmenin farkına vardınız mı” sorusunu da yöneltti. Güler, bu soruya da “Türkiye’de evet, devlet içinde farklı bir yapılanma çalışması var. Birçok şekilde ema releri ortaya çıktı. Ama bunu bütün boyutlarıyla ortaya çıkarmak hem sizin göreviniz, hem bizim görevimiz” yanıtını verdi. Güler, oğlunun evinden çıkan paralarla ilgili bu kadar büyüklükte bir paranın evde olup olamayacağına dair soruya ise “Evet olabilir o para” yanıtını verdi. Güler, “O para satılan villanın parası mı” sorusuna “Evet bizim iddiamız bu. Bunun aksini ispat etmek de, yargının görevi” diye yanıtladı. Güler, il Emniyet müdürleri ile ilgili değişiklik olabileceğine de işaret etti. Bakan Güler, Rıza Sarraf ile ilgili bilgi kendisine geldikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve İstanbul Emniyeti’ne kendisiyle görüşmesini engelleyecek bir durumun olup olmadığını sorduğunu belirtirken “Göreve başlamam itibarıyla, dinlendiği halde kendisiyle ilgili görüşmemi engelleyecek hiçbir hususun olmadığı söylendi. Emniyet tarihinde bu görülmemiş bir şeydir. Amirine yanlış bilgi vermek, bu hem ağır bir disiplin cezasını gerektirir, hem de çok utanılacak bir şeydir. Kendisini İstanbul İl Emniyet Müdürü’ne gönderdiğimde aynı şekilde İstanbul İl Emniyet Müdürü’ne de ‘görüşmenizde mahsur yok’ denmiştir” dedi. Erdoğan’ın danışmanı Akdoğan CHP’li İnce hükümetin operasyonu itibarsızlaştırmak istediğini söyledi ‘Cemaat orduya kumpas kurdu’ ANKARA (ANKA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan, “kirli odaklarla işbirliği” yapmakla eleştirdiği cemaate, “kavgayı” sonlandırma çağrısı yaparken cemaatin orduya karşı “kumpas kurduğu” imasında bulundu. Star gazetesindeki köşesinde son dönemdeki operasyonu değerlendiren Akdoğan, “Ellerinde var topuz mu” başlıklı yazısında Fethullah Gülen’in “bedduası”na Said Nursi’nin “şefkat itibariyle bir masuma zarar gelmemek için bana zulmeden canilere değil ilişmek, hatta beddua edemiyorum” sözleriyle yanıt verdi. Akdoğan, yazısında şu görüşlere yer verdi: “Başbakan Erdoğan’ı herkes çok iyi tanıyor. Tehditle, şantajla, korkutmayla, karamayla, çamur atmayla, tertip ve tezgâhla oluşan gücün milletin hayrına olmadığını çok iyi bilir. Muhafazakâr kitleyi hasım gibi gören kirli odaklarla, şer gruplarla, laikçi partilerle işbirliği yaparak yol yürünemeyeceğini çok iyi bilir. Gayri milli ve gayri dini güç merkezlerinin ekmeğine yağ sürenlerin bu ülkeye fayda sağlayamayacağını çok iyi bilir. Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına, milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını çok iyi bilir. Amaca ulaşmak için her yolu mübah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiğini çok iyi bilir...” ‘Suçüstü yakalandılar’ CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, CHP İstanbul milletvekilleri Mahmut Tanal, Ali Özgündüz’le birlikte dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklamasında bulundu. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Görevden almalar sürüyor Ankara istihbarat müdürü de gitti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul merkezli “yolsuzluk ve rüşvet” operasyonunun ardından Emniyet’te yaşanan görevden alma dalgası tüm hızıyla sürüyor. Daha önce üç kritik şube müdürlüğünden sorumlu müdür yardımcısının değiştirildiği Ankara Emniyeti’nde dün de İstihbarat Şube Müdürü Cihangir Ulusoy görevden alındı. 17 Aralık operasyonuna tepki olarak Ankara Emniyeti’nde görevden alınan personel sayısı toplam 23 olmuştu. Dün de İstihbarat Şube Müdürü Cihangir Ulusoy ile Asayiş Şube Müdürü Ömer Barlas görevlerinden alındı. Öte yandan Sakarya Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Murat Akça, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından önceki akşam saatlerinde gelen emirle görevinden alındı. Aydın Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ömür Candemir’in, kurum içinde başka bir göreve atandığı öğrenildi. ‘AKP delil ekibi kurdu’ Vural, çete mantığıyla hareket eden iktidar partisinin devletteki özel organizasyonları çalıştırdığını belirtti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını engellemek için AKP bünyesinde delil ekipleri kurulduğunu, devlet içinde özel organizasyonların çalıştırıldığını belirterek, “AKP’nin derin devleti çalışıyor” dedi. Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında asrın yolsuzluğunu takip etmeye kararlı olduklarını belirtti. “AKP yolsuzluğu saptırmaya devam ediyor” diyen Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Adli Kontrol Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle yolsuzluk ve hortumları kendine bağladığını söyledi. Bunun “karda yürüyüp izini silme girişimi” olduğunu söyleyen Vural, hazırlık soruşturmasının gizliliğinin ortadan kalktığını, AKP bünyesinde özel delil ekiplerinin kurulduğunu, devlet içinde özel organizasyonların çalıştırıldığını ifade etti. AKP’nin derin devletinin çalıştığını söyleyen Vural, hükümetin çete mantığıyla hareket ettiğini savcıların taleplerinin “çakma Emniyet Müdürü” tarafından engellendiğini, bu durumun yeni bir suçüstü olduğunu anlattı. Vural, Emniyet Müdürü’nün siyasi davranarak hukuku hiçe saydığını kaydetti. İstanbul Haber Servisi CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Türkiye’yi sarsan “Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu”yla ilgili “CHP grubu adına hükümete, Başbakan’a haber veriyorum. Seni Yüce Divan’a göndereceğiz. AKP’ye diyorum ki delilleri karartmayın, yargıdan elinizi çekin, yetimin hakkını yemeyin, her olaya komplo demeyin, haramın üzerine de dini eklemeyin” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Muharrem İnce, CHP İstanbul milletvekilleri Mahmut Tanal, Ali Özgündüz ve CHP İstanbul İl Örgütü üyeleriyle birlikte dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı. “Gırtlağına kadar yolsuzluk pisliğine battın Erdoğan” yazılı dövizleri taşıyan CHP’liler “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk” sloganı attı. Muharrem İnce, 17 Aralık sabahının bir başlangıç olduğunu belirterek şöyle devam etti: “AKP’nin suçüstü halidir. AKP’nin yakalanışıdır. AKP’nin yolsuzluğa battığının en somut göstergesidir. Bu operasyonda şimdiye kadar 17.5 milyon lira para yakalanmıştır. Bu operasyonun bilgilerine göre 2009’dan 2012’ye kadar kara paranın miktarı 87 milyar Avro’dur. Yani 250 milyardır. Nedir bu 250 milyar? Türkiye Cumhuriyeti’nin 2014 bütçesini geçirdik. Bu bütçede toplanacağı öngörülen vergilerin yüzde 50’den fazlasıdır. Bunların kursağında haram lokma vardır, kursağında yetimin hakkı vardır. Bunların kursağında benim başörtülü bacım diye bağıran, o merdiven altlarında sigortasız çalışan başörtülü bacımın hakkı vardır.” ‘BASIN YASAĞI’NA dAvA İstanbul Barosu: Anayasaya aykırı İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan ve basın mensuplarının, Emniyet müdürlüklerine girişini yeniden düzenleyen genelgenin iptali ve yürütmenin durdurulması için idare mahkemesine dava açtı. Genelge, gazeteteciler tarafından başta İzmir, Adana, Eskişehir, Sakarya, Antakya, Edirne ve Çorum olmak üzere yurdun hemen her yerinde protesto edildi. İstanbul Barosu’ndan yapılan açıklamada; basın mensuplarının Emniyet müdürlüklerine girmesinin yasaklanmasına ilişkin, Emniyet Genel Müdürlüğü talimatının iptaliyle, yürütmesinin durdurulması istemiyle idari mahkemesine başvurulduğu belirtildi. Dava dilekçesinde bu genelgenin, anayasal hak olan, “halkın bilgi edinme ve haber alma hakkı” ile “basının hür olduğu ve sansür edilemeyeceği” düzenlemelerine aykırı olduğu belirtilerek anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve hürriyetlerin idari işlemle kullanılamaz hale getirildiği kaydedildi. değiştireceksin’ ‘Bakanı ve kafayı Emniyet müdür yardımcısı intihar etti ISPARTA (Cumhuriyet) Isparta Emniyet Müdür Yardımcısı Abdi Altınok, Modernevler Mahallesi Şehri Gül Sitesi’ndeki evinde beylik tabancasıyla başına ateş ederek yaşamına son verdi. Silah sesini duyan ailesinin durumu bildirmesi üzerine eve gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Altınok, ağır yaralı olarak ambulansla Gülkent Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ameliyata alınan Altınok kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde görevli emniyet amiri 35 yaşındaki Hakan Yüksekdağ da geçen hafta otomobilinde ölü bulunmuştu. Yüksekdağ’ın bağlı bulunuğu şubenin müdürü yolsuzluk operasyonunda görevden alındıktan sonra intihar etttiği iddia edilmişti. Zencani: Yasadışı iş yapmadım Haber Merkezi Türkiye’deki yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan işadamı Rıza Sarraf’ın İran’daki ortağı olduğu iddia edilen Babek Zencani, ticari faaliyetlerinde yasadışı bir durum olmadığını belirtti. Zencani “Kaynağı asla gizlenemeyecek hacimde bulunan ticari faaliyetlerim ile ilgili olarak İran vatandaşlarına uygulanan birtakım kısıtlamalar dışında, hakkımda herhangi bir soruşturma ve kısıtlama da bulunmamaktadır” dedi. Hükümetin bu operasyonu itibarsızlaştırmak istediğini vurgulayan Muharrem İnce “Yolsuzluğun üzerine gitmek, bir numarayı bulmak yerine, (1 numaranın kim olduğunu bu ülkede 76 milyon biliyor) operasyonun içini boşaltmak istiyor, delilleri karartmak istiyor. Polise görevden alacaksın, müdürü görevden alacaksın, savcıyı değiştireceksin, yönetmeliği değiştireceksin, yasayı değiştireceksin, bunlara gerek yok. İki şeyi değiştirmek lazım; 1: bakanı değiştireceksin; 2: kafayı değiştireceksin. Milyon dolarlar ayakkabı kutusuna sığdı ama mızrak çuvala sığmadı” diye konuştu. İnce, basının da engellenerek halkın bilgi alma kanalının kapatılmak istendiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle