18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2013 PERŞEMBE 14 DIŞ HABERLER [email protected] Bir muhalif, ‘Şu aşamada Esad’ın gitmesine izin vermeyeceklerini açıkça söylediler’ dedi Batı’nın yeni umudu Esad Dış Haberler Servisi Suriye’de cihatçıların güçlenmesiyle Şam politikalarını yeniden sorgulayan başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin Esad’lı bir çözüme yönelebilecekleri savunuldu. Montrö’de gelecek ay yapılması planlanan barış görüşmelerinde Batılı devletlerin muhaliflere Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın görevi bırakması yönünde bir sonucun çıkmayabileceği mesajını ilettiği belirtiliyor. Reuters ajansının haberine gö re, Suriye’de geçiş yönetiminde kilit önemdeki Alevi azınlığın da yerini koruyabileceği sinyali içeren bu mesajın geçen hafta Londra’da gerçekleşen “Suriye’nin Dostları” toplantısında Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) önde gelen isimlerine aktarıldığı kaydediliyor. Şam yönetimini devirme yönün de Batı’nın bu dönüşü olasılığında El Kaide’nin ve diğer köktendinci grupların bölgede güçlenmesi, geçen haftalarda “ılımlı” muhalif şemsiye güç Özgür Suriye Ordusu’na ait Türkiye sınırına yakın bir alandaki silah deposunun, sınır geçişinin İslami Cephe taraAbbas Han, oğluyla beraber. S uriye’de İngiliz doktor Abbas Han’ın gözaltındayken hayatını kaybetmesi Londra’da tepkilere yol açtı. 32 yaşındaki Han’ın geçen yıl çatışmalarda yaralanan sivillere yardım etmek için Suriye’ye gittiği ve 48 saat sonra ülkenin kuzeyinde gözaltına alındığı belirtilmişti. 13 ay boyunca Şam’da bir hapishanede tutulan Han’ın bu hafta serbest bırakılması bekleniyordu. Ancak özgürlüğüne az bir süre kala Suriye asıllı genç adamın ölüm haberi geldi. Bazı kaynaklar Han’ın işkence sonucu yaşamını yitirdiğini duyurdu. İngiliz basını Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın, Han’ın pijamalarını kullanarak kendini astığını söylediğini aktardı. Gündeş’ten İran Ambargosuna… Film Gibi Azeri kökenli “milyarder işadamı” Reza Zarrab, Ebru Gündeş’e “yılbaşı armağanı” olarak en son 1 milyon TL’lik bir tablo almış… Eşinin Gündeş’e aldığı hediyeler arasında bu aslında leblebi çekirdek. Zarrab’ın hediye listesini gazeteler, Kanlıca’da 40 milyonluk yalıyla başlatıyorlar… 3 milyon 750 bine bir ofis, 1 milyon Avro’ya Bodrum’da yazlık, 960 bin Avro’ya Rolls Royce otomobil filan liste böyle uzuyor. Gündeş hediyelerin menşeini acaba hiç merak etmiş midir diye düşündüm. Aklıma Woody Allen’ın son filmi “Mavi Yasemin/Blue Jasmine” geldi. Amerikalı yönetmenin son yıllardaki en güzel ve başarılı yapıtı olan “Mavi Yasemin”de başrolü oynayan Cate Blanchett; New York’ta başkalarının parasıyla “saadet zinciri” kuran Hal isimli bir sahtekâr Wall Street finansçısının karısıdır. Partiler, yemekler, laylaylomla geçen yaşamlarında Hal, arkasından dalavere döndürdüğü karısını habire armağanlara ve mücevherlere boğar. Bitmeyen abartılı armağan yağmurları; her karı koca arasında doğal karşılanacak ölçülerin ötesindedir. Öyle ki yakın akrabalar durumdan şüphelenir ama Cate BlanchettYasemin şüphelenmez… Kocasına dönüp bir kez dahi; “Değirmenin suyu nereden geliyor?” sorusunu sormak aklından geçmez… Gösterişli hediyelerle kendisini el üstünde tuttuğu sürece yaşamını birleştirdiği adamın gerçekte ne iş yaptığı önemli değildir. Ta ki dolandırıcılığı açığa çıkan Hal’ın servetine hükümet doğrudan el koyana ve Yasemin Vuitton valiz setiyle sokak ortasında kalana dek. Gündeş de şimdi acaba kıyısından köşesinden Reza Zarrab’ın, armağanlarının ardını arkasını düşünmeye başlamış mıdır? “Takıldığın şeye bak!” diyeceksiniz. Türkiye’de yer yerinden oynuyor… Mega rüşvet ve yolsuzluk skandalında “dört bakanın” adı gündeme geliyor… Kamu bankaları… İşadamları… İnşaat firmaları… Dev skandal zincirinde yer alıyor… “Sen bize Gündeş’ten bahsediyorsun” diyebilirsiniz… Ama neylersiniz ki “film gibi” bir skandal bu. Erdoğan’ın burnunun dibine dek uzanan skandalı filme alacak olsam bakanların oğulları ile değil; Gündeş ve servetiyle “magazin” şöhreti olan Reza Zarrab’la başlardım işe. İlk sahneler bir “pop star” yarışmasında Gündeş’in üst perdeden musiki bilgisi serdeden yorumlarıyla başlayabilirdi… Böylece ilk karelerde hemen düzenin cilası bol TV dünyasına adım atmış olurduk… Ne ki günlerden bir gün sabah kalktığında, ünlü şarkıcı kocasını çok gergin ve telaşlı bulurdu. TV ekranında bir spikerin; “Atatürk Havaalanı’nda altın dolu bir uçağa baskın yapıldı. 300 milyon değerindeki 320 külçe altına el konuldu” anonsu duyulurdu… Ebru burada Azeri işadamına dönüp; “Sevgilim ne var? Yoksa canını sıkan bir şey mi oldu?” derdi. Zarrab da artık “Sen kafanı bunlara yorma!” yanıtını mı verirdi… Yoksa “Sen üzülme hayatım. Elbet bir çaresini buluruz!” mu derdi? Bunu tam kestiremiyorum. Senaryo buradan her halükârda olayın başlıbaşına bir “film” olan! “uluslararası İran ambargosu” boyutuna, oradan da giderek bakanların mahdumlarına doğru ilerlerdi. Emniyet de görülebildiğim kadarıyla böyle bir iz sürmüş. Merkeze Reza Zarrab ve ilişkilerini oturttuktan sonra, çorap söküğü gibi ardından siyasi ve ekonomik bağlantıları çıkarmışlar. Ucundan dehşetengiz bir “altın kaçakçılığı, hayali ihracat, kara para aklama, sahte belge ve rüşvet” tablosu çıkmış. Tam vay anasını sayın seyirciler! Yaşananları “film gibi” tarif etmeme yol açan neden gerçekte yalnız gündeme gelen isimlerin sinema kahramanlarını andırması değil… Olanı biteni biz de sinema salonunda film izler gibi izliyoruz. Yurttaş olarak olanlar üzerinde hiçbir müdahilimiz/etkimiz yok. AKP hükümeti ile Gülen cemaati arasında tırmanan bir iktidar tepişmesi izliyoruz. Skandallardan skandal beğen tablo önünde hangi skandala daha çok affallayacağımızı şaşırıyoruz… Yolsuzlukla deşifre olan pislikler mi daha ürkütücü? Böyle bir operasyonun sadece karşılıklı tehdit ve şantaj atışmaları ardından yapılması ve devletin “Türk usulü güçler ayrılığıyla” açıkça parsellenmiş olması mı? Hangisi daha büyük ve daha derin skandal? Hukuk devletinde “yasama, yürütme, yargı” olarak ayrılması gereken güçler; Türkiye’de “AKP, ordu ve cemaat” olarak üçe ayrılıyor. Ve şimdi büyük bir doğallıkla cemaatin iktidar olan partiye karşı bir operasyon yürüttüğü söyleniyor. Eh pes! fından ele geçirilmesi olduğu yorumları yapılıyor. SUK’den Suudi Arabistan yetkililerine yakın bir üyenin şu ifadeleri haberde yer aldı: “Batılı dostlarımız Londra’da İslamcı militanların kontrolü ele geçireceğini ve kaos yaşanacağını düşünerek şu aşamada Esad’ın gitmesine izin veremeyeceklerini açıkça ortaya koydular.” Esad’ın gelecek yılki devlet başkanlığı seçimleri için sandığa gidebileceğini savunan SUK üyesi, “Birileri, Esad’ın kendi halkına gaz sıktığını unutarak, önümüzdeki sene de iktidarda kalabileceğini umursamıyormuş gibi görünüyor” dedi. Reuters’e konuşan Ortadoğulu bir diplomat ise İsviçre’de 22 Ocak’taki barış görüşmelerine gitmeyi planlayan ve Esad’ın derhal görevinden ayrılmasında ısrarcı olan SUK’nin geçiş döneminde Esad’a yakın Alevi isimlere yeşil ışık yakma seçeneğini değerlendirmesi gerektiği görüşünü dile getirdi. Suriye muhalefetinden bir başka ismin de ABD ve Rusya’nın El Kaide’ye karşı birleştirici olabilecek şekilde, gerek Alevi toplumun geçiş döneminde güvenlik ve ordudaki etkin rollerinin sürdürülmesi gerekse ılımlı muhalif güçlerin yeniden yapılanacak ordu içinde yer alması yönünde çalıştıklarını söylediği aktarıldı. Eski Suriye istihbaratından Afak Ahmed, Moskova’nın kırmızı çizgisinin Esad’ın kalması değil ama orduda Alevi unsurların korunmasının olduğunu savundu. Ahmed, güvenlik ve ordudaki yaklaşık 50 yıllık deneyimleriyle Alevilerin İslamcı militanlarla en iyi başa çıkabilecek unsur oldukları görüşünü de dile getirdi. Para gözü kör edince Dış Haberler Servisi ABD’nin New York kentinde Hintli bir kadın diplomatın gözaltındayken soyularak aranması Washington ile Yeni Delhi arasında gerginliğe yol açtı. Başkonsolos yardımcısı olarak görev yapan 39 yaşındaki Devyani Hobragade, Hintli hizmetçisinin çalışma vizesi alabilmesi için sahte belge ibraz ettiği suçlamasıyla geçen hafta gözaltına alındıktan sonra önceki gün kefaletle bırakıldı. Yetkililere göre, hizmetçisine aylık 4 bin 500 dolar ödediğini söyleyen, ancak daha az ödeme yapan Hintli diplomat yalan söylüyor. Kızını okula götürdüğü sırada gözaltına alınan Hobragade, kelepçelenerek karakola götürüldü ve giysilerini çıkarmaya zorlanarak hoyratça arandı. Hobragade serbest bırakıldıktan sonra, gözaltındayken defalarca diplomatik dokunulmazlığı olduğunu söylemesine rağmen kendisine sıradan bir suçluymuş gibi davranıldığını belirtti. Hindistan’ın, Amerikalı diplomatların diplomatik kimlik kartlarını geri isteme, diplomatların evlerinde çalışan Hintli personelin maaşlarını sorma, ABD heyetleriyle görüşmeme gibi misillemelerde bulunmayı düşündüğü bildiriliyor. ABD’nin Yeni Delhi Büyükelçiliği önüne konulan trafik barikatları da tepki olarak Hint polisi tarafından kaldırıldı. (Fotoğraf: AFP) Lampedusa Guantanamo gibi Dış Haberler Servisi Kuzey Afrika’dan gelen göçmenlerin en önemli giriş noktası olan İtalya’nın Lampedusa Adası’nda bir göçmen toplanma merkezindeki kaçak göçmenlere yapılan muamele AB’yi kızdırdı. 250 yatak kapasiteli olmasına rağmen çoğunluğunu Eritre ve Suriyelilerden oluşan 500 kişilik kamptaki göçmenlerin, dün kadın erkek ayırt edilmeden çırılçıplak hortumla yıkandığının RAI2 televizyon kanalında yayımlanması ülkeyi ayağa kaldırırken AB Komisyonu da İtalya’yı, göçmenler konusunda AB kurallarını ihlal ettiği için yasal işlem yapacağını belirterek uyardı. ‘UYUZLAR’ DİYE DEZENFEKTE ETMEK İÇİN ÇIRILÇIPLAK SOYULUP HORTUMLA YIKANDILAR Göçmenler isyan etti Kadın diplomat soyularak arandı srail’de parlamento önünde yasadışı göçmenlerin tutuklanmasını protesto eden Afrikalı göçmenlere polis müdahale etti. Ülkenin güneyindeki bir göçmen kampından kaçarak iki günlük bir yürüyüşle Kudüs’e giden 150 Afrikalı göçmen gözaltına alındı. Göçmenler kendilerine mülteci statüsü verilmesini istiyorlar. İsrail’de geçen hafta kabul edilen bir yasayla, Afrikalı göçmenler mahkemeye çıkarılmadan bir yıl gözaltında tutulabiliyor. İ Mursi yabancılarla işbirliği ile suçlanıyor Dış Haberler ServiTERÖRİST si Mısır’da CumFAALİYETLER devrik hurbaşkanı Muhammed Mursi ile Müslüman Kardeşler’in önde gelen 35 ismi, Hamas ve Lübnan Hizbullahı’yla “suç amaçlı işbirliği yapmak” suçlamasıyla mahkemeye sevk edildi. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, “sevki yapılan kişilere Hamas, Lübnan Hizbullah’ı ve diğer radikal gruplarla işbirliği içinde Mısır’da kaos oluşturmak için terörist faaliyetler yapmak, terör faaliyetlerini finanse etmek, askeri eğitim vermek, ülkenin birliğine, bütünlüğüne, bağımsızlığına zarar verecek faaliyetlerde bulunmak suçlamaları yöneltiliyor” denildi. 2011’de Mübarek rejimine karşı isyan sırasında Mursi ve diğer İslamcıların da aralarında olduğu tutukluların toplu kaçışında Hamas bağlantılarına işaret ediliyor. Mursi’nin yakın danışmanı İssam Haddad hakkında da devlet sırlarını İran Devrim Muhafızları’na vermek suçlaması var. Bu arada Mısır Enformasyon Merkezi Müdürü Emced Abdulgaffar, gelecek ay yapılması beklenen anayasa referandumuyla ilgili hazırlanan afişteki hatalar nedeniyle istifa etti. Dev afişte, Mısırlılar yerine İrlandalı ve ABD’lilerin fotoğraflarının kullanılması ve yazım hatalarının yapılması tepkilere neden olmuştu. Bu da Türk usulü güçler ayrılığı (Fotoğraf: DHA) oluşturmak zorunda olduğunu kaydetti. Görüntüleri toplanma merkezinde kalan bir göçmenin gizlice çektiği belirtiliyor. Görüntülerde “uyuz oldukları” gerekçesiyle dezenfekte edilmek istenen göçmenlerin, hortumla yıkanmaları için çırılçıplak soyuldukları görülüyor. Söz konusu göçmenin verdiği bilgiye göre, bu uygulama 34 günde bir yapılıyor. Başbakan Enrico Letta, olayla ilgili soruşturma açılacağını ve sorumlular hakkında cezai yaptırım uygulanacağını açıklarken, Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Angelino Alfano da, kimin hatası varsa bunun bedelini ödeyeceğini söyledi. Temsilciler Meclisi Başkanı Laura Boldrini de “Göçmenlere karşı bu muamele, uygar bir ülkeye yakışmıyor. Bu görüntülere kayıtsız kalamayız” dedi. yuz oldukları için dezenfekte etmek üzere çırılçıplaklar Sağcı eylemciler, elçilik önünde ABD’yi protesto etti. (AP) Sınır Tanımayan Doktorlar ve Save The Children gibi sivil toplum kuruluşları da olayı kınadı. AB İç İlişkiler Komiseri Cecilia Malmstroem aralarında Lampedusa’nın da bulunduğu birçok İtalyan göçmen kampında önceden beri soruşturma başlattıklarını belirterek AB’nin sığınmacı alımında yardım ettiği İtalya’nın, göçmenler için uygun koşullar ‘U Merkel: NSA Stasi gibi Dış Haberler Servisi Almanya’da 3. kez başbakanlık koltuğuna oturan Angela Merkel, dinleme skandalıyla ilgili ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı öfkeli bir görüşmede, ABD’nin bazı uygulamalarını, büyüdüğü Doğu Almanya gizli polis teşkilatı Stasi’ye benzetmiş. Merkel, Der Spiegel’in kendisinin özel telefonunun dinlendiği haberinden sonra Obama’ya bu suçlamayı yöneltmiş. G. Sudan’da yüzlerce ölü Dış Haberler Servisi Güney Sudan’da Devlet Başkanı Salva Kiir’in bir darbe girişiminin önlendiği açıklamasının ardından çıkan etnik çatışmalarda 500 kişinin öldüğü bildiriliyor. Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin verdiği bilgiye göre, başkent Juba’daki çatışmalarda 800 kişi yaralanırken 20 bin kişi de Juba’daki BM misyonuna sığındı. Devlet Başkanı Kiir, geçen temmuz ayında görevden aldığı eski başkan yardımcısı Riek Machar’ın darbe girişiminde bulunduğunu ve ordu içindeki gruplar arasında çatışmalar çıktığını duyurmuştu. Farklı etnik gruplardan olan Kiir ve Machar’ın yandaşları geçmişte de çatışmıştı. Obama’dan Rusya’ya eşcinsel mesajı ABD Başkanı Barack Obama, Soçi Olimpiyatları’nın açılış ve kapanış törenlerinde ülkesini temsil edecek kafileye eşcinsel sporcuları dahil etti. Obama’nın böylece eşcinsellere baskıların arttığı Rusya’ya açık bir mesaj vermeyi amaçladığı belirtiliyor. Kafilede yer alanlar eski tenisçi Billie Jean King, diğeri de hokey oyuncusu Caitlin Cahow. King, bundan “büyük onur” duyduğunu söyledi. n Dış Haberler Servisi İsrail Sivil Havacılık Dairesi Direktörü Giora Romm ile Türk mevkidaşı Bilal Ekşi önceki gün bir araya geldi. Görüşmede, İsrail merkezli havayolu şirketlerinin Türkiye uçuşlarının altı yıl aradan sonra yeniden başlayacağı bildirildi. İsrail Ulaştırma Bakanı, haberi “Güvenlik problemleri sebebiyle Türkiye’ye uçamıyorduk. Şimdi Türk Havayolları ile eşit şartlarda rekabet edebiliriz” sözleriyle duyurdu. Görüşmelerin ardından imzalanan anlaşmayla uçuşların 2014 yılının yaz aylarında yeniden başlayacağı kaydedildi. İsrail uçakları yeniden geliyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle