22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Operasyon ‘Cemaat ile Erdoğan arasında kılıçlar çekildi’ diye yorumlandı, istikrar endişesi başladı Piyasada yüksek gerilim Faizlerde değişiklik yapılmadı Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, dün gerçekleştirdiği toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 4.50 de, gecelik borçlanma faiz oranını yüzde 3.50 de sabit tuttu. Toplantıdan sonra yapılan açıklamaya göre borç verme faiz oranı yüzde 7.75, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imka nı faiz oranı yüzde 6.75, Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.0017.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0, borç verme faiz oranı yüzde 10.25 olarak kaldı. Döviz Kuru Nereye? Yılın son günlerine girerken ekonomi üst yönetiminde TL’nin döviz kuru değerinin ne olması gerektiği konusunda çelişkili açıklamaların yoğunlaştığını izliyoruz. Merkez Bankası (MB) Başkanı’nın yaklaşık iki ay önce belirttiği 1.92 rakamı birçok kez spekülatif değerlendirmeye söz konusu olmuş iken, geçen günlerde Ekonomi Bakanlığı da dolar kurunun yıl sonuna kadar 2 TL’nin altına inmeyeceğini savladı. Merkez Bankası’nın 1.92 rakamı aslında bir yıl sonu hedefi mi, yoksa MB üst yönetiminin gönlünden geçen iyimser bir tahminden mi ibaret olup olmadığı ise hâlâ anlaşılabilmiş değil. Ancak, tüm ekonomi kamuoyu, ulusal ekonominin bu en önemli makroekonomik fiyatının analitik bir yargıdan uzak, böylesine rasgele rakamlar ile anılmasından kuşkusuz son derece rahatsız. Ekonomi biliminin elinde döviz kuru dengesinin ne olması gerektiği üzerine geliştirdiği genel kabul gören bir kuramı yok. Enflasyon farkları, cari işlemler dengesi, faiz oranları, makro büyüklükler ve elbette siyasi/iktisadi belirsizlikler kurun yönü üzerinde rol oynuyor. Bağımsız çalışmalar arasında, Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü her yıl söz konusu verilerin döviz kurları üzerine etkilerini değerlendirip ülkelerin döviz kurlarının denge değerlerinin ne olması gerektiğini hesaplıyor (*). Çalışmada buna Temel Reel Kur Dengesi (Fundamental Equilibrium Reel Exchange Rate) adı verilmekte. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir dizi ülke için enstitünün gerçekleştirdiği tahminler aşağıdaki tabloda sergileniyor. Peterson Enstitüsü’nün hesaplarına göre, nisandan bu yana dolar kuru Türkiye’de yüzde 10.4; Arjantin’de yüzde 13.5; Endonezya’da yüzde 16.7; G. Afrika’da ise yüzde 8.8 değer yitirmiş (ulusal paralar aşınmış, yani “devalüasyona” uğramış) durumda. Yani ülkeler, söz konusu dönemde önemli ölçüde kur ayarlaması yaşamışlar. Tablonun ikinci sütununda cari işlemler dengesinin milli gelire oranına ilişkin IMF’nin tahminleri sergilenmekte. Peterson Enstitüsü bu veriyi dikkate alarak ülkelerde temel reel kur dengesini hesaplıyor. Bu hesaplama ise tablonun son sütununda yer almakta. Hesaplamalara göre, Türk Lirası reel kurda dengeye kavuşmak üzere 2013 sonuna değin yüzde 18.4 daha değer kaybetmeli. Bu da TL’nin dolar kurunun 2.43 olmasını gerektiriyor. (1.92 veya 2.00 şöyle dursun, yabancılar başka hesaplar yapıyor!) Tablonun son sütununa dikkat edilirse, dengeye ulaşmak için döviz kuru ayarlamasında gerekli miktar en fazla Türkiye’de. Brezilya ve Güney Afrika’da gerekli kur aşınması yüzde 3.4 ve 6.8 ile daha mütevazı oranlarda. Endonezya, Tayland, Malezya ve bir ölçüde Hindistan gibi “rakip” yükselen piyasa ekonomilerinde ise kur ayarlaması tersine dönmüş durumda. NisanEkim 2013 2013 Reel Kur Dolar Kurundaki IMF 2013 Cari Açık Dengesi İçin Değişim Oranı Tahmini (%) Gerekli Ek Değişim Ekonomi Servisi Kamu ihalelerine fesat karıştırmak iddiasıyla aralarında Ali Ağaoğlu ve Emrullah Turanlı gibi bazı müteahhitlerin, üst düzey bürokratların, Ekonomi Bakanlığı ve TOKİ bağlantılı üç bakanın oğulları ile Halkbank gibi Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da isminin karıştığı çok sayıda işadamına yönelik operasyon Türkiye piyasalarının diğerlerine göre “negatif ayrışmasına” neden oldu. Tofaş’a yönelik vergi cezasının da siyasal baskıları artırdığını düşünen piyasa çevrelerinde gerilim yükseldi. Piyasa çevreleri dün sabah başlayan operasyon ile Halkbank’taki polis incelemesini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen cemaati arasında ders hanelerin kapatılması tartışmalarıyla tırmanan gerginliğin yeni bir aşaması olarak yorumladı. Reuters’a bilgi veren Standard Bank’ın gelişmekte olan piyasalar araştırma bölümü müdürü Timothy Ash, “İnsanlar kaçınılmaz olaylara nasıl baktığını özetledi. Piyasalarda, yaklaşan seçimler öncesi siyasi risk algısı güçlenmeye başlayınca para ve sermaye piyasalarında satış baskısı arttı. Sabahtan itibaren yüzde 5’in üzerinde kayıpla ilk seansı sürdüren, Çok sayıda iş insanının isminin karıştığı operasyon Türkiye piyasalarının diğerlerine göre “negatif ayrışmasına” neden oldu. Faiz yükseldi, borsa düşerken Halkbank hisseleri dip yaptı, TL günü kayıpla tamamladı. olarak bu gelişmeyi AKP içerisinde bir çatlak ve Erdoğan destekçileri ile Gülen hareketi arasındaki bir çatışma olarak algılayacaktır. Gülen hareketi ve Başbakan Erdoğan’ın destekçileri arasındaki çekişmede artık kılıçlar çekildi” diyerek piyasanın polisin inceleme yaptığı sıralarda kaybı yüzde 6.65’i bulan Halkbank hisseleri günün ikinci yarısına yüzde 7.28 düşüşle 14.60 liradan başladı. Halkbank hisseleri günü yüzde 12.34 düşüşle kapatırken Taraf gazetesi hisseleri de yüzde 12 civarında yükselerek günün en çok kazandıran hissesi oldu. Saat 14.50 civarında yüzde 2.7 aşağıda seyreden BİST endeksi de günü yüzde 5.21 kayıpla tamamladı. Öte yandan dün sabah saat 08.30’da 2.0284 seviyesinde iken, haberlerin ardından 2.0390’a kadar yükselen dolar serbest piyasada günü 2.0410’dan kapattı. Bir gün önce tahvil bono piyasasının spot kapanışında yüzde 8.88, valörlüde yüzde 8.92 seviyesinde olan 17 Ekim 2015 itfalı gösterge tahvilin bileşik faizi, operasyon duyulur duyulmaz yüzde 9.10 seviyesinden işlem gördü. Gösterge tahvil günü 9.05’le bitirdi. Öte yandan dün son işlemlerde yüzde 9.45 seviyesinde olan 27 Eylül 2023 itfalı 10 yıllık tahvil de anında yüzde 9.63 bileşik seviyesine yükseldi. 2014 toparlanma yılı olacak Sabancı Holding’in perakende alanında Fransız Carrefour ile ortaklığı Carrefoursa’nın yeni stratejilerinin açıklandığı toplantıda Genel Müdür Mehmet Nane (sağda) ve Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, 2014’ün toparlanma yılı olacağını söylediler. Mehmet Nane yöneltilen soruları cevaplarken, “Carrefoursa’da ilk 9 aydan gelen zararı bu yıl kapatmamız mümkün değil ancak önümüzdeki yıldan itibaren kâra döneceğiz” dedi. Enflasyon hedefin üzerinde Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada önüzüdeki döneme ilişkin beklenti ve yorumlar da şöyle sıralandı: * Temkinli para politikası duruşunun, alınan makroihtiyati önlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle önümüzdeki dönemde kredi büyüme hızları daha makul düzeylere gelecek. * Altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığındaki ılımlı iyileşme eğilimi sürecek. * Enflasyonun önümüzdeki dö nem düşmeye devam etmesi bekleniyor. * Temel enflasyon göstergeleri bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek. açacak, 1000 kişiye iş yaratacak Carrefoursa metrekare bazında daha ufak formatlarla çalışarak 150400 metrekare arasında değişen perakende noktaları açmayı planlıyor. Ekonomi Servisi Çoğunluk hissesi Sabancı Holding’e geçtikten sonra yeniden yapılanma sürecine giren Carrefoursa, yeni stratejisi kapsamında 2016’da 5 milyar lira ciro ve 1000 markete ulaşmayı akamçlıyor. Şirket 2014 ise açacağı 100 marketin de katkısıyla en az yüzde 20 büyüyecek. Sabancı Holding, Fran sız Carrefour ile ortaklığı Carrefoursa’da nisan ayında yüzde 12 hisseyi daha 141 milyon lira bedelle satın almak için sözleşme imzalamış ve şirketteki payını yüzde 50.79’a çıkarmıştı. Carrefoursa’nın yeni dönem planları ile ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, şirketin performansının iyileştirilmesi hedefiyle çalışmalara başladıklarını kaydederiz, “Hem net satışlarda hem de market açılışlarında 2014’te ciddi atılımlar göreceğiz. 110 milyon lira yatırımla 100 market açacağız, 1000 kişiye daha istihdam sağlayacağız” dedi. Carrefoursa’nın büyüme planlarını organik büyüme üzerine kurduğunu belirten Dinçer, 2014’te öncelikler arasında satın almanın olmadığını söyledi. Carrefoursa’nın hisse yapısı ve halka açıklık oranında yeni bir değişikliğin gündeme gelip gelmeyeceği ile ilgili soru üzerine ise Dinçer, “Carrefoursa’nın halka açıklığın artırılması konusunda niyet var, ama somut plan yok” açıklamasını yaptı. Carrefoursa Genel Müdürü Mehmet Nane ise market konsepti, insan kaynakları ve teknolojik altyapı alanlarında yatırımlar gerçekleştireceklerini anlattı. Carrefoursa 100 market Arjantin Brezilya Endonezya Filipinler G. Afrika Hindistan Malezya Şili Tayland Türkiye 13.5 9.3 16.7 4.8 8.8 13.4 4.2 6.2 7.3 10.4 0.8 3.4 3.4 2.5 6.1 4.4 3.5 4.6 0.1 7.4 1.9 3.4 3.9 3.8 6.8 0.6 4.3 0.2 2.4 18.4 Not: Kurdaki değişimde () işareti ulusal paranın dolar karşısında değer kaybettiğini (“devalüasyonu”) gösterir. Kaynak: Peterson Institutc for International Economics, Policy Brief, Kasım 2013. Perakende 500 milyar dolara koşuyor Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) marklarının 2023’te 115 milyar dolar ciroyu yakalayacağını belirten Derneğin Başkan Yardımcısı Sami Kariyo, Türk perakende sektörünün sergileyeceği performans ile İngiltere’yi yakalayacağını savundu. Kariyo 800 milyar dolarlık gayri safi milli hasılasının dörtte birinin perakende sektöründen geldiğini belirterek, 2023’te sektör olarak 500 milyar dolarlık hacmi yakalayacaklarını söyledi. Polisin, TOKİ’deki yolsuzluk operasyonlarını yaptığı, ülkenin kara para aklama ve rüşvet iddiaları ile dalgalandığı gün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Konya’da tam da TOKİ panosunun önünde konuşmasını yapıyordu. AKP iktidarının 11. yılında cemaathükümet çekişmesi iyice gözler önüne çıktığında bu savaşın “kentsel dönüşüm” adı altında yapılan ve buram buram rant ve yolsuzluk kokan bu alana kayması hayli ilginç oldu. Çünkü malzeme epey bol. Zira AKP iktidarının ana besin damarı kentsel dönüşüm. Üstü kapatılmayıp hakkıyla incelense neler neler çıkar ortaya, risk alanı diye ilan edilen her yerin bir anda rant alanına dönüştüğü bu ülkede. Zaten dün sabah Türkiye’yi sarsan operasyonlar sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın twitter’den attığı “Mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır. Fenalığa fenalıkla mukabele etmek, husumeti artırır, kin ve nefreti körükler, insanı hem azapta bırakır hem kaybetkaybet sarmalına sürükler” mesajı hayli açıklayıcı. Kazankazan durumundan çıkıp kaybetkaybet sarmalının içine girmek... “Gelin, bırakalım bunları bir yana, Turizm yatırımı hız kesmez Er Yatırım ve Turizm Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, “Avrupa piyasaları, iç piyasanın da altında çok uygun krediler ile turizm yatırımcılarına kaynak sağlayarak, markaları ile Türkiye’ye giriyor” dedi. Çelikkanat’ın verdiği bilgiyer göre, 2012’de 4.5 milyon turist, kongre ve etkinlik için İstanbul’a geldi. Diğer illeri de katıldığında bu rakam 6.5 milyon kişiye çıkıyor. Türkiye’nin buradan sağladığı net gelir 2.5 milyar dolar. payını gösteren hisseli tapuyu alabilecek ve onun da kullanım hakkını Dönüşüm AŞ’ye devretmiş olacak. Alınacak kararlarda ise söz sahibi olma hakkı bile yok. Güya planlanan; belediyenin, ilgili parseller üzerindeki binaları yıkması, yıkılan binalarda oturanlara ise yapılacak lüks daireleri satması. Vatandaş yeni daireleri, yüzde 10’u peşin geri kalanını da 5 yılda ödeyerek satın alabilecek... Tabii gücü yeterse... Aslında gerçekten de Fetihpaşa mahallesinin değişmesi lazım. Üst üste yığılmış kötü binalar, kötü yollar... Türkiye’nin diğer birçok semti gibi. Yeşil alan neredeyse hiç yok. Okul, kreş hak getire... Zaten konuştuğum insanlar da değişsin diyor ama mahalleyi terk etmek zorunda kalmak da istemiyor. Dönüşüm AŞ’nin tüm çağrılarına karşın katılım son derece az olmuş. İnsanlar güvenmiyor, üstelik AKP’ye oy vermiş olanlar bile. “Elimizden alacaklar bu mahalleyi, zenginlere yeni konutlar inşa edecekler, gücümüz yetmeyecek buralara inşa edilecek sitelerde yaşamaya” diyorlar. Belki Onanç’ın da üzerinde çalıştığı gibi başka bir gelir ve paylaşım modeli. Mülk sahiplerinin Dönüşüm AŞ’ye ortak olmaları, karar süreçlerine katılmaları... Ama kesinlikle rant kokan bu model değil. Bakalım operasyon gündeme başka neler getirecek? Merkez topu Fed’e atıyor Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından sonra yapılan açıklamada faiz oranlarının değiştirilmede devam ettirilmesi kararını yorumlayan İntegral Menkul’ün Analiz Raporu’nda, “TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın faiz koridorunu kullanmaya de vam edecekleri yönündeki açıklaması sonra sı faizlerde değişiklik yapılmaması TCMB’nin Fed’i beklemeye aldığı ve en yakın faiz koridoru müda halesinin 2014’e sarktığı şeklinde yorumlanabilir” ifadesine yer verildi. Rant, Rüşvet, Yolsuzluk... iki taraf yine kazanmaya devam edeKonu ile ilgilendiğimi bilen Gülseren lim” demeye getiriyor Akdoğan. Onanç 10 gün kadar önce beni aradı. Kentsel rant o denli fazla ki herkese “Gel beraber Fetihtepe Mahallesi’ni gezelim, oradaki insanlarla konuşalım” ziyadesiyle yeter... dedi. Sokak sokak dolaştık. Onanç, kmeydanı’ndaki CHP’nin Beyoğlu aday adaylarından. kentsel dönüşüm Aynı zamanda Parti Meclisi üyesi. Eski İşte bunlardan biri de yeni kentsel KAGİDER Başkanı. Tuttuğunu kopartan dönüşüm alanı ilan edilen Okmeydanı. bir kadın. Adaylığı kesinleşmemesine Mayıs ayında Okçular Tekkesi’nin karşın seçim bölgesi ile ilgili önemli açılışında Başbakan Erdoğan’ın çalışmalar yapıyor. Sorunları iyi tespit Okmeydanı’nı yenileme sözü ver etmiş. Çözüm odaklı olduğu için de mesiyle birlikte yatırımcılar gözünü hemen ortaya somut önerilerini sıralıbölgeye dikti. Bir yanda bölgede eski yor. “AKP’nin son dönemde İstanbul’a binaları almak için arayış içine giren bakışını en iyi özetleyen yerlerden biri yatırımcılar, öte yandan bölgede ya de burası” diyor. Mahallede yaşaşayan halkın ve mülk sahiplerinin 30 yanların bir kısmı Sivas’tan bir kısmı 40 yıldır bir türlü çözülemeyen tapu Giresun’un Alucra köylerinden. Uzun sorunu... Okmeydanı’nda 1 milyon yıllar önce göçmüşler ama çoğunun 650 bin metrekare arazi üzerinde elinde tapu yok. Kentsel dönüşüm gerçekleştirilmesi planlanan kentsel için düğmeye basılmasının ardından dönüşüm projesi kapsamında dört Beyoğlu Belediyesi’nin kurduğu Dömahalle yer alıyor: Piyalepaşa, Fe nüşüm AŞ ahaliye şartlı tapu dağıttihtepe, Kaptanpaşa ve Keçecipiri maya çalışıyor. Tapu fiyatları 1012 mahalleleri. 80 bin kişinin yaşadığı bin TL arasında değişiyor. Oturduğu bölgede yaklaşık 4 bin 500 dükkân dairenin tapusunu almak isteyen bu ve 5 bin 300 binanın yıkılarak yeniden parayı ödeyecek ama karşılığında kat mülkiyetini almayacak, sadece arsa inşa edilmesi planlanıyor. O Buna ek olarak, Asya’nın söz konusu “yükselen piyasa ekonomilerinde” ortalama büyüme hızının 2013’te yüzde 5.2; 2014 için ise yüzde 5.4 olarak tahmin edilmekte olduğunu belirtelim. Dolayısıyla, 2013 boyunca “rakip piyasaların” döviz kurunda Türkiye’ye görece daha düşük miktarlarda aşınma yaşayarak, cari işlemler açıklarını daha düşük boyutlarda tutabildiklerini ve göreceli olarak da daha yüksek büyüme yakaladıklarını belirtelim. “Türk ekonomisinde ekonomik mucize” savlarının şimdilik ancak gazete manşetlerinde kaldığını vurgulamakla yetinelim. HHH Son olarak, gene MB’nin “iyimser tahminine” geri dönersek... MB üst yönetimince “arzu edildiği” üzere, yılın son iki haftasında Türk finans piyasalarına birdenbire yoğun bir ilgi olduğunu ve yoğun sermaye girişleri altında dolar kurunun aniden 1.92’ye çekildiğini varsayalım. Bu gerçekten arzu edilen bir gelişme midir? Dolar kurunda iki hafta içerisinde (TL lehine) böylesine bir dalgalanmanın yaratacağı oynaklığın ve belirsizliğin reel ekonomide ve özellikle sanayide üretim ve ihracat üzerine etkileri ne olacaktır? Türk sanayisi dolar kurunda iki hafta içerisinde bu düzeyde şiddetli bir reel değerlenmeyle karşılaşırsa, bunu kaldırabilir mi? Merkez Bankası’nın oynaklık ve belirsizlikler çağrıştıran bu tür tahminleri fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefleriyle ne derece bağdaşıyor? Bu konuyu gelecek hafta yeniden ele almak arzusundayım. .................................... (*) Peterson Institute for International Economics, Policy Brief, “Estimates of Fundamental Equilibrium Exchange Rates”, Kasım 2013. Bernanke: MB’ler hesap verebilir olmalı ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke, görevinden ayrılmadan önce verdiği son mesajlarında merkez bankalarının hesap verebilir olması gerektiğini söyledi. Federal Rezerv Kanunu’nun kabul edilişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuşan Bernanke, Fed’in görevini etkin bir şekilde yapabilmesinde açıklık ve iletişimin önemine değinerek, şeffaflığı artırma politikasının aynı zamanda kendi kişisel hedefi olduğunu da kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle