17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ARALIK 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER BDP’li vekillerle ilgili kararı değerlendirdi, Balbay’la aynı statüde olduklarını söyledi 5 sonra bir gece sahte pasaportla yurtdışına kaçtı. Artık sürgün yılları başlamıştı... Sevdikleri geride, özlemleri, sevdaları yüreğindeydi... İlhan Taşcı, röportajında şöyle diyor: “1993 yılında bir gece vakti, mülteci yaşantısının sırtına yüklediği acılar ve kayıplarla geri döner Sarp Kuray... Döndükten sonra ‘16 Haziran Örgütü’nün tek kişilik lideri olarak yargılanmaya başlar...” HHH Yargıtay’ın bozduğu 20 yıl istenen davada yaşam boyu hapis cezası verilir. Oysa ilk yargılamada beraat etmiştir... İkinci yargılamada 12 yıl ceza alır... Sarp, davalar sürecinde kendisini pinpon topuna benzetir... Yıllardır Sincan zindanında... Sarp Kuray, yazdığı ve düşündüğü için gazetecilerin, avukatların, aydınların, özgürlük isteyen gençlerin devlet terörüyle nasıl karşı karşıya kalıp zindanlara atıldığını, öldürüldüğünü izlediğini söylüyor. Diyor ki: “Devlet fitne üretiyor!” Haksızlığa karşı direnmek suç sayılıyor bu ülkede! Sarp Kuray’ın kızı gazeteci Zeynep de babası gibi yattı içeride ve çıktı... Şimdi tutuksuz yargılanıyor... Doğru! Yollar yürüye yürüye, kurşun ata ata, ceza yata yata bitiyor... HHH Binlerce insanımızı yitirdik 30 yıl içinde... Binlerce insanımızı zindanlara attık... Genç ölüler mezarlığı oldu ülkemiz. Sarp gibi zindanlarda unutulan çok kişi var... Ağır hastalar, sakatlar! Baskılara, haksızlıklara, zulme başkaldırmak, demokratik bir çığlıktır! Yazımın başında 90’lı yılları anlatırken, zindanlardaki katliamları, kanlı sürgünü, 2000’in başındaki Hayata Dönüş Operasyonu’nu da içine koyuyorum... Sonra pencereden dışarıya bakıyorum... Simsiyah bir gökyüzü ve yağmur! Havanın havaya vururken çıkan sesinin yankısıyla irkiliyorum. O genç ölümleri... Biliyorum, paramparça heceler kalacak bizden geriye kara topraklarda... Alan: Hukuk nerede B alyoz davasında 18 yıl hapse mahkum edilen MHP milletvekili Engin Alan ile dün Sincan F Tipi Cezaevinde görüştük. İstanbul’da hasta yatağındaki annesini özel izinle ziyaret etmiş, önceki gün Sincan’a geri dönmüştü. Akciğer kanseri tedavisi devam ederken iki stent takılan annesi, son olarak da diyaliz makinesine bağlandı. Onunla geçirdiği birkaç saati kısaca şöyle anlattı: “Tatsız bir durumda. Elini tuttuğumda sanırım beni duydu, ‘oğlum’ dedi. O da bana yeter...” Ölürüm de ‘af’ demem bile. Bu ülkede hukuk diye bir şey yok. Geçenlerde bir yorumcu söyledi, ‘Artık işin çözüleceği yer Meclis’tir’ diye. Nitekim oraya doğru da gidiyor. Şimdi BDP ve PKK kıyameti koparacak. Ondan sonra da mesele Meclis’e gelecektir. TMK ve TCK’de, anayasada değişiklik yaparak düzeltmeye çalışacaklar.” Alan, bu arada kendi statüsüne iliş kin de bugüne kadar üzerinde durulmayan önemli bir noktaya dikkat çekti: “Bakın annemi ziyarete giderken verdikleri izin kâğıdında ‘hükümlü’ demiyor . ‘Hüküm özlü’ yazıyor. Nitekim buradaki sta Son günlerde Ergenekon, Balyoz ve KCK sanıklarını kapsayacak bir “siyasi af” çok yoğun olarak konuşulur hale geldi. Alan’a bu beklentileri hatırlattığımızda yanıtı çok net: “Ölünceye kadar yatarım da af demem. Hiç umurumda değil. Vız gelir. Kimse annesinin karnından milletvekili olarak doğmuyor.” itibarıyla ihlal başladı’ diyor. Peki, üç senedir süren bu ihlali yeni mi fark ettiler? Neden bu ölçüsüzlüğe, hak ihlaline bugüne kadar göz yumdular? Haberal ve Balbay başvuralı 13 ay oldu. Bu ihlali dün mü gördüler? Bir tuhaf durum. Bunun adı hukuk falan değil! Yargılanmam da böyle oldu. Bir hâkim bıraktı, bir diğeri aldı. Aynı kitabı, aynı yasayı okumuyor musunuz diye sordum mahkemede. Gerçekten hukuk devletini özlüyoruz bu ülkede.” Sarp Kuray’ın Tek Kişilik Örgütü!.. Binlerce insanı yok edenler, binlerce insanı zindanlara atanlar... Gençlerin umutlarını çiğneyip geçenler, operasyon yapanlar, suçsuz insanları “örgüt üyesi” yaftasıyla yargılayanlar... Hak, hukuk, adalet diyenler! Önyargı, vicdan gibi kavramları unutup özgürlük ihlali yapanlar... Acaba geceleri yataklarında rahat uyuyabiliyorlar mı? Çokbilmişler ülkesinde yaşadığımın elbette farkındayım... Her konuda ahkâm kesenler, siyaseti, ekonomiyi bilmedikleri halde yazıp çizenler, konuşanlar, yorum yapanlar... Sapla samanı karıştıranlar... Demokrasi ve özgürlük mücadelesi verdiklerini söyleyenler... Kendileri gibi düşünmeyenleri yıldırmak için gözdağı verenler, polise muhbirlik yapıp “Falancayı da gözaltına alın” diyenler toplumun karşısına nasıl çıkıyorlar hâlâ! Utanmak yok, arlanmak yok! Ne demeli bunlara! Şebek desen, şebeğe bile benzemiyorlar. HHH Zamanaşımına üç ay kala JİTEM’li MİTEM’li, Yeşil’li Musa Anter cinayeti, bir gün kala Bahtiyar Aydın suikastı... Nedense bunları unuttuk çoktan! İnkâr edilen JİTEM, komutanların komutanları öldürmesi, dava dosyalarına girdi... Albay Çillioğlu’nun öldürülmesi, Eşref Bitlis Paşa’nın uçağının düşürülmesidüşmesi, buzlanma şu bu ve teröre kurban gittiği söylenen Albay Rıdvan Özden... Ve cinayetler zinciri... O 90’lı yıllar, ölümler, acılar, hüzünler. Sarp Kuray 68 kuşağından bir deniz teğmenidir... Kuray, bugün Sincan zindanında yatıyor... 1969 yılında YAŞ kararıyla donanmadan ihraç edilen, aradan bunca yıl geçmesine karşın devrimci ruhunu sürdüren, bedel ödeyen Sarp, zindanda unutulanlardan. Arkadaşımız İlhan Taşcı, Sarp Kuray’la “mektup”la röportaj yaptı... Kuray, 1980 darbesinden CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın Anayasa Mahkemesi’nin seçilme hakkının ihlali gerekçesiyle verdiği ihlal kararı ile tahliye edilmesinin ardından, siyaset ve yargı dünyasındaki genel beklenti, “tutuklu” statüsündeki 5 BDP’li vekilin de tahliye edilmesi gerektiği yönündeydi. Tek dışarıda kalacak isim olarak ise hakkındaki mahkumiyet kararı Yargıtay tarafından onanan Engin Alan görünüyordu. Bu konulara bakışını öğrenmek için görüşme odasında kendisini beklerken haberi ondan aldık: “Az önce televizyon altyazı geçti. Diyarbakır’daki mahkeme iki BDP’linin tahliye talebini reddetmiş!” Kararı nasıl bulduğunu sorduğumuzda, “Meselenin özünün hukuki değil, siyasi olduğu bir kez daha görüldü” dedikten sonra şöyle devam etti: “Bir yorum yapmak istemem. Sadece şunu söyleyeyim. Eğer ben dışarıda olsaydım, onlar da salıverilirdi... Artık Türkiye’de bir şeyleri görmenin, değerlendirmenin zamanı geldi de geçiyor Hukuk diye bir şey var mı? tüm de öyle. Çünkü Yargıtay’daki süreç henüz bitmiş değil. Avukatlarımın Yargıtay’a yaptıkları itirazlar var. Yargıtay kararı henüz tebliğ edilmiş değil. İlk derece mahkeme kararı geçerli hâlâ. Yani hukuken Mustafa Balbay ile ben aynı statüdeyim. Hiçbir fark yok aramızda. Hukuksa herkese aynı olmalı. Peki, oluyor mu? Hayır.” İhlali yeni mi fark ettiniz? Yüksek yargının tutuklu milletvekilleri konusundaki “yavaşlığına” da dikkat çeken Alan şu eleştiriyi getirdi: “Anayasa Mahkemesi kararı ne diyor? ‘12 Haziran 2011 itibarıyla yani biz milletvekili seçildiğimiz an Balyoz davasında 237 asker mahkum oldu. Engin Alan, sohbetimiz boyunca birkaç kez kendi durumunu mahkumiyet kararı verilen diğer 236 isimden ayırmadan konuşmaya özen gösteriyor: “Balyoz denen bu olay, hayallerde bile olmayan bir şey. 237 Dreyfus yarattılar. Nasıl ki 1894’teki Dreyfus davasını hâlâ konuşuyoruz. Bu askerlerin durumu da 2194’te bile konuşulacak. Yüzlerce subay hapiste çürürken beni çıkarsalar ne olacak? Hapis falan umurumda değil. Ama Türk ordusuna yapılan haksızlık canımı yakıyor. Kendi ordusunu düşman ilan eden bir ülke olabilir mi? Hangi ülke, hangi millet kendi ordusuna hem ‘terörist’, hem ‘darbeci’, hem ‘casus’, hem ‘fuhuşçu’, hem ‘suikastçı’ hem de şucu bucu sıfatlarını aynı anda yakıştırıyor? Adaletin, hukukun kalmadığı bir ülke, hayatını nasıl sürdürebilir? Bu toplum, bu millet birbirine böyle bakarak bir yere varamaz.” 237 Dreyfus yarattılar YARIN: ÇÖZÜM SÜRECİ NEREYE GİDER? Aday tartışması büyüyor AYŞE SAYIN İNCE: PARA BULAMADI, CHP’DEN ADAY AKKİRAZ: MAHALLEMDEN ÇOCUKLARI ÖLDÜRDÜLER ANKARA CHP yönetiminin adaylık önerisi götürdüğü MHP’nin 2009 Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı ve eski Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP’den adaylık kararını resmen açıkladı. Yavaş adaylığı kabul ettiğini, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na da “aracılar” aracılığıyla iletirken, CHP karıştı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Yavaş’ın “para olmadığı” için DP’den aday olamayınca ibreyi CHP’ye çevirdiğini savunarak, “Para bulursa belki hâlâ başka partiden aday olabilir” dedi. Yavaş’ın adaylığını Twitter’dan “hayırlı olsun” diye duyuran Kılıçdaroğlu’nun “sağ” kökenli danışmanı Şükrü Karaca bu mesajı nedeniyle tepki görünce istifa etti. CHP’nin Ankara için iki kez adaylık önerisi götürdüğü Yavaş, BBP ve DP’den adaylık arayışlarından sonuç alamayınca, CHP’de karar kıldı. Yavaş, CHP yönetiminin geçen hafta yeniden götürdüğü öneri üzerine hafta sonu Beypazarı’nda yakın çevresiyle toplantılar yaparak, kararını netleştirdi. Yavaş, dün Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın programına katılarak “Kararımı verdim, CHP’den aday olmak istiyorum” dedi. Seçimi kazanma konusunda endişesi olmadığını belirten Yavaş, “Melih Gökçek’le didişmeden, sadece projeleriyle konuşacağını” ifade etti. Kulislerde Yavaş’ın, kararını “aracılar” vasıtasıyla ilettiği Kılıçdaroğlu ile yüz yüze görüştüğü de iddia edildi. Ancak parti kaynakları bu bilgiyi doğrulamadı. Yavaş’ın parti tüzüğünün 12. maddesi gereği hafta içerisinde CHP’ye üye yapılması, MYK’den geçtikten sonra da 22 Aralık’taki PM toplantısında sürecin tamamlanması öngörülüyor. Ankara için aday adaylığını açıklayıp çalışmalara çok önceden başlayan Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka ise “Biz eksi 9 derecelerde de sahada çalışmaya devam ediyoruz. Karar Genel Merkez’in işidir” diye konuştu.. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Sabahat Akkiraz: [email protected] C Ben nasıl oy isterim? HP milletvekillerinin büyük bölümü Muharrem İnce’nin aday olmasını savunurken Yavaş’ın adaylığı tepkiye yol açtı. CHP grubunda sadece Yavaş’a değil, Adana’da, Hatay’da MHP ve AKP’li aday gösterilmesi eğilimi partide çatlağa yol açtı. Twitter üzerinden tepkisini ortaya koyan İstanbul milletvekili Sabahat Akkiraz, kardeşi olan danışmanı aracılığıyla Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, geçen ekim ayında Kılıçdaroğlu ile adaylar konusunda görüşme yaptıklarını ve özellikle Alevi kesimin çekincelerini ilettiğini belirtti. Kılıçdaroğlu’nun ise “Adayların niteliklerine bakıyoruz, etnik ve mezhepsel kimliklerine bakmıyoruz. Biz her iki oydan birini Alevilerden alıyoruz” dediğini anlatan Akkiraz, “Ancak geldiğimiz noktada bakıyoruz ki, adaylar hep sağdan referanslı, bizi sağ adaylara mahkum ediyorlar. Oysa bizim sol kadrolarımız var ve biz bu CHP kadrolarıyla başarılı sonuçlar elde ettik” dedi. Mansur Yavaş’ın “sıradan” bir isim olmadığını, MHP ile özdeşleşmiş bir kişi olduğuna işaret eden Akkiraz, “Kendisi Bahçeli’yi partiyi CHP’lileştirmekle suçlayan bir şahsiyet, böyle birini 6 okun altına almak son derece üzücü” diye konuştu. CHP’nin 5 yıldır aday belirlemek için neden hazırlık yapmadığının ve Yavaş’a mahkum edildiğinin sorgulanması gerektiğini belirten Akkiraz, “En üzüldüğüm nokta şuydu, benim mahallemde çocuklar vuruldu ve bu çocuklar sol görüşlerinden dolayı vuruldu. Şimdi bu çocukları öldürmüş zihniyetten bir aday için nasıl oy isteyebilirim?” görüşünü dile getirdi. BALBAY, BDP’LİLERE RET KARARINI YORUMLADI Kursağımda kaldı ANKARA (Cumye düşündüm. Hatta bu huriyet Bürosu) 4 konuda ‘ilk hayrımız sayıl 278 gün tutuklulunırım BDP’li vekillere ğun ardından Anayadokunacak’ dedim. sa Mahkemesi’nin verAdalet zeminini dadiği kararla geçen hafha da genişletmek için ta tahliye edilen CHP İzçaba harcarım diye dümir Milletvekili Mustaşündüm. Sayın Mecfa Balbay, kendisinin arlis Başkanı Cemil Çiçek dından tahliye talebinde ile de bu çerçevede göbulunan 3 BDP’li milletrüştüm. Ancak, şu anvekilinin taleplerinin geda haberi alınca çok Mustafa Balbay açık söyleyeyim, heyeri çevrilmesini, “Heyecanım kursağımda kalcanım kursağımda kaldı” diye yorumladı. Milletvedı.” Ret kararını bir “usul hatakili adayı olduğu dönemki orsı” olarak görmek istediğini vurtamda kamuoyunda, “Ergenegulayan Balbay “Anayasa Mahkon sanıkları seçilseler de bıra kemesi kararı emsal olmayakılmazlar, ama süreç nedeniycaksa ne olacak? Gerekçeli kale BDP’li vekillerle birlikte ser rarı görmediğim için daha net best kalabilirler” görüşünün tar bir değerlendirme belki yapatışıldığını anımsatan Balbay, şöy mıyorum, ama dileğim o ki, le konuştu: “‘Önden onlar, sonra mahkeme sıklıkla yaptığı gibi ben çıkarım’ derken, Anayasa yerine getirilmesi gereken basit Mahkemesi’nin kararıyla ben bir usulü mesele yapmış olsun. önce çıktım ve ‘benden sonra O usul eksikliği giderildiğinde onlar çıkacak’ diye düşündüm. tahliye edilsinler ve bu özgürBaşka bir seçenek olmamalı di lük yolu genişlesin” dedi. İnce: Başka pazarlıklar var avaş’ın öneriyi kabul etmemesi halinde aday gösterilmesine kesin gözüyle bakılan Muharrem İnce, Yavaş’a çok sert tepki gösterdi. Bu konudaki görüşlerini pazar günü adayların netleşeceği PM’de ayrıca dile getireceğini belirten İnce, “Amaç, başka partiden gelen adaylarla partiyi kalkındırmak olmamalıdır. Amaç parti tabanını sağlam tutup, başka partilere güven vermek olmalıdır” diyen İnce, “Bir siyasi karar alıyorlar, bu kararın doğru olup olmadığını, 30 Mart’ta göreceğiz. Siyasette iki ile ikinin toplamı 4 yapmaz. Siyasetin matematiği değil, mantığı vardır. AKP li belediye başkanını aday yapmayı düşünmek, partinin iddialarından vazgeçilmesi demektir. Demek ki 5 yıldır Hatay CHP’deymiş! Ya da AKP’nin belediyeleri başarılıymış... CHP’ye seçim kaybettirmiş olanlar, bugünse CHP’nin kurtarıcısı oluyorlar” dedi. MHP’yi “Partiyi CHP’lileştiriyorsunuz” diye eleştiren Yavaş’ın bugün partinin “kurtarıcısı” gibi sunulmasını içine sindiremediğini belirten İnce, Yavaş’ın adaylığının altında “başka pazarlıklar” yattığını belirterek, “BBP’ye gitmiş reddedilmiş. Demokrat Parti’ye gitmiş, kampanya masrafının karşılanması için ancak genel merkez satılırsa olabilirmiş, bu da olmaz denmiş. Sırada CHP var... İçler acısı bir durum. Hâlâ, parayı bulursa, belki başka partilerden aday olabilir” dedi. Y Durak’tan dönüş Adana’da yolsuzluklar nedeniyle görevinden alınan ANAP, DYP ve son olarak MHP’den belediye başkanlığı yapan Aytaç Durak’a CHP tabanı ve örgütlerin yanı sıra Adana milletvekillerinin tepkisi üzerine CHP yönetiminde aday yapılmaması görüşü ağırlık kazanmaya başladı. Aralarında Genel Başkan Yardımcısı ve Adana milletvekili Faruk Loğoğlu’nun da bulunduğu Milletvekilerinin, “Durak, 25 yıldır belediye başkanlığı yaptı, ama Adana’ya ne yaptı? Öncelikle bu sorgulanmalı” sözleriyle karşı çıktıkları belirtildi. Durak’ın aday olması halinde “istifa” resti çeken Adana Milletvekili Ümit Özgümüş’ün adı adaylık için ön plana çıktı. MHP de Yavaş’a tepkili ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mansur Yavaş’ın CHP adaylığına, önceden mensubu olduğu MHP yönetiminden de sert tepki geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı MHP Semih Yalçın, Yavaş’ı “ilkesiz ve Makyavelist” olmakla suçladı. Yalçın yaptığı yazılı açıklamada, şu görüşlere yer verdi: “Şu günlerde, mensubu olduğunu söylediği Milliyetçi Hareket’le alakası olmayan bir siyasi partiyle belediye başkan adaylığı için flört eden biri de, ilkesizlik ve Makyavelizmde Melih Gökçek’in izinden gitmektedir. Söz konusu belediye başkanı aday adayı, kendi yanlışlarını görmezden geldiği gibi, Melih Gökçek üzerinden MHP’ye yönelik suçlamalarını sürdürmektedir. Böyle birinin, fikir, ülkü ve prensip partisi olan MHP’yi suçlamaya hiç hakkı yoktur; bu haddi de değildir.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle