23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2013 SALI 4 HABERLER Diyarbakır 5. ve 6. Ağır Ceza Mahkemeleri aldıkları kararlarla kamuoyundaki beklentileri boşa çıkardı Tutukluluk Çıkmazı Anayasa Mahkemesi’nin, terör suçlarında tutukluluk sürelerinin sınırını 10 yıl olarak kabul eden hükmü demokratik hukuk devletinde kabul edilemeyecek kadar uzun bulması üzerine, AKP iktidarının bu süreyi 7.5 yıla indirecek yeni bir düzenleme içine girdiği, Emine Kaplan’ın önceki günkü Cumhuriyet’te yayımlanan haberinde bildiriliyordu. Sonda söylenecek olanı baştan belirtelim: Yedi buçuk yıllık tutukluluk süresi de demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan, günümüz evrensel ölçütlerine ve vicdana sığmayan bir uygulamadır. Bunun 12 yıl gibi makul sürelere çekilmesi gerekmektedir. Uzun sürelerin haklı bir gerekçesi olamaz. Davaların uzun sürelere yayılması ve adalet aygıtının yavaş yürümesinin ceremesini sanıklar tutuklu olarak çekmemelidirler. Bu arada yine pazar günü Hürriyet’te çıkan bir haber, Türkiye’de uygulamanın nasıl işlediğini ve şu anda nerede olduğumuzu gayet güzel bir şekilde gözler önüne sermekteydi. Manşetten “Şimdi hâkim düşünsün” diye verilen haberde başlığın hemen altında şöyle deniyordu: “Anayasa Mahkemesi özgürlükler yolunda örnek olacak bir karar daha verdi: Hâkim tutuklama kararlarında somut gerekçe yazacak.” HHH İşin ilginç yönü, tutuklama veya tutukluluk halinin devamına karar veren hâkimlerin kararlarının ayrıntılı gerekçelerini de yazmaları, zaten uyulması gereken yasal bir zorunluluk. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda müteaddit kararı bulunmakta. Ne var ki bizde ağır cezalık davalarda tutuklama, otomatiğe bağlanmış bir önlem olarak, ince eleyip sık dokumadan başvurulan bir yol haline gelmiş bulunmakta, tutuklama kurumu da artık önlem olmaktan çıkıp yargısız infaza dönüşmektedir. Yargıçlarımız da çoğu zaman tutuklama kararlarını otomatiğe bağlanmış, kalıplarla geçiştirmekte, gerçekten gerekçelendirmek zahmetine bile katlanmamaktadırlar. Herkesin gözü önünde cereyan etmiş olan Ergenekon, Balyoz, Odatv ve KCK davaları gibi davalar, bu konudaki büyük aksaklıkların, suiistimallerin kanıtlarıdır. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Feridun Yenisey ile Prof. Ayşe Nuhoğlu’nun “Türkiye’de Tutuklama Uygulamaları ve Tutuklamada Savunmanın Rolü” adlı son derecede ilginç bir araştırmaları var. Kartal, Çağlayan ve Bakırköy adliyelerinde 800 dosya üzerinde yapılan araştırmada ortaya çıkan bazı hususları, uygulamanın Türkiye’deki gerçek yüzünü göstermek üzere aşağıya alıyorum. HHH Araştırmada incelenen ve sonuçlanan dosyaların yalnızca yüzde 3’ünde savcıların gerekçe göstererek tutuklama talebinde bulundukları, herhangi bir gerekçe göstermeden yapılan tutuklama taleplerinin yüzde 97 oranında olduğu saptanmıştır. Hâkimler büyük oranda (yüzde 97) tutuklama taleplerini kabul etmektedirler. Tutuklama talebinin reddedildiği hallerde savcıların sadece yüzde 44’ü itiraz etmekte, yüzde 56’sı ise kararın üstüne gitmemektedir. Savunma avukatlarının ise 30’u tutuklama kararına itiraz etmiyor ya da yeterli savunmayı gerçekleştirmiyorlar. Tutuklama kararlarının yüzde 95’i henüz ilk soruşturma aşamasında veriliyor. Mahkeme sırasında verilmiş tutuklama kararı yüzde 5. Tutuklama kararları incelendiğinde, dosyaların yalnızca yüzde 9’unda hâkimler tarafından kuvvetli suç olgusu gösterildiği müşahede ediliyor. Tutuklama kararı verilirken, savunma makamının (müdafi) oturumda bulunması zorunluluğuna rağmen kararların yüzde 11’inde bu zorunluluğa uyulmuyor. Türkiye’de ortalama tutukluluk süresi 314 gündür. Prof. Dr. Feridun Yenisey’in de belirttiği gibi tutukluluk kararının denetimi konusunda anayasal eksiklikler var. Bu eksiklikler yüzünden, normal olarak ortalama 314 gün olan sürelerin, özelikle kimi siyasal davalarda nasıl uzadığını görüyoruz. Eğer iktidar samimi ise tutukluluk kurumunu yeniden düzenleyecek girişime önayak olabilir. Haydi beyler! Yakınmayı bırakıp kolları sıvayın! BDP’lilere tahliye yok MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Anayasa Mahkemesi’nin CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın “tutukluluğunun makul süreyi aştığı ve seçilme hakkının ihlal edildiği” yönündeki kararına karşın 5 tutuklu BDP milletvekilinin tahliye talebi Diyarbakır 5. ve 6. Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından reddedildi. Mahkeme, AYM’nin Balbay kararının bireysel olduğunu, emsal teşkil etmeyeceğini savundu. Avukatlar üst mahkemeye itiraz edecek. AYM’nin Balbay’ın “tutukluluğunun makul süreyi aştığı ve seçilme hakkının ihlal edildiği” yönündeki kararının ardından BDP Hukuk Komisyonu ile Diyarbakır Barosu, BDP Van Milletvekili Kemal Aktaş, Şırnak milletvekilleri Faysal Sarıyıldız ve Selma Irmak, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve Şanlıurfa Milletveki u AYM’nin, Balbay’ın “tutukluluğunun makul süreyi aştığı ve seçilme hakkının ihlal edildiği” yönündeki kararının ardından BDP’li 5 tutuklu vekilin yaptığı tahliye başvurusu mahkeme tarafından reddedildi. Mahkemeler, hukukçuların değerlendirmeleri ve savcının tahliye yönündeki görüşüne karşın Balbay hakkındaki kararın emsal teşkil etmeyeceği gerekçesiyle tutukluluğun devamına karar verdi. li İbrahim Ayhan’ın tahliyesi için yargılandıkları Diyarbakır 5 ve 6. Ağır Ceza Mahkemeleri’ne başvurmuştu. Bir haftadır süren değerlendirmelerinin ardından mahkemeler dün, çok tartışılacak kararlara imza attı. Savcılığın, “Daha fazla hak ihlaline uğramamaları için AYM’nin gerekçeli kararı beklenmeden tahliye edilmeleri” yönünde görüş bildirdiği BDP milletvekilleri İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım için Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, oyçokluğuyla tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme heyetinden bir üye karara muhalefet şerhi koydu. Van Milletvekili Kemal Aktaş ile Şırnak milletvekilleri Faysal Sarıyıldız ve Selma Irmak’ın dosyalarını inceleyen Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise mahkeme savcısından görüş istedi. Savcılık, mahkemeye olumsuz görüş bildirerek, milletvekillerinin tutukluluk halinin devam etmesi gerektiğini belirtti. Bunun üzerine 6. Ağır Ceza Mahkemesi de 3 milletvekilinin tutukluluk halinin devamına karar verdi. erekçe: Karar emsal değil Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin BDP milletvekilleri İbrahim Ayhan ve Gül G ser Yıldırım ile ilgili gerekçeli kararında ise AYM’nin kararının emsal teşkil etmediği savunuldu. Gerekçeli kararda, “Bireysel başvuruya ancak kişisel ve güncel bir hakkı doğrudan etkilenenler başvuruda bulunabileceğinden, bu başvuru ile ilgili ortaya çıkacak Anayasa Mahkemesi kararı da bu kişi ve başvuruya konu idari ve adli karar veya işlem açısından geçerli ve bağlayıcı olacaktır” denildi. Gerekçeli kararda AYM’nin Balbay kararının BDP milletvekilleri Ayhan ve Yıldırım için “doğrudan veya dolaylı bir sonuç doğurmasının mümkün olmadığı” savunularak tahliye talepleri reddedildi. BDP Milletvekilleri İbrahim Ayhan ve Gülseren Yıldırım’ın avukatı Servet Özen, müvekkilleri ile yapacakları görüşmenin ardından bir üst mahkemeye itiraz başvurusunda bulunacaklarını belirtti. BDP: SUSMAYACAĞIZ Sorumlu yargıçlar değil, AKP BDP’li vekillerin başvurusunun reddedilmesinin ardından açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Kışanak, AYM’nin kararının bağlayıcı olduğuna işaret ederek, ‘Karar siyasidir’ dedi. Açıklamada bu kararın siyasi ortağının hükümet olduğu belirtildi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP eş genel başkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş, tutuklu milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddedilmesine yaptıkları yazılı açıklamayla sert tepki gösterdi. Kışanak ve Demirtaş, “Bu karar bir hukuk skandalıdır, bir çifte standarttır. İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletilmektedir. Bu karar karşısında asla suskun kalmayacağız” ifadelerini kullandı. Açıklamalarında tutuklu milletvekilerinin tahliye taleplerinin reddedilmesinin siyasi bir karar olduğunu, siyaset yapma hakkını ve halk iradesini hiçe saydığını vurgulayan Demirtaş ve Kışanak şöyle dedi: “Anayasa Mahkemesi’nin Sayın Balbay’la ilgili olarak vermiş olduğu karar hiçbir tartışma götürmeksizin bağlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Bu karar tüm seçilmişlerin serbest bırakılmasını emretmektedir. İdare ve yargı organları bu karara koşulsuz uymak zorundadır.” Yargı tarafından tutuklu BDP’li vekiller ve siyasetçilerine karşı açıkça hasmane bir tutum izlendiğini ifade eden ve kararı “hukuki değil siyasi bir karar” olarak niteleyen Demirtaş ve Kışanak, “İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletilmektedir” dedi. Kararın çözüm sürecini tıkayabileceğine dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Halk iradesini ayaklar altına alan bu kararın siyasi ortağı hükümettir. Hükümet ‘yargının işidir’ diyerek kendisini soyutlayamaz. On bine yakın siyasetçiyi cezaevine atan operasyonun siyasi kararını hükümet vermiştir. Özel yetkili mahkemeleri, AKP hükümeti kurmuştur. Yargıç ve savcılarını bu hükümet atamıştır. Dolayısıyla bu uygulama birkaç yargıcın değil, AKP hükümetinin uygulamasıdır. Bu nedenle hükümet sürdürülen siyasi yargılamaların da aynı zamanda sorumlusudur.” BDP’nin hukuki mücadelesini devam ettireceğinin ifade edildiği açıklamada, “Asla suskun kalmayacağız. Hem yargısal alanda hem de demokratik siyasi zeminde mücadelemizi sonuna kadar halkımızla birlikte yükselteceğiz” denildi. HDP Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü, yaptıkları ortak açıklamayla AYM’nin kararına karşın tutuklu BDP milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddedilmesini “darbe” olarak nitelendirdi. Açıklamada, “Bu tutumlarıyla Diyarbakır Mahkemeleri, yetki sınırlarını aşmıştır. Uzun ve haksız tutukluluk bir tür yargısız infazdır. Kürt halkı, kendisini vekillerinden ayıran ve siyasi iradesini yok sayan, demokratik siyaseti tıkayan ve Türkiye’yi kaosa sürüklemeyi göze alan bu kararı kabullenmeyecektir” ifadeleri kullanıldı. BDP’Lİ BEŞTAŞ: Kürtler üzerinden hesaplaşma MAHMUT ORAL DİYARBAKIR BDP milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddedilmesi hukukçuları isyan ettirdi. Hukukçular, mahkemelerin AYM kararını uygulamakla yükümle olduğunu vurguladı. Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Mehmet Emin Aktar, mahkeme ve savcıların tutumunu komedi olarak değerlendirdi. AYM’nin üst mahkeme olduğunu ve kararının tüm yargı organlarında bağlayıcı etkiye sahip olduğunu vurgulayan Aktar şunları söyledi: “Mahkemelerin KCK davalarına bakış açısını göz önünde bulundurduğumuzda bu sürpriz olmadı. Bu kararla bir kez daha ‘Kürt’e adalet yok!’ mesajı verildi.” BDP hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı avukat Meral Danış Beştaş da kararın “AKPcemaat” kavgasının bir yansıması olduğunu belirterekşöyle konuştu: “Türkiye’de hukukun herkese eşit olmadığı bir kez daha ortaya konulmuştur. Yargı kendi iç kavgasını maalesef Kürtler üzerinde, Kürt siyasetçileri üzerinden yürütüyor. Bu karar aslında ‘AYM’yi tanımıyoruz’ sonucunu çıkarmıştır. Bu suçtur, hukuksuzluktur. Hiçbir mahkemenin AYM kararını uygulamama lüksü yoktur. Birçok tarihsel süreç gibi bir kez daha Kürtler üzerinde kozlarını oynuyorlar. Kendi hesaplarını Kürtler üzerinden çözmeye çalışıyorlar.” Cezaevi önünde protesto AYM’nin uzun tutukluluk ve seçilme hakkının ihlal edildiği yönündeki kararının ardından CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın tahliye edilmesine karşın 5 tutuklu BDP milletvekilinin tahliye taleplerinin reddedilmesi BDP tarafından Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde gerçekleştirilen eylemle protesto edildi. Eyleme, BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, tutuklu milletvekillerinin yakınları, BDP Diyarbakır il eşbaşkanları Zübeyde Zümrüt ve Mehmet Emin Yılmaz ve binlerce BDP’li katıldı. Açıklama öncesi cezaevi girişi polisler tarafından zırhlı araç ve TOMA’larla ablukaya alındı. Eylemciler sık sık, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” ve “Yaşasın cezaevi direnişi” sloganları attı. Tutuklu milletvekillerinin aileleri adına konuşan BDP Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın yakını Şükrü Yaşar, halkın iradesiyle seçilen milletvekillerinin tamamen keyfi bir şekilde rehin tutulduğunu belirterek “Bu karar açık bir demokrasi ihlalidir. Barış sürecini sabote etmeye yönelik bu tutum, birlikte yaşamayı ve demokrasiyi baltalamaya yöneliktir” diye konuştu. BDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Emin Yılmaz ise, “Kürtlerin siyasal iradesini kırmaya dönük kirli niyet ve pratik sahibi siyasal iktidar ve bağlı erklerinin bu türden faşizan uygulamaları boşa çıkarılacaktır” dedi. BDP’li Meral Danış Beştaş ise “Türkiye’de hiçbir mahkeme Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşı çıkamaz. Kendi hukuklarını çiğniyorlar. Bize ‘bölücü’ diyenler, çifte hukuku dayatıyorlar. Bu siyasi bir karardır. Bunu kabul etmiyoruz. Kararı alan hâkimler hakkında HYSK’ye başvuracağız” dedi. (Fotoğraf: DHA) Süreci tıkar HDP: Hukuk darbesi BDP’li vekiller: Mahkemenin aldığı siyasi karara karşı AKP hükümetini göreve çağırıyoruz ÇELİK BDP KARARINI DEĞERLENDİRDİ Süreç sıkıntıya girer ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, tutuklu BDP’li vekillerin tahliye talebinin reddedilmesini “Çözüm sürecine hizmet etmeyecek ve hatta süreci tıkama potansiyeli taşıyan yargının bu siyasi kararı karşısınhükümeti göreve ve samimiyete BDP’li Buldan, “Bu da çağırıyoruz” diye eleştirdi. savcı ve hâkimlerin BDP grup başkanvekilleri İdris Bauygulamaları luken ile Pervin Buldan’ın TBMM’de nedeniyle binlerce düzenlediği basın toplantısına diğer BDP’li vekiller de katıldı. genç dağa çıktı. Buldan, tutuklu milletvekilleri Şimdi süreci hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza bozacak kararlara Mahkemesi’nin verdiği tahliye talepimza atıp binlerce lerinin reddine ilişkin kararın siyasi bir karar olduğunu ifade etti. gencin canına BDP’li tutuklu vekiller Hatip Dickast eden yine bu le, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, mahkemelerdir’’ Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş ve Gülser Yıldırım hakkında herhangi dedi. bir hüküm verilmediğini kaydeden Buldan, tutuklu vekillere isnat edilen fiilin siyaset yapmak olduğunu, bunun da düşünce, örgütlenme ve siyaset özgürlüğü kapsamında yer aldığını dile getirdi. Buldan, “Ancak buna rağmen vekillerimiz, diğer tutuklu siyasetçiler gibi yıllardır cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutulmakta, uzun tutuklulukla açıkça yargısız bir infaz yapılmaktadır” diye konuştu. Yargı tarafından BDP’li tutuklu vekillere yönelik açıkça hasmane bir tutum sergilendiğini kaydeden Buldan, kararın hukuk skandalı, çifte standart olduğunu kaydetti. İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletildiğini söyleyen Buldan, bu savcı ve hâkimlerin uygulamaları nedeniyle binlerce gencin dağa çıktığını belirterek “Şimdi süreci bozacak ka ‘Hukukta çifte standart olmaz’ BDPli vekillerin tahliye taleplerinin reddedilmesi kararına AKP’den “çifte standart” tepkisi geldi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “34 yıl hapis cezası almış CHP milletvekilini tahliye edip BDP’li milletvekillerini tahliye etmemek kamu vicdanını yaralayabilir. Biz AK Parti olarak bu çifte standardı kabul edemeyiz” dedi. Çelik, Kanal 24’te soruları yanıtlarken tutuklu BDP milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddedilmesine tepki gösterdi. Çelik, “Hukuk çifte standart kabul etmez. CHP’liye, BDP’liye, MHP’liye, AKP’liye farklı uygulanmaz. 34 yıl hapis cezası almış CHP milletvekilini tahliye edip BDP’li milletvekillerini tahliye etmemek kamu vicdanını yaralayabilir. Biz AKP olarak bu çifte standardı kabul edemeyiz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) rarlara imza atıp binlerce gencin canına kast eden yine bu mahkemelerdir” dedi. Barış süreci kapsamında İmralı ve Kandil’le görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydeden Buldan, “Bir taraftan bu olacak, bir taraftan da BDP’ye her türlü haksızlığı ve hukuksuzluğu reva göreceksiniz. Bu bizim kabul ettiğimiz bir yöntem değil. Dolayısıyla hükümeti uyarıyoruz: Böyle giderse bu süreç sıkıntıya girer” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da ret kararının mahkemenin tarafgirliğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Uzun tutukluluk sorununun çözülmesi amacıyla TBMM’de yürütülen tüm çabaların AKP tarafından reddedildiğini kaydeden Tanrıkulu, “Tamamen siyasi bir karardır” dedi. Meclis’te açlık grevi başlıyor Yurt Haberleri Servisi BDP’li iki milletvekilinin yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine Halkın Demokratik Partisi (HDP) harekete geçti. HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada tutuklu vekillerin serbest bırakılmaması sebebiyle parlamento binasında açlık grevine başlayacaklarını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle