18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2013 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR Fatma Bucak’ın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi 12 Ocak 2014’e kadar ARTER’de S İnsanın düşüş halleri anatçının bu sergi için yeni ürettiği video çalışmaları ve yakın tarihli işleri gerçek olanla olmayanın sınırında doğan hikâyeleri, izletiyor ve dinletiyor. Video çalışmasında Tuz Gölü üzerinde küçük taburelere oturmuş 13 kadın aynı yöne bakarak sürekli yorum yapmaktalar Hukuk Güvenliği mi Dediniz? Sevgili Mustafa Balbay. Hoş geldin “özgürlüğe.” Hoş geldin insan hayatının, insan onurunun yok sayıldığı, yalanın yüceltildiği, emeğin horlandığı, hırsızlığın mubah, içki içmenin ya da sevişmenin “günah” olduğu “özgür” dünyamıza. Ölümden, hücreden, zulümden, işkenceden, iftiralardan, tehditlerden, ikiyüzlülüklerden, sahte belgelerden, hukuksuzluktan geçip geldin ama çoğalarak geldin. Hoş geldin. Senden çalınan zamanı; karınla, çocuklarına yaşayamadıklarını; elinden alınan haklarını kine, öfkeye, intikama çevirmeden geldin. Hücrede tek başına ama yalnız olmadan geldin. Hoş geldin. Geçen pazartesi akşamı, telefon ve televizyonları başında hepimizi gözyaşlarına boğan “Babam değil mi o” şaşkınlığına, “Artık babam daha çok evde kalacak” deyişine, “Kâbus bitti” sevincine, “Balbay çıkacak yine yazacak” coşkusuna çıkageldin. Hoş geldin. Hani, “domuzdan kıl koparmak” misali, eziyeti ne denli uzatabilirsek uzatalım çabasındakilere inat, ayağının altına tuzak kuranlara inat, sen içerdesin diye ellerini ovuşturanlara inat, timsah gözyaşlarına, timsah kahkahalarına inat çıkageldin. Hoş geldin. Bu süreçte, Gülşah’ı daha iyi tanıdım; ona sevgim, saygım bin kat arttı. Bu süreçte kimi “gazeteci” denilenlerin de maskesini düşürüp geldin. Bu süreçte “Haklar yalnız bana, yalnız bana” diyenleri fena bozdun! Hoş geldin. NAZLI PEKTAŞ “Düşüşe Dair Bir Başka Hikâye Daha”, ARTER’de açılan üç sergiden biri ve Fatma Bucak’ın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi. Küratörlüğünü Başak Doğa Temür’un yaptığı sergiyi ARTER’in birinci katında izliyoruz. Sanatçının bu sergi için yeni ürettiği video çalışmaları ve yakın tarihli işleri gerçek olanla olmayanın sınırında doğan hikâyeleri izletiyor ve dinletiyor. Hatırlamak, unutmamak gibi değil. Şeyleri unutmayabilirsiniz, hatırlamayı çağırmazsanız eğer oralarda bir yerde hareketsizce durabilir bildikleriniz. Ama hatırlamak, tekrarlana tekrarlana dev bir rüyaya dönüşüp içine tüm çocukluk anılarınızı da alır ve sizi sık sık düşerken uyandırır. Fatma Bucak, “Düşüşe Dair Bir Başka Hikâye Daha” derken düşme anını mesken edinerek video performans üretimleri ve fotoğraflarıyla hatırlamala rı yeniden kadrajlıyor. “Four Ages of Woman Fall” başlıklı videoda Bucak, gerçeküstü kızıl bir doğada, dünyaya ilk düşenin kim olduğu sorusunu başka bir cevapla soruyor. İzleyiciye durmadan taş fırlatan birinin bir süre sonra çırılçıplak kızıl saçlı öfkeli bir kadın olduğunu fark ediyoruz. Cennetten yeryüzüne düşüşün metaforik bir manzara aracılığı ile kurgulandığı bu video; Kuran’daki şekliyle, beşeri varlığın kozmik kaderine ilişkin dramatik bir anlatıyı zamansal ve mekânsal olarak ters yüz ediyor. Video performans ve fotoğraflarında çoğunlukla kendini işe katan sanatçı, ailesinden kişileri ya da çekim yaptığı yörelerde yaşayanları da hikâyelerin bir parçası olarak işlerine dahil eder. Fakat üretimleri hakkında performans sanatına dahil olan işler demek bir hayli yanlış olacaktır. Zira sanatçı, hikâyelerini kurgularken ya da bilindik olanı müm kün olan başka bir dille yeniden üretirken performansı sürekli yeni imkânlar sunan bir malzeme olarak kullanır. Fatma Bucak, peyzajlarım dediği video görüntülerinde özyaşam öyküsünden damlayanları; toprakla, evle, kadın ve erkekle, içeride ve dışarıda olmayla örer. İşlerinin zeminini oluşturan şeffaflık, dinsel ikonografinin bilindik öğeleri ile tanıdık ama bir o kadar da tekinsiz bir mecra kurar. İşlerinde anlattıkları, terk edilmiş yerlerin ya da hiç gidilmemiş bilinmedik adreslerin içinde canlanır. Birbirini tamamlayan yeni olasılıkları dramatik bir dille anlatan bu hikâyeler, hakikatin içinde doğar. Sergiye girer girmez izleyeni karşılayan “Omme Vivum Ex Ovo Nomologically possible, anyhow” isimli 13 ekranlı video yerleştirmede; beyazlar giymiş, yüzünü göremediğimiz bir kadın (sanatçının kendisi) usanmadan beton blokların deliklerine, eteğindeki yumurtaları yerleştiriyor. Bu bir ritüel mi? Kadının elinde tuttuğu horoz ölü mü, kurban mı? Fatma Bucak, bu üretiminde de eski tarihli işlerinde olduğu gibi ritüelin iyileştirici tekrarından yaralanıyor. Yumurta metaforunu kullanarak bu mükemmel form aracılığıyla yaşam ve ölümü, içerisini ve dışarısını karşılaştırıyor. Adressiz yığın mekânla evi işaretlerken başlangıçları, yeni yaşamları, olanaksız gibi görünenleri hatırlatıyor. Belki de sorduğu, beton boşluklara ısrarla ve sabırla yerleştirilen yeni yaşamlar, coğrafyamızda yaşanan boşluklara tutunabilecek midir? “And then God blessed them” başlıklı iki kanallı video yerleştirme 2013 yazında Tuz Gölü’nde çekilmiş. Fatma Bucak, bu hikâyede kadın ve erkek arasındaki bildik hikâyeyi tersten okutuyor. Erkek kardeşi ile birlikte gerçekleştirdikleri performansta, cinsiyet ayrımcılığına odaklanarak kimin kimden üstün olduğu meselesini tek taraflı bir mücadele resmi içinde canlandırıyor. Tuz Gölü üzerinde, güç gösteren bir kadın ve direnen bir erkek. Bu yerleştirmenin bir diğer parçası olan “Suggested place for you to see it” başlıklı videoda ise Tuz Gölü üzerinde küçük taburelere oturmuş 13 kadın aynı yöne bakarak sürekli yorum yapmaktalar. Bir film, dizi ya da bir yarışma izliyor olabilirler mi? Bir anda fark ediyoruz ki bu kadınlar Tuz Gölü üzerinde karşı karşıya gelen kadın ve erkeği izlemekteler. Dinledikçe, üst üste binen bu konuşmalar ve yorumlar yeni ve başka bir performansa dönüşüyor. Yorumlar, hikâyenin belleklerde kodlanmış bilgisini gün ışığına çıkarıyor. Bucak her iki performansta bizi de işin içine katarak üçlü bir düzenleme yaratıyor. Bu üçlü düzenlemede izleyicinin yorumları ise Bucak’ın yarattığı illüzyonun yeni bir kaydı oluyor. 12 Ocak bu hikâyeleri izlemek için son gün. çeridekilerin ve içeri düşeceklerin sesi olmak Sevgili Balbay, şu özgür olmadığımız “özgürlüğe” gelir gelmez söylediklerinin altını çizdim. “İçeridekilerin sesi olmak” diyordun... Odatv davasından içeride kalmış, KCK davasından hâlâ içeride olan gazetecileri düşünüyorum... Yazdıkları, söyledikleri, düşündükleri nedeniyle “terörist” ilan edilenleri... “Terör” suçlamasıyla tutuklanmış Gezi protestolarına katılanları düşünüyorum... Polis şiddetinin yaraladığı, kör, sakat bıraktığı gençleri tedavi etmeye çalıştıkları için içeri atılan doktorları; o gençleri savundukları için “yakalanan” avukatları düşünüyorum... Bir de içeri düşecek olanlar çıkmıyor aklımdan ve yüreğimden: Yere yazı yazdı diye hakkında soruşturma açılan çocuk... Yaralıyken camiye sığındı diye suçlanan gençler... Sadece İstanbul’da 40 iddianameyle 308 kişi hakkında açılan dava ve ayrıca 36 soruşturmanın devam etmesi... Dinime küfre eden, “ibadethaneyi kirleten”, “kamu malına ve maneviyatına zarar veren” işte bunlar. Bu soruşturmalar, bu davalar, bu suçlamalar! Haklısın Sevgili Balbay, “Türkiyemizde can güvenliğinden önce ve bin kat daha çok tehlikede olan hukuk güvenliğidir.” PEN Türkiye Merkezi olarak 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde açıklamamızı şöyle bitiriyorduk: “Gerçek bir demokrasi yokken hapiste olmamak serbest olmaktır, ama özgür olmak değildir.” Öyleyse, hoş geldin ve mücadeleye devam... İ Yeni yılda dünya starları erkanzingLayout 1 11/25/13 1:33 PM Page 1 İş Sanat Ocak ayı prOgramı Sol Gabetta Luisa Sobral Kültür Servisi İş Sanat yeni yıla içinde klasik müzik, caz, hikâye dinletisi ve anma gecesi olan zengin içerikli bir programla giriyor. Ocak ayının ilk konserinde İngiltere’nin en önemli oda topluluklarından Academy of St Martin in the Fields, dünyanın en önemli ödüllerine değer görülen müzik direktörü Joshua Bell yönetiminde sahnede olacak. 8 Ocak’taki konserde sanatçı, topluluğu hem yönetecek hem de konserin solistliğini üstlenecek. Halk ozanı Neşet Ertaş, özel bir konserle 10 Ocak günü İş Sanat sahnesinde anılacak. Gecede Olgun Şimşek, Can Dündar, İsmail Altunsaray, Cengiz Özkan, Feryal Öney sahnede olacak. Öykücü Sabahattin Ali’nin hikâyeleri “Gece Kapladı Her Yeri” isimli dinletide canlanıyor. Atilla ve Mehmet Birkiye’nin düzenlemesiyle sahnelenen dinletide, Tilbe Saran, Metin Belgin, Bü lent Emin Yarar ve Hakan Gerçek, yazarın hikâyelerini Serdar Yalçın’ın besteleri eşliğinde 13 Ocak’ta seslendirecek. Günümüzün önde gelen usta kemancılarından Shlomo Mintz ve arkadaşları oda müziğinin sıcak ve samimi havasını klasik müzikseverlerle İş Sanat’ta buluşturuyor. 22Ocak’taki konserin diğer yıldızları ise piyanist Itamar Golan ve çellist Dmitry Yablonsky. Portekizli Luisa Sobral, caz standartlarından Brezilya müziğine uzanan müziğini 24 Ocak’ta dinleyenlerle buluşturacak. Günümüzün en başarılı genç çellistlerinden Sol Gabetta ile deneyimli İtalyan şef Giovanni Antonini yönetimindeki Basel Oda Orkestrası’nı aynı sahnede buluşturan konser ise 29 Ocak’ta. CEM İBADETİ TEŞEKKÜR Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) İzmir Şubesi'nin 20. Yılı Kutlamalarına katılarak bizi ve tüm ÇYDD ailesini onurlandıran, güç veren, Atatürk Devrimleri ve Demokrasiye gönül vermiş dostlarımız; Genel Başkanımız Prof. Dr. Aysel ÇELİKEL'e, Genel Başkan Yardımcımız Ecz. L. Nihal KIZIL'a, sanatlarıyla etkinliğimize değer katan Şef/Piyanist İbrahim YAZICI'ya, Opera Sanatçısı Güvenç DAĞÜSTÜN'e, BASINDAN DOSTLARA, İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya GÜVEN'e, Dr. Türkegül KOCAOĞLU'na, DEĞERLİ BAĞIŞÇILARIMIZA, İzmir ve dışından gelen MEZUNLARIMIZA, GENÇLERİMİZE, programı sunan Özge YILMAZ'a, Bizzat gelerek, çiçek ve mesaj göndererek bizleri kutlayan, ÇYDD ŞUBELERİ ve TÜM DOSTLARA, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE, MESLEK ÖRGÜTLERİNE, tüm ÇAĞDAŞ YAŞAM DOSTLARINA TEŞEKKÜR EDERİZ. HER PERŞEMBE FARKLI BİR İLDEN, İLÇEDEN GERÇEKLEŞEN CEM İBADETİMİZ HER PERŞEMBE 19.30’DA CEM TV DE.. Frekans: 12729 mhz v 30000 sembol yatay/h dsmart 242 Gönül KAYA ÇYDD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Adına
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle