18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ARALIK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 13 ABD yardımı durdurdu “ölümcül olmayan” yardımların askıya alındığı açıklaması ABD’nin Ankara Büyüelçiliği tarafından yapıldı. İngiltere de ABD’ye katıldı vegözü Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye geDış Haberler Servisi ABD, Suriye’nin çişin yolcu ve araç trafiğine kapatıldığıkuzeyine yapılan “ölümcül olmayan” yarnı bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıkladımları askıya aldı. İngiltere de daha sonmada, Cilvegözü Sınır Kapısı Mülki İdara yaptığı açıklamayla ABD’ye katıldı. re Amirliği’nden şifahen alınan bilgiye Kararın, İslami Cephe’nin, Özgür Surigöre, sınırın önceki gün sabahtan itibaye Ordusu’nun (ÖSO), Türkiye sınırında ren kapatıldığı belirtildi. bulunan Bab el Hava Sınır Kapısı’ndaAçıklamada şöyle denildi: “Son alıki üslerini ele geçirmesi üzerine alındınan bilgiye göre, kapı şu an için Özğı açıklandı. (AFP) gür Suriye Ordusu’ndan ayrılan ılımAçıklamaların ABD ve İngiltere’nin lı İslami bir grup olan (El Kaide veya Ankara Büyükelçilikleri tarafından yapılması dikkat çekerken, Türkiye de Bal ÖSO’nun gücünün azaldığı belirtiliyor. IrakŞam İslam Devleti bağlantısı olmayan) ve 7 ayrı muhalif grubun birel Hava’nın karşısında bulunan Cilvegözü leşmesi ile kurulmuş bulunan Cephetül İslam grubuSınır Kapısı’nı aynı gerekçeyle kapattığını duyurdu. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü, yardımları İsla nun eline geçmiştir. Konuyla ilgili gelişmeler yakından mi Cephe’nin bölgedeki ÖSO karargâh ve cephanelikleri takip edilmekte olup herhangi bir gelişme olması halinni ele geçirmesi üzerine durdurduklarını, ancak insani yar de ayrıca bildirilecektir.” Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Washington’ın, dımların bu durumdan etkilenmeyeceğini, çünkü bu yardımların uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri tara Suriye’de El Kaide’nin güçlenmesi karşısında daha ılımlı fından yapıldığını söyledi. Sözcü, geçen cuma günü İslami bazı İslamcı gruplarla görüşmeler yaptığını, aralarında İsCephe’nin denetimine geçen ÖSO üslerinde bulunan, ABD lami Cephe’nin de bulunduğu söz konusu gruplarla görüştarafından gönderilen teçhizat ve malzemenin kayıp olup ol melerin bazılarının Ankara’da gerçekleştirildiğini yazmıştı. Gazete, İslami Cephe’den bir grubun, ÖSO üst düzey üyemadığının araştırıldığını da bildirdi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı da Suriye tarafındaki mu leri ve Katar Dışişleri Bakanı ile İstanbul’da 31 Ekim’de buhalif grupların aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle Cil luştuğunu ve toplantının iki gün sürdüğünü de bildirmişti. u Türkiye sınırındaki ÖSO üslerinin İslami Cephe’nin eline geçmesi üzerine Meclis’te İlk Konuşma... “Benim ülkemde insanlar önce hapse girer, sonra başkan olurlar!” Mandela’nın sözleri bu... Mustafa Balbay’ın Meclis’teki ilk konuşmasını dinlerken, bu veciz sözleri düşündüm. Dün o da hapisteydi. Bugün Meclis’te! Yarın kim bilir... Belki Başbakanlık/Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde... Balbay’ın Meclis’teki ilk konuşmasında telaffuz ettiği tüm cümlelerin ardında, Silivri ve Sincan’da yaşanan ve geçirilen 4 yıl 9 ayın çilesi ve o çilenin “moral ağırlığı” vardı. Balbay’ın ağzından çıkan her söz “feleğin”, pardon... “Silivri’nin çemberinden” geçtiği için, çok heyecanlı ve samimiydi. Bu söylenen her şeye bambaşka bir boyut, derinlik, saygınlık ve otorite yüklüyor; bu nedenle Balbay’ın bulunduğu kürsüden yankılanan her söz, kamuoyunda başka bir inandırıcılık taşıyordu. Balbay’ın konuşmasının, hatta Meclis’teki varlığının yarattığı bu çok farklı elektrik ve etkinin sonuna dek farkında olan iktidar cephesi, gözle görülür şekilde kontrpiyede kalmıştı. Kürsüde konuşurken Balbay’la aynı “kare”ye giren hükümet üyelerinin yüzlerindeki ifadeye dönüp fotoğraflarda bakın: Erdoğan’ın yüzünden düşen açıkça bin parça, “Bu tahliye çoktan gerçekleşmeliydi” diye konuşan Arınç alabildiğine ciddi ancak gizlenemez biçimde afallamış izlenimi veriyor, başı hafif yana kaykılmış pozisyonda oturan Egemen Bağış ise “İşimiz var!” moduna bağlanmış görünüyor. Rejimin yan yana dizili tüm çehreleri, Başbakan’ın beri yanında oturan Babacan dahil gergin! Nasıl gergin olmasınlar? Yıllardır susturulan muhalefetin çeşitli vesilelerle ifade etmeye çalıştığı tüm gerçekleri Balbay, Silivri zulmünü yaşayan bir kişinin moral ağırlığıyla, kürsüde tespih taneleri gibi sıralıyor: A. Özgürlük açığı, B. Hukuk açığı, C. İçdış barış açığı, E. Eğitim açığı... Başbakan’ın alt alta dizdiği icraatın içinden rakamlarına karşılık bu ürkütücü dört açığın yaşandığı bir ülkede gerçek gelişmenin, kalkınmanın olamayacağı gerçeği bir tokat yalınlığıyla tüm salonda hissediliyor. Başlı başına bir siyasi program olan bu dört açığın kapatılması için uğraş verme vaadinin yanında belleklerde iz bırakan en çarpıcı Balbay cümlesi bu arada şu oluyor: “Başbakan burada demir ağlardan söz etti. Ülkemizde demir ağlar kurulmuştur ama maalesef daha fazla demir parmaklıklar kurulmuştur!” Silivri çökerken, “Silivri sisteminin” en simge mahkumlarından biri tarafından bu cümle nihayet TBMM çatısı altında kuruldu. Bir gün bu rejim miadını doldurduğunda, kuşkusuz “Marmaray”ıyla değil Silivri’siyle hatırlanacak. Eski mahpuslarını başkanlığa çıkaran Güney Afrika’nın “ırk ayrımı” rejiminin tıpkı bugün “Robben Island” cezaeviyle hatırlandığı gibi... ABD’deki neocon cinnetinin tavan yaptığı Bush döneminin Ebu Garib ve Guantanamo zulmüyle günümüzde hatırlanması gibi... Putin Rusya’sının Hodorkovski ve Pussy Riot gibi nam salan ünlü tutuklularıyla anımsanması, eski Sovyetler Birliği’nin “Gulag”larla özdeşleştirilmesi gibi, Türkiye’nin bu dönemi de ilk ağızda bundan sonraki yıllarda hemen Silivri ile tanımlanacak. Bu yüzden Mustafa’nın Meclis kürsüsüne çıkar çıkmaz söylediği “Ülkemizde demir ağlar kurulmuştur, ama maalesef daha fazla demir parmaklıklar kurulmuştur” sözü unutulmayacak. Balbay’ın cezaevi çıkışından sonra söylediği altı çizilesi gerçekte pek çok şey var. “Kin ve nefreti cezaevinde arkamda bırakmazsam, ömür boyu içeride ‘tutuklu’ kalacağımı biliyordum. Hapishaneden... özgürlüğe açılan kapıdan çıkarken, bu nedenle bu duyguları arkada bıraktım” diyen Mandela’nın sözlerini çağrıştıran biçimde Balbay da, “Çocuklarıma kin ve intikam bırakamam!” diyor... Balbay bunun yanında “Tüm hapistekiler bilsin isterim ki, onların bir yanı bende... Onların yaşadığı hukuksuzluk benim üzerimde yük. Onları hiç unutmayacağım. Haklarını, hukuklarını savunmak için elimden geleni yapacağım” diyerek hak arayacağını belirtiyor. Kısaca kin ve intikam gütmüyor. Ancak içeride yaklaşık 5 yıldır sürdürdüğü “hukukun üstünlüğü mücadelesini” yılmadan dışarıda da sürdüreceğini vaat ediyor. Umarız Mustafa Balbay bu fevkalade zorlu mücadelede yanında elzem olan güçlü kamuoyu ve siyaset desteğini her zaman bulur. Gezi kapsamında “13 yaşında” çocuklara dahi “iki seneye dek hapis istemiyle” dava açılan bir ülkede “hukuk devleti mücadelesini” siyasetin ana ekseni yapan yepyeni bir ivmeye çok büyük ihtiyaç var çünkü. Hindistan’daki gay aktivistler, sömürgecilik döneminin yasağının geri gelmesini protesto etti. (AFP) Hindistan gay hakkına kapalı Dış Haber Servisi Hindistan Yüksek Mahkemesi, sömürge döneminden kalan ve eşcinsel eylemleri suç sayan bir yasanın iptal kararını kaldırdı. Gelişme eşcinsel haklarına büyük darbe olarak nitelendirildi. Eşcinsel ilişkiyle suçlananları 10 yıla mahkum eden yasa Yargıtay tarafından 2009’da iptal edilmişti. Yüksek Mahkeme Başkanı GS Singhvi, yasanın iptalini, konunun mahkemenin yetki alanına girmediği ve yasayı değiştirme kararının parlamentoya ait olduğu gerekçesine dayandırdı. Yüksek Mahkeme’nin yasayı destekleyen kararı eşcinselliğin kabul görmediği ülkede eşcinsel haklarına büyük darbe olarak nitelendirildi. Hindistan’da 153 yıldan beri mevcut bulunan ancak sık başvurulmayan yasa, polisin eşcinsellere yönelik tek hukuki dayanağı olarak değerlendirilirken eşcinsel hakları örgütleri kararı temyiz edeceklerini bildirdi. Karar Müslüman ve Hıristiyan kesimlerce olumlu karşılandı. Alternatif Hukuk Forumu adlı eşcinsel hakları kurumundan Arvind Narrain, kararın verildiği günü “kara gün” olarak nitelendirdi. Hindistan Uluslararası Af Örgütü Temsilcisi G. Ananthapadmanabhan da kararın eşitliğe, özel hayata ve insan onuruna karşı olduğunu belirtti. Eşcinselliği cezalandıran yasaya onay Bağımsızlık Meydanı. (REUTERS) Marmaray yerine Silivri damgası Körfez İran’a göz kırpıyor Dış Haberler Servisi Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), İran liderliğinin “yeni yönelimini” memnuniyetle karşıladıklarını duyurdu. KİK’in Kuveyt’te yapılan 2 günlük zirvesinin ardından yapılan açıklamada, “İran liderliğinin KİK’e karşı yeni yönelimini memnuniyetle karşılıyor ve bunu bölgesel barışa olumlu etki yapacak somut önlemlerin takip etmesini diliyoruz” denildi. Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya’nın oluşturduğu P5+1 ülkeleriyle İran arasında varılan geçici nükleer anlaşmanın da memnuniyetle karşılandığı ve nihai bir anlaşma için ilk adım olması dileği dile getirildi. Açıklamada, KİK üyesi Birleşik Arap Emirliği’nin (BAE) hak iddia ettiği Körfez’deki 3 adanın İran tarafından “işgali” ise kınandı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, özellikle Körfez ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek istediğini söylemiş, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de Körfez ülkeleriyle ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak istediklerini dile getirmişti. KİK, Sünni monarşilerin yönetimindeki Suudi Arabistan, Bahreyn, Umman, Kuveyt, Katar ve BAE’den oluşuyor. Halk polisi dağıttı Dış Haberler Servisi Ukrayna’da hükümet karşıtı gösteriler yeniden hız kazanırken polisin başkent Kiev’de gösterilerin merkezi sayılan Bağımsızlık Meydanı’ndan (Maidan) çekildiği bildirildi. “Berkut” adlı toplumsal olaylara müdahale gücüyle içişleri bakanlığına bağlı polisler göstericileri dağıtmak için önceki günden beri bulundukları meydanda binlerce gösterici tarafından adeta “kuşatıldı”. 50’ye yakın gösterici ile 30’a yakın polisin yaralandığı çatışmanın ardından, 9 saat süresince protestoculara tazyikli su sıkan ve acımasızca coplayan polis alandan çekilmek zorunda kaldı. yorum. Protestolar barışçıl olduğu sürece halkın üzerine polis gönderilmeyecek” dedi. Hem Zaharçenko’nun sözleri hem de polisin aşırı sert müdahalesi uluslararası kamuoyunda tepki çekti. Ukrayna’da göstericilerin kuşatma altına aldığı polis meydandan çekilmek zorunda kaldı gitmişti’ ‘Polis çöpleri toplamaya “Polisin operasyonu göstericileri dağıtma amacı taşımıyordu” diyen İçişleri Bakanı Vitali Zaharçenko polisin “Sokaklarda birikmiş çöpleri temizleme amacıyla orada bulunduğunu” iddia ederek “Söz veri ğerlendirirken olayların kendisini “iğrendirdiğini” belirtti. Kerry’nin yardımcısı Victoria Nuland da beraberinde ülkesinin Kiev Büyükelçisi Geoffrey Pyatt ile birlikte gittiği meydanda göstericilere ve polislere yiyecek dağıttı. uland yiyecek dağıttı Polisin alandan çekilmesinden saatABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ba ler önce BM Genel Sekreteri Ban Kikanın açıklamasını “Bu ne yanıttır ne de mun, Ukrayna Devlet Başkanı Viktor demokrasiye uygundur’ sözleriyle deYanukoviç’i arayarak şiddete başvurmaması çağrısında bulunmuştu. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton da arabuluculuk yapmak amacıyla bulunduğu Kiev’de Yanukoviç ile üç saat süren bir görüşme yaptı ve Bağımsızlık Meydanı’nı ziyaret etti. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un da dün muhalif siyasetçi Vitali Kliçko ile görüşmek üzere Kiev’e gideceği bildirilmişti. Yolsuzluk suçlamasıyla hapis te bulunan eski Başbakan Yulia Timoşenko’nun Vatan Partisi’nin ABD’li yetkili Nuland, meydana gitti. (AFP) maskeli kişilerce basıldığı bildirildi. N Gezi için hukuk devleti mücadelesi Öcalan’dan Mandela’ya ‘Kürdistan’ yazılı çiçek Erivan ziyareti Batı’ya mesaj DUYGU GÜVENÇ Dış Haberler Servisi PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, geçen hafta hayatını kaybeden Nelson Mandela’nın katafalkına “Kürdistan” yazılı çiçek gönderdiği bildirildi. CNN International’da yaptığı programlarla tanınan ünlü haberci Christiane Amanpour, sosyal medyada paylaşılan fotoğraflardan birini paylaşarak “Mandela’yı parmaklıklar ardından andı. Kürt lider Abdullah Öcalan’ın katafalk için gönderdiği bu çiçekleri gördüm” diye tweet attı. ahriklere kapılmayız’ ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “İşgale son ver” Davutoğlu’nun Karadeniz Ekonomik sözlerinin ardından Ermenistan İşbirliği (KEİ) toplantısına katılmak için bakan yardımcısının, “Türk Dışişleri bugün gideceği Ermenistan’da, Dışişleri Bakanı’nın bölgedeki muhtemel Bakanı Eduard Nalbantyan ile 3 yıl sonra olumlu gelişmeleri baltalayacak ikili görüşme yapmak için Erivan’dan hâlâ provokatif açıklamalar yapmak teklif beklediği öğrenildi. Ankara, ziyaret yerine Soykırım Anıtı’nı ziyaret ile sadece Erivan’a değil, Batı’ya da mesaj etmesi ve bir dakikalık saygı verileceği belirtildi. duruşunda bulunmasında ABD Dışişleri Bakanı John fayda var” sözleri Ankara’da, Kerry de önceki gün telefonla “Erivan’a gelme” mesajı olarak görüştüğü Davutoğlu’na, “İlişkilerin Davutoğlu ve Kerry’nin görüşmesinde ABD değerlendirildi. Toplantıya normalizasyonunu bir an önce görmek Kongresi’nin 2014 savunma bütçesine Türkiye’nin Dışişleri Bakanı düzeyinde istiyoruz. Erivan’a gitmeniz olumlu” Çin’den füze almasını önlemek için eklemeye katılma kararı alan Ankara’nın mesajı verdi. Davutoğlu, Türkiye’nin hazırlandığı tasarı ele alınmadı. Türk diplomatik bu politikasının nedenini üst sürece önyargısız yaklaştığını, ancak kaynaklar, Kongre’de Türkiye’nin Çin’den alacağı füze sisteminin NATO’ya entegre edilmesi halinde düzey bir yetkili, “Tahriklere bunun Kafkaslar’da Azerbaycan’ı da Amerikan fonlarının kullanamayacağını öngören kapılmayacağız. Onlar istemese kapsayacak kapsamlı bir sürecin parçası teklifin ikili ilişkileri etkilemeyeceğini savundu. de biz KEİ’nin de kurucu olarak gördüğünü yineledi. Görüşmede, Yetkililer, “Bu konuda Washington nezdinde bir ülkesiyiz. Batılılar da bu mesajı Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham girişimimiz olmadı” dedi. aldı” sözleriyle açıkladı. Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın 2 yıl aradan sonra yaptığı görüşmeyi de ele aldı. Ankara’nın, Baku ve ABD’nin de dahil olduğu Minsk Grubu’nun üyelerinden edindiği izlenimi üst düzey bir yetkili Cumhuriyet’e “Çok iyi veya çok kötü değil. Ancak çok kötü olmaması başlı başına olumlu bir gelişme. En azından yeniden hareketlilik var. Görüşmede reyonlardan çekilme değil ancak çekilmenin doğuracağı hukuki statü ele alınmış” sözleriyle paylaştı. ‘T Kongre’ye sitem yok ‘Yılın Kişisi’ Papa Dış Haberler Servisi Amerikan Time dergisi, Papa Francesco’yu “Yılın Kişisi” seçti. TIME her yıl “Yılın Kişisi”ni seçmek üzere internet üzerinden halkoylaması yapıyor ancak son kararı editörler veriyor. Derginin geçen hafta sonuçlanan anketinde, Mısır’da darbenin liderliğini yapan Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdülfettah Sisi birinci olmuştu. Editörlerin listesinde ise Papa ilk sırada yer alırken onu sırasıyla, gizli belgeleri sızdıran Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın eski çalışanı Edward Snowden, eşcinsel hakları aktivisti Edith Windsor ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad izledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle