17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2013 PERŞEMBE 16 DIŞ HABERLER [email protected] Adada 2. referanduma doğru REŞAT AKAR ngiliz Independent gazetesinin Snowden’ın sızdırdığı belgelere dayanarak Alman parlamentosu ile Başbakan Angela Merkel’in bürosunun hemen yanındaki İngiltere Büyükelçiliği’nde bir dinleme istasyonunun bulunduğu iddiasını ortaya atmasından sonra İngiltere’nin Berlin büyükelçisi önceki gün dışişleri bakanlığına çağrıldı. Büyükelçiye diplomatik temsilciliklerden bu tür dinleme faaliyetlerinin yürütülmesinin yasadışı olduğu hatırlatıldı. İngiliz elçisinin bakanlığa çağrılıp uyarılmasının 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez gerçekleştiği bildiriliyor. (Fotoğraf: REUTERS) BERLİN İNGİLİZ ELÇİYİ ÇAĞIRDI İ LEFKOŞA Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Kimun, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yeni bir girişim başlatırken Rum liderliğinin kararsız bir tavır sergilemesi dikkat çekiyor. Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, tarafları ortak bir metinde uzlaştırmak için başlattığı temasları çerçevesinde dün KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile yaklaşık 50 dakikalık bir görüşme yaptı. Downer, görüşmenin ardından basına yaptığı açıklamada, müzakerelere devam edilmesi için Kıbrıs Rum tarafının ön koşul olarak ortaya koyduğu ortak metin üzerinde durulduğunu anlattı. Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum temsilcilerinin söz konusu ortak deklarasyon üzerinde çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Downer, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ortak deklarasyonun bu hafta sonuçlandırılmasını beklediğini anımsattı. Kıbrıs sorununun Nisan 2014’te sona ermesi için yürütülen çabalar hız kazandı tim ilerliyor” dedi. Ortak metinde mutabakata varılmaması durumunda BM’nin tutumunun sorulması üzerine ise Downer, “Ortak açıklamaya ulaşılamayacağı düşüncesiyle hareket etmiyoruz. Bir uzlaşıya varılacağından ümitliyim. Söylediğim gibi yavaş yavaş yakınlaşmalar var. Doğru yönde gidiyor” dedi. Eroğlu ile KKTC Cumhurbaşkanlığı binasındaki görüşmesinin ardından Güney Kıbrıs’a geçen Downer, Rum lideri Nikos Anastasiadis ile bir araya gelmede sorunlar yaşadı. Rum kaynakları, Anastasiadis’in, Downer ile randevusunu aksattığını bildirdi. Erdoğan ‘Devlet Benim!’ Diyor “Devlet benim!” diyen “Güneş Kral” gibi artık başbakan. Ağzından çıkan söz, söz değil “kanun” niteliğinde! Ne derse o! Hele bir sorgulamaya kalkın! Kızlı erkekli kalınan “özel evlere”, örneğin devlet nasıl müdahale edecek, özel mülke, özel alana hangi yasalar kapsamında acaba karışacak? Herkesin merak ettiği soru bu. Finlandiya seferi arifesinde bir gazeteci Başbakan’a naçizane bu soruyu yöneltmeye kalktı, anında ağzının payını aldı: “Müstakil özel evlerde bir kız ya da bir genç aynı evde kalması ne denli uygun olabilir? Siz uygun buluyorsanız, size hayırlı olsun” dedi Başbakan. Bundan daha belden aşağı vuran bir yanıt olabilir mi? Basın mensubu ne yapsın? Boynu kıldan ince. Başbakan’ı frenleyecek hiçbir güç kalmadığı için karşısında ileri geri konuşuyor, dilediğini söylüyor ve dilediğini dayatıyor. “Tak” emrediyor; devlet erkânı “şak” yapıyor. “Valiliklerin (özel olana müdahale için) ne gibi bir yetkisi var” diye üsteliyor gazeteci. “Düzenlemeden sonra gerekli yetkiyi alırlar!” yanıtıyla karşılık veriyor AKP lideri. İşte bu kadar! çekerek “hedef bu iki yönetimi tek çatı altında birleştirmektir” dedi. Eroğlu, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yeni bir taslak metnin ortaya çıkacağını ve Nisan 2014’te bunun her iki halkın onayına sunulmasının beklendiğine dikkat çekti. utbol federasyonları birleşiyor Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun, FIFA tarafından tanınan Kıbrıs Rum Futbol Federasyonu (KOP) çatısı altında uluslararası müsabakalara katılması yönündeki gelişmeler hız kazandı. FIFA’nın, Zürih’te düzenlediği toplantıya katılan ve Rum Futbol Federasyonu Başkanı ile taslak metni imzalayan Federasyon Başkanı Hasan Sertoğlu, belgenin her iki federasyon genel kurullarında onaylandığı takdirde yürürlüğe gireceğini belirtti. F İlerleme kaydedilip kaydedilmediği sorusu üzerine Downer, “Santim san Santim santim ilerleme KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu dün, adaya gelen Avrupa Birliği (AB) heyeti mensuplarına son gelişmeler hakkında bildi verdi. Eroğlu, adada iki demokratik yönetim bulunduğuna dikkat Hedef Nisan 2014 Rapor tamamlandı ‘Anayasa ile devlete verilen görev’ Snowden belgelerinden sızan bir iddia daha İngiltere, Türkiye’nin fiber optik hatlarını izledi Dış Haberler Servisi ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) gizli kayıtlarını kamuya açıkladıktan sonra Rusya’ya sığınan eski CIA ajanı Edward Snowden’ın sızdırdığı belgeler her gün yeni bir bilgiyi gündeme getiriyor. Buna göre İngiliz istihbarat servisi Kıbrıs’tan geçen ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkeye ait 14 fiber optik hattı izlemiş. İddiayı, İtalyan L’Espresso dergisine dayandıran İngiliz Daily Telegraph ortaya attı. Bir dizi kablonun Güney Kıbrıs’ı İngiliz ve Amerikalıların casusluk faaliyetlerinin açık hedefi olan İsrail ve Suriye’ye bağladığını kaydeden dergininin haberine göre, söz konusu belgelerde, Güney Kıbrıs’taki Dikelya Üssü’nde bulunan Ay Nikola istasyonundan fiber optik aracılığıyla milyonlarca elektronik posta, telefon konuşması, anlık mesajlaşma ve diğer internet trafiğinin izlendiği bilgisi yer alıyor. Söz konusu yeraltı kabloları Kıbrıs’tan geçerek Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’ya gidiyor. Diğer kablolar Kıbrıs’tan Lübnan’a ve Kıbrıs’tan Mısır, Türkiye, Yunanistan ve İtalya’ya uzanıyor. Bill de Blasio’nun sonuçların kesinleşmesinin ardından eşi ve çocuklarıyla birlikte yaptığı zafer dansına ilgi büyüktü. Kampanyasında eşitlik sözü veren De Blasio’nun taraftarları da sonucu kutlamak için sokaklara döküldü. (Fotoğraflar: REUTERS / AFP) Arafat’ı polonyum öldürmüş Dış Haberler Servisi İsviçreli bilim adamlarının, zehirlenerek öldürüldüğüne yönelik iddiaların ardından inceleme yaptıkları eski Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’ın cesedinde ve mezarındaki toprakta radyoaktif polonyum elementine rastladığı bildirildi. ElCezire televizyonu, bir nüshasını elde ettiğini öne sürdüğü, İsviçre’nin Lozan kentindeki Adli Tıp Enstitüsü’nün hazırladığı 108 sayfalık raporda, Arafat’ın mezarındaki toprakta ve kaburgalarında bulunan polonyum miktarının doğal olmadığının belirlendiğini bildirdi. Televizyonun haberinde, Arafat’ın cesedini inceleyen bilim adamlarının, cesette radyoaktif polonyum maddesine rastladığı ve Arafat’ın ölüm nedeninin yüzde 83 bundan kaynaklandığının tespit edildiği belirtildi. Öte yandan, İngiliz adli tıp uzmanı David Barclay, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, bu sonucun Arafat’ın polonyum zehirlenmesi nedeniyle öldüğünü doğruladığını söyledi. Arafat’ın eşi Süha Arafat ise raporun, eşinin öldürüldüğünü kanıtladığını ifade etti. New York 20 yıl sonra Demokratların Dış Haberler Servisi ABD’de Barack Obama’nın ikinci kez başkan seçilmesinden sonra yapılan ilk yerel seçimlerde, New York belediye başkanlığını 20 yıl aradan sonra ilk kez bir Demokrat aday, Bill de Blasio kazandı. New York’un yanı sıra Virginia’yı da Demokrat Parti’nin adaylarının aldığı seçimleri New Jersey’de ise Cumhuriyetçi aday kazandı. Görevi, son 3 dönemdir belediye başkanı olan Michael Bloomberg’den 1 Ocak’ta devralacak olan Bill de Blasio, ekonomik eşitsizlikle mücadele sözü verdiği kampanyasının ardından yapılan seçimde Cumhuriyetçi rakibi karşısında oyların yüzde 73’ünü aldı. Selefi milyarder Bloomberg’i biri zengin biri yoksul “iki şehre” başkanlık etmekle eleştiren De Blasio, zafer konuşmasında da zenginle yoksul arasındaki farkla mücadele sözünü yineledi. De Blasio, yüksek gelir grubundakilerden daha fazla vergi alarak kreş ve okul sonrası programları geliştirme Bu durumda Erdoğan’ın tercihleri yasaların üstüne çıkıyor. Düzenlemeler onun istekleri doğrultusunda yapılıyor/yapılabiliyor. Kanunda, hukukta, anayasada karşılığı var mı gibi sorular ince teferruat oluyor. Şimdi her gerekçe istenilen düzenleme için kalkan edinilecek. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, durumdan vazife çıkartıp hemen “Başbakan talimat verir, ben yaparım” dedi: “Gençliğin korunması, gençliğin kötü alışkanlıklardan korunması anayasa ile devlete verilmiş görevler arasındadır!” Bireysel özgürlüklerimiz diğer deyişle ortadan kalkıyor. Özel yaşam ve kamu arasında her türlü ayrım bertaraf ediliyor. Devlet “özel”e, “özel” olana her gerekçeyle müdahale yetkisini kendinde buluyor. Kişi hak ve özgürlükleri bir kez baş kriter olmaktan çıktıktan sonra, müdahale için her mazaret öne sürülebilir. Dikta rejimleriyle, özgür demokratik rejimleri birbirinden ayıran en önemli üç fark buradadır: 1 Liderin sözünün kanun olması… 2 Özel yaşamın özel olmaktan çıkıp devletin müdahale alanına girmesi… 3 Liderin partisinin “devlet” haline gelmesi. Erdoğan’a boşuna ‘Sultan’ demiyorlar Hasan Cemal tüm bunlar olurken altını çizerek “Erdoğan diktatör değildir” diye yazmış. “Diktatör değil, padişahtır!” demek mi istiyor acaba diye düşündüm. Güçleri anayasayla kısıtlanamayan padişahlar döneminde de durum böyleydi çünkü. Yedi düvel boşu boşuna Erdoğan’a “Sultan” demiyor! Konu gerçekte burada Hasan Cemal hiç değil ama okun bu kadar yaydan çıktığı bir dönemde insanın, Erdoğan’a “demokrasi bağlamında” hâlâ ısrarla kredi açan bir yazı okuması, kimyasını etkiliyor. Nazlı Ilıcak hiç olmazssa bugün açıkça artık; “Geçmişte AKP’ye oy vermiş olmaktan utanıyorum. Bunlar (evlerin denetlenmesi bağlamında) hukuk dışı işlemlerdir” diyerek yakınıyor. “Yetmez ama evet”çilerin en ön saftaki temsilcilerinden Cemal, hâlâ ortada top çevirmekte mahsur görmüyor. Geçmişteki “yetmez ama evet”inden pişman değilmiş de “Demokratik değerler konusunda Erdoğan yarın doğru yolu bulursa, onu gene desteklermiş!” de, Erdoğan’ın Türkiye’yi din devleti yapmak ajandası yokmuş da vs. vs... ‘Sağın Doberman’ı aklandı Lieberman, karardan sonra dua etti. (AFP) sözü de vermişti. “İlerici liberal” olarak tanımlanan De Blasio, New York polisinin şüpheli herkesin durdurulmasına olanak sağlayan politikasının haksız bir şekilde azınlıkları hedef aldığını dile getirmişti. De Blasio’nun verdiği sözler kadar ailesinin de New York’un renkli yapısına daha fazla seslendiği yorumları yapılıyor. 52 yaşındaki De Blasio’nun siyah eşi, eski bir lezbiyen. De Blasio zaferinin ardından, eşi Chirlane, çocukları Chiara ve Dante ile kampanyasının sembo Eski lezbiyen eş Dış Haberler Servisi İsrail siyasetinin sertlik yanlısı politikacısı, eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman dün Kudüs Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen yolsuzluk davasından beraat etti. Suçlamalar üzerine Dışişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Lieberman’ın kesinleşen ve temyizi de olmayan beraat kararının ardından yeniden kabineye dönebileceği kaydedildi. Irkçı görüşleriyle tanınan ve Filistin konusundaki sert tutumuyla adından söz ettiren Lieberman, bir büyükelçinin atanması sürecinde dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanmakla suçlanıyordu. İsrail siyasetinde “ülke sağının Doberman”ı olarak da nitelendirilen ve Moldova’da dünyaya gelen 55 yaşındaki Lieberman, 1978 yılında İsrail’e göç etmiş ve gece kulüplerinde koruma olarak çalışmıştı. 2011 yılında tuvaletteyken yaptığı radyo söyleşisi sırasında bir soruyu sifonu çekerek engellediği için uzun süre alay konusu olmuştu. lü haline gelen ‘smackdown’ dans şovunu da yaptı. 8.3 milyonluk kentte Demokrat sayısı fazla olsa da, 1989’dan beri ilk kez bir Demokrat aday seçimleri kazandı. New Jersey eyaletinin Cumhuriyetçi Valisi Chris Christie yeniden bu göreve seçildi. Gözlemciler, Demokrat eğilimli New Jersey’de büyük halk desteğine sahip olan Christie’nin 2016 başkanlık seçimlerinde aday adaylarından biri olabileceğini belirtiyor. 51 yaşındaki Christie, Sandy kasırgasından sonraki çalışmalarıyla tüm ülkede adından söz ettirmişti. Elçi de ‘Humeyni İranı’na’ benzetti Bundan üç gün önce İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Rıza Bikdeli konuştu. Hürriyet’e verdiği röportajda AKP Türkiyesi ile Humeyni İranı arasında paralellik kurdu ve “İran’da Humeyni, Türkiye’de AKP İslama meylin yolunu açtı” dedi. İranlı büyükelçi diplomatik dille bu kadarını söyledi. Büyükelçi Bikdeli’nin açıklamaları tam Meclis’e giren “türban zaferi” ve Erdoğan’ın dini gerekçelerle yaşam tarzına her gün yeni bir müdahaleyi dayattığı bir döneme denk geldi. İran’da da her şey “tesettür/türban” ve okullarda kızlarla erkekleri ayırmakla başlamıştı. Şeriat sonra geldi. Referanslar bir kez “din”e kaymasın, durdurmak mümkün değildir. Türban, okullar, yurtlar, evler derken.. bakmışsınız sıra, misal, toplu ulaşım araçlarına gelmiş. Türkiye devasa bir “bayan yanı” otobüsü olup çıkmış! Biz yıllardır “Türkiye İranlaşıyor”derken hep “laikçilik”le suçlandık. Vehim üretmekle, paranoya beslemekle itham edildik. “Tehlikenin farkında mısınız?” dediğimizde alaya alındık. Az kaldı. Yalnız Nazlı Ilıcak değil, hepsi utanacak. Pussy Riot üyesi Sibirya yolcusu Parti binası önünde Çin’de on gün içinde patlama ikinci terör saldırısı Dış Haberler Servisi Çin’in Şanşi eyaletinin başkenti Tayyuan kenti Komünist Parti binası önünde meydana gelen bombalı saldırıda en az 1 kişinin öldüğü, biri ağır 8 kişinin de yaralandığı bildirildi. İki otomobilin de tahrip olmasına yol açan saldırıda kullanılan ve bina önündeki çiçekliklere yerleştirildiği ifade edilen yedi adet bombanın parça tesirli olduğu kaydedilirken saldırının son on gün içinde ülkede meydana gelen ikinci terör eylemi olduğu belirtildi. Yetkililer eylemi henüz hiçbir örgütün üstlenmediğini belirterek 28 Ekim’de Tiannanmen Meydanı’nda meydana gelen terör saldırısının Doğu Türkistan İslam Ordusu mensuplarınca gerçekleştirildiğini anımsattı. n Dış Haberler Servisi Pussy Riot’ın kayıp üyesi Nadezhda Tolokonnikova’nın eşi Peter Verzilov, Tolokonnikova’nın Sibirya’ya gönderileceğini kaydetti. Verzilov, Rolling Stone’a yaptığı açıklamada, 17 gündür kayıp olan Pussy Riot üyesinin Sibirya’nın derinliklerinde bir kampa yollanacağını söyledi. Verzilov, bir cezaevi kaynağının eşinin “Yüzde yüz Krasnoyarsk bölgesine gideceğini” teyit ettiğini aktardı. (REUTERS)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle