12 Ocak 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 KASIM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 9 Başbakanlık’ın verdiği Barzani ile Erdoğan’ın petrol anlaşması yapmadığı bilgisi yanlış çıktı Dünyayı yanılttılar Merkezi Irak Yönetimi, gelir paylaşımı sağlanmadan Türkiye ile Kuzey Irak arasında sözleşme imzalanmasına karşı çıkıyor. ABD de gerilimin tırmanacağını ifade ediyor. Şimdi hem Barzani hem de Yıldız, Merkezi Yönetimi iknaya çalışacak. FIRAT KOZOK HakHukukSuç... İnce Çizgi... İktidarı paylaşanların Başbakan Erdoğancemaat cepheleri üzerinden yaşadıkları güç savaşları, “biat kültürü”, “kol kırılır yen içinde kalır” çerçevelerinde, kapalı kapılar arkasında tutulamayıp kamuoyuna taşınca... Çağımızda insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin, ülkenin tüm yaşayanları için ayrımsız geçerli olabilmesinde olmazsa olmazlar; eşit koşullar üzerinden ilkeler ayaklar altına alınıp, medya güdülemesi araç, kavram karmaşası yöntem, “benimbizim için evet, seninsizin için hayır” anlayışıyla diktatoryal güç kullanımı, iktidar savaşlarına dönüştürülünce... Her şey arapsaçı, evrensel insan hakları, demokrasi, laiklik, hukuk devleti düzeni ayaklar altında... Aynı eylemden kimileri en ağır suçlardan mahkum, yıllarca tutuklu, kimileri iktidar gücünün, nimetlerinin kullanılmasının odağında... Suçla hak arasında, hele de dürüst, tartışmasız kriterler kullanılmayıp gerçekler tersyüz edilerek, silahlısilahsız, sınırsız kirli güç kullanılarak öylesine ince bir ayrışma çizgisi ya da uçurum yaratılır ki... Başbakan Erdoğan eksenli artık taraflarının açık açık saydıkları bir mezhep eksenli cemaatlerin görüşleri ile Gülen cemaati şemsiyesinde toplananlar arasındaki tartışmalarda, kendi adıma kamuoyuna yansıtılan acımasız eleştirilerden, gerçekleri öğrenebilmekten çok, ayrıntılarda boğulmuş kalıyorum... Bir tek, yine tarafların söylemekten çekinmedikleri üzere, şimdilik tırmandırılan iktidar paylaşım savaşlarının odağında, cemaatin sorumluluk almadan iktidar gücüne egemen olma inadı ile Erdoğan yönetiminin “İktidarımız hedef alınmışsa, biz önce davranır iktidarın gerçek sahipleri ve sorumluları olarak, hesap vermeyenlerden hesap sorarız...” yaklaşımının çatışmakta olduğunu görebiliyoruz.. “Neden bugün, kamuoyuna yansıtılmış boyutlarda..” sorusuna yanıt arandığında ise, ülkenin geleceğini kendi ideolojileri doğrultusunda, tek inanç eksenli dindar toplumu oluşturmada, güçlü merkezileşmede uzlaşılmış iktidar paylaşımında yaşamın dayattığı sorunlar büyüyor, dinamikler değişiyor... Demokrasiyi reddeden çoğunluk, mutlak iktidar kullanım gücü, çıkarlar, kültürler çatışması kilitlenmelerinde, bir dizi dinamikle büyük kaosları üretiyor... HHH İslam dünyası içinde, ırklar, mezhepler üzerinden yaşanan insanlık dışı boyutlar da kazanmış kanlı, ilkel çatışmalar Türkiye’nin en azından en sıcak gündemi sayılmasa da, Türkiye’ye yansıyan boyutları yeterince cepheleştirici... Arap baharlarının yorumlanmasından, Suriye, Irak, Lübnan, Pakistan, Afganistan, İran, Tunus, Mısır hangi İslam ağırlıklı ülkelerdeki yaşanan içdış odaklı gelişmelere, çatışmalara bakılırsa bakılsın çok boyutlu yol ayrımları, cepheleşmeler gündemli... Biat kültürü üzerinden inanç, hele de tek ırk, tek mezhep eksenli bütünleşmelerin maddi koşulları yok. Örgütlenme kültürleri, yapılanmaları ise hâlâ insan hakları, demokrasi, laiklik kültürü ekseninden çok uzakta... Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin demokrasilerine bile yansıyan çatışmacı, cepheleşme eğilimleri yoksul Güney dünyasında çok acımasız, ilkel koşulları ile ortaçağı aratmıyor... İktidar gücü, dayatma kültürü ile on yıllık yönetim alışkanlıklarını eklediğinizde, iktidarları, ileri demokrasiye geçişi dilinden düşürmeden, mutlak tek güçle yönetim tutkusunda sınır tanımaz tutkular, alışkanlıklar edinmiş bulunuyor... Aynı kültürden, aynı güçleri hesap vermeden kullanmayı hak bilmiş iktidar ortaklığı ile kaçınılmaz bir çatışma derinleşiyor... Gelinen noktada biz iki tarafın her an, iktidarı kaybetme riski duygusunu aldıklarında yeniden kenetlenebilecekleri gerçeğini kulak arkası yapmadan, bu çatışmanın sıcak süreci içinde edindiğimiz kimi bilgilendirmelerle ortaya çıkan kimi gerçeklerin hepimiz için yaşamsal sonuçlarını görmeye çalışalım... İktidarlarının MGK kararlarında var olduğu ortaya çıkan imzaları, son kavganın açığa çıkan gerçeği ya... Kabaca, “Askerler, eski derin devlet gücü hâlâ iktidardaydı... Yumuşak geçiş için MGK’nin cemaati hedef alan kararına imza attık, ama hükümet olarak attığımız imzaya uymadık, gereğini tersine yaptık. Sonra iktidar gücümüzü artırdığımızda hem derin devlet hem de askerlerden bunların hesabını sorduk...” diyorlar. Sonuçta TSK’nin en üst görevlerindeki komutanlar, gerçekliği kanıtlanmış imzalar, hukuk kapsamında suç kanıtları olmadan, ortada darbe eyleminin kendisi de olmadan, ağır cezalarla yargılanıp hapishanelere doldurulmuş durumdalar. MGK’de imza atmış iktidar gücünü kullanmış olanlar ise, cemaat başta, siyasal İslamcıları kurtarmış, iktidara, kadrolaşmalara taşımış konumdalar... Sandıktan çıkmış ancak demokratik düzenin yasamayürütmeyargı bağımsızlığı, hukuk devleti düzenini, her tür örgütlenme, farklı duruş, görüş açıklama haklarını katleden, sivil diktatoryal yönetim gücü gündemde... Hakhukuksuç... Aralarında öylesine ince çizgiler ya da uçurumlar var ki... ABD bankası olmayacağı kesinleşti Ekonomi Servisi İmzalandığı halde çeşitli tepkilerden çekinilerek açıklanmadığı ileri sürülen anlaşma Türkiye açısından büyük önem taşıyor. Zira petrolde ve doğalgazda yüzde 90’ın üzerinde dışa bağımlı olan Türkiye, arz güvenliği ve çeşitliliği için Kuzey Irak ve Irak’ın kaynaklarına büyük önem veriyor. Türkiye, enerji işbirliğiyle yıllık 60 milyar dolara ulaşan enerji ithalatını azaltmayı hedefliyor. Ankara’da 3 saatlik görüşmede 6 adet anlaşma imzalandığı ileri sürülüyor. Bunlardan 5’inin sözleşme, birinin de Turkish Energy Company’nin (TEC) K. Irak’ta yapacağı petrol arama sahalarına ait protokol olduğu belirtiliyor. Beş sözleşme ile K. Irak’tan mevcut boru hattına verilecek petrol, buna ek olarak Türkiye ile K. Irak arasında yapılacak direkt petrol boru hattı, doğalgaz akışını içeren doğalgaz boru hattına ilişkin sözleşmeler ile K. Irak’tan alınacak petrolün parasının ödenmesi için kurulan mekanizmaya ilişkin sözleşmeden oluşuyor. Bu arada petrolün parasının ödenmesi için ABD’li bir bankanın devrede olmayacağı kesinleşti. Sözleşme, TEC’in K. Irak’ta arama ve üretim yapacağı toplam 12 petrol arama saha sayısının artırılmasını da öngörüyor. Var olan sahalardan 6’sında TEC’nin tek başına arama yapacağı, diğerlerinin de ABD’li petrol devleri ExxonMobil ve Chevron ile ortaklaşa yapacağı arama ve üretimlere ilişkin sahalar olduğu biliniyor. ANKARA Kuzey Irak petrolü ve doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması konusunda Kuzey Irak Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Barzani ile 5 sözleşme, 1 de protokol imzaladığı ortaya çıktı. Oysa Başbakanlık taraflar arasında bir anlaşma ya da sözleşme imzalanmadığını duyurmuştu. Barzani, çarşamba günü, Başbakan Yardımcısı İmad Ahmet ve Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Havrami ile birlikte Ankara’ya gel mişti. Barzani, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından Başbakanlık Resmi Konutu’nda kabul edilmiş, görüşmede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da hazır bulunmuştu. Irak’la uzun süredir gündemde olan petrol ve doğalgaz anlaşmaları nedeniyle günün en önemli gündem maddeleri arasına giren görüşmenin sonucunda beklenen açıklama gelmemişti. Ancak bu haberlerin üzerinden daha 72 saat geçmeden “imza atılmadı” bil gisinin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Başbakanlık’ın Irak merkezi yönetimi ile ABD’den gelecek olası tepki karşısında imzaları duyurmadığı belirtiliyor. Çünkü Merkezi Irak Yönetimi, petrol gelirlerinin paylaşımı konusunda çözüm sağlanmadan Türkiye ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi arasında bir petrol sözleşmesi imzalanmasına karşı çıkıyor. ABD de böylesi bir durumun ülke içerisinde var olan gerginliği daha da artırabileceğini vurgularken Irak Başbakan ıNuri el Maliki ise bir anlaşma imzalanacaksa bile, bunu imzalayanın merkezi hükümet olması gerektiğini savunuyor. Ankara, bu ay başında Irak Merkezi Hükümeti ile Kürt Bölgesel Yönetimi’ne, söz konusu anlaşmanın gelir paylaşımı ile ilgili bir öneri sunmuştu. Irak Anayasası ülkedeki petrol gelirlerinin yüzde 17’sinin Kürt Bölgesel Yönetimi’ne, yüzde 83’ünün ise merkezi hükümete gitmesini öngörüyor. Ancak, Maliki söz konusu petrol ve doğalgaz boru hatlarından kendilerinden habersiz olarak petrol ve doğalgaz iletilebileceğinden kaygılanıyor. Garanti’den 889 milyon Avro’luk sendikasyon Ekonomi Servisi Garanti Bankası 291.5 milyon dolar ve 675.5 milyon Avro tutarında 1 yıl vadeli sendikasyon kredisi anlaşması imzaladı. Bankanın Kamuoyunu Aydınlatma Platformu (KAP) açıklamasına göre, 17 ülkeden 35 bankanın katılımıyla tamamlanan ve dış ticaretin finansmanında kullanılacak kredinin toplam maliyeti sırasıyla Libor artı yüzde 0.75 ve Euribor artı yüzde 0.75 oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle